Met adamlarının ki hmallerini ve demokrs: Hkaflarımı tebarlir ettirmek ayni 70- Münda Vichy hükümetine karşı hozumt Mazlağunu gittikçe deba farla izhar *den Fransız milletini oyalamik ve #rutmak gayeleriyle açıldığı tahmin "ölen Riom 'davası, Almanya ile Vi- “hy'nin arasımı bozmak ve — bizzat Vichy adamlarınm hatalarım ve me- Maliyetlerini meydana koymak gibi Bamiyle aksi netceler vermek tema- Yülü göstermektedr. Alman hükümet Nari matbuatı ve raâi bu davanın aldığı cereyan ve İstik- Mete karşı ateş (o püskürmektedirler, Bizsat Hitler son mutkunda, mahke- enin Fransanm Almanyaya taarruz ettiğini isbat edeceği yerde harp ha-| Sırlığını #hmal edenlerin mesuliyeti, fini meydana çıkarmağa | çalışması hayretle ve tesssüfle karşıladığını sert bir “Binenln ifade etmiştir, İngiliz kaynaklarının #öre: İki gün evvel Vichy'den Pari dönen De Brinou Mareşal Pet: davanm istikameti değiştirmesi Tzu” Bundan © bahsetmiştir. — Almanların Trsnsorennik ajansı, Fransanın men- İsatinin bu davanın sona ermesini kap ettirdiğini söylemiştir. Harp uzadıkça, o Alman milletinin mahrumiyet ve setrrapları çoğaldıkça ve bilhassa nilsi zafer hakkendaki iti tadı sarsıldıkça mazi o zlmamdarları, Almanyanm mevcudiyetini korumrk i- tin ba harbi yapmak ve devam etür- mek mecburiyetinde kaldıklarını is - bata daha fazla lürum hissetmekte - drler, Bunun içindir ki Riom mahke mesinin, barbin niçin ilân edildiği ve i teşebbüsün ielmler tara- dığı meselesinin tetkikini dışmda bırakarak sade- «e Fransız ordusunun hazırlanmama- &nız sebeplerini araştırmak vezilesi- Tİ üzerine alması keyiyeti onları si- ürlendirmiştir. o mmm wi gimme Alman matbuntr: 1999 da Fransa Hariciye Nazir: Bonnet İle Alrman- Ya “Hariciye “Nazırı Ribbentrop üre- #ında, hakiki bir sulh deklirnsyonu- Yun imzalandığını ve bizzat Iitlerin Pransaya karşı sulh o niyetlerini Da- dier'ye karşı gönderdiği mektupl İı teyit etmesine rağmen Fransız hü- kümetinin İngüterenin tazyiki altında, Almanyaya karşı harp açtığını söyli- Yerek Riam mahkemesinin bsrptem Yansanın mesul olduğunu tebarüz et» türmesini istemektedir, Nazilere göre, Garbi Avrupa dev- etlerinin Şark devlelerini | işlerine! karışmağa hakları yoktur. Almanya bu ülkeleri, Polonyayı ve Rusyayı &en Ü hayat sahasr prensibine göre tan- tim ve bir sömürge gibi istismar e- “scektir, Fakat o Almanya bu plân İatbikinde, o Avrupada bir müvazene Myaseti takip eden ve fbtilâfların çar Piymasmdan harp çıkmıştır. Fransayı mağlüp ederek hemen bölün Avrupa memleketlerini kendi işgali altına alan Almanya kıtada “yeni nizam, tâbir İle ifade edilen mari hâkimiyetini te- e etmek ve buna bütün Avrupa Milletierini kabul ettirmek ietemek- tedir, Burn içindir ki maziler, Riom Mahkemesinin, Fransanm Almanyaya Marşı işlediği (hataları itirai ederek Yeni nizamı kabul ettiğini gösteren tiyasi bir tezahür sahne olacağın w- ekilde bir cereyan almasını mezller- den başka - ve Fransırların tâbiri ile - Bzansızca yazın Almanca düşünen, 6- ir ve hain olarak doğmuş olanlar istemektedirler: Hür Fransızlar bu Mözlerie, Dest, De Brinon, Dorlot Kibi damları ve Alman kontrolü altında Gikan Paris gazetelerini kastediyorlar, Almanların Fransanın dabi işleri- Almanların bu müdahalelerini yersiz Yohaksız bulmaktadırlar. Bu güzete- ere göre: Davanın Almanyanın iste- > YAN HAFTA KONUŞMASI inemada renkli filmlerinden birini Walt Disney'in hoşlanarak seyrederken (bir- den aklima (geldi: o Eğer insanlar, doğuracakları yer- de kanallı hayvanlar gibi yu - murtlasalar, yavrularını yumur tadân çıkarteslardı hayatımızda ne gibi değişiklikler olurdu? Tam kanatlı değilse de gittikçe uçar hale geldiğimizi gözönüne alınca böyle bir ihtimali düşün mek pek de aykırı bir şey sa. yılmaz, sanırım! Türkçede insan hakkında yu- murtlama sözünü zaten kullanı- rız.. Amma alay etmek, dokun mak ve taş atmak için! “Ceva hir yumurtlardı,, derler; ağzı - İ mızdan saçma sapan lâkırdilar çıktığı, ukalâlık ettiğimiz, bil - giçlik tasladığımız ve herkesin bildiği şeyleri bir tavur takına- rak söylediğimiz zaman! “Yu - murtlamak”, gevezelik etmek ve sır tutamayıp meydana vur. mak mânalarına da gelir. Biri- ne: “Ilaydi, yumurta bâka - hm!,, dediğimiz zaman bu sö - zün “öğrendiklerini, bildikleri- ni, uyduracaklarını; söyle rahat et, kurtul!,, gibi bir mânası var dır. “Yumurtlayıverdi,, sözü de Saklanması lâzımgelen meseleyi vaktinden önce münasebetsizce sine açığa vurdu, demektir. Hayvanlardan da bahsedilse yumurtlamak bize biraz tuhaf görünür; yumurtlamıya doğur- ma değeri veremeyiz. Tavuğun yurnurtlayışma gülecek gibi o- İuruz da kedinin doğurması kar şısında - benzerlik bakımından olsa gerek - az çok teessüre ka - pılırız. * * * si birazda doğrudur; yur murtismak oldukça ko- mik bir iştir. Kaskatı kabuklu, sesi ve hareketi olmıyan topar. lakça bir cisim, ağlayan, kunıl- danan, yaşama isteği gösterip memeye yapışmıya can alan can kı bir mahlüka benzer mi? Yu- murta, fabrikasında tamamlar. madan, kaba taslak ortaya çı - ye, yavruya benzetmek için al âlemin gözü önünde daka bir sürü ameliyeler yapmak lâzım. | dır, Günlerce üzerinde yatacak, bekliyeceksiniz de sonunda ka- buklarını kırıp içlerinden yav - Tu çıkartacaksınız. Halbuki me meli hayvanlarda bu iş, gizli - den, karında olur, biter. Eser, tamamlanınca kendini gösterir; elinize, birdenbire, canlı bir mahlük geçer. Bu sebepledir ki, yumurtla - manın gülünç bir tarafı vardır. Hele tavuğunkinde, haykınp yırtınmalarından ve horozun uzaktan bu curcunaya karışıp ayrı bir sesle bağırıp koşmasın dan dolayı tuhaflık, kuşlarda - kinden fazladır. Memeli bir ie vana gık feryatsız gansız, büyük bir cesurluk ve ağır başlılıkla, tek başına do ğuruşu gerçekten beğenilecek bir iştir ve insanınkinden çok daha ciddi ve kibardır. Köylüle- rinki de öyle... Şehirli insanın dişisi hayvan lar gibi doğurur amma yumurt layan #avuklar gibi bağırır! le e de p> yumurtanm kıymeti şu noktadadır: Tavuklar dan başlayınız, deve kuşla rina kadar, içinden çıkan ciyciv he- Mi alabilmesi için, harp- keneyi “ye ” Üransarın diğer memleketlere olan Müş münasebetlerine ait bütün ves) Sikaların ortaya çıkarılması ve mese-| lenin haline yarayacak olan bu ve- Mileların yalnız Fransız hâkimleri ta- Bslandan değil beynelmilel bir heyet etedir. Filhak'ka mazmunların ve şahitlerin ffadeleri, Majine battım denize kadar uzatılmaması. Mü ve bilhassa tank ve tayyare kifa- Yetrizliğinin Fransız ordusunun mağ- âmil olduğunu Ptansız cı Maması: teklif eden General Şelle'ün plânlarmın o zamanlar mil Müdafaa şürası reisi olan Mareşal Detinin mukavemetine marur kaldığı Ke amam AA AMME Nİ karılmış bir eserdir; onu bir Ka MELEK Glünüdi Yazan: — i Refik Halid KARAYİ Tusu gibi uzun zaman dikkatle bakılması, güçlükle £ taşınması lâzımgelen bir yük, yarı pıhli, dayanıksız ve miskin bir mahı- ik değildir; hemen “hemen ta mami » Yazık ki, kuş yavruları o derece bir erişkin - İik göstermezler; öyle olmakla beraber, hiç değilse geceleri diL lerini tutar, yuvalarında 8essiz sadasız dururlar, uslu uslu u- yurlar. İnsan yavrusu ne gece der, ne gündüz... Ağlar, haykırır, san- Gılanır, kimseye rahat nefes al, dırmaz. Bu bakımdan öbür me- rseli hayvanlar bile bize üstün durumdadırlar; Kuzu, oğlag, tay ve çeşitleri, doğdukların - dân biraz sonra dört ayak üze. rinde tutunabildikleri gibi ana- larının arkasından gidecek hule de geliverirler. Kanguro'ya ço- cuklarını koyup kolayca tâşıta. cak bir cep bağışlayan tabiat, insanları bundan da yoksun bi- rakmıştır!, MERA Yumurtanın ve yumurtla - mann faydaları hadsiz, hesapsızdır. Hele kümes hay - vanlarınki gibi pratik şekle 80- kulursa! Bir kere, aceleye hiç lüzum yoktur; biriktirir ve keyfine uy gun bir zamanda kuluçkaya ya- tarsın. Ayrıca bir değil, beş de. gil, bir sürü yavruyu birden çt kurabilirsin. Hem de İstersen çıkarırsın... İstemezsen - ne ilâç, ne kürtaj, ne cinayet, ne dava - usulcacık yok edersin! Gözlü kaşlı, elli ayaklı; canlı ve sesli bir mahlüku ortadan kaldir. mak ile kabuklu, katı, tek renk- li, daha ziyade alet, eşya ve ye işi andıran minasız bir nes- neden kurtulmak (arasındaki fark pek büyüktür. Ötekini im. safsızca göze alanlar bunu hiç Yumurtlamış Olsaydı gm İİTAM KANATLI DEĞİLSE DE GİTTİKÇE UÇAR HALE GELDİĞİMİZİ GÖZÖNÜN ALINCA BÖYLE BİR İHTİMALİ DÜŞÜNMEK PEK TE AYKIRI BİR İŞ SAYILMAZ / acı duymadan gönül, rahatiyle|ba... B kadırma da , leylekler gi bi, hiç olmazsa bir tanesini har rınca bi yapabilirler. Hattâ camak da belki, bazı prensip şekline sokulabilir. Çocuk yeliştirmiye yeni ŞEHİRDEN RÖPORTAJLAR ) Insan, Doğuracağına) NEVRUZ SULTAN! Ölüyoruz Soğuktan. Karlar altında Nevruz — Yedi kat yerin dibinde yaşayan bahtiyar mahlüklar — Nevruziyeler — Bu yılın Nevruzu — Areniliin., Bu Be ayol, Ji insanm fesi donacak, — İstanbul havası şükür Büyük hârpten önceydi, İstan- bulda büyük bir kış olmuştu, Nevruz ır İsünü yerde bir arşın kar vardı. Mah- mutpaşa yokaşundan yukarı çıkt bir | dum. Bir adam yün kazaklar, boyun atkıları satıyor, malını sörebilşsek için düzen vermek, çocuğu devlet|4,. malı saymak, lerbiyesini kendi — “Arkada kar var, On ben mar- üzerine almak istiyen hukumet-İsa kadar... diye haykrıp duruyordu. lerin işi de pek kosayiaşmış olur |SSoğuklardın çenesi birbirme vurup du. Henüz yumurta şeklinde)leylek gagası gibi takırdıyan bir koca- bulunan yavruyu başkasına ver |karı ds adama: mekle doğurup canlı canlı bağ: rına bastırdığın çocuğunu ya bancıya ciro etmek bir midir? Devlet teşkilâtı gelsin, kapı ka pı dolaşip evlerden yumurtala rı toplasın! Şu nokta da var: Cihan harp) tan. lerinin gittikçe sıklaşıp milyon- larca insanın hayatina mal ol masına göre nüfus azlığım do- - — “Başma yağsın. diye beddun et- mişti, O zamanın 15 martına daha altı gün var, Nevruz Sultanın bu azizliği” nl boş görmeli, Tevekkeli Nevruz gü- nü çingene karıları çergilerine kapa- “İmep: — “Nevruz Sultan, ölüyoruz soğuk- Diye haykırmazlar; — “İstanbulun o Nevrem, İzmirin « İzemherisi, ... demezlermiş, — Sahi öyle. Bu ne Nevruz böyle? Rumla önlemek artık imkânsız | Darmadan kar hale girmektedir. Bu gibi yumurtadan çıkarılmasiyle ka patılabilir! RR 4 bakımdan çokça sayıda harcanan kümes hay vanları gibi insanları yumurta- dan yetiştirmek, doğum yerine yumurtlamayı koymak, bunun usulünü bulmak yarınki fen ve ilim adamlarına düşen bir vazi. fedir. Ve belki de bu iş, şimdiki o- peratörlüğün vardığı ilerleyişe göre pek de imkânsız olmasâ ge rektir. Bütün marifet ana kar nındaki yumurtayı, küçücük ken zahmetsiz alıp dışarıda fen- ni âletler, makineler, vasıtalar- Bu la büyütmek, yetiştirmek! yapılabilirse, biri estetik, öbü Tü ekonomik iki önemli de önlenir. Artık o zaman &a dınla erkek arasında, ağır işlere ayrılık dayanma hususundaki (Devamı 4 Üncüde) Bütün ıstırapların toplandığı yüksek heyecanlar şaheseri TAKSİM Sinemasında gün Birbirlerini seven iki gencin kurdukları mes'ut yuvayı taru mâr eden eski kafalı cahil ve zalim bir ana... Servetlerine mağrur hazır yiyici bir sürü düşkün insanlarla mücadele © den temiz ve nâmuslu bir ailenin hazin ve heyecanlı romanı. YIKILAN YUVA Türkçe Sözlü — Türkçe Şarkılı BÜYÜK REVÜ ve KOROLU Baş Rolde: inin ir TÜRKÇE Nağmeleriyle bütün İstanbutu mesteden eşsiz okuyucu FATMA RÜŞTÜ ŞARKILAR MÜZEYYEN SENAR Tari keseler esi © NECMİ RIZA Musiki Adaptasyonu Kemani SADİ IŞILAY — Tamburi | gö Seyven, ıstırap çeken ve perestiş eden kadın... bestekâr SALÂHADDİN — Kemani NOBAR ve 36 kişilik “ SAZ HEYETİ mam LÜTFEN DİKKAT: Bu eserin düğün sahnesi (Kızım Duymasın) filminin baş yıldı BEDİA MUSABNİ'nin Kahiredeki (Bedia Kazi. ve dansözlerin iştirakiyle nosunda) yüzlerce muganniye tertip odilmistir. Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine Bugün Bugün mükemmel bir surette eğlenmek... Nefis ve şahane bir film görerek zevk sürmek isterseniz?) “SINEMASINDA ARJANTİIİNA Şaheserler Şaheserini görmelisiniz. Bay Rellerde: BETTY GRABLE -DON AMECHE - CARMEN MYRANDA CAZ — DANS — ORKESTRA EĞLENCELİ BİR MEVZU — TABİİ RENKLER Senenin “LAGONGA” dan güzel yegâne filmi, Bugün Seanslar: 1 —2.30 —430 —630 ve9da DİKKAT: Sayın müşterilerimiz Sinema salonuna yalnız seans başlamadan kabul edileceğinden her seans sonunda tamamen tahliye edilecektir. Sant 11 de tenzilâtlı matine yi kıcı ve sürekli harplerin sebep oldukları insan açığı ancak yav ruların sürü sürü, kuluçkada faydâ elde ediliş olur; Kadınlar, ge beliğin çirkinliğinden kurtulur ve gebelik dolayısiyle bir müd- det işe yaramaz hale gelmeleri Kulak asma, Cemrelerden sonra kar değil ya, buz yağsa vızgelir, Ne de olsa arkası güneştir, — Öyle amına, bir de kurtları kaş- ları düşün, Malâın ya Nevruz Sultan “İbtitin Bunlara, yedi kat yerin dibine gömülüp kış uykusuna yatan mahlük- lara, duvar kovuklarma, dam araları- na sığınıp kalan kuşlara, hasıl: cana- varından minnacık karıncısına kadar hepsine dünya yüzüne çıkmaları için izin veriyor, — Düşündüğün (şeye bak yahu... Bunca Ümmeti Muhammet titreşip de- rürken haşaratı me düşüneceğiz bir de? Varamlar, dünya yüzüne çıkmaşınlar. Dünyanm yüzü altından pek mi (yiz. e yiz Norrazda, Ötedenberi baha- : rn ilk günü sayılan Nevruz - | asit” martın dokuruna, girdi kultan- dığımız takvimdeki martın da yirmi birine rasdar, Nevruz baharın ilk günü sayılması- soğukların hüküm sürdüğü zamanlar- | Müjdet... Müjde!... Müjdel... Filmi ile pek yakında Bugün Filmini bugün Dünyanın en meşhur Tenoru ENNE LUCİA. şarkılariyle Yazan “İl Salp KESLER İ NN Be yayılıp açik haya- da eğlenebilmesi ekseriyetle mümkün ba olmaz, Zaten İstanbulda, Nevruzun, barın ilk günü olduğuna da pek İl nılmaz. Üç dokur sayılır, Eski mar *m yirmi yedisine kadar mevsiminin bekiyesni yaşar, Bu müd derin çok dahu farla uzadığı da kidir, Yaşı başlı adamlardan nise da kar yağdığını hatırlıyanlar, kiraz dallarının karm ağırlığına tahmmüi e- demiyerek kırıldığını söyliyerler, “dal ları bastı kirar,, Lâfımn da bu bahar ortasında gelen kıştan ve yağın kar- dan yadigâr kaldığım iddia edenler vari, Havaların ısındığı zamanlara, WU) ge bahar günlerine rastıyan Nevruzlarda halkım “8, harfi ile başlıyan yemiy- ler yemesi, sit, salep İçmesi, sabah- leyin simitle kekvealt etmesi mutat- dı, Daha eskiden İstanbulda eczacılar, ile başlıyan ve farsça isim taşıyan © türlü tâ veya nebatı kaynatıp karıştırıp Nevraziye denilen bir nevi macun yaparlar, za rf ve kıymetli bokkalar, kavanozlar belli başlı hatırlı müşterilerine hediye ederler, yine bu devirlerde helimbuşılar da ayni çe- yep Hünkü- ra, gehzade ve sultanlara takdim eder- lermiş, Bütün banlar Osmanlı İmpa- aktarlar “8, harfi içerisinde bunları kilde Nevrsziyeler haz (Devamı 4 Bnsüde) DOĞAN Sigorta Anonim Şirketi Telefon: No. 24263 Da rağmen İstanbulda . hatırı sayılır) CHRISTİNA SÖDERBAUM Metresinin ihtirası için sadakatsiz Koca.ş FRİTZ VON DONGEN | tarafından oynanan Mevsimin en büyük Aşk Romam' umumun Bugün saat ll de Henzilâtı matine Bugün SARAY Sinemasında sını dinleyiniz. İlâveten: MİKEY MAVS'un gö bir filmi. Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine “İprac,, 1, de Flers'in “Yeşil üniforma. El TAKVİMDEN (S7BiR YAPRAK Bir Sanatkâra Mersiye Yazan: ULUNAY ir bi hafta eve telerei alana Jarı iki satırlık lek bir baz ver verdiler: “Tanmmış artistlerden Victor Boucher (Viktor Buşe) vefat etmiştir, Sanatini bütün cihana ix mtiaran bu büyük ertistin beynelmilel bir şöhreti vardı; genç denebilecek bir yaşta sanat âlemini öksüz barak ması acmacık bir hâdisedir. Victor Boncher temsillarinde yalnız Fransız kültürünün “beyanı vasrtası,, değil- di, Kendinde bütün insanlığı kavrıyan bir görüş kabiliyeti vardı, O bu gö- rüşt incelikle, zekâ ile, itidal ile mes cederek bütün Insanlar: alâkalandıra- cak bir şekle sokar ve bunun için hü” neri dar hadutları aşarak sanat se- masına doğru bir yunar dağ gibi fe- veran ederdi, Bu büyük artisti Boardet'nin “Frle- sr gibi çetin eserlerde gördüm; het oynadığı rolde birbirinden üstündü, Sinema #lemi Boucher'ye Mkayt ka. lamazdı. Bir çok Filmler çevirdi. Pram- | #e filmleri, bir kaç firma müstesna, mevra ve setlatlere ehemmiyet We- “Hayatımı bi sanetkârlarla ihata edilen Boacher ye doyum olmazdı. Her roll iyi yapan t bilhassa sarhoş rolünde eman , Hattâ bumu kendisi de bir gar reteciye itiraf etmiştir: “Tatk sarboşa. bayılırım, Bazan pazar günleri sokak t3 kendi kendine konuşup giden bip ayyaşın arkasına takılıp onu dinlemek, için saatlerce yürüdüğüm olar!, Artist sanat “hayatına İlk “Nono,, piyesiyle başladı, Burada ya» rattığı Jak rolüne öyle kuvvetli bi sahsiyet verdi ki sanki eser onun İçim yazılmış gibi oldu. Saşa Oltri bu vol içim şöyle söylüyor: “Boucber'yi bu rolde gördüğüm ve işittiğim zaman dinine “beka (arkadaşlarını bir” adam MÜjde!... Müjde!... Müjde! 3 AHBAB ÇAVUŞLAR (ARŞAK PALÂBIYIKYAN) Bugüne kadar gördüğümüz en eğlenceli ve en büyük filmleri olan ALTIN ARAYICILARI İPEK sinemasına geliyorlar. VA amm an Aİ SÜMER Sinemasında Senenin en şayanı hayret ve beklenmemiş vak'alarla dolu... Bir Muamma... Bir Esrar. Ve bir teknik harikası olan GÖRÜNMEYEN KADIN Filmini mutlaka görünüz. Baş Rollerdö Virginia Bruce - Hissedilmeyen buse... Heyecan uyandıran bir derağuş... Bugün #aat 11 de tenzilâtlı matine John Barrymore BALIKÇININ KARISI Sinemasında görünüz, zamanımızın KAROSUSU BENJAMİNO GİGLİ'yi Napoli'nin sihramiz manzaraları arasında çevrilmiş SEVDİĞİM KADIN Filminde teganni ettiği “ROMEO - JULJİETTE” “L'ARLESİ "MARİA,, Napolitaine roman ilmemiş renkli vügün Pazar sapt 14 de Feriköy meni kilisesinde yapılacağı ilân kei vi “Ruki 9