NCİ TEŞRİN 1934 ÇARŞAMBA N Yarı - sıyasal Ulusumuz Ankara'da iki haftadanberi, gene dağ havası, gene ©o keskin, ciğerleri zorlı- Yan, beyinlerdeki zemberekleri son mili- İnetresine kadar kuran inlelâp havası esi- Yordu. Yedi sekiz yıldanberi, dilde de bir değişimin gerekliğinden söz açar duru- Yuz. İki üç yılm ötesini karıştırırsak eli- Mize bir "dil encümeni,, bile geçiririz. Yapılan tenkitlerden ziyade o sıralarda bir bütçe çelmesi ile kapaklanan bu en - tümen, ne de olsa dil işiyle uğraştığımı Za dair bir işaret olduğu için, kapanma- tı, hepimizi üzmüştü. Ama bu üzüntü - Müz birkaç yirmi dört saatten sonra sa- Vuşturuldu gitti. Atatürk'ün dil işini kendi gücüne yakıştırması o tarihlerde başladı. "Türk Dili Tetkik Cemiyeti,, ile kurultaylar, derleme savaşı, öztürkçe denemeleri artık ardı sıra sökün etti. Sökün etti ama, dil işi gene tavuna Relmiş sayılamazdı. Daha bulutlar eyice toplanmamış, gök gürlememiş, sağnak Şözülmemiş, kısacası, ATATÜRK, osamnlı üniformasını attığı, “ ben ulustan biriyim,, dediği, Sakarya'ya kendisi yetiştiği, Başkumandanlık muharebesini idare ettiği, şapkayı giydiği, Sarayburnu'nda yeni harfleri istediği, srvanıp osmanlı tarihine dalarak onu yıktığı ulusun ulusal tarihini kurduğu gibi “ ben işte bu dili konuşurum , dememişti. İşte iki haftadanberi, bunu demiş bu- için, birden, hepimizi, bir ka - Pişta dil savaşının içine itti. Sudan Üür- ken çocuklar gihi bir iki çabaladık, epi- €e su yuttuk; ama şimdi, artık yüzüyo - Tuz. Onlar nasıl, böylece yüzmesini öğ - renirlerse, biz de yeni dilimizi öğreniyo- Püuz. Arkasından, tam zamanında gibi (bel- ki de hesaplamıştır da ondan) soyatları İle karşılastık. Yeni dil, yeni soyadı. Horkes adını değiştirmeğe başladı. Ha - kimiyeti Milliyecilere bu İş için üç saat verildi. Atlarmızı aldık. Bakındık. İlk adını — değiştiren gazete, bizimki değil “Vakıt., — Oldu. Ne mutla ona! kıskanmadık değil! Şimdi görüyoruz ki, bizim de adım- Za koymuş: ULUS. Hakimiyeti Milliye — Ulus — ikisi- 'Hin de manası büyük. İkisi de Onun ga- Zetesi, İki adın ikisini de veren O. Modern inkılâpların bir atratojisi, Vardır. Bizim inkılânlarımızı sıra ile bir Rözden geçiriniz. Kadınlı kağnılı cephe- den, dil değişimine kadar, hepsinde, o Sert havanın, ortalaştığını birikip yıldı Tımlaştığını görürsünüz. Bunu O yapar. Bu hava esti mi, O, direkt aksiyona geç- Miş demektir. Bu havayı o keskinliğiyle Satirmek için ne kadar emek harcar? Bunu O bilir. Nasıl ince bir stratoji -? Bunu da O bilir. Yalnız bu ha- — Yanın esmeğo başladığını, bizlere öğret- — İfzm -: kontrolu altında bulundurulan Meğe lüzum yoktur. Bütün mukavemet- lerin yahut gerşekliklerin, yahut ürkek- İlklerin kırılması zamanı geldi; bu havayı, Onun poşinden yürüme- alişık olanlar, iyi bilirler. BURHAN BELGE —. —— Adana fırmlarında makina Adana, 27 (A.A.) — Şehrimiz- & 30 fırımndan 23 üne hamur yu- a makinaları konulmuş ve Ceri kalan beşi kendiliklerinden M durdurmuşlardır. Diğer 5 da bugünlerde makinalarını lardır. Belediyenin sürek KÇ çdl:ıırilerı formaya uygun ek- N h"' rmışlardır. Belediyenin te ğu dışma kınn:rdııı para alınmaktı örnekten a M—h ekmeklerden birincisinin 7,5 ikincisinin kilosu 6,5 %—. Belediyece şehrin arık —.— isına çok özenilmektedir. tü için bütün mağaza ve dük- Yink n önlerine üstleri kapaklı Gap Cdan yapılmış süprüntü ko- —i koydurulmuştur. İ Romanyadan yeni geleıı muhacirler İstanbul, 27 (Telefon) — Ro- manya'dan gelen 800 muhacir ya- rın Elaziz'e gönderilecektir. 'Tekirdağ, 27 (MA.) — Bu sabah Ramanya'dan 280 muahcir gelmiştir. Katolik ermenilerin hesapları Tstanbul, 27 (Telefon) — Ermeni ka tolik cemaatine ait hesap ve defterlerin tetkiki bitimş, defterler hükümet — tara - fından yeni seçilen idare heyetine teslim edilmiştir. Yeni idare heyeti reisi beyana- tında: “bir ingiliz bankasında olan ve anlaşamamazlık — yüzünden — memle- kete getirilemiyen 80 bin lira memlekete gelecek ve bu para ile bir hastahane ya- pılacaktır. Beyoğlunda Sakız ağacında eski katolik Patrikhanesi arkasındaki bina tamamen mektep olacaktır. Ba bi » nada bugün papasların oturdukları yer- ler boşaltılacak, bu suretle binanın alt katımda bulunan 47 inci ilk mektep bü - yük bir binaya sahip olacaktır.,, demiştir. Yangında ölenler İstanbul, 27 (Telefon) — Ça- talça'da Arnavutköy'de, orman muhafaza memuru Şevket'in evin- den ateş çıkmış, üç çocuğiyle karı- 81 yanmıştır. İstanbul sinemacddarının araştırmaları İstanbul, 27 (Telefon) — Si- nemacılar bugün ticaret odasında toplandılar. Filimlerden alman gümrük resminin indirilmesi için araştırmalar yaptılar. İhraç edilecek yumurtaların kontrolu Istanbul, 27 (Telefon) — Yumurta kontrol komisyonu işe başladı. Tiryaste' yegönderilmek üzere hazırlanan bir partiyi muayene etti. Bunlardan bir kıs- manı uygün bulmiyarak alıkaydu. Dışarı afyon kaçıranlar Istanbul, 27 (Telefon) — Dış memleketlere kaçak afyon gönde- ren 4 kişi cürmü meshut halinde yakalanmıstır. Yakalanan afvon 137 kilodur. Tramvay kanıları Tstanbul, 27 (Telefon) — Kazuların önüne geçmek için tramvay kanpılarını dışardan açılamıyacak bir tarzda tadil için tetkikat yapılmaktadır. Eski İyran Bakanı Yahya Han İstanbul, 27 (Telefon) — Exki Ma- arif Bakant Yahya Han Paris'ten İe- tanbul'a geldi, buradan Tahran'a gide- cektir. Yeni vanrlan rasatbane Tstanbul, 27 (Tolefon) — Üniversite bahçesinde yapılmakta olan rasathane ilkyazda bitmiş olacaktır. Kayseri Fırka konereleri Kayseri, 27 (A.A.) — Kaza ve mahi: yelerde C, H. Fırkası kongreleri bitmiş tir. Mearkezdeki kongrelere devam edil- mektedir. Muğla'da dil çulısmaları Muğla, 27 (A.A.) — Halkevi folklor heyeti halkevinde toplandı. Folklora nit eypatları derlemek icin bir kılavuz yapıl- d Bu kılavuz vilayetin köylerine dağıtı- larak bilgiçlere verilecek ve yollanacak. tır. Buralardan gelecek aygıtlar ayıklan- dıktan sonra dil derneğine yollanacak - tır. Kılavuz baskıya verilmiştir. Soyat- ları için bir broşür yazılıp basılmasına söz kesilmiştir . Tekirdağ vilayeti işleri Tekirdağ, 27 (AA.) — İkânci umu- N müfetliş, müşavirleri, iskân umum ü Edirne, Kırklareli, valileri dün şehrimize gelmişlerdir. Dün akşam bir toplantı yapılarak vilayetimi- zin mühim işleri görüşülmüştür. Heyet bugün de tetkiklerine devam etmektedir. Tüccarlarımız Marsilyaya gidecek İstanbul, 27 (Telefon) — Mar- silya ticaret odasının ziyaretini iade için İstanbul Ticaret Odası şubat ortalarına doğru Fransa'ya bir sevahat tertip edecektir. An- kara Ticaret Odası İstanbul Ti- caret odasından seyahat gününün beraberce tayinini istemistir. İs- tanbül Ticarit Odasuda bir seyai hat heyeti secilmiştir. Seyahate 100 kadar tacirin iştiraki temin edilecektir. Brüksel sergisi müdürü İstanbul, 27 (A.A.) — Önü- müzdeki nisanda Brükselde açıla- cak olan Uluslararası serginin ko- miser muavini Kont Adriyen Van Buh İstanbul'a geldi ve ekspresle Tahran'a gitti. Beyanatında sergi- nin şimdiye kadar — açılanların hepsinden daha eyi olduğunu, bu- nun için 3 senedenberi çalışıldı- ğını, serginin 125 hektarlık, geniş bir yerde yapıldığını ve sergide sanat, fen, ticaret ve güzel sanat- lara ait bütün eserlerin gösterile- ceğini, serginin altı ay açık kala- cağını ve sergi heyetinin sergiye Türkiye'nin iştirakini büyük bir memnuniyetle karşılryacağını söy- ledi. Sergide alınan yerler için pa- ra verilmemekte, yalnız yapılacak pavyonların bedeli ödenmektedir. Simdiye kadar sergiye 25 memle- ket iştirak etmiştir. Soyatları ve #sayrı müslim yurttaslarımız İstanbul, 27 (Telefon) — Yeni soyadı kanununu gayrimüslim yurt taşlarımız büyük bir memnuni- yetle karsılamıslardır. Türk - Rum Cemiyeti reisi Pikulidis, ermeni cismani meclisi genel kâtibi Çu- hacıyan, ve yahudi cemaatinden Çiprut beyanatta bulunarak bu soyadı kanununun bütün türk bu- dunu arasında birlik ve tesanü- dü doğuracağını, — gayrimüslim yurttaşlarımızın — türkleşmelerine çok yardım edeceğini ve eğer bu usul eskiden konulmuş olsaydı şimdiye kadar faydaları çoktan görülmüş olacağını — söylemişler- lr. Karadeniz'de fırtına Tnebolu, 27 (A.A.) — Beş gündür süren fırtımadan vapurlar buraya uğra- madan Sinop'a sığmmışlardır. Tstanbul postası ve yolcular Sinop'ta havanın düzelmesini bekliyorlar, İnebolu, 27 (AA.) — Birkaç gündür süven fırtına bu sabah daha ziyade şid- detini arttırmıştır. Hava yağmurlu ve karlıdır. Sabahleyin limana gelen Sa- karya vapuru yolcusunun bir krsmımı çı karamıyarak Sinop'a gitmiştir. Fırtına devam ediyor. Adana Halkevinde Adana, 27 (A.A.) — Halkevi- miz bu yıl için verimli çalışması- na başlamak üzeredir. Bu yıl hal- ka konferanslar verilecek ve fay- dalı gece toplantıları yapılacak- tır. Adana pamuk piyasası Adana, 27 (A.A.) — Pamuk pi- yasası parlamıştır. Pamuğun kilo- su 38-40 kuruşa kadar satılmak- tadır. Buğdayın kilosu üç kuruş etrafındadır. Pamuk yükseliyor Adana, 27 (A.A.) — Borsa'. da pamuğun kilosu 39 dan 39 bu- ü 42 ci Ç DUYUMLAR Seksen bir bin liralık gümrük kaçakçılığı davası Istanbul, 27 (Telefon) — İhtı- sas mahkemesi 81 bin liralık güm rük kaçakçılığı yapmak suçiyle mahkemeye verilen neft sanayi şirketinin davasına gelecek ayın sekizinde bakacaktır. Bugün mah- keme bu davanın ehli vukuf tara- fından tetkikine karar vermiştir. M 'aa ve tayyare pulları nasıl satılacak? Maliye Vekâleti müdafaa ve tayyare resimleri pullarınım dam- ga pulları satıcıları vasıtasiyle ne suretle sattırılacağına dair vilayet lere bir tamim yollamıştır. Tami- me göre bu pulları satmak - isti- yen damga pulu satıcıları bulun- dukları yerin en büyük malmemu- runa (İstanbul belediye hududu dahilinde bulunanlar pul müdür- lüğüne) arzuhal ile baş vurarak damga pulu ruhsatnamelerini tas- dik ettirecekler; müdafaa ve tay- yare pulu satabileceklerine dair şerh verdirecekler ve evelce ver- dikleri kefalet senedi hükmünün tayyare ve müdafaa pullarma da şamil olduğuna dair noterlikten tasdikli senetler getireceklerdir. Gümrüksüz sokulacak eşya Memlekete gümrüksüz sokula- cak olan turizm eşyasının Yugos- lavya Maliye Bakanlığınca alınan karar mucibince Yugoslavya'ya da resimsiz girmesinin kabul edil- diği anlaşıldığından - karşılıklılık şartından istifade eden memle- ketler arasına Yugoslavya'nın da katıldığı gümrüklere tamim olun- muştur. Serbest meslek erbabı da kazanç vergisi verecek Maliye Vekâleti Valilere bir tamim yaparak serbest meslek er- baplarının iyratları ne olursa ol- sun gayri safi iyrat üzerinden ka- zanc vergisine tâbi tutulmalarını bildirmiştir. Müsteşarlar komisyonu Başvekâlet Müsteşarı Kemal'in reisliğindeki müsteşarlar komis- yonu dün toplanmıştır. Harp malüllleri kimlerdir? Harp malülleri tabirinin eşkiya müsademesinde malül olanlara da yapılması gerekip gerekmediği hakkındaki hükümetin tefsir dile- ğini araştıran bütçe encümeni, müsademede malül olanlara da harp malülü deneceğini kararlaş- tırmıştır. Resmi Istılahlar Resmt Istılahları kararlastıra- cak olan ve içinde her vekâletten üyeler bulunan dernek dün Baş- vekillik Muameleler Genel Müdü- rTü Emrullah'ın başkanlığı altında toplanmıştır. Ödünç tahvilleri Erzurum - Sıvas hattı. ödünç tahvilleri birinci kânunun 10 un- da satışa çıkarılacaktır. Maliye Vekâleti ile Merkez Bankası sa- hıdve itfa plânlarını hazırlamak. tadır. Adana'da Sayatları Adana, 27 (AA.) — Vilâyetimiz C. H. F. başkanı Aksaray mebusu Süreyya soyadı yasasına uygun gelmesi için adı nt Bay Örke Evren koymuştur. Evrenk “Felek,, karşılığıdır. Ve bu soyadıdır. Örke de küçük adı olan Süreyya'nın karşılığıdır. Süreyya bunun için mahke- meye ve nüfus müdürlüğüne başvurmuş tur. Şehrimizde birçok kimseler şimdiden sayatlarını koymaya başlamışlardır. SAYIFA 3 Kaplan Tırnağı Z A Kaplanın ayakları ikişer bağlanmış, bir sırığa geçirilmişti. Sırığın iki ucu, iki atın kuburluğuna dayatılmıştı. Yamacı inip çay boyundaki ağaçlığır altına gelince Bay Kılıç durdu: — Siz varın konuşun. Anamla obam bağışırsa bana kargı ucunda çevre salla- yın, İş aymazsa başımı alıp göçerim, ha- itşadak. Yüz atlının birden görünüşü obayı işkile düşürebilirdi. Bu yanılıtıdan doğa- cak anlaşamazlılıkla bitim neye varacağı kestirilemezdi. Onun için Koca Uluğ tek başına obaya doğru doludizsin yürüdü. Ötekiler yol kolunda ağır, ağır gidiyor lardı. Obanın ilk çadırlarının birinin önün- de bir genç kadım oturmuş yün eğiri- yordu. Durdu: — Aydınol yenge! — Aydmol ağbay! ne yana? uğur ola! — Eksik olma. Bir yana gitmiyorum, — Buraya mı geldin? Bir ayran içer misin? — Baysın Altan RBeküme konuk gel dim. — ©, Bogünden öte Baysın değil Yiğit Bay Kılıç şimdenöte Bay oldu. — Bana otağını görtersene — Ardıma takıl. Obanın ortasımdaki altı direkli, dört gözlü otağın önünde durup indi. Altan Beküme bilik verdiler. Koca Uluğ, en ağır halılar, ipek yastıklarla bezeli bir yere alımdı. Girerken kıltcını, yayını, kar. gısını kapının eşiğine koydu 1 — Aydınol Baysın Beküim! — Aydınol bağatır konuk! gelişin v- kur ola. Kaç yiğitsiniz? kimlerdensiniz? —Türkata torunlarından. Acunören”. — Yözünüzün de yüzleri solmaya. Altan Beküm el çırptı, Kızlar, erkek. ler geldiler. — Atlı konuklar geliyor, karşı va- rın, obanın bayrağını çekim, davul 48 - vülsün! — Neden böyle otuz çadırsın Baysın Beküm? Işittiğime göre Evrenulus enaz on bin çadırlıymış. — Dedemin çağındaydı onlar. Ba- bam Arap Abbaslılara — yüz vermedi. Bundan ötürü Gazmeli Bay Mahmut'la biraz gücenişti. Erim Bay Aslan'ını da Harınkişi (Ha ruünuüreşit) denilen Sultan öldürttü. Ta- saya, ağıta büründüm, seçtim kendime otuz çadır, düştüm batı yollarına. On sekiz yıldır ki Karaisalu, Verimdağ (Ce- belibereket) yaylalarındayım. — Evrenuluslularla bilikleşmez mk sin? — Bayağam Sımdırır Han iki yılda bir elli yüz atlı ile Dede, baba payamı akçaya çevirip gönderir. — Doğuya dönmeğe özenin var mu? — Güneş, birgün gelecek, batıdan doğacak. Belki ben görmeyeceğim, ama obam görecek; onun için doğuya dön- meyeceğim. — Evet, dedelerimiz derlerdi: Tür - kata ölmedi, çünkü Türkata ölümsür- dür. Türkata birgün batıdan doğup, doğulara mut verecek, — Nal sesleri var . Doksan dokuz atlı kırallar gibi karşı- Tandılar. Kadınlar, erkekler, çocuklar, doksan dokuz atın kolanlarımı, solukduk- larımı gevşetmişler, ikişer üçer, kaşan verdiriyorlar. Davul dövüyor, etli pilav. kazanları ateşleniyor.. Otuz beş yaşındaki Altan Beküm, oa yedilik çağından daha güzeldi. Kuyna - tası Bilee Han ona Tanrıçe sanını ver- mişti. Şimdi de öyle diyorlardı. Alana serilen ipek halılara — oturdu - lar, altın kakmalı gümüş taslarla köpür: müş Üzüm suyu içtiler. — Günola, uğurola! hangi esinler yüz atlı bağatırı obamıza estirdi?. Akyıldırım, koltutundaki iri paketle kalktı, yaklastı ve önünde bir dizini ye- re kovup basladı: N — Baysın Reküm! Rilge Hanın evli- ni, Evrenulusluların Tanrıçesi, Ulu ka- dınların ulusu, Bekümler Bekümü, Al- tan Beküm! — Buyur Acunörenliler yiğiti! — Ben, Acunören uşağı, Baydeniz torunu, kolumun önderi Akyıldırım; yüz