21 Nisan 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

21 Nisan 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mi tmidi —— d.aım ASONE BEDELİ TAN ie ei ri Adres değiştir. 1400 Kr. 1 sene 2800 Kr,| 400 Kr. 8 Ay 10. SAY ee (25) Keş o 750 B Ay da Dünyanın Siyasi Manzarası 1 — Pravda gazetesi makalede em mi yetler Birliği hük ver tarafından üçl yapılan tekli andki ifşamttır. — İngilizlerin Irakta aldıkları yeni askeri tedbirler ayni zaman- in meşrettiği nokta, Sov- som —e reddet- FT Sovyet Siyaseti ıvda gazelesinin, Sov; Japon paktının mühteli memleketlerdeki i tefsirlerini tetkik ve baddesinden geciren ve Sovy: lerin değişmez sulh ve bitaraflık siyasetini tebarüz ettiren mak: inin esaslı noktaları şunlar- “1 — Pakt, Japonya, Alman- Ya, İtalya, Türkiye, Romanya, Macaristan matbuatı tarafından, umumiyet itibariyle, Sovyet Tin dünya harbirin genişlemesi re mani olmak iradesinin bir İ- İadesi olarak tefsir edilmiştir. 2 — İngiliz ve Amerikan mat- buatı ise, paktın ebemmiyetini küçültmekte ve Sovyetlerin, u- Zek sarktaki İngiliz ve Ameri kan üslerine ve Holanda Hindis- anma taarruzdan vazgecirmek | İcin Japonyaya karsı hasım bir Vaziyet almamatından mütevel lit hiddetlerini izhar etmekte- dirler, Makalede bilhassa, “Sov. Yet hava kuvvetleri Japonyayı, Kızlordu Mançuriyi tehdit © bilirdi” diyen Lipmann'a hü cum edilmekte ve bu çesit yazı, İarın, Amerika siyaset adamlar Tının hakiki plân ve arzularını mi çikardığı söylenmekte. 3 — İngiliz ve Amerikan mat- buatı ve mahafili, Sovyet - Ja. Pon paktının Almanyaya karsı bir hareket olduğunu yahut Al- Manyanın tazyiki ile imzalan- diği iddin etmektedirler. Hal- buki, bu iddialarda hiç bir ha. Kikat hissesi yoktur. Çünkü, Sovyetler Birliği hükümeti, ge- “Cen Sontesrinde Mikver devlet- , İleri tarafından kendisine vapı- lan üçler paktına girmek tekli- fini redeetmistir.. Japonya ile On senedenberi müzakere halin. de bulunan Sovyetler Birliği hü- kümeti bu devletle 1939 Sovyet- Alınan muahedesine — benziyen bir ademi tecavüz paktı yapma- Yı da reddetmiş ve en nihavet #adece bir bitaraflık paktı imza- tar, 4 — Sovyet . Japon bitaraflık Baktı, ne Almanyava karsı, ne #RLRALPUA BitSPY EPORSRdE? TİTYTYN TBT Eeretu Tas İmzalanmıstır. Sovyetler, bütün Senebi tesirlerden âzade olarak, kendi müstakil siyasetlerini ta- kip etmektedirler, Times guze- tesi de -Reulerin diplomatik Muhabirinin ve diğer İngiliz Eazetelerinin tefsirlerinin zıddi- na olarak, “Moskova kendi po- litikasını takip ediyor” diye ya- ül bu hakikati ifade etmiş- gir. LOKMAN Bursadan mektup gönderen bir ın okuyucumuz basur meme- ine tutulmuş, gazeteden yalnız | Kendisine mahsus olarak mektup- cevap ve rahatsızlığına deva İstiyor, , Buruda bir çok defa yazmıştım, | mektupla hekimlik etmek bizim de -pek haklı olarak- Yasaktır. Bir Insanı görmeden, ra- batsızlığını tetkik etmeden ona Mir öğüt vermek hekimlikte pek *akat bir iştir. Buradaki sağlık ö Üütlerinden maksat ta bir çok Kuyucuların işlerine yarı $ek umumi bilgiler vazarak, her- kesin kendi halini anlamasına ve lüramunda hekime mürsenat et- Mesine hizmet etmektir... Onun i- Şih bu sayın okuyucumuzdan. Rursa gibi bir sehirde hiç te ek- jik olmadığı süphesiz. bulunan m SONİA, asite? K » » z » X > ici hastalıklar mütehassısı bir v müracaat etmesini rica ceğ'm: | ş Fakat bastır memeleri o zattan okuvucularımızda da bu- eğinden bunlar hakkın & herkese hizmet edebile- ımumi bilgileri anlatmaya im... Bugünlük lerinin nereden geldiği” © paktının hakiki mahiyetini dün. de Almanyanın tazyiki altında * 100 Sovyetlerin bu müstakil sulh eti, Londra ve gtondaki siyaset adamları- plânlarını altüst etmistir;,, Pravdanın o Sovyet » Japon ya efkârı nmümiyesine İzah et- mek maksadiyle neşrettiği hu makalede en ehemmiyetli nokta, Sovyetler Birli ikümetinin mihver devletleri tarafından üç- ler paktıma girmesi icin yapıl: teklifi reddettiği hakkında ifsa- attır ki bu, Sovvetlerle mihver devletleri arasında o dünyenin taksimi icin bir anlasma olma- dığın; Sovyetlerin he Almanva, ne de İngiltere ve Ameriks cep- heisne iltihak etmek istemedik- lerini göstermektedir. Mânidar Nümayişler: Noymim gelen 19 Nisan rihli hir telernfa göre; 1939 Almstosundanberi ilk defa olmak üzere Amerika komünist. | leri. Amerikuaki Alman konso- loslukları önünde nümavisler| yaparak, hâlâ Almanvasn mah- pus tutulan komünist sefi Tha-| elmann'ın serbest hirakımasını istemilerdir. Thaelmann, Ak munvada 1995 Reisiciimhur se- ciminde 2 milyon rev tonlamış olan ve 27 Subat 1937 deki Ra- yiştag yangını meselesinden son rn koministlerin kanun harlei ilân edilmeleri neticesi on hin- lerce komünistle heraber tevkif ve hapsolunan zattır. Amerikada hakikaten böyle nümayişler vuku buldu ise ve bımlar, Trotskist veyahut diğer unsurlar tarafından değil de bizzat Amerika komünist parti. si tarafından tertip edilmisse,| bu hadise hususi bir ehemmiyet kazanacaktır. Irakta Tedbirler : Giyene Bağdatta yapı lan hükümet darbesi ve onu takiben hir İngiliz üs“ sünün İrak kuvvetleri tarafın- dan işgali Londra mahafil endişe ve İngilizlerin buna kar- si harekete germemeleri bir çok kimselerde hayret uvandırmastı. Dünkü ajanslar, İngitlere ile İrak arasındaki muahedenin 4 üncü maddesine istinaden, bü| yük İngiliz kuvvetlerinin. İrak arazisi dahilindeki demiryolla., rının, şehir ve limanların, tay- yare üslerinin, münakele vasıta- larının müdafaa ve himayesi maksadiyle Basraya cıkarıldığı- ni, imparatorluk askerlerinin yerli halk tarafından iyi karsı- İandığını ve Raşit Âli hüküme-! tinin İngiliz kumandanına ko- laylıklar gösterdiğini bildirmek. tedirler, Başka bir habere güre de, diğer arap devletleri, Raşit. Âli hükümetinin taskınlıklarda bulunmasına mani olmak mak- sadiyle, Bağdatta manevi nüfuz- Tarını kullanmıslardır. İngilizlerin yakın sarktaki ka. ra, deniz ve hava kuvvetlerinin uhtac olduğu petrolü temin len Irakı kaybetmemek mak: iyle aldıkları bu askeri tedbir. ler, netice İtibariyle İrakta da- ha sağlam olarak yerleşmelerini mümkün kılacak, bu memleket. te kendi aleyhlerine çalışan ya- bancı unsurların tahrikâtma ni. hayet verdirecek, hattâ Suriye. nin vaziyeti üzerine müessir 0- labilecek mahiyettedir. M. ANTEN ki HEKİMİN Adi GELİR? ni yazmak istiyorum. Bursadaki sayın okuyucumuz mektubunda: — Ulu tanrımız kulları ile be- raber onlar için ne de çok hasta- lıklar yaratmıştı Diye hem tasecüp, hem de U- lu tanrının zevkinden şüphe edi- yor. Benim fikrimce, tabiatte bü- Tunan bu kadar iyilikleri ve gü: zellikleri -onların arasinda pek güzel bir sey olan insan vücudü- ıratmış olan bir kudret, a; ni zamanda fenalıkları ve çirki: likleri de yaratmaz. Ontun için, hepsi azçok çirkin hastalıklara, bilhassa basur memeleri gibi pek ir hastalığı mutlaka bir yaratıcı aramak lâzim gelirse hastalıkları şeytan yaratır diye düşünmek daha doğru olur. Bu fikir, tabii, sayın okuyucu- muzun bakımından... Hekimlik bakımından, basur memeleri ya karın içerisindeki uzuvlardan bi. rinin hı ığından, yahut artri- tik bünyede bir insanın az hare- ket edip çok oturmasından, çok yemeyi sevmesinden, peklik çek mesinden “kadın olursa- gebe kal masından ileri gelir e | Muberip kuvvetler bir nevi milis TAN Muharrir Bu Yazısında, Nüfus Azlığının veya Çokluğunun oHarplerin OEkserisine Vesile Teşkil ettiğini (o Kaydederek Nüfus Meselesinin Bütün Tarih Boyunca Bı Bakımdan Arzettiği Hususiyetleri Tetkik Ediyor : o 0S ir devletin nüfusunun az ve ya 'cok olması, eksilmesi veya artması harplerin çoğuna vesile olmuştur. Fakat her harbin ilk ve son malzemesi insan, binaenaleyh nü fustür, Nüfusun artması, harp ipotentiel) inin yani bilkuvve harp kabiliyetinin yükselmesi de. mektir, İki komsu ve rakip devletten birisinin nüfusunun artması, di- derininkinin azalması veyahut ol- duğu yerde kalması, aradaki harp kuvveti müvazenesini nüfusu, bi- nacnalevh #skeri azalan veya a7 an devletin zararına olarak bo- zar, Eski ve Orta çağlarda doğru. dan doğruya değilse bile -nüfu- sun kiymet ve kudreti bugünkü gibi riyazi katiyetle bilinmiyor- du. muharip adedinin çoğaltıl. ması aranırdı. Meselâ islimdan vel Arabistanda kız çocukları imha edilirdi. O “çahiliyet” dev. rinde hüfüs arimasında yani mu- harip vetistirmekte kadının fizik rolü takdir olunmuyor, yüz bin- lerce erkeğin öldüğü büyük mu. harebelerden sonra beş, on sene içinde, erkeklerle kadınların Yi- ne müsaviye yakın bir seviyey” geldikleri bilinmiyordu. Orta Çağda Avrupada derebey- leri, topraklarında esir gibi kul- landıkları çifteilerini. sulhte kö- le, harpte asker olarak kullanır. Jar, bilhassa bunların çok çocuk. lu olmalarını isterlerdi. Toprağa bağlı, toprakla alınır satılır, “serf” lerin “prolifigue”, doğur- gan olmaları lâzımdı. Eski Roma: dan alınmiş bir tâbirle bunlara “proletaire* de denilirdi, Bugün amele sınıfına “proleterlat” de- »ilmesi bundan kinayedir. LİR (Oösniların ük kuruluş za manlsrında, Alâcttin Pa. şa kanunları ile ve devşirme $ü- retiyle Yeniçeri ocağının kurul- ması, yalnız talimli, odövüşgen ve seçkin bir kuvvet hazırlama- ları itibariyle değil, asli nüfusun Hec ve, çoğaltılması. itiba» e zamana göre çak kiymetli, çok yerinde bir tedbirdi, Zaten 19 uncu asra kadar her devlet kendi zihniyet ve imkânına göre ya Romalıların lejyonerleri veya. hut Kartacalılarıri ücretle tuttuk. ları (mercenaire) denilen kuvvet leri gibi daimi bir ordu çekirdeği bulundururlar, görülecek lüzum üzerine, gönüllülerle, esirlerle, reri aldıkları erlerle orduların! büyültürler, kuvvetlerdirirlerdi askeri, idi. Yabancı milletlerden ücretle, veya başka bir menfaat mukabi- linde tutulan silâhlı kuvvetler de kullanılırdı. Meselâ, Bizans İm- Bedava Tayyare Uçuşları i İ ngilterenin sahil boyunda küçük bir kasaba olan Shulzberi'de her pazar günü halkı alıştırmak icin tayyare u- çuşları tertip ederlerdi. Bun- dan beş sene evvel bir gün Yİ. ne sahildeki tayyare meydani, ucmak istiyen meraklılarla dol mustu, Herkes 150 kuruş mu- kabilinde elde edilen bir saate lik ucuş biletlerini almıya ça- Tısıvordu. Birdenbire halkı ite. kaka on beş yasında bir çocu- ğun geldiğini gördüler, omuzlu, uzun boylu, çimi yüzlü olan bu genç, Sira- sını güclükle bekledi. Bu, onun ilk ucuşu olacaktı. 150 kuruş biriktirmek icintam bir ay uğrasmıstı, O gün bir saatin hi- temında bizim delikanhı bir türlü tavvareden inmek istemi. yordu. Pilota: — Benim adım dedi; Lock'- tur. Kuzum ağabey ne olursun bırak da biraz daha ucayım. Pilot böyle haylazlara aliş kırdı, Daima bu sekilde basına musallat olurlardı. Fakat ne- dense bu cocuğun vüzünde bas. ka bir mâna, eözlerinde aenip bir parıltı vardı, Pilot onu far- 'ketmedi. Fakat orada bulunan ve çocuğun tayyareci İle yap - tığı münakasayı duyan orta yaslı bir adam Lock'un gözle- tindeki bu parıltıyı sezmisti. Araya girdi ve pilota adiyle hi, tap ederek: — Cim, dedi; zivanı vok. Bu- günden itibaren bu delikanlıyı benim hesabıma ucuracaksınız. Lock, neye uğradığını anla» mamıstı. İkinci saatin hitamın- da yere indikleri zaman, bu meçhul, fakat iyi kalbli adamı, TU Yazan Yazan: Şükrü KAYA oaratorları, gerek Avrupada, ge. ek Anadoluda Alan, Pecenek gi- »i Türk kabilelerinin askerlerin- den asırlarca istifade etmis. hattâ İstanbulun © kapısı addettikleri Drae'ı, İtalyanların cenubuna yer 'esen Fransız sövalvelerinin mu- hasarasından. Venediğin yardı mından ziyade Türk Peçenek cen gâverleri sayesinde kurtarabil. misti, Bizans Rumelideki arazinin muhafızlığını ve müdafiliğini va- ban Pecenekler, Bizanslılar tara- fından yine başka Türk kabilele. rinin yardımı ile Çorluda imha 2dilmislerdi. İspanyolların Almugavvar'ları /arapca elmücahitten galatmıs) şu veya bu devletin para ile muha- rebösini yapıveron silâhlı büyü. cek bir çete idi. İsviçreliler, Almanlar 19 uncu asrın başlarına kadar ücret mu- kabilinde şu veya bu devletin askerliğini yaparlardı. > ” gi Fransızların koloniler- de kullandıkları (Lerion etrangöre'leri) yabancı Blayları ve Suriyedeki süvari kıtaları, İ- talyanların Libya ve Somalideki askerleri İngilizlerin Hindistan- daki Sipahileri bu kahilden ya- bancı kıtalardır. Ordular gelişi Rüzel ve yabancı unsurlarla ku- rulduğu devirlerde milli nüfusün askerlik bakımınden hakikaten e. hemsiveti olmıyabilirdi. Zaten muharebe meydanlarında karsıla- san kuvvetler, ve seferber edilen kıtalar azdı. Her memleketin har- bi sanat edinen. muharip bir sını- fı vardı. Askerlik milli ve umumi değildi. Nüfusun harp “proten. Gel" i, yani insan malzemesi İti- bariyle ordunun kaynağı olması, ve Avrupada orduların milliles- mesi 19 uncu asırda baslamistir. Filhakika nüfusla orduların alâ- kası bakımından 19 uncu asır üç yük inkilâba sahit olmustur: 1 — 1789 Fransız inkilâhi, veldar ona karsı acılan harnler, milliyet, ve fikir hareketlerini uyandırdı. Napolyon'un orduları ve zaferleri bu fikir cerevanini İmparatorluk” lar aleyhine olarak vabancı hâki. miyet .sltında bulunan milletlere yaydı. Liberal ve millici fikirlere karsı Meternih'inViyanada (1818) kurduğu Mukaddes ittifak cere- vanın milletlerin vicdanına yer- lesmesine mani olamadı. Din düşmanlığı ile karısık Os- manlı İmparatorluğu husümeti, daha doğrusu imparatorluğun za. afı o mukaddes üçlü ittifakın iki mühim rüknüne, Avusturva ile Rusyaya, bilâkis milliyet fikrini kendisini bekler buldu. O mi tebessim - bir çehre ile Lock'a doğru geldi ve: — Benim adım Mister Seout- tur. Senin tayvareciliğe çok meraklı olduğunu görüyorum. Ben bu tayyarelerin sahibiyim. Benim de bu kuslara olan aş - kım senin yaşında baslamistır. Onlara yaklasabilmek için ne kadar çırpındığımı hiç unut. mam. Ve çocuğun elini samimiyet. le sıktı. Lock yeni dostuna te- sekkür etti ve o günden sonra tayyarelerin kusursuz mü vimlerinden biri oldu, O za. manlar bu çilli cocuöa kimse ehemmiyet vermemişti, *” ; Güzellik Kraliçesi 939 senesi o Ağustosunun uzun ve mehtanlı gece lerinden birinde Shulzheri'nin en büyük gazinosunda Kızılhaç serefine bir balo veriliyordu. Müzik cosmuş, masalardan sti” lan balonlar. konfetiler her ta- rafa yayılıvor ve birbirine sa, rilmıs ciftler çılgınca densedi- 'yorlardı. Bütün bu kalabalık ve gü - rültü arasında herkesin gözü danseden çiftler arasında bir noktaya, Shulzberi'nin güzellik kraliçesi Pegay'ye takıltyordu. Bütün kasaba gencelerinin kalb- Jerini - tutuşturan bu kumral GÖZÜME - İN Rİ Yazan: Sevim SERTEL X sez, sarsam ele alarak, Osmanlı İmparatorlu. #unu parcalamıya vesile oldu. Devletler milli kütlelere da yanmak lüzum ve ihtivacını duy. du. Yabancı milletlerden bilhassa »pavatanda yabancı “ordulardan süphe ve endişe edilmive, ve or- duların millileşmesine doğru &i- lilmiye başlandı. *» # — Napolyon'un büyük küt-| * lelerle geniş hareketli mu. harebeleri, sevküleevsi değiştirdi Yüksek mevcutlu ordulara ihti- yaç hâsıl ve o kadar çok asker bulmak için bütün millete mü- tacaat zaruri oldu, Her yerde ted- rici olarak, “askerlik mükellefi. veti” tatbik edildi. Milletler ara- sında rekabet ve husumet büvü- dükçe ordulara ihtiysc arttı. Bü- yük ordular da cok nüfustan Ya- vılabilirdi, Harp âletlerinin ço. #alması ve iyi kullanılmast, mil- etlerin cenk kubiliyeti, şecaat ve cesaretleri her millette ayri ayrı tezahür ettiği halde, maddi veya manevi hic bir harp unsuru nü- fus cokluğu ihtiyacını telâfi e- demedi. “Silâhh millet” nazariyesi bilâ. kis nüfus ihtiyacını arttırdı. Milletlerin harp potentieli nü. fusu ile hesap edilir oldu. Nüfu- sun muayyen nisbette bir kismi meselâ vüzde onu asker farzedi- lerek, devletlerin muharebe kuv- vetleri ölçülürdü. Hattâ seferber- lik ve harp senelerinden yirmi se, ne sonra asker cağına girecek genclerin azalacağı hesaba kalila- rak “les Annces Creuses” bos 58- neler denilen o devrin noksanlâ- rını başka suretle ikmal hükü- metleri ve genel kurmayları isgal eden mühim bir meseledir. Franklin . Bowillon bu hesaba na. zaran Almanyanın Fransava 1938 de harp ilân edeceğini her vakit ve her verde iddia ederdi. 3 — 19 uncu asır o zamana kâ- görülmedik, f#etimai mühim bir hadiseye de sahit olmustu: İzahı mevzuun dısında kalan sebeplerle, nüfus tahminleri g6- cen sürat ve nisbette arttı. 1800 tarihinde 180 milyon Av- rupa nüfusu 1900 de 400 milyo. na vardı, Bir taraftan askerliğin bütün millete teşmil edilmesi, di- Ker taraftan “silâhlı millet” na- zariyesinin eski ve realist bir tâ- birimizle askerliğin yani memle. ket müdafaasının, vediden yet- mişe kadar kadın, erkek, milletin bütün efradına vazife vermesi, orduların adedini de, mevcudunu da tabiatiyle arttırdı. Ekmeğin büyüğü, hamurun büyüğünden ze güzeli, gözlerin! süzerek danse. diyordu. Birdenbire masalardaki halk arasnda bir kaynaşma oldu. Kulaklarda fısıltılar: — A, bakın Lock geldi. — Kâfire tayyareci ünifor - yor değil mi? Onun bes sene - denberi Shulzberi'ye ilk dönü- sü değil mi? — Evet bizim komsunun oğ- lu anlatıyordu. bu sabah gel - miş. — Kâfir gittiği zaman çilli yüzlü bir afacandı. Simdi müt. his bir delikanlı olmuş. Bütün bu dedikodular iceri- ye yeni gelen parlak ünifor , malı, yakısıklı bir hava subayı hakkında söyleniyordu. O. bir- kaç arkadaşiyle birlikte hir ma- saya oturdu ve etrafı seyre baş. Jadı. Az sonra onun da gözü ay- ni noktaya ilişmişti. Arkadaş - ların» sordu: — Şu sarı organtin elbiseli kız kim? — Tanımadın mı yahu? Peç- Gi Aman ne kadar güzelleş. mis ve serpilmiş. Genc kız da dansederken ka- yalyasına soruyordu: — Şu yabancı hava subayı da nereden çıktı? — Yabancı mı? Amma yap- tın ha! O bizim Lock yahul,. üfus: Harp Vasıtası yapıldığı gibi, orduların bü ri de, çokları da nüfustan Ya bilir. ** Nm ordu — teşkilinde, memleket . müdaf, di ilk oynadığı 70! sırf “kemm yani sayıyladır. Savaslarda nüfus sayısının. sa. dece kalabalığın zaferler icin kâ- fi bir unsur olmadı votur, Hususiyle sevkülceys ve i cok değiştirdiği görülü- yor, mütehassıslar tarafından söy leniyor. Zafer harp makinesini en iyi kullanan teknisyenler tara- fından tesekkül edecek, mükellef erler geri hizmetlerde kullamla- cak deniliyor. Fakat silâh, cep- hane, techizat vesaire harp vası- talarından sarfınazar, hattâ bü- tün bunlar savıda ve ivilikte mü. savi farzolundukları takdirde da- hi, zeferin nüfusu cok olana ne- sip olması behemehal mukadder ve zaruri değildir, Savaşlar tarihinde, azların 7a- ferleri, coklardan fazladır. Mem:-|. leket müdafaası, ortaya cıkınca. düsmanım cokluğuns bakılmaz Nüfusun kiymeti hem kemmiyet hem keyfivelindir. Fakat yok ve- va var olmak davalarında fertle- rin ruhi faziletleri, ekseriya kala- balığın sayısı mekanik kuvvetini yenmiştir. Milli tarihe şan veren ve cihan tarihini de aydınlatan 'Türk zaferlerinin coğu azın çoğa gelebesiyle alınmıştır. Türk milletinin, yüksek fazilet- leri, fedakârlıkları, Türk çocuk- Tarımın cesareti. atılganlığı, ö'üm- den gözünü kırpmavısı, milli se- ciyenin en vükseklerine varis ol- makla beraber, muharebelerde, &r meydanlarında, ates icinde van- yana, askerlik kudret ve mehsre- #i artmis. iradesi celikleşmis kah- raman Türk subayları ve komü- tanları bu büvük mucizeleri va- ratmıslardır. Basımızda Milli Se. fimiz İnönü olduğu halde, ordu- hun talihini idare edenler zafer mucizesinin str an *w bilen erdi: (YEDİGÜN'den) Ankaradaki Temasları Ankara (TAN) Izmir ticaret o- dası reisi Hakkı Balcıoğlu refaka- tindeki tüccarlarla beraber bu- Tadaki o temaslarına devam et- mektedirler. Hevet ellerinde bu- İunan Akala birinci cins pa- muğunun bugünkü fiyat üzerin- den devlet tarafırdan mübayaası- nı istemiştir Mürscaalları Başve- kâlet Koordinusyon heyeti büro- su tarafından tettik olunmakta- dır. Bir netice &lıncıya kadar be- yet burada kalacaktır. — A! O çilli maskara bu baş- metli hava subavı mı? Nasıl o. lur?. O gece orada yeniden bulü- şan iki eski çocukluk arkadası Lock ile Pepry sabaha ksdar dansettiler. İki genç de birbir- lerine fena halde tutulmuslar- dı. Bir ay sonra da düğünleri oldu. A Bir Hava Kahramanı üşmanla harbin devam ettiği bir bucuk sene zarfında ağızdan ağıza bir isim yayıldı. Bu amansızcasına dö- Aüşen, sayısız düşman tayyare- si düşüren Lock adında, 21 ya- sında bir gençti. Fylül ayında tekbaşına bir haftara sekiz tay. yare düşürmüstü. Birinciteş - rinde 19 günde 15 ucağı yere indirmişti. Lock ismi artık düş- mana dehşet salmıştı. Bir gece vine cenup sah'lin- de döğüşürken bu müthis kah- raman bacağından tam 15 yara aldı. Ayni zamanda kolu kırıl- 'mıştı. Tayyaresi de ateş almıstı, Görülmemis bir azimle ölme- miye ve daha bircok düsman tayyareleri (o indirmiye karar verdi. Ve bu düşünce İle so - Rukkanlılığım o kavbetmiyerek tayyarevi oindirmive ve hattâ benzin deposunda çıkan van - Bini da söndürmiye muvaffak oldu. Ancak ondan sonra yar- dım İstedi ve hastaneye kaldı - rıldı, Bir bucuk aydır bü sık - hat müessesesinde Hdi, Gecen gün Leckile Perzy Kral tarafından saraya davet olundular ve orada Kral bizzat Shulzberi'nin bu mert ve cesur | cocuğupa İngilterenin en kah- yaman (o havacısı madalyasını takdim etti. Sinir Harbi İlâcı alnız gazetelerdeki başlık» ları okumakla iktifa eden tefikim gözlüğünü alnıma doğtu kaldırdı: — Kuzum. Dedi, Bu sinir har- bi de nedir? — Ne demek olduğunu gaze telerde okumuyor musun? Sinir hatbi, âsabı daima heyecanda bulundurmak için bir takım aal- lı #silsiz havadis çıkarmaktır, — Meselâ? — Meselâ, Filin memlekette filân şehir zaptedildı, Arkadan bir haber daha, zaptedilem o şe- bir geri almdı, — Böyle olünca sinir harbi mi oluyer? #nirlerinde bir Grtiaş) oluyor. Sonra bunun uksi bir baber yeni bir sarsılma hüsüle getiriyor. — Hiç farkında değilim. Filin memlekette filân şehir zaptedilir- se ben neye sarslayım? — Canım meselâ taraftar ol- duğun veyahut bir suretle fak» dirkâr bulunduğun bir memle - ketin başına bir felâket gelirse müteessir olmaz musın? — Olurum. Fukat dediğin gi- hi sinirlerimde bir irtiaş hisseilip 'p diye tavana zıpleamam; sonra bu hayadisin memnun olunacak şeklini de öğrenince sevincim - — Pekâlâ, Ya bu gibi haberler siyaset vadisinde vatanına taat — O zaman iş değişir. — Gördün mü? — Iş değişir demekle sokak yarştırırım demek istemiyor'Mu, Onu da sükünetle telâkki ederim. Çünkü; Bu memleketin başımda €s'uliyet yükünü bütün ağırliği le üzerlerine almış adamlar var. Devletin dahili, harici idaresi onlara âittir, Memleket ve ben İde dabil olduğum halde millet İonlara mukadderatını birakınış. Artık benim kendi kendime bir takım faraziyeler yapmağa hak- kım var mı? Devlet harbe mi girecek? Biatraf mı emi veya bu zümreye mi İltihak cek? Bunu onlar düşünecekler, Biz, değil. Yaşadığımız asır, de- dikodu, asr değildir. Disiplin asrıdır. Ben akşam evime gidi. yor, ve yalağıma girince horul horul uyuyorum. Onlar uyumu- yorlar azizim, Ve onlar uyuma- dıkıları içindir ki Avrupaya üç senedir ateş yağdığı halde biz Tahat rahat uyuyabiliyoruz. Ben şahsım itibariyle memleketin es- kiden olduğu gibi bir zevke, bir hevese, bir iltifata feda edil - miyeceğine katiyyen kaniim. Bun. dan dolayı müsterihim, Amma böyle olmaz da yarın öbür gün bizim de bu hercümetce karış - sa olsa yine başımızda bulunan- riyetle lüzum göstermiş olacak- lardır. Arapların dedikleri gi- bi anlıya: ki “devaların sonu dağlamak” tır, başka çare kal- mamıştır, O zaman bu millet bir kitle halinde vazifesini ifa eder, Çünkü bu sefer gireceği mü- cadele varlık, yahut Oyok- luk savaşıdır; Burada hissi- yat susar; muhakeme, münaka- $a, mantık iflâs eder. Ben ki bu- gün elli iki yaşındayım, o Yirmi yaşında bir genç gibi güle güle yazilemi ifa ederim. anladım. — Oyle değil mi ya, Herkes de benim gibi proğramını böyle çizerse © zaman sinir harbi, âsap irtiaşı gibi sözleri işittikçet Evvel yoz idi işbu sivayet yeni çıktı Der, hiçbir şeyi umuruna Sal- lamaz! Takvimci Mısır Mübayaasına Başlanıyor Ankara (TAN) Karsüeiiz hel. kının ihtiyacını temin maksadiy- le Ticaret Vekâleti mısır fiyatın tayin etmiş, mübayaata başlan ması için Zirdst Bankası ila ko operatifler birliğine talimat ver miştir, Bu masırlar nuubfağ hal ka kredi ile tevzi olunacaktır Bü suretle fakir alk Mısır ih tiyacı temin edilmiş olacaktır. Ab sr fiyatları 7 kuruş olarak tes bit olunmuştur. İstihsal mınta- , buna ancak nakil üc olunacaktır, Sümer Bank Mübayaata Başladı Ankara (TAN) Sümerbank mü- baya heyetleri Adana, Ceyhan ve Mersinde faaliyete geçmişler- dir. Önümüzdeki iki ay içinde Şark vilâyetlerine gideceklerdir. sokak gezip rastgeldiğime çene mamız icap edermiş, Buna da öl. lar ietinap edilemez bir mecbu » — Şimdi sükünetinin sebehini ii a gg Ag AŞ miliiinier e nün izl nemli el İk, rilen ik ei din

Bu sayıdan diğer sayfalar: