28 Haziran 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

28 Haziran 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28-6-941 TAN Adres değiştir. 1400 Kr, 1 sene mek (28) Korg 700 SAy ğ ünyanın — Sovyet - Alman harbi şim - dilik şimal bölgesinde daha ziysde cephesinde in Jehize 0- 2 — “Sovyet Harleiye Komi- vwyetlerie İngil- m. Za seri Liteinof'un ceği bildirilmektedir. #asen beklenmekteydi. ii Sövyellerle Amerika ve İn- dünya meseleleri üzerinde ma anlaşabilirler. Yalnız bir Polonya meselesi biraz güçlük ıkarabilir. Harbin İnkişafı: Govyet - Alman'harbi, şim- dilik, şimal bölgesinde Sovyetlerin lehine olarak inki - şaf etmekte bulunduğu anlaşı - yor. Sovyet hava kuvvetlerinin Ploşti petrol o sahalarını ve petrol tasfiyehanelerini müessir bir surette bombardıman etme- im ehemmiyeti haiz bir hâdise- Finlandanın ve Macaristanın fiilen harbe iştirakleri, Alman- © Yayı askeri ve stratejik bakım- lardan kuvvetlendirmiş oluyor. İtalyanın ve Ispanyanın hare- ketleri, daha ziyade senbolik mahiyette görülmektedir. Ispanyanm, Almanyaya gönül Tü göndermek kararını vermekle beraber, İngiltereden çekindiği için, harp dışı vaziyetini muha- faza ettiği lıyor, Isveç hükümetinin şimendi - Hİ Sinrindr Alman aşkerlerinin — geçmesine müsaade etmesi In - giltere hükümeti tarafından takbih edilmişti Ingiliz resmi mahafili, Alman tazyikine karşı bu zayıf muka - vemetin Isveçi daha feci mare- Yalara sürükliyeceğinden €ndi- şe etmektedirli Ayni mahafil, Finlandanın Sov- yetlere karşı harbe girmeleriyle, kendi istiklâllerini — tehlikeye koyduğu mülöhazasındadırlar, Karşılıklı Anlaşma: iki Hariciye Komiseri Müs yö Litvinofun, Sovyetler le İngiltere ve Amerika arasın- daki münasebetlerin tedvirine memur edileceği Hldirilmekte- dir, Bu haber henüz resmen te - eyyüt etmemekle beraber, Sov- yet - Alman ademi tecavüz pak- tı imzalanıcıya kadar Sovyet - lerle İngiltere arasında Alman taarruzuna karşı bir anlaşma ği temini maksadiyle ciddi gayretler sarfeden Litvi - nofun böyle bir vazifeye tayi - ni beklenmekte idi. Sovyetlerle Ingiltere ve Ame- Tika arasında iki senelik bir in- kıta devresinden sonra tekrar kurulmıya başlıyan münasebet - lerin, sadece iki tarafın birbir - lerine askeri yardımlarına inhi- sar etmemesi gayet tabiidir. Hattâ zannediyoruz ki, Ingil- tere ve Amerika hükümetleri bu yardımın tam ve anlaşmanın samimi ve devamlı esaslara İs - tinat edebilmesi için, harpten Sonraki vaziyet üzerinde de Sov yetler birliği hükümeti ile mu - tabık kalmak istiyecekler ve bel ki de bu esasları, dünya hâki - miyet ve esaretini temine çalı - Şan Nazi, harp ve sulh gayeleri olarak bü tün dünyaya ilin edeceklerdir. | Afyon, Balıkesir, Bursa, Zongul Mugiltere hükümüeti, Polon- Yanın beyaz Ruslarla meskün 0- lan kısımlarının Sovyetlere aidi- | yetini vaktiyle kabul etmiş ol - duğu ve rabya esasen Rus- Yanın bir par bulunduğu için bu meseleler üzerinde de kolay <a anlaşmak mümkün olacağı tahmin edilebilir, Yalnız Sikors- ki hükümetinin Polonya mese - lesinde bazı güçlükler çıkarması mümkündür. Sovyetlerin, Finiz 'dada ken- di emniyetlerini kor: zacak ted- birleri ve garantileri aldıktan sonra, bu memleketin istikliline ve toprak bül <Tüğüne münafi taleplerde bu . -mıyacakları âşi | Rejim Zıddiyeti: , dynberisin hükümetinin memekte wrar ve bu yüz- Sevyetleri Almanlarla ade- ABONE BED me karsı müttefiklerin | bulunan otomatik tesisatlara ilâ- Ecnebi, |Türi Ecmel 2000 400 Kr, 3 Ay or, 0000 , ' 150 , TAy 100. mi tecavüz paktı yapmıya mec bur ettiği ve takriben bir sene- denberi fiilen Sovyetler birliği cünfiasuna dahil olan üç Baltık devletinin, mukadderatları da, bu memleketlerde yapılacak ple ie tayin ve deyit edilebi - lir. Milletlerin o mukadderatlarını bizzat tayin etmeleri prensibini kabul eden ve plebisitin vereco- ği neticeden emin olduğu hisüe- dilen Sovyetler Birliği hükâ - metinin, buna İtiraz edeceği zan hedilemez, Bugün bilfiil Alman işgali al tında bulunan diğer AAvru; ve Balkan devletlerinin yı den istiklâllerine ve mülki ta lin mamiyetlerine kavuşmaları me- selesi hakkında, , Sovyetlerle In- giltere ve Ani a hükümetleri arasında hiçbir ihtilâfın çıkaca- ğn düşünülemez, Muhakaktır ki, Sovyetler Bir- liği ile Ingiltere ve bilhassa A- merika arasındaki en esaslı ih - Glâf ve bu devletlerin rejimle - rinin başkalığından ileri gelmek tedir . Bugün anlaşılan ve tatbik edi Jen mânasında demokrasi reji mi ile komünist rejimi arasında şüphesiz büyük hir zıddiyet mevcuttur, Ancak bazı vaziyetler, bu zid- diyeti - hiç olmazsa muvakkaten ve kısmen » telif edebilecek kuv vettedirler: 1 — Bugünkü şartlar içinde Nazizm, hem demokrasinin.hem de komünizmin düşmanıdır, Sov yetler 1939 ağüstosma kadar, Mmemlekellerin içinde, Nazilere düşman olan bütün kuvvetler - den; sosyalistlerden, demokrat- lardan, komünistlerden, hattâ katoliklerden mürekkep müşte- rek ve müttehit bir halk cep - hesi kurmak; beynelmilel saha- da da müşterek bir emniyet si - yasetini müdafaa etmek suretiy İe bü gayenin tahakkukuna gay ret etmislerdir. 7 — Rus komünist partisi, da- imi ihtilâl istiyen ve diğer mem- leketlerde komünizm teessüs et- medikçe Rusyada komünizmin teessüs edemi; ii kanaatinde olan Trofsky ve taraftarlarının iddinlarının hilâfına olarak, Rus yanm kendi vasıta ve imikânla- riyle komünizmi tesis edebilece gi esasını kabul etmiş ve devlet plânları buna göre hazırlanmış, Sovyetler Birliği hükümeti de daha ziyade milli bir siyaset ta- kip etmiye başlamış ve diğer memleketlerde komünist tahri » kâtı yapmaktan vazseçmistir. Bu hâdiseler, bilhassa Ingil - terede harpten sonra tecessüs €- decek nizamın sosyalist esaslara istinat edeceğinin en salâbiyet- tar devletin gol tarafın - dan bircok defalar beyan olun- duğu hâğisesini de ilâve edecek olursak - Nazi tehlikesi dev: ettiği müd-tce muhakkak rak - Sovyetlerle demokrasi dev etlerinin «ıkı hir surette is bir- liği yapmaları lüzumu meydana kar i M. ANTEN Otomatik Telefon Tesisatı Yeniden On Bir Vilâyette Yapılacak Ankara, 27 (TAN Muhabirin- den) — Posta, telgraf ve tele - fon umum müdürlüğü memle - kette otomatik telefon tesisatı yapmak ve mevcut şebekeleri tev si etmek bakımından hazırladığı proje mucibince çalışmalarına de vam etmektedir. Hâlen faaliyette veten Adana, Mersin, Kayseri, dak, Adapazarı, Çekirge, Kozlu ve İzmitte otomatik telefon te - İ sisatı yapmıya karar vermiştir. Bu vilâyetlere ait otomatik te - lefon tesisatı plânları hazırlanmış tır. Bu on bir mıntakada yapıla- cak telefon şebekeleri o mta kanın ihtiyacını karşılıyacak bir halde bulunacaktır. Bu tesisler için lâzım olan mal eme, alât ve edevat Macarista- na sipariş edilmiştir. Önümüz - deki aylar içinde bu şebekelere| sit makinelerin. memleketimize geleceği ve derhal faaliyete ge - çilerek şebekelerin en kısa za * manda tesisine çalışılacağı bildi- ilmektedir. Ti taraftan Istanbul, Anka Ta telefon şebekesinin tevsii ve diğer vilâyetlerden bazılarının bu şebekeye ithal inek için lâzım olan malzemede İngiltereye 1s - marlanmış bulunmaktadır. Bu malzemenin pek yakında gelece- ği anlaşılmaktadır LT Haftanın şakaşı Bütün göre resmi tebliğine göre, Alman askerleri taarruza kalkmadan evvel, votka iciyor- Tm Biz buna benzer bir ha- son İtalvan . Yunan har. © sıralarında da duymustuk. O zaman da, Yunan tebliğleri. ta- arruza gecen n asker- lerine şarap içirildiğini iddia €- diyordu. Maamafih. müharebe- içkiden istifade edilmesi, Fa. $istler tarafından yeni kesfolun- muş bir usul değildir. Tarih es- ki Romalıların da, hücuma kalk madan evvel, ayni sekilde hare. ket ettiklerini vazıyor.Napolyon kar fırtınalari altinda Moskova Yolculuğuna çıkardiğı ordusunu soğuktan korumak icin, asker- lerine bol bol konyak dağıtır Mis, Bu eski usulün doğurabileceği neticslerden birisi de. muhare- beyi aksamcılara sevdirmek ol sa gerek... Hattâ, kimbilir, bel ki de, cepheye gitmeye gönüllü oldukları bidirien İsmanyollar a. rasında, votka ziyafetine imre- menler de vardir. Fakat insanin bu kanlı ziyafete kosabitmesi i- çin, içkiyi, daha delicesine sevebilmesi lâ- zım: Çünkü hesapta, cepheye gi. div de, votka yerine, ecel şerbe- ti icmek de var., Bu havadis, bana, pek sevdi- şe bir Bektaşi fıkrası hatırlat. yi “Camide vaaz veren imam, iç kinin haram olduğundan bahse. diyor ve: “— Yarın, diyormuş, ahrette, ayyaşların devirdikleri koca ko. ca binlikler, ceza olarak, boyun- larma asılacak!” Dinlesiciler arasında bulunan bir Bektaşi, dayanamayıp $or- mu Şişeler boş mu: yoksado. lu mu olacak hocam?” Hora, kendisini iyice hiddet- lendiren bü suale şu cevabı ver. mi “— Dolu olacak!” O zaman Bektaşi, bu cevabın hiddetle verildiğini anlamamaz. liktan gelerek, gülmüş, ve: “— Oh, oh. Paulina Asipenko Anlatıyor yes harbinden sonra ilk defa olarak gelecek harp te en büyük rolü tayyarelerin oyniyacağını sezen devletlerden biri de Sovyetlerdir. Bu saha- da bi çok ilerlemeler yapmış 0- lan Sovvetlerin en meşhur aske. ri kadın pilotu hasıl tayyareci olduğunu şöyle anlatıyor: üyüyünce bir tayyareci 0- lacağım, çocukluğumda hiç ak- lımdan geçmemişti. Kümes hayvanatı yetiştirme kursuna altı ay devam etmek ü- zere Kiev'e gönderilmiştim. İlk derslerden sonra bünün güc bir iş olduğunu gördüm. Arki Yedinci sınıf me- zunuydular, ben ise ikinci sınıf. tan ötesini okuyamamıştım, Ge. riye dönsem hayatımın sonuna kadar cahil kalacaktım, Geceyi gündüze katarak calıstım ve al taneli ayın sonunda diğer arka- daşlarımla beraber mezun ol- dum. Bundan sonra Ukranvada Ber diansk eyaletindeki kollektif ciftliğe, burada kümes hayvana. &ı yetiştirme sistemini organize elmek icin gönderildim. Meğer İstikbalim burada taay- yün edecekmiş!.. Bir yaz günü elftliğin üzerinde iki tavvare be lirdi, Motörlerin sesi çiftlikteki hayvanların sesini coktan bastır mıştı, Parmaklıklara dayanmış hayretle bu kanatlı makineleri seyrediyordum. Fakat birdenbi- reme odu?.. İmkânı yok... Yere mi iniyorlardı yoksa... Köydeki heyecanı tarif ede- mem, Herkes işini gücünü bırs- kıp tavvarenin yanına koşmus- tu. Tabil ben hepsinin başınday-. dım. Tayyarenin içinden pilotla birlikte bir de genç kadın çıkın- de ören | ii Merakım utangaçlığıma gale- be calmıştı. Heyecanla sordum: — Demek kadınlar da uçabi- irler. O mütebessim bir çehreyle ce. Yap verdi Bekri Mustafadan | di olursa, deniz banyosunu da, Akşamcıların Kulakları Çınlasın rası da yahey!” Simdi, cephelerde bol bol vot. ka, şarap İçildiğini duyan ak- samcılar da, tıpkı Bektaşi gibi gülecekler, ve: “—'Oh, oh, diyeceklerdir, de- senize, orası da yahey!” TAE Yazan: Naci Sadullah HEKİMİN Fiğ, EN “....... Birisi Şaşı Olacak! yvelki günkü Fin tebliğin- dede küçük bir hata vardı; Finlândeya yirmi Sovyet tay. yaresinin hücum ettiğini bildi. & SA) Deniz Kenarında Güneş Banyosu Güneş banyosu her verde ya- pılabilirse de, plâjda deniz ban- yosu yaparken güneş banyosunu da birlikte yapmak hot gider... alen denize girmeden vücudü küneş karşısında biraz ısıtmak İ- yi ve lüzumludur. Bu kadarına güneş banyosu denilemez, sa: icudü ısıtmak... 7 ki, güneş banyosunun kendisine mahsus kaideleri var- dır. Kısa müddetten başlıyarak, müddeti gittikçe wratmak... A- caba güneş banyosu ile deniz han. yolarını birlikte yapmak doğru mudur? İnsanın vücudü zaten sağlam gü- nes banyosunu da birleştirmek pek iyi ölür. Güneş banyosu de- niz kenarmda daha iyi tesir eder. Vücut daha çabuk kararır, deniz dası da kararma- nın faydalarına ilâve olunur. Her şey yolunda demek... Fakat bazıları deniz banyosuna tahammül ederler de, günes ban- yosuna tahammül edemezli Bazları dn aksine., Deniz banv larına tahammül ettikleri halde, güneş banyolarına tahammül ede. miyenler daha çoktur. Bilhassa küçük çocuklar... Denizde hir kaç dakika durmakla, güneş karşısın. da uzun müddet kalmanın ara- demiş, desene, o-İ sında büyük fark olduğu şüphe- — Tabii kadmlar da uçabilir. ler. (Sonradan bu kadınin bir tayyareci değil hastabakıcı ol- duğunu öğrendim.) — Korkmuyor musunuz? — Bir zerrecik bile korkmu- yorum. Pilot: — Ben Kharkov'da bir tay- yareci kadınla tanıştım; dedi. Bu son söz beni iyiden iyiye Ssersemletti. Demek bir kadın da tayyareci olabilirdi.. Ah ben de uçabilseydim.. Mademki istiyo- rum, şu halde.. Ve iste o daki- kada Ukranyanın büvük Berdi- âansk çiftliğinde . tayyareci ol- mıya karar verdim. Bizim köylü çocuklardan biri sizdir. Onun için güneş banyo- suna tahammül edemiyenlerin çokluğuna taaccüp etmemelidir. Güneş banyosuna tahammül süzlük alâmetleri de gene uygun. suzluk, uykuda çırpınma, iştah- sızlık, akşam ateşin çıkmasiyle başlar. Bunlar (o belirince güneş banyosundan vaz geçmek lâzim- dır.. Ya, bu alâmetler günes ban- yoxuna tahammülsüzlükten değil de deniz banyosuna tahammül süzlükten geliyorsa? Runu ayırt etmek de pek güç değildir... Günes banyosuna ta- bammülsüzlük daha çok olduğun dan ilkin güneş banyoların ke- sersiniz. Rahatsızlık yecerse, gü- agla ayi zararı meydana cıkar. Geçmediği halde, deniz banyolarından da vazgeçersiniz.. Böyle işlerde dikkatli insan ken- di kendinin hekimi olabilir, Zaten günes banyosundan vaz. geçmek, deniz kenarının temiz havasından da kaçmak manasi- na gelmez... Denize girmeden ön. ce «bildiğiniz kadarı kapalı- çıp- lak vücutla deniz İn, fa- kat güneşsiz bir yerde, üşümemek sartiyle, isediğiniz kadar kalabi- lirsiniz... Buna da ışik banyosu, bava hanyosu derler. Bu türlü banyonun sıcakta kimseye doku» wacağı yoktur. Işik banyosu da vücuda ferahlık verir. Sivastopol'daki tayyareci mek- tebinde okuyordu. Ona bugünün maceralarını yazdıktan sonra mektubumun sonunda: 23 ya- şındayım,, sıhhatim:. yerindedir ve genc komünistler. birliğine mensubum.. Çile rieaederim u- için buna yardım edi- niz. Diye ilâve ettim. Aldığım: cevap şuydu: “Derhal Sivastopol'a geliniz; istediğinizi yapalım!” Hemen gittim. Mektebin mü. dürüne içimi döktüm, Ona mu- hakkak tayyareci olmam icap et- tiğini, memleketimi bütün diğer erkekler gibi müdafaa etmek İs. tediğimi söyledim. Müdür kolay yumuşadı ve sıhhi muayeneden ren ve bu tayyarelerin nerele- re kadar bomba attığını, neler yaptığını uzun uzun anlatan teb. li, şu cümle ile sona eriyordu: “— Hava dafi balaryalarımız bu harekât esnasında, 21 Sovyet tayyaresi düşürmüşlerdir!” Simdi siz: “— Hücum eden tayyareler (20) tane olursa, (21) tayyare nasıl düşürülür Diyeceksiniz. Eğer bu hata. tebliği yazanların, veya başka dillere çevirenlerin dikkatsizlik lerinden doğmamışsa, o tayyare. lerden birisini düşüren ve çift gören topçu... şaşı olacak! * * Bir Mektuba Cevap Bur mecmuasina baş. vuracağına, yanlışlıkla bana hitap eden bir genç, vaz dığı mektupta “Turan” a gilmek istediğini bildiriyor ve beni de kendisiyle bersber bulunmıya çağırıyor. Fakat maalesef, onun bu arzusunu yerine getiremiye. ceğim: Pilhakika, “Turan” ne seli yerdir. Orada hayatın eğlen celi geçtiği de muhakkaktır, Fa- kat ben, oraya gitmenin ziyaret. çilere çok pahalıya mal olaca- inim: Eğer mechul muhatabim inanmazsa, bir zah- met edip, listesine bakıversi Cünkü benim bildiğime göre, “Turan” da sapmanyanin şişesi 12 bucuk İirayaymış! undan evvelki harplerde: Cep açmak” şeklinde bir tâbir vardı. Simdi öğreniyoruz ki, Sovyet hatlarında “cep” açan Alman tanklarının kendi piya- deleriyle gin kesilmiğ. Bundan da anlıyoruz ki, cep açmıya giren motörlü kıtaların deldikleri nokta, bir torba ağzı! gibi büzülüp kapatılabiliy. muş: Bu hesapça, “cep açmak” tâbirine karşılık meselâ: “ce! girmek” veya, “torbaya girmek” şeklinde veni bir askeri tâbir i- cat edilse, fena olmaz sanirim: Çünkü belli ki, eski “cep” ler de “torba” olabiliyormus! geçmemi istedi. Bütün doktorlar beni sağlam buldular. Böylece tayyare mektebinin bir talebesi olmuştum.İlk zaman ları ne kadar zahmet çektiğimi size anlatamam. Fakat, tayyare. ci olmak kararım o kadar kat'iy.. di ki, başımı hiç kitaplarımdan kaldırmadan aylarca uğraştım. Ayni zamanda hiç tahayyül etmediğim müthiş ucuşlar sey- rediyordum. Pike uçuşlar, avcı tayyarelerinin meharetleri, hep beni hayran ediyordu. Fakat a- sağı indikleri vakit tayyarönin içinden fevkelbeser bir insan de- gil, hergün gördüğüm simalar. dan biri çkıyordu. Bu müthiş ucuculurın hepsinin arkasında ayni mazi vardı. Bir fabrika ya- hut kollektif çiftlik, genç komü. nistler birliği, tayyareci mekte. bi ve parti... Bir müddet sonra ben de mun tazamen hocamın nezareti altın. da uçmuya başladım. Bir gün bir uçuş dönüşü bar va: k — Yoruldun mu? diye sordu — Hayır! — Haydi öyleyse, şimdi tek başına bir uçuş yapacaksın! Sevincime pövan yoktu, Fa- kat hislerimi belli etmeden bir asker gibi: — Pekâlâ! dedim. Bu ilk ucuşu hiç unutamıya- cağım. Sanki havalara hâkim- dim. Muvaffakıyetle uctum ve yere indim. Bundan sonra daha çok çalıştım. 1932 de buradan mezun olmuş ve askeri pilotluk okumıya gönderilmiştim Az sonra beni bir (Wing) ku- mandanlığına tavin ettiler; ve i- lerlemekte devam ettim. İhti- yari askeri pilotluk kurslarını bitirdikten sonra askeri tavya- recilik akademisine ( yazıldım. 1936 senesinde bir gün kumaân- danım bir tayyarenin tavanının sağlamlığını anlamak icin maki eyi uçurmamı istedi. 9200 met. reve yükseldik ve havada 19 da. vize durduk. Avdetimizde ku- mandanım beni tebrik etti: — Bravo, dedi, hemcinsleri- nin hepsinden cok yükseldin! Ayni zamanda paraşüt atla- maları öğrenmistim.Bir defasın. Maziye Bağlılık ve Tekâmül Nazariyesi Yazan: Sabiha SERTEL ! zan seyrinde, fiziki â. lemde olduğu | gibi, insan tâbidirler, Hareket için lâzim 0- lan şartlar mevcut müesseselerin içinden doğar. Hareket kanunlar rı bütün kâinata şamildir. Bu ka. nunlar ölçülemiyecek kadar geniş mekân içinde yıldızlar âleminin teşekkülüne hizmet eden nebula'- ların hareket ve inkişafında bu- lunduğu gibi, molecul ve atom- larin bünyesinde ve elektronla m hareketinde de mev- ktronlar protonlar bir- birine zı4, ve mütekabii surette | birbirine bağlıdırlar. Bu zıddiyet. ler içinde istihale eder, değisir, | inkişaf ederler, Hayvanlar öle minin inkişafı da zıddiyetler ve sıddiyetlerin çarpışmasiyle mey» dana gelirler; (Mevcudiyetin mu. hafuzası mücadelesi, sitasiyle tekessür | vesai san esmiyetleri de hu hâl inkişaf kanunlarına — tâbi Tekâmülün esas şartr zada Tekâmül ve inkişaf, bütün kâ- inatta, gerek tabiatta, gerek ce- miyette zıddiyetlerin çarpışmasiy le meydana gelen ve insanın dü süncesinde makes bulan hareket ve İnkişaftır. Bülün kâinatta in- kişaf, harici bir sebebin neticesi olarak meydana gelmez, hadise- lerin zatında mündemiç bir * i sadın” neticesi de eği safın meydana gelmesindeki bep, bütün esyada ve hade de bizzatihi mevcut olan zıddi yetlerdir. etler bütün k inatta mevcuttur. Dafia ve cazi be, müsbet ve menfi elektrik, kı- sımlara ayrılmak, bir kül mevd na getirmek için birleşmek, v ire, kâinatta mevcut zıddiyetlerin. ifadesidir. Tahialm ve cemiyetin. bütün hadiselerinde ve process'- lerinde, zıt, muhalif, karşılıklı diyeler, zıtların mücadelesi ve birleşmesi maddi âlemde sürer ve şuura akseder. Cemiyetler inkişaf ve seyirlerinde kökü mazide olan bi process'den geçerler, 3 Fakat bu tekâmül process her hareket yenilerine yol verir, | eski muayyen kalıpları inkâr & der. Eskiden mevcut okahplara İ yeni şekiller verir, Tekâmül, tar rihi inkişafta gecen galhalarimda biriken ve maziden alınıp da ye- ni cemiyet tarafından inkişaf et- tirilen şeylere tesahup eder, fakat bunları değiştirir. Her değisikli- ğin bası mazidedir, fakat değişen cemiyet, maziden fersah fersah uzaktadır. Mutlak hiç bir hakikat, hie bi kalıp, hiç hir sekil yoktur. İnki- saf process'inde bütün mürekkep iğini isbat eden, hareket kanum- larına tâbi olan değişmelere mu- halif, zıddiyetsiz bir tekâmül gayri ilmi bir tekâmül telâkkisi- dir. Hakiki bir tekâmül mevcut realiteye cevap verirken, yalnız. tedrici değişmeleri değil, lahığı (continuitö) bozan meleri de kucaklar. Bu ani değiy- meler, sıçramalar olmadıkes te- kâmül ve inkilâp olmaz. Devam. lalığın içinde mütemadiyen kırıl. malara, yıkılmalara, ve evvelden mevent olmıyan yeni keyfiyetle- re rasgeliriz. (Saltanatın yıkılıp yerine cümhüriyetin gelmesi gi“ bi.) Şekil değişiklikleri realitede daima inkilâplar ve sıçramalarla meydana gelir. (Türk inkilâk Fransız inkilâbı gibi.) Tekâmü! process'inde eski sekiller inkâr © dilir, eskiden inkâr edilen yeni sekiller onların yerine gecer. Li N leliğin yerine esareti, yerine liberal iktisat .) Eski ziyi inkör etmek değildir. Tı mül ve hareket kanunlarına it 1a' etmek demektir. Barbaros Pulu Denizciler bayram: icin Posta ve Telgraf umum müdürlüğü & rafından hazırlatılmakta rbaros pullarının tabı zeredir da Oxygen sparetüsü kullar; maksızın 7054 metrelik bir me safe indim 1938 senesinde mürettebatın olan diğer iki kadın tavvarec Marine Ratkova ve Vera Lom ko ile birlikte on saat 33 düki kada hiç durmadan Sivastop dınları uçma rekorunu kırd Bu yazı burada bitiyor. Şimdi ise Pauline senele evvel mektep müdürüne sözü tutuyor. Memleketinin kekleriyle birlikte vatanını im dafaa ediyor. Tayyareci ol karar verdiği Ukranyann oya ları üzerinde bugün düşman yareleri düşürüyor. o V

Bu sayıdan diğer sayfalar: