23 Temmuz 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

23 Temmuz 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— — 23-7.941 TAN... 489 mek (28) rg, 780 .“ & ay Dünyanın Siyasi Manzarası ı merika hariciye müsteşarı" eni Alman pilini hakkındaki sözleriyle muhtemel eda bir münasebet kündür. Brenner mü- mektedir. Donyunn Hiz 0 rinde harekete geçmek üzere oldu- ğu rievzna bahsedilmectedir. Alman Plânı: ondradan gelen bir habere göre, Amerika hariciye müsteşarı Welles o Avrupada müstakil kalan devletlerden bir kısmına taarruz için hazırlanan Alman plânı hakkında malümat aldığımı dün akşam ifşa etmiş fakat kimlerin taarruza uğraya. caklarını söylememiştir Doğruluğuna inanamadığımız. bu haber ile muhtemel Bren- ner mülükatı arasında zihin kendiliğinden bir münasebet te- sis ediyor ve söyle bir muhake- me yürütüyor: Almanya Rusyada bir yıldı. rım harbi yapamamış, isgal et- tiği arazide ümit ettiği ve şid- detle muhtaç olduğu yiyecek stoklarmı eline geçireme: il Alman ordusunun Moskovay kadar gitmesi bu vaziyeti de- ğiştirmiyecektir. Kalkas petrollerine | götüren Kış bütün dehşeti ile yaklaş- maktadır Sovyet orduları bozulmaksı. sım, bugüne kadar gösterdikle- i mukavemette devam ettikle- ri #skdirde, Alman ordusunun on beş yirmi gün sonra yor- gun düşmesi ve taarruz kabili- yetinin azalması muhtemel gö- rülebilir Neticede, buğday ve petrol «lde etmek için harbeden Al ordusu, bunları bulamadık. tan baska milyonlarca ton pet- rol sarfetmiş olacaktır, İşte böyle hir vaziyet Alman ordusunu, Sovyet cephesinde tedafül bir vaziyele geçerek, tekrar Suriye, İrak, İran ve başka bir yoldan Kafkas istika- metinde, yahut Mısır veya Ce- helitarık istikametinde hareke- te sevkedebilir. Fakat Alman ordusunu, bir kısmını başka bir cepheye gön- dermesi ve şark cephesinde te- dafüi bir vaziyette kalması, Sovyet ordusunun muvaffaki- yetli bir taarruza geçmesine se bep olur. Sulh Taarruzu: ma ondra radyosu beynelmilel siyasi vaziyeti çok şid- detle alâkadar eden bir haber vermiştir. Bu habere göre, Al- manyanın bitaraf bir devlet © — oradaki 1400 Ke, 1 sena 2N00 Kr, NE BEDELİ le Ecne Esi ion Ke. 109 400 kr. 3 Ay 9 160 . 1 Ay manı geldiğini ve Almanya ile İngilterenin arasını lâzım geldiğini söylemiştir. Almanyanın Sovyetlere karşı harp açarken, İngilterenin ve Amerikanın semp; kaza nacağını tmit ettiği ve bazı mu: vaffakıyetler kazandıktan son- ra, bu devletlerle, Sovyetler Birliğinin zararına, hir anlasma temini maksadiyle sulh teklifin. de bulunacağı tahmin ediliyor- du. Son günlerde Almanyanın bir sulh*teklifi yapacağı hakkında cıkan ve salâhiyettar İngiliz ve Amerikan devlet adamları tara fından enerjik bir surette tek- rip edilen savinlar, bu tahmin- leri teyit etmisti Bugün de, ba Alman elcisi- nin yantığı bildirilen bu teşeh- büs -cğer doğru ise. Almanva- nın bu niyeti hakkımda hiç bir şüphe bırakmamaktadır. Fikrimizce hu tesebbüs, manyanın sark cephesinde - duğu neticeyi umduğu süratle elde edemediğini ömeti dir. Bugünkü şartlara gi teşebbüsün o muvaffakiyet mali, yok denecek kadar azdır. Bunun muhtelif | sebepleri vardır: © İnçiliz ve Amerikan dev. let adamları; “Bugünkü Alman zimamdarları ile konusmıyacak. larını” bir cok r kat'iyet le söylemişlerdir. © Roosevelt parlâmentoya dünkü mesajında, Nazi tehlike. sinin bir sene evvelkinden da- ha büyük olduğunu ve Rolivva hadisesini kastederek, Nazilerin Amerika devletlerinin arasına soğukluk sokmak beyan etmiştir. istediklerini harhe devam etmek rit mitareke ve sulh yapı taahhütlerini ihtiva eden bir ittifak imzalanmıstır. İ © Fakat bütün bunların bep-! sinden mühim olarak, bu anlas- mayı imkânsız kılan en es bir sebep vardır: Almany: Avrupa üzerindeki si sadi ve askeri iddiası ile İngiltere ve Ameri kanın menfaatlerinin telif e lememesi. Almanyanın, bu iddialarında rar eğerek harbe devam ettiği takdirde kendisine Sovyetler Birliği zararı tavi bulunulması sartivle iseali altın daki Avruna memleketleri hak. kındaki taleplerinin bir kısmın- derecede da, İngiltere ve Amerikanın Al man taleplerini fletilmis seklinde dahi mesi de imkânsız & Bolsevikliğe karsı cihadı mm. kaddes havri altında yap cak hir Alman sulh taarruzu- nun İngilterede ve Amerikada bir takım taraftarlar bulması bazı mahafili memnun etmesi ve bilhassa Amerikada infir cıların Roosevelt aleyhindeki propagandalarını siddetlendir- mesi muhtemeldir Fakat, bütün bunlara rağmen bu veni taarrızım da, bundan evvelkiler gihi neticesiz kalma» sı muhtemeldir. Japonyada. | esime gelen bir habere göre Japonyada umumi seferberliğin o tamamlanmasına (Arkası 4 ünelide! ÇOK ELEME. yaz kücücük kabarcıklar peyda Terlemek insan icin Tüzumlu - dur, faydaldır. Fakat fazla ter- lemek de insanı haylice rahatsız eder. Teri azaltınıya çare arar. Çok terlemek, bazan mikroplu yahut mikropsuz olmakla bera- ber vücudün umumi bir hastalı. ğımdan ileri gelir, Grip hastalı Rında, mide bozukluğunda oldu- ğu gibi. O vakit ter insanı ra- hatsız etse de hastalığın geçmesi için lüzumludur. bütün vüöcudün, yahu » bir tarafı cok terler, öteki iç terlemez O vakit bir sinir ha 'alıkları mü. tehassısına görünme”: iyi olur... Kimisind. ötün vücut cok teler. Ekser çok terlemeğe baslamadan ice vücudün her tarafına iğneler batıyor gibi olur, | boğaz sıkışır, ruha sıkmtı basar. Sonra vücudün her tarafını" ter kaplar; alında, saçların dibinde; Boltu kaltlarında, bacak araların- da daha ziyade... Ter kuruduktan sanan Ba cildin üzerinde beyaz be' Bazılarında olur... Böyle bütün vücudün ter- lemesi ne kadar sıkıntılı olduğu” nu bilhassa şişmanlar pek iyi bi. Tirler. Bütün vücudün çok terlemesi bereket versin, epeyce nadirdir. Çok terlemek, daha ziyade yer yer olur. En ziyade koltuk altlarında. Bu hal mahcup insanlarda çok - tur. Sıkılacağı bir yere gidince İ- ki koltuğunun altından ter sizde” ı hisseder. Avuçlarının içinden çok terli. yenler de haylice coktur. Onlar| bütün yıl çok terlerler, fakat yaz mevsiminde ter daha arlar,. El leri çok terlediğinden dolayı san- at değiştirmeğe mecbur olanlar bile dir. Ayakların altından cok terle » mek daha zahmetli olur. Ayak - lar, bir taraftan bütün vücudün ağırlığını taşıdığından, bir ta - raftan da çoraplarla ve ayakla bılarla kapalı kaldığından çok bulmaları | tam hâkimiyet | © tta | < alı CI; undan evvelki Fatih Mehmedin şehzade- leri di RE 1 gitmemesi lâzım - at İbrahim Paşa sareyı - muhtesem gecmeden nın, için; düğünlerin, en. N isi ve belki de)”: sonunc! zuumuza faydası vr ın r Fâtih Sültan Mehmet” Sırbi tan ve Macaristen seferinden © döndükten tertip ett tünde. sehzade ri Beyazıt Mustafa r Padisah üğün saravarı halkı ile) & t gibi yurdun her ta- an beyleri, âlimleri, snirle kadıları ve hleri düğüne tetti, Şu h Yeraltı Yemek Trenleri Jondra halkının uzun müd. det kalmak üzere gece- leri yeraltı tren istasyonlarma yerleştiklerini gören Londra va lisi ve tren kumanyası müdü- rü bu halkı doyurmak icin ça- reler düşünmeğe baslamışlar - dır. Bizim tünelin 20 defa büyüğü olan bu tarafında halk v serdiği buttahiyeler üzerine yayılmıs- or. Ve simdi Londra valisi ve iren kumpanyasının kararı tİze- rine her gece 7 ton yiyecek ile dolu altı tren bu istasyonlara uğrar ve halka yiyecek içecek getir Tutulan İstatistikler göster » stir ki bir göcede sığmak va- rifesini gören bir tren İstasyo- nunda 30.000 #rancala, 21.000 si mit yenilmekte, 52.000 kilo süt ektedir. Bu ternin getirdi- ği yiyecekler arasmda syni 7a- manda çorba, sucuk da var- dır. Bütün bu yiyecekler belediye tarafından acılan ve icinde 1000 kadın isletilen hususi bir lokan tadan gelmekte ve halka gayet ucuz bir fiyata verilmektedir. Yukarıki resimde trene ko - nulmak üzere yiyecekleri pa- ketlere yerleştiren (kadınları görüyoruz. daha * Trenlerde Doğ Etme; Ş zanranarda Alman de- nizaltılarnın o mutattan fazla miktarda (İngiliz ticaret gemisi batırmış olması İngiliz makamlarının dikkat nazerım çekmiştir. Bu iste bir kurt ve- niği sezen vekâleMler tahkikata baslarmslardır. E'de ettikleri netice südür: Gösterilen bütün takavvuz ve terleyince, yürümek giiçleşir. itivada rağmen memleket dehi- seçme sin: Padişah | Muradın Sus çadırda mul suretle Rdirmede si lardan muazzam bir sule gelmişti. Mehmset babası İkinci yaptırmış olduğu Sa 1 büyütmüş, muhtesem bir haline getirmişti. Bu sa evm Edirnenin Sarayici dir yazlık otenezzüh Tunca ve Mericin Üs- linde güzel bah. ki kalabalık Fatih sy ay 6) ” ida burası idi Bursda padi »irtaht k uldu padi bu taht memleketi etrafına toplayarak düğünün çılışma bunların huzuriyle baş- ladı Bu âlimler arasında en seçkin- eri olmak üzere padişahin hoca- Hayrettin Etendi sağında ve 4g eN İlinde besine' kol mensuplarının kökü temizlenmemistir. O Bun- lar bilhassa sahil ile Londra a- rasında işliyen trenlerde İste- üğün azımızda İ e oerimepmer YAZAN A a, Y. Mimar S. ÇETİNTAŞ hin şahsina mah| * Şimdi yerinde yeller esen Edirne sarayından bir görünüş İbrahim Pş. Sarayı Ve içinde Yapılan D — 00 ler İkinci Murat anında İrandan gelmiş olan Ali Tusi solunda yer almışlardı. Padişahın tam karşi- sında da fetihden sonr» İstan- bula ilk defa kadı tayi odilmiş olan meshur âlim Hizir Sey İle rine padisahin hekim. rinden krullah Mehmet Celebi b yordu. Bünlerin riyaset ve i si altında yurdun bütün belli şı ülemasından mürekkep çok iyetli bir ilim heyeti top- ün ilk an başa bu heyetin telif mevzular üzerinde ilmi nüsahabe ve münakaşaları ile geçirildi. * * dişahın huzurunda cereyan eden bu zengin ve yüksek ilmi. müsahabe ve münakaşaara son verildiği zaman davetli olan yi KLM dikleri malüimatı toplamakta » dırlar. Zira seferden gelen gemilerin mürettebatı izinli olarak evleri- bu heyet azasına gümüş tepsileri | ile beraber şekerlemeler, ve mey| ve şkerlemeleri dolu kutular ik-| ram edildi, altından yapılmıs eş-| yalar, kiymetli elbiseler kürkler hediye edilerek düğünün birinci gününe nihayet verildi. Bütün Türk hâkanları gibi Fa- tih de böyle ilmi toplantılara ve bu toplantılardaki müsababe ve münakaşalara fevkalâde ehemmi yet verirdi. Nitekim bir gün uzak diyardan gelmiş bir Arap âlimi Padişahın huzurunda Türk üleması ile gi- riştiği bir ilmi münakaşada mev. cut Ülemayı fena halde sıkıştır- muştı, Arabın bu galebe ve ta- hakkümü Fatihin çok canımı sık- miş, nihayet Hızır Beyi huzuru- na a Arapla tutuştur- muşt Bidâyeti inde askeri kıyafeti karşısına çıkarılan bu zatın he nüz otuz yaşlarında olduğu için gençliği ve kıyafeti ile istihzalara başlıyan bu Arap âlimini Hızır Bey mevzuubahs meseleler üze- rinde ilzam ettikten sonra, biz-| zat kendisinin açtığı ilmi mev- zular karşısında Arap Alimini ce vap vermekten âciz bir hale geti. rerek padişahın yüksek taltif ve teveccühüne mazhar olmuştu. Simdi de Fatihin bu düğünün ilk gününü ülemaya ve ilmi mü- sahabelere tahsis etmekle Fatih üniversitesi kurucusunun o ilme ne kadar kıymet vermiş olduğu. nu bir daha öğrenmiş oluyoruz. Düğünün ikinci günü Padişah seyhleri etrafına toplatarak bir gün evvelki gibi onlara da ken- di sahalarında müsahabe ve mü. hakasalar yaptırarak ayni şekil de izaz ve ikramla huzurundan çekilmelerine müsaade etti, Düğünün ücüncü günü artık eğlenceler baslamıstı, Akşama kadar muhtelif silâh oyun ve mü sabaksları, koşu ve binicilik mü- sabakaları, ok atma ve sair spor hareketleri ile eğlenildi. Dördüncü gün düğünün son gü nü idi, ün halka ve fıkars- ıldı, vezirler ve hü- kümetin yüksek memurları sad- razam başta olmak üzere Padisa- ka düğün hediyeleri sundular, ve düğün de nihayet bulmuş ol. le Dy bu düğünden sonraki sürü hümayunlar yâni Padişah ve Sultan düğünleri sırası ile İstan- buldaki at meydanı sarayında tipodrumda) pa edecektir. * İkinci Beyazıt (895 - 1490) ta- rihinde Edirnedeki meşhur binalarını yâni Tunca kenarında. ki cami, hastahate tip medrese- si, imâret, mumhane, köprü ve de ğirmenden ibaret mâmuresini yap tırırken diğer taraftan İstanbul da da muazzam bir düğün ha- zırlamakta idi, bu düğünde padi- sah üç kızını birden evlendire - cekti Bu kızardan birisini Uzun Ha. sanın oğlu olup Fatihe damat bu- lunan Uğurlu Mehmet Paşanın oğlu Ahmet Beye, ikinci kızı ve- ziriâzam Davut Paşanın oğlu (Arkası 4 üncü sayfada) ne dönerken bir çok defeler trende seyahat etmektedirler. Üzerlerinde beyaz üniformala. riyle tren kompartimanlarında lirir belirmez, halk coşmakta, vatan müdafaasında oynadık- İan büyük rolden ne kadar memnun olduklarını gemici va tandaşlarına göstermek istemek tedirler. Orta yaşlı bir kadın — Evlâ- dım, ne taraflardan geliyorsu- nuz, böyle, bak hep yüzünüz de yanmış. Başındaki şapkasından oAsor gemisine mensup olduğu anlaşı- lan bir gemici — Biz İzlanda açıklarından dolaşarak Ameri- kadan geliyoruz, tevz&. Diğer yaşlı bir kadın atılır: — Amerikadan mı, ne uzek yer yahu.. Bari izinli ne kadar kalacaksınız? — On gün kadar.. Sonra Liverpool'dan kalkıp Mısıra gi- deceğiz. — Bravo evlâtlar, aslan gibisi niz, maşallah... Diğer bir köşede bir kaç bah- riyeli konuşurar: — Yahu Jim'e yazık oldu Simdi nişanlısına ne diyeceği Bir meraklı bay lâfa karışı yor: — Hiç hücuma uğradınız mı yolda? ” — Üç defa.. Ama sonuncu- $u hepsinden beterdi, gemide- ki mühimmatın hepsini bitir - dik. Artık son kurşunları kul- İaniyorduk ki birdnbire çekil diler.. Biraz daha kalsalardı ha- limiz haraptı. Tam 12 tayyare bizim gibi 7000 tonluk bir g8- miye saldırırsa ne olur? Zaten mühimmat nâmına neyimiz var ki... Önde 14 lük, arkada 25 lik bir top. Bir de yan taraf- lardaki mitralyözler... Hakla - rından iyi geldik bile. Artık kendi topraklarında o toprağın insanları olan gemici- ler büyük bir şevkle macerala- rmı anlatırken bir kenarda si yah gözlüklü bir yolcu sessiz Sessiz gazetesini okumaktadır. Lozan ve Yeni Türkiye Yazan: Sabiha SERTEL irmi yedi senelik bir tarih- tir. 19M Tesrinevvelinde Almanya beraber harbe gi- İren, 1918 de Almanya ile bera İ ber mağlâp olan, 1920 Ağusto- sunda Sevr muahedesini imzala- yan, yine 1920 de istiklâl savası- ha giren, 1922 Tesrinevvelinde Mudanya mütarekesini, 1923 Temmurunda Lozan anlaşma sını imzalayan Türkiyenin ia. rihi, Bu 27 senelik tarih, Türkiye: nin bir devri kapayıp, yeni bir devre girişinin dönüm noktası- dır. Sevr muahedesi, çürümüş bir Osmanlı İmparatorluğunun ve bunun etrafına toplanan grü- İ pun menfaatlerini korumak mak- sadiyle yupılmış bir esaret vesi- kası idi. Bu vesikayı, yegüne kur tuluş çaresi diye millete wratan imparatorluk, hürriyet ve İi Iâlinden'bir santim fedakârlık yapmıyan Türk milletinin demir eliyle yıkılıp gitti. Mustafa Ke- malin hürriyet ve kurtuluş sa- vaşma iştirak eden bu millet, kurtulus şuuruna sahip bir mil. letin en keskin imtihanmdan başkumandanın, bütün bir.mil. Tet olan ordusu, ayni zamanda yeni bir devletih temellerini kus ran bir inkilâp ordusu idi. İm- paratorlukla beraher, mazinin bütün köhne telâkkilerini, kuru- luşunu kökünden sarsan istiklâl harbi ve bunu takip eden inki- lâplar, 27 senelik bir tarihin ye" ni bir merhalesidir. İktisaden Avrupa emperyaliz« minin boyunduruğu altma giren; İ kanitülâsvonlar ile yarım bir müstemleke olmayı kabul eden zilmre istipdadiyle halk ve köy- lü esaretini yaşatan imparator- luk, saravın tepesinde sallanan bayrağı, istiklâl sembolü olarak tanıyacak kadar gafildi. İstiklâl, ne bayrak, ne de tops rak hudutlarını çizen sınırdır; Hür ve müstakil yaşıyan mille. istiklâl sembolü, iktisadi iyetidir. E£er bayrak, bu va: zifeye kâfi olsaydı, Tumus emiri- nin sarayında sallanan bayrak da; bu müstemleke devletinin değil, müstakil devletin sembolü olabi. lirdi. İstiklâl savasına giren; Sevr'i yırtıp Lozan muahedesini ime zalavan Türk milletinin, Le zan'da bu milleti temsil eder İsmet İnönü'nün istiklâl şiarı da, bu iktisadi hükimiyet siarı idi, Bunun içindir ki, Sevr muah& desi yırtıldı. Galip devletlerir sulh masasında Lozan mua hedesi imzalandı. İsmet İnönü Lozan'dan yeni Türk mille tine bir kurtuluşun beratını ge tirdi. Kapitülâsyonlar tarihi bir efsane oldu İmparatorluk, salta nat, hilâfet, bunlara tâbi içtima müesseseler birer birer yıkıldı sanayileşmeyi, teknik, kültürel sosyal terakkileri birinci plâna a lan, şiarı; halkçılık, inkilâpcılık ik, et letin bünyesi, yepyeni esaslarla kuruldu. Bu starlar esas teşkilâf kanununa gecti. Lozan muahedesinin yıldö nümünü kutluladığımız bu gün felâket içersinde bırakan bir har hin icindeyiz. Devlet bünyelerini esasından yıkmak, hürriyet ve is tiklâlle: i, iktisadi, bütün hâkimiyetleri tarumar etmek i cin acılan bu harp, sınırımızdat içeriye girmemisse bile, sınırlar rımızın önüne gelm Bir tayfun gibi eski sahalarda ki gemileri dairesi içine çeken harp tayfunu Türkiyeyi hariçti bırakacak mıdır? Kat'iyetle hük: medem: Fakat eğer, bu hür. riyet ve istiklâli müdafaa İçi harbe girmek bir gün zarurej olursa, yeni Türk devletinin bün, vesi, bu müdafasnın esas temeli ni teskil eden, Sevr'i yırtan Le zan'ı imzalayan bir milletiz vereceği karar, teslimiyet ola maz. Anti - siyasetle iktisadi hökimi esasları üzerine kurulan devl müdafaa edeceği vegâne esas da hu iktisadi hâkimiyet ve hürriye siarıdır. Lozan, bu (şiarlarr heratıdır. —— İşte bu adam ilk fırsatta otu rup düşman hatlarına şu rapor veriri “Asor vapuru bundan on gün #or ea yani syn 30 unda Liverpool manından Mistra hareket edecekti Geminin ön tarafında bir 14 Wi arkada 25 ik top vardır. Yan is raflarda bir kaç mitrelyöz meveni tur, Geminin ne yükliyeseğini 14 verpool tarassutumuzdan sorra bildirileceletir.., İşte simdi İngiliz babr've w dahilive nezaretleri halkı trer lerde bu gibi bosboğazlık Yaf mamağa davi etmektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: