Mere değiştir. mek (25) Kra bunyanın Siyasi Manzarası 1 — Mister Roasevel kunda — efkârr umumiyeyi kolla- mak, muhaliflere İngiltereye yar aleyhinde kulla nacakları bir gilân ve Almanyaya sarih bir harp vesilesi vermeme sein özami ihtiyatla davrandığı bissedilmektedir. 3 — Amerika siyasi yaahatili, To- #evelt'in nutkunda Pasiğik mese - lesinden bahsetmemiş olmasını çek mânslı bulmakta ve bir dekişikli- Bin tasavur edilebileceğini isas etmektedirler, Amerikada: demokrasinin kâfi dere- Bici “hazırlıklı olmadığı halde harbe girdiği vâki ise de, efkârı umumiyenin muvafakcıti imaksızın harbe girdiği pek Ma- ir. Amerikayı teşkil eden 48 dev- Tetin hepsi harbten ayni derece- de müteessir olmamışlardır. Garp Mi e Seri 8 a sifiğe çevrilmiştir. Merkez dev - kar 1016 da olduğu gihi çok geç harekete gelmişlerdir, An - cak şark devletleri daha çabuk hassasiyetlerini göstermişlerdir. Mister Roosevelt ve mesai ar- 'kadaşları, bilhassa, harbiye, bah- riye ve Hariciye Namrları, teh- likenin büyüdüğüne ve Ameri - kaya Yy. Amerikanın dam prensipi müstakbel emniyetini müdafaa için fedakârlıklara katlanmak - tan çekinmemek lâzım geldizine efkârı umumiyeyi ikna için bir çok nutuklar söylemişler ve be- yanat yapmışlardır. Mister Knox “o kadar uzağa gittik ki, daha uzağa gitmiye mechurüz,, sözlerini söylemekten çekinme - miştir. Mister Roosevelt son nutkunı- da da, efkân umumiyeyi kolla - mak,, muhaliflere İngiltereye yardım prensibi aleyhinde ve kullanacakları bir silâh ve Al - manyaya sarih bir harp vesilesi vermemek için âzami ihtiyatlı davrandığı hissedilmektedir. Mister Roosevelt ihtiyati o ka dar ileri götürmüştür ki, nutku- nun bazı noktalarını aydınlat - mak için topladığı gazeteciler konferansında; bitaraflık kanu - nunun ilgasinı veya tâdilini dü- şilnmediğini, Amerika gemileri- bin harp sahası ilân olunan mm takalarda ticaret yapmalarının bitaraflık kanununa muhalif ol. 'duğü için müsaade etmiyeceğini sarih bir suretle ifade etmiştir. Kafilelerin himayesi meselesine hiç temas etmemiştir, Amerika gazeteleri bu nutku Amerikanın harbe doğru attığı Yeni bir adım olarak tefsir et - te ve icraatın pek yakında sözleri takip edeceğini yazmak - tadırlar. : Mister Roosevelt kadar ihti - yatlı davranan Alman resmi ira» hafili, garp yarım küresinin Al- man tehdidi altında bulundu hakkındaki sözlerin esassız mânasız olduğu kannatini izhar ederek çok mühim buldukları bu nutuk karşısında resmen va- ziyet almaktan imtina etmekte - dir! TR ve HEKİMİN li EDELİ Türkiye, Ecnebi. 400 Kr. $ Ay, 80i Kr 10 Ay M0. Manâlı Nokta: erika siyasi mahafili,| sister Rooseveltin nut- kunda Pasifik meselesinden bah setmemiş olmasın çok inânalı bulmakta ve bir değişiklik ta -| savvur edebileceğini ihsas et -| melstedirler, Esasen Japonyanın da son ay) zarfında kendinden bahsettir - memesi şayanı dikkat görülmek teydi. Bu vaziyetten, yakında uzak şarkta bir Amerika - Japon sn- Taşması doğacağı neticesini çıkar mak belki Amerika hesabına pek fazla nikbinlik olur, Japon Harbiye Nazırının nerallerle yaptığı toplantağa, Ja ponyanın vabim bir vaziyeile karşılaşmak mecburiyetinde ol » duğu hakkında yaptığı beyanat, bu nikbinliği takviye edecek ma hiyette görülmemektedir. Mister Roosevelt'in nutkun- | da israrla üzerinde durduğu nokta, Atlantik harbi olmuştur, Mister Roosevel'e göre, esas harp cephesi Atlantiktir, İngil-| terenin ve Amerikanın ve bütün dünyanın mukadderatı bu har- bin neticesine göre taayytin ede- | cektir. Almanya, İngiltereyi kâ. fi derecede zayıflatımadan adayı istilâya tesebbüs edemiyecektir. Bütün mesele, İngiltereyi iaşe ve harp maddeleri bakımların- dan beslemekte devam etme! Hadiseler, Mister Roosevelt'in bu noktai nazarını teyit etmek- tedir. Almanya, İngiltere üzerinde hava hâkimiyetini “Amerikan yardımından dolayı. tesis ede- memiştir. Almanya kendine çok pahalıya mal olan ve İngiliz ma- neviyatını sarsamıyan kesif ha. va hücumlarından vaz gecmis tir. Gece bombardrmanları da İngiliz hava müdafaasını zayıf: Jatmamıştır. Almanyanm kütlevi mahiyet. teki gece o bombardımanlariyle takip ettiği gaye, İngilterenin iktisadi kudretini zayıflatmak. tır. Bilhassa son iki ay zarfında va İaarruzları, Amerikadan ve iaşe maddeleri getiren | gemilerin geldikleri limanlara tevcih edilmekte ve liman tesi- satmı ve dokları tahrip etimek suretiyle bu gemilerin hamule- sini boşaltmalarını güçleştirme- ye çalısılmaktadır, Muhakkaktır ki, eğer Alman. ya, İngilterenin münakale hatla. rını müessir bir surette ke: netice o İngiltereyi mühimmalsiz bırakmıya muvaf fak olursa, İngiltere ergeç tes- lim olacaktır. Fakat Amerika yardımı buna mani olmaktadır. İngilterenin nakliye gemileri #ayiatı hakkında sarih malüma» tımız yoktur. İngilizlerin verdi- #i rakamlar küçük, Almanların. ki ise mübalâğalı görünmekte- dir. Bununla beraber bu zayia. tn, İngiliz ve Amerika hükü- metlerini endiseve © düşürecek kadar büyük olduğu muhakkak: İngiltere kendi kuvvet ve im- kânleriyle bu zayiatı tahdit e- decek ve kaybolan gemiler ka- dur yeni gemi inşa edecek vazi- yette değildir. Binnenaleyh A- merikatın yardımına muhtactır. Hülüsa, Ame: ingiltereye bunu temin eltiği takdirde İn. giltere istilâ (o edilemiyecektir. Atlantik “harbi kazanılacaktır ve Almanya mağlüp olacaktır. M, ANTEN KEZ Ne Vakit Çoğalırlar ? Knımızdaki beyaz küreciklerin | sayısını arttıran baller, onları a- zaltan hallerden daha çoktur. İ Sıcak yemek yedikten sonra hi | rafın: le, beyaz küreciklerin çoğaldığını bu yazıların ilk gününde söyle. #mistim. Onun gibi insan ndalele- riyle biraz zorlu bir iş görünce, soğuk su dökününce beyaz küre. cikler çoğalırlar. Fakat bu sefer çoğalmak, vücudün her tarafında değil, yalnız cildin altındadır. Demek oluyor ki, gercekten bir <oğulmadan ziyade, beyaz küre- ciklerin vücüdü soğğa kars gunluğa karsı epi aa etmel in bir toplanmasıdır. s nir 'de gebelikte royaz küre ciklerin sayısı haylic? çoğalır. tarafı kesilerek Karı | '», yahut hiç kesil n kan gelince eciklerin sayısı artar, fakat yalnız kan gelen yerde... Bu sefer beyaz kürecikler vücudün her ta dan koşup gelerek, orada Akünün pıhtılanması için zaten ken disinde bulunan £ hassaya biraz daha ilâve ederler... Beyaz küreciklerin sayısını art. tıran mikroplu hastalıklar da pek çoktur, En ziyade zatürree has- talığı, beyaz kürecikleri alı bin den yüz elli bine kadar bile cıka- rr m bir tarafında esra hat toplanınca, beyaz kürecikler <oğalır... Difteri, yılancık, Toplu rümatizma onları hep art tirırlar, Fakat mikroplu hastalık ağır olursa o vakit aksine, be- yaz kürecikler szalır, Vücudümüze gelen -mil dan başka- davetsiz. m beyaz kilrecikleri çoğaltırlar; me- » İ selü solucanlar... Bunların hepsi geçici sehepler. “İsi de, beyaz kiireciklerin devam li surette artması vardır. O za- hir) man pek zivade can sıkacak bir yine beya? hastalık olur, < Du AŞ eni JHibin gütikçe yayıldığı bu sıralarda denizlerin ve do panmaların ehemmiyeti gittikçe artmaktadır. Bu arada dünyanın en büyük donanmalarından biri de müttehit Amerika Devleti - nin elindedir, > — vaziyetin bilhassa ka- ıştığı ve gün geçtikçe gözlerin Amerikaya döndüğü bug nlerde Amerikan donanmasına şöyle bir göz atmak faydalı olur, Amerikan donanmasının bü - güne kadar en mühim rolü A - merikan sahillerini ve garp he- misferini beklemekti. Fakat In- giliz donanmasının üzerine dü - şen vazifeler arttıkça mücadele- sinde onunla elbirliği yapmıya söz veren Amerikanın da donan- zemine ehemmiyeti artmakta » ır, Geçen senedenberi Müttehit Amerika Devleti bahriyesi üç fix o Kazırlamıya ve her birini hü- susi bir filo Kumandanın em- rine vermiye başlamıştır. Bu üç filo, Pssifik, Atlantik ve Asya filolar olacaktır. Bu üç filonun en mühlmmi Pasifik filosudur ve onun ku - mandanı olan Rear Admiral Husband E. Kimmel ayni za - manda bütün Amerikan donan- masının da kumandanıdır, Atlan tik filosunun kumandanı Rear Admiral Ernest J. King ve As- ya filosunun kumandanı da Admiral Thomas C, Harttır. Bu üç kumandan da bu vazifelerine I şubat 1941 de başlamışlardır. 20 temmuz, 1940 tarihinde Atlantik ve Pasifik filolarının yapılmasına karar verilince Re- isicümhur: Roosevelt derhal dört milyon dolarlık donanma tahsisat lâyihasını imzalamıştır * * tarihte Amerikan donan- masının mevcudu Şu Va ziyette idi: Inşa Inşa edilmiş ediliyor 1940 1949 Zırhlı 15 10 Tayare gemisi 6 5 Kruvazör 37 zı Muhrip 231 Denizaltı gemisi 102 40 » — Mecmu 397 106 Inşa ediliyor sütununda gös- terilen rakamlardan maada o tâ- rihten sonra daha birçok gemi- ler ısmarlanmıştır. Son yapı - lan hesaplara göre 1947 sene - Pasifik filoları Atlantik ve Passifik filoları şu cüzütamları ihtiva edecektir, 35 20 ön 88 Muhrip 318 Denizaltı gemisi 160 Mecmu 701 Şimdi biraz da mevcut gemi- lere göz atalım: Bir kere mevcut tam 15 tane zırhlı vardır. Fakat hepsi de 20 seneden fazla kullanılmıştır. vel Amerikan telikkisine göre eski gemilerdir. Bunların en büyük” “Bismarek,, ın izini bulan Pilot Anlatıyor ir haftedanberi büyük bir deniz harbinin devam et. tiğini hemen hepimiz biliyoruz. Bu çarpışmalar esnssinda evve- lâ Almanlar İngilizlerin en bü- yük gemileri olan “Hood” zirhiı- sını batırdılar. İngilizler buna cevap vermekte gecikmeğdiler. İki gün sonra Almanların en yeni ve en muazzam gemileri 0- lan “Bismarck” ı batırdılar. Bismarek, kendisi Hood zırh- hsını batırmıştı ve bunu müte- akip fe onu harıl harıl arıyan düşman filolarından kaçmakta, saklanmakta idi, Uçsuz bucaksız denizlerde gizlenen Alman harp gemisini bulmak bir İn- giliz tavyarecisine nasip olmuş- tur. İşte macerasını kendi ağ. zından dinliyoruz: “Sabah saat 3 buçukta bir A- merlkan mamulâtı “Catalina" deniz tayyaresi ile üssümüzden havalandık. Bizim hareketimiz- den yarım saat sonra ortalığı hafif bir sis tabakası a basladı ve bu sisin kesafeti git- tikce arttı, uzağımızı güçlük ile görebiliyorduk. TAN Denizcilik merikan Donanmasında Harp Gemileri Amerikan donanmasına mensup gemilerden birkaçi leri 1915 te denize indirilen ve 33,400 tonluk olan “Mexico” ve “Idako” dur. Ikinci olarak 33,000 tonluk “Missisippi” ge - lir, Uçüncülük 33,100 tonluk o- lan “Pansylvahla”, “ Gi “Tentssee” ryland”, “West Virginia”, lârado”, “Texas”, “Nevyofk”, “Nevada”, ve “Oklahama” ge- milerindet Bunların en kü - çükleri 1912 senesinde indirilen 26.000 tonluk Arkunsas'tır. Harp çıktığı zaman üç 35,000 tonluk zırhlı inşa eli mekte idi olin, Washingtor "Soutlı Dekola”, O tarihtenberi bu üç yemi de indirümiş ve vazifeye » Bu o gemiler “West Virgini”, “Maryland” ve “Colorado” da 16 şarlık, “Ar - Kansas” müstesna olmak üzere diğerlerinin hepsinde 14 erlik toplar vardır. * * | yara Amerika Devle - tinin 18 tane ağır” se » kizlik topları havi 9000 - 10.000 tonluk kruvazörü vardır. Pen - cecola tipinde,'2, Northhampton tipinde 6, Portland 2, Minnsa - polis 7, ve bir de Wichita var dır. Sun bahsettiğimiz gemi 939 5 Iktisadi Hafta 7 A ZN EE ee İhracat Yollarımız - Bir Haftalık İthalât ve İhracat Vaziyetimiz - Piyasaya Naftalin Geliyor aftalardanberi ihracat mad; mobil, her nevi demir eşya, de - delerimiz, ekseriyetie Tusİ mir malzemeyi geniş ölçüde harp! na yolundan merkezi Avrupaya! «den bir memleketten beklemek! sevkedilmektedir. Bu yol vası -| doğru değildir. Hattâ bu memle- tesiyle birinci derecede alıcı o - lan memleketler Romanya, Ai - manya, ikinci derecede kalan memleketler de Çekya, Macaris- tandır. Acaba, bu memlekotlerle ticaretimizi ne dereceye kadar ler, Acaba; normal zamanlarda olduğu gibi bu yol üzerinden, Almanyadan istediğimiz kadar mal alabilir miyiz? Bu mesele üzerinde kısaca tavakkuf etmiye Yüzüm görüyoruz. Almanya, Almanya nüfuzuma tâbi pie: ketler, harp ekonomisinin bütün şartlarına bağlı oldukları için pek tabii olarak her malı vermâzler, Meselâ; Analin boyalarının için « deki maddeler patlayıcı madde - lerde kullanılmaktadır. Gece ve gündüz mütemadiyen, şehirlerin üzerine bombalar yağdığı bir si rada analin boyasındaki mad - delerin patlayıcı maddelerde kül Yanılması da pek tabii görülebi - vel lir, bundan başka kamyon, oto - İİ Yazan: Sevim SERTEL Hareketimizden beri hic dur- madan uçuyorduk. Saat sabahın tam dakikası ile 10.45 giydi, Sim di sis dağılmış fakat gayet kuv. vetli bir rüzgâr esiyordu. Bir- denbire gözüm bizden 300 kilo- metre kadar uzakta bir noktaya ilişti. Açık denizlerde böyle nok- talara pek Sik rasgelinmezdi. Derhal o tarafa döndük. Biraz daha yaklaşınca bunun bir harp gemisi olduğuna şüphemiz kal. mamıştı. Gayet yüksekten ü- zerine geldik. Geminin hüvivetini amlamıya , Fakat buna ihtiyaç kalmadı, Zira dürbünümüzle ge minin sandallarının birinin üze. rinde “Bismarck” ismini okudu- umuz gibi, onlar da bu ameliye esnasında oldukca aşağıya inmiş bulunan bize ateş açmıya baş- Yamıslardı, R Derhal bir bulutun içine dal GÖZÜME ketler memleketimizden pik de - mir satın almaktadırlar, Bugün - kü şartlar altıda da, Almanya, Tuna boyunda ve Tunadaki mev» cut vasıtaların imkânları dahi - linde, ancak beş, on milyon Yalık bir mübadele yapabilir. Ni- tekim, şimdiye kadar Almanyay la küçük partiler ve mahdut mik tarlara istinaden ticari mübade- leler olmaktadır. Bunun baricin - de Almanyanın Türkiyeyle geniş ölçüde mübadeleler yapacağma inanmak doğru değildir. Piyasa - da bu çeşit çıkan şayialara inan - mamak lâzımdır, *» İhracat: fta içindeki ihracat, tü - tün, pamuk, kuru my - valara “inhisar etmekteydi, bun- lardan tütün en ziyade Alman * yaya sevkedilmiştir. Yalnız pv - velki gün Almanyaya gü: ilen tütünün kıymeti 201 bin liraydı. Geçen haftada da Yi bi, Almanlar Yl S dik, Vaiyet nazikti. Bulutun # cinden çıkıp da onların ateşine bir ikinci defa yakalanmadan evvel “Bismarck” im mevkiini bildirmek lâzımdı. Belki sonra buna çok geç kalmış olurduk. Ben mümkün olduğu kadar uzun müddet bulutun içinde kal mak için makineyi manevra et- tirirken arkadaşım da telsizle şu işareti vErİybAla? “Ay alel ii dhiresi.., Bianet Sudi uz daireleri. ilâ... Arkadaşım işini henüz bitir- mişti ki, bulutan içinden çıkı. verdik. Bu husustaki bütün me- haretimi kullanmıştım. Fakat artık başka yapacak bir şey kal- mamıştı, Simdi gemiden, üzeri mize bütün toplariyle ateş edi- yorlardı. Bir gürültüsü, bir 3 Bahisleri | azdığımız. memleketimizdeni gi malı hangi memleketten getir * #enesinde suya indirilmiştir. San ra 17 tane hafif kruvazör vardır. Bunların 7 tanesi Brooklyn sınıfından, 10 u Omaha tipinde- dir. 10,000 tonluk olan ve ge - çenlerde denize indirilen ST. Lowis ve Helena da toplarla mücehhezdir. Altı tane olan tayyare gemi - lerinin hepsi son senelerde inşa olunmuştur. Bunlardan “Ran- ger” 1934 te “Enterprise” ve “Yorktown" 1938 te 33,000 ton- luk “Lexington” ve “Saratoga" 1927 de ve 14,700 tonluk Wasp 1938 de imal edilmişlerdir. Son günlerde denize indirilen 20,000 tonluk Hopnet ile Amerikan tay yâre gemilerinin sayısı 7 ye çık- mıştır. Hornetin tipinde diğer bir gemi inşa edilmektedir. Amçrikann 160 destroyeri vardır, bunlardan elli tanesi bu harp içinde İngiltereye veril - miştir, Geçen beş sene içinde 70 kadar modem desiroyet yaml. mıştar. Amerikan donanmasının deni» zalı mevcudu yüzü geçmez. Fa- kat denizaltılara karşı 280 kü - çük ve seri hücümbotu mevcut- tur. Amerikan donanmasının en büyük hususiyeti deniz tâyya - relerinin çokluğundadır. Bu ba- kımdan Amerikan donanması dünyanın en zengin tayyareye| sahip donanmasıdır. . Miktarı 3000 taneden fazladır. 1941 senesi için Amerikan do- anmasına bütçede aynlan tah « sisat 3 milyar dolardır. saşarlık on milyon liralık daha tütün a- lacaklardır. Anlaşılıyor ki, Al manlar, orta Avrupanın bütün ihtiyacını temin edeceklerdir, Halbuki normal zamanlarda orta Avrupada muhtelif tülün vejile -| g Ti vardı ki, bunların herbiri Tür kiye piyasasından mal almaktay- dı, şimdi tütün tcsreti, yalnız Alman iröstlerinin elinde top - lanmış oluyor. Pamuk ihracatı Romanyaya in hisar etmektedir. Zaman zaman Romanyayla yapılan ticaret an- İsşmalarında, pamuk, tiftik, mu kabilinde petrol ve benzin alm - maktadır. Son yapılan anlaşma « da da bu mübadele temin edil- miştir. Kuru meyvalarımızdan fmdık €n ziyade İsviçreden talep edil mektedir. Alikadar (o tecirlerin öğrendiğine göre, İsviçre, fın - dık ticeretinde, transit Telü oy - namaktadır. İsviçreye giden fm dıkların bir kısmı de Fransaya sevkedilmektedir, İthalât: lafların eh mühim mevzau İthalât meselesidir. Han - bir hale gelmişti. | udi, Harpten evvel, Al Türkler ve İlim 4 imurun torunu Ulug be babası Sahruh'un hayatını uzun müddet Maveraünnehir * Türkistanda hükümdarlık etmi tir, Babasının vefatından son saltanatı tevarüs için dahili har lere mecbur olmuştur. Bu meya da oğlu Mirza Abdüllâtif isy; ve Ulug beyi mağlüp ederek i dürmüstür. Ulug bey âkil, ve son derece i me hürmetkâr bir hilkümdarm Semerkande zamanının en büyi ilimlerini, heyetşinaslarını topl mış ve orada kendi namına fel kiyata ait lâvhslar yapılmıst Ulug beye, âlimlere o muhabh telkin eden babasi Sahruh « mustur. Maveraünnehir ve Türkişta da hükümdarlık ettiği sırada | mış, müderrislerinden bi Murat Hüdavendigör zamanını Bursa kazasına tayin edilen ka Mahmudun oğlu» Musa paşad. “Kadı zade rumi” nemiyle anili bu zat büyük Türk riyaziyatı larındandır. Bizzat Uluş bey ke disinden riyaxiyat tahsil etmişt Semerkuntte “Medresei murâ ban” namiyle yaptırılan üniver tenin her bir köşesi bir ilme ta sis edilerek bir çak müderrisi tayin edilmişti. Kadı zade Rumi kürsüye çık ğı zaman, bu müderrisleden İ çoğu dersinde bulunur ve ilmi »i dı zade vaz'fesini terkederek © ne çekilmiş, Hükümdar, hocan hasta olduğumu zan ile iyadeti gitmiş, fakat sıhhatinin verin olduğuna görünce sormuş — Hocam, ben sizi hasta old Rumuz için derse devam etmiy: sunuz zann ritim. ni — Hayır. Hamdolsun sihhati yerindedir. — O halde derse neden £ wiyorsunuz? ba , — Bazı büyük adamlar azledilehilecek bir is bul etmemeyi tavsiye etm Ben de müderri: bir meslek sanmi siz bir müderrisi | min etmek sur Kadı za istifasını aldırabilmi İn, k Uluz beyin Semerkantte Yy: tırdığı rasathane yapılmıya b Tandığı zaman ilk mi i la eman am iş 4 Prag zamanını e ab ? ta i düşüncesi budur. Tüccar, Am rika ve Asya memleketlerind mal getirmek için, hari L zerine eğilerek, yallar arı mıya çalışıyor. Son bulunan » lardan biri de Benderşapur ye dur. Benderşapur, Basra körie sinde, Iranın en mühim bir hi dan bu liman ayda dört ör işlemekteydi, harpten soria 34 ferler azalmıştır. © $ Benderşapurs çıkarılacak rh Iran demiryollatından istifade derek, arada kamyonlara ata, ma edilerek Erzuruma kağ Dakledilecek, oradan da Hayd: Paşaya sevketmek kabil olacaj tır. Bu yol üzerinde, me kad günde bir.mal, buraya kadar g lebilir? Hiçbir tacir, bir ye girişmiye tarallar de Tayyareye alt tarafından mü- teaddit isabetler vaki olmuştu. Artik harp sahasından son sü ratle uzaklaşmaktan başka ca- re yoktu, Topların ateş sahesin. dan çikar çıkmaz, arkadasim tayyarenin alt kısmındaki de. Yiklerle meşgul olmıya başladı. Bu esnada ulukte diğer bir tayyare belirdi. Az sonra vanı- mıza gölen bu hava kusu diğer bir Catalina idi, Bizim Amirallik dairesine verdiğimiz telsizi yok da kendi telsizleri o vasıtasiyle tesadüfen almışlar ve derhal im. dadımiza koşmuşlardı. Yolda gelirken, bu tarufa doğ- Tu gelen bir İngiliz filosuna fâs- İadıklarını, ayni haberi onlara da verdiklerini, bu filonun da vaka mabüllinden uzak olmadı- ğını bildiriyordu. Artık fsre ka. pans düşmüştü, Gelen büyük filo az sonra onun hakkından ge. irdi. Bizim için yapılacak, biran evvel üsşümüze dönmek ve ma- kinenin ar tamir etmek. Bir başkasının tecrübe arzü etmektedir. ai # Naltalin ; dinar ayla ken, ev kadınlarını alâkad bir mevzua ge: ida faydinı buluyoraz. Mevsim 4 riyle, evlerde kışlık elbiseler eşya kaldırılır, yerlerine y Uk“aşya çıkarılır, kışlık eşya laplara, ve torbalara konurk bol bol dn naflaline ihtiyaç va dır. Son günlerde naftalinin ar masındaki sebep bağl Pek “ bil olarak, bir mala fazla ihtiy görüldi ; Halli bin ze Oi Sörmseda man ei e yahut bu mahiyetteki tinde pahalı naftalin hut bulamıyarlir da olabilir” kat bu malın yakında bolar Gini ln kanliz. çişi atları mürakabe talin