Ulusal artırım (faiz) sıyasası Ökonomi ve artırım yedigünü baş- darken, İnönü'nün sesi, talihimizi dü- Ründe yürütebilecek bir doğruluğa (ba kikat - vörite) yeni bir ışık verdi: Genel kalkınmamızda, ulusal varlı- (amızın bütün tellerini elde tutmak, onları hep birden ve biribirine uygun olarak çekmek, çevirmek gerekliği. Ökonomi alarırnda ise, ekim (xiraat) zanaat, bayındırlık, alışveriş (ücaret) taşıma ve para işleri; ökonomik bütün- lüğümüzün biribirini tümleyen bölüm. leri ve kollarıdır. Bunlar, trpkr adam gövdesinin üyeleri gibi, hepsi de bütün ve sağlam bir gövde için aymı kertede ehemmiyetli olmakla beraber, başka Başka bakım isterler. Ulusal artım (faiz) sıyasasını işte bu görüşle görüyor ve öyle araştırmak İstiyoruz. Artım (felz) nedir? Oluşumun kö - kü nerededir? Bu sorguların karşılığı, onun hukuki ve ökonomile özünü ay- Ödünç verenle, ökonomik bir deyiş. le kredi açanla, kredi alan arasında şu temellere dayanan blrmınlışıı ve ant- ılıyor demektir.. I"T; gdl veren, kredi alana güvenl. M;) Kredi veren, kredi alanın, o kre. diyi nerede kullanacağını araştırıp be. ğeniyor, o işin usa yakın ve verimli ol. Gduğuna Inanıyor, 3) Kredi veren, parasının şu veya Bu işde kullanılmasıni isteyor. Çünkü onca ancak o iş verimli ve sağlam gö. Tünüyor. Böylece kredi verenler, öko- nomik işlere kendi dileklerine göre yön (istikamet) veriyor, 4) EKrediyi verenle alan arasında bu şartlarla bir andlaşma yapılmış oluyor. Bu anlaşma ve andlaşmadan çıkan anlara (mana) açıktır: iki taraf da bu yapılan kzedi işiyle yeni bir Ürün elde edileceği kanığındadır. Elde edilecek bu öründen artım (faiz) adını verdiği- miz bir parçası, ana borçla birlikte ve vadesinde, kredi açan kişiye geri ve - rilecektir. ss. Bu böyle olunca artım: 1) Ancak kredinin ürününden ay . rılarak verilmek, 2) Ve ancak kredinin gerçekten ya- 1 #rünün kaldırabileceği bir 81 çüde obmak geretir. Şum da söyliye lim, ki bu yazının kongusu (.uı_evımı) Yalnız yetirim Çistihsal) kredisidir. ... İmdi, alınacak bir kredi ile yapılabi iöcek ciroların sayısı ile kazanç ker- tesi; ökonomik başarma kollarının her birinde başka başkadır. Ciro sayısı ve kazanç kertesi; para alım satımında en Tök ve yüksek olmak Ürere Bırasile, Ulus'nn Bomanı: 4 (MEA Yazant ANNIE VİVANTI üt! senin dudaklarında, Benin aklında saf hayallerden baş- 9 sev çiçeklenmemelidir. Ellerini aldı; sesi derin ve s- ©- bir heyecanla tiniyord“:_ .— Benim masumum!. seni bir Mihraba koymak ihtiyacını duyu- Yorum ; tâ ki saf olmryan hiç bir $*y seni kirletmesin, sana sürtün- Mesin, Seni, benim mukaddes Yüvrüum, bana inan veriyorsun; Sen beni fazilete inandırıyorsun; 'CnAbcni Tanrıya inandırıyorsun. ke'.diînd. yesle ellerini çekti. Ke — Söylemet. söyleme bunul. o Fakat eşikte, halecanlı, soluk ,_'vğç. Elsy belirmişti. Biran ora: 4 ikisinin yüzlerini endişe ile tüzerek durakladı. Sonra, — Norman. — dedi: — geli - Yazan: SAİT AYDOSLU mal alım satımında, zanaatta, bayındır- Tık işlerinde, ekim (ziraat) işlerinde başamak basamak azalır, Bu her gün ya şadığımız bir gerçekliktir. (hakikat - realite) Eğer bu bir gerçeklik —ise artım, ekim, zanaat, alışvericilik gibi her ba- şarma kolunda ayrı tutulmak, ulusal varlığın sağlığına daha uygun ve ge- rekli olur. Bu düşüncenin yapış alanma nasıl götürülebileceğini de gelecek konuş - mamızda anlatmağa çalışacağız Yurd postası — Aydın bir saylav fazla çıkaracak - Bir kooperatif kuruldd Aydın: — Saylav seçimi gözetme derneği dün belediye başkanımız Nafiz Karabudağın başlığı altında toplanarak kaza gözetme derneklerinden gelen nü fus defterlerile Aydın nüfus defterleri ni araştırmıştır. Bu araştırmadan M. Ay din kazasının — 77,986, — Boedoğan'ın 29,684, Çine'nin 35,069, Karacasu'nun 14,602 Nazilli'nin 55,016 ve Sök'nin de 30,022 vilâyetin genel nüfusunun 241.379 olduğu ve son değiştirilen yasaya göre vilâyetimizin bu kez bir artığı ile altı saylav çıkaracağı anlaşılmıştır. Dört yıl önceki saylav seçiminde vi- Jyetimizin genel nüfusu 211,750 idi. Buna göre vilâyetimizin genel nüfusu oturz bine yakın artmış oluyor. **t Zeytincilerimiz 2&Ştin alıcılarının söz birliği ederek fiatr kırmaları ve dü şürmeleri üÜzerine — zeytincilerimizin toplantılar yaparak kurumlanmak - için konuşmalar yaptıklarını — yazmıştım. Bu toplantılar sonunda zeytincilerimiz yüksek makamlara baş vurdukları gibi ziraat bankasına da giderek kendileri- ne bu yönden yol gösterilmesini dile - mişlerdir. Banka yasanın çıkmasından sonra bu Jılul ele alabileceğini bildir- mekle beraber müstahsillerin bu dileği- ni de yerine getirmeği faydalı bularak (Aydın ürünleri satış kooperatifi) ku- rulmuştur. Bu satış kooperatifi şimdiden hazır- lıklarına başlamış ve ortaklardan aldı- ğt zeytin danelerini husus? şartlar ve pazarlıklarla bağlandıkları fabrikalar - da yağa çevirerek banka elile toptancı ve dış işi yapan tüccarlara satmak yo - dunu aramağa koyulmuştur. Şunu da yazmak isterim ki, ziraat bankası bu işte yağ Üzerine büyük avanslar açarak Mmüstahsilin yağını hemen elinden ç- karmasının önüne geçmiş ve eyi piyasa bekliyebilmelerini temin etmiştir. kounmlum zeytinciler, bu koope- Tatif ve banka eliyle yapılan bu işler « den zeytincilerimizin eline iki kat çok #eytin paratr geçeceğini söylemekte - dirler, Benim Günahım. CULPA) Ttalyanca aslından türkçeye çevir NÜSHET HAŞİM SİNANOĞLU. niz!. sizi Miralay Lawless Ğ Tıyaz. çağı İki kadın, yalnız kalınca, kı;ghr ü bae onra, Elsy, ağır ve ihi — O kadım.. — dedi; —üîıı:u-' nuştuğumuz kadım.. eğer gerçek « ten hiyanet etti ise, eğer gerçek « ten günah işledi ise, sırrını sakla- malıdır.Günahının ağırlığını yalnız başına taşımalıdır; onu sessizce taşrmalıdır. Etrafına yeis ve ölüm saçmaya hakkı yoktur... Elsy'nin sesi bir hıçkırıkla par landı. R ğ — Yalnız başına acı çekmek.. yalnız başma azap çekmek., onun cezası bu olacaktır. SAYIFA B Soyadı nizamnamesinin son Şekli Devlet Şürüsınıü tetkikinden geçtik- ten sonra Bakanlar Heyetinden çıkan Soyadı nizamnamesinin baş tarafını dünkü sayrmızda neşretmiştik, Nizam- namenin geri kelan tarafını bugün ba- siyorür: Madde 24 — Babanın ölümü ile ana evlenmiş veya baba akıl hastalığı ve akıl zayıflığı yüzünden vesayet aftına alınarak evlilik zeval bulmuş ise, ço - cuklara soy adı seçme ve nüfus kiltü - ğüne yazdırma hak ve vazifesi babanın kan hısımlarından en yakın erkeğe ve bunların en yaşlısıma ve kan hısımların dan reşid erkek yoksa vasiye aid olur. Madde 25 — Akıl hastalığı ve akıl sayıflığı vüzünden vesayet altına alın- mış bulunan reşidin toy adını babası, yoksa anası, o da yoksa vasisi seçer ve nüfus kütüğüne yazdırır. Madde 26 — Bir evde — yaşıyan ör. üvey ve kayın (ana, baba, büyük ana, büyük baba ve kardeşlerinin) ve diğer kan, civar ve gıhri hrsrmların soy adla- rını seçtirip nüfusa yazdırmak varifesi aile reisine aiddir. Bu akrabalardan bir soydan olmıu » yenlara aynı soy adı takılamaz. Bu akrabalardan reşid olmıyanların ve akıl hastalığı ve akıl zayıflığı dola- yısiyle vesayet altında bulunanların soy adını takmak hak ve vazifesini ta- şıyan başka kimse yoksa bu alle reisi bunların soy adını vazifeli memurlara seçtirib nüfus kütüğüne'yazılmak Üre- re takib eder. Ancak bunlardan reşid olmıyanlar, rüşüd yaşına geldiklerinde ve hastalar iyileştiklerinde mahkemeye müracaatla bu adları değiştirebilirler. Madde 27 — Babası, anası, baba tı- rafından erkek kan hısımı olmuyan ve- ya olup ta akıl hastalığı ve akıl rayıf- lığı yüzünden vesayet altada bulunan küçüklerin soy adını vasileri seçer ve nüfus kütüğüne yazdırır. Aynı vaziyette olup akıl hastalığı ve akıl zayıflığı yüzünden vesayet altında bulunan reşidlerin de soy adını vasile- ri seçer ve nüfus kütüğüne yarzdırır. Madde 28 — Anası ve babası ve ba - ba tarafından erkek kan hısımı ve vasi- si bulunmıyan veya anası ve babası bel- H olmıyan çocukların soy adlarını köy- lerde muhtar ve ihtiyar heyeti azaları ve mahallelerde belediye mümessilleri kaymakamların ve vilâyet merkezlerin- de valilerin muvafakatini alarak seçerler ve nüfus kütüklerine yazdırırlar. Madde 29 — 27 inci ve 28 inci mad- delerde yazılı çocuklar, rüşüd yaşına geldiklerinde kendilerine takılmış bulu nan soy adlarını mahkemeye müracaat- la değiştirebilirler, Madde 30 — 2 - 7 - 1936 günlemeci- ne kadar kendilerine soy adı seçmiyen- lere vali veya kaymakamlar veya bun- ların memur edeceği kimseler tarafın- dan soy adı seçilib nüfus kütüklerine ve doğum kâğıdlarına yazdırılır ve bu suretle seçilen soy adlarını bu kimse- ler kullanmağa mecburdurlar. Madde 31 — Soy adı kanunu ile bu nizamnameye göre başkalarına soy adı seçmekte kendilerini haklı görenler arasında çıkacak ihtilâflar, kazalarda bir başka Ses, bir mukaddes ve in sanlığın üstünde bir Ses duyar gi- bi oldu. Bu ses, — AI haçını, ve yürü! —diyor- XXVI (periler), sarsıl- imım boyunca ayakta tuttular; limon çiçeği ile çelenk- lu_ımış sarışın başmı sadakat ye - minine eğdiler.. Ve sifâh arkadaş- larmın süngüleri ile yaptıkları ta- kın altından geçmek için, kocası- =MMMM ler. kaymakamlar ve vilâyet merkezleri ile bu merkezlere bağlı köylerde valiler veya bunların memur cdeceği kimseler tarafından katiyetle hallolunur. BÖLÜM IV Soy adlarının yazımı Madde 32 —2-1-1935 günleme - cinden 2 - 7 - 1936 günlemecine kadar her aile reisi evindekilerden soy adı seçmek hakkı kendisine aid bulunanlar için ad seçerek ve soy adı seçmek hakkı başkalarına aid bulunanlara bu adları seçtirerek köylerde muhtar ve ihtiyar heyetine, mahallelerde belediye mümes siline yazdırmağa ve defterde kendi evi #ırasını günlemeçliyerek — imzalamağa weya mühürlemeğe veya parmak — bas - mağa ve doğum kâğıdlarına bunların soy adlarını koydurmağa mecburdur. Kendi soy adını bizzat yazdırmak istiyen reşid erkeklerle dullar da bu müddet içinde adlarını seçib bu def - terlere yazdırırlar ve doğum kâğıdla- rıma koydururlar. Madde 33 — Muhtarlar ve mahalle - lerde belediye mümessilleri 28 inci maddede yazılı kimselerin soy adlarını 2-7 - 1936 günlemecine kadar seçip hazırladıkları soy adı defterlerine yaz- mağa ve hizalarını imzalamağa ve bu - nu valilere veya kaymakamlara imza - latmağa mecburdurlar. Madde 34 — Köy muhtar ve ihtiyar heyetleri nüfus dairelerinden verilecek nümunelere göre kendi köylerinde ya- $ıyan yerli ve yabancı her ferdi, yerli - leri ayrı ve yabancıları ayrı deftere ol- mak Özere aile sırasile soy adı defter- lerine adlarımı geçirip hizalarında soy adlarını yazmağa ve soy adını. seçmek hakkı olan her aile reisine veya reşid- lere kendi haneleri hizasını günlemeç- *tirerek imzaltamağa veya mühürletme- ğe ve mühür de yoksa parmak izile tas. dik ettirmeğe mecburdurlar. Köyde yaşıyan her ferdin bu defter- Jere yazılması mecburidir. Göçebeler dahi bir yerde nüfus kü- tüğüne kayidli olsunlar, olmasınlar bu defterlere yazılacak ve hizalarına kayidli oldukları nüfus daireleri işaret olunacaktır. Kayidli olmıyanlara da kayidli ol madığı işareti verilecektir. Madde 35 — Her belediye, bütün ma hallelerine birer mümessil veya memur tayin ederek 2 - 7 - 1936 günlemecine kadar bu memur veya mümessillere ma ballelerin yerli veya yabancı bütün ferdlerini ve bunların soy adlarmı, Nüfus Genel Müdürlüğünce hazırlana- cak ve nüfus dairelerinden verilecek ör meklere göre yerli veya yabancı soy adı defterlerine yazdırmağa ve her ev hiza- sında o evdekllerin soy adlarını seçmek hakkıma malik olan kimselere günle- meçtirerek imzalatmağa ve 33 Üncü mad dede yazılı. kimseler için o meddede gösterilenlere imza koydurmağa veya bunlara mühürletmeğe ve yazı bilmi - yenlere parmak izile tasdik ettirmeğe mecburdur. Belediyeler, kendi sınırları içinde ya sevkettiler. Orada, Falkland' daki patriyarkal evin eşiğfinde, Norman'ın ihtiyar ana babası, titrek gülümseyişlerle onu bekli - yorlardı. Zamanla, yüreğinde, yakıcı ha tıralar, passiyonlu ihtiraslı rüya- lar, ateş geçmisin üzerine unutma nın tatlı ve hafif perdesi inerek, azar azar söndü. Ve nisanda, solgun şimal gül - leri, Falkland bahcelerinde titrek tüveyçlerini açtığı zaman, As- trid, onların uzaklardaki kadi- fe ve parlak kardeşlerini artık ha- tırlamıyordu... “ Kadının sevgisi, Kaid bahce- “lerinde yetişen gümüş göz yaşı 'dolu gül gibidir...,, :i:;n ekzotik hazin türküyü artık yaşıyan göçebelere aid olmak üzere ay- rı bir defter tutturmağa ve bunların nü fusa yazılr oldukları yerleri de bu def- terlere yazdırmağa ve kayidli olmryan- lara kayidsiz işareti vermeğe mecbur - durlar. Madde 36 — Muhtarlar, defterleri | nin altını ihtiyar heyeti azalarına da tasdik ettirerek birer nüshasını makbuz mukabilinde kaymakamlara ve vilâyet merkezlerinde nüfus müdürlükerine tes Him ederler. Diğer nüshalarını da muh- tar ve ihtiyar heyetleri köy odasında saklamağa ve demirbaş olarak kendi - sinden sonra ııkııkn bırakmağa mec- burdular, Madde 37 — Mahallelerdeki memur we mümessiller de bu defterlerin altını tasdik ederek makbuz mukabilinde be- lediye reislerine teslim ederler. Beledi- ye reisleri bunların altını belediye en- cümenlerine tasdik ettirdikten sonra kazalarda kaymakamlara ve vilüyet mer kerlerinde valilere makbur mukabilin- de verirler. Diğer nüshalarını da de - mirbaş olarak belediyede saklarlar ve kendilerinden sonra gelenlere bırakır- lar. Madde 88 — Gevrek muhtarlar, gerek belediye reisleri bu defterlerin muame- lesini 2-7- 1936 günlemecine kadar bitirmeğe ve 15 - 7 - 1936 günlemecine kadar tasdikli olarak kaymakamlara veya valilere vermeğe mecburdurlar, Madde 39 — Köylerde muhtarlar ve mahallelerde memurlar veya mümessi- ler, bu defterlerin bitirilmesi için 2 - 7 - 1936 günlemecini beklemeğe mecbut olmayıp köylerinde veya mahallelerin- de bulunan nüfusun yazılması bitince derhal tasdik ederek muhtarlar, kayma kamlara veya valilere belediye memur ve mümessilleri de belediye reislerine teslim ederler. Belediye reisleri de şehir veya kasa- banın bütün mahallelerinin bitirilmesi- ni beklemiyerek yazımı biten mahalle- lerin defterlerini üç gün içinde tasdik edip kaymakamlara veya valilere tes - limle mükelleftirler. Madde 40 — Defterler, kaymakamla: ra veya valilere teslim edildikten sonra bu defterlere yazılmıyarak açıkta kal - dıkları anlaşılan kimteer için örneğine uygun soy adı kâğıdı doldurularak soy adını seçmeğe salâhiyetli kimseler ta « rafından altı İmza edileceği gibi köy - lerde muhtar ve ihtiyar heyetleri ve ka saba ve şehirlerde belediye memurları veya mümessilleri veya belediye rcis « leri tarafından tasdik olunup ayrıca nü- Fus dalrelerine imza mukabili teslim olunur. Bu ayrr kâğıdlara yazılanlar köyde muhtarlar tarafından köy soy adı defterine ve şehir ve kasabalarda bele- diyelerce o mahallenin söy adı defteri- ne yazılmak ve hizası imzalanmak veya mühür veya parmak izile tasdik eğil - mek mecburidir. Nüfus daireleri İe bu defterlerde isimleri hizasına cestl- lüm imrasını koyacaktır. Madde t1 — Köylere ve maha'le!e soy adı defterlerini yapmak üzere ta lep vukuunda ücreti o köy sandığıni. * bi, karısının kollarına ruhu ve göv desi bakir gelmişti. Astrid, onun önünde dize gel- mek isterdi. Ve onu sevdi; minnet ve tevn- zula sevdi; kendi kendine tam hir teslimiyetle sevdi. Onun asilliği kendisini kaldırdı; onun temizliği kendisini bütün bir saflıkla sardı. Onun sesi, kendisi için, “uyan!. ruya gördün!,, diye bağıran bir umyan borusu oldu. Bulutlarla yıldızlar arasında tehlikeli bir uçuştan sonra onun kolunda sağlam ve çiçekli toprak ta emniyetle yürüyor gibi oldu. Norman, onu, kendi ruh çem- berinin içine karşı durulmaz bir kuvvetle çekti. v Astrid ondan öğrendi, ki va - tan sevgisi, yıkırkuı::mnw':: ratırken yıkması İâzım 0 :uhdd:ı ve —merhametsiz bir alevdir; bir passiyondur. ki her şeyi bağışlar, ama her şeyi de is - ter, Onun, zorlanmaz sımırlarının içinde kapalı ve sarılı kalmak lâ- zımdır; insanı atılet ve üniversel merhamet duyguları içinde yayı-