16 Mayıs 1940 Tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 4

16 Mayıs 1940 tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir devrin çok şayanı İskele qu'm;rî Telefon_la Haber Verd: Şehzade Şahabcitiğ Efendi Yaz Hususi - Katipleri Birlikte Selâniği Teşrif P- dikk, »» Add; <öini ÜG NOÜnitie. YÜü aeti Zai ldamamami v L Salamon F” Selim /E hdi _(umuşlar... merhum — Üçüncü ketmisden naklediyoruz. Bu. kısa Fakat mahiyeti itibarileçok cazip''S güzel tefrika Tahsin Üzer Erzurumda iken, “Doğu,, gaşlesinde neşredilmişti: Tarihimizin çok ibret verici bir vak'asını “Mtvefra o kadat güzel ve renkli olarak canlandırmıştır ki, Eçi"emda-intifür «eden bu yazıyı gazate sahibinin iznini alarak gefer Neşrediyoruz. Tefikanın güzelliği ve alâka vericiliği hakktdeki kararı muhterem — okuyucularımız takdir M edeceklerdir. eşrütiyeti — mütcale? tin, bilhassa Züm Meftur ulmuştu. Selânik çarşılarında, lerle ziyaretçiler, gtti. Devamlı - bir. bayram; gelmiyen sürur içi mik çalkandı durdi İşte bu sırada £ merkez kaymakımı, da polis müdü: tineli Dan'ş Bey Şehzade Şahabe' Bir sabah, iskele polis komiseri Sa Jamon Etendi, tglefonla başı kuyru- u olmiyan şu kısa malümatı verdi: Şehzade Şahabeddin Efendi Hazretleri, hususi kâtibi Se- ile vapurdan - çıktılar. selâmladı Bizzat Splandit oteline kadar gö! — düm. İstirahatlerini temin ettim, me — Eltı ndim, lim Elendi Kendilerini hürmetle rak buyurmayınız, Bu habere verecek cevabım yok - tu. Şehzadenin golişi, gidişi de umu-| Tumda değildi. Hele istirahatleri ve- ya rahatsızlıklatı, bir saniye bile fik- rimi işgal etmemişti. Sessiz mikrofo-| — mu kapadım. Vali Daniş Bey pek babacan, te-, — miz kalpli, oldukça saf bir zattı. Se- man geçmişti Bu çapkanlar kazandık-| 'ları bu geniş-vakti fırsat bilerek, ©-| itel müsteciri Rumpapanın delâletile terzi Fabyaniden tepeden tırnağa ka| dar giyinmelerini ve âdeta şık bir. hâlde bulunmalarını bihakkın temin etmişler... Rumpapa, alâyişi sever, l otele gelecek etiketlli adamları göze- | Akşam işlerine ve hele Makedonya davasına|tirdi O da bu vaziyeti fırsat bilmişti. her güni BiR FAKIiR KIZIN H'KAYES? < Jânik gibi mühim bir yerde, Make- — dönyâ merkezinde nasıl valilik etti- Bine, zaten kendisi de şaşıp duru - “yordu. Arnavutluğa hoş görünmek “için İttihad ve Terakki Babıâlisi Da-i nişi Selânikte vali tutmakla güyal dahili bir siyaset yapıyordu. Devlet| akh eri 'yordu, Onun aylarca |öğle yemeğine beni davet eder, orta- devam eden çut Huruş, Se- lânik şehrini bir düğin' &vine çevir- Mişti. Padişahlar idresinin bitmez| tükenmez zulmünen bizar olan mil let, Abdülhamitdevfinda memleke - l in hercümerce doğru yol sldığı görülünce büsbütün Rümeli ufuklarını kap lara bulutlar kaplamış, Make - dokyada dökülen kanlar artık cana| Yak demişti. Kandan, yangından, a - teşten başka bir şey duymuyan halk, yels ve füturun son demine gelmiş- Yemek masasını bırakarak vilây ti Bu acı ve ıztıraplı günlerin bitti-| ğini, vatan ve milletin kurtulduğunu müjdeliyen idare değişikliği -MEŞ- RUTİYET - bir aralık herkesin yü -| zünü güldürmüştü. Papazlar hocalar| Ja öpüştü. Balkanlardan inen binbir. millete mensup, binbir çeşit eşkiya bahçelerinde sarmaştı, barıştı Bundan sonra tehli ke kalmadı diye etrafa neşeler saçıl- dı; cümbüşler kurulât. Memleket ha ricinden, dahilinden vapurlarla, tren misâfirler nikte bir sahte| prens türedi. Ben, o zaman Selânik, ayni z:mand.ı*l ü bulünuyordum. Priş gelip arkası de koskoca Selâ- lıkta cereyan eden işlerden haberda olmak isterdi. Bir gün; yemek haberi alelâde bir şekilde söyleyin re ayağa kalkarak: fik Efendi Hazretlerinin — mahâ mükerremleri Şahabejidin Efendi. odasında dolaşmağa b kendine muttasıl söyleniyordu: danı idir. Hele şark ve garp musikisindi metim var, O sırada bana döndü: gördün mü? — BHayir, cevabıma karşı: — Ben kendileri da iken tanırım. Yüzünde 'var. Çok afacan bir çocuktur. Vali; mızraklı ilmühal gibi, sualli yüzüne baktığımdan du: dın kimbilir ne kadar takdir eder din. Diye mırıldandı; durdu. “Sözünü bir türlü bitiremiy |Mütemadiyen şehzadenin menaki den, liberal mefküresinden, dit palasa kadar gidip vi (?) etmekliğim için teklifte bulun lev şehzade olsun, resmi ziyaretlerin muvafık düşmiyeceğini de ısrar etti. Çaresiz otele gittim. gidişim arasında altı yedi saat 'za (Devamı var) yedikten sonra vilâyete ait resmi işleri anlatırkfan iskele komiseri Salamondan, aldığım ce, cüssece büyük olan bu adam ken-| dine mahsus bir asabiyetle birdenbi- — Anladım, anladım. Şehzade Tev — Tevfik Efendi Hazretleri, Hane- ü osman içinde en Nberal bir ezattır. Efkârı ahrarane ile mütehal- bihemtadır, Kendisine ne kadar hür- — Şahabeddin efendi hazretlerini beş altı yaşın enleri cevaplı konüşürken benim hayretle alınır gibi ol —Yevfik "Efondi Tiszretleri gibi hanedana can feda; sen onu tamsay- 'du, hususi Sândık yumurtanın altı bin sandığı hayatından dem vurdu. Nihayet, Spi- yet ve kendileri namına beyanı hoş âmedi Buna lüzum olmadığım, mütenek-| kirane seyahat eden bir adama, ve-| söyledimse Şehabeddinin gelişile benim otele ve memleket 'T.; MA ye Metoaro'o: M 50 Müzik: Yenl düğün h lar: Sâdi Ya Ali Erbaş,| Carıgık program (PI.), 18.00 Program ve memleket saat ayarı, 18.05 Müzik: Oda müziği| (PL), 18.30 Müzik: Radyo caz or - kestrası, (ef: Ibrahim Özgür), Sop- rano Bedriye Tüzün'ün iştirakile, 19.10 Müzik: Fasıl heyeti, 19.45 Mem leket saat ayarı, Ajans ve Metcoro- loji habertleri, 20.00Müzik: Çulanlar : Cevdet Çağla, Refik Fersan, Fahire Kopuz, 1 - Okuyan: Südi Hoşses, 1- H. Faik Bey - Rast garkı: (Lev- meder tâ hağşredek gön'üm bana), di Hoşses - Rast şarkı: (Elâ gözlüm sana can dayanmaz), 8 - A- rif Bey - Rast şarkı: (Aşık - öldur!* kim kılar canın feda), 4 - Bolahenk Nuri - R: arkı: (Malim bir nazlı yâre), 2 - Okuyan: Semahat Özden- 1 - Raif Bey - Karcığar Şarkı: yor sevdiğim), 2 - Arif Bey - r garkı: (Bir goncaya), 3 - |Bedriye Hoşgör - Kürdili H. Şarkı: (Mıtrapdamı nalemdemi), 4 - Şemset tin Ziya - Kürdili H. Şarkı: (Bıktım | elinden), 20.30 Konuşma, 2045 Mü -| zik: Ça'anlar: Hakkı Derman, Şerif İçli, Hasan Gür, Hamdi Tokay, 1 -| Okuyan: Necmi Riza Ahıskan, 1 -| M. Ce'âlettin Pş. - Hüzzam şarkı: (Değildi böyle evvel), 2 - Şükrü Şen- ozan - Hüzzam şarkı: (Gözlerinden içti gönlüm), 3 - Faik Bey - Hüzzam şarkı: (Meftun olalı), 4 - Şükrü Şen- JJozan - Halk türküsü : (Dısşdan viran dağlıyım), 2 - Okuyan: Safiye Tok- ay, 1 - Hamdi Tokay - Uştak şarkı: (Ey benim ahu misalim), 2 - Şevki i,|Bey - Uşgük garkı: (Aşk olsun o rin daneki), 3 - Arif Bey - Ussak garkı: (Saki yetişir uyan aman gel), 21.10 Konusma (Sıhhat saati), 21.30 Rad- 'yo orkestrası (Şef: H. Ferit Alnar), 2220 Müzik: Solistler (Pl,), 22.30/ e| Memleket saat ayarı, Ajans haberle- ri; ziraat, esham - tahvilât, kambi- |* nukut borsası (fiyat), 22.50-23.25 Müzik: Cazband (Pl.), 23.30 Yarınki program, ve kapanış, İthalât biri B n ikleri İtihalât birliklerinin kurulmasına devam edilmektedir. Bu cümleden ol mak üzere şehrimizdeki çuval ve ka- neviçe erbabı dün birliğin esas ni -| Zamnamesini hazırlıyarak — Vekâlete| ndermişlerdir. Bir kaç güne ka- dar madeni eşya birliği de, kuzula çaktır. | Yumurta ihracatı fereye yapı nu racatı devam etmektedi: yehi siparişleri karçılamak için Murta tüccarları fasliyete geçmişler| dir. z İngiltereye gönderilecek on bin n standardizasyon nizamnamesine göre ihracatı kontrol memurzları tarafın - İdan tetkik edilmiş ve ihracatına mü-| saade olunmuştur, Diğer sandıklar da gün zarfında vapura yükletilmiş Tasviri Efkârın takvimi 16 Mayıs 1940 Perşembe | 1359 H. KUL! - | Rebial'anır MAYIS 8 ni Vakitler oG;ı.q (Yarınk!) İkindi Yatsı İmsak (Yarın ki) | hin vukubulduğu yer Holivuttur. Yal ler devam eden çiftler de yok değil- dir. hayat yaşamaktadırlar. Halkın umu- mi kanaati şudur ki, Holivutta hiç -|bir ri erkeğinkini geçmişse ve aksine er| yorlar ve ziyadesile Yoruluyorlar. kek kadından daha fazim şöhret sa-| ganatlarının icabı olan bu yorulma- hibi ise, uzun müddet devam ede - mez. İşte Clark ve Lombardın arala- fının bozulmamaşının sebebi, her i-İyor, , kişinin de sinema âleminde parlak | birer yıldız. olarak Sinema âleminin merkoezinde bu iki- sinden başka, diğer mesut çiftleri de Ann Shirley ve Jhon Payne, Mac Crea ve Frances Dee, William Powell ve Diana Lewis teşkil etmek böyle dedikodulu ve karşılıklı geçi -| nilmesi güç bir memlekette, on sene- vlik, yirmi beş şöhret kazanan bazı attistlerin bulun, masıdır. İşte isimleri: Paul Muni, ve Bella Finkel, Basil Rathbone ve O- nida Bergere, Spenter Tracy ve Lou- i ma adedinin, bütün Amerikadaki bo şanmaların yekünundan üçte bir niş |betinde fazla olması, mül bususi ve gayri tabif şerajt tevlid et- meleridir ki, bu şa gede hülâsa edilebilir: kesif bir siş tabakası kaplamış |Bebekten sabah ik postayı “yapan| İnakalât Vekili Ali Çetinkayaya ar Meselelerinin İçyüzü Yıldızların hususi hayatlarını tot- kik maksadile Holivuda PFransız gazetecisi, orada evlenmi da giden bir artistlerin eleri ve boşanmaları hakkın- 1 dikkatle şayan malümatı top- ve gazetesinde neşretmiştir. hdi aynen kendisini dinliyelir lisesi- Amerikada en çok talâk © 12 Holivutta, izdivaçları uzun sene- riolivudun şimdiki mesut çiftlerin- den William Powell ve Dıana Lewiş izdivaç, kadının muvaffakiyetle-| 1 — Bir çok kadınlar dalma çalı- ları, onların kacalarının rahat ve hu zurunu temin elmelerine mani olu - 2 — Holivut aileleri zengindirler. Talâk tehlikesinden — korkmuyorlar.| Kocanın eline, ayrıca bir kaç metre- sine de bakacak kadar bol para ge - tanınmalarıdır. Jocl 3 — Az veya çok ehemmiyelsiz se- beplerden dolayı boşanmağa kalkan ları Holivutta tayip edecek bir ef- kârı umumiye yoktur. İzdivaç, ancak mutavassıt hal l kadın ve erkeklere yakışan tabil tedirler. Fakat iş'n asıl garip tarafı senelik — evliliklerile| vuttaki insanların zevk ve düşünce- leri, umumun zevk ve düşüncesin - den çok farklı hir mahiyot arzeder. 5 — Nihayet bir çok yıldızlar halk tarafından ziyedesile takdir ediliyor ve şımartılıyorlar. Bu da, kendileri nin iyi birer zevç ve zevce olmaları- na mâni teşkil ediyor, * aktris Greta Garbo, Hol tta - Melayn Dc inockar isminde yeni bir film çe- virmiştir. Çok beğenildiği rivayet olunan bu| kordelâyi geleçek sinema sezonunda İstanbulda da görebileceğiz, Treadwell, Warner - Baxter rid Bryson... Buna rağmen Holivuttaki boşan- ve| lâğasız bir ânema . Bunun da sebe larının bir. takım lar şu beş mad- DENİZLERDE: eee aknanama Dünkü sis münakalâtı î KONSER _:[ sekteye uğrattı a Dün sabah İstanbul Timanını” yine) Döhrüm. konsşri Dün akşam Madam Annie Delman| Saray sinemasında bir keman resit- tali vermiştir. Kendisine piyanoda Ferdi Von Ştatzer refakat etmiştir. Konserde, Vivaldinin, Bach, Brahms, Sehuber - tin, Blair Fairehildin, » Bu yüzdön Haliç ve Boğuzın asağı sa | hillerinde vapurlar — işl yememiş ve vapur bir buçuk #aâte yakın bir müd det deniz üstünde kalmıştır. Siş ga. ot yediye doğr'u açılmıştır. Yeni tersanenin inşası “İstanbulda büyük tersanenin etüt! lerile meşgul olan heyet Ankaraya| gitmiş ve tetkiksli net'celerini Mü-/ rind&n -seçme' parçalar çalınmış ve sürekli alkışlar toplamışlardır. Madam Ann'e De'manı bu muvaf- YTakiyetinden dolayı' tebrik ederiz. zetmiştir. Haber aldığımıza göre Ve- kâlet büyük tersanenin Pavli adası- civarında Yapılmasını esas itibarile malzeme İngiltereden kısa bir 7a - muvafık görmüşlür. Yapılacak bazı|manda getirilerek inşaata başlana - fenni tetkiklerden sonra esas proje- caktır. İnin hazırlanmasına başlanacak ve Edebi Tefrika No 15 — Siz tutmak isterdiniz ama, belki — Yarın her şey hazırdır, islerse- sahibleri razı olmazdı. Ana babt yı-’mz yarın taşınırsınız. digârı bazı eşya vardır ki onlar para ile satılmaz, insan onlardan öllim—e—lıeldl. Bu, güzelce, Bey yo kadar ayrılmak İstemez. Yemişçinin karısı böyle sözlerden lar gibi salladı. Dedi ki; hm o, ne der? — — Gelin hanım buşursunlar, her/| — Burası ne büyük ev. Odalar kalım. tarafı bir gezsinler, konağı size tör- koskocaman, Bu odaları nasıl daya- temiz teslim edeceğiz. Ne vakit taşınabiliriz? T — Yü od li u terzile |tarafından bebek gibi bile vermeden sağı eyi müayemi |di, dedi ki: yıp döşeyeceğiz? Hem her taraf ha- kadın sendeliye sendeliye, - şımarık öyle harap yerde otura Biraz sonra yemişçinin gelini de slenmiş, bo- yalı, züppe bir kızcağızdı. Konağa anlayacak bir kadın değildi, dudak- girer girmez, daha Behireye selâm dazını büktü, başını, aldatılmış insan u odalara girip çıkmağa başladı. Biraz — Biraz sonra gelinim de gelecek- böyle deli dolu dolaşi beraber odaları gezeceğiz, Baka-/ yınvalidesile Behirenin yanına gel- Zannederim. #n sonra ka- dedir. Heyhalde memnun olursunuz, mam. Buraya tamir de ister, kayın - babama söyleyeyim de, çabuk tamir ettirsin. Behire, şişman kadının biraz ev - velki hallerinden ve sözlerinden, ge- linlerinin de natil olocağını tahmin etmiş olduğu için bu şımarık kızın daha otrafı iyice gezmeden, görme - den böyle çabuk çabuk, şımarık Şı- marık söylediği sözlere kızmadı, faz- Ja ehemmiyet bile vermedi: — Küçük hanım, daha binayı görmediniz. Yukarıdan aşağı ka; validıyizle bir gezdireyim de bell Ja zaman beğenirsiniz. Yukarıda çok| havadar, manzarası çok güzel oda- lar vardır, yaz kış güneş odanın için- Ti h- &, — Peki, evinizi bize gezdirin, ba - kırıta kırtta kendisini takip ettiler. sakin insanları bile sinirlendirecek Her tarafı iyice gezdiler, bucak bu - tavırları ve sözleri ile karşılaşınca gak tetkik ettiler, Gelin hanım her sabrı nihayet büsbütün tükendi, sert odaya, her köşeye bir bahane bulu- bir eda ile dedi, KI | yör, biç bir tarsfı tam bğenmiyor, — Konağı size zorla kiraya verme- yukarıda bir razadhane gibi Ber ta- giz, Madem ki hiç bir yetini beğen-| rafa nezareti olan, bir yandan Haliç mediniz, kadınpeder'niz Hasan Ağa- ve Boğaziçi ayağı altında bulunan, 'ya söyleyin, biz mukaveleyi bozma- Gdiğer taraftan Marmarayı gören, ge-/ğa hazırız, siz de kendinize daha iyl| niş pencereli bü; salonu bile be- yer bulunuz. ğenmedi, «Bu kadar büyük odada| gehire bunu s im oturacak, ben zaten deniz man-| dmla züppe kızı zaralarından da höşlanmam» gibi mü| çağı inip işi; asebetsiz bir söz söyledi. > Behirenin zaten konaklarını niha-| Behirenin, anc yet kiraya vererek bu zel hatıralı|sanların yapabilecreği bu sert ve hâ-| aile yurdunun yabancılara teslim e- kimane tavrı kayınvalide ile gelini ü- dileceğinden dolayı sabahtanberi yü-|zerinde derhal tesirini dera etüi. Her reği çok darlaşmışlı. Yemişçinin kar|ikisi de süt dökmüs kedi gibi yumu-| rısı geldikten sonra bayağı adamlar-|sadılar, şımarık vaziyetlerini bırak- Ja iş görmenin, ne kadat'güç oldu -|tılar, âdeta ayaklarının ucuna basa yerek şişman Ka başbaşa biraktı, e meşgul olmakta de- ini gağı vam k kibar ruhlu in-| Behire öne düştü, şişman yemişçi - |gelini tarlakuşu gibi sıçraya sıçraya, |sürü bir kat daha actmıştı, arkasın-|hireyi bularak dedi, ki: ıün şımarık ve terbiyesiz gelinin en| — Gücenmeyin, küçük hanım, pe- ğunu ilk defa tecrübe ederek tees -|basa aşağı indiler, şişman kadın Be- Müdürlüğü Teşkilâli umum müdürlüğ turizm ve radyo işli a mesi suretile yeni bir umum müdi lük teşktli hakkındaki lâyiha Me Holivuddaki Talâk Ve İzdivaç: Vekâletine bağlı ve Dahiliye Vekâletine merzbut 0) Başvekâlete b kil edilecek propaganda umum dürl nın hazirandan eyvei Meclisce tetkd halihazırda Başveki rosu umumi kâtibi, Selim Rauf pelin getirileceği söylenmektedir. bir yaşama şeklidir. Halbuki, Holi - ı: başmuavin ve mı kadra'arı değiştirilmekte veya çaği tılmaktadır. KL U puglasla — birlikte daki cetvel de gu suretle tesbit edi miştir: Ankara, 15 (Hususi) — Matbu ğvedili rinin birleştirl akdim edilmiştir. Bu lâyiha ile halihazırda İktit turizm müdürlüğü matbuat umum mü ü bumi başka Münakalâ: Vekâleti vasıtasi dare edilmekte olan radyo işlel a olmak üzere tefi ğüne tevdi edilecektir. Lâyil ve kabulünden sonra umuüm M dürlüğün derhal, faaliyete geçe anlaşılmaktadır. Ye teşkil edile * ek bu umum mi ü y Carole Lambard ile Clark Gable - 14 *t ftini ele alalım. Bunlar biribirlerin Mektepmüdürlerin den hiç şikâyet etmeksizin mesut bir kadrosu arttırılıyor Ankara, 15 (Hususi) — Maarif kâleti her sene artan talebe dolayısile mektep ve sınıf adetlerin ihtiyaca kâfi varmıştır. 938 senesinde orla mek tep ve liselerde gınıf sayısı 1801 ikel |bu sene 2327 olmuştur. Ta'ebe sayi sı da 91072 den 119145 e çıkmışlıf! Mekteplerin gelecek yıllarda da ayfi inkişafı gösterecekleri nazarı dikki to birler almak ve bilhassa maurif teği İkilâtı kadrosundaki müdür mua' miktarlarını çoğaltmak lüzumu h: olmuştur. Vekâlet bu düşünce ile hit Ehazırda 210 olan başmuavin ve müt avin kadrosunu 494 e çıkaran bir Ki nun lâyihası hazırlıyarak Başvekif gelmediği — neticesiliü alındığı takdirde buna göre ted volile Meclisze sevketmiştir. B ihada liselerle muallim mekteple ve orta mektepler ve miüldürlerilö vinlerine nit üct Maarif ve bütçe encilmenleri tarfi fından tetkik ve kabul edilen lâyi ya merbut cetvele nazaran İise, m allim ve orta mektepler müdürlefi ücretleri şu turetle tesbit edilmiş 3 adet 150 lira, 2 adet 125 lira, |adet 100 lira, 12 adet 90 lira, 20 adö 80 Hira, 10 adet 7T0 Jira, 20 adet © lira, 60 adet 50 lira 65 adet 40 Tirâe Başmuavin ve muavinler haki 1 adet 80 lira, 2 adet TO lira, 10 #7 det 60 lira, 50 adet 50 lira, 40 ad 40 lira, 50 adet 35 lira, 4i adet Hra, 200 adet 25 lira, Köy Enstitüleri hazırlık! Ankara, 15 (Hususi) — Mi Vekâletinin geçen ay içinde Mecli ten çıkan Köy Enatitüleri teşkili h kındaki kanunun tatbikine ait hazif” hklarına devam etmektedir. Enstiti rı bazırlâmmış ve tetkik edilmek Üi re Ma'iye Velakâletine sevkolunm tur. Bu kadroda 4 adet 100 lira Üf ret, 4 adet 80 lira Ücret, 6 adet * lira ücretli müdür, 2 adet 60 lira, adet 50 lira, 10 adet 40 lira ücreti müdür muavini, 16 adet 75 liral daktilo, 4 adet 100 lira ücretli do ve ayrıca diğer müstahdemlere ücretler bulunmaktadır. olsun, bize bi kacağınız eşyayı bırakın, Evi yaf” teslim edeceğiz diyordunuz, yaf biz göçümüzü getirelim mi? — Getirgbilirsiniz, yarın öğle size anahtarları teslim edoriz. Kaynana, gelin çıkıp gittiler. B hire de sükünet bularak işçi kadıdi yardımı ile akşama kadar uğı toplama ve temizleme işlerini t mamladı, akşam ablası geldiği vabi konak bomboş bir hale gelmişti. bire o akşamı da geçirmek için mt danda bir masa, kemle, bir & parça mutfak takımı, iki şilte br mıştı. Melâhate gündüz geçen seleri, yemişçi kadın ve gelini münakaşalarını anlattı, ker vakit Ptf süküti olan, derdizi saklıyan Bell bu defa coşmuştu, büyük bir ağlâfi ihtiyacı duymakta idi, onun için gâne derd orlağı olan hemşi bütün acılarını döktü.

Bu sayıdan diğer sayfalar: