SAYFA 2 XUĞ G ecele yin "e ” FÜRERERERR CUU Z SS Balıkesir “TÜRK DILİ,, NASIL HAZIRLANIR “Su Uyur, Düşman Uyumaz.,, Derler Ama, Ben'm Bildiği , Suda Uyur, Düşman da Uyumiyanlar... *Su uyur, düşman — uyu maz, derler ama, benim bildiğin, su da uyur; düşm- an da... Palıkesirde, sabaha kader gözlerini kırpmadan çalışanları. tabli tahmin ed- emezsiniz. Çünkü, elinizde- ki, şu dört sahifelik “Türk diliçmin, kaç uykusuz gözün | nuru-ile hu hale gelebildi- | ğini, bizden ve mürettipler den başka kim bi'ecek?.. Dediğim gibi, Balıkesirde su uyur; çünkü, yaz günü dere yataklarında, çatlak tapraktan başka bir şey gö remezsiniz ki.. Kışın. . Eh, biraz. . Fakat, su yine uyur. Düşmana gelince, o da horul horul uyur. . Bütün bir geceyi, ışık al tında çalışmakla geçirenler. bizim mürettipler ve gazet enin müsahhihidir Balıkesirde, geceleyin bu saydıklarımdan başka uyu. maiyan yoktur, sanırım. DAS OT a Te D aa çer?. Yazılar, dizilirken ne- ler konuşulur? Ve “Türk Dili, nasıl çıkar? ... « Saat henüz dokuz.. Bi. zim Yazı İşleri Direktörü, İdare evimizin dört bir ta- rafını saran kahvelerin, sus mak - bilmiyen — gramofon sesleri arasında, acele acele müsvedde hazır'amaktadır. Kendisine, söz söyliyecek olsanız, cevabını, ancak beş dakika sonra alırsınız. O da cevap değil: — Efendim?. Veya: — Ne dedin? Olur. Nafile, bir daha te- krar edeyim demeyin. Çün- kü, karşılaşacağınız vaziyet yine aynidir. Biraz sonra kapı vurulur. — Gir; demeden kapı aç- ilır. ve içeri tel gözlüklü, bir — genç girer. Bu, müreltiptir. — İki kumpas yazı l4 zım. . Bizim Yazı İş'eri Direktö - ründe şefak atar Henüz, bir kumpas'ık bi le yok .. ı — Otur; biraz bekle .. * .. | İdare evindeki işim bitti- | kten sonra matbaaya gittim | İçerde sessiz bir çalışma va rdi. Beni görünce, hepsi, yârenliğe başladılar: Seni gören cennetlik. . Nerlerdesin yahu?. Mevzu derhal değişir; şi kâyetler başlar: — Tuğrul, |... .) e söyle, ya yazı yazmaktan vaz ge- çsin, yahut da böyle fena fe na yazmaşın?. Hayret etmekten kendi- mi alamadım. | .....), oldu kça güzel yazan ve yazdığı | okunan bir adamdır. — Yabu, bu adamın, ha ngi yazısı fena?. — Hangi yııııı olacak; el yazısı . / ! ticeleneceğe benziyor, cüm- ( ettip kendi kendine söyle- | di verdi Ne yapalım; yaz- Mürettip'ere verilen müs vedde'er okunaklı olsunda, yazıda fikir, mantık ve cü mle bozukluğu bulunsun. Bu yazi onlar için: . Enfes!. dir.. $e Oğlum, sen, kalın 24- lüklerden “İtalya Habeş ha- rbi, İtalyan'arın aleyhine ne | | | lesini diz.. Eline kumpası alarak ka saların başını geçen mür ndi: — Yahu, her akşam, İta- alya Habeş kelimelerini di ze dize canımız çıktı. Harfleri yan yana koyar- ken arkadaşına dert ya ndi: — “İtalya-Habeş. kelim - | eleri, içimi bulandırmağa ba- şladı artık - Vallahi, bu yüz dehn gazetenin yüzünü gör mek istemiyorum. Öteki şen bir kahkaha attıktan sonra: — Aldırma be, diye ark- adaşını teselli etti; İtalya, Habeşistanı alaca- kmış, bize ne? Hem daba iyi yal, Ellerimiz İtalya Ha- beşe alıştı. — Bırak canım Allahaş kına. Artık bunları okuyan bi leyok. Herifler işin cıcığını çıkardılar. Yok, italyanlar galipmiş, yok Habeş'er. Ha: rp yerinde olanı bileni yok. İtalya: Filân cephede şu kad ar Habeş öldürdük, diye ortaya bir. balon salıverir. Arkasından gelsin Adi sababa filân müthiş bir paniğe uğralmış tır. , İtalyanları cephede Hangi birine inanılsın a birader? İşi her kes kendi tarafı ba yonluyor. İyi, güzel ama, biz de onları dize dize bit tik., Mürettibin hakkı var, Bu harp te, hakikaten kabak ta- ması bizden, dizmesi müre ttiplerden, okuması da siz- den.. N LŞundan bundan £ Saat 12 ye doğru merdi- venlerde ayak sesleri duyu- lur Postacı, yeni ajans ge tirir. Tabli, yine harp ha- vadisi,. 12 kişinin 16 saat müte- sayesinde madi çalışması | — 12 kişinin altısı sabahtan | akşama ve geri kalanmı da gece yarısına kadar çalışır — 4 sayfalık Türkdili, at üç ve dört aralarında mnklneye verecek kılıfa gi rerçkılişe, serlevha ve i'ân- ları ile Türkdili makine da iresine indirilir. Saat 7 de şu görlüğünüz hale gelir. 4 Sayfalık bir gâzele bu kadar müşkülâtla çıkar ve 25 âyle beslerse, 16 sayfa- Ek İstanbul gazetelerini ar- tık siz düşünün. . sa Me. di | 1 v0 3C0ODrOCGCLLLECEOR! ( En çok çay içilen şehir Glaskovda İngiliz çay sos yetelerinin delegeleri Sir Gr ahamın başkanlığı altında bir toplantı yapnışlardır. Top- lantı yeri olarak bu şehr'n se-| çilmesinde sebep vardır. Çü- mkü en çok çay içen şehir burasıdır, Glaskovda senede 4,590 000 kilo çay istiblâk edil- mektedir. İtalya ve harem ağaları Baron Aloizinin iddia et tiği gibi, yaşını başını almış adamların iğdiş edilmeleri Habeşistanın yabani ve ber bar bir Üülke sayılmasına | vesika olabilir İtalya | ©h üçüncü yüz yıldan 19 cu | yüz yıla kadar kilise hanen- | desi yetiştirmek mi? için yaşını adamları idiş ederken medeni değil miydı? Papanın — idiş — ettirdiği ' adamlar güzel seslerini ka başını almış | betmeden gene türkü söyli- | yebilirse ne eyi, söyliyeme dikleri taktirde şimali Afri- ! kaya haremağası — olarak gönderi'irdi 1878 den 1903 tarihine kadar Papa olan 13 cü Lui bu kötü âdeti ortadan kal- dırmıştır. Şimdi ise İtalyan- lar Habeşistanın bazı kabi lelerinin bu adetini ayıpla- maktadırlar. Avusturya talebeleri neler öğrenecek Devam ettikleri kursa üe | olursa olsun Avusturya Übi- | versitelerinde kayıtlı bulunan Avusturya talebenin hepsi Kültür Bakanlığının emriyle siyasal bi'giler caklardır. Bu siyasal bilgiler kursla- mı Avusturya ulusunun ida- dersi okuya | releri de taşırmışlır. Pu ar- | yamaçlarda bulunan re şekillerine göre okutula cak; talebe aynı zamanda ulusal ihtiyaca tekabül ede- cek ve Avusturya devletinin varlığına yardım edecek şe kilde tarihi ve felsefi göre ceklerdir ——— — Un ve zahire fiatları | 26 ikinci teşrin Salı Unlar 72likbir Çuval un Kuruş 60 Randımanlı 1025 || TO . 935 80 « ” 870 Kırma 500 NOT: Bu fistlara — muaaitle ve buğdayı koruma ver. gisi dabil değildir. İ | bilmiyorlar demektir. Zahire fiat'arı beher kilosu: Cinsi “Kuruş — Santim Yömütük bW7 12,5 | Sert p te 75 Çavdar 4 50 Arpa 4 50 Misir 5 Kum dar — 3 Bak a Kepek T S ürninid Otomobiller Balıkesir-Edremit Yolunda Müşkülâta Uğradılar. Üzümcü Çayına fazla su geldi | Şehrimizde birkaç günde* nberi devam eden sürekli yağmurların henüz ardi ke- silmemiştir. Öteşgün sağnak — halinde yağan yağmur salı gecesi bi raz hafiflemişsede dün sabah dan akşama kadar yine de vam etmiştir. Arada bir şiddetini artıran yağmurdan sokaklar seller'e dolup taşmaktadır. Hacılismail — mahallesinde Kapdanoğlu B. Haszana ait olan evin bir duvarı yağmur su'arının işlemesi yözünden teh'ike vermiyecek — şekilde yıkılmıştır. Fazla sular cıvardaki de- ada Üzümcü çayı geçiliniy- ecek bir hal almıştır. Bu yandaki köylülerin şe- | hire gidip. geriye dönmeleri hayli güçleşmiştir. Tepecik köyündeki değirmeni dönd üren “sular da pek fazla ar- ttğından değirmenin işletil mesi durdurulmuştur Son yağmurlardan ekilen tarlaların da zarar gördüğü an'aşılmaktadır. Bilhassa tarla- | larin tohumlarını seller ahp götürmüşlür. İlimizin hemen her yanına faz'a yağmur düştüğü haber gelmektedit — Bilhbassa Simav çayının Kepsütden ve Susığırlıklan geçen kıs mi suların — tesirleri ile çok kabarmıştı: leri Devlet Ve Anıtlar. — (Baştarafı birinci sayfada) Türkiyenin de turizm endüst- risini işletecek hususiyetleri | ni öldürmemiş olacağız. Ça | nkaya caddesi yeryüzünün her yerinde — bu'unabilir: Ankara kalesinin önden ve arkadan silüeti yalnız An- karada vardır. Ögüst mabe- dinin levhaları yalnız Anka- rada görülebilir. Bir şehri mizde surların yıkılmasından bahseden bir. Fransız bize yazdığı mektupta diyor ki: *iurizm demek güzel bir etelin yanında bir harabe demektir. Güzel otel her yerde vardir 'Sizin şehirle rinize gelecek olanlar. baş' ka yerlerde bu'unmıyanı gör mek için geleceklerdir.. altım — kazıyarak, mazimizin eşerleri- ni tırnaklatrımızla arıyoruz. Yer üslündeki hazır hazne- mizin mahvedilmesine nasıl razı olabiliriz? Tarihimiz, A nadolunun, bütün medeniyet | eserlerini benimsemektedir. Bugün Bünlerden Di küm | nr. güya''başka “bir haktıni- yelin eserlerini ortadan kal- | dırmak fikri ile, silmek iz- | tiyenler. sade zevkten mah' rum değillerdir; — tarih de Yer Sur yıkmak, peyzaj boz mak, anıt mahvetmek bü | Şiddetli Yağmurlardan| Çorun Civardaki Dereler Taştı Sirpank yapılıyor. Kamuda | vam edememişlir. Otomabil | mek ittiyen otomobiller de , mem'eketlte cinayet olma'ı- | anıt'arı , teye her sene - yeni İisteler Diğer taraftan Balikesir - Edremit yolundaki nakliyat | ta müşkülâta uğramışlır. Bu yüzden şehrimizden Edremide giden otomobiller Sarnıç deresi köprüsü bozuk olduğu ve dereye fazlaca su geldiğinden yollarına de- | lerin bir kısmı altmış yedin- ci kilometrede bulunan Bur- salıhanında — bek'emişlerdir. Diğer bir kısmı da gerisi ge riye şehre dönmüştürlerdir. Edremitten - Balıkesire gel aynı süretle, ayni'dereyi geç" mekte müşkülâta uğramış- lardır. Bu. otomobillerden bir kısmı Havrana dönme ğe mecbur elmuş'ardır. Bu yüzden Ba'ıkesir - Edr emit postası da bir gün te hirle şehrimize gelebilmiştir. Erdek Uray kurağının Vyıpılıası tamamlanmıştır, Erdek,27 |Özel aytarımız dan| Yapılmakta olan | uray dairesi tamamlanmış- tır. Bina bu bhafta büyük tören'e Hazırlıklara. —. başlanmıştir. İlçebay Esat Onat izin alarak İstanbula gitmiş tir, içersinde açılacaktır. bir ay dır. Fransada kültür bakanlı- ğinin adı milit — terbiye ve güzel snatlar — nazirlığıdır Bizde de güze' sanâtlar kü: İtür bakanlığının emrinde dir Fakat kültür bakanlığı nit bü husüstaki- vazife ve salâhiyelterini- genişletmek, kendisine milli anıdlar üze rinde kayıidüz — şartsız bir nüfuz vermek İâzım gelir. Kültür Hakanlığının - ilk işi, mil i anıd olarak tasnif- ol unan her eseri, her peyzaji, her evi. her tavanı, her ka piyi onün izni — olmaksızın tahrip deği', tamiri bile me meden bir kanun çıkartmak almalıdır. Bu kanunda mil i anıdlar İistesinin tanzimt kü ltür — bakanlığına bıra kılmalıdır, Kültür Bakanlığı | şehir şehir, taraf taraf mili aralır buldu. İlk lis ve kısa rur. ilâve eder. Bu kanunda ağır ceza tehtitleri bulunmalidır. Mil'i anıt'arımmızı, zengin leştikçe, bülçe — küdretimiz artlıkça. onaracağız. Fakat | şimdiden her tür'ü tahribin önüne geçmeliyiz. F.R. ATAY Çorumda eyi Çalışmalar var. Çorum, 27 (Gezgin ay- tarımızdan) — Burada hü- kümet konağı karşıtında bü yük bir park yapılmaktadır: Kamundaki - bütün evler badana edilmiştir. Kaldırım döşenmiş olan sokaklar çak temizdir. Birçok köylere- yeniden köy odaları, kumunun muh telif yerlerine de helâlar yaz pılmıştır. Kamunbay Nazmi mun bayındırlığı maktadır. Bir kadın Bir erkeği tırpanla yaraladı Mehmet kızı oluz. yaşla oındaki Hanife selmiye ma- ballesinden — Ahmet — oğlu Mehmedi demir tırpanla ba: şından on gün sonra tekrar muayenesi icap — ettirecek derecede yaralamıştır. Ka- di bakkında tahkikat ya- pılmaktadır. İşyarları Tahkir- edenler Öte"ün saat on beş sıra- larında Umurbey — mahalle sinden karcı Ahmet çavuş oğlu Yusuf ve yengesi Hati- ce evlerine gelen haciz iş- yarları ile po'is memurunu Çoru için çalış” ödevleri başında tahkir ettik* lerinden baklarında tahki- kata - başlanmıştır. Terzi Dükkânının camlarını kırmış. Olıyınıı saht yirmi sıra” larında Bandırmanın Paşab' ayırı Mahallesinden Meh- met yumurtacı Halil ken- disini bilmiyecek derecede serhoş o'arak terzi Ahmet Hilminin dükkân camlarını kırdığı devriye memurları tarafından görülerek yaka anmıştır. Kahvederi Aşırılan mest ve İâstikler Dün saat on dört sıralar- ında Çağış kamununa bağlı Yenice köyünden Mustuafa oğlu Rızanın Abahane hani kahvesinden beş İira kıyme- tünde bir. çift- Vâstik - ile iki çıft mesti çalınmıştır. Polis yaptığı — araştırma sösunda hirsizin Biğadıç ka mununa bağlı —Babaköyün- den Karga oğullarından Ah- met olduğu Aanlaşı'mıştır. Ahmet eşyalarla - birlikte yakalanmıştır. Patti ncııııîtııılınmı Hacıgaybi, Yenice, Es: kikuyumcular — mahalleleri semt ocağına kayıdlı üye” lerin bu akşam 20 de Pa: rti kurağında yapılacak oc ak kongresine gelmeleri .