Ali Mahir Paşanın Tevkifi Hâdisesi Yazan: M. ANTEN Air Musır Başvekili ve Ka- birenin askeri kumandanı Na - has Paganm, devletinin emniyeti ile ügili sebepler dolayısiyie, Ali Mahir Paşayı tevkif ettirdiğini bildirmekte dirler, 1939-1990 da Başvekilik mevkiini isgal eden Ali Mahir Paşanın, Nahas Paşanın son defa Başvekillikten çekil. mesinde mühüm bir rol oynadığı, Kral Farukun yakınlarından ve müşavirle- rinden bulunduğu, Nahas Paşanm be- sinci defa olurak iktidar mevkiine gel mesine tukaddilm eden günlerdeki bah Tankı vaziyeti ihdas eden unsurlardan biri olduğu ve mibvercilere mütema- yil bulunduğu gözönüne getirilecek ©- lursa bu tevkifin mânası ve ehermimi- yeti aydınlanır. Gittikçe daha iyi anlaşılıyor ki, Na- has Paşa, “Brstrın istiklilinin temimi- mi olduğu kadar bugünkü günleri dö şünerek,, imzaladığını söylediği Ingi- Bir - Misir munhedesini samimi ola- tak tatbik etmiye âzmetmiş olan mabsiyettir. Bu harbin bir cihan ih- tl »olduğunu, yarn dünyanm man sarasinin bugünkünden başka olaca - öm söyliyen Nahas Paşu sadece bir inilfi hareketin şefi değildir, belki mil © infiratçılığı ve hodbinliği bu vatan perverlik fazileti saymıyarak, Misirm bürriyet ve istklâlinik hakikst olma- senı mümkün kılacak demokresiler gru pu karşısında vaziyetini sarih bir su- rette tayin eden ve cephe alan reslisi bir devlet adamıdır. “Yarn, ancak güneş bürriyet ve ahlâkm zaferi Dxe rinde doğduğu takdirde, aydın olacak tar. diyen Nahas Psşanın, Misırm muksdderatmı demokrasilerin zafe - rine bağlamış olduğundan şöphe edi- demez. Mihver tayyarelerinin İskenderiye - yeye karşı taarazlarına tekrur başla- dıkları bir zamanda bu tevkif hâdisesi hasas bir mina kazanmaktadır. Fransanın Durumu A on 30 sene | sarlında havacılıkta büyük ilerlemeler oldu. 1909 senesinde Fransız tayygrecisi Bleriot ilk defa Msnşı geçerek Fransader İn- ltereye çidebildiği zaman bu hadise havacılık âleminde büyük bir başarı sayılmıştı. Bieriot er sene İstan- bala geldi, şimdi Taksimde apartıman orman haline gelen ve o samâr Ts- Umhane denilen meydanda tayyaresiy- le uçmıya teşebbüs etti, fakat muvaf- fak olamadı, tayyare havalanırken bir binaya çarparak düştü, Bleriot da ya- ralandı, Pakat Bleriot | tayyareciliğin müj- decisi imiş. Ondan sonra tayyarecilik dev adımlariyle ilerledi. Simdi bir top atımı uzaklığında olan Frans » İn. Gibz sahilleri arasındaki mesafeyi ya- ni Manşı geçmeyi o zaman büyük ma-| vaflakıyet sayan tayyareciler bir müd. det sonra süratli transatlantiklerin bir haftada geçebildikleri Avrupe - Ame rika arasındaki oAtlantik okyanısuna geçmiye muvaffak oldular. Tayyare- ciliğin ilerlemesine 914-918 harbinin çok büyük tesiri olda, Bugün içinde bulunduğumuz dünya hürbi ise ha- vardığı son haddine ulaştırdı. Artık tayyareler uçan kaleler, asker ve mal, seme taşıyan gemiler, düşman arazisi- ac çıkarak, daha doğrusu ingicme pan, memlekesini fetheden vası oldu. Bvelleri yedi sekiz bin metre yu- karı çıkın havacılarm yere ölüleri i- Berken (1) bugün bu yükseklikten da- İn yukarı çıkanlar ve buralardan, pa- raşâtlerini açmadan kendilerini hava boşluğuna atanlar var, Akk İste ben bu yazımda bir tayyare cinin 5100 metre yüksekte uçan bir tayyareden (o paraşütünü açmadan Basıl atladığını ve.korkunç hava boş- Yığunda yere doğru inerken neler duy duğunu kendi ağzından hikâye ede- ceğim, Tayyareci bir gazeteciye şöyle yar: ar Laval müzakereleri « Hiç) olmazsa zahiren - akim kaldık tan sonra, Şimali Afrikaya gönderdi. #i yiyecek maddeleri sevkiyatını mu- akkaten durduran Amesika buna tek mevaffakıyetle neticelenen bu hava ta) artuzlarının ebemmiyeti üzerinde rarla durmaktağırlar, Almanya Fransa arasındaki anlaşmaya göre Fran sız fabrikalarmın bötün imslâtmn © 8S ini Almanya alacaktır. Bunun an - cak 15 i Vichy hükümetine alt ola- caktır. Bu suretle Pransa 1942 senesi içinde Almanyaya 6000 tayyare vere- cektir. Bundan başka Pransız fabri - kaları Almanyaya binlerce tank, kam yon ve Öğer barp levarım temin eb mektedirler. Yine İngiliz kaynaklarına göre: Bu bombardımanlar, Fransız milletinin strraplarını İstismar etmek için Al - manlara yeni bir vesile vermiştir. Bu günlerde Şimali Afrika şehirlerinin ef ucmalarında Rensnld fabrikalarının İngiliz hava kavvetleri tarafindan bom bardımanıma ait filmler gösterilmekte- dir. Bu filmlerde, harap olan yani ar- tsk Akmanlar için kamyon ve tank i- mal edemiyecek bir hale gelen fabri- ka atölyeleri değil, sadece ölen insan- ların, kadınların ve çocukların ceset leri görünmektedir. İçinde bulundukları müşkül sartlar) dolayısiyle Vichy hükümetini daha faz im tazyik ve tehdit edemiyen Alman- ya, şimdi müttefikler zaferinin Fransa için tehlikeli olacağını isbata çalış — maktadır. Alman propagandasma gö- e İngilterenin güferi Fransayı müs — #emlekelerinden mahrum edecektir ve General de Gol bunun için çalışmak- tadır. İkinci tehlike de mrüttefiklerin sar feri de Pransada eski demokrasi re -| ilmi iade edilecektir. Fakat gariptir müttefiklerin zaferi takdirinde Fran - sanm maras kalacağı Bolşeviklik teh likesi zerinde bilhassa durmaktadır. Bu, hiç şüphesiz Vichycileri korkutan) « büyük tehlikedir. Amiral Darlan birkaç çün evel gazeteçilere yaptığı bir beyanatta; Fransanın ısuraplı va siyetinden bahsetmiş ve Fransanın es ki möttefiki olan İngilterenin, Fran- sanem en tehlikeli düşmanı olan Bol. şeviklerle ittifak yaprnış olduğunu söy emiştir. Moskow radyosu, birkaç gür evvel Ki bir meşriyatmda, Petain - Laval anlaşmamazlığınım © zahiri mahiyette olduğumu söylemiştir. Times gazetesi: Hidiselerin Frânsayı yeni bir bulmana götürdüğünü, Vichy hükümetinin alsca Ön vaziyetin sarahatle bilinmediğini, Al manyanm Fransaya Avrupanın yeni nisamında bir vazife verdiğini, fakat sön sözü birrat Pransız milletinin söy Hyeceğini yazmıştır. Bir Alman gaze - tesi de, Malta İngilizlerin elinde kal- dıkça İngiliz hava kuvvetlerinin Sicil yaya, Cenubi İtalyaya, şimali Afrika ya ve mihver gemilerine karş: tekli - keli taarrazlar yapacaklarını yazmak tadır. Bu keyfiyet, Makayı alamayan ve Akdenize hâkim olmak zorunda bö heman Almanyanm Fransaya her za - menkinden ziyade muhtaç olduğunu ve bam temin için fedakörlıklardan Ç8- “Tayyaremizle hemen bir saat #üren yükselişimizde hep âletleriç meşgul oldum. Her 00 metrede bir havanın — sıcaklığını ve basmemi kaydettim. Bu yükselişimiz esna- seda hiç bir rahatamrlık ve heye can duymadım Yalnız iki yaşmdaki oğlumla karımı düşünüyordum, En çok düşündüğüm şey ise pilotumun önümde yakacağı ışıkiarin bana ve- peceği emirdi. Nihayet işareti al. der: “Haser olr Sonra beyaz limba ya işareti verdi: “Maskenizi takınız!.. Birer daha sonra kırmız âmba ile “atla. mıya hazre olunuz?” dedi, Ben de: “Huzurum?” cevabın: verdim, Pek &s sonra her ki İlmba birden yan- &. Bu: “Haydi kendinizi atıniz!, Demekti. Bu an, benim için en tatses bir zamandı. Korkuyor muy- dum? Hayır! Yalaz üzerimde bir Bevi sinirlilik vardı. Hemen krono- metremin düğmesine bastım ve ken di tayyareden aşağı attım, Tay- yareden ayrılirken pervanenin yid- detle savurduğu hava cereyanı be- ni başaşağı çevirdi. Bu sırada İlk duyduğum sey korkunç bir soğuk olân. Cünkü o yükseklikte havanın. sıcaklığı sıfırdan aşağı 29 derece idi. Düşmekte olan bir cismin, ha- yanım mukavemetiyle uğradığı don msi hâreketine ben de totulmmuştum. Şimdi bundan kurulmıya çalışıyor. dum. Kollurmmı havaya açtım. Bum- lara fren vazifesini gördürerek mü- vezenemi buldum. Yerden 7500 metre yükseklikte, ilk balat taha- kasmı geçtim. Işte bu scada ku. lak sarlarımın Üzerine havanın yap. tığı taryiki denkleştirmek için şar- kr söylemiye, daha doğrasu bağır- mıya başladım. Altımda bulunan i- kinci bulut tabakası hâlâ yeri gör. meme engel oluyordu. Mutlak bir yalnızlık ve korkunç bir süküt için. Tefrika No. 8 Rusya Almanya ile salhe razi ol- muştu, Bre - Lltovsk munhedesi mucibince memleketlerine dönen Al- man esirleri yanlarında Bolşevik mik vobunu da beraber taşıyorlardı. ve bunların çoğu tekrar cepheye git- miye razı olmuyordu, Alman zabitleri aleyhine birçok ilhemlar eri sürül- mekteydi, Bu zebitler bütün cephe- lerde bir tek Almana muksbü iki düşman öldürtmüz oldukları halde, vazifelerini böyle mükemmel bir mı- eette yapmış olmaları onları krtala- ram âkibetine uğramamış olmak töh- metinden kurtaramıyordu, Vakığ 1916 de İngiliz topçusumun ateşi Alman saflarında korkunç yan talar açmıştı, Almanya bu dört sene- ik harp içinde düşmanlarma verdiği kanlı zayiata fik defa maruz kalıyor- du, Bu kanli oyunun ipucu Ludenderf- un elindeydi, Böyle cüretkâr oyuncu sonuna kadar oyunum brakmıyacaktı. O dakikada ona yapilir işin iyi veya fena olduğunu kim söyliyebilirdi? Fransadaki cephede geniş ricat ha- reketleri yaparsir Kışı geçirmek acaba Ludendartinn korktuğu yıkılmanın bir (Yüzen JHarun R. Kocacan | de, yalnız kendi sesimi duyarak biz buluttan çıkıyorum, . öteki buluta giriyorum, Bir aralık hava işinde bir burgu gibi dörmiye başladım. Bu hal 400 metre kadar sürdü. Bu sırada yerden 4000 metre yüksekte bir bulut içersinde ( düşüyordum. Gözlüğümün carıları buğu ile ör- tülmüştü, Bulunduğum yüksekliğin artık maskemi ( çıkarmamı müsait oldağunu hesap ettim, ve maskemi çikarörm, Maskesir, serbestçe ve tabii olarak neles alabiliyordum. Bu sırada yine vöcudümün müva: senesi bozulmuştu. Uğraşa uğraşa tekrar müvazenemi buldum ve a sağı baktım. Eyvahlar olsun! Yi- Be alum balet tabakalariyle kap Wei. Bu esnada üçüncü bir bulut ta- bakasma daha girip çıktım, Fakat yeri yine o göremiyordam. Çünkü #imdi de aksi gibi altımda, içersin- de şimşekler çakan büyük bir kü- mil - nembüs bulutu vardı, Biraz sonra banun İçine girdim, Medet Allaht,, Bir hava girdabı içinde bir tüy gibi bir taraftan öbür tarafa a-| tlmıya başladım. Başım, kollarım ve bacaklarım vücudümden kopa- cak, ber biri bir tarafa fırlayacak sanıyordum, Bununla beraber gö- zümü kronometrenin yelkovanda- İdan ayırmıyordum. Yelkovan 140 yaklaşıyordu. Bu sırada yeri gör- üm, Yer, büyük bir birle bana İdoğru geliyordu. Keonometreye bir daha baktım: 1421. Tem vaktiyd., kronomettenin düğmesine bastım, gözlerimi kapadım, parâşütü açan 'hslkayı çektim. Paraşütü havaya, sarpması o kadar giddetli oldu ki, sağ ayağımdaki keçe çizme ayağım- dan çıktı, kronometrenin bağl: ol- duğu ipek kordon kopta. Ve kro- sometre düştü, Yere indiğim va- kit kronometreyi, esen kerılmış ©- larak buldum. Paraşütün açılmasından hasil © lan surntdan biraz sonra yeni bir) sarsıntı duydum. Bu sarsını ayak- larımın yere © çarpmasından İleri gelmişti, Bir ik! defa ayaklarım ye-) re çarpıp yukarı kalktıktan sonra tamamiyle yere bastım. Bu sırada etrafını bir süküt kapladı. Kol ve bacaklarımda | tatlı bir gevşeklik vardı. İndiğim civarda köylüler ça- lştyordu. Beni görünce koşup ya mma geldiler. İk gelen yaşlıca bir adamdı. Bana hayretle bakarak — Nereden geliyorsunuz? Diye, sordu. — Gökten! Dedim. Beni daha faz la sorguya çekmeden tütün taba- kasmı uzattı. Bu köylü beni gal'ba| bir sihirbaz sanıyordu. Sigaram sarârm ve büyük bir zevkle bir kaç Defes çektim, işte bu kadar!, Kendimi 8100 metre yüksekten attım, 142 saniye sonra yere 200 metre yolum kaldığı sırada para- götüml açtım. Bumu tekrar edebi ir miyim, diye soruyorsunuz? Ni- sin etmiyeyim. Çoktanberi havanın stratosfer (tabakasından paraşütle atlamak meselesini balle çalışıyo. rum. Bunun için yalnız müsaade a). mak işi kalmıştır. A XX Terrereinin sözleri turada tin. yor. Talim ve terbiye görmeden tayya- reden paraşütle atlama işi zannedil- diği kadar kolay değildir. Ben, birkaç dela tayyare ile uçtum. Birinci ve ikinci uçuşamda, tayyareye binerken, keten bezinden yapılmış büyücek bir torba uzütarak: —Şu paraşütü arkanızı takmız, yu- çocukları —— TAN Havacılık Dev — ımlarla ilerliyor Bir Paraşütçü 8100 Metreden Atladığı Zaman, Tayyarede "Hazırol,, İşareti Aldığı Dakikadan Karaya Ayak Basıncaya Kadar Ne Yapar, Ne Gibi Zorluklarla Karşılaşır, Ne Hisseder karda bir kara olursa kendinizi tay- yareden dışarı atıp çu halkayı çeker. siniz? Dedikleri vakit vücedümde garip bir ürperme dolaştığını duydun, Gerçi de. dikleri gibi yaptım; paraşütü arkama taktım. Fakat, muhakkak alışık olma- maktan ileri gelen bir heyecandan ken dimi alamadım, Tayyarecilerin, bazan atlar atlamaz parayütlerini niçin aç- madıklarına gelince: böyle yapmaları düşman saldırışlarından kurtulmak &- çindir. Filhakilen havada bir çarpışma esnasında tayyaresi sakatlanıp da ca tını kurtarmak için kendisini tayya- resinden dışarı stan bir tayyareci he- men paraştitinü açarsa çarpışma ye» rinden çarçabuk uzaklaşamıyacağından tayyareden İşmen tyyarecileri tarafından mit. ralyöz ateşine tutularak öldürülmesi ihömali vardır. Nitekim bir kaç a9 evvel tayyareleri sakatlandığı içim pa- raşütle atlıyan bazı İngiliz tayyareci” leri İtalyanlar tarafından havada ök- dürülmelerinden İngilizler şikâyet et mişlerdi. Paraşütle indirme esnasında bu tehilike daha çoktur, Hülâsa para- şütle atlıyanlar, düşmanlarına yakın hedef teşkil etmemek için tehlike sa- hasından çabuk (uzaklaşmak isterler. Bunun için yere yaklaşmcaya kadar paraşütlerini açmazlar... (1) 1875 te havanın yüksek tabaka. larında tetkikler yapmak üzere Parig- te bir balona binerek havalanan öç Yranaır havacısı o 5000 metre kadar yükselebilmişlerse de bunlardan ikisi ölmüş ve üçüncüsü baygın bir halde yere inebilmiştir. LOKMAN APANDİSİT Sayan okuyucularımızdan bayan Göl Balrkenirden gazeteye gönderdiği mek. tupta spandisit hastalığından çok kork tuğumu . yazarak, İ hastalığın meden geldiğini ve alâmetleri ne olduğunu soruyor... Bir zamandanberi adı çok geçen bu hastalığın ne olduğunu öğ- tenmek istiyen daha başka okuyucula. cim: da bulunduğunu © #armediyorum.. Onun, için apandisit hastalığı üzerin bir kaç yazıya tahammili etmenizi ri- ca edeceğim... Bu hastalık insana ber yaşta gelebi- ür. Fakat en ziyade beş yaşla otuz yaş arasında muasllst olur. Bir yaşın- dan daha küçük çocuklarda pek nadir görülür. Apandisit — hastlığınn soya çektiği çoktur, o Aymi sile içinde, ba hastalıktan dolayı kendilerine ameliyst yaptımış kardeşler balumur.. Et ye- meklerini çok £ yiyenlerde apandisit hastalığına karşı istidat daha ziyade 0. İır, derler, Bazıları da arkın bu has- talığa istidat verdiğini iddin ederler Meselâ İngilterede ve Şimali Arserika- da, Islâvlarda apandisit hastalığmın 0 4: daha çok işitilir. Fakat oralarda bo batalığın çokluğu rktan mudır, yoksu oralardaki hekimlerin bü hastalik da- ha ziyade hatırlarma geldiğinden mi. dir, pek İyi bilmiyoruz. Beş yaşin otur Oyaş araamda bu hastalığa tatulanlardan hepsi hesaba katılırsa, erkekler kadınların İki mis- Hi çıkar, İstatistikler öyle gösterir. Fakat apandisit hastalığının bülüğ ya- sında bulunan gençlerde daha çokça olduğurn, yakım zamanlarda dikkat e- dilmiştir. Bülüğ yaşımda bu hastalığı tatulsnlar aramda genç kızların & yısı dalikanlılardan birez daha fa dır, Genç kızirda kadınlığı © günleri başlaması yakm olunca yahut o gün“ ler başlayınca o apandisit hastalığma tutulanlar daha çokçadır.. Apandisit hastalığı çocuğun bülüğ yaşından önce gelirse © vakit erkek çocuklarda, kız daha fazla olduğu doğru yezan: W. Ohrpohili —E üzme işareti olmayacak meydr? Hayır, Yina Güretle bereket etmek ve sonuna ka- dar dayanmak... Yatdendor? telle bir kere daha başvurmrük, icap eden bü- tün vasıtaları topladı, Onun yfldmi neden bir kere doha parlamıyacaktı? O srada Kayser ne heldeydi? Al man İmparatoruman vaziyeti İeşliriliyor, Yüksek şahsiyet burodan büdiselerin, hareketlerin cereyanmi i- Yice takip edecek, İşte burada Kay- jeer ve maiyetindekiler on gün, göz“ leri dürbünlerde olduğu halde uzak- taki dumanlardan, tefriki güç şekil lerden başka bir ey görememişlerdi, Kayser, isbir sallanırken ve milleti- nin Âkibeti tayin edilirken, orada #- inden hiçbir şey gelmiyerek bekledi, Harpten evvel bu âkabeti kim tah- kik edebiirdi? Harhten evvel bu bâ- âlrenin birkaç nydan farla süreceği- ni kim düşünebilirdi? Muvaffakkıyetsizliğin Sebebi ve Neticesi Bu olaylar sırısında Almanya gerke- ta kendisini sıkıştıran en büyük düş- mandan kurtulmuştu: Rus dilli Rus yayı Almanya bir sulhe mec bur etmişli. Almanya ertik gark hu- dudunda serbesti Halbuki biz, Ruryaya yandim edes bilmek üzere Çanakkâle harbini aç- mıştık, Bu harp muvaffakryetsiz- Bğimiz de Rusyanrı vıkılışında örnll ÇArkam var) BALIKHA Bösirbancilerir. hani şu denir de balık tutanların | mallarını balıkçılara İ sattıkları mezat yö rindeyiz. Çevalye ve yahut şevalyeler bomboş duruyor. Ke- ca balıkhanede iki kilo kadar mercin ve dört tane torik var, Bir adam ba- İlk şevaiyelerine topraktan yapılmış, üzerleri sırlanmış, o tusluk, çiçeklik, bardak filân gibi şeyler koymuş » tiyor. Pazarbaşı denilen mezat memu- 14 baskülün tepesindeki yüksek masa- wn üzerinde makamma vekarla ka- rulmuz, satılan bu metar tetkik ediyor. Balıkhanede balık değil, balık koku- su bile yok. Balıkpazarının dar sokaklarma da- lıyoruz, Sıra sıra dükkânlarda külak- larından asılmış bir ii mercan, bir #e- petin içinde can vermiye uğraşan bir istakoz, bir iki pavurya ve bir sepet dolusm midye var, Yalnız bir dükkân- da ortasından ikiye bölünmüş bir dişi kalkan ile kuyruk tarafı kalmış bir kılıç gördük. Bir başka dükkânda da dilim dili medilmiş, rengi kararmış bir torik, Fiyatlarını soruyoruz — Mercan kaça? —ıse Ya karıgöt O da öyle, Kılıç? — Kılıç 250. Fukat Böp et. Yede can besle, Kalkan ağzına İlyik, yamartası caba, 200. Torik sizin üzel hatırnız için seksene olur. Arasma defne yap- rağı koyup şişe geçirdin mi yemesine doyulmaz, Ama size en uygunu midye dir. Salması iyi olur mübareğin. Pi- rince kıyarsan, ekmeğe de yardımcı 0- tur, Tanesi üç kuruş. Ve mâreyi ba- KULL HASTALIĞI dur. Demek oluyor ki, kadınlık hormon ları bu hastalığa istidat veren sebep lerden biridir.. BEAR yaşmdan son ea da, kadınlık usuvlarında iltihap o- lunca apandisit hastalığına istidat ar- tar. Gebelik de apandisit hastalığına istidat verir, en riyade, gebeliğin İ- kine ve dördüncü ayları arasında... Apandisit mikroplu bir hastalıktır, ber apandisit hastasında kolibasl) mik roba bulunur, fakat çok defa onunla birlikte başka mikroplar da işe karı. gırlar. Onun için, bütün vücutta mikroplu hastalıkların bir çoğu apandisit has. talığına yol açarlar, Meselâ grip has- talığınm sonunda yahnt hastalık büs- bütün geçmiş gibi göründükten sonra, kızıl hastalığında bir de spandisit mey dana çıkar. Bu hastalığın biri hâd, biri müzmin iki türlüsü vardır. Birinci Kâğıt, mukavve Yüzumtu görüle, ve fatbikatma &a Ömer Abiz da hazır bulunmaları ren olunur, Askeri Fabrikalar 45 Ton Şaplı kösele 15 Ton Sart vaketa Sadeyağı 30 kuruştur, esatları, | ŞEHİRDEN RÖPORTAJLAR Kl . ammmmm NEDE NE ALINIP NE SATILIR? Bu Yıl Balık Kanaldan Çıkmadı . Kitcın Kilosu 250 Kalkan 200 - Önümüzde Balık Bolluğu Var (77 Yazan: SAİD. KESLER — Ye Mehmet yeser... Cevap vermeden w- aklaşıyoruz. rx. ki ÇGeiiere çıktığımız zaman kala tor bir balıkçı dosta rasladık. Önleğik, konuşmıya başladık; — Ne var ne yok yahu, işler ma- si? Koltuğunun alizndan kaldırımların üzerine bir tükürük atar: — Burak Allah aşkma, dedi, Esni- yoruz. — Neden? — Balik yok be yah. Tam iş z0- manı mübarekler kanala girdiler, çık- mıyorlar... — Hangi karinla? — Canım isnal dedikse gu geçen büyük murabede gittiğimir kanal de- Zil. Denizin 309 kalar altındaki xbk' suya kanal deriz, biz, Senin anlıyaca- ğin salar soğuk, balık henüz yüze çık- Badı. Onun için avlanamıyoruz — Bu mevsim balk mevsimi değil mi, biraz derinden (balik tutulamaz ima? — Çocuksun be yahu. Üç yüz İn- lactan balık mr avlanır? Bu mevsim- de İstanbula Safınından kalkan akar- dı, Bafur yok, ancak on günde bir posta yapılıyor, o yüzden kalkan gel- miyor. Bekliyeceğiz ki yüze yüze gel- «in de burada tutalım. Bu mevsimde Istanbul çirozdan | inlerdi. hayvanlar bir türlü kanaldan çıkamadılar, — Ya torik? — O mübarek hiç bir yıl ba mevsi- me kalmazdı. Fakat el oğlu ba. Git- mişler, İzmirde yanladığı yeri bul- muşlar, yakalayıp yakalayıp getiriyor- ir, Halbuki şimdi çingene palamudu, lüfer, kefal, barbunya, izmarit, istav- rit, kaya balığı derya gibi gelmeliydi. Bu yıl kolyozu rüyada bile göreme- dik. Et pahalı, fakir fukara balık yi- yecek, benzine azıcık kan gelecek, bi- sir: avücümaz da biraz para görecek- ti, Ne gezer, Tam zamanımda dükkân kirası da üstüne gidiyor. — Bu hal böyle mi gidecek dersin? — Olur mu kardeşim. Böyle gider mi? Helbet bü sular rsmacak, balık yüne çıkacak. O zaman gör sen ke- pozeliği. Balık bolluğu maskaralik 0- lacak vallah, İbadullah bir pula alıp bir pula satacağır. Millet bahk yemek. ten gık diyecek, Ama gel gelelim, bir genem böyle trıl kalacağız O zaman okkada elli kuruş kâr ne gezer. Kuru- şa tabla taşıyacağız. ———— çok defa yüksek ateşli ve pek ıstıraplı olduğundan insan yatağa yatırır, O vakit hekim gelir ve hastalığı teşhis eder, İkinci türlüsü çok defa gizli gö bi başladığından okuyucularının asıl bilmek istiyecekleri müzmin olan a. pandisit hastalığıdır... Onun için, il- kin müzmin olan türlüsünü anlatmı- ya çalışacağım. i e Mukavva Kutu İmalâtçılarına İthalâtçı ve İhracatçı Birlikleri Umumi Kâtipliğinden: alt tevzi plânının İhzarı dolayısiyle malümat ve izahatı vermek üzere her nevl mukavva kubu imaliyle iştizal edenlerin 10/4/9042 Cuma günü seat 16 da Gala- snmda Birlikler İçtima Salonunda yapılacak toplantı- ER dürlüğü Ticaret Şubesinden: Yukarıda mikdar ve cinsi yazılı iki kalem malzeme satın almacaktır. Bu malzemenin şartnameleri her gün saat 14 - 16.30 a kadar Ticaret su- besinden almahilir, İstekliler teklif mektuplarını 16 Nisan 942 günü ek- gamina kadar Ticâret şubesine vermiş olmadır. (2305 — 4104) İzmit Deniz Satınalma Komisyonundan Alınacak 4 — Tahmin otunan bedeli 10250 Yira olen 5000 kilo sade yağı pazar. Mila eksiftmesi 18 Nisan 942 Pazartesi günü saat 15 de İzmitie Tersane küptındaki komisyon binasında yapılacaklır, 3 — Bu işe mit şürtrume komisyonda görülebilir, Teminatı 1637 Mira 3 — Pazarlığa iştirak edeceklerin Hcaret vesikaların! ve Ikinci mad- dede yazdı temtnatlariyle birlikte belli gün matie komisyona müra- (4322) İstanbul Sıtma Mücadele Riyasetinden Görülen lüzum üzerine sıtma mileadele sıhhat memurları kursu için müracaat tarihi 13/4/9042 akşamma kadar usatılmış olmakla isteklilerin ner gün Kadıköy Moda enddesi 1 numarada mücadele riyasetine müra- ghat etmeleri Min olunur. 4158), İĞE, Si mammmmaamananmammammmiainl kil. Istanbul Fiyat Mürakabe Komsyonundan: İlân numaras Yüzde kariç pututetit altı yüz grümlek bir adet ekmeğin fiyatı 10 ku- taş 10 paradir, Üc yi srâmlık dörtte bir ekmeğin fiyalı 100 para olduğu ilân olunur, Trabzon Belediye Riyasetind Trebson Elekirik Türk Anonim a en: Şirketine ait hisse senetlerinin 1941 malt yılı bilincosunda taşıdığı 332 kuruş kıymetleri Üzerinden 43 gün müddetle belediyemiz namma sat Ellerinde bu şirkete den itibaren 13 Nisan 942 günü & ki Türkiy in İşbu bedel İş Bankası şubelerine mü: d nden tutarla ın sonra belediyece satın alınma işine nihayet verileceği ilân © alınması tekarrbr. eteniştir. il hisse senedi bulunanlar 9 Mart 942 tarihin- r bulurduklar! yerlerde- ları hisse 46- n almaları & müddetin hi- (4282) Yazan: ULUNAY Çeki trarvaylar gibi sür ikiniye- let samsnmda maballe talum- baları vardı. Yeni nesil, galat olarak bir söndürme vasıtası denilen bu 8p9- ra yetişmemiştir. Mahalle tulumbaları futbol klüpleri gibi birbirlerine rakip teşekküllerdi. Ve bu merak eski İstan” bal delikanlıların ciğerlerine İşle- mişti, O zamanlar kadınların yeni el- biseleriyle gösteriş etmek için Güğür kolladıkları gibi bir çok yetişkin genç” ler de pirinç tepelikteki yeni dünyayı sarsmadan tolumbayı uçurmak İçip yangın beklerlerdi... Hattâ bazı kalem efendileri pantalanlarını giymeden €Y- vel bacaklarıma tulumbacı dizliklerini geçirirler, kulakları yangın topunâe yahut kırmızı ceketli, eli süngülü ku le bekçisinin gürasında olarak İş &$ târlerdi. Filân semtte, filân sahi lede yangın olmuş. Kaç ev yanmı Kaç aile yurtsuz kalmış? Buna tulum banın arkasma takılıp yangm yerimi kadar kaş gibi uçanlar katiyyen ebem- miyet vermezler. Onlar aralarmda an» cak tulumbaların manevi kazanç veyâ kayıplarından bahsederlerdi. — Haberin var mı? Mengeneler Getme meydanlıları madra etmişler. — Vefa yangınında da Mengeneliler 8 Hasköylüler bozmuşlardı... Yangınlardan bir felâket gibi değil #anki bir sporcu maçı gibi bahsedi di, Her mahallede tulumba merakım bir miras yedi çıkar, dörder ieşilik ekipler için koğuşun masrafını üstün ne ahr, bütün ba (fedakârlığı karş “tulumba ağası, ünvammı alarık atla tulumbanın arkasından (gider; diğer maballelerde usta tulumbacıları fazla para ile âyarmak masrafı du ona altin İşin iddialı tarafını bilmiyenler böy le kırk elli kişinin tulumba omuzda seğirdişlerini gördükçe pir aşkına ya- plan bu fedikârlığı takdir ederler; fakat igin içyüzünü bilenler üzerinde “Arap Üzençi,, ile aslanın yağlı boya resmi balıman ufacık tulumba sandin gm armasına ganlan kırmızı gat boyamasının bile rslarmıyacağındın emindirler. Tulumbu meraklıları kas labalık caddelerden vücutlarının yarı belden yukarı kısmını sallamıyacak vurette hünerli bir koşaşla geçerlerken elinde fil kuyruğu kırbaçla koşan reis kumandayı verir: — Borucu! Salla nârayr.. Sırtında çöreklenmiş bir yalan gö bi boru kümesini taşıyan sporcu: — Alt katran, üstü katran, terma- ğmda mecidiye kıran. Yaman gider, yaman gelir, karada aslan, denizde kaplan Peruzağallar!, Haaaytl Tulumbalar ve tulumbacılar geçmiş gitmiş, fakat semt gayreti hâlü mevcut, Evvelki” akşam © Yenişehirde bedevi topu gibi birbirlerine girip yaralanan. larla ölenlerin arasındı çıkan kavga ba yüzden patlak vermiş: — Bize Tahtakaleli derler, Hep er- kek adamlarız; Zibalılar gibi değiliz — Zibalılar hep erkek adamlardır. Asıl kalleşler sizin gibilerdir. Bilânço: Bir ölü, bir svurdundan 2- dır yaralı. Adamın biri oğluna kabadayılık der- $i verdirmek İstemiş. İstanbulun en sayılı fırtmalarından birini getirtmiş, meseleyi açmış, Babayiğitlik hocası çocuğu karşısına almış: — Oğlum, demiş, bu işi bir derste öğreteceğim. Ver parmağını ağzıma, Aİ parmağımı ağzıma, ikimiz de sıra” Kabadayı: — Gördünmü? Sen ay demesen besi diyecekim. o Kabadayılık, dayanmak demektir! Dişini sıkarsan kazanırsın,. Beyoğlu Yerli An. $. Başkanlığından P, Atam, Mustala oğlu Niyazi(19583) Tüfekçi 8.8. Hakkı oğlu İbrahim (328- 78) in Tbb. Tm Orman Nuri oğ. 1b- rahim Şahabettin (36137) nesle şubeye müracaaları ilân olunar. e yi Kal Ün e Kesi iy To. Yü. Melimer oğlu Mustafa Rüyü Ke kata 300 (322. 54) şubeye müracaatı Abdülhak Hâmit Günü Üsküdar Halkevinden : Büyük şair Abdülhak Hümidin ölüm yıldönümü münasebetiyle pazar günü 15,30 da (İsmail Hâmi Danışment) ta- rafından büyük şalrin hayatı ve eserleri üzerinde bir konferans verilecektir. TEŞEKKÜR — Büyük sriz kardı şimiz avukat Mehmet Hikmetin ara #nizdan ufulü dolayısiyle gerek biz zat cenazesinde bulunmak ve gere yazı ile tariye etmek suretiyle kede rimize İştirak buyuran zevnta By ayrı teşekklire teessürümüz mâni ol duğundan, bu vecibenin ifasma muh terem gazetenirin tevsesutunu orir ederiz. Merhumun kardeşleri Etendizade Fut Çelem, Ekrer Gelem, Cemal Gelem KAYIP — Beşiktaş 23 üncü jike Kulundar 438 yılında aldığım 516 No. hu diylomam; kaybettim, Yenis ni alacağımdan eskisinin hükmü yor tir, Bedir'an Ölçüm KAYI: Beyoğlu on ikinci ilkokü- iundan 1683 senesinde aldığım 4/4 sayı şabadetnememi kaybettim. Ye nisini ulacağımdan eskisinin bükmü yoklar, Lütfiye