#örvet sevdasına, ia, fatihleri İsuya ül i6iler vermiye sevkeden din gay 'eti de inzimam etti. Cok geç - neden Meksika kürlezin ünda ve cerubunda geniş bir İs- yanyol paratorluğu yayıldı, hülya sarayı- e ilk yerlesen Fransa olmustur. Fakat on altıncı asrın ikinci ya- “sında amansız rekabet İngilte- fe ile İspanyanın arasında taldı. Bu rekabet avni zamanda (İkinci Filip zamanın-| İadiri hem ticari ve siyasidir. et İngiliz koloni faali- teşvik ve İngiliz deniz kurtlarının fütuhatını tahrik et ti. Toorak kazancı için uğraşan genizdi İspanyol gemilerinin adım kalmıştı, 1577 de Fransiş Drevk (Francis Dra-| kel, San-Fransisko koyunda ye- Mİ Albiyon'u (Neuee Albion! Kürdu. Sör Hamfrey Gilbert Hümphrey Gilbert), Ter Növ (Terre - Newe) sahillerinde te- #dbbüslerde bulundu. Bunu üvey kördeşi Sör Volter Releyh (Sir Soliter Rolelgh), 1584 de Şimal Aiherikasında ilk İngiliz koloni- $iii Virjinayı kurmak tedbirleri- 8 de büyük Armada- pih mağldbiyeti İspanya tarihi- hin şanlı devrine nihayet verdi. Könkistador'ların © (Conauista- dor) ve maceralarm romanvari devrinden sonra, simdi artık ko- Jonizasyon ve iktisadi faydalan- ma devri gelecektir. Hazine ara- yıcıları ve fatihler muvaffakı- yetsizliklerin ve hayal sukutu - nün sert ve haşin mektebinde ayıldılar. İngiltere İle İspanva a- Tasındaki rekabelin yerini, Fran- $a İngiltere arasındak! rekabet #lacaktır. 2 — Fransızlar Amerikanın can evinde On vedinci asrın başında Mek- $ika körfezinin simalindeki bü - tün Amerika bir iki küçük İs- panyol o mücssesesi müstesna, “aşağı bir barbarlık. halinde ya- $dran yerli kabilelerin nizasız fâsarrufunda (oidi. İspanyollar Hindistana yanaştık, zanniyle bünlara Hintli, Endiyen (Indiens) demişlerdi. Bütün yeni kıtaya yayılmış olan bu ırk, Meksika havalisinde, Orta Amerikada ve Çenup Amerikasında daha yük- sek bir medeniyet derecesine varmi di; bununla beraber müstevlilerin Meksikanın Aztek- Jeri (Aztögues), Peronun Inka- Jarı (Inca) hakkındaki hikâyele- rine karıştırdıkları hayallerinin mahsulü süslere ve güzelleştir. melere bakarak hükmetmemeli, Tarihçi Preskot. (Prscotte) eserinde bu medeniyeti bize da- ha doğru olarak tasvir etmiştir. O kavimlerin ziynet ve süsle- rinin tasviri, bu eserlere Ameri-' Nakleden : ŞÜKRÜ KAYA ka edebiyatında bir mevki te- min etmiştir; Meksikanın fethi; Perunun fethi; adındaki bu eser- ler, kuruluşu nisbeten yeni olan 1879) etmolojik bir büro men- kadar yerlilerin hayatı- nın son İzlerinin ilmi tetkikine yardım etti, Bakır renkleriyle, cekik elm cik kemikleriyle, i le, kara ve sert saclariyle bu ar. kın tipik mümessillerini görmek, bunların az çok ve bilyasıta sarı ırka mensup olduklarına, ve cok &ski zamanlardanberi, © ırkın ayrı bir şubesini teşkil ettikle- rine emin olmak icin kâfidir. İOnlara kırmızı derili denilmesi, kak kendilerine daha me- ibi bir manzara vermek icin olacak, üzerlerine ve vücutları- va sürünmevi det edindikleri renklerden gelir, Kanadadan Floridaya kadar Si- mali Amerika Endiyenleri, kuru İ gamur sıvalı veyahut ağaç kovuk İlariyle kapalı kuvvetli ağaç dal | larından yapılmış, “uzun ev,, ve- ya “yuvarlak ev., diye iki nevi meskenden tesekkül eden köyler» de toplarırlardı. Bu evlerin her birinin bir orta ocağı vardı. İn- ce bölmelerle ayrılmış datreler- de kırk, elli aileyi barındırabi- lirdi. Kadınlar bütün iç işlerini gö- rürken, erkekler av ve savas va- parlardı. Zaten savaş &va tâbiy- di, çünkü; en iyi av yerlerini ele geçirmek icin muharebe edilir. di ve av çok azaldığı vakit ka- bile gider, daha uzaklara verle- sirdi, Savaşçı avcılar çok letima- lar yaparlar veya büyük meclis- ler kurarlar ve orada büyük va- kar ve ciddiyetle müzakerelerde bulunurlardı. Oyun ve danslarla veya güneşin altında uzun isti- tahatle yorgunluklarını dinlen - dirirlerdi. Gözetleme ve pusuda isliyen hisleri son derece keskin bir hale gelmiş olduğu halde, zekâları, inkisaf edecek fırsat bulamamıştı. Her türlü iskence- lere tevekkülle göğüs o germiye müsait olan cesaretleri, hayatın #lelâde cereyanında, en hafif bir wtırap karsısında kırılırdı. Bu- nun gibi mizaçlarında da parip bir karısıklık yahut daha do#- rusü, icabına göre hainlik ve doğruluk nöbetleri vardı. Her ne olursa olsun Endiyen, beyazla ilk temasında dostea davranmış olduğu anlaşılıyor. Eğer onun bu durumu değişmiş ve bitmez tü- kenmez “Endiyen muharebe,, le- rini tahrik etmisse, bu bilhassa beyazın ona karı gösterdiği gaddarlık ve hainlik neticesinde olmuştur, (Arkası var) TAN Milli Küme Maçları Fener 1. Sporu, Beşiktaş ta Galatasarayı Yendiler Mili Kümenin hemen hemen en mühim maçları dün Şeref sta- dında yapılmıştır, Fenerbahçenin İştanbulsporla, Galstasaryın da Besiktas ile karsı karşıya gelme- si tribünleri doldurup sahaya ta- san bir seyirci kütlesinin stadyo- ma gelmesini intaç etmis! Hakem Bahaettin Uluöz'ün i- daresinde ilk macı yapan Fener- bahce ile İstanbulspor su sekilde dizildiler: Fenerbahçe: o Cihat, Cemal, Tebip, Ali Rıza, Zeyne, Ayd. Fikret, Ö- i, Rebil, “Niyazi, İstanbulspor: Nevzat, Hayri Sefer, Muzatter, Enver, Celâl, Tarik, Süley- wn, Mükerrem, Kadir, Cihat, Tafsilâta germeden söylemek lâzımdır ki, dün Fenerbahce hep genç oyunculardan mürekkep olmasına rağmen bir ihtiyareda. siyle oynadı. Takımın beçi Tiğinde de Fikret, Esat, ve Nai- min bulunmayışı ile teşekkül tar- zı başlıca âmil olmustur. İstanbulsporda da hafif bir dü. süklük görünüyordu. Sağ acık, Tarık ile sol acik Cihat durgun. dular. Ayrıca Tarık fazla sahsi oynuyordu. İlk dakikalar karsılıklı akın'ar- la gecli, Bundan sonra İstanbul spor hafif bir hâkimiyet kurdu Cihadım yerinde müdahaleleri Fe- neri bir kaç müşkül Vaziyelten kurtardı. Fakat Fenerbahçe, oNacinin pasiyle ani olarak sağdan yaptı ğa bir akında Küçük Fikret zel bir şütle Fönerin ilk golünü çıkardı. (Dakika 11) İstanbulspo- run santrhafı aksıyor, Fener de yavaş yavaş düzeliyordu. Fakat biraz sonra oyun yavaşladı. 20 inci dakikada ahi olarak Fe. ner kalesi bir tehlike ile karşılas- tı. Ve Kadir İstanbulsporun be- raberlik sayısını cıkardı. Bunun üzerine Ömer, sol hafa, Aydın santrfora geçtiler. Fekat vine Kadir bir dakika sonra Ali Riza- nın iskasından istilade ederek va kından bir şüt çekti, Cihadın kar. sı koymakla beraber yakalıyama- dığı tonu Mükerrem Kaptı ve ka- leye soktu. İstanbulspor iki dakika zarfın- mağlübiyetten galibiyete geçmesi oyuna büyük bir sürat vermişti. Maamafih bu da uzun sürmedi ve devre yavaş bir tempo ve İstan- bulsporun 2-1 galibiyeti ile bit- ti, İkinei deryeye Fener Aydını tekrar sol hafa, i sağ içe, Naciyi santrfora almıştı. Rebii le Niyazi de yer değiştirmişler: 3 üncü dakikada Nscinin düşme” siyle Küçük Fikrete gecen top Fener sağ açığının çok güzel çek. tiği bir şütle ikinci defa İstanbul- spor kalesine girdi ve böylece beraberliği temin ettikten sonra Rebii vasıtasiyle soldan yaptığı inişlerle Fenerbahçe acıldı. İstan. bulsporun ara paslariyle yaptığı mukabil akınlar Cihadın yerinde kurtarışlariyle neticesiz kalıyor. riksiz-” Beşiktaş Demir S. İst, Spor Fener Harbiye Altay A, Ordu Gençler B. Galatasaray Maskesi du. Fenerbahçe beklerinin değaj- manları karşı taraf forvetlerine pas olduğu için İstanbulspor nis- Beten hâkim oynadı. Otuzuncu dakikada Süleyman: | dan aldığı ileri bir pasla çok mü- sait bir vaziyete giren Cihadın çektiği şüte Cihat yetisemedi, fa- kat gölnost'un - köşesine vurup kale önüne düşen topu İstanbul: | sporlular üç defa yakaladıkları | halde kaleve sokamadılar. 41 inci dakilenda ani bir şekilde inen Fenerliler Niyaziden Naciye gecon topla ve. Navi svasttasiyle beklenmiyen galibiyet | gollerini Yaptılar ve maçı 3-2 kazandılar. Beşiktaş 3 - Galatasaray 2 İkinci ve en mühim maçı latasarava karşı Beşiktaş yaptı. Son bir kaç ay zarfında formunda Milli Küme şampiyonl,Sunu (- mit ettirecek derecede bir düzel- me gösteren Galatasaravm dün çıkaracağı oyün ile Beşiktaşın kuna ne şekilde karşı koyacağı merak ediliyordu. Fakat hemen söylemek lâzım- dır ki dün Beşiktaş oyunun ida- resine hâkim olmakla formundan kaybetmediğini ve rakiplerinden üstün olduğunu göstermiştir, Ta- kımda sol haf mevk'ine geçen Hü- | seyin dün iyi bir varlıktı, İ Galatasaray müdafassı bozuktu. Haflar, müdafaa ve hücum hat-| ları arasında irtibatı tesis edeme-| di ve bütün takım İnsiyativ'ini kaybederek oynadı. Beşiktaş son günlerdeki oyun- larından daha muntazam, daha suurlu ve binnetice daha mües- sir bir oyun çıkardı, Böylelikle müsavat ihtimallerini izale edebi lecek bir kudrette olduğunu ve bunu istediği vakit gösterebilece- ini isbat etti. Hakem Samih'in düdüğü ile ta- kımlar sahaya çıkıp şöyle dizildi. ler; Beşiktaş: Mehinet Ali, Yavuz, Hüz- mr lee, YAYIN, Pfisevin, Sabri, Psk iç, İbrahim, “Şeref, Stikrü, Galatasaray: Saim, Faruk, Adnan, Musa, Enver, Halil, Selâhattin. Bü“ leri, Salim, Fetaie, Mehmet Al, Pİ Gİ, Yarın Akşam SÜMER Sinemasında de İstanbul'a en son gelen yegâi İlk on dakika zarfında Besik- taş hafif bir üstünlük göstererek Oyunun idaresini eline saldı. 14 üncü dakikada Salim süratli bir deplasman yaptı ve gol pozis-| yonuna girdi. Fakat hiç beklen-| medik bir şütle topu avu's çi- kardı. Burdan sonra oyun dur- gunlaştı ve İki taraf topla gave- siz bir sekilde oynamıya koyuk| dular. Fakat 23 üncü dakikada Seref kolladığı fırsatı nihayet yakalar | dı. Güzel bir sıyrıliş ve sıkı hir şütle Besiktasın ilk golünü yaptı Bu gol Galatasarayı kisa bir müd | det harekete getirdi, fakat bir kaç akından sonra ovun tekrar oyun- culşrım lâkaydisi seklinde ifade edilecek bir hale girdi. 40 incrdakika, ğü top Serefe gecti, Ani bir dep- İasmanla demarke vaziyete giren Besiktaş soliri kaleye yal fakat kendinden beklenmiyen bo. zuk bir sütle tonu dışarıya attı Biraz sonra, sıkı. ve İnsicamlı başlamasına tağmen gittikce bö- zulan bir futbol halini slan bi. rinci devre 1-0 Beşiktaşın galibi- yeti ile bitti ci Devrede İkinci devreye her iki takım da urgun başladı, 6 inci dakikada ahimin ani olarak çektiği sol sütü Salm yerinde bir hareketle bloke etti. On ikinci dakikada Sa- lâhattin de kale önünde aldığı cok güzel bir pasla önü boş kal- di İ le önünde yerden çektiği sütü | Salm dizlerinin arasında tuttu. Fakat 19 uncu dakikada Şeref sahsi bir gayretle Beşiktaşın ikin- ci gölünü de çikardı. İkinci golü yedikten sonra Ga- Vatasaraylılar ayaklarından çıkar. dıkları bütün topları rakip oyun- cuların ayaklarına verecek kadar suursuz oynuyorlardı. Beşiktaş tutturduğu tempoya devam etti. Oyunun durgunlaştığı bir sıra. da Galatasarayın yavas bir tem- po ile vaptığı bir akın Esfak va. sıtasiyle bir göl çıkarılmasına 56- i Hölil'in söktü. dığı halde topu ayağından açtı. | 18 inci dakikada Sabrinin ke-| 12-5-1941 BUGÜNKÜ PROGRAM 8.09 Program 110,18 Müzik (PL) 8.03 Haberler , (1930 Haberler 8,18 Müzik (Pİ)! 19.45 Ziraat tek- 9,00 Er kadın vini p 1050 İncesaz 20,15 Radyo zetesi 20,48 Kema 2100 Di 3130 Konuşma 148 Orkestra 30 Haberler Çar (Pİ) 2530 Kapanış IRTİHAL Avukat Alâeddin Nasuhi oi ile Dahiliye Vekületi mahalli dareler umum müdürü Rükned. din Nasuhi oğlu'nun büyük bira derleri Şemseddin Nasuhi oğlu vefat etmişitr. Cenazesi bugün saat 3.5 da Üsküdar Doğanctlar Ahali sokek 12 No.lu evinden kaldırılarak — Yenicamide ikindi namazını müteakıp zesine defnedilecekt Mevlâ rahmet eyliye, Ye İRTİHAL Sadrı esbek merhum Ali Paşa hâfidesi Harbiye Nazırı merhum Nâzım Paşa kızı Büyükdere sahil sıhhiye tabibi doktor Mehmet Necdet Arpan'ın reflkan Ezra Arpan ani olarak vefat etmiştir. Cenazesi 12/5/941 pazartesi Büyükdere Piyasa caddesinde 87 numaralı hanesinden kaldırılarak öğle namazı Sarıyer camiinde ki- Tındıktan sonra Zincirlikuyu âs- ri mezarlığına defnedilecektir, Mevlâ rahmet eylesin, Müzik (Pi) * Program bep oldu (dakika 36). Bundan sonra da Galatasaray takımında bir hızlanma görül medi ve 43 üncü dakikada İbra- him Beşiktaşın 3 üncü gölünü çi karınca Sarı » Kırmızılıların gali- biyeti adamakıllı kabul ettikleri kanaati hasıl oldu. Fakat bütün oyun imtidadınca gösteremediği parlamayı Galatasaray son bir dakika zarfında gösterdi ve Ksfak oyunum bitmesine varım daki kala ikinci golü yaptı, Neticede Beşiktas bir kere daha ve 3-2 ga- lip olarak sahadan ayrıldı. Füruzan Tekil ne Fransız Filmi 1940 Şaheseri ARTİST NAMZETLERİ Baş Rollerde LOUİS JEANİNE DARCEY ve Bi Sahnede Paris... Gülen Pa Mücadele eden Velhasıl Bütün PARİS JOUVET — CLAUDE DAUPHİN ütün PARİS Konservatuarı el. Paris... Seven Paris... HAYATI bu filmde, Yarın Akşam için yerlerinizi evvelden aldırınız. ersen — Onlar işimize gelmez. O, bizim aradığımız tip te değil: Bir şıllık hali var, görmediniz mi? , Lilan'ın o haline alışkın olan Erik: — Ehh, sonra? dedi. : — Sevgili “Tazı”, belki tezyinat hakkında fev - kalâde fikirleriniz var, ama, satıştan hiç mi hiç anlamıyorsunuz. Satmak istiyoruz, işitiyor mu - #unuz, satmak?!, Şu mahut, şu kahrolası, 60.000 Fidelin paçabağını satmak istiyoruz... Yaa!.. Sora- Yam size, siz hiç düşündünüz mü onları kime sata- &oğız diye?.. “Basit insanlara”, çoraplarının öyle tez yırtılmaması için her şeyden medet uman ev ınlarına; bülâsa, şu senin Smith gibilerini daha itrinde görür görmez, irite dönecek olan o 20.000 Kâdına! “Onu vitrine koyduğumuz gün, “Mağaza, mızın #imal cephesini, bir erkek kalabalığı tutar, âmen- na, fakat bu takdirde paçabağlarının elimizde kel- dığının resmidir! Erik sıkılmıya başlamıştı. — Ece, ne yapmalı, o balde? Ea ; — Hele dur bakalım. Tabii bir uygununu bu- Turuz. Güzel bir bacağı olup ta, yine şöyle temizce halli genç kızlar yok mu sanki. Ben bir daha arıyacağım. Memurin şefi, zaten öküzün biri | Bu işi biz kendimiz halledeceğiz. © Sefinin pesinde Erik, mağazayı baştan başa do- Taştı, Onların ne aradığını artık bilmiyen kalma- maştı. Bütün satıcılar, bacaklarına bakılmadan geçilemez bir şekilde giyinmişlerdi. Hattâ por- Selen kısmındaki Mis Driyot gibi, eski gediklilerin bile, bu işte büyük ümitleri vardı. Çünkü, bu s6- İer “mevzuubahis,, yüz değil bacaktı... Mösvö Sprag birden bire; — Dur! İşte aradığımız. diye bağırdı. İşte ara 2 kadın! Ni bulabildim işte! Bunu ala Bulunmaz bir tip.. Hem güzel, hem de muslu bir hali var, İşte aradığımız tam budur. İenınız bana, Bizim paça bağlarını o satabilir! “Erik şaşkına dönmüştü: — Ahh!.. Zannedersem yanılıyorsunuz... Bir merdiven başında düran ve Mösyö Spragm ikasanı üzerine çekmiş bulunan genç kız, Nina dün başkası değildi. n ““Erik, bir yolunu bulup ihtiyarı oradan uzaklaş ağa çalışarak? Nina mı? O, böyle bir vitrinde teşhir için.İcabal, farla çekingendir, — Çekingen olduğunu da nereden çıkarıyorsu- nuz? Yoksa ona “teklif, lerde mi bulundunuz Ne oluyorsunuz, yahu?. Yıldırım çarpmış gibisi- niz, İşte bize lâzım olar, upatıp bu tarz bir ka- dındır. , Erik birdenbire kabalaşıvermişti: — Fakat, bütün bunlara ve her şeye rağmen onu vitrine koyamazsınız! Haydi, yallah, gidi- yoruz. Fakat aylardanberi istediğini yaptırmak oynadığı ayrı yüzüme Stiyar, bü işte di böl tün ayak diriyordu. Mösyö Sprag, gözleri merdivenlere dikili, yar 'dımcısiyle katiyen alâkadar olmuyordu: — Matmazel, adınız ne sizin? diye tepindi. Oo: — Nina, dedi. Kocasını ancak şimdi görebilmişti! içi gülüyordu. — Haydi, aşağı gel bakalım! Sizinle konuşacak larım var! dedi. Ihtiyar Eri ” — Yerinde dur, Nipatttiye BAğıfğı. Kursının “but, Jarinr İçini; bi Üfinde emiyordu. Gözlerinin Dı ir yarı çıplak dikildiğini görmek Müsyö Sprag, apışa kalmıştı: — Ha... ya! Demek onunla evlendiniz öyle mi? Tebrikler! Fakat... Beni dinlerseniz, karınızı baskı altında tutmağa hakkınız yoktur. Belki bu zammı kazanmak onun hoşuna gider. Nina şimdi merdivenden inmiş, Erik'in yanın- da duruyordu. — Ne zammı? diye sordu. İhtiyar heybetli bir eda ile: — Haftada 60 dolar, dedi. Üstelik, bu işin sizi bir hamlede göklere çıkarıvereceği ihtimali de /i N SATIŞ Çeviren: Ha - Ça 17 | Kısım şefi Mösyö Berg, yanlarına yaklaştı. Mis Drivot ekşimiş bir tebessümle önlerinden geçti Nina'nın bu iş için münasip görüldüğünü daha; şimdiden herkes biliyordu, onu tebrike koşuyor. lar ve bunu bir şeref, bir imtiyaz işi saydıklan an- ılıyordu. in hiddetinden soğuk terler döküyordu: — Karımın vitrine konulduğunu istemiyorum. İhtiyar sinsi sinsi: j — Bunula beraber para kazanmak ta hiç fena değil. Fazla olarak bu, bize, “Merkez, e, büyük bir muvaffakiyet kazandıracaktır. Bu meseleden Mösyö Krozbi'nin de haberdar olunacağından ka- tiyen eminim. Erik, bütün bunları dinlerken, kendi kendine| ilk fırsatta ihtiyarı tepelemeğe yeminler ediyor- du. Bir dekor yaparken falan, pek alâ bu ihtiyar 'katırın kafasma, küçük bir çekiç düşürebilirdi... O akşam tünelde giderlerken, yeni evliler atışı yorlardı. Erik, Nina'nın teklifi reddetmesini isti yor, Nina onun maksadını pek iyi kavrıyamadığı- nı söylüyordu. Kocası dalma, her şeyde sathi hükümler veriyor ve artistim diye hiç bir zaman hiç bir şeyi ciddiye almıyordu, ve işte şimdi de, yine, üzülmeğe bile değmiyen böyle bir iş için, “kont, luğunu ileri sürmeğe başlamıştı. Umumi- yetle her şeye boyun eğen Nina'nın küçücük uy- sal kafasında, bu sefer, şahsi bir fikir doğmuş gi- biydi. Altmış dolar! Bu parayla pek alâ küçük bir İort arabasınm ilk taksiti ödenebilirdi. Hattâ da ha başka şeyler de alınabilirdi. EErik te böyle küçücük bir ford alabilmek için, ne zamandır de li divane olmuyor muydu? Hem de yakında onun doğum günüydü. — Senin Hoşuna gitsin, gitmesin, ben kararımı verdim. dedi Nina, Her ikimiz de yükselmeğe mecburuz ve böyle bir işi, reddedecek vaziyette de güliz. Esasen böyle ehemmiyetsiz bir iş için mese- le çıkartmak, doğrusu sana hiç yaraşmıyor. Hem de bir vitrin arkasında, görüp İşiteceklerim, ma- Razada müşterilere hizmet ettiğim a- kinden her halde daha az nahoştur. Madam Brodley de Nina'nın tarafını tutuyordu. — Hakkı var, kızın, Hem kabul etmezse ona da rılabilirler de... İşi bozulabilir. Erik halâ homurdanıyordu. Nina son kozunu oynadı: — Eminim ki annen, buna Yağni olmazdı. İ Erik köpürmüşt — İşte bak buna tamamiyle emin olabilirsin. Annem bu işe, sevincinden muhakkak ki ka, lanıp üçatdı. — Gördünüz mü ya! dedi Madam Brodley. Sıkı sıkı kayışa tutunmuştu, çünkü bu son gür- lerde müthiş bir helsizliği vardı. Bu her halde karnındaki sancılardan ileri geliyordu. Zaman zaman, çepeçevre, gözleri önünde fır dönen paket- ler, etiketler, eller göründüğünü sanıyor ve böyle zamanlarda hemen olduğu yerde yığılıvereceğin- den korkuyordu. Fakat nsan “Merkez,, deki İrini muhafaza etmek İstediği takdirde, bu gibi İşeylerderi bahis bile etmemeliydi. Görüyorsunuz ya! diye tekrarladı. Ve yana sallanmağa başladı. nı başlarında gyakta duran Lilian hiç konuş- muyor, hınç ve kıskançlıktan, adetâ kendi kendi- ni yiyip bitiriyordu. Nina'yı seçip onu feda ediş- lerini düşünmek! Kendisi her akşam, o kenar ma- İhallelerine yapa yalnız dönerken, Nina'nın evli oluşunu görmek! Bu sümüklü Erik'in, sanki ki bar bir “matah, mış gibi, onun vitrinde teşbirini istemeyişini işitmek! İşte bütün bunlar, Lilian'ı çileden çıkarıyordu. Tahammül olunmaz &ci gi biydi bu Nin 3 Nihayet: — Eğer ahaliye, bir Kontes Bangtson'un dizleri ni gördükleri bilditilebilmiş olsaydı, bu iş çok daha iyi tutunurdu, diye iğneledi. İğne Erik'e batırılmıştı: O bunun ek ös fakat bu Erik için zay:f bir teselli olabildi. Üçü de 42 nci sokakta indiler, yalnız Lilian, 125 inci sokağa kadar, tek başına devam edecekti, dArkamı iki var) gm» İSTANBULDA Dev Tayyareler den birinde Marmara gökle- rinde tenezzüh eder gibi Marmara ve Adaları görül memiş harikalı bir nezaret, şadırvanlar, asma bahçeler, havai 2000 kişilik taraçalar MODERN HAYAJ MARMARA İÜ GAZINOSU | Beyazıtta (Marmara) Sine- masınm Muhteşem taraçala- rında Pek yakmda açılıyor. Türk Hava Kurumu Plenfantine Münir Nureddin KONSERİ Kadıköy OPERA Sinemasında Mayısm 22 nci günü saat 21 de Biletler Opera gişesinde satılmaktadır. Tel: 60821 İstanbuldan gelecekler için >» vesait temin edilmiştir. BULMACA 123456789 Soldan sağa: 1 — Bir şart siy gası - bir ehli hayvan 2 — Bers- ber şarkı söylemek - şayet 8 — Bir körfez - mıhlanır 4 — Girit- tedir - ekmek 5 — Fasıla 6 — Bir sayı - bir ada 7 — Bir müzik tâbiri - bir hayvan 8 — Muci- din yaptığı şey - ters okunursa: bir noktalama işareti 9 — Halk şiiri - iplik, Yukarıdan aşağı: 1 — Ters o- kunursa; bir renk -ad 2 — Bir içki - zevç 3 — Ermekten fail - yaymak, neşir 4 — Bir vilâyet - bir harf değişirse: oto olur 5 — Harflerin yerleri değişirse: sar- maktan fail olur 6 — Ters oku- nursa: bir millet - bir cemiyet #- zasının verdiği para: 7 — Bir ka- saba - bir Iran şairi & — Tlöç bir harfi değişirse: anmaktan fa il 9 — Cerahat - ters okunursa nimetler. Evvelki bulmaca: soldan sağa- 1 — Mira - eşik 2 — Üre - ifo (ofi) 3 — Ti (it) - med -av4— Girit 5 — Şiad (Şadi) - Nail 6 — Eli - arma 7 — Kiel -rahm 8 — Kabi - işaa 9 — Inei (inek) -