-- Divera Salazar ğı Bülüymazi Sıtla — | - Salazar, üniversite profesörü iken diktatör oldu Te ŞOŞ Fakât 1911 senes'inde birdenbire papaz olmak fikrinden - vazgeç: Portekizin en meşhur üniversitele - rinden biri olan (Coübra) ün'ver - sitesine talebe olarak kaydolunmuş-| tur. Avrupanın maruf — adamlarından bir haylisi bidaytle papaz olmak i- gin yola çıkarak, küçükken papaz çeyrek asır esn mekteplerinde yetiştikleri, hattâ bir/Jeketinde geçirmiş old kısmı ırıektz_pkn sönra rühban mes- kenmez ihtilâllerde, leğine de girdikleri halde bilâhare, etda aramak papazlığı terkeder ve siyasi hayala atılarak bu defa papaz aleyhdarı o - hurlar, Huttâ işe böyle dini temayül - — hkerle başlamış olan, bilâhare rühbar: hk aleyhdarlığı gayet müfrit ve <detli olur; bunlar alelâde papazlık! aleyhdarlarını fersah fersah geçer - ler. Halbuki Sitazar, müstesna ola - rak mektepten sonra böyle papazlık, ü aleyhine dönmemiş, bilâkis ruhan| Bu einayet üzerine (Karlos) un kü dindar olduğü için, (Katolik akade -|Sük oğlu Don Manuel henüz 18 ya- * misi) gibi bir takım dini ve ilmi ce-Stinda olduğu halde krallık Mükaman miyetler bile teşkil eylemiş, yani/ ©2 Seçmi; barisliyanlığa karşı olan merbutiye- | İki sene sanra 3 teşrinievvel 910 tini muhafaza etmiş ve o yolda me-|tsrihinde yeni bir ihtllâl zuhur et- Saf sarfından da vazgeçmemiştir. — miştir, ki bu yeni ihtilâlin elebaşıları Genç adam, Coünbra üniversite - 'da donanmanın serkeş mensupları i- sinde de gayet parlak tahsil et di. Donanma mensuplarının ayakları- parlak imtihanlar vererek muhtelif ması derhal ordunun da bir k: derecelerde üniversite rüusunu ihraz Sirayet eylemiş, (Lizbon) şet eylemiştir. gün müddetle büyük miky Bu muvaffakiyat sayesinde de ken disi derhâl ayni ünivrsitenin hu- DÜZ yirmi — kuk şubesi (İktisad ilmi) ve (Maliye KFal Manucin sa ilmi) profesörlüğüne tayin edilmiş -| MUStur. tir. | Bunun üzerine kral Lizbandan ka-| Salazar haddizatinde — sakin tabi - Çarak kendisini Portekiz hudu' atli, ilim Aşıkı bir adam olduğu için dan harice atmağa mecbur olm! Hukuk Fakültesindeki tedris vazife- hükümdarın firarı üzerine de 5 teş- lerinde senelerce devam etmiş, o - Tinlevvel 1910 da Portekizde Cüm - rada tedrisatındaki kuvvet ve inti -| huriyet ilân edilmişi zam sayesinde, talebesine olduğu ka| Fakat böyle donanma ve ordunun dar talim heyetine de kendisini sev- kıyamlarile ilân edilen cümhuriyet dirmiş,-Coünbra: ünivrsitesinin bel-İldaresi, hiçbir vakit, meşelâ Fransa li .başlı ve belki en ehemmiyetli pro- ve İsviçre cümhuriyetleri gibi hür - fesörleri sırasına geçmiştir. riyet ve kanun dairesinde yaşamak - Onun tedris âlemindeki bu - mev- himetini elde. edememiş, bilâki: küni ve fıtraten mail olduğu sükün leşrinievvel 910 tarihi, Portekiz için ye inzivayı bilenler, kendisinin bir -| bitmek tükenmek bilmez dahili sar- gün siyasi hayata atılarak memlpkc.;ır.::ı.ıı devresinin başlarngıcı olmuş- tinin ümuru idaresinde ve hattâ mu- tur. kadderatında çok büyük bir rol oy- 16 senede 16 ihtilâl nıyacağını ve bununla da kalmıya-| — Pilhakika 1910 senesinden 1926 se- rak -Âvrupanın sayılı diktatörleri a- nesine kadar on altı sene zarfında Kaşına ııret:eiını asla hatırlatına ge- daha on altı ihtilâl olmuş ve 40 defa| Be tiremezlerdi. İda hükümet tebeddilü vukua gelmiş| İşin asıl garibi, Salazarın siyaset- tir. Bu suretle Portekiz, bir Avrupa| ten ve bilhassa politikacılıktan mü- devletinde misli görülmemiş surette | teneffir olması, ilimle ve talimle iş- / daimi iğtişaşlar ve ihtilâçlar içinde| tigalden başka hiçbir hevesi bulun-| yaşıyarak, bütün dünya milletleri| mamasıdır. nazarında acınmaktan ziyade gülüne- Kendine Rağmen Diktatör — |cek bir vaziyete düşmüştü. Bu di Buna rağmen bu adam 1928 sene- ihtilâl devri esnasında da, (silâhlı sinde yani kenüz 39 yaşıtda iken, Sivil ihtilâlci) diye bir meslek zuhur Hükuk fakültesinin o kadar sevdiği 'etmiş ve bu meslek, hükümet ma - ve alıştığı iktisat profesörlüğü kür - kamatı tarafından resmen kabul ve | | — süsünden almarak Portekiz Maliye|tasdik bile edilmiştir. — Nazırlığına tayin ediliyor ve bir kaç| Yant 16 sene müddetle Porteki | gsene sonra da, yine kendisi arzu ey-| htilâlcilik, hükümetin de her h — Temediği halde, hattâ kendisine rağ-|bir şubei idare gibi mevcudiyetini men Başvekâlete geçiriliyor ve Baş-İresmen tanıdığı milli bir sanat ma- vekil unvanı altında da yavaş yavas|hiyetini almış! İ İ tatörlük bugüne kadar yani on sene- dir bilâfasıla devam eşmektedir. Ol'vera Salazarın, sakin ve müte- vazi tedris hayatından, diktatör! gibi ancak hırscah ve şan türedi- lere mahsüs olan bir maceraya, ne bi sebepler altında atıln una gelince bunun sebeplerini son sında Portekiz mem- ğu bitmez tü hetle Portekizin €a o devre ait tarihçesini gözden ge-| irmeyi faydalı buluyoruz. 1908 senesi T şubatında — Portekiz kralı (Karlos) ile büyük oğlu ve ve- Hahdi, (Carbonario) denilen ihtilâl cemiyeti azası tarafından — (Lizbon) da katledilmişlerdi. sta iğti- şaş harekâtına şahne olmuş ve he - ğ B na girmiş olan genç ayı bile topa tutul- a de (Devamı var) —) -Şile cinayeti “|re başka bir güne bırakılı | Tünün muhakemesi 'TASVİRİ EFKAR son safhada Muhtarın katili dün suçunu itiraf etti Şilede işlenen feci bir cinayetin |muhakemesi son safhaya gelmiştir. Hâdisenin tafsilâtı şudur: Şilede Nevzat adında bir genç, as- kerden dönünce karısı kerdisini göz Nelson Eddy ile | yaşlarile karşılamış ve köy muhtarı , Ahmet Cevdetin yalnızlığından iİsti- fade ederek zorla tasallutta bulundu- ğunu anlatmıştır. Bunun üzerine Nevzat bir gece Bu k:darl:ı% hiddetini tatmin edemiyen Nevzat, muhtarın cesedi! a atmış, fakat | cesetten çıkan yağlarla etraf tutu- şunca korkmuş ve yarısı yanmış ce- gedi bir hendeğe sürükliyerek göm- müştür. Neticede yakala ikinci Ağır Ceza Mahkemesine verilen Nevzadın | duruşması son safhasına gelmiş, dün-| kü celsede müdafaasn disi vatan vazifesi ğ ken karısını ve namusunu emanet muhtarın namusuna tecavüz tiğini, üstelik kendisini evinde yaka- yatlarına kıymak iste efsini müdak man oldum. Fakat Cesedi yok etmek dim, muvaffak olamadım. Bunun ü- zerine korkumdan karakola gidip tes- lim oldum.> demiştir. Muhakeme, karar bil. Kund! ura çalmanın sonü (lları tanırlar. Bu güzel sesli artist bu defa da Holivutta «Son Şarkır adında yeni bir film çevirmeğe başlamıştır. Bu| filmde baş kadın rolünü yine Jean-| ta dan tevkif olunan sabıkalı hırsız Şük dün — biti suçu sabit görülerek 2 ay 10 gün ha- pis cezasına mahküm iştir. Bir muhtekir mahküm oldu 'Tahtakalede, Balkapanındaki —1i numaralı dükklnının kirasını sebep- siz olarak yükseltmek istiyen Dı mir Komandaref adında bir Bulgar, | bu işe ait bonoları kiracısı Davide imzalatırken cürmümeşhut yapılarak yakalanmış, Âsliye dördüncü ceza Mahkemesine verilmişti. Milli korunma kanunu hükümleri. | ne göre muhakemesi yapılan Drago- Zün müddet izini belli etmiyerek ça- mir, dün bitirilen duruşması sonun-| "SMiştır. da dükkâmnm senelik kirasırın tu-| Ancak polisimizin sıkı tedbirleri man, Sayesinde bu şebeke keşfedilmiştir. ; 90-) Şebeke mensupları yakalanmışlar- 7 lirada mahkeme 1 a okkikata ehemmiyetle devam kararlaştırılmıştır. Tasviri Efkârın takvim ( 3 Mayıs 1940 Cuma 0- Zabıtamız büyük birihiırsız şebe -| kesinin, izindedir. Tahkikatımıza gö- re bu hırşız şebekesi bir çok büyük Tcaret müesseselerini soymuş ve u- tarı olan 240 lira para ceza küm olunmuş, masrafı ödemesi edilmektedir. :| Birbirlerini yaraladılar | Dün kadın yüzünden iki genç biri- T İbirlerini bıçakla yaralamışlardır. Hâ- dise şöyle olmuştur: Bo H 056 R Kumkapıda — Tavşantaşı — Kalaycı u.ua;mı Nl;* N İlgevki sokak 12 numaralı evde otu - aT Kama TizE |FT Marangoz Hasan, dün kendisini — A GĞ — yarete gelen Yeniçarşıda Selâmet V—L_—J__ D EZA T vazati | #Partımanında oturan Halil ile otu- Vakitler | Ç0n | 8. D. İlzup konuşmuşlar, dertleşmişler ve Fcaneş TYanak | v « 4 S4 |lbir aralık lâf kadın meselesine gel -| f'*ile g ğ :: lolı şte bu sırada aralarında mü A*_':_d; 12 60 | 19 07 |İnakaşa başlamış, nihayct her ikisi Yatsı n« I 20 si bıçaklarını çekerek biribirlerinin ' lmenk (Yarınkt) L 67 S0 | 02 58 Yi e inn saldırmışlardır. Her ikisi de Portekiz diktatörü oluyor, ki bu dik- & BiR FAKiR v £- KIZIN H'KAYES?' 5 Edebi Tefrika No:2 DÜNKÜ KISMIN HÜLÂSASI 'l Salonun yan tarafındaki bir kapı Müreffeh ve iyi bir aile kıaı o-|âçıldı ve uzun böylu bir kadın gö- larak yetişmiş olan Behire fıkara|rTündü. Bu kadın bol bol elliyi aşmış düştüğü “için mürebdiyelik etmek| bir yaşda idi. Arkasında alaca renk- üzere Osmanbeyde doktor Ali Pu te, beli dar bir ev elbisesi vardı. Fa- /ad Beyin evine müracaat ediyor, kat bu elbise sık sık her tarafta ve salonda henı bekliyor. herkesin arkasında görülen âdi bir 9 kumaştan değil, ağır ipekten yapıl - — Genç kiz i&ılbîlllı yakın bir mazl-İmyiş çok zarif bir (rob dö şambr) idi. deki mesut ve müretfeh hayatile, bu- İKadının yüzü- rengârenk boyalarla gün düşmüş bulunduğu muhtaç vazi- boyanmış, şişkin yanakları berber “yeti gözümün önüne getiriyor, her iki| W kâdınlarının sıkı ovmâları yüzünden hayat arasındaki büyük fatkı muka-|kabarmış olduğu derhal göze çarpı- O gese ediyor, id N hayatın bu maküs tecel: İyordu. Belliydi, ki bu hammefendi, i e hı;ındınyriüuh;ıkpk;nkeuqaumhuvıhı tesadüf lini giz İ Di BEZ BAA şri abi- | Elleri havada duran kadın devam iyen ci -|la: ipekli ku| — Siz Melâ bayanmış tiği mürebt saçlar, yüze kat kat sürülmüş allı, beyazlı badanalar ile telâfi etmek İsti| yen zümreye dahildi, | a vırla salorun 0: tasına kadar geldi. İki elini parmak- | rebbiyesi vardı. Bu kız, çocuklara hiç ları açık olarak havaya doğru kal- | bir şey, hattâ iki kelime İngilizce bile dırmış — bulunduğundan elbisesinin (öğretemedi. Zaten hoppa da bir şey- kolları sıyrılmış ve yıpranmış, köhne- | di, kendisinden ayrılmağa mecbur ol- miş etleri meydana çıkmıştı. duk. Benim küçük çocul Behire derhal ayağa kalktı ve kar- | mağa vaktim yok. Esasen şısında böyle kolları havada, acayip|den pek hoşlanmam da. Bütün vakti- tavırla durân kadına derin bir hay -|mi kendi kızıma hasrediyorum.” Ana retle bakakaldı kız. biribirim. Kadın dedi, ki: Hattâ musiki dersi at — O ne ya? K sizi zi-|ler, kendisini dershane - kapısı firi karanlı beklerim, eve beraber avdet eyleriz, y -|Pizi görenler iki z kardeş zanne - mesini çevirdi, tavandaki süslü avize- derler. ler arasından küvvetli elektrik ziyası| — Yaşlı, fakat gen at Hanımın tü siniz, öyle mi t hemşiremdir, cfendim, oturunuz, Küçük hanım. tabil biliyorsunuz, maştan elbiseler, sarıy işin ne olduğunu Oğlumun çocuklarının bir İngiliz mü- bir türlü li bu. saçılarak salonu gündüz gibi l)'dmhiı“d_“ edememiş olan hanımefendi ti öyle. ai b Hüireçeniğen ci — Jeannette Mac Donaldın arası açılmış Jeannette Mac Donald'la beraber|nette Mac Donald deruhde etmişken müteaddid filmler çevirmiş olanlhiç anlaşılmıyan bir sebepten dolayı Nelson Eddy'yi bütün sinema merak |birden; " bire bundan vazgeçmiş ve si- nema müdürlerini fena bir vazi te bırakm ştir. Şimdi film için güzel sesli başka bir kadın artis$t aranmaktadır. bamananane mödEle ÜÜ Ba üNM banbeerena ua aaytarenn e satara A ö eENNENNEN Na sasee LA hKNN S KiNEY t terenm n iNDaAmAdE aeti Zabıta büyük bir hırsız:- şebekesi meydana çıkardı Aynı kadını seven iki genç arkadaş dün sabah kıskançlık yüzünden biribirlerini bıçakladılar muhtelif yerlerinden — yaralandıktan sonra polisler yetişmiş ve suçlu & baplar. yakalanmışlardır. Tahkika başlanmıştır. j Palto hırsızı Hataylı Hüseyin adıtda bir genç Ü- ersitenin muhtelif fakültelerin. den zaman zaman fırsatını bularak 30 dan fazla palto ve pardesü aşırmış, bunları çarşıda dükkâneı — Fehimc, Hasan ve Feyzullâha satmıştı. Tahkikat sonunda yakala: yin ile hırsızlık malları satın alan dükkâncıların muhakemesine dün kinci gulh ceza mahkemesinde baş: nılmaş, paltoları çalınan 26 üniv, teli genç hem & olarak dinlenilmi;: rBi- cı, hem de şahit ir. Şahit-davacıların ve polislerin ifa- delerine karşı yin 30 hırsızlık- tan ancak 3 tanesini kendisinin işle- lerin polis tara- fından faili bulunamayınca üzerine yükletildiğini iddia eti duruşma- da mahkemenin kararını bildirmesi için bir başka güne bırakılmıştır. miş olduğunu, ötel kadar kırılarak ve kendine asri ka- n süsü vererek söylüyordu, ki Be- hirede, eda ve sadası biribirinden bir soğukluk hissi hasıl oldu. Genç kızın arad inde yerleşmek istediği aile, büyük hanımı böyle yap macik tavırlı olan bir aile değildi, maamafih bu hislerini izbar etme - meğe gayret eyliyordu. . Yaşlı kadın ise elleri hâlâ havada olduğu halde kanapeye — kurularak özüne devam etti! — Siz geldiğiniz vakit tırnakları - N mı parlatmakla meşguldüm, biliyor- sunuz ya, şimdiki cilâlar hiç te iyi değiller, Beyoğlunda arama: ti lmadı, eski iyi mar- kurumadı, onun Hoaada tutuyorum... Kadın bu sözleri hep, alafranga &. henk vermek isted'ği çatlak sesile çabuk çabuk söylüyordu, bil an Hüse. 3 Mayıs 1940 —— RADYO $ Mayıe Cama 1230 Program ve memleket saat ayarı, 1225 Ajanz ve meteoroloji haberleri, 12,50 Müzik: Muhtelif garkılar (PL) 13,30 - 14,0) Müzik: Karışdk müzik (PL.) 18.00 Program ve memjeket saat ayarı, 18,06 Müzik: Bir konçerto (PL) 14,40 Müs : Saz eserleri, Çalanlar; Ruşen Kam, Juari Üfler, Cevdet Çağta, Refik Fersâz, Nuri Halll Poyraz, 18,55 Serbast maat, 19,10 Memleket saat ayarı, ajana ve metearola- j aberleri. 1980 Konuşma (Müli kahra « manlık menkibeleri) 1245 Müzik: Çelnm- lar: Cevdet Çağla, Kemal N. Seyhun, Fah- Ki Kopuz, İazeddin Ökte. T — Okuyanı Mustafa Çağlar, 1 — Cemil Bey - Kürdilir hicazkâr peşrevi, 2 —— Tatyos - Kürdili - Yesari Asım - Kürdilihicazkâr garkı: (Ke- derakz hiç coşar ağlar mı?) 4 — Hirista Kürdililicazkâr — şarki: (1Ü » sen açılâan) & — Kilrdilihicazkâr şarki? misket) 6 — Bimea Şen « garkı! — (Seninle ey gülü ahsen). I1 — Okuyan: Azize Tüzem. 1 — Kemençe taksimi. 2 — Hafız Yusul - Bu- zinak şarkı: (Nedir bu cevrül teğaflil) 8 — Hiristo - Buzinak şar y nice dağlar) 4 — Arif - Buzinak şarkı: (Uslanmadı hük 14) 5 — Ali Efendi - Uğçak şarkı: (Henim yârim güzeller serveri) 6 — Mustafa Ça- * Uğgak şarkı: (Yavrucağım güzellene &5) 2030 Müzik. Çala: Fahire Fersatı, Refik Fersan, Vecihe, Fahri Kopuz. I — Okuyan: Molek Tokgöz, £ — Tahir punes lik peşrevi. 2 — Ziya Bey , Tahirpuselik şarkı: (Nim nigâha kail oldüm). 3 — Re- fik Fersan - Tabirpuselik garkı:>(Candandı hayalinde) 4 — Tatyos - Rast şarkı: (Bir gönlüme bir hali porişanıma baktım). TT — Okuyan: Aziz Şenses, 1 — Kanun taksimi Udi torahim - Kürdilihiçazkâr şarkı: (Beneler aşkınla inler) 8 — Kemani Muae tafa - Kürdilihicazkâr şarkı: (Noredazin sen) & — Fahri Kopuz - Kürdilihicazkâr garkıt (O fettan dilinin) B — Nihavend şarkı. yi Rast şarkı: Saba garkı: Hacı Falk - Üaleler saçsın) 2 — Rifat « (Hayali-yâre değme) 3 — Rakım , Uğgak garkı: (Bana hiç yakışmı: Yör) 4 — Halk türküsü: (tnoe çayır biçitir. mi). 21,15 Könüşma (Bihliyografya) 2130 Küçük Orkestra. (Şef: Nerip Aş- Müzü berleri, ziraat ceham - tabvilât; kanıbiyo - nukud borgası (flat). 2235 Müzik: Caz » band (PL) 23,28 - 22,33 Yarmki program e kapanış. Türk - Rumen ticareti Heyetimiz bugün Bük lııreketggdlyor KZR ya gidecek ticaret heyes başkanlık Gdecek olan Dış Ti- Umum Müdürü Servet Berkin Gün İhracatı Köntrol Datresinde Tif- tik ve yapağlı ihracat birliği idare he- yetile görüşerek birliğin faaliyeti et- rafında izahat almıştır. Heyetimiz yarın vapurla Rumanya'ya hareket ecektir. Şöhretli hırsız Asliye altıncı ceza mahkemesinde Sirkatten muhakeme edilen meşhur | gece hırsızlarından İzzetin geçenler- |de tahliyesine karar verilmiş, ancak bu sırada kendisinin vaktile Seferihi- sar hapishanesinden kaçmış - ölduğu ve'o zamandanberi arandığı meyda- - ha çıkmıştır. Bunun üzerine dün Sultanahmet Birinci sulh ceza mahkemesinde sor- Büuva çekilen İzzetin serbest bırakıl- mama: ve mevkufen Seferihisara esine karar verilmiştir. Ni n Selâmi İzzet ;*?dîî[n kızı Nâzan ile İkdam refikimizin yazı işleri mü dürü Murat Kayahanın dün nişdân « Jandıklarını memnuniyetle haber ah dık. Nişanlılara saadetler dileriz. gönde: 'et ne diyordum, torunlarım dan ziyade kızımla meşgulüm. O hakde çocukları tamamen sizin ne- |tatsız olan bu kadına karşı derhâllzaret altıma almanız lâzım. Bunun n de geceleri bizde kalmahısınız, kehdilerine daha İyi bakabilirsiniz. Vakıa büyük kız mektebe — gidiyor, ortanca da keza mekteptedir. Küçük kıza gelince o, henüz okumayı bile öğrenemedi. Ya, İngiliz mürebbiye- ğinin_cocukhrla meşgül olduğu yok- tu, ki o, yalnız süslenip kendini bes Bendirmeyi düşünürdü. Tabil bü « ükle ortanca mekteplen avdet et - tikleri yakit kendilerinin derslerine ardım etmek lâzım, büyük kız ye- dinc) sınıftadır, bunu yapabllir. mi- Behire — Ben lise mezunuyum, hanımefendi, zaten şimdiye kadar bir hayli çocuğa da ders verdim, ço- (cuk okutup yetiştirmek tecrübem | vardır. l