Ge | N, 3-5.1941 TAN -.... Ade değiştir. mek (25) Kra, 780 , Ay Dünyanın Siyasi Manzarası atfakıyetle kar sında Afrika Cephesi Imanlar, Akdeniz plânla- rini tahakkuk ettirmek üzere faaliyetlerine devam et- mektedirler, Bu plânın esas hedefi, Si- veyş ve Cebelitarık'a hâkim o- israk İngiliz donanmasını esir almak yahut Akdenizden kov- mak olduğu anlaşılıyor. Almanların Balkanlarda ka- zandıkları askeri muvaffakıyet- ler, bu plânın tahakkukunu ko- Jaylaştıran bir âmil olmuşter, Mısır taarruzu muvaffak oldu- ğu takdirde bu plân tahakkuk etmiş sayılabilir, Çürkü bun- dan sonra İrakın istilâsı ve Ce belitarık'ın ele geçirilmesi ya- hut faydasız bir hale getirilme- si kolaylaşaenktır. Süveyşe hâkim olmak vazife. sini üzerlerine alan ve çek.sü- ratli bir taarruzla iki hafta için de Mısır hudutlarını dayanan Alman motörlü e kuvvetleri on beş günlük bir hazırlık devre. sinden sonra Sollumu zaptede- k üç koldan Mixira doğru yü rümektedirler, Tanklarla takvi- ye edilen Alman ve İtalyan kuv. vetleri, evvelki gün Tobruk'un dış müdafaa hatlarına girmiye muvaffak olmuşlardır. Trablusgarpten Mersa Matruha kadar Şimali Afrikada yegâne tabii liman olan, bu bakımdan mühim bir stratejik mevkie sahip bulunan Tobruk'un Al manlar tarafından zaptı, Misi rın müdafaası için bir tehlike teşkil edebilir. Tobruk, ayni za- manda, Alman istilâ ordusunun cenahını dai tehdit altında bulundurması o dolayısiyle, dunun taarruzuna bü, vel teşkil ediyordu. İngilizlerin esas muharebeyi, uzun zamandanberi tahkim et- tikleri Mersa Matruhta kabul edecekleri söyleniyor, Almanların takip ettikleri tak- tikle, Sidi Barraniyi ve Mersa Matruhu cenuptan muhasrra e- derek bu mevkilerin esas üsle- riyle irtihatlarını kesmek gaye sini istihdaf ettikleri hissedili- yor. İngilizlerin bu kuvvetli Al man taarruzuna muvaffakıyelle karşı koymaları, bu sahaya, kâ- fi mikdarda asker ve bilhassa motörlü harp vasıtaları getir miş olmalarına b: ni en ANASON kokusundan belki boşlanmazsınız ama da fay- dalarını teslim etmek lâzımdır. İpokrat üstadımızdan man hekimle asonu (mideye barsak Anasonun Pirimiz başlıyarak, eski rinin birçoğu a kuvvet vermek içi talıklarını ve siyatk ağrılarım geçirmek için baş ilâç olarak tav- siye ederlerdi... Hekimleri hiç sev miye lat âlimi, eski Romalı Plin amca bile anasonun insana tatlı uyku verdiğini yüzüne tazelik getirdiğini yarların da yüzlerindeki kurışık- Jıkları düzelttiğini yazmıştı. Anason kokusunun mideyi ten bih ederek damarlarda akan ka na hiz verdiğini, hem de hisanı kurun nezlesinden korudu hekimler idin etmiş - m iddiasına we da hafifle Kalbin kuvvetini arttırarak yü - rek çarpıntısını geçirir, kanm içe- .s - sabahleyin ihti - AsOnE 8 1400 Kir, 1 sene 2800 Kr. | olmuştur İvan altı gram alkol şırıngasın İdam telef olursa, alkol inu | ringa edilince telef olacakları | re sat İ m risindeki beyaz kürreciklerin sas! yısını arttırır, karaciğerin çıkar - dığı safrayı ve ağzımızın İçinde, sonradan şeker olacak, maridele- ri hazmettiren salyey Onun mikropları tecrübelerle sabit olmuştur: Bı lasık menenji Tobunu bir saat icinde hastalığının mik-| lu da olsa hiç içmemek kara hüm| daha iyidir. i EeDELİ Ecnebi | Türkiye 400 Kr. 8 Ay 0 . Tay Ecnebi 800 Kr m İngilizlerin © Habeşistandan bir mikdar asker getirmiş olma. ları kuvvetle muhtemeldir, kat, uzun bir harpte yıpı olan ve dağlık arazide harekât ulunacak tarzda imal edil miş olan tankların çöl harbi i- cim ne dereceye kadar elverişli olacağını bilmiyoruz, İngilizlerin Mısır müdafaa» sı için Hindislandan, cenubi| Atrikadan, Avustralyadan da| bir mikdar asker getirmiş ol- maları mümkündür. Diğer cihetten, Yunanistan. | dan tahliye edildiği bildirilen 11.000 askerin de büyük bir kıs. mum nal e yapacak-| ları muntakalara o nakledilmiş oldukları haber verilmektedir. Fakat asıl motörlü vasıtalara, tanklara ve tayyarelere ihtiyaç vardır Bunların, bugünkü sartlar çinde tehlikeli olan Atlantik ve Akdeniz yolu ile İngiltereden gelmelerindeki | güçlüklere na nt Okyanusu ve Krl deniz yolu ile Amerikadan gel- meleri ienp etmektedir. Nevyorktan gelen bir haber. Amerika hilkümetinin, Hint Ok yanusu yolu ile harp gemileri himayesinde Mısıra süratle harp malzemesi göndereceğini bildirmektedi Fukat Amerikalılar, mufat tempolarına göre hareket ettik. leri takdirde, bu yardımın yine) geç kalması tehlikesi mevcuttur. Amerikadan Hint Okyanusu yo- | lu ile vapurların takriben 20) günde Mısıra | gelebildiklerine nazaran, Mısır (aarruzu basladı ğı gün vapurlar yola cıkmış ol saydılar, bugün Misira varmıs olacaklardı. l Fakat, mazide islenmis b lara ve gafletlere rağmen İng lizlerin, haddi zatinde ve İrak petrolleri dolayısiyle hayati bi ehemmiyeti haiz olan Süveysi müdafaa etmek icin bütün gi retlerini sarfedecekleri muhak- kaktır. İngiliz Kabinesinde : Yemi tan harbinden son- Fa, İngiliz efkârt umumi yesinde, math 1 atında ve parlâ. mento mahafilinde bir takım hoşnutsuzluklar ve endişeler u- yandığı malümdur Mister Chur- ehillin son nutku, tezahürüdür, İngiliz. gazeteleri; bilhassa Times, son zamanlarda kabine- de değişiklik yapılması mundan bahsetmektevdi, yet dün, İngiliz k mahiyetini asağıda izah ett miz değisiklikler yapılmıstır. Kabinede tayvare imalâtı na- yırı olan Lord Besverbrovek devlet nazırı olmustur; yani ka. binede muayyen bir vazifesi ol ksrzın — başvekilin o vereceği bunun bir mevkie getiril Bazı mahafil kendisi nsvekil | muavini, harp istihsalâtı dile) tatörü, hattâ Mister Churehillin | halefi olarak görmektedirler, Bu değisikliğin hakiki sebehi| malüm değilse de, çek enerjik bir insan olan Lordun, tavyare| istihsalâtında azami randıman | almak hususündaki mzmi dola yısiyle fahrikatörlerle araların-| dur çıkan ihtilâfın bu değişikliğe | âmil olduğu tahmin edilmekte | iştir. | (Arkası 4 üncüde) ma hastalığiyle difteri hastalığı. nin mikrobunu 24 saatte öldürür. | irminci asrın 12 nci yılında| şinde an bir kolera sulgınında birçok hastalar rnason lu likör içerek hastalıklarını ge - girmişlerdi... Anason, büyük miktarda bile, zehir olam, Aksine, zehirli maddelerin tesirini azaltır. Bu da İlâboratuar | tecrübeleriyle sabit Meselâ küçük bir hay nasonlu olunca hayva yedi gram telef etme lâzım olur. Insanların ne kadar ve ne kadar a £ alkolle onlu alkolle şi- boratuarlarda tecrübe edileme şse de rakıyı anasonsüz Ve nasonlu içen İçin eski zaman in- sanları bu tecrübeyi kendi vü - eutleri üzerinde yapmış olsalar erektir, Onların anasonda alko- lin zehirini hafifletmek kudreti bulunduğunu anlamış olmuların - dan dolayı zekâlarını takdir et - mekle beraber, altıda bir risbet- emli bir -İşey olmadığından, rakıyı mnason- elbeti Mehmetciğin harp si inir harbini gülünç edecek Mehmeiçik Konuşuyor | imdi artık aralarındayız... Onların muhitine karış- mak insan ruhu - na, bir kaplıca b vuzunun alık ve çelikli suyuna dal- manın — dinçleş - trici — ferahlığını iyor. Yüzleri güneşten ve zgirdan yanmış genç zabitle» rin gözlerinde, tarihlerinden baş ka destan, ve cedlerinden başka örnek tanımıyan insanların gu Turu parıldıyor. Ve tıpkı elektrik ışığında yıldızlanan lekesiz el - maslar gibi parıldıyan bu gözler insana âdeta: “— Biz, diyorlar, bizimle boy ölçüşebilecek düşman tanımıyo- ruz: Ve biz, herhangi bir kav gada karşımıza çıkan bir düş « manla değil, ancak kendi tarih mizle boy ölçüşebiliriz. Düşman n, üzerinde yürek ve bilek denenen bir mehenk £ dır. Eğer yarın tarih, yürekleri ezeli ini bu mehenk taşına bir defa daha vurursa, bizim kıra - tum cetlerimizin ından harikulâde üstün bulacaktır- Çünkü o cevher, hiç bir devirde bugünkü kadar usta kuyumcu - lar tarafından işlenmemi 4 * imdi artık aralarındayız... Bulunduğumuz yer, Meh ciğin düşma - “Yassah,, etti- ği yerdir. Buradan başlıyan bu yerin hududu O dışında bir karış (vatan toprağı yoktur. Bir vatan bütün- lüğünü, Majino hattı gibi çelik bir çizgi üzerinde korumak gaf- letini gösterenler, İstiklâl kava» sını esir amaca oyununa benz€- tenlerdir. Biz, o kavgada böyle bir oyuna gelemeyiz: Çünkü biz de: “hattı müdafsa değil, sathı müdafaa,, vardır. Ve Türk istiklâlini çiğnemiye yeltenecek- ler için, bu satıhtan göçen her yol, & muhayyel cehennemin ü- zerindeki Sırat köprüsünden bi- le tekinsizdir. Siz, şu anda, bir düzine zaferi bizzat kazanmış bir kahraman kadar iddialı ko- nuşmamı mazur görün: Bana bu dayı, şimdi içinde bulunduğum muhit aşılıyor. Veben bugün burada, bir defa daha anlıyorum ki, Mehmetciklerin âleminde kahramanlık sari bir ruh çeli eşmesidir. Şehirdeyken zaman zaman, tıpkı müz'iç bir dilenei gibi ba- ıma musallat olmuş endişeler, n korkmuş evhamlı bir çocuk gibi utanıyorum. Çünkü burada, yeis, telâş, korku, en - dişe, hayret, (asa, bilinmiyen duygulardır. Gözleriniz, metciğin sakin, rur ve yağız çehresine çarpar çarpmaz, bütün bu miskin ve kokmuş duygular, ruhunuzdan tıpkı, kuvvetle sarsılmış bir ağa «ın çürük meyveleri gibi sapır pır dökülüyor. * Ss imdi artık uralarındayız... Til gibi kuzu yahnisinin, enfes kuzu içi pi- lâvının, ve bal gi- bi üzüm hoşafının tadı hâlâ damağım da kalan karav na henüz kalk tır. Grup grup ağaç gölgele - ze dağılmış Mehmetciklerin istirahat vaktidir. Buraya sar» sılmaz neselerinin bütün vasıta- em İİ man nırda nöbel tutan yağız kahran derecede kuvvetlidir, Ve onun muhitine karışmak ruha bir ferahlık İf Bütün Sözlerde Cedlerinden Başka Örnek Tanımıyan İnsanların Gururu Parıldıyor. i Mehmetçiğin Âleminde Kahramanlık, Sari Bir 'Ruh Çelikleşmesidir. m, istirahat zamanında, hiç eksil. miyen neşesiyle zeybek oynuyor, gersememessamme YAZAN: seren SADULLAH: eaaaaaaeaaeareerreneaseeaeea İ NACİ İsaaeeaaeeasae. larını da beraber getirmiş olan Mehmetcikler, şimdi keman ça- kyorlar, ut çalıyorlar, cünbüş çalıyorlar, bağlama (çalıyorlar. Ve her ağacın gölgesinde bir baş ka Anadolu şehrinin türküsü o- kunüyor, her ağacın altında, bir başka Ahadolu şehrinin © oynanıyor: o Adeta, milli festival var. Ve ben, bu lemin vakur, sakin neşesine ba- karken, birdenbire, tıpkı sinir « leri tutmuş yarı kaçık bir kadın gibi, katıla katıla gülüyorum: Çünü o anda gözlerimin önüne, gülünç bir ciddiyetle; Sinir harbi diyen herhangi bir evhamlı geliyor: Sinir harbi varmış... Önünde bulunduğum munzara karşısın - da, bu tuhaf rivayet bana, sa - kin bir denizi ince bir deynek- le dalgalanıdırmıya çabı meczubu düşündürüyor. Dağla- Ta meydan okurcasına kabara rak zeybek oynıyan Mehmetci « ğe bakıyorum: Şimdi sınır har - binin bu kös dinlemiş kahramas nına sokulsam, ve şu gülünç si- nir harbinden ciddiyetle b: sem, konak çocuklarına gözdağı veren ümacı masaliyle, bir Ay- dın efesini ürkütmiye kalkışan büdaladan ne farkım kalır? ui anda, ılık bir Yüz peren ovaya, uzak bir ağaç gök bir an bir “....z : gesinde türkü söyliyen Mehmet ciğin erkek Sesi yayılıyor. Bizim eller, dağlık taşlık meşe- dir Yar yatağın güller ile döşetir, Yiğit olan yatağında ülemez, Düşman gelse, savaş bize neşe dir! Belli ki, burada sinir b ok, harp siniri var. Ve Mi din harp sini, meve yeti rivayet olunan sinir harbi- ni sade mağlüp değil, gülünç €- decek derecede kuvvetlidi ** i artık aralsrındayı: inden birisine suru - yorum: “- Harp çıka - ak mı dersin?,, iz ne bili- tri Diyor. Bir iiexusi çıraşarlılağaık elbet... Bir başkasına dönüyorum: “— Sen ne dersin “— Bilmem... Onu düşünmek bizim üstümüze vazife değil Lâkin, bana sorulursa: hr, Derim, Merakla sordum: Neden? O, yüreği pı “olmas m diri İ edilen Lidy Bunu muhtel İ Bir günde “hep hükümdarın, tırla | isittiği zaman mı levlerden ku şekillerde anlatır. iken “hiç” olar yanarken Atin ryadını Sirüs zlâp hükümdar; huzuruna ge. 4. Koşmuslar valfak tirmelerini emretim fakat atesi söndürmiye İ alamenmaiar.. Diğer bir rivayete göre Krezils alevlerden kurtarılmış; Sirüs'ür huzuruna çıkarılmış, Mağlâp hü- kümdar, Solon adet hakkın- da kendisine iklerini tek- İ rar etmiş, Bunun üzerine affedi- lerek Sirüs'e nedim olmuş. | Lidya'lılar, kralları kadar der- yadil olamadılar. Paktiyas is minde bir kahramanın etrafma toplanarak isyan ettiler. Sirüs ü- İ zerlerine asker gönderdiği zaman dağlara çekiliyorlar; fırsat bul | dukca hücum ediyorlardı. Bu milli- hareketle basa çıkamıyan in hepsini kılıçtan geçirmeyi emret, Emri yerine getirecek olan kum gayet kurnaz bir adamdı, Hükümdara: söyle Sirüs, aha an Ahaliden bir tane bile br rakmamak sartiyle öldürsen yine faydası yoktur. Bağ budandıkça filiz verir. Yapılacak şey, Lid yalıları öldürmek değil, © ki erkeklik, kahramanlık, istiki | hürriyet hislerini öldürmektir. E- ğer hükümdar bana müsaade © “| derse bunu kılıçtan başka şeyle İtemin edeceğim. > Sirüs'ün muvafakati tizerine İ kumandan bir beyanname neşret- | si | ha temiz bir çocuk mâsumiye - tiyle boyun bükerek cevap ver- di “— Buradan bir şey yapma dan, bir şey kazanmadan nel ği yüzle geri döneriz? Bur mandır yediğimiz içti zümüze dizimize durmaz mı? Madem ki, deprenen d var diye buralsra biriktik temizlemeden geri dö yiz, — Harp olursa, kazanac mızdan emin Hayretle gözle: “— Düşme liz yal — Ya düşman ç olursa? Düşmanın ki Mt tarafı Harp, yor. Terakki etmeni. içinde ya mi açtır enilecek deği- samahısınız. Bunu temin türlü d sını ü Yaların esretle, san Sirüs'ün adamları da halk ara“ sında bu yeni nizamın propagan- dasını yapıyorlardı: Lidyalılar silâhlarmı bıraka. caklar. Mantolarının altına uzun etekli entariler, ayaklarına ta- y er*| kunyeler giyeceklerdi. Çocuklarına ok atmak, harp, tlimleri yaptırmak yerine; mu- siki öğretecekler yahut ta hepsi ni ticarete sevkedeceklerdi. Ev seklinde başlıyan biraz sonra bir kanun aldı ediyor. Meml sm tüne Onu konuştur tahrik ettim “— Bazıları: “Şi demir, çelik harbidi O, ayni di; “ Demir, çelik, mu ki? Hem sen ö pek kulak asma. E demirle kazanılmaz... kars Mehmetcik, sağ ayağı dırıp, sol avucuyla yepyeni talının hâlâ piril pinl pa kabaralarına vurdu, ve cür sini tamamladı harp, ayal bizde yok e diyenlere rp, sade Ona ba -| propaganda bu tedbir, bir nizam mahiyetini Ordulara kafa tutan, memleket leri için kanlarını oluk gibi akıt- mayı büyük bir şeref addeden Lidyalılar, gözlerine sürme çeke. rek, yüzlerine allık sürerek kırı” ta kırıta uzun etekli entarilerini sürüyerek dolasan kadınlara dön- düler. “— Demir dediğin, be- nim tabanımın altında da| varl..,, Bir başkası söze karıştı: “— Istiklâl harbind demirimiz, silâhımız de cumuz bile yoktu: Halbuk di elimizdeki silâhıları bir sen, âlimallah atmıya kıy Sın!..,, Sirüs, Lidyalıları öldürmemis, fakat onlardaki erkeklik, kahrı manlık, istiklâl, hürriyet hisleri» ni öldürmüştü. Bu suretle bir ha- yal yeri; £ memba kas rutuluyordu. Tarih, iki bin bes yüz sene ev» velki yeni nizamı böyle kaydedi- yor! bizim İl pi * $ trafımı çeviren Mehmet ciklerin ara sıra, dağlara, | ovalara, de Takvimei dalan e dikkat ettim: Hep-| YENİ NEŞ si de, bekledikleri AŞ anın sade -| arına topraklarına değil, en yabani dikenlerin, v €n bodur ağaçlarına bile, öd. avradının nâmusu üzerine TÜRKİYE yen müteassıp bir erkek kıskanç) si k İlğiyle bakıyordu. İnel Bir başka tarafa gitmek üze-| re onlardan ayrılırken kü -İ ADANA TİCARET ve SANAYİ O: leri ve sözleri hâlâ kulakalrım-| oası BÜLTEN da, s8 Birisi; “ — Harp mi... Bir isteklisi çı- karsa olacak elbetl.. diyor, Öteki: “ — Düşmana yenilecek deği-| kevi de liz ya? Diye soruyor . KIYAT: İKTİSADİ YÜRÜYÜ TURİNG VE OTOMO 2-13 i- ANKARA SPOR KARACADA dir, Ve nihayet, bir tanesini, hiçi İNANÇ unutamıyacağım sanıyorum. O,) ir. 0 gözlerimin, ve gönlümün icinde) varıık tıpkı bir masal devi gibi büyü -İ şa g5 yor, büyüyor, alabildiğine büyü: | “.x yor, ve kendi-hakla inançlarından kend den ziyade tayyarelerinin ğine, tanklarını rine güve- nen müstevli zamane orduları karşısına esatiri bir âbide gibi dikiliyor, “Sonra sağ ayağın Ma EE kaldırıp, sol avucuyla yep $ Mi postalının hâlâ pırıl pırıl pa : yan kabaralarına vurarak,, du vi İz TÜRKİYE © Bl sı et Vekh - ânur ve mart a nesredile PERDE ve SAHNE Miyatı de Ertuğ »'m, Vi Ersin nim tabanımın altında da|'” varlı. | pain fi Ru