10 SONKANUN Yarı - sıyasal Roma anlaşması Telgraflar diyor ki, anlaşma genel . dir, tamamdır. Devlet adamlarının söy- levlerindeki hava da, bunu - gösteriyor. Bugün; Avrupa barışını dolayısiyle de acun barışını kurup korumak için gere. ken görüş beraberliğini güvenilir - gibi elde ettiklerini ileri süren Fransa ve İtalya, bu görüş baraberliği ile bu barış alanının e hangi davaları, hangi şlardır? Bunu anlatacak söz lere henüz rastlanmıyor. Buna karşılık, kararlaşan prensipler ile eldeedilen gö. tüş beraberliğini yapıcılık yüzüne ge - çirmek için çok vakit gerekdiğini ves- mi söylevlerden bile çıkaral Bu son mütaleanın gerçekliği diliği, biribiriyle anlaşan iki büyük devletin, davayı kendi aralarında doğru ortaya koyduklarına yani onu bütün pürüzleri ve şümuliyle tetkik ettikleri . ne delalet etmektedir. Çünkü İtalya ile Fransa arasında ya göyle üstünkörü ve sadece bir takım gün Yük işlere dokunan bir anlaşma yahud ye azıçık kurcalayınca, ucu — derhal bü. tün Avrupa işlerine dokunan ve bütün Ayvrupa ve acun durumu gözönünde bu- Tundurulmadıkça meydanagelmesi hiç de olurluk vadetmiyen bir anlaşma ta . savvur edilebilir. Yapılan anlaşmanın en çok prensipler üzerinde olduğu ve bu anlaşmayı iyice gerçekleştirmek — için her iki devletin. de zaman faktörüne inandıkları ileri sürülünce (hem de res. men), anlaşılıyor ki, anlaşma, bir şümul Kü anlaşmadır, bir büyük devletler an. Taşmasıdır. Ve, prensipleri bakımından tamamlaşması için bile, daha başka dev- letlerin meselâ onaması gerekecektir. Anlaşmanın ne gibi meselelere doku. nacağını, bundan önceki iki yazımızda anlatmağa çalışmıştıkı Avrupa'nın da. vâları, kaç yıldır ortada dura dura ni « hayet o kadar bilinir olmuştur ki, bu me seleleri yeniden saymak istemez. Bunla- rın Roma görüşmeleri bakımından izlen. mesini ise, dedik ya, öteki yazılarımızda yapmıştık. “ “Roma anlaşmalarının şümullü oldu. ğunu onarsak, bunları detaylara göre fahlil etmekdense bunlarda takib olunan #ıyasal görüşe ve bu görüşteki istika « met ve temayüllere sözügetirmek — daha faydalı olsa gerektir. ulusları al: Büyük devletlerin aynı zamanda bü- yük imperyalizmleri temsil eyledikleri, genelsavaştan başka tanık istemez, Şu da var ki imperayilst olmanın acunun başına ne kadar acılar getirmiş olduğu. Büun en büyük belgesi de gene hep o genelsavaştır. İşte bu bakımdan büyük devletler arasında, hiç almazsa bundan sonra yapılacak anlaşmalarda, imperya. list temayüller güdülmemesini bekle - mek irili ufaklı bütün ulusların hakkı . dır. Acun barışına inanmadıkca Avrupa barışı meydana çıkmaz. Avrupa barışı « na inanmadıkca, ayrı ayrı yurdlar için olan barış gerçekleşmez. Büyük devletler, kendi aralarında anlaşırlarken, hiç ummak istemeyiz ki barışcılığın bu temel - türesini gözden kaçırsınlar. Çürkü 1914 . 1918 deneme. sinder sonra, 1918 - 1934 devresinin acı ları küçüklerine olduğu kadar büyük devletlere de göstermiştir. ki, acunun görçek barışı bütün ulusları aynı “mah. rec,, © getirmekle mümkündür. Ve bu “mahrec,, de ancak ve ancak aradlıkta kayıtsız ve şartsız beraberliktir. Bu for. : lü, imperyalistçe bir hesab şüphe yok ' onayamaz, İşte — bunun ( büyük devletler araşındaki ..ı..;:'.m. ydı biz, yeni bir görüşe göre yapılmasını is. temekte — ve yapıldığını - sanmakta; Aksi takdirde çünkü, bugünkü insanlı - Bin yaptığı barış hesabları da, onun ger- çek hakları ve gerçek arzuları bakımın- dan desteksiz kalmış olur. BURHAN BELGE AALUMA. HYD YANAANUKSANKA GA: TUL bT TaYmamm MUTLAK SURET OKUMALIS! k Anne; baba, Yurttaş (Hilmi Ma: B ğ ğı.) H. Malik Evren'in bitiklerin- gelen birisini mutlaka ökumalışın. & 1 — Çocuk üçük insan Tuhu 2 — yaratıcı 3 — Demokrasi methu Emı ve mücrimlerimiz 4 — Türkiye. de suçlu çocuk $ — Türkiyöde sine- in ve tesirleri 6 — Annelerin kızla- tina öğütleri ? — İnkılâp yolunda. C. H. F. İstanbul vilayet kongresi İstanbul, 9 (Telefon) — C. H. Fırkası İstanbul vilayeti kongresi cuma günü öğleden sonra vilayet idare heyeti reisi Dr. Cemal Tun- ca'nın bir söyleviyle açılacaktır. Kongreye iştirak edecek murah. hasların sayısı 63 tür. İstanbul Liman Rıhtım Şirketi teşkilatı İstanbul, 9 (Telefon) — Liman ve Rıhtım Umum Müdürlüğü teş- kilatında ıdıı-qye verilecek yeni şekiller için tetkiklere başlanmış- tır. Gerek yeni kadrolar gerekse hazirandan itibaren umum müdür- lük teşkilatında yapılacak deği- şiklikler bu tetkiklerin mevzuu- dur. Hazirana kadar yani muvak- kat bütçe ile idare vaziyeti sona erinciye kadar idarenin işletme vaziyetinde hiç bir değişiklik ol- mıyacak ve resim azaltılmıyacak- tır. Hukuk Fakültesinde konferans Istanbul, 9 (Telefon) — Hukuk Fa- kültesi hukuku medeniye profesörü Şvartz bugün hukuk - fakültesinde bir konferansla dersine başladı profesörün birinci konferansı talebe ve dinleyen profesörler üzerinde büyük bir tesir yap tı, dakikalarca alkışlandı. Balkan ökonomi konseyi üyeleri cumaya dönecekler İstanbul, 9 (Telefon) — Atina. da toplanan Balkan ökonomi kon- İ rak eden türk heyeti cu- ma günü İstanbul'a dönecektir. Sürp Agop mezarlığı satılıyor İstanbul, 9 (Telefon) — Mah- keme karariyle belediyeye geçen Sürp Agop mezarlığının tapuca kaydı bitmiştir. Belediye bu me- zarlık arazisini parça parça tak- sim etmiş ve plânlarını hazırlamış ve satılığa çıkarmıştır. Bir denizaltı gemimiz Istanbul'a geldi İstanbul, 9 (Telefon) — İspan- ya'dan bir denizaltı gemisi tecrü- imek üzere İstanbul'a gel- miştir. İstanbul şehir tiyatrosu İstanbul, 9 (Telefon) — İstan- bul şehir tiyatrosu her hafta salı günü salgın hastalıklarla mücade- le için halka bedava sıhhi temsil- ler verecektir. Bay Rauf Yekta öldü İstanbul, 9 (Telefon) — Şark musikisi üstadı Rauf Yekta Bey- lerbeyinde evinde ölmüştür. Ce- nazesi yarın kaldırılacaktır. İzmir'de bir elektrik kazası İzmir, 9 (AA.) — Şark Halı kum » panyasında çalışan işçi Receb makine - ler dairesindeki kazanı temizlerken elek trik cere; tutularak ölmüştür. Ankara Radyosu Dün akşam Ankara radyosu; sakso. fonist Nihad Esengin'in çaldığı güzel parçalarla bize zevkli dakikalar 'geçirtti. Program harici çalınan Romen, halk şarkıları büyük bir alâkayla dinlendi Ankara Palas Orkestrasının dans müzi- ği dün gece fevkalâde deği caz havalarından mürekkebti. Tangolar, macar şarkıları solo viyolonsel parçala. rı mükemmeldi. BU AKŞAMKİ PROGRAM 1 — Bay Necip Fazıl şürlerini okuyor 2 — Musiki: Brahms — Lied Keman: Necdet Remzi Piyano: Ulvi Cemal 8 — Matbuat Raporu 4 — Dans musikisi 5 — Musiki: 10 dakika fransız kafe - konseri ” ” Viyana musikisi 6 — Haberler İstanbul radyosu Saat 1730 İnkılâp dersleri: Üniversite . den nakil; C, H, F, Genel Kâi- tibi Bay Recçb Peker, Almanca ders Dans musikisi — plâk Haberler İhsan Celâlettin şan Piyano ve fakatiyle Hafif musiki — plâk Stüdyo Sigan orkestrası. Son haberler Radyo orkestrası Radyo caz ve tango orkestrası 18.30 19 19,30 19,40 20 20,30 21,15 21,30 22 Yugoslavya'dan İzmir'e 100 muhacir geldi Izmir, 9 (A.A.) — Selânik'ten lima. mnımıza gelen bir vapurla Yugoslavya' . dan 100 muhacir gelmiştir. Bunlar hü- kümetçe gösterilecek yerlerde iskânla. rı temin edilinciye kadar Hilâliahmer ce miyeti tarafından bakılacaklardır. Soyadı alnlar Eski Tahran Büyük EL, Bay Sad. rettin ile oğlu “Milliyet,, ve “La Türki,, gazetelerinin Ankara mümessili arkada. şımız Mecdi Sadrettin Soyadı olarak Sayman adını almışlardır. Çocuk Esirgeme kurumuna yardım edenler Mülkiye Müfettişi Bay Rifat evin . den 22 parça eşya, Artvin Saylavı Bay Mehmet Ali 1 lira, Mühendis Bay Galib 12 patça eşyayı Çocuk Eşirgeme Kuru- mü genel merkezine bağışlamışlardır. Genci Merkez bu hayırseven sayın bay. lara açık teşekkürlerini sunar, Büyük bir spor filmi ) Halkevi Başkanlığından; 10, 1. 1934 perşembe günü akşamı sant 17,30 da sporculara ve genclere bir spor filmi gösterilecektir. Giriş kartsızdır. Spor tekniğin; öğrenmek ve bu yolda fayda. lanmak istiyen genclere, sporculara, be den terbiyesiyle uğraşanlara bu değerli filmi görmelerini tavsiya ederiz. Türkiye - İngiltere ticaret muahedesi j İstanbul, 9 (Telefon) — Türki- ye - İnııllere ticaret muahedesi müzakeratına İngiltere namına iş- tirak edecek olan İngiltere sefare- ti ataşesi Ankara'ya gitmek için hükümetinin davetini beklemek- tedir. Müzakerelere Atina'da top- lanan ökonomi konseyine iştirak eden türk murahhaslarının ayde- tinden sonra başlanacağı söyleni- yor. Türk - Yunan ticaret odası İstanbul, 9 (Telefon) — Türk - yunan ticaret odası yeni ticaret an- laşması tatbikinden alınan netice. leri tetkik etmek üzere son toplan- tısını yapmış, bu toplantıda yunan murahhasları da hazır bulunmuş- tur. Talimatnamenin tatbikinde rastlanan bütün güçlükler şimdi- ye kadar yapılan tetkiklerde tes. bit edilmiş ve buna mukabil alı- nacak tedbirler ökonomi bakanlı- ğına gönderilmek üzere hazırlan- mıştır. Türkiye - Suriye emlâk lnlıışrııııı suriye'deki türk emlâkiyle Türkiye. deki Suriye emlâki hakkında Fransa ile 1932 yılında yapılan emlâk anlaşması ikinci kânunun 11 inden itibaren altı ay müddetle temdid edilmiştir. Antebte seçim işleri Anteb, 9 (AA.) — Saylav — seçimi anıklıkları devam ediyor. C. H. F. vila. yet idare heyeti sık sık toplanarak ikin. €i seçici işlerini şmektedir. İkinci seçici seçimi 20 sonkânunda başlıyacak ftır. Bu seçimda vilayetimizden 100 den fazla kadın ikinci seçici çıkacaktır. İzmir Hilâliahmerinin yardımları Tzamir, 9 (A.A.) — Hilâkahmer Ce. ) ile sağlık işleri müdürlüğünün el birliğiyle şebitlerdeki iplik ve bez fab « rikalarında çalışan işçiler için fabrika müdürlükleri tarafından yaptırılmakta olan yemekhaneler bu ayın sonunda bi. tecek va şubat ayında işçilere Hilâliah. mer tarafından açılacak aşevi tabağı ek. meğiyle beraber beş kuruşa sıcak yemek vermeğe başlıyacaktır. Antebte bayındırlık işleri Anteb, 9 (AA.) — Sonbıhınlı vi. layetimiz içinde 45 kilometre şose ya - pılmıştır. Bunun için 26 bin lira har. canmış 4000 amele çalışmıştır. Kültür bakanlığının plânma göre ge. gen yaz temeli atılan Üüçer dershaneli kırk köy mektebinden otuzunun yapısı bitmiş tedrisata açılmıştır. Kastamonu Halkevinin çalışmaları Kastamonu, 9 (AA.) — Halkevi . mizde geçen 1934 yılı içinde 11 halk top lantısı yapılmış ve 12 temsil verilmiştir. Her iki toplantıya 9850 yurddaş gelmiş tir. Bundan başka evin bir yıl içinde Ga. zi Stadında tertip ettiği 8 spor toplantı- sında 15.200 yurddaş bulunmuştur. E. vin 7 şubesinde 7.127 kadın ve erkek Üye vardır. Kırk beş yıllık sanatkâr Receb Safa'nın mezarı başında. (Yazısı memleket postasında) uai üeü di AĞi Ü « a Avscl tanbul: 7 ikinej kânun 10935 lıuınhul da nııkçc yeni bi m çev. rildi. Aysel, Aysel Bursa köylerinin bi. rinde hizmetci olarak bir eve giren ve orada girletildikten sonra sokağa atılahı bir kızın ismidir. Filim bu kızın roma . nıdır. Filimde ikinci plânda Aysel'i seven zengin delikanlı, delikanlının nışanlısı ve romanı tamamlıyan bir kaç sahne vare dır. Fakat bence Aysel: daha çok Bursa köyünün filmidir. Bol ağaclı, gölgeli, dirlikli, çalışan türk Bursa köyleri, Ben Aysel'i birinci ve ikinci olarak görürken filmin sahne veya filim tekni . ği bakımından eksikleri olup olmadığını düşünmedim, aramadım bile, Bir arka . daşım; — Köy sokakları çok yalnız, Öteki, — Sahneler çok uzun! Dedi. Bana göre filimde, köy sokağı. mn tenhalığı, birkaç sahnenin uzunluğu Asysel'in bellibaşlı güzelliklerinden bi ridir. Eski türk sanatında da büyük (sa . tıhlar) küçük motiflerle süslenir, (sa « tıh) döldurularak değil, boş bırakdarak güzelleştirilirmiş. Aysel'de de böyle yapılmış. Aysel köyün yoluna, harmanın güneşine, ge « cenin karanlığına yalnız olarak - kon « muştur, Filimde Aysel yalnız bırakıddarak gü. zelleştirilmiştir. Ertugrul Muhsin, Aysel'de ilk olarak köylüleri konuşturmuştur. Ve kendisini bu güzel işini anlatırkon gücendirmiş olmıyayım ama; filimde köylüler (Da. rülbedayi ) lilerden daha iyi konuşmuş . hardır. (Darülbedayi) liler niçin türkçeyi herkesten, hattâ kendilerinden bile fe -« na ve başka türlü konuşurlar? Niçin ekleri çekerler, kelmileleri uzatırlar, Kendi kendime, bu filim, — Sessiz daha güzel olurdu. Diye düşündüm. Ama bize bir sah | ne dili lüzmm, Tiyatroda liği görüyoruz. Bir zamanlar manak için; sahnode türk dilini öldürüyor, bayağılaştırıyor diye bağırır dururlardı.. Niçin hep türk ve okumuş olan bu çocuklar bize yadır. gatmıyan, temiz bir sahne dili veremi . yorlar. Hele bir zamanlar, türk filimle. rinde, bir ferdi dili türemeğe başlamış. tı. Sokakta çocuklar, evde hizmetciler bu cins bozuk dile özenip, dururlardı. Zozo'nun tarigosu kadar bellenen bir şey olmuştu. Ne kötü, ne bayağı şeydi ©. Aysel'de dil ferdiden kurtulmuştur. Ama güzel değildir. Elimde de hep bu eksile Ayselde, sesi ve (neşesi) ek. siktir. Rüzgür sessiz, tarla türküsüz, ço. ban kavalsızdır. Ve köy bir şehir kadar olıuıı (ııeıelı) değildir. Filimde Hld zer. Ölçüsüz bol olmamakla beraber onun da, türküsü, çalğısı melodisi var. dır; Ve bütün bu sanat motifleri tam bir sadelik ve mantık içinde onun yaşa. yışındadır. Türk hyii asık suratlı değil. dir. Aysel'de bence ektik olan şeylerin gelecek — filimlerde tamamlanacağına inanmasaydım ve Aysel'i türk filimcili- ğinde bir dönüm noktası saymasaydım bu yazıyı yazmazdım. (Aysel) de ilk olarak, filim yüzünü memlekete çevirmiştir. Ve memlekette, âyi bir filim için motif olacak şeyler bul. muştur. Bu bakımdan ne Leblebici'ya, me Cici Berber'e hattâ ne de, Bir Millet Uyanıyor'a benzer. Onlardan yalnız za- man değil (telakki tarzı) bakımında çak ileri bir şeydir. Ayael, bizde bir (telâkki) ye daha cevab olabilir. Rir çoklarımız hâlâ, sah. mede filimde olduğu kadar heykelda resimde, şiirde ve bütün güzel sanat « larda (mevzu) un bele bir pala takmak veya göğse bir kurşun sıkmakla ulusal laştırılabileceğine inanırlar. Yazılarını böyle yazarlar, resimlerini böyle yapa- rlar ve böyle olmuyanlara da, kozmapolit falan derler. Aysel'de ne o, ne de öteki vardır. Aysel kirletilmiş ve sokağa atıl. maş bir kadının romanıdır. Fakat Aysel ulusal bir romandır. Filâm beğenilecek ve övülecek bir ei NESET HALİL ATAY. VT