SİLKKÂNUN 1934 PERŞEMBE ULUS SAYIFA 3 Gagav Eski türklerde ad nasıl m: . Türkleri ,, Sagavuzlar üzerinde çalışan ııflıiııleıiıı yazılarında en ziyade €öze çarpan şey anadillerine bü - Yük sadakatlarıdır. Ne garibtir. ki Anadolu'nun €enubunda çöl boyunda ve çöl içinde yaşıyan türkler, alış veriş €ttikleri çöl uluslarına dillerini Sğretemeyince, onların dilinde ko Nnuşmaya alışmış ve bazı oymak - r bu yüzden dillerini unutmuş Olmalarına karşı, ana yurddan ay rılalr bir yüzyıldan fazla zaman Beçtiği halde, bu hıristiyan türk - ler anadillerini inadla direne dire ne korumuşlardır. Bu türklerin başka bir ulus ta rafından yutulmamaları ve hele lgarlaşmamaları için en çok emeği, 84 yaşında Cakır Mihal adlı bir keşiş harcamaktadır. Öğütleri ve yazıları ile bunla- Ta yabancıların sözlerine kapıl - Mamalarını ve soylarını unutma- Malarını anlatmaktadır. Tipleri bakımından Deliorman türklerine pek çok benziyen, ko- Duşuşları ufak tefek — ayrılıklarla beraber Rumeli ağzmın aynı olan Gagavuzlar, türk alfabesi çıkalı - danberi türkçe kitabları, haftalık larr ve gazeteleri satın almakta Ve dikkatle okumaktadırlar. Bu hıristiyan türkler, eskisiyle Slçülürse sayıları çok eksilmiş Olmasına rağmen, usları, çalış - kanlıkları ve güzel huyları ile Kevgi ve bağlılığımıza değer bir Varlıktır. Gagavuzlar, Avrupa'nın bilim Ve düzüm çalışmalarma karşı usal kayıtsız kalmamışlar ve her böl. kede değerli adamlar yetiştirmiş- lerdir. En yoksul bir Gagavuz öyünde İiseyi bitirmiş, birkaç Bence rastlanır. Dört beş dil ko- Duşan ve yazan delikalılar, kızlar 'da çoktur. Hepsinde bir bilim sev- Bisi vardır. Hepsi türk soyunun konukseverlik, sözdururluk, yiğit- İik ve alplik gibi büyük artıklığı- hi saklamaktadırlar. Yaşadıkları kasaba ve köyle- Tin adlarının yüzde doksanı hâlâ türkçedir, Besarahya'daki gaga - Vuz köylerinden bir takımının Adları şunlardır: Ma, Kıpçak, Valkanes, Kırbalı, Çadır, Komrad, Kilyet, Aldır- KAııyılı. Baburcu, Haydar, Çal- lay, Köpköy, Dizgince, Tomay, eydan, Karalık, Beşelma, az, Eniköy - Yeniköy - İç Dobriça'daki gagavuz köylerinin bir takımı: Babadağı, Keltepe, Paşapınar, "Illuşlı. Karadağ, Yenisala, İn- Ayköy, Kasapköy, Kargalık, Ka - t:liucık. Çamurlu ve Koyunba - bvbricı'dıki gagayuz köyleri- Tinin bir takımlarının adları şun- lardır: Yılanlık, Durankulak, Kara - Banlı, Üçorman, Kalaycıderesi, Seyitahmet, Keramet, Sürtükköy, k.'ır-ıuı, Gavursürtük, Şabla - Y'tabla, Kılıçköyü, Tatarsögüt - N. ULUĞ ,:*ımımıı. dille- büyük bir inan _.::ı:.une kadar âza etmiş o- :i'zaı'uı türk. ıı”"fkn. Beşelma Ü bir grupu Hetiyor. 84 ya- Çakır Mihal T keşiş ga- ın bulgar- için elin- '€ni yapmak- tler yazıp * nasihatlar Yazı Kü- Saylavı Bay Uluğ ba le kagavuz hakkında AYdmlatmakta T SETLELEEE ı İÇ DUYUMLAR Başbakanımız Edirneye gitti Başbakanımız İsmet İnönü be- raberinde Sıhhat Bakanı Refik ve Başbakanlık Hususi Kalem Müdü. rü Vedid ve Trakya saylavları ol. duğu halde Edirne'ye gitmek ü- zere dün akşamki trenle İstanbula gitmişlerdir. Fırka Genel Kâtibi Cümhuriyet Halk Fırkası Genel Kâtibi Bay Receb İstanbul Üni: versitesinde ilk inkılab dersini vermek üzere dün akşam İstan- bul'a gitmiştir. Gönüllü mülkiyeli sanını alan büyüklerimiz Mülkiyeliler dün geceki toplantıla - rında Bakanlar Heyeti ile Fırka Genel Kâtibi Bay Receb, grup reis vekili Te- kirdağ saylavı Bay Cemil, denizli say - lavı Bay Necib Ali'yi gönüllü mülkiyeli olarak kabul etmişlerdir. Mülkiyeliler geçen yıl Başbakan İsmet İnönü ile Mec- Tis Başkanı Kâzım Özalp'ı öz mülkiyeli olarak almışlardı. Hukukçular toplanıyorlar Hukuk Çıkışları Birliği üyeleri cuma günü saat on dörtte Ulusevinde bir fev- kalade genel toplantı yapacaklardır. Çı- kışlılar bu toplantılarında. birbirleriyle tanışarak konuşacaklar ve on beş gün sonra yapacakları idare heyeti seçimi için esaslar kuracaklardır. Arif Orue Bir zamandanberi Paris'te bulunan Arif Oruç İkinci teşrinin ilk haftasında Sofya'ya dönmüş, bulgar hükümelince bulgar tabüyetine tekrar kabul edilmiş- tir, Kendisino bulgar hükümetince bir vazife verileceği haber alınmıştır. .. T.D,T, C. tebliği T. D. T. C. Umumi Kâtibliğinden: “Türk dili ,, bülteninin 8—9 çayıları bir arada olarak çıkmıştır. Bu sayıda ilânci türk dili kurultayının toplantıla- rında geçenler de basılmıştır. Altı gün süren kurultayda okunan söylevler, ra- porlar, konuşulan sözler bu sayıda top- lanmaktadır. Bunlardan başka, yeni umumi mer - kez heyetinin ilk çalışmaları, yeni folk lor derlemesi için gönderilen program- lar, veni taramaların yollarını gösterir yazılarla örnekler, tarama dergisinin u- Taması için yapılan program da bu sayı- da yer bulmuştur. 12 formayı aşan bu hasım iki sayı bir arada olarak savılmıştır, Dağıtma yeri Istanbulda Türk kitab. cılık Limited şirketidir. Her kitab onda bulunur. İki sayı bir arada olduğundan bu ba- sımın değeri 60 kuruştur. Abone olmak istiyenler, 10 sayı için üç lira göndererek abone yazılabilirler. Gelecek sayıda bitecek abonelerini ye- nilemek istiyenler, eskiden abone olduk- larını bildirerek Türk Kitabedlık şirke- ğ azarlarsa aboneleri yenilenecek* İktısat Vekilimiz M, Raff ile konuştu Alman sefiri M. fon Rosenberg ce - napları beraberlerinde sefaret müsteşarı M. Fabriçyüs ve Berlin'den gelmiş bu- lunan Berlin hariciye Bakanı müdürle . rinden M. Raff bulunduğu halde dün Iktısat Vekili Bay Celal Bayar'ı ziyaret etmiş ve Hariciye Vekilliğinden ticaret işleri umum müdürü Bay Bedi Arbel de hazır bulunmuştur, Geç vakta kadar sü- ren konuşmaların 24 eylül 1934 tarihli alman döviz kararnamesinin doğurduğu vaziyetle alakadardır. İki taraf mevcut türk — alman klering itilafnamesi hü- küm icablarının tamamen mahfuz kala- cağı noktasını teyid ederek dostane ay- rılmışlardır. M. Raff bugün Berlin'e dön- mek üzere şehrimizden hareket etmiştir. Kıyafet kanunu ve İstanbul ruhanileri İstanbul, 5 (Telefon) — Ermeni ka- tolik Sent Mari kilisesi baş papazı (Bo. gös) kıyafet kanunu hakkında şunları söyledi: *— Böyle bir kanunun — çıkarılması çok iyi olmuştur. Çünkü şurası inkâr e- dilemez ki dünyada kâüiklik ilerlemikte bunun neticesi olarak ruhani kıyafetler bazı kimselerce hor görülmektedir. Ba- zı kimselerin karşılarında papas görün- ce bir hoşnutsuzluk hissett'klerini görü- yoruz. Ve bir papas halk arasında dine veya dünyaya aid bir iş hakkında fikri- ni ileri sürdüğü zaman kendisine, sen papazsın böyle işlere karışma dendiği vakidir. Bilakis sivil kıyafetle söylenen aynı sözler halk tarafından tam bir ha. kikat olarak dinleniyor. Hattâ bazı ileri giden kimseler daha başka türlü düşü- nerek papasları medeni teşkilatın dışma çıkarmak istiyorlar, Bu hal papasların itibarını azaltmaktadır. Bu sebeblerle bi- zim halk arasma ruhani elbiselerle ka- rışmamamız çok iyi olacaktır. Din in- sanın kıyafetinde değil kalbindedir. Kı- yafetin din ile hiç bir alakası yoktur. Zaten ilk hristiyanlık teşkilatında pa- paslar kıyafetlerini hükümetlerin kanu- nuna ve bulundukları memleketin âde- tine göre uydururlardı, Papasların ayrı kıyafet giymeleri papas ve sivil halkı birbirinden ayırmak için sonradan çıka- rılmış bir âdettir. Eski zamanda papas- ların tiyatroya gidip gitmediklerini an- lamak hayat ve soysal tesirlerini mura- kabe altında bulundurmak için o zaman böyle bir tedbire belki füzum görülmüş tü. Fakat bugün için bu kadar iptidai tedbirlere lüzum yoktur. Herkes aynı kıyafeti giymeli ve insanlık fazileti kı. yafetle değil hareketlerle anlaşılmalıdır. Ruhanilerin ruhani elbiselerini mabed. lerden drşarda giymemeleri günah olma. dıktan başka bilakis medenidir. ,, Bu sözleri söyliyen papas Bogos'un arkasında redingot vardı, Geno bu mesele- hakkında Beyoğlu ermeni kilisesi papaslarından ruhani meclisi azası katolik papas Toma Şida. her:—Bu kanunu samimiyetle ve memnu. niyetle karşıladık. Madem ki, Türkiye Cümhuriyeti böyle bir kanun çıkarmış. tır biz, ona itaata mecburuz. Medeniyet Ankılabında avrupalrlardan çok daha ön. de olan Atatürk'ün fikri, düşüncesi ve gösterdiği yol daima aydınlıktır. Dini kıyafet kanunu bizi son derecede mem. mun biraktı. Atatürk'e çok çok teşekkür ederiz. Bu sayede medeni kıyafete ka. vuşuyoruz. Biz, din demekle katiyen kisve anlamayız. Bugünkü siyah etekli elbiselerimiz, dinden — gelen bir zaruret değildir. Din için iyi insan olmak kâfi. dir.,, demiştir. Ankara güreşçileri Güreş birincilikleri üçüncü devresi: Hüseyin 6 dakikada İstanbula, Mah- mud 7 dakika 25 saniyede Kekişehirli Bu akşam Çocuk Esirgeme Kuru- munun ulusal kostümlü balosu B. M. M. Başkanı Kâzım Ozalp'ın yüksek korumaları allında, Türkiye (Çocuk Esirgeme Kurumu) menfantine 6. 12. 934 perşembe günü akşamı Anka- ra Palas salonlarında verilecek olan ulu- sal kostümlü balonun çok güzel ve eğ- lenceli olması için çalışmalara devam edilmektedir. Balo gecesi zengin bir de piyango çe- kilecektir. Ulusal kostüm müsabakaları yapılacaktır. Müsabakalarda kazanan - lara kıymetli hodiyeler verilecektir. U - hasal kostüm mecburiyeti yoktur. Frak ve simokinle de gelinebilir. Biletlerin sa- tış yerleri: Yerli mallar pazarı, Ankara Eczanesi, Rehberi Ticaret mağazası, Akba kitabevi, B. M. M. muhasebesin- de, İş, Osmanlı ve Ziraat Bankalarında satılmaktadır. Bilet fiatları: Bir erkek iki kadın için 6 lira, Bir erkek bir kadın için B lira, yalnız bir erkek için 3 liradır. Üniformalı zabitan refikalariyle bir- likte 3 lirakk biletle gelebilirler. Bir tefsir dileği Balya — Karaaydın madealerini ki. miş şirkete verilen haktan istifade edip etmiyeceğinin tefsir yolile hallini hükü- met meclisten istemiştir. Amerika ile yapılan itilafname- de neler var? Hükümetimizle —Amorika Birleşik devletleri arasında 28 birinci teşrin 1934 tarihinde imzalanan mütekabil metali. bin tcsviyesine dair olan itilafnamenin tardiki hakkındaki layiha Müllet Mecli. Mestan'a galib. sine verilmiştir. Bu itilafnameye görer n Selim, elimine olmuştur. Müsabaka- Türkiye Amerika Birleşik Devletleri lara devam ediliyor. hükümetine 24 kânunuevel 1923 tarihli anlaşmada dahil olan Amerika tebaaları CUMA LİK MAÇLARI taleblerinin tamamen tesviyesini tazam. mun etmek üzere (1,300,000) dolar ve- recektir. Bu meblağ, her senelik takai. ti (100) bin dolar olmak üzere 13 se. mede ödenecektir. İlk taksit itilafnnme Millet Meclisince tasdik olunduktan son. ra 1 haziran 1936 tarihinde tediye olu- nacaktır. Ankara Futbol Heyetinden: 9. 12. 934 cuma günü yapılacak lik maçları: 1 -— Ankara Güclü — Tetifak Spor 2 inci takımları. Saat 9,15 de, hakem Halim. (A.O.) 2 — Çankaya — Altın Ordu 2 Inci takımları. Saat 10,30 da, hakem Hikmet (A.G.) 3 — Ankara Gücü — Tetifak Spor 1 İnci takımları. Saat 11,45 de, hakem Adnan (Galatasaray) 4 — Altın Ordu — Çankaya 1 inci takımları. Saat 13,30 da, hakem Sedad (M. G.), Çağrılışlar Soyadları nızamnamesi Devlet Şürâsında Devlet Şurası umumi heyeti bugün nüfus genel müdürü Bay Ali Galib'in huzuriyle soyadı — nizamname projesini tedkik etmiştir. Ankara Halkevi Halk dersha- neleri komitesinden: Komitemiz tarafından verilmekte o « Bölediyo kanunu muvakkat encüme- | Yan lisan ve usulü defteri — kursları bu :.—'I'_"“'"—"l“'l sant (14) | yene “Bahriye çaddesinde husust Bizim I gee mekteb binasında 9 ilkkânun 1934 pazar Vilayetlerin hususi idaresi muvakkat | Bünü saat 18 den itibaren verilmeğe başlanacaktır. Kayıtlıların mektebe mü- encümeni 6—12—1934 perşembe günü racaatla dera saatlerini öğrenmeleri. sant (14) de toplanacaktır. verilirdi Eaki türklerde çocuk bir yaşma gir- diği vakıt ad alırdı. Oğuz Han bir ya- ş#ına gelince ad vermek için toplanıldığı- ise türklerde bir erkek evlâd kahra - manlık eseri göstermedikçe ad konmadı- &ı yazılmaktadır. Filhak'ka bütün hikâye- lerde kahramanlık gösterenlere Dede Kor kud tarafından ad verilmektedir. Türk- lerde umumiyetle ad verme âdetleri göyle idi * çocuk doğduğunu babası haber aldığı vakıt ne işle meşgul ise veya neden konuşuyorlar ise onun ismi çocuğa konurdu. Bu hal en eeki türk - lerde olduğu gibi bugünkü bazı türk boylarında da vardır. Kahramanlık gös- terenlere, ulusa büyük iyilikler yapan- lara merasimle ad verilir. Gök türk ha- ni Kutluğ ve Cengiz Han heb kurultay tarafından ad almışlardır. Yaşamıyan çocuklara Yaşar, Dur- sun gibi isimlerin konduğu — hepimizce malümdur. Daha sonra Satılmış, Satık, Durmuş, Durak gibi isimler de aynı ka- tagoriye girmektedir. Birazıcık da ad verme - usullerinden bahse çalışalım: Adların başına Er sö- zü getirilerek adlar konulabilirdi: Er - togan, Er - tuğrul, Er - tonga, Er - to- na gibi Renk adları getirilerek isim olur: Kara - sungur, Kara - boğa, Ala kuş, Ala taş, Kızıl Arslan, Boz timür gibi isimler olduğu gibi yalmız renklerin kendisi de has isim olurdu. Bu renkler bilhassa Ak, Kara, Sarı, Ala, Kızıl gibi adlardır. Adsz adınan nasıl konulduğu ma- Tüm alduğundan burada tekrara lüzam görmemekteyim. Ay, Bay, I, Alp sözleriyle birlikte has isimler yapılmak âdet idi. Dede Korkud kitabında has isimlerin komul - duğu tarzlara dair mühim malümat el - de edebiliriz: Kabile adı has isim gibi kullanılmıştır: Salur Kazan, Bayındır. han, Bayan Selçuk. Adların bir kasmı da babalarının adlariyle beraber — yamıl- maktadır: Hik koca oğlu Sarı Kalmaş, Arşun oğlu Direk, Rayan Selçuk — oğlu deli Dündar... babasının ismi kendi is - minde yani soyadı tarzında kullandan bazı adlara rastgelmekteyiz. Kara Güne oğlu Kara Budak, Kanlı Koca oğlu Kan Turalı.. tavsifi isimler de vardır:. Bay Böre, Sarı — Kalmaş, Deli Kurçar. Cı eki ile yapılan isimler de vardırı Okcu, Yalancı.. Bir parça da fiillerden çıkan adları anlatmağa çalışalım: 1 — Füllerin kö - küne dık, duk, tük gibi ekler getirilerek has isim yapılırı Bayduk, Kurtok, Ti « mirgendik, Mandık gibi. 2 — Fiüllerin köküne mış, miş geti- rerek isim olur: Almış. Satılmış, Ters Uzamış, Ualmış, Kaytmış gübi. 3 — man, men getirerek isim yapıl- maktadır: Poşaman, Talaşman, Sok - man, Sorman, Parman, Dorman gibi. rı daha pek çoktur. Ben yalnız bir fikir verebilmek için bu bir kaç misali göste- riyorum. Birazıcık da kadın isimlerinden bahs edelim: malümdur, ki eski türklerda dahi kadınlara son dercc hürmet edilir ve mühim bir mevki verilirdi. Binaen - aleyh Kagan'ın mukabili olarak Katun da kullanılır ve sonra da prenses karşı- lığı olarak da Kunçuy sözü bulunurdu. Kadın adları ya çiçek adları olarak ko - nur yahud hürmet ve kıymet gösteren isimler takılırdı: Ulun Eke, Banı Çiçek, NN Bilge, İnanç Hatun, Akgül, Anğ, Arığ Türk, Elmas, Ay Çiçek, ! Kutlu, Inci, Sevim Gümüş, Sevinç gibi kadın adları misal olarak z krolunabilir. Eski türklerdeki ad verme âdetleri hakkında bu iki yazımızla bir fikir ver- meğe çalıştık. Bu hususta ilk ilmi tet- kiki macar üniversitesi — profesörlerin « den Gombocz Zoltan, Arpad Hanedanı zamanınmda türk şahsi adları namiyle çıkardığı bir araştırmada bulabilirsiniz. Bundan sonra bu mevzu üzerinde sene-