Yazan: ULUNAY — Seytanmız bol olsun Pa - İsmim Sadıktır, Ticaretle meşgulüm. Parise gidiyorum. Bir kaç gün için Nise de uğramıştım. | idi. Ahbap oldular. Paşayı yemeğe davet etti. Geç vakitlere kadar beraber kaldılar, Sadık'ın para vermek için pantalonunun ce- binden tomarla banknot cikar- ması Paşanın dikkatini celbetti. Kendi kendine düşünüyordu: Amma bayağı herifmiş ha.. dedi, elinden gelse banka defteri- ni de beraber çıkaracak... Görme- mişin oğlu olmuş, çekmiş bur- nunu koparmış derler.. Fakat mangiz bol... Ertesi gün öğleden sonra Jeteldi. gazinosunda çay için Sadık'ın masasi ziyaretçi ile doldu. Ote- adamlar- olamadığı için za- bâlinizden bu bapta bir sühulet göstermenizi mektubumla rica ederim. Bendenize bir miktar pa- ra ikraz buyurursanız size bulda aileme hitaben bir mektup takdim ederim, Teşrifinizde pa- rayı alırsınız.,, “Asaletmeabım efendim, Uzun uzadıya tetkik ve tecrü- belerden sonra keşfettiğim bir sistemle rulet oyunumda pek az zamanda bir büyük servet elde etmek mümkündür. Bunun için konacak sermaye on bin frank gi- bi ci bir meblâğdan ibarettir. Bunun ufak mikyasta teeriibesi- ni yapanlar keşfettiğim sisteme yüz bin frank teklif ettiler. Fa- kat satmadım, Zatıâliniz bir va- tandaş olduğunuz için istifademi- zin milli bir sahada kalması te- menni ediyorum. Bu bapta em- rinizi “Post Restant No: 827 4k adık mektupları okudukça gülüyordu. Kendi kendi - ne: — Büdalalar! Aktllarınca te- reciye ter8 satacaklar! Ne acemi dolandırıcılar bunlar. o Dercek| insanlar arasında bu çocukça şeyleri de yutacaklar var ki bun- İar geçiniyorlar... Bununla beraber kendisine &- dilen müracaatlerin hiç birine red cevabı vermedi. Bin istiye- ne yüz, yüz istiyene elli vere rek ötekine berikine biraz para serpiştirdi. Kontes her gün iki defa otele telefon ediyor, kendisinin de Ni- se gelmesine müsaade eylemesini rica ediyordu. Sadık cevaben kat'i olarak işlerinin bir kac gün zarfında biteceğini söyliyerek bu! raya kadar yörulmasının lüzum- suz olduğunu ileri sürüyordu. İstan-| tiler. Tefrika No. o 48 To yedilisiyle trefil birlisi gö dü. <— Sekiz... Herkes nefes aldı. Ikinci tabloda kâğıtları çevir- m Kupa beşlisiyle trefil üçlüsü — Sekiz... Banka tek kâğıdını çevirdi: sar Şı zerdeçallı, kaşı rastıklı yaslı bir dul kadın simasiyle bir maça kızı göründü. Bütün ball itikat- lar Derma kaybettiğine hük- — Dokuz... Banka kazaydı.. de- Talihin bu garip cilvesine Da- za Paşa dayanamamıştı, Sadı- — Vay canına be! Herif iki #e- —— karşı dokuzu şaklattı.. De- Her iki tablodan paraları topl- yan krupie tekrar bankada mev- cut paranın yekünunu söyledi. Oyuncular yeniden para koyabi- leceklerdi. İki sekize kurşı de- kuz açabilmek oynıyanların ce- *İsaretini kırmıştı. Banknot pe- ketleri seyrek ve tereddütle ko- nuyardu. Zografos'la Andre bir- birlerine baktılar. Bütün Fran- sada isimleri söylenen bu iki ku» marbaz kalan kâğıtları hesap et- Kâğıtlar bir el daha ver- meğe kifayet etmiyordu. Oyundan kalktılar. Krupie: — Banka müzayede ediliyor. Kimse artırmıyor mu? — On bin, — Yirmi bin, — Elli bin. — Yüz bin, — Beşyüz bint. İnce bir ses yavaşça söylen- — Bir ünite! (Kibar oyuncu. lar milyona bu ismi ve de). Anadoluya Gideceklerin Nakil İşleri Alâkalı Komisyon Dün Çalışmalarına Devam Etti Kendi arzulariyle Ansdoluya gitmek istiyen aileler tarafından ye beyannamelerin i pazar olmasına Tağmen dün de er edilmiştir Hazırlanan Hsteler bugün devlet ve deniz- yolları idarelerine tevdi edilecek- tir. Cuma veya cumartesi günü ilk kafilenin yola çıkarılacağı ü- mit edilmektedir. Beyanname verenlerin nakil işi bittikten son- ra ikinci bir ti daha beyan- name tevzi muhtemel- dir. di Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılacak Arıkara (TAN) Adliye Vekâleti avukatlık kanununda geniş mik- yasta tadilât yapmak için tetkik- ler yapmağa başlamıştır. Tadilât yeni icaplara uygun bir şekilde olacaktır. POLİSTE: Bıçakla Biribirlerini Yaraladılar Kasımpaşa Gülhane sokağmün 1 numaralı evde oturan Faik Oz- can ile karısı Kevser ve ayni ev- de kiracı Servet arasında yeçim- sizlik yüzünden kavga çıkmış- tır, Neticede Servet, Fuikle ka- rısını, çakı ile muhtelif yetlerin- den, Faik te Serveti ekmek bıça- ğı ile başından ve elinden yara- Tamıştır. Yaralılar o hastahane kaldırılmış, tahkikata başlanmış- tır. Kolünu Kesti — Beyoğlumd. Kuledibinde oturan Isak Sabatay la koraşusu köfteci Arif arasın- da henüz malüm olmıya» bir se- beplen dolayı kavga çıkmıştır. İhava tehlikesine karşı pasif ko- TAN Dün Bakırköyde Pasif Korunma Denemesi Yapıldı İçinde Oldu Deneme Tam Bir İntizam Geçti ve Muvaffakiyetli Dünkü tecrübelere iştirak eden müsellih ekiplerden biri Dün de Bakırköy kazasında runma denemeleri yapılmıştır. Denemeler tam bir İntizam için- de cereyan etmiş, bütün ekipler vazifelerini noksansız olarak ba- şarmağa muvaffak olmuşlardır. Alârm işareti saat tam 10,10 da verilmiştir. Düdük seslerini duyan bütün nakil vasıtaları ol- dukları yerde durup yolcularını indirmişlerdir. Halk, evlerine ve sığınaklara iltica etmişlerdir. De- neme esnasında nerelerde vazi- fe alacakları kendilerinden gizli tutulan bütün ekipler, verilecek emre intizaren hazır ol vaziyette beklemeğe başlamışlardır. İlk olarak bir çok düşman tay- yaresinin incirli çiftliği civarına paraşütle asker indirdiği far zedlilmiş, sivil ve müseliâh para- #ülçü kıtaları derbal #aaliyete geçmişlerdir. Başlarındaki ku (Hasara uğradığı farkolunan Bir aralık bıçağını çeken İsak A- rifi kolundan ağırca © yaralamış tır, Yaralı hastahaneye kaldırıl- mış, suçlu bimer. Duvardan düştü — Rumelihi- sanda Şöfçe sokağında 9 ni İrah evde oturan Haticenin of Krupie: — Fazla veren yok mu?.. Bir, iki... üç.. ihale olundu. Kalabalığın arasından koyu #v Tuncu bir sarık yürüdü Sadık Negresko otelinin Mik Tacesini tanıdı, Yanında ufak #e- fek, başı açık, kendisi gibi isma- kinli biri daha v; Mihrace Me Totikir$ 0- turttu. Kendisi ayakta duruyor düşerek yaralanmıştır. Romanyadan Yakında 3 yaşında Arif çıktığı duvardan! mandanların emri altında çiftli” ğin şark ve cenup taraflarından mahirane bir çevirme hareketine başlamışlar, bir kaç dukika sow ra bütün sahi mubasara cde-| gın da, Tek, paraşütçüleri kısmen İmha, kısmen de esir aldıkları kabul &- dilmiştir. Bu esnada kaymakamlık bins- & elvarında bir eve tahrip böm- bası düştüğü ve binanın tama men yıkılarak caddeyi kapattığı elektrik kablosu tamir edilirken rafından söndürülmüştür. On Temmuz caddesinde çıkan yan - eltu- lumbsları ile bastırılmıştır. Bunlardan başka hükümet ko- nağı civarında elektrik tellerinin koptuğu, On Temmuz caddesine iperitli bombalar düştüğü far- zedilmiştir. Elektrik teli teknik onarma ekipleri tarafından sürat- Sadık'ın hakikaten bir kaç gün zarfında işleri değil işi bitti: Bir aksam Damat Paşa ile “Kan,, a gittiler. Mevsimin tam mânasiyle alıp verdiği bir zamandı. Fransanm en büyük kumarha- neeilerinden olan Andre ile Zog- rafos, (dö tablo) masasının ba- $ına geçmişler Bankie'lik yapı- yorlardı. Krupie yüksek sesle oyuncula- ra haber veriyordu: — Bankada bir milyon frank var... Yâni hir adam: — Her iki tarafa da banko! Demiş olsa ya bir milyon ka zanacak, yahut bir milyon kay- bedecekti. Böyle olmazsa her oyuncu istediği kadar koyabilir- di Sadik masanın yanında ayakta duruyordu. Krupie'nin? — Kimse şeval'a banko demi- yor. Efendileri (Oyunlarınızı peçe İhtarı üzerine masanın Üzeri- ne sayılıp vakit kaybedilmemesi icin paket halinde bağlanmış banknot desteleri düşmeğe baş- ladı. Ufak masalarda olduğu gibi yuntocular bin franktan eksik para koyamıyorlayı. — Herkes koydu mu?... Efen- diler! Artık bir şey konamaz. Rum yüzünün ılı oynamıyarak sağına bir kâğıt, soluna bir kâğıt verdi, ken dine bir kağıt aldı. Ayni suretle birer kâğıt daha verdi, durdu. du. Kruple'nin karşısındaki sar- ra* kasadan banknot paketlerin; getirdi. »— Efendiler Bunkada bir mü- yon frank var.. Kimse şevala berke demiyor mu? Hintlinin çelik gi dığın gözlerine dikildi: lerine bakıştılar. Sadık bu göz- lerde kendini muhakkar gören bir bakış sezdi. Manyetize olmuş gibi sert bir sesle; — Banko dedi. Yanında oturan Damat Pata kafasına bir tokmak inmiş gibi boynunu kıstı, #intli, alışkın bir elle kâğıtları verdi. Sadık, bulunduğu yerden uza- narak evvelâ birinci tablonun kKöğtlurma baktı. Kapadr Petrol Getirilecek Romanya, ile Türkiye arasında mün'akit ticaret anlağması puei bince yapılmakta olan petrol it- halâk için ticari mukaveleleri müzakere ve akdetmek zere petrol ofisi umum müdürü Talha Sabunen ile mübayaa ve tevzi müdürlüğüne tayin olünan eski Bükreş ataşesi Nejat. Aytaman Bükreşte bulunmaktadırlar, Mü- zakerelerin en kısa bir zamanda ikmaline çalışılacak ve yeniden memleketimize bir miktar pet- Tol ve benzin getirilecektir. Yapağı. Fiyatları Ankara (TAN) — Ticaret Ve- kületi fiyat mürakabe müdürlü-| men ğü tarafından tesbit olunan ya- pajı fiyatları bütün alâkadar da- tarzedilmiş, süratle yetişen €n-le tamir edilmiş, iperitli sahal: kaz kaldırma ekipleri enkazı kal-|da gaz see İl ie: dırnp yolu açmışlardır. Mefruz İtnde bildiğimiz şekilde temizlen bombanın düştüğü sırada erdel miştir bulunup yaralanan iki kişi, sıb-| » Sagt 11.20 da “tehlike zail ol. hiye ekipleri tarafından yapılan) n ilk yardımı müteakip inodladı sh-| gf, fee ame ye er hi ötomobili ile hastahaneye ka)-| Peli“ Mdr de hanı ele dırılmışlardır. Bile Bu sırada birbiri arkasına dü - şen yangın bombalarının yağ ve bez fabrikaları ile Ön Temmuz caddesinde bir evde yangın çıkur- dığı haber verilmiştir. Bunlar - dan yağ fabrikasındaki yangın kendi hususi ekipleri tarafın- dan söndürülmüştür. Fakat boz İfabrikasındaki yangının, kendi © kiplerinin bütün faaliyetine rağ. gittikçe büyüdüğü farzedil. diğinden muvazzaf (o İtfaiyenin yardımına ihtiyaç hissedilmiş. Tecziyeleri İstenen Suçlular Adana. (TAN) — Şambaydı kö- yünden Durmuşu pusu kurarak öldürmeye tesebbüs ettikleri id- diasivle adliyeye verilen dokuz isinin muhakemesine devam ©- nd İddia makarm sucluların teczi- vesini istedi, Muhâkeme karar i. Bir Kadının Başı Kazma İle Parçalandı Suçlu, Vakanın Bir Kaza Eseri Olduğunu Ka İ Dün sabah Bakırköy kazasının C İ maniye köyünde kanlı bir vaka ri müuş.bu köyde oturan Bulgaristan muhaheirlerinden 60 yaşında Ha san, 20 senelik karısı 45 yaşı Tenzele'yi kazma ile kafatasını parçalıyarak öldürmüştür. Biraz sonra hahdiseden haberdar ola 9) zabıta suçluyu yakalamış ve tal kikata başlamıştır. Hasen, polise verdiği ifadede 'Tenzele benim 20 senelik karımdı. Onu öldürmem için or tada hiç bir sebep yok'ür. Bu sabah kazma ile bahçeyi kazıyor-| dum. Karım da çıkan taşları a yıkıyordu. Bu esnada nasıl oldu. Kazma onun başına| isabet etti. Hâdise bir kaza ese| ridir, demiştir. Hasan biraz sonra, müddeiu mumi müavinlerinden Suada da ayni ifadeyi tekrar etmiştir. Tah- kikata ehemmiyetle devam edil- mektedir. nu İMÜTEFERRİK: Üç Otobüsün Plâkaları Alındı Eyüple Keresteciler arasında işliyen 3158, 3123 ve 3121 nu- otobüslerin Ma ia terilerden para aldıkları halde let Bu üzer n dün bu otobüslerin plâkaları alın mış ve seferden menedilmişler. dir. Tüccarlarımızın Hava Kurumuna Yardımları Tüccarlarımızın o Hava Kuru muna yardımları devam etmekte. dir. Bu arada İstanbulda Jak De- kalo Kuruma 8040, Vitali Polikar 2300, Davit Levi ve Rifat Keribar 1250, Leon Semerciyan 1000, ziç ecza deposu 750, Mazon ©: deposu 600. Sark merkez ecza de- posu 750, Türkiye eczaları lâb ratuvarları, Şark İspenciyari be. ser yüz, Yasef 350, Kimya ve ee za T.L Ş. mümessili, Mustuf Nevzat ücer yüz lira vermislerdir Gene İstanbulda ip eezi deposu, İstok ecza deposu. Bitar ve Akavi, D. E. A. lâboratuvarı iki yüzer, Mustafa Ecevit, İbra- him Etem lâboratuvarı, Ohannes Giritliyan yüz ellişer, Faik Bek- taş, Cemal Nevrol lâboratuvar' Limitet ecza deposu, İtlmat ecza leposu, Vitali Farhi, Agop Ara Iyan, Murtaza, Artin Hecinli. oğlu, Yusuf Ziya Başak, Hacikor #cza deposu da Kuruma yüzer li.) »a teberrüi etmislerdir. Gemlikte 200, Hüseyin Avni Beceren 75.| Ahmet Gülenc, Ali Kadri Gür- cay, Ali Yusuf Toplu, Ali Resat Kına ellişer, Hamdi Ersöz. Moi? Sason, Yako, Avram, İsmail Kah- taman, Fust Sarsılmaz, Nazif Girgin, Esat Testereci, Mehmet Dikim, Hasan Soydan 25 er diğer bir kısım vatandaslar da 150 Wrs| bilmem | v değil mi oğlu Hayik Camus, Vahan Abaci) ( Arkası var ) İirelere tebliğ olunmuştur. İki dakika sonra gelen itfsiye la“ «in talik olundü. . Bir Konuşma! #—ğirim her hangi bir milletle gö- rülmemiş bir hesabımız var ık şükür, yok! izim her hangi bir millete gare- zimiz, nefretimiz var mı? Çok şiikür yok! Her hanbi bir milletin toprağında “— Çok şükür yok! “— O halde, doğrudan doğruya bir 9 tehlikesine maruz hulunmuyoruz, demektir. Bu ise harbe hazırlıklı olma” Her hangi bir milletin, bizden ne gibi bir isteği olabilir ki? 4 Di ter, — Sen uzatma da, ben söyliyeyim dostum, Biz, dostane istekleri desime karşılarız. Verilebilecek metalara karşı cömerdizdir. Fakat alıcı intihabında, ve alış veriş şeraitinin tesbitinde tamamiy- le serbest kalmak isteriz. “.. O halde, bu şartlar içinde, bize hiç , kimsenin taarruz etmemesi lâzım Makül olarak öyle... Çünkü biz, ii h yolundan ayrılmamak İçin, şeref. li çarelerin bilâistisna hepsine baş vur- duğumuzu isbat etmiş bulunuyoruz. “ O halde? '— Bak sana pek meşhur olduğunu sanmadı güzel bir fıkra anlatayım; Adamın birisi, karsiyle mutlaka bir eselâ, buğday ister, yiyecek is- Birinci tablo kâğıtları açtı: â kavga çıkarmak ister, fakat bütün gay- retine rağmen, bu arzusuna bir türlü muvaffak olamazmış. Çünkü karısı, şir- ret adama, aradığı bahaneyi bir türlü vermezmiş. Eide herifin oturduğu evin tam karşısına düşen hanede, gece gündüz kava çin bir karı koca ikamet ediyor. muş. Ve acı adam, onların kavga- iran dün vahşi bir gıpta ile seyreder iş. Bir gün, dayanamamış, karsiyle bah akşam kavga eden komşusunun yolunu, kesmiş, ve; — Beyim, demiş, kavgalarınızı lez- retle | seyrediyorum, Fakat bütün gay- retime rağmen, bizim evde bir kavga çıkaramıyorum. Allah aşkınıza benim derdime bir çare bulun, ve kar ile kay- ga eimenin çaresini bana da öğretin!,, Komşusu: “.— Aman efendim, ondan basit ne var ki? Şimdi hemen Balıkpazarına gi. din, ve oradan bir kilo uskumru al evinize gönderin, Akşam evinize gidip, solranıza oturdunuz muydu, kavga ba- hanesi hazırdır: Çünkü kendisiyle hir şey konuşmadığınız için, karımz, yön - derdiğiniz uskumrular, ya tava yapmış, ya ıskara yapmış, yahut da dolma yap- mıştır, Eğer tava yapmışsa derhal gür- leyin: “— Vay efendim. Bu ne rezalet; Kırk yılda bir canım şu mübareğin ska- Fasını çekmişti. Halbuki sen tava yap- muşsan:,, Eğer balıklar tava yi , yapaca- Zınız hareket malüm: Bu sefer bittabi; “.. Vay efendim, ıskara yapılmıya- ça dolma olacaktı!,, diye çıkişacakir- niz, diyerek bileceğini i derüni bir keyifle kapıyı çalmış, Tam © sırada, evin yaramaz çocuğu, kurul. bulunan sofranın tertemiz örtüsünü mi? Kadıncağız, derhal örtü- nün bir ucunu kaldırıp katlayıvermiş ve güler yüzle kapıyı açmış. Yemek zamanı gelince, kadın, sofra- ya, bir tabak uskumru ıskarası getir - miş, Ve herif bunu görür görmez, hid. detle yerinden fırlayıp; “.- Rezalet, demiş, ben bunun tava- tiyordum!,, diyerek parlamış fakat vermislerdir. kadının süküneti, onu sukutu hayale uğratmış. Çünkü uysal kadıncağız, hiç istifini bozmadan: “— Uzülme cunım, demiş o da var... Ben balıkların bir kısmını da tava yap- tm), Hel ik, rağ ümidini kaybetmenin şaşkanlı “ Da söyledim, demis, benim canımın İstediği bu mübareğin tavası değil, dolmasıydı! Kadın yine ayni sükünetle cevap ver- “.- Üzülme cam: O da var, Ben dolma istiyeceğini de düşündüm: Bir parçasmı da dolma yaptım, Bu cevabı da alınca, sıbrı tükenen kavgacı adam, dayanamamış. ve maksadını açığa vu ran bir öfkeyle: — Yahu, demiş, bu evde kavga er menin yolu yok mu?,, O zaman kadın, masa örtüsünün kst- lanmış k kısmın açarak, çocuğun müna- betsizliğini meydana çıkarmış, ve: “— Sen e canım, demiş, eğer vesile arıyorsan o da var!,, Evet... Öyle demiş... Fakat bu suretle çıkan patırdının sonunda da, herifi, kav ga istediğine bin defa pişman etmiş... Şimdi biz de sulh istiyoruz. Ye kabul edilebilecek taleplerin hepsine: “.- Var!,, diyoruz, Fakat günün bi- rinde, sonuna kadar büsnüniyetle din- lediğimiz her hangi bir muhatabın mut- laka bir kavga bahanesi arodığına ka- ni olursak, tıpkı o kadın gibi cevap ve- Teceğiz: Ve, unutulmasın ki, biz, erkek gibi döğüşürüf Naci Sadullah | 21-4. 104 En Keskin Silâh! Naci Sadullah Şi if korunma tec yapmamızm ü “ setinden uzun aylar geçti Fakat hatırlarız ki, o günlerde bası telâşlı vatandaşlar, çok tabi ve çok isabetli bir ihtiyatkârlık !a yapılan o denemeleri yakın bi in alâmeti savdılar, imdi ilk sığınakları yapmamı. erinden uzun aylar geçti tırlarız ki, o günlerde, bazı te lâşlı vatandaslar, cok tabif ve çok sabetli bir ihtiyatkârlkla yapılan » sığınakları bir harp arifesinin alâmeti saydılar. Memleketin bir kısmına idareli ürfiye konulması da, hemen baş” ıyacak bir harbin alâmeti sayan- arımız yok muydu? O günlerde onları — Tamam, demişlerdi, harbe i azami üç gün İ“ im çıkmazsa, kellemi Yazan: İstanbul şehrinin ışıkları sön- dürüldüğü xaman ayni vatandaş“ lardan duyduğumuz sözler şun- larda: “— Artık süphe kalmadı. Ya ği züme tükürün!” şehir sokaklarında bir hir semalarında üç beş tayyare nin uçuşu gibi en tabii ve en ba” sit vâkıaları bile hemen patlıya- eak bir harbin emaresi sayan bö zuk sinirli vatandaşlar bile gör dük. Fakat aradan geçen üzün ay lar, o sıralarda gösterilen bütün o telâsların manasızlığını, ve bey hudeliğini meydana koymadı mı? Biz hâlâ, sulh ve sükün içinde ? Ve hadiseler, birer İtarp âlâmeti sayılan o hareketle rin, zamanında alınmış birer ted. birden baska hir şey olmadığın! isbat etmedi mi? Şu halde, bütün bunlara rağ” men, hâlâ birisi çikıp ta, meselâ, hiikümetin İstanbuldan Anadolu ya gidecek olanlara kolaylık gös termesini, bir harp alâmeti say“ mak gafletine düserse, şaşmaya Hakkımız yok mü? Belki yüz bin defa tekrarladık devlet bile kestiremez: Cünkü hizim harbe girmemiz, ancak bir8 hir tanrruzda o bulunulmasiyle mümkündür. Ve bumun içindir ki hiz, hir saat sonra harbe girecek <ibi hazırlanmakta, ve hie bir za- man, hü millet tarafından hiç bir şekilde rahatsız edilmiye- cekmişiz gihi yasamaktayız. Lime “Dereyi görmeden sıvama!” şeklinde bir sö2 Meli Telâşlı vatandaşlara ve" silecek en mükemmel nasihat bur dur... Lisarımızda; "Korkulu rüys ktense, uyanık durmak vi z Fakat unutulması ki, uyanık bulunmak, uykusuz kalmak de mek değildir. Bilâkis, uykularını en rahat uyuyan milletler, ancak bizim kadar uyanık olanlardır. Ve yine unutulmasın ki, her cephe den, her kaleden, ve her siperden evvel, sinirlere saldıran bugünkü harpte en yıkılmaz istihkâm, ve en müessir $ « mesedir. irlerimize sinsi suikastler hazırlayanları öldürebilecek ze- hirlerin en keskini, dudaklarımız” daki sakin, vakur, vE hâklm tebessilmdür; Siz gülünüz söreceksiniz ki... Onlar ağlıyacak. tardrr! İplik Fabrikaları İstihısalâtı Çok Arttı Sümerbanka bağlı Kayseri, E veğli, Nazilli ve Bakırköy be fabrikaları müdürleri bir kaç gür evvel. Kayseride Sümerbank u: maa mi ü Burhan Zihni Ss Dus'un reisliği altında toplanmış lardır. Toplantının gayesi Sümerban- Ka verilen vazifelerin en verim: li bir şekilde başarılmasını te min için 1940 yıl ortalarında bii taraftan banku ve müessesele teşkilâtlarında . işletme | teknif dakımındarı yapılan tadilâttan v diğer taraftan da tadi! le m vazi olarak ialbikine | başlan: yeni esaslardan elde edilen net celeri gözden geçirmekti. Toplantı bu itibarla faydalı 6 müş ve 1941 yılı ilk üç ayı zarfı da fabrikaların pamuk ipliği veğ uklu dokuma istihsalâtındğ mühibm terakkiler kaydettiği gö rülmüştür