| | D ee N. 17 'â'“llnil — İşler ;R:I.Buhııln müteharrik makine — arla işler makine Müteharrik bizatihi — Kendi işler Tnek: Müteharrik bizatihi makineler, Yük bir terakkiye vasıta olmuştur — di işler makineler büyük bir iler- Ga *Meye araç olmuştur. Yti mütoharrik —Oynamaz, kımıldamaz 'ekotai, Ö'h.lk; Gayri müteharrik bir cisim Bibi durdu — Kımıldanmaz (oynamaz) .."" tisim gibi durdu *1 muharrike — İşletge — (Fr.) Fo- Motrice h 'nek: On dökuüzüncü asrın küvyei mu. 'lfr_ıhıi buhar idi, yirminci asrın ku- YSi muharrikesi elektiriktir. — On _k“_llıııcu asrın işletgesi buğar idi, nhz_'mınoi asrın işletgesi elektiriktir. ik — Harekete getirme, kışkırtma, adırma işletme T.h"k ttmek — İşletmek 'tek; Vapurün çarkını tahrik eden ardır —— Vapurun çarkını — işleten &tmek —< Uyandırmak fnok: Vatanperverlik hissiyatını tah- Tik etmek (harekete getirmek) — Yu- verlik duygusunu uyandırmak ek — Kışkırtmak ge Fransada mensucat amolesini ahrik edenler — tevkif olunmuştur. — Tansada dokuma işçilerini kışkırtanlar li t'f“llnuşluı t&tmek — Harekete ('") Mettre en mouvement ':;'kh Makineyi tahrik etti — Tak. )' harekete getirdi )==.lil — Kışkırtıcı Huf Üt —— kışkırtım getirmek — Maki- — Harf (T.kö) — Lafatan Hırıltı Diş, dişarı Diş yöney — b"lilı 'îiyoç vekâleti — Dış bakanlığı D::?l: Dahili cephe — iç yöney — lı.,k_ı*"yı Vekâleti — iç bakanlığı ğ —G“ Diştan dışarıdan u Z Hane (Bak: arifane) — Urtaklasa t —- Tm'* Hşül'l — Tansılı ııı___i:e (evkalâde) — Görülmedik, iş om“_dvyılııdık Hdek: 1 — Harikülâde (fevkalâde) .,ü)"'ıi_mı. — Görülmedik (işitilme- eç bir ongörürlükle — Aveç wne Yânce extraordinaire ç Görülmedik, işitilmedik şçey — €hose inonie âdş , Fonuşurken) harikulade fevkal- 'n'ıe'!ne — Olur şey değil — C'est tdinaire — Olmaz şey — Cost "ı,,:::“illneı Rıı,.n::' (fevkalâde)— Üsnomal —(Fr.) O,Mı_""l"— inoui merveilleuz B Harikulâde bir sây — Üsnomal n"l. î.ı"f“— Ün travail eztraordinaire 1zey, avlu — (Fr.) Sanctuaire gmk_ııerea #enesinte İdtanın » - 2 Uni “V insonın harimidir. — Bv, Matok,, © Seyidir — La maison' est le ..h'—ı Te de Vhomme, 'İ;ı. iu;mî'ılü özdeş — (Fr.) Confiden .*î e H.c..h“m evrak — Gizli kâğıdlar *’“"' tonfidentielles. Slik ?" h Gizlilik özdeşlik, içli diş- or..ı: (Er.) Confidence — intimite Ba 4 dösyanın mâhremiyeti — İti d::"llııı Bizliliği | .'lî._ı:i Adaş arasındaki mahrumiyeti aç "ked_ış_ arasındaki özdeşlik z f--ıh olarak — (Fr.) Con- 0_“ ©meni size mahremune söyli- Bunu. size gizli olarak Mahremi esrar a« Gizdeş Harir — İpek Harita — Harta Has, mahsus — Üzgü (Fr.) Propre a Ürnek: Onun kendine has bir yazısı var var — Onun kendine özgü bir yazısı Üİ a une maniere d'ecriture prope a lvi Tahsis etmek — Üzgülemek — (Fr ) Af- fecter, consacrer, reserver destiner al- louer. Ürnek: Bu mağazonm kirası vergiye tahsis edilmiştir.. — Bu mağazanın kirası vergiye özgülenmiştir. -& Le lo- yer de ce magasin est affecete a |'impot Hassatan, bilhassa, alelhusus — Hele yal- nız Hassa, hasiyet, hususiyet — Özgüllük — (Fr.) Propriete particularite Ürnek: | — Madenlerin hussası Madenlerin özgülüğü — La propriste des metauz 2 — Mesaiperverlik onun mizacındaki hüsüsiyetlerden biri idi — Çalışkanlık onun özgülüklerinden biri idi — L'a- mour dü travail formait un des par- ticularjites de son caractere. Cevher — Öz — (Fr.) Substance, essence font " Asliyat — Özgünlük — (Fr ) Originalite Örnek: Bu yazıda bir asliyet gö- rünüyor — Bu yazıda bir özgünlük görünüyor -- Ün remarpue de V'ori- ginalite dans cet article Asli — Özgün — (Fr.| Original Hususi, şahsi, zati — Özlük — (Fr,) Pe- rsonnalite Örnek: Yüksek bır şahsiyet — Yük- sek bir özlük — Üne hautc person- nalite Hasad — Biçme Hasad etmek — Biçmek Hasar — Zarar ' (T. Kö) Hasbihal -- — Söyleşi, söyleşmek (monolğ anlamına) Mubahase ötmek — (Münakaşa Aylışmak çatışmak Mükâleme muhavere şima Münakaşa (Mubahsa) — Aytışma Muhabere — Haberleşme, yazızma Müzakere — — Görüşme görüşü Müzakere — Belletim (Okula Müzakereci — Belletici Müzakero —— Asbitik Taatii efkâr — Oylaşma Tezekkür etmek — (;örıi'şıııek Tezkere (Tahrirat) — Bitik Hasbeliktiza (Bak: İktiza) — Lüzumundan dolayı Hııqbiylu — Dolayı, ötürü Örnak: Böyle olmak hasabiyle - —Bö- yle olmaktan ötürü böyle olmak dola- yısiyle. Haseb (Bak: Neseb) Hased etmek (Bak: Gıbta) günülemek Örnek. | -- Bana haset — edeceğine sen do bir baltaya sap olmağa çalış — Beni kıskanacağına sen de bir — baltaya sap olmağa çalış. 2 — Haset etme, gıbta etmeğe benzem- ez — Günülemek imrenmoğe benzemez. Hasud (Bak: gıbta) — Kıskanç, günücü Hasıl olmak, husul bulmak Olmak, üre- mek o Hasılat — Ürüt Hasılatı safıyo — Özürüt — (Fr ) Benefice net Hasılatı gayri safiye — Ham ürüt İstihsal — Uretim — (Fr.) Produetion Örnek: İktısadi istihsal yolundaki terak- ki şayanı hayret bir derecededir — Ük. onomik üretim yolundaki ilerleme şaş- mağa değer bir derecededir. İstihsal etmek — Üretmek — (Fr.) Produire Mahsul — Ürün — (Fr.) Produit Müstahsil — Üretmen — (Fr.) Producteur mütehassıl — olma, ürüme, çıkan Hasım — Hasım (TKö) (Hak yerinde bir birine karşınlık anlamına) Hasım — Düşman Hasumet — Hısımlık — (Fr.) Adversite Husumet - Düşmanlık Hasis—Cimri, bayağı, aşağı söylet etmek) — — Konuşu, konu- terimi) Kıskanmak Ürnek: Hasis menfaatlor— Bayağı (aşa-! Osmanlıcadan Tü Hısset — Cunrilik Haslet (Bak: Seciye) — Ira Hasretmek — Hasretmek |T.Kö.| Örnek: Mesajsini, yalnız ilme hasretm- iştir — Çalışmalarını, yalnız ilme hasr- etmiştir. Hasren—Hasrın Münhasıran — Salt Örnek: Münhasıran pederini çağırmış Salt babasını çağırmış. İnhisar (Monopol) — Tekit İnhisara almak |Monopolize etmek| — Te kitlemek Hasret, tahassür — Özlem Örnek: Hüzröt günlerini andım günlerini andım. Mütehassir olmak — Özlemek Örnek: Mütehassir olduğum demler — Özlediğim demler. Üzlem İştiyak — Göresi Örnek: Günler geçtikçe size olan iştiya. kım artmaktadır — Günler geçtikçe size olan göresim artmaktadır. Müştak olmak —Göresimek Hasta . |T.Ko | Haşâk —Çöp,süprüntü Haşere —Böcek Haşin — Sert, katı Huşunet— Sertlik, katılık Örnek: Huşunet göstermedan iş yaptı- rmasıni bilir —Sertlik göstermeden iş yaptırmasını bilir. Haşiv işirme Haşiye— Çıkma Haşmet, ihtişam —Görkem Örnek: Haşmetli bir yürüyüşü vardı — Görkemli bir yürüyüşü vardı. Haşyet — Belin Ornâk: :'ıldınm düştüğü — vakit haşyet içinde kaldık— Yı! üştüğü ü belin içinde kaldık, MERLRZ aT Tebaşi (Bak: ihtiraz) — Sakınma Örnok: Ona söz söylemekten tehaşi ed. erim — Onü söz #öylemekten sakınırım, Mütehaşi |Bak: Muhteriz) — Sakıngan Hat—1 — Çizgi, 2— Yol, 3 — Yazı,4— Hat (T. Kö) Örnek: 1 — Kırmızı bir hat çekti—Kır- mızı bir çizgi çekti. 2 — Hututu hadidiye 3 — Hattı miht — Çivi yaz:sı, | Hattı hareket — — Gidiş, tutum — (Fr.)| Maniere d'agir, lignede conduite Örnek: Hattı hareketini beğenmiyorum Demiryolları | — Gidişini (tuatamunu)| Beğenmiyorum Hattı vâsıl —Bağdaç Hatâ — | — Yanlış, yanlışlık, 2— Yanılma, 3—|Bak: kusür) — (Fr.) Fante, erreur Örnek: 1 — Bu yazıda tertip hatası (sehvı) var — Bu yazıda dizi anlışı var. 2 —Bu hattıhareketinizdeki gnuyı anlı- ormusunuz — Bu gidişini i . qylığı ınlıynımuıunuıs’ e K $—Hatayı adli — Tüzez yanılma. Zühul — Unutsalık — (Fr.) İnatvertance Örnek: Affediniz, zühul etmişim — Ba- Bışlayınız, unutsalık etmişim. Hataen — Yanlışlıkla Ürnek: Bu sözü, her halde hatacn söy- ledi — Bu sözü her halde yanlışlıkla söyledi. Hata etmek — | - Yanılmak, kuşur etmak) — |(Fr.) fauto, se tromper Örnek: Size jtimad etmekle hata ettiği- Mi anlıyorum — Size gövenmekle — ya- nildiğimi anlıyorum. Zühur etmek — Unutsamak Örnek: Bu işte zühul ettim — Bu işte unüterdim. Hatır — Hatır (T Kö) Hatıra — 1 — Anı 2 —- Andaç — (Fr.)So- üvenir İhtar etmek — Hatırlatmak — (Fr.|Rappeler 2 — |Bak Commettre une Tmaemanaz Belediye Başkanlığıhdan: Asri mezarlıkda yapılacak bekci evi 15 gün mütdetle açık eksilimeğe konulmuştur. İhalesi 22 — nisan - 935 pazartesi günüdür. İsteklilerin şartnameyi öğrenmek üzere belediye yazı işleri alemine baş vurmaları ilân olunur. 128- 3) rkçeye Karşılıklar kılavuzu Tahattur etmek — Holırlamak — (Fr.| Se rappeler, 8e souvenir Muhtira — Andıç (Fr.) Memoire Yüdü tezkür etmek — Anmak Hatib — Aytaç Hitabe — Ayta Hitab etmek — Aytamak Örnek: Size hitab ediyorum — Size ay- tayorum. İradı hitabe etmek — Ayta vermek, ayta söylemek Ürnek: İradı hitabe ederek sözünü ke- adiler — Ayta söylerken (verirken) sözünü kestiler. İradı nutketmek — Söyley vermek Örnek: B. M. Meclisinde iradı nutketti Kamutayda söylen eerdi Natuk — Sözmen (Fr.| Uwi Ta parole facile beau parleur. Nutuk — Söylev (Fr.| Discours Muhatab — Aytıç Hatime — Sonsöz Hitam — Son, bitim Hatmetmek — Bitirmek, tüketmek Örnek: Koca bir kitabı bir gecede ha- tmetmek— Loca bir kitabı bir gecede hitirdi. Hattâ— Bile Örnek: Hattâ sen — Şen bile Hatve—Adım Hava—Hava (T. Kö.| Havale — Gönderi Örnek: Para haaalesi— Para gönderisi Havale ötmekseaBirakmak, üstüne bırakm- ak, göndermek (para için| Örnek: Bu isi ona havale ettiler — Bu işi ona bıraktılar fonun üstün bıraktılar| Havali—Dolay Örnok: İstanbul havalisinde— İstanbul dolayında Etrafü havali — Yöreçevre Örnak: Köyün etrafü havalisi hep ba- hçe idi—Köyün yöreçevresi hep bah- çe idi Havari — Yarlar Örnek: Havariyundan — Saint Paul ilk imcili yazdı—lİsyanın yorlarından Saint Paul ilk incili yazdı. Havas- Ağal Havası hamse—Boşduyu Havayişi — zaruriye — Yaşatık Örnek: Şoker de havayici — zaruriyode- ndir — Şeker de yaşatıklardandır. Haver—Doğu Havf—Korku Havfotmek— Korkmak Haif—Korkak İhafe etmek—Korkutmak Mahuf — Korkunç Ürnek: Mahuf bir - fırtına bir fırtına Hisas—Korku Havi olmak, ihtiva etmek — İnine akmak, kaplamak 4 Örnek: Bu kitabın havi olduğu (ihtiva ettiği) fasıllar — Bu kitabın — içine al- dığı ayrıçlar Havza — Havza |T. Kö.| Hayâ — Utanmaz Hayamasızlık — Utanzlık Hicab — Sıkılma Mahcub — Utangaç Örnek: Çok mahecup bir çocuktur. « Çok utangaç bir çocuktur. Hayal— Hayal (T.Kö.| Hayalet-Görümsü Hulya— Kuruntu Hayat — hayat (T.Kö.) pHayide — Bayat Ürnek: Bir takım hayide gözlerle başı- mızı şişirdi — Birtakım bayat sözlerle başımızi şişirdi. Hayıflanma (Telehhüfj — Ya; Haylı -- Haylı (T.Kö, Bayanlar! Kuvafürünüzü Zevkinize uyğun olarak İz. mirden sureti — mahsusada gelen ISMAİL yapacaktır. YENİ BERBER SALONU na haber vermeniz kâfidir. sonrv erdirmek, - korkunç