29 Nisan 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

29 Nisan 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Adres değiştir. 1400 Kr. 1 sene 2800 Ke. 760 . SAy 1500 , İ A 7 1) km M. Churchill'in Nutku ve Son Hâdiseler başma gelmesine Hr. Bu hükümetin tik işi, hi şüp- hesiz, İngilizlerin üs olarak kul. landıkları Girit adasından İngiliz kuvveti melerini izlem mi Girliteki #abil bu kararı meşru hükümet tunımayacaktır, Giritteki Yunan hükümetinin va» ziyeti geçen harpte Korfuya ilica elen Sırp hükümetinin vaziyetini #ndırmaktadır, Bu hükümetin, bir mili mukâvemet merkezi olmak itibariyle daha ziyade siyasi ve sembolik bir ehemmiyeti vardır, Nutkun Akisleri : ister Churchill'in dünkü nutku, nikbin bir haleti ruhiyeyi aksettirmeklen, istik- bal hakkında parlak ümitler vermekten uzaktır, Şüphesiz, İngiliz devlet a. damları, tahsisen ister Chur- <hill, hakiki vaziyeti, vaziyetin vahametini İngiliz milletine ve ya ei umumiyesine, hat- tâ mübalâğalı denecek derece. de bir açıklıkla söylemek itiya- dındadırlar, Bu, milleti dalmi teyakkuz halinde bulundurmak ve hayal sukutuna uğramaktan korumak maksadiyle tatbik edilen ve İn- giliz zihniyetine ve mizacına uygun gelen bir tarzdır. Bundan dolayıdır ki, Mister Churehill'in nutukları, başka inizaçta olanlar üzerinde daha menfi bir tesir yapmaktadır. Mister Churchill bu nutkun. da: Yunanistana — âkıbeti pe- şinen malüm olmakla bera. ber — bir namus ve şeref bor- çu olarak yardım edildiğini söy- ledikten sonra, Afrikadaki va. ziyetin vahameline işaret etmiş ve Akdenizde İngiltereyi tehdit eden tehlikelerden başka veni tehlikelerin başgösterebileceği- ni, harbin Türkiyeye, İspanya yoliyle Fan veya Rusyaya doğ. ru uzanabileceğini ilâve etmiş. tir. Fakat Mister Churehill, Ak- denizde ve Afrikadaki mağlübi. yetleri ici, bar ederek bunun ancak İngil- tere adasının istilâsı yahut İn- giltereyi Amerikaya © bağlıyan deniz yolunun kesilmesi ile mümkün olabileceğini söylemiş ve bu iki esas cephedeki nihai zaferden emin olduğunu şu su. retle ifnde etmiş İngiltere donanması Okya- muslara hâkimdir. Amerika fi - losu ve deniz tayyareleri de garp yarım küresinde devriye vazifesini gördüklerinden İnzi. liz himaye kuvvetleri İngilte - reye daha yakın deniz yolları ti- zerinde vozifelerini daha kolay, Jıkla yapabileceklerdir. Ayni zamanda İngiltere ya - kın zamanda havalarda da kati üstünlüğü elde edecektir. Hülâsa, harbin mukadderatı Akdenizde ve Afrikâda değil, Atlantikte taayvün ederektir. İngiltere, Amerikanın yardımı ile nihai zaferi kaza BÜYÜK BAŞ Büyük basn derdi lur, derler, Ondan dolayı, anlatmak istediğim baş dönme- sini de, belki, koca kafalılara mah sus zannedersiniz. Fakat koca ka- folıların başları döndüğü vakit, başdönmesinin daha büyük ol - duğuna dair şimdiye kadar bir kaber çıkmamıştır. Benim söyliyeceğim büyük haş dönmesi, başı büyük olmuyanla - ra da musallat olur. Bu da ka -| ama, baş dönmesi olduğundan bağl) ddet- denbire, yahut kulağında Ni bir uğultudan sonra başı pek| ziyade döner, Vaktinde bir yere tutunabilip de kendisini muha- fuza edemezse yere yıkılır. Uğul ARI Rd -İtiğinden' şikiş Amerikanın Vaziyeti: ğesi iz Başvekili, Almanya. nın muhtemel ilç istika, metlen hangisinde taarruza ge. ceceği hakkında sarih zey söylemediği halde, İngiliz ve Amerikan matbuatı, Almamva, hin tercihan Cebelitarık İstika, metinde taarruza gecerek Da- kara kadar uzanacağı kanaatini izhar etmektedirler. Bu suretle Alman tehlikesi Amerikaya daha ziyade yakla şacağı için, Amerikanın bilfül harbe girmek ihtimali de o nis. bette eoğalmaktadır. Hâdiseler, Almanyanın bir taraftan Süveyşe hâkim olmıya çalışırken, ayni zamanda Cebe İitarığı da ele geçirerek İngik. tereyl Akdenirden ve Afrika dan tamamen kovmayı ictihdal eden genis bir plânı tatbik et - mekte olduğunu göstermekte. ir. Almanların, Cenuhi Yunanis,. amın hava ve deniz üslerinde ye Ere denizindeki Yunan ada- larında tamamiyle birlestikten sonra, Girit adasına da hâkim olmva çalışacakları, ba üsler - den Filistin ve Mısırdaki İngiliz üslerini ve Süveysi kesif ve de- vamlı hir surette homhardıma. na baslıyacakları, hatfâ belki de Suriyevi de istilâya teseb , ie edecekleri tahmin edilehi - ir. Birkac sv evvel Sicilya üsle- rinden kalkan Alman tavyare, lerinin Süvevsi hirkae defa hom barıman ettikleri halde, Mos ra daha vakın olan Bingazi tis- süne hâkim olduktan sonra he. müz Süveyse karsı ü larında bulunmamaları garip eörinmekteir. Alman Taktiği : ümkündür ki Almanlar, bir şaşırtma taktiği kul- İnnarak, İngiliz donanmasınn Akdenizin iki kapısından da kaç masına mani olmak maksadiyle, Cehelitarık'a karsı yapacakları taarrnz esnasında hava bomhar. dımanlariyle Süveyşi kapatmı- ya tesebbüs etsinler, Fokat bütün bu genis plânm tahakkuku, her şeyden evvel Mısır hududuna kadar dayanan ve üç haftalık bir tevakkuf de: resinden sonra dün bir çok nok” İalardan Masir hududunu geçen Alman kuvvetlerinin taarruzlı rında muvaffak olmularına ba) lidir. İngiliz kaynaklarının verdi. ği malümata göre, bu cephede Alman ve İtalyanların, 80,000 «ker, 800 tank ve 1000 topları vardır. Yine İngiliz mahafiline göre, İngilizler bu cepheye son hafta" lar zarfında bir çok yeni kuv- vetler getirmişlerdir. Bunlardan bir kısmı Habeşistandan, bir kıs) İnziltereden, bir kısmı da| 'unan cephesinden gelmişler ir. Bu sayede, esas üslerinden çok uzak mesafede bulunan Al- man ve İtalyan mühim bir hezimete uğratınala” rı çak mümkündür, Yunanistanda : 'unanistandaki askeri hare- kât sona ermis sayılabi. Tir. Avustralya başvekili mua- vininin be, nazaran, As vustealya katalarının bir kısma muvalfakıyetle geri alınmıştır. Yunanistandaki İngiliz ve İm- paratorluk o kuvvetlerinin mü- (Sonu 5 inci sayfada iz) DÖNMESİ... lakta yahut iki kulakta birden sağırlık kalır. O da yavaş yavaş azalırsa da, büsbütün yerleştiği de vardır. Bu, büyük baş dönmesi nöbe- t vakit vakit tekrar gelir. Tek - rarlamasını — hayırlı © saymalıdı çünkü tekrarlamazsa kulağın va- hut kulakların işitmek kudreti birdenbire sönmüş demektir... Büyük baş dönmesinin bir de, dönen başın sahibini memnun €- decek şekli vardır: Bir zamandan beri kulaklarının az çek ağır işit t eden bir insan bir gün birdenbire o büyük huş- dönmesine tutulur, yere yıkılır, tağına kaldırırlar, Baş dönme- si, birkaç saat, birkaç gün sürer, fakat başdönmesi bitince kulak- kuvvetlerini | “ li i yahut | lar birdenbire açılır. Hayırlı baş tugelirse ya bir kulakta, yahut iki kulakta birden, fskat pek sid| dönmesi... detli olur, insan işitmek hassa -| Bundan memmun olmakla be sını kaybeder... Baş dönmesinin! raber kulakları bir kere müte - arkasından devamlı kay... ettirmeyi Bu hal saatlerce, bazı de ih adar; Sa- ürer, Tutulan da, ta -| hibinin r irinli düşer, Sonra, haş-| kulak yeniden bir fena mazplet wpaesi geçtikten sonra bir ku: | gösterebilir, Giiirlerde Ziraat Vekâleti ziraat işleri umum mü- dürü, gazetelere verdiği izahat- ta, kışlık zeriyat devresinin mü- sat şartlar altında geçtiğini, bu lâhiyettar zevatın bu ifadesin- den sonra, bu senekı mahsul vas ziyetinden daha ziyade bulunuyoruz. Esasen her gün Avrupa mem- leketlerine yapılan ihracat Jis- telerinden öğreniyoruz ki, Pür. kiyede bol miktarda yiyecek maddeleri vardır. Bu maddeleri ihtiyacımızdan fazla olduğu için dışarıya bile satmakta mahzur Rörmüyoruz, Meselâ son hafta içinde Al manyaya 750 bin liralık hubu- bat ihracatına müsaade edilmis” tir. Bunların arasında nohut, kuru bekla gibi maddeler de yardır. Zahire tâcirlerinin ifa- desine göre, memleketimizde kuru fasulye mikdarı da ihtiya- cımızdan fazladır. Bunu da İhraç edebiliriz, Bu mevzu üzerinde tevakkuf edecek olursak, daha çok mad. delerin ihracına imkân olduğu- pu anlarız, Bugünkü yazımızın mahiyeti bu mevzulardan ayrı olduğu için bu mevzu üzerinde durmıya lüzüm görmüyoruz. »* Şörsi şayialardan sakındı- Kımız kadar, piyasa dedi- kodularından sakınmak, her ha- vadise aldanmamak lâzımdır. Memleketimiz, yiyecek madde leri bakımından bol bir mem- leket olduğu halde, zaman 7a- mam dedikodu- Jar gelmektedir. yiyecek maddesi pahalılaşacakmıs!. Fi- Jân maddeye zam yapılacakmışı, Belki de, bütün bu saylalara sldünarek, bakkal dükkânl, dan ihtiyat erzak alanlar ol lir, Fakat, lüzumsuz yere endi- şe ederek, evine ihtiyat erzak a- lanlar günün birinde fiyatlarm pahallaşmadığını görmüşlerdir. Çünkü, son bir icinde kuru sebzeler, pirinc, yağ fiyat. ları yüzde otuz derecesinde u- cuzlamıştır. Vaktiyle şayialara aldanarak, emini Windsor Dükü ve Gangsterler! an Gangster na- mındeki haydutlar: dün- yaya nam salı lardır. Son bir kaç senedenberi Ame- Tika hükümeti bu amansız canilere karsı müthiş bir müendele acmıştır. Alennon. ile Dillinmer ismin- azılı caninin ilk defa 0- Irak Amerikan polisi tarsfın- dan yakalanması üzerine Gan- gs'er'ler. yolisin burdan böyle sakası olmadığın! anlamıslar ve baslarının carelerini aramıya baslarmelardır. Böylelikle baslıvan düsünme sonunda Gareterler su netice- ye vardılar: “Biz cinavetlerimizi vanlıktan sonra Amerikan poli- sinin bize velişemiyeceği, hu- dut harici bir yere gidelim ve elde ettiğimiz maraların safası- nı arada sürelim!” Bu karar heosinin hosunn git- İl ve sessiz enasi> bu verlerin nereleri nlahileeeğini tahkik et- miye başladılar. ** Bimini Adasında Yabancılar! meshur Bahama adaları» gi adas) güzellikleriyle nın en kücük fa- kat en şirin bir adasıdır ve İngi- izlere sit olan bu adalarm valisi Windsor düküdür. Güzel villâları; büvük bahce- leri, deniz kenarmdaki valıla- riyle bir cennet andıran Bimi- Bİ adesinda son on sene zarfın. da bir takım yabancılar belir- miş, adada bir çok ev ve emlâk satın alarak (o yerleşmiş, âdeta SOSYAL BİR C j i Yazan: Hüseyin Avni İnne TAN ÜRÜM .... ; : evlerine bol mikdarda ihti; erzak aldığın kabul ettiğimiz bir aile, lüzumsuz yere endise ve telâş ettiğini görmüştür. Bu gibi telâş ve endişeler, le bütçelerini boş vere sarsm. tadır. Sayet, vaktiyle telâşa ka- pılarak, evine erzak dolduran bir aile varsa, buğün pisman ol- muştur. Aldığı mallardan dola- yı zarar ctmietir. Esasen “bu: gi. bi sayfaları çıkaran, piyasa spo- külâtörleri de olabilir. Ellerin. deki malları kısa bir zamanda müşteriye devretmek icin, za- manın icabı olarak, “pahalılasa- cak” diye bir şsiya çıkarabilir. ler, Bu sayialara karsı ne suretle mukabele etmeli? Yapılacak iş süküneti muhafaza ederek bu Kibi dedikodulara İnanmamak- tan ibarettir. #* B' dedikoduların zararları Yalnız bu dedikodulara i- derdi) yerli ahalinin arasina karışmış- lardır. Hayatları birer peri padişahı. niskini andıran bu yeni gelen- lerin avucundan oluk oluk akan paraların omensei ada haliına dâima meçhul kalmıştır. Britanya polisi bü zip türedi- lerin isimlerini, hüviyetlerini ve hattâ, şekil ve kıyafetlerini de. Bistirdiklerinden tamamiyle bi- haberdi. Bu yeni gelen zengin- ler .adanm en yüksek memurla- riyle ahbap oluyorlar, verrileri. ni ödüyorlar ve kendilerin: her- kese sevdiriyorlardı. ** Polis İttihadı ahsma adalarının valisi ö- lan Windsor Dükü son zamanlarda bu ya bancı o istilâsma karsı ikaz edil mistir. Washington, A- merikadaki Gan- iyice © hakkınden gsterlerin geölmisse de bunların bir & kökünü kurutamamaktadır. Zi- ra bu caniler cürümlerini isle. dikten sonra Amerikan polisinin üzerinde otoritesi olmıyan va- bancı topraklara kacmaktadır- lar ve hunlarm bir tanesi de Bahamaların bir cüzü olan kü- cük Bimini adasıdır. Buhün üzerine Amerikan hü- kümeti komsu hükürmetlerle bir polis ittihadı vapmayı teklif öt- misitr. Bundan böyle bu mem- leketlerim birinden diğerine gi- den bir yolcu, beraberinde hüvi- ul LL TN Yazan: Sevim SERTEL “ Muhtelif ihtiyaç maddeleri satan bir dükkânm İçinden görünüşü nananlara İnhisar etmez, Niha- yet bir malın pahalılaşmadığını gören bir insan, nafile yere faz- W mikdarda vivecek - maddesi aldığını anlıyarak ziyan edebi- lir. bu ziyan kendisine aittir. Fa- kat bir de bu hareketin, daha doğrusu bugünkü hukuki #ih- niyetlere göre cürmün sosyal tarafı da vardır. O da sudur: Bir yurttaş parasına güvenerek, is- tediği kadar mal alabilir, kimse bu hareketinden dolayı onu me- medmez, Evine sândık sandık şe- ker, çuvallarla un doldurabi Fakat bü hodbinane hareki yapan kimsenin, baskalarının hakkına tecavüz ettiğini hatırla. ması lâzımdır. Çünkü normal zamanlarda, bir memlekette, in. sanların ne kadar yiyecek esya- sı İstihlik edeceği teshit edil- miştir, p Fabrikalar, halka (o viyecek maddesi satan müesstseler, ma- Aazalar piyasaya mal arzeder- Ş «—. yet cüzdanı, nüfus Pasaport, kâğıdı ve diğer bu gibi vesaik- ten masda mutlaka kendi mem- leket polisinden alinmis hususi vizeli bir kâğıt getirecektir. Bu teklifi ilk kabul eden ve Gangslerlere karsı büyük cadele açan Windsor düküdür. Geçenlerde imzaladığı bir tevkif müzekkeresi, ada sakinlerinden icap eden vesaiki göstermiyen €cnebilerin derhal tevkifini. ve memleket harici edilmesini em- retmektedir. Simdi Bimini adasında bir te. lâştır kopmuştur. Zira, burada- ki ecnebilerin hemen hepsi A- merikalıdır ve bunlar doğrudan doğruya aranan Gangsterlerdir. Bu kanun cıkınca bunlar evvelâ Küba ve Meksika hükümetleri» ne müracaat elmisler, fakat bu- radan da vize alamamıslardır. Simdi ister istemez Amerikava dönecekler: Kendi ayaklariyle ve bile bile tuzaklarinın içine düseceklerdir. Hani Türkçede bir darbi me- se) vardır: ilkinin dönüp dolaşıp ceği yer kürkçü dükkümidir. Olen , Bir Telefon Muhaveresi u vaka Habeşistanın istir- dadı sıralarında olmuş- tur. İtalyanların ansızın cekildikle- ri bir Habeş seh- rine İngiliz kuv- vetleri girmekte- dir. Bunların ara- ü- KARŞISINDA ) Halkın Ihtiyacından Fazla Mal Almamasılçin Hukuki Bir Formül Lâzımdır “eları cenuptan çeviren İngilizler di. Midilli azı isimler vardır ki insan da sevimli bir tesir bırakır, Bilmem neden? Ben kücüklüğüm danberi Midilli adasını “isminde- ki sempati dolayısiyle olacak. pek severim. Bu ada hana frenk- kıvırcık yeleli, kıvıreık kuyruk” İu atların yatanlar gibi ge lir; muhayyilem bu tesir altında kalarak bana bu kocaman adada her şeyin mini mini, bici 0- vuncaklar gibi oldukları hissini verir, Daha Midilli adasının ne oldu- ğunu bilmediğimiz. zamanlarda eski zengin paşazadeler mektebe hergün Midillilerine binerek gel. dikleri için, biz de Midilli denilen bu hirçin hayvancıkları tanırdık. Osmanlı imparatorluğu, İstan- bulun en güzel manzaralı, en havadar yerlerini mezarlık yap- tığı gibi, memleketin de en gü- zel şehirlerini ya sürgün yeri, yar hut zindan yapardı. Anadolunun en güzel noktası olan Sineh gibi Midilli adası da sayılı menfalar. dan biri idi. İkinci Abdülhamit idaresi, paytahttan uzaklaştırma- yı münasip gördüğü adamların, çoğunu ya memuriyetle yahut doğrudan doğruya bu adaya sür. in etmistir. Mesruriyette de bu nda menfa olmaktan kurtulamadı. İstipdat riralinin bir çoğu Midil liye sürüldü. Anadoluya hir yarım ada ka" dar sokulan bu güzel beldeyi kay. bettiğimiz zaman bir Avrupalıya dert yanmıştım: — Canım, dedi. buna bu kadar neye teesstif 'orsunuz? Siz orasını bizim Güyan gi irki lere, mahkümlara tahsis etmis- siniz; demek sizin icin ehemmi- yeti bundan iharetmiş! Ada hakkında tarih bakımın- dan pek çok şeyler yazılabilir; fakat nazarımızı © kadar gerilere çevirmesek bile, adanın, sahidi olduğumuz bir çok vüknatma ye- ken, veyahut piyasa icin mal i- mal ederken, bunu düşünürler. Halbuki, biz, duru» dururken, beş kilo sabun yerine, bir çuval şeker alacak olursak, piyasanın ihtiyaçları hakkında yapılan he. sapları, tahminleri altüst etmiş oluruz, Bu yüzden piyasadu ma- İın mikdarı azalır. Bu yüzden pahalılık olabilir. Günün birin- de, bir vatandaş, bu malı piya- sada aradığı zaman müskülâta tesadüf eder. Hattâ bulamamak ihtimali bile vardır. Demek olu- yor ki. müstehlik vatandasın ih- tiyacından fazla mal talep et- mesi, durup dururken, “varlık i- cinde yokluk” yaratabilir. Li zumsuz yere buhrana sebebi- yet vermiş olabilir. Bu itibarla, bir vatandaşın te- lâş ve endişeye kapılara! mal alması, yalnız keneli: lâkadar eden bir hadise değildir. Bunun sosyal tarafı da vardır ki, başkalarının iktisadi hayatı Dı tazyik etmek demektir. Bu- gün için bu hareket bir cürüm- dür. * £ Gimdiye kadar Milli Korun: ma kanununun tatbikin- den alınan neticelere göre. ka- ini tiştik. nunun muayyen hükümlerinde) © Abdülhamit idaresinden ala- tadilât yanılmış. ve kanuna Ye-| çağını bir türlü koparamıyan bir niden hükümler ilâve edilmiştir. Bugünkü yazımızdaki “ihtiyaç- tan fazla mal almak hareketi” de sosyal bir cürüm olarak ka- bul edildiğine göre, buna ait ka” nuna bir hüküm ilâvesi, hukuk- çuları alâkadar eden bir mevzu- dur. Bu itibarla hukukcularımı- zın bugünkü şartlara göre “cü- rüm” telâkki edilebilen bu ha- reketi tetkik etmeleri, hukuki bir formül bularak, Milli Korun ma kanununa bir fıkra ilâve ef- meleri lâzımdır. Bizim, bu yazıdaki vazifemiz, bugünün iktisadi bünyesinin bu &ibi cürüm teskil edecek hadi- selere meydan vermesini teba- rüz €ttirmekten ibaretti. Ev- velce de söylediğimiz gibi, bu- na mani olmak, bu cürmü tesbit etmek. bu cürmün mahiyetine güre ceza tayin etmek hukukçu- lara düşen bir vazifedir. İrenk sarrafı, Fransa hükümetine müracaat etmiş ve o zaman Fran sanın İstanbul sefiri olan Mösyö Konstans, vaktiyle dahiliye nazı- rı iken Bulanie meselesinin hal- linde gösterdiği kiyaseti, alacak tahsilinde de göstererek Fransız donanmasına Midilliyi işgal et- irmis Türklerin büyük vatanf sairi Namık Kemal, Midilliye muta- sarrıf olarak sürülmüstü. Bura” dan da kaldırılacağı hakkında bir yet isitince İstanbula yazdığı bi rmektubu şu sözlerle bitirmiş. tr Bütün vezir, vüzera ata binerler Bize bir Aridiiyi çok görürler Kader, Midilliyi yalnız Namik Kemale değil, bize de cok gördü! Takvimci POLİSTE: Çarşıkapıda ve Ji ismindi kuğu mü İlayda geğimiş. ger | o Balıklıda İki zel İtalyanca konuşan bir zabit vardır. Yaralama Vakası İngilizler şehrin muhtelif bi- nalarına vaz'ıyed etmektedir. ler. Jimmy ile arkadaşlarının #irdiği bina İtalyan kuvvetleri- nin kaçmadan evvel karargâh olarak kullandıkları binadır. Jimmy ile bir iki arkadaşı bir o- daya girdikleri sırada telefon çalar, Jimmy telefona gider, İ- talyanca şöyle bir omuhavere başlar: Ses — Alo, Karargâh 28 mi? Jimmy — Evet. — Burası karargâh 25. — Vaziyetiniz nasıl? — Sehrin 30 kilometre simali Karbisindeviz. Düşmana pusu kuruvoruz, Arkadan cevirece- ğiz. Siz ne dlemdesiniz? — Biz gece beklediğimiz hü- cuma uğramadık. Siz düsmanı sindirmiş olacaksınız. o Simale doğru cephe almakta devam © din. Cenuntan tehlike yoktur. — Eyvallah.. Burada zahire kıtlığı cekiyoruz. Bize biraz yol- Jasanız! — Aksama doğru adamları« miz orada olacaktır. Merak et- meyin! na giden Osman adında bir genc. le © civarda oturan Hayik ve ye- di arkadası, kıskançlık yü den kavgaya tutusmuslardır. Se. tiz kisiye karsı kendini mfdafası »demiveceğini ve dayak viyece- #ini anlıyan Osman, bıcağını cek- mis, bunlardan Havik ile Ham. narsomu bıcakla muhtelif yerle vinden ağır surette yaralamıstır. Hâdisevi müteakın vakalanan Osman hakkında tevkif Kararı verilmistir. # Carsıkamdâ oturan kundu- raci Sait Ahmet İle arkadası Meh met Kavcı urasında cıkan bir kavgada Mehmet, Saifi bicakla ağıren yaralamıştır. Mehmet tu. tulmuştur. Eski Bir Kin Yüzünden İki Yavruyu, Öldürdüler Gediz. (TAN) — Merkez ke- sâbaya bağlı Kızılkoltuk köyün- den 8 yasında Hacer ve 5 yaşın. da Veli Özdemir. köylerinden bir kilometre mesafede akan ırmak- ku lardır, ümet dekteru fından yapte lan otopside, cocukların bir ks. za neticesinde olmavın boğula rak suya atıldığı teşhiz edilmiş- tir, Hakikaten aksama doğru tele- fondaki sesin söylediği vere ge- lenler oldu, Fakat bunlar zahi- re getiren İtalyanlar değil. on- lerin poney dedikleri ufak tefek, 25 Numaralı karargâh, o seh- rin terkedildiğini, 28 numaralı karargâhın gittiğimi haber ala- mamıştı, oTesadüfen telefona bir İtalyan kadar iyi İtalyanca konusan Jimmy'nin cevap ver- mesi İngilizlere hu muvaffakı- yeti temin &tmişti. Müddelmumi İlüseyin Tüze, men hâdiseye el koymus. bu el navetin avni köyden Serif Ay- emir tarafından, eocurlarım ba, bası Mehmet Özdemirle arala - rındaki gecimsizlikten ve eski hir kin yüz'inden intikam kas- diyle işlendiği anlaşılmıştır. Evvelki gün Balıklı panayiri- özi LER ei ii

Bu sayıdan diğer sayfalar: