PT , Z SKUN p ğ | İ | SAYFA: 6 Alman Ordusu. Ordunun 30 ikinci kânundaki vaziyeti..- Führere karşı | sadakat taahhüdü-.. Nationalsozlalism bugünkü ordu- nun temelidir., Berlin, (Hususi muhabiri- mizden) — Almanya harbi- | ye nezereti başmüdürlerin- den (Major Foertseh) muh- afız alayı zabitleri gezinos- unda gazetecilere hitabeden bir natuk söyliyerek — yeni | Almanyada ordunun vaziye- ti meselesini izah etmiştir (Major Foertseh) diyorki: buügğakü Alman ordusunun | Alman devletlerin » karşı olan vaziyeti hakkında yabancı | memleketlerde dönen İşayi- alar gülüne bir şekil almış- tır. Bazı gazeteler; — Alman ordusunan ve onun ceneral- lerinja, nationalsozialisimin en kuvvetli düşmanı olduk- larını yazarlarken — diğerleri Alman ordusunun baştan aş- | ağı natjionalsozialism ile aş- ılanarak hakiki orduluktan çıktığım iddia — ediyorlar. Kısınen okuyucuların merak ve heyecanını körüklemek kı-| #men de bugütrkü Almanya- yı baltalamak niyetile çıka- rılan bu Şayiaların — biraz daha hakikatı - bilmemekten doğduğuna şüphe — yaktur. Acunun kulaklarına doğru yu haykırmak ise bizim va- sifemizdir. Vaymar kanunu esasisine dayanan (1918) ve (1918 sonraları) Almanyası- nda hükümet mahtelif f.rka menfaatlerinin mümessili gi- bi öldüğündan ordu hüküm- ettan ayrı ve her türlü sı- yaşadan uzak bir yaziyet almaga mecbür'ol- muş ve kendisini bütün fır- kaların fevkinde ilân etmiş- ti “Ozaman ordünün bu va- ziyetini çekemeyip — ona'ta. arruz etmek istiyenler oldu- gu gibi, bu vaziyeti anlamı- dıkları için beğenmiyenler de olmuştur. Habüki - ordu kendi hayatı için elzem olan iatizam ve disiplini ancak bu sayede temin — edebildirdi. Vaymar kanünuesasisi Al- | manyası zamanında intişar etmiş — olan aLeitfaden für | rziehung und Ünterricht» isimli kitab ordu ilo hükü metin vaziyetlerini izoh ede- rken diyor ki: Asker dövlet otoritesinin bir hizmetcisidir; — ve ordu kuvveti hükümetin — elinde devlet otoritesini içeriye ve dışarıya karşı müdaffa et- | meğe yarayan bir vasıtadır. Ordunun 30 - ikinci kânu- ndaki vaziyeti: W 1934 senesinde — basılan | askerin avazifelerin — isimli kitab ise ordu kuvvetini millt müdafaa — vasılası ola rak göstermekte ve ordu. nun millete bağlı olduğunu hatırlatmaktadır. Eserin en mühim bir yerinde, denili- yor ki: «Orda Alman ulusu- nun — silâhlanmış kuvvetidir. Ordu Alman yurdu olan Almanyanın ve natjonalso. zislisin ülküsü altında bir- leşerek bir tek vücud ol- müş olan Alman halkının ve bu vatan ve milletin her türlü menfaatlarinin yegâne koruyucusudur.» Görülüyor ki bu defa ordunun dabile karşı - (yani imalinden hiç bal | ülkü etrafına il- | taahhüdü: ta devlet mefhumlarının ye- rine ulus ve kü —ve bugünkü — Alman ordusunu mukayese edecek olursak Hitlerin harbden sonra Almanyada yapılan en büyük iş halkı bir tek toplıyan na- tionalsozialismin da- ğgub büyümesi ve ordanun yeniden kurulmoası olmuşture sözünün nekadar dogru — olduğunu — görürüz. Alman ink.lâbından Alman ordusunun aldığı vaziyet da- ima eyi neticeler vermiştir. Tarihte ordular tarafından yapılan veya orduların mü. dahalesile başka bir çehre alan veya ordular tarafından durdurulan inkılâplar ve ih- tilâllerin sayısı pek çoktur. Fakat Alman iakılâbı kadar ordusuz fakat ordu için ya- pilan inklâp nadirdir. Nati. onalsos'alizmin elde etmek için uğraştığı güayeler; ordu- nün — yıllardanberi hasretle özlediği şeylerdi. Bu haki- katı cerh için «eğer ordu natjonalsezialismin gayeleri- ne ötedenberi inanmış olsay- dı» kendi silâhınin küvveti- ne dayanarak — inkılâbı yap. mak çoktan elinde idi» di- yenler —unutmamalıdırlar ki yalnız ordü ve — silüh kav. vetile yapılan inkılâblar çok geçmeden — yıkılmış ve bu yakiliş otdu kuvvetini de be raber götürmüştür. Kuvvetli silâhlara olduğu kadar ka- falardaki kuvveotli imanlara da dayanan — iakılâplardir ki düima muzafler olmuşlardır. Nationalsozürlism bugünkül ordunun temelidir. (Major Foertach) bundan sonra'ordu ile (NSDAP) ar- asındaki — münasebetlerden uzün uzadıya — bahsederek demiştir ki: (Führer-önder Hitler) hükümetten de, dev- letten de, milletten - de ayrı bir teşekkül olarak kenarda kalmış olan Alman ordusu nu içinde bulunduğu yalnız- hıktan çıkararak milletin ca- ni mesabesine koymuştur Bugünkü Alman devleti ve bütün Almanlık iki büyük direğe dayanıyor. Bunların irisi ulusu sıyasal iradesi ni temsil eden ordu kuv vet- idir. Alman düdafaan - vekili (Ceneral von Blamborg) ye- ni Almanyanın - temsili olan natjonalsozislisinin — herkes ordu içinde mukaddes oldu. ğunu çoktan ilân etmiş bulu nuyor ve ordunun bu fikre iştirak ettiğini isbal edecek deliller bol bol mevcuttur. Meselâ: Ordu ile natjonalso- zislism — fırkasına men- sub uniformalı efrat arasın. daki selâmlaşma tarzı bir mayısta yapılan natijonal. sozlalist ve amele şenlik- leri ile sonbaharda yapı- lan hasat bayramına — ordü- nün iştirak- etmiş — olması ve Almanyada führere sada kat yemini kanunu üzerine herkesten övel bütün or: dunun sadakat yeminini vor. miş olması bu iddianın en canlı misallerindendir. Führere karşı sadakat halk mef I humları konulmaktadır, Dün- | fikirdedir. Hattâ Figoru gaz- Leval Londraya gidiyor, Paris, 25 (A A | — Pöti Ju- rnal gazetesine göre, bay Fl. anden ile bay Lavalin Lond- ra seyahatlerinin Fransiz-İta- İyan anlaşması için yapılac- ak Roma ziyaretinden son- raalacığı — anlaşılmaktadır. Gazete diyor ki: — Roma seyahati tarihinin pek — yakın olduğu fazla ni- kbin olmaksızın söylenebilir. Birçok gazeteler de aynı etesi Koma seyahatinin yılb- aşından evel - olacağını bi ldirmektedir. doğrudan — doğ Alman | ulusunun önderinin şahsına olub askere ulus ve yurda olan vazifelerini hatırlatacak ve anlatacak kadar sarih- | tir. — Askerliğin anası olan Ç(emreden) ve (emri telâkki eden) mefhbumları bu yeni ordu yemininde pek - canlı olarak tebarüz — ettirilmiş- tir, Yeni sadakat yemini Vaymer kanunu — esasisine dayanan ceki yeminle kıyas edildiği takdirde gö- rülüyor ki, sakisine bir taraftan kanunucsasiyo riayelte yemin ediliyor, diğer taraftan kendinden yukarıda | (amirine) sadakata ahdüpey- man olunuyordu, Şimdiki ye. minde ise yalnız ve yalnız öndere sadakat yemini veri- liyor. Eski yemine göre eğer amir kanunuesasisinin şart- larına muğayir — bir emir verecek olursa emri telâk ki eden; kanuna mı yoksa amire mi itaat etmek lâzim geleceğinde tereddüde düşe | bilecek idi.- Şimdiki şekilde | ise böyle bir karışıklığa im- kân yoktur. Bu yeni şekil jle ordunun ' & bütün fırkalar — fevkindeki mevkiinin — ve — siyasadan uzak durmak hususundaki pronsibinin sarsıldığım iddin. etmek doğru değildir. Çün- kü sıyasa ile nlâkadar ol- mamış hiç bir ordu yok- tur. Eski imparatorluk or dusu baştan başa monarhist idi. Bugünkü Alman or düsüu ise — natiolsozialisttir. Siyasaljişlerde — faaliyet göz- termek imparatorluk ordusu na olduğu kadar bugünkü or- duya da memurdur. Bunun sebabi ise aşikârdır. Eğer ordu efradının sıyasal faali- yet göstermesi menedilmez ise şu veya bu — cenerâlin orduyu kendi şahsi yükseli- şi için çalışmağa cebretmesi tehlikesi mevcut olur ki bu- na hiçbir zaman — müsaade edilmez. Ordunun fırkalar fe- vkinde bir mevki — alması lafına gelince bügünkü Al- manyada (fırkalar) mefhun mevdud olmadığından frka- lar fevkinde mevki almakta mevzubahs olamız. Bugün bütün Almanlık bir tek ülkü otralında birleşmiş bulunuy or ve ordu birlikten dışarıda kalamaz kalmamıştır. Ve kalmıyacaktır. Nationalsozia- Hist zaten harp siperlerinde dağmuş bir prensip olduğu- ndan. nationalsozialist fırka- sı ordunun kendi içinden dofmuş bir fırkadır, doğu- uşları bir, çalışmaları bir ve ülküleri, bir olan nationals- | zinlist fırkası sile Alman or- dusunun biribirlerinden ayr- ilması için hiçbir scheb yo gi ri | ls çalıyordu Koltuğa gömülmüş yo meosrur sigâa- rasının Jdumanını — savurü- iyordu: — İçinden: — Nihayet avcumun içi ne aldım diyordu. .. Böyle uyuşuk onün - içini sıktı. Yerinden kalktı. Odada bir — aşağı bir yukarı gezinmeğe baş- ladi. — Sevincinden — kabına sığamıyordu. Islıkla bir Va- Güzel olmak bir sor- memnun bir. kadına malik bünunla bereber vete konmak ne totli bir hulya idi. Kendi kendine gülümsedi.. Sacid güzel bir erkekti.. dokakta her ka. dın başını çevirtecek kadar | güzeldi. Bu güzelliği — ile birçok — kadın kalblerini a- teşlendirmişti. Bu arada ta- nınmış zeoginlerden Fadıl n kızı — Nermin de — Sacide karşı kalbinde bir aşk bes liyordu. Bu Sacid için kaçırılmaz bir fırsattı. Nermin güzel bir. kızdı. Fozla olarak da bubası zengçindi. Sacid Nermini tanıdığı gü ndenheri yegâne meşgalesi genç kıizi. avcuna almak, kalbini çelmekdi.. Sacid bu işte kolayca mu- vaffak olmuş Nermini ken- disine tamamile bendetmişti İşi kızıştırdıkdan sonra Ner- mine izdivac — teklif —et mişti. — Genç kızın zaton bu hazır tarafı — idi. Sevdiği bir erkek ile evlen- Soyadı Nizamnamesi Bugün nizamnamenin son kıs- | | oturmak | | şmesini | karanlık kalan bu Bir İzdivaç Peşinde| »et mek elbette onu mesut ede- | cekti .. Sacid Nörminle mutabık kalınca hemen meseleyi Fad- ila açtı. Fadıl — kur- naz bir adamdı. Yavrusu- nu her önüne çıkan — avcıya kaptıracaklardan değildi Za- ten o Nerminin Sacidle görü- hoş görmüyordu. tenSacijd onun nazarında çap- kın bir erkekti Hem istikbali karanlıkdı.Hem de hususi bir- müessesede ortaya maağli | bir memurdu, Sonra bu me- | muriyeti sağlam bir kazığa bağlı de- gildi Belki bir gün işinden çıkarılabilirdi. Fadıl — yöpılan — izdivaç teklifimi — reddetti. — kızını da nasihatlerle yola getir- meğe çalıştı. Fakat bir tü. rlü buna muvaffak — ölamadi. Herikisi de bu sevdadan vuz- geçmiyorlardı. Sacid yakla- dığı yağlı avı kolay kolay elihden bırakmak istomiyor- du. Arzularının reddi onun ümidini kırmamıştı. O bu iş- te büyük bir azim besliyor- du. — Fakat Fadil da — bü işte kolay kolay — mağlüb olacağa benzemiyordu. Düş- ünüyordu. Sacidin —ayağı Di evinden — nasıl kesebil- irdi. Ne yapabilirdi. Her an | fikrini kurcalıyan, eşen bu | idi. Yazıhanesinde, evinde heb bunu düşünüyordu. Bu vaziyetin müşkülü jçinde kı- | vranırkön bir çare onun fikrini aydınlatımıştı J mını bugün basıyoruz. Bu memurlar işledikleri soy adı defterlerinin — ta. raflarında işlendiğini anlatan bir şerh yazarak — altım tasdik etmeğe nüfus dai- resi memurununa da tas- dik — etlirmeğe mevcburdur Bir esas defterlerine ge çirilen soy adlarının heb- si doğum kâğıdlarına ya- zılmamış olursa bü - pera- könde doğum kâğıdlarına soy adları nüfus memuru veya memur edeceği kim se — tarafından — işlenebilir. Ancak bu - yolda dolduran doğüm kâğıdlarina yazıla. cak şerhlerin nülus — me- murları tarafından — imza Tanması — lâzımdır. Müdde 48 — — Nüfus me- murları, kâtibleri ve yardı- me gelen memurlar adı defterlerini ana kütükle re ve doğum kâğ dlarına iş- lerken Söy adı. kanunu hü kümlerine ve bilhassa — bu nizamnamenin 7,8,9,10,11,12 ve 13 üncü maddelerine ay- kırı olub olmadıklarına dik- kat etmeğe ve aykırı olanl- arı işlemeyib kaymakamlığa ve vilâyet merkezlerinde va- liye bildirmeğe vo bu mak- amlardan gelecek, emirlere göre işleri yürütmeğe mec burdurlar, Valıler ve küy- makamlar bu hususta jcabde- den omri 25 sanatte verme- kle mükolleftirler, Madde 49 — Nüfus me- murları, 2-11 935 günlemec- inden 'başlıyarak nüfüs kü- ne ya TI soy | mların soy adlarını da ber- aber yazorlar. Soz adsız. hiçbir. doğum | yazamazlar. Yeniden tabiiye- | te alınanlar da nüfus küt- üklerine soy adlarile bir- likte yazılırlar. Madde 50 — Köy ve ma- halle soyadı defterlerine ve doğum kâğıtlarına işlendikton sonra gelecek — perakende soy adı kâğıdları nüfus me- muru veya kâtibleri - torafı- ndan işlenecektir. Bölüm ve dürlü hükümler Nadde SA Söy eğildei| fterlerine, soyudı küğıdlar ma söoy ai için - verile- cek arzuühallere ve — bel- gelere doğum kâğıdlarına yazılacak soy adı. şerh- Terine pul yapıştırılmaz. Mâdde 52 — Soy udlarını nüfus kütüğüne ve doğum küğıdlarına yazma — işinde ihmali görülen — memurlar hakkında kaymakamlar — bir haftalığa — valiler on — beş günlüğe kadar maaş kes me cezası — verebilirler. Bu karar'ar kati - olup ödenecek maaştan ke. ilk silir. Madde 53 — 2-7- 1936 günlemecine — kadar — soy adını köylerde muhtarlara ve şehir kasabalarda ma. halledeki belediye memur- una veya — mümessillerine veya — nüfus — dairelarina bildirmiyenlerden beş li ardan on — beş Lira- ya kadar ve bu iş için bu niz- rerilen ö vi Küba | eereieğem eei Rl metçe verilecek “u; Ogün bir dakika ? betmeden — gazete nesine koştu. dedt —« Sacid yatağından — kalkmıştı.. Bugüt tine daha ziyade ediyordu. — Zira buluşacaklar — ve 7 reye başvuracaklardi: » takımlarını — hazıri karşısına — oturdu. sabunladı.Ve usturay! gezdirmdğe başladı. sırada kapı | Yarı — tıraşlı 'üııb indi. Kapıyı açdı. —) ezziden gazateleri M | yukarı — çıktı. Acaba diye — gazeteleri — V mağa başladı.. Ehemmiyete şaysf göremedi. Gazeteyi bırakacaktı, fekat 8 ilişen bir havadis dırımla vurulmuşa d? Olduğu yere yıkt | idi, hulyası birdenbir? vermişti. Artık ran tmiyecekti. Hem artif , zumu vardı Consiz D” gibi olduğu yerde ! hareketsiz kaldı. an — tıraşı da UNÜP Yüzündeki sabunlar © rumuştu eei K Sacid ayağını ll".'ı_ : n evinden — çekmi$'” rünmez olmuş san$i re karışm şti. Sadi€i gazetelerde okuduğt Fadılın iflâsı idi- ingiliz-fransız göl Londra, 24 (A-A ve Ledi daymen dün Kana gelmişlerdir. V, rtularını orada gf | dir. Pariste bulundt? rada Sir ve Ledi ” diş işleri — bakanli ve Madam — Lnval . © renin Paris haıiîk. ve Ledi Klâek İt? ikte yemek yemi Noşredilen - bir — M Leval ile. SiT enin başlıca — Avrt ğ üzerinde göıaçu'li lmiştir. Frans z — gazeli misakı Almonyan'f silâhlanması — Frt yan görüşmeleri- letleri vazjyeti v& " p muahedesinin feshi Üi görüşüldüğünü Yd7? 4 Meselelerin büyüklüğü her N bir korar — alhın muayyen bir | tında görüştülm bir tetkik yapılı olmuştur. eri yapmakta ihm? muhtarlar ile ihtifE eri azasının hef » belediyelerce ınıvl" lerden- 10 liraya para cezası alınıf- a Bu cezalar DI.’ beyetleri kuraril? O vıfi veya kaymak” — sdikile katileşir- Madde 54 nizamname — » 2-1-1935 - ta a en — tatbik olunt? | 1 Padde 55 — 23 TsimmrDirle olan bu nizan