SAHTE Serseri PRENS Şahabettim Şehzade Reolünde n ği vee Odanın tavanı başıma yıkıldı, bizim prens serserinin biri imiş meğer BUNDAN EVVELKİ KISIMLARIN HÜLASASI Merhum Üçüncü müfettiş Tah- «in Üzer bu çok güzel yazısının bundan evvelki kısımlarında, Şeh- zade Şahabettin Ve hususi kâtibi Belim Efendinin Selâniğe nasıl gel- diklerini ve Selânik valisi Danişin (€ ısrarı üzerine nihayet otele gidip Şehzade tarafından sahte ve p |* macık tavırlarla karşılandığını an- hlatıyar: Bundan sonra, bizzat vali gidip Şehzadeyi ziyaret ediyor. Şehza - denin gelişi haberi bütün şehre ya- H yılmıştır. Nihayet vilâyet konağın ,; da mutantan bir resmi kabul ya pilıyor, Şehzade müdürlerle tanı - sıyor, bütün işler bakkında - güya| alâkadar oluyormuş gibi - sualler soruyor. © sırada mevleviler de müracaat ederek şehzadenin tekkeye teşrifini fica etmişler ve şehzade bu daveti de (Zahmet oluyer!) diyerekten ka- bul etmişti. Ben bu Selânik ziyaretinin ne se- bebe müstenit olduğunu anlamamış.| we İstanbula çektiğim bir telgrafla şehzadenin bu ziyareti hakkında ma lümat istemiştim, Aradan bir gün geçti, Çok sürmedi, mütemmim malü - Mat erişti. Sadrâzam Hakkı Paşa dan da vilâyete bir şifre geldi. «Tev- #ik Efendinin erkek oğlu - olmadığı, Şahabettin namında şehzade bulun - madığı, bunun ancak bir sahtekârlık telâkki edilmesi Yüzum geldiği, yapı- lan tezahüratın çok çirkin ve mana- sız olduğu» bildirildi (Odanın tavanı, o anda, başıma çök tü. İskele kömiseri Salamonun yap- tağı bir gafin bu kadar acı bir âkıbete yaracağını tahmin etmiyordum. Ken-| © di kendimi yiyecek gibi hırçınlık| göstermeğe başladım. Ve derhal yı nima iki kemiser alarak doğrı Mevlevihaneyi boyladım, Yahni, lav, aşure kazanları kurulmuş, âyin başlamıştı. Gelen halkı te nin İçi, dışı almadığından Mevlevihane — ile| Yenikapı arası bir mahşer haline gir| mişti. Çoluk çocuk, kadın yollara dö| külmüştü. Yüzlerce satıcı geniş alış verişile mütemadiyen bağ dürü ajve şehzi pi-|kı yük locaya girmişim. Paşayı şehzadenin sağı |Dâniş 'Beyi'de solunda gördüm. Şa- habettin, bir kamedya yarak dönen mevlevilerden göz hapsine alan ka- Kâtip Selim ber- elpençe divan duru - yordu. imtikamımın en yük sek kuvvet ve kudretile Şahabetti nin kulağından tutup geriye, yukarı a doğru çektim. İlk önce bu vazi - seri telâkki cden , beni in- vali-| İnin ve diğer erkânın ayağa kalktık-| etimi bir cinnet sından arını gördüm. Dervişanın hay ve huyu içinde, ondan daha yüksek bir gürültü kop-| tu, Herkes yerinden eynadı, ayak- landı. Kimse işin farkında değildi. Yanımda bulunan iki komiser Şeh-iş zadeye, kâtibe kelepçeye vururken, daha çoğu olmak hayretle karı haneyi çınlatıyordu. Düniş Bey, sapsarı oldu. kadın sesi üzere, — Tahsin; ne yapıyorsun, ne olu- yor? deyince, sor raddeye varan ta-, hammülüm, isyankâr bir hal aldı. — Hani ya Tevfik Efendiyi tanıyor dun? Benlerine kadar şehzadeyi bi- liyordun. Dünyaya rezil elduk, daha ne istersiniz? Acı hitabımla sustu. Hiç tevakkuf etmiyerek polis mü- etine döndük. Artık arkada bi"' lerce ziyaretçinin geçirdikleri heye- canı bilemem. Yalrız bir gün ev şehzadeyi semalara çıkaran Âsır — ve| Jurnal dö Slonik gazetelerinin ak - şam nüshalarında — vilüyeti şiddetle| tenkit eden yazıları, vaziyetten halkı haberdar ediyordu. Pilhakika âleme ç olmuştuk. Konsolosların duvayyeni Mösyö âm vilâyete bir protesto — yazarak nin kartlarını tade ederek di kartlarını İstiyondu. Ordu mü- fettişi Hadi Paşae bu yüzden ordunun şerefine — okunulduğundan bahsile buna sebebiy mes'uliyetini talep edi Vali Dâniş Bey “<Ne için ve zamanile dikkat! ı> ileri sürerek sıkılmadan beni mu yorlardı. Bir dakika sonra, göreceğim vazi- yetin heyecanile titriye titriye tekke nin merdivenlerini çıkıyordum. Kal- bimin çarpıntısı beni orada devire -| cek diye korkuyordum. Kan başıma | vurmuştu. Mevlevilerden beni gö - renler sofadaki kalabalığı açarak va- Hatn, kumandanın daha doğrusu şeh- zadenin bulunduğu locaya - girebil - mekliğim için uğraştılar. Yüzlerce derviş semağda dönüp dürüyordu. Karşı tarafta mevlevi Bazı kemanlarile, kanunlarile, neyle- riyle, kudumile, yüksek seslerle tek- ke havası çalıyordü. Selâniğin bütün kibar kadınları en önde mevki tutmuşlardı. Şehzadenin güzelliği şöhreti tablatile bu cazibe- yi yapmış görünüyordu. Hele ken - ;umnı.;f;ı;ı lerin bu hiç alışma| mahfil 'atı hayretlerini ka- bartıyordu. ÜYi aa uDl Denilebilir ki gayrişuuri bir vazi- yette tekkenin yukarı katındaki bü: Jahazaya kalkışıyordu. İki saat sonra poli: etrafı, hükümet konağı bahçesi me - rak sevkile doldu, boşaldı. İsticvap bi Fezlekesi — yapıldı. Vilâyet müddelumumiliğine verildi (Devamı var) Tasviri Efkârın takvimi 19 Hıyı_ı_ 1940 Pazar 1399 H. Rebiül'âhir 11 Gün: 140 Vakitler Güneş (Yarınki) BıR FAKiR IİZIN H'KAYES Edebi Tefrika No, 18 Küçük Sacide bu sırada yere eğil ina İüstik —kunduralarını! .,.,.,.,Kı. meşgul idi, bir hayli uğraş- faktan sonra Behirenin yüzüne istim dütkârane bakarak: yavaş yavaş avdet edersiniz. Çocuk- r bu gezintiye alışıktırlar, sıhhat- için, hava iyi oldukça, her gün kendilerini böyle gezdirmek lâzım - le: — Ben bunları bir türlü giyemiyo- K Tupı. Diye şikâyet etti. Genç kız derhal eğilerek çocuğun Tâstiklerini giydirdi. Çocuklar hacarlanmışlardı. Büyük| hanım Behireye dedi, ki: | -— Buradan ağır ağır Taksime ka-, gdar ıldı'dnlı. eğer hava fazla boz-| ıııuııdıııhııı '!'ıhlımııııkhül l.rhıvuııııııhıııv— bahçesinde biraz oturur fine, Bu sırada kapı açıldı, içeri ge bir kadın girdi. Bu, doktorun hem- Hresi Semahat idi. Behire, büyük ha nımin (kızımdan hiç ayrılmam) de- diğine bakarak bunu on beş, .on altı| yaşında bir kız zannetmişti. Hılbu- |ki Semahat yirmiyi geçirmiş bir yi da idi, ”| Bu genç kız annesine hiç benae -| iledecek kız ve erkek talebeler ve üni- seyreder gibi,| ayağını ayağı ü- ik bir feryat mevlevi-| | verenlerin şiddetle| vakit| davranılmadığı-| 19 Mayıs Bayramı Bugü yapılacak olan on dokuz Ma- yıs Spor ve Gençlik bayramı şenlik- lerinin intizam içinde devam etmesi için vilüyet, maarif ve belediye tara- |fından icap eden bütün tedbirler alın mıştır, İdman hareketlerinin yapıla- ağı Fenerbahçe ve Beşiktaş stadla- nda merasime saat tam onda baş- İlanacağına nazaran merasime iştirak İversite gençliği dokuz buçukta mey- İdanlarda yer almış bulunacaklardır. Fenerbahçe stadındaki harekâta lise derecesindeki resmi ve hususi mek- |teplerle muallim mektepleri — istirak edecektir. Bu staddaki merasime 3744 genç girecektir. Beşiktağ stadındaki merasime orta |mektep talebesi iştirak edecektir. Bun ların miktarı (3410) dur- Hağırlanan programa göre Fenerbahçe stadında yapılacak asıl merasim vali ve beledi ye relisinin riyaseti altında olacaktır. Meraş,me başlamadan evvel vali ve İstanbul kumandanı hazır bulunacak, |gençleri teftiş edecekler, bunu mü- teakip Atatürk büstüne çelenk kona- caktır. Bu esnada izciler tarafından Tyrone Power'in yeni filmi Tyrone Povver, bundan bir müd- det evvel, sinemacılık hayatının en mühim konturatını imzalamıştır. Bu kontrat mucibince artist ü- yük kumanda» adındak filminin baş erkek rolünü deruhte edecektir. Tyrone Povver hali hazırda Doro-| ihy Lamour'la birlikte «Şeytanla| danse adlı filmini ikmâl etmek üzere ulu yor. Zorla söylenen şarkı Alice Fay «Nevyork> adındaki fil- İkmal ettikten sonra nihayet kocasile beraber, kısa bir — istiraha çekilmiştir. Bu filmde Alice Fay ge- he | şarkılar söylemektedir. Hal- buki daha evvel bu filimde şarkı söy lenmemesi tekarrür etmişken, güzel sesli artistin perestişkârları sütüd - ra hücum ederek hiç olmazsa filme bir şarkı ithal edilmesini iste- mişlerdir. Bunun üzerine ;uu'm,vı* müdürleri, sinema meraklılarının bul stada bayrak çekilecektir. Bunu mü- teakip vali ve belediye reisi doktor bunu gençlik namına söy! lenccek nu- tuklar takip edecektir. Nutuklar bitince beden hareketlerine başlanacaktır. den sonra da muhtelif ka- e & zalar Halkevlerinde beden terbiyesi hareketleri, konserler ve konferans - lar verilecektir. Bugün ayni zamanda Delmabahçe stadının temel atma me rasimi de yapılacaktır. Üç yerde zelzele oldu Ankara, 18 (Hususi) Buraya gelen haberlere göre Erbaa, Tokati ve Fatsada bugün şiddetli bir yer sar! smh= olmuştur. | Her üç mıntakada hasar ve zaylat terbiyesi Ayrıca yoktur. Ankara, 18 (Hü: hiri belediyesin jesi İera Vekilleri heyetince olunmuştur. ) — Mardin şe- 940 yılı bütçe pro- kabul ısrarlarına boyun eğmek mecburiye- tinde kalmışlardır. Lütfi Kırdar bir nutuk verecek ve|" Gümrük gelirlerinin belediye hisseleri Ankara, 18 (Hususi) — Şubat lart aylarında gümrük gelirlerin n ayrılan ©4 10 belediye payları, ” Dahiliye Vekâletine gelmiş ve Bele- diyeler Bankası vasitasile belediye - lere tevzi Idılmıglır. vel Bu hisseden Ankaraya 12369, Eski-| || şohire 4703, İstanbula 7400, İzmire| 1731, İzmite 3485, Konyaya 5249, Adanaya 7630, Sivasa 3520 lira düş- mektedir. Avrupada tahsilde bulunan talebelerimiz harp vnuye!ıw Mardin Belediye bütçesi dolayısile avdete başladılar (© Rhin filotillü Garp cephesindeki büyük taarruz- dan sonra, Avrupada bulu: lerimiz dönmeye başlamışlardır. an talebe., birden ramları devam ediyor 1. UNIVERSITELILER YURD Gençliğin neş'e ve zevkinden, Aşk ve heyecanından işlenen büyük Fransız filmi 2 . CANİLER DOKTORU Amerika filimlerinin büyük artistlerinden EDVARD ROBINSON - HUMPHREY BOGGART'ın yarattığı esrar dolu Fransız fil Bugün saat 11 de 2-LOREL H ye Riz yüzü de annesi gibi çok boyalı olduğu gibi elbiseleri de çok süslü ve gösterişli ya benzetmek istediği garip bir şive |ile konüşüyor, yapmacık tavırlarla alafrangalığı çok iyi bildiğini gös - termek istiyordu. Annesi dedi, ki — Semahat geç kaldın. Terziye sa- at üçte gidecektik, halbuki saat üç buçuğa geliyor, — Ne yapayım, Tontonun yine ra- hatsızlığı tuttu, bilmem ne markah nezle ilâcı almak hane dolaştık. Hattâ çabu |diye otomobille geldim. Büyük hanım Behireyi takdim merasimini yaptı: — Kızım Semahat Celâl Beyinin ismi Celâldir. Mürebbiye Behire hı-[ nım, Sana kendisinden bahsetmiş - k yetişey göstererek| 3 — Harbi yakından gösteren en son gelen iki bü (PARAMUNT JURNAL . Fransızca) ve (BİRİTİSH NYUZ - Türkçe) tırnakları kıpkırmızı ci -| Jâh idi. O da annesi gibi alafranga- sıktılar, Semahat, Behireyi kaşla göz Yikamakla vakit geçirecek yaşla de- Jurnal birden: tenzilâtlı matine, 2 büyük film birden 1-ASİ KAHRAMAN Fransızca sözlü Aşk - Kahramanlık ve muazzam heyecanlı Filmi. Baş Rellerde: WARNER BAKSTER - FREDDIE BARTHOLOMEW - ARLFEN WHELAN ARDİ Harbe gitiyor İlâveten FOKS JURNAL dünya haberleri azamua Bugün saat 11 de tenzilâlli matine gea aa fakat çok güzel ve oynaktı. Yal-|görür görmez mürebbiye olduğunu ki kendisine korkulacak bir söz söy- anladım. Tanıştığımıza memnun ol- dum Behire hanım. İki genç kadın biribirinin ellerini arasında dikkatlı rebbiyenin böyle malı gibi görünm oldu. O da annesi güzel mü İngiliz mi çocuklara zdü ve yeni mü- oluk ve geçkin si- nden memnun! gibi evde genç ve miyordu. Hatti s (Gladis) ide i bakamadığından ziya- den dolayı kıskanarak kaçırmışlardı. Beh zane bır çin dedi ki: ar etmiyerek ve söz söylemiş olmak — Zannederim, küçük bir yavru nuz var, küçük hanım? Behire bunu, biraz evvel işittiği Tonton isminden istidlâl ile söyle - mişti. e Deanna Durbin son filminde Deanna Durbin yakında çe- vireceği en son filminin provasında şarkı söylerken Günün siması: Amiral Darlan Bugün Fransız donanmasının ku-| sandanlığı gibi ağır bir vazileyi üze- Darlan 1881 de K rine almış olan a- Miral Darlan 1881 de Nörac'da doğ- muştur. Bahriye mek - tebini - bitirdikten sonra Uzak Şark seferlerine iştirâk etmiş, sonra sırasi le 1918 de Korvet Amiral Darlan kaptanlı; 4 kumandani Fregat kaptanlığında — bulunmuştur. 1926 da Uzak Şark bahri erkânı har- iye reisi olan Darlan bir müddet de bahriye nezareti askeri dalre şefli- ——— 19 Mayıs 1940 Günün Bulmacas 123456789 a n gA 1 — Halide Edibin bir eseri; 3) Küçük bir hayvan - bir iskaml yunu; 8 - Yemin - hayret nidası * tem; 4 Bir nota - çabuk a 5 - Bir harf - tasdik edatı . bırd 6 - Bir harf - olur mu? . geniş! 7 - Bir çalgı - uzak - su; 8 . Tren Jt - bir mahzen - Tembih edatı; Un satan - bir isim; 10 - Odunlar. Yukarıdan aşağı 1 — Esmer ve mska; 2 - Yıl - 3 . Fransızca da'ga - bir ların geldikleri 5 barf - bir emir - bi ıt zaman; 7 - Asker - süt veren - K nni $ - Fikir - ayının evi - Te 9 - İnanış - emir veren; 10 - O kâğıtları. Evvelki bulmacanın helli 12345 67 l 91 NE 0'=o ZN irk; AŞ >lolclo»i-İ , .. z -İÖizmlw—A -ı >©rinİmz ğ n iinde bulunduktan sonra, Contre Amiral, Vice - amiral ve nihayet # mirâl olmuştur. 1936 da bahriye dusu erkânıharbiyci umumiye reit liğine tayin edilen amiral Darl bugün de Fransız bahriyesinin bi ? tün mes'uliyetini omuzlarında taşf maktadır. VK KUNUDA a bUbaaN VEDEN YaBEYEANM DU BeN a eNlEYNA NYU ea temeneleer aa beriemenekeneakAN e #er İ nene el Arem bever n iremennane -'-——-rı-u-mıı—m——--ıı—ı—ı--—ı-——o-—m-—wııı—vıı-—-ıuııı-ımıııııı._...n-uı—ııııı_ıır—ııııı-ı/ » Bugün SARAY, Sinemasında < 2 güzel filmden mürekkep zengin bir programı alkışlıyacaksınız. 32 NCİ AVCI ALAYI Halihazır harp vekayiini andıran emsalsiz bir film 5000 asker denizde 1 dramda 1001 vakayi Seanslar: 11-2.80-6.20 ve 10 da İlâveten: FOKS JURNAL en GÖRÜNMİYEN ADAM ARAMIZDA Mevsimin en şen komedisi CONSTANCE BENETT ve GARY GRANT tarafından Pransızca sözlü Seanslar: 12.30-4.20 ve 8 de mükemmel ve en son haberler Bu Hafta SÜMER Sinemasında MARTHA E GGERTH'in Şayanı hayret musiki muvaffakiyeti, SCHUBERT'in hatırasına dikilen zafer âbidesi BİTMEMİŞ SENFONİ Ölmez musiki harikası, bütüm sanayii mefise amatörlerinin takdir alkışlarını toplamaktadır. İlâveten : EKLER JURNAL en son harp haberleri Bugün saat 11 de tenzilâtlı matime lenmiş gibi telâşle: — Çocuk mu; Allah esirgesin. Ço-| cuğu ne yapacağım; daha çocuk bezi ğilim, Ben (hukuku) mu yapmakla meşgulüm, ikinci sınıflayım. (Hukuk mektebine devam ediyo - rum) yerine (hukukumu — yapıyo - rum) demek te anlaşılan alafranga- ik icabı 3di. Genç kadının böyle kes- tirme sözleri ında Behire vere- cek bir cevap bulamıyarak- sustu. Bu sırada kapı tek Bi açılarak içe- Behirenin zan- uk olmayıp Celâl Bey Boynu, kış ortasında imiş gibi bir ikı ile sımsıkı sarılı olan Ce- , soluk benizli, uzun simalı, 1â küçük gözlü, büyük burunlu acâyip tavırlı bir insan idi. Arkasında son ia bir elbise vardı. Onun da zev- laşılyordu. Bu defa takdim merastf mini Sem_ı)ııı yaparak: vcim Celâl, Yeni mürebbiyi” A Hehire hanım. Dedi, S Genç adam bir adım attı, garip i tavırla eğildi, di â kaldırdı Ve pek gülünç bir'me perverlikle genç kızın elini sıımnll — Teşerrüf ettik, küçük hanım: Değdi. Bu alafranga taklidi uydurma 16 vırlar Behireyi hayretten hnyr"' düşürüyordu. Genç kız, şimdiye dar ne hc)le ibsanlar görmüş, ö iyle efradı birer kukla gibi n.ırei" eden ve konuşan mühitte bulunmu!” u. Bu sırada çocuklar damat beşir etrafını aldılar, pardesüsünün etel ne yapışlılar ve hep bir ağızdan? — Tonton, sen de bizimle ..ıııg iye cesi ve kayinvalidesi gibi gösterişi se- ,ven bir adam olduğu, KA AĞ gelecek mizin ? Df ladılar. Celâl Bey çocukların elinden