| Yugoslavyada Gereyan Eden Son Hâdiseler edir. Hi öldikleri hakiki vaz Hırvat Meselesi: Am Yugoslavyada buhran teylit etmeye, Sirp ve Hırvatlar arasına nifak sokmuya çalıştığı, gittikçe teey- yüt etmekied Bu hususta kullandıkları en mühim silâh, propagandadır. Bir kaç gün evvel Alman kı nakları, Zağrep sinemalarında halkın, büyük bir heyecanla Al man askeri filmlerini alkışladık- haberleri vermiştir: “Yeni Yugoslav hükümet Dr. Maçek'in kabinedeki vazife sini kabul ettiğini iddia ediyor- lar. Halbuki Maçek'in nerede ol- duğu bilinmiyor. Muhakkak o- lan şey, Belgradda olmaması ve Genç Kralın davetine cevap ver memesidir, Maçek, Hırvatistan» da bir yerde saklıdır.,, Yine ayni ajansın verdiği di- ğer bir habere göre: 26 Mai cesi Sırp subayları Maçek'in e- vine girmişler ve kendisini » Kabineye girmeye mecbur etmiş lerdir. Macek te, ölüm tehdidi karşısında, hükümet darbesini tasvip ekti; e kabinede ken- dine verilen vazifeyi kabul etti- Zini telefonla Belgrada bildi miştir. Belgrad kaynakları ise: Ak masyanın Belgrad sefirinin hi kümet darbesinden evvel, Zağ- rebi ziyaret ederek Hırvat lide e, Avrupanın yeni nizamın- Hirvatlara imtiyazlı bir mev- ki verileceğini vandettiğini, fa- kat bu teklifin Hırvat liderleri tarafından şidletle reddedildiği ni hatırlattıktan sonra, Maçek'- in, prensip itibariyle kabineye girmeyi kabul ettiğini ve Salı günü Belgrada geleceğini haber vermektedirler. Diğer cihetten, Yugoslavya- deki Almanların ve İtalyanların tahliyesi hadisesiz bir surette tamamlanmak üzeredir. En son gelen haberlere göre de, Yugoslavyada vaziyet çok gerginleşmiştir. Her an vali hadiselerin vukuuna İntizar e- lebilir. Muhtelif kaynaklardan gelen haberlerden, Yuzoslavyanın ö- nümüzdeki günlerde mühim ha diselere sahne olacağı anlaşılı- yor. Hırvatların, yeni hükümete karşı aldıkları hakiki vaziyetin ne olduğu henliz katiyetle ma- lâm değildir, Bu hususta / propagandasının işan etti; berlerin, büsbütün asılsız değil- se bile, mübalâğalı olması ihti mali çoktur. Bununla beraber, asırlarca A. vusturya idaresi altında yaşa maları neticesi ruhan Alman! ra mütemayil bulunan ve ken: terini, kültür ve medeniyet ba- kımından bugünkü Yugoslav devletinde hâkim rolü oynıyan Sırp unsurundan üstün gören Hırvatlarm, yeni hükümete ba- müşkülât çıkarmaları da muh temeldir. eni Tehditler : elen bir habere göre, Hır- vat mebux'arı bugün ırak Maçek'in ka-f 5 bineve girmesi meselesi hakkın- da nihai kararı vereceklerdir ve| & yapılan tahminlere yöre Hırvat İar, Almanyanın âleti olmaktan çekineceklerder Yeni Kralın cülüs merasimin- de Hirvatların bayrak çekme- diklerini iddia eden Berlin mat buatı ve radyosu ise, Hırvatla- rın Sırplara karşı S'lovakların Çeklere karşı vazi- yetleriyle mukayese ederek. S'ovnkların lovakyanın in m ro. nhild- linde oynıyacakları kanaatini har etmektedirler. Almanyanın, — Yuzoslavyayı -A inhilâl ettirmek maksadiyle sar- fettiği bu gayretlere muvazi 6 larak, tebeasım o ntimayiskâr bir surette geri cekmek suretiy« le yeni hükümeti harple tehdit ettiği de görülüyor. Alman mtbuatının Yuvoslay. ya vazivetiniAlman askerlerinin düzelteceği hakkındeki yarıları ve dün Berlinde Mösyü itler Maresal Goering ve Keifel arasında yapılan iç oslavyaya karsı askeri) in kaerrlasturleığı ha baher, herhalde Yuzu ki kavemetini maka ve isan edilmektedir İngilterenin. Yunanistanla he- raher diğ istilâ tehlissine karsı eid. tedbirler almakta devam 5 arlaslıyor, Mister Eden'le General DilPin a? Atinava gitmeleri bunu Tir, takdirde, Vwrivet icap Beleradı da Milletin büvük hi nin; hazı mari taraftarı sivaset adamları müisterna, lnrın, Müslümanların, Karadağ. lıların, Sevenlerin mühim hir kısmının “çm itimad, zaheretini yeni Yuroslav Hurvat'ardan v takdirde, müiskiil düsmesi muhtem; Ancak, Yuros- Tavyanın “imal bölvesinde mes- kün olduklarını ve Yuroslav or- dusunun, büyük ekseriveti iti- hariyle, Sırnlılardan mütesekil bulunduğunu hatırlamak lâzım. hır. Yuroslavvann. hir Alenan ta: arruzuna uğradığı takdirde, Hr. vatistaı feda ederek. evvelce hazırladığı tskmin edilen müs- tahkem mevkilere ce Sava nehrinden de istifade ede- rek, derhal vetisecek İngiliz yar dı kendisini muzun zaman müda'na edebileceği tahmin e- dilebilir. M. ANTEN hir vaziyete Hirvafların, POLİSTE: ——— Bir Kuyu Çöktü, Bi | Amele Öldü Aksarayda Valide camii karşı - Sındaki bir inşaatta çalışmakta 0- lan Kır i 30 yaşında Kâzim dün inşaat sahasındaki kuyu dan su çekerken kovayı düşür - müş, sonra da kovayı çıkarmak i- çin kuyuya inmek istemiştir, fa- oslavvanın martz kal: | kat bu esnada kuyu çökmüş, Kâ- zım enkaz altında kalmıştır. Keyfiyet itfaiyeye “bildirilmiş, faiye enkaz kaldırma müfrezesi kuyuyu dürt saatte temizlemiş ve Küzumin ölüsünü kuyudan çıkar- Mıştır. Balatta Bir Hâdise — Uzun za mandanberi birbirlerini gürmi - yen Ahmet ve Omer adında iki ita karşılaşmışlar ve Bir müd elesinden ara - larında kavga çikmıştır. Örner bı çakla Ahmedi yaralamış ve elinde bıçağı olduğu halde kaçmıya baş- lamıştır, Omeri takip eden polis Kadri birkaç defa Omeri dur durmak istemişse de Omer, poli- sin emrini dinlemediğinden ateş etmek mecburiyetinde kalmıştır. an kurşunlardan biri, o esha- da orada bulunmakta olan Sala - İmon adında bir çocuğa isabet et- miş ve yaralanmasına sebebiye: vermiştir. Neticede Omer yaka - lanmış ve vaka hakkında tahisika | — ta başlanmıştır. Mücevherat Saklamış — Bü - yükderede oturan Hırant Gül a:| dında zengin bir ihtiyar bundan) bir müddet eyvel ölmüştür. 10 senedenberi bu ihtiyarın evinde evlâtlık an Arşevel adın da genç bir kız, ihtiyarın 20 bin lira kadar tutan bütün mücevhe- Talını ve muhtelif şirkezlere öt bisse senetlerini toplyarak Tak- deki ekrabalarının nezdinde nıştır. Aradan bir müddet nra Hırant Gül'ün ve ahkemeye müracaat ede | İrek ortadan sır olan mücevherat İ ile hisse senetlerinin Arşivel ta rafında andığını iddia etmiş” erdi. 'Hüdiseye el koyan Büyükdere İ müddeiumumisi Arşiveli sorguya çekmiş ve tahkikata başlamıştır. Valiler Arasında Ankara, 31 (TANİ | dak ne, Erzurum vi sal seri valiliği- guldak valiliği Fehmi Er edilmişlerdir. ( BUGÜNÜN İHTİYAÇLARI KARŞISINDA Gen günlerde ayakkabı i- malâthaneleri, altı tı ten, yazlık kadın isk i yanmaktadır. Ta ler, pek ucuz olması 'â- nmpelirken. bilâkis diğer avak- are nisbetle d kü moda böyle, "yan Avrupanın t ettiği bir avak cude ticesinde, yoksuzluklar ne- kadın ve mods mec- muaları, ıttan vemek Disir- me usul i de okuyucularına öğretmektedirler, Fransada kömür buhranı ol- duğu icin, bir kadın mecmuası- nın, ev kadınlarına kâğıttan ye, mek 'me usullerini öğretme *i pek tabildir. Tahta avakkabi bu harbin mevdana mah indiği vokenzlvkların bir ifadesidir. Demek oluyor ki. her memle- ket harp ekonomisinin vürüde ibak ederek #konomik havatına ona göre se. killer vermeve calısmaktadır. Nitekim givecek eşyasına pit mo da haline gelen yeni sekiler de, mahalli hususivetler ve ihti- yacların mahsulü olduğunda süp he voktür. Bu hususiyetleri göz“ önünde tutrmyarak “Avrupada tahta ayakkabı moda olen.. diye biz de, burada tatbik edecek mi- 2” Acaba buna ihtivac var mi, r? Altı tahta avakkabılar ta ammüm €derse, bundan ne #ibi istifadeler temin edeceğiz? Ya- hut ne zarar edeceğiz? Bu ciheti gözönünde tutmak, memleketi- mizin istihsal sartlarına göre de. ayakkabı tipleri tesbit etmek, buna muvazi olarak imalât ve istihsal programları yanmak lâ. zımdır. Bu sahada neler vanıl- mak lâztım geldiği hakkında, muhtelif kimselerden aldığımı» malümatı bir terkip haline geti- Terek aşağıya yazıyoruz: ** vrupa harbi başladığı za- man. deri fabrikatörleri dısardan kâfi mikdarda deri ge- lemiveceğinden endişe edivor- Tardı. Cünkü cenubi Amerikanın kalın derileri, deri sanaviine en uyrun derilerdi. Normal zaman larda, yerli derilerin bu derilere rekabet etmesine vahut bu ev- safta deri elde etmek icin. on» göre havvan yetistirilmesine €- hemmivet verilmemisti. Halbu ki harn basladıktan sonr. de: fabrikatörlerinin biraz da bos yere endise ettikleri tahekkuk etmistir. Cünkü yerli manda. sı- ğir derileri. cenubi Amerikedan Çinden. Sudandan elen deriler den pek asa$ı değildi. Bu vazi- yet karsısında. hic bir fabrik» deri tedarikinde müskülâta tesa. düf etmemisti. Bu vüzden, yer) deri fivatları kilosu otuz kure tan, doksan kurusa kıdar vük- selmisti. Cünkü deri fabrikaları piyasada mevcut olan derilere talin olmustu. Deri sanavil, ver Ji derilerin müşterisi olduk deri istihsalâtının buna muvazi olarak arttığını görüyoruz. Alâ- kadarların söylediğine göre, sim diye kadar yerli manda ve sığır derilerine bu derecede tesadüf edilmemişti Yerli derilerin, plvasada fazla sürüm temin etmesi, Anadolu- da kücük mikyasta faaliyette bulunan deri imalâthanelerinin de inkişafına sebebiyet vermiş- İtalyan İtalyanla Evlenmezse ı O 939 senesinde Ttalyada ç- karılar ırk kanunu İtalyan tebuasının ecnebi- lerle evlenmesini menetmiştir. Buna Tağmen son za - manlarda 1667 Ital yan başka tebanla Ta mensup kimselerle evlenme- lerine müsaade edilmesi için hü kümete müracâat etmişlerdir, Bu müracaatların 104 tanesi reddedilmiştir. 511 i hakkında henüz tetkikat nihayete erme - miştir. 1022 kişiye ise kendileri- nin İstediği şahısla evlenmeleri için izin verilmiştir. Bu hususi müsaadeyi elde e- debilen 1022 Italyanın 315 i A manlarla evlenmek istemekte - dir, 260 ının sevgüileri Ispanyol dur, 155 inin izdivaç teklif ci mek istedikle! nebiler Yu - geslavyalıdır. 130 unnun sevgi - yakkabı Imalâtına Yeni Bir Şekil Vermeliyiz! Yazan: Hüseyin Avn! Bir kundura fabrikasında tir. Nitekim harpten evvel ku palı bulunan Yalvaç deri fabri kası da, bu arada fa te Heç miştir, Mütehassısların fikrine eli derileri daha ziyade lin deri li hayvanlar vetiştirmek kabil dir. Fakat bunun icin de Ziraat Vekâletinin kuvvetli dır. Ziraat Vekâleti, merinos ko- iştirmek — hususunda muvaffak olduğu gibi, kalın de- rili hayvanları da pekâlâ yetişti- rebilir. Mütehass: ş çin, şeker pancarı istihsal edi mıntakalı bu maksatla hay- van çiltlikleri yapılmasının da- SİNİRLİLERDE Bir kaç gündenberi saydığım sebeplerden baş ağrısı sinirli bir insanda da olabilir. Fakat sinirli- liğe mahsus denilebilecek bir baş ısı vardır ki bunun şekli baya- İn baş ağrısından farklıdır. rin bir coğu, başlarının üzerinde bir tas konulmuş ta o- nunla başları sıkılıyormuş gibi hissettikleri bir iztiraptan şikâ- yet ederler, Bu İztirapla birlikte, baş gayet ağırlaşmış gibi geli nirli başını eline yahut yakınında bulunan bir şeye dayamaya mee- bür olur... Kimisi başının yalnız bir kısmınla ağrı duyar: Alnında | başının yukarı kısmında, ensesin. de... Kimisi başının içrisine, bir taraftan, damla damla su akıyor- muş (a basına İztirap veriyormuz gibi hisseder... Bazıları kafa ke- miklerinin arasında hısırtı, yahut çatırtı duyduğunu anlatır. Bazı- ları da nabız attıkça bevinlerinin zonkladığını söyler... Daha. tü türlü şekilde iztiraptan şikâyet e- den sinirliler de vardır. Bunların hangisi olursa olsun hemen sabahleyin uykudan kal- kınea başlar, Karaciğerin kifayet. ; ; ; ; ; imal edilen syakkabılar & şartları ihtiva ettiğini irler. Malümdur ki. pancar küspesi hayvanlar İ- 1 bir Maalesef, bir cok kü küspeleri, hayvanlarına miyerek tüc Bu yüzden p diğer nebati vaj ihrac maddesi haline girmiştir. Finlândaya, İsveçe, Holandaya bile küspe gönderilmektedir. Ziraat enstitülerinin son neşret- bir broşürde, Anadoludaki anların samanla beslendi. zden, samanın hay iyi bazmedil. yedir. EA ERRE ÖĞÜTLERİ BAŞ AĞRISI liğinden gelen baş ağrısı da böyle sabahleyin başladığı için si- nirlilerin bazılarında baş ağrısı- Bın kara eiğerden geldiğine hük- medilebilir. Fakat kara ciğerlerin de bir bozukluk hulunduğu anla- ulamıyan sinirlilerden de böyle; bas ağrısı çekenler vardır. Öğle vemeğinden sonra. bas ağ rısı hafiflemeye baslar. Gün ledikçe yavaş yavaş kaybolu bahleyin suratı asık, kendi hı den başka bir sev düsünemiyen sinirli, aksım üzeri, gece'eyin me. seli olur. Ertesi sabah gene izti- rap çekmek üzere... Sinirlilikten gelen bas aöresm” kökünden gecirmek icin hir tek i- lâç vardır: İstirahat... Sinirli in- san, derecesine göre, hir av, bir kaç av yatağında yatıp istirahat edebilirse, mümkün olduğu kada cok uvuyabiliree sinirlerinin vas gunluğundan da, bas ağrısmdan da kurtulur... Ancak. encukluğu muwsda öğrendikleri gihi; Vabeste hu âlemde sükünün harekâta... Kaidesince, kendisi vahut başkalarının hareketlerin. den hası) olmuş taları varsa... dır. Broşürdeki tetkik ve müşa hedelere göre, hayvan yiyecek maddelerini değistirmeve, hay. erini ikaz etmeye ih görülmektedir Mütehassısların bu sahadak' tetkiklerine bir sey ilâve etme ye salâhiyetimiz yoktur. Fakat bir an evvel hu fikirlerin tahak-| kuku icin. alâkadar dairelerden temennilerde bulunmsktan da kendimizi alamıyoruz. Maams- fih. Ankara ziraat enstitülerine deri enstitüsü ilâve « ceği, bu yolda memleket dericiliğinin 1s lah edileceği hakkındaki haber lerden de anlıvoruz ki. bw saha da adımlar atılmak üzeredir. ** Bein şartlar altında, 8- yakkabı imalâtına ne se- kil vermeli? Ne gibi tipler tesbit etmeli” Bunu düsünmek me: rivetindeyiz Herhalde, ham de ri bulamıvan hazı Avruma mem Ieketlerinin tahta ayakk dasmın urkasından kosacak de | Pilir, Yahut, altı kaucuk olan 18-20 liraya avakkabı yapmak ta, burünün iktisadi menfastle. rine uyanın bir is değildir. Cün- kü dısırdan tedarik ettiğimiz katcuğu. daha favdalı işlere tah sis etmek lâzımdır. imizin deri istihsa #n sartların» tipleri yapma» mız Jâzımdır. Simdive kadar bu snhadz bir kan tecrübe vanılmıs mütrakabe komisvonuna nümu- neler vererek. standart avakka bı meselesine temas etmislerdir Bu mevzuu tetkik eden komis yon. avakkahiların ucuz olüp ol medığına dikkat etmistir. Hal- buki bu mevzu etrafında gözö nünde tutularak en mühim me- sele şuydu: Gösterilen nümune- lere göre, ne mikdarda istihsal yapmak imkânı yardır? Küçük bir imelâthanenin bir günde 10 çift ucuz ayakkabı yapması ne- yi ifade eder? Tesadüfen b mumelerini, fivatları bürosunda gördük. Fiyatı kurus olan bir erkek İskarı nin. altında taban lâstiğ! de var. dı. Halbuki ayakkabı tipleri tes- edilirken, mümkün olduğ kadar verli malzemeyi gözünün d6 tutmak Tâzımdı. ayakkabı nü- mürakaba 550 Görülüyor ki, fiyatları mi kabe komisyonuna bağlı olan a yakkabı komisyonu, bu mevzuu kâfi derecede tetkik edememiş tir. Ayak«abı mevzuunu. yerli deri sanayiinin İnkisafına sebe biyet verecek bir sekilde araş tırmak lâzımdır. Bu da, her | lâvetteki mahalli komisyonların salâhiyet hududunu aşmaktadır Bu mesele, İktisat Vekâleti ile Ziraat Vekâletini alâkadar eden bir meseledir. Her iki Vekâle! mütehassısları bir araya gele- rek, bugünün şartlarına tevafuk eden ayakkabı imalât programı yapmalıdırlar. Bu iş, Devlet © üyle tanzim edilmezse, bir moda yüzünden, sokaklarda tahta a- yakkabıların çoğaldığını İ fa vüz tutan yerli dericilisin de tevakkufa uğradığına şahit olu- ruz, GÖZÜME . ÇARPANLAR, gi Yazan: Sevim SERTEL Jisi İsviçreli, 20 sinin Macaris » tanlı 11 inin de Romanyalıdı; Şimdi bu 1022 Italyan 1949 ark konumuna rağmen muratla - nna ereceklerdir. 4 * 3,5 Milyon Hi ikâyesi o n martta cenubi Amteri- kanın Valparezo İlmanı- na ansızın gelen Sİ kın merakını son derece tahrik et miştir. Bu gemi, dünyanın En ıssız bir bucağmndan, cenup kutbün - dan gelmekte ve Amerikanın Pasifik sahilinde olan Seapple şehrine gitmektedir. Onunla bir- likte gelmiş olan ikinci bir ge - mi de ayni yolun yoleusudur. Bu iki geminin 89'u bulan mürettebatı meşhur kutup kâ - şili Amiral Byrd'in kafilesidir. Byrd'in riyaseti altında bu - lunan bu grup deniz kutbunda keşfiyatla meşguldür. Issız bir diyar olan cenup kutbunda “Küçük Amerika,, is- mini verdikleri küçük bir şehir kurmuşlardır. Buruda açtıkları çadırlarda birçok | ihtiyaçlarını temin etmişler, hattâ radyo İs - tasyonları tesisine bile muvaf « fak olınuşlardır. Bir müddet evvel Amerikaya gelen Amiral Byrd, cenup ki bunda yaptığı tetkiklerin niha -| yete ermesi için daha üç buçuk milyon dolara ihtiyacı olduğu - nu söylemiştir. Daha geçen sene kendisine 2,5 milyon dolar tah- kongre bu talebi reddetmiştir. sisat verilmişti. Fakat, bu sene Maliye komisyonu kendisine bu yıl Amerikanın bütün var Binin milli islerinde kullanılması icap ettiğini söyle - miştir. Bunun üzerine,Amiral Byrd| de tetkikatını yarıda bırakarak! bütün mürettebatı ile beraber| geriye dönmiye mucbur olmüş - tur. İşte Valparezoya uğrıyan iki keminin hikâyesi budur. Amiral Byrd, şahsen çok me- yustur. Bütün bu fedakârlk 3,5 milyon dolar iktisat yapmak için 3,5 milyon dolar nedir ki?. Bir sinema artisti Clarek Key'lin iki aylık maaşından İbarettir. Diye söylenmektedir. J edilmiş 'İseyrederken sarı G &çirdiğimiz inkılâp merha lelerinden bu 31 Mart İtarihi, üzerinde durulacak bir tarihtir. Otuz iki sene evvel mar tn otuz birinde buzün nam ve nişanı an softalık, Istan- bulda bir isyan çıkararak şeriat perdesi altında, yeni doğan hürri ak istemişti. ikerleri Cennet müjde» sile kandırarak sokukları kana boyayan yobazlığın çıkardığı isya nı bastırmak için orduların keti lâzım geldi. Tarihin garip bir cilvesi olarak hürriyeti kurtarmağa koşan 0 za manki Hareket Ordusunun erkâ- nı harbive reisi Mustafa Kemal Bey isminde genç bir kuman dandı. isyan bastırıldıktan sonra ikti dar mevkiine gelen hükümet “cezri” bir hareket yapmadı. Mu hafazakâr bir hüviyete bürüne- rek hem keçiyi, hem Tâhanayı idare siyasetini takip etti. Softalık, nüfuzundan korkulan bir heyulâ şeklinde yaşıyor, sıra- & geldiği zaman vine sesini yilk- seltiyordu. Hareket Ordusunun genç erkânı harbiye reisi memle- keti ihtiyacı olan terakki yoluna gıkarahilmenin evvelâ onu, sa ğını ip gibi kullanarak elini aya mı bağlıyan softadan kurtar- makla mümkün olacağını daha o zaman anlamıştı. Vaktile akıllara dehşet veren değişiklikleri o dünyalara sığmı- yan medeni cesaretile | birbiri İakip eden bir mitralyöz ateşi sü ratile yaptığı zaman bütün Avru pa Türkün kabiliyetini mi, yoksa bu kabiliveti inkişaf ettiren deha vı mi takdir etmek lâzım geldi ğinde hayrete düştü Bu sefer Hareket Ordusunun başnıda olan Mustafa Kemal, isyanı bastırmak, Yıldız sarayın» da bir cinnet penceresi kapayıp yerine bir seamet penceresi aç makla iktifa edenlerden değildi. Memleketi eskilik bahanesile manen esaret zincirine vurarak yerinde saymağa mahküm eden- teri nazariyelerile beraher silip süpüren İnkılâp ordusunun başı: Atatürk idi Genç nesil, vaktile hürriyet âşıklarını endişeler içinde titre ten o korkunç'maziyi görmediler Onlar. için o mazi artık tarihe mal olmuş eski bir hikâyedi Fakat bügünün kadrini, kıyme i bilmek için Atatürk inkılâ binin aramıza dolmaz bir uçurum açtığı o günleri » masal kabilin den olsa da - hatırlamak Hâzemdir, Vaktile Tophanenin ıslahı için Avrupadan bir mütehassıs geti- . İrilmiş. Bir müddet sonra yapılan wlahatı teftiş emek üzere Padi- şah, Vükelâ ile Tophaneye davet Yeni dökülen topları rda büyük Bü tuz sahibi softalardan birl: Topları temizlemekiçin kul rçalarm domuz kıllarile nı heber aldım. Bu, şer- değildir! demiş. Fırçaların domuz kılı olup ol- madığını mütehassısa sormuşlar, “yledir!” cevabını vermiş, Herkes hayret içinde. Buna na I bir “hilei şeriyye” uydurmalı? Avrupalı durgunluğun sebebi- ni sormuş. Anlatmışlar; gülmüş: —Camileriniri badana ederken kullanılan fırçalarm ne kılı ile yapıldığını Hocafendiye sorsanız ar Takeimei PİYASADA: Pamuk ve Çorap Kırpıntısı İstiyorlar Son zamanlarda, pamuk kırpın tisı ve çorap kırpıntılarına karş İher taraftan talepler başlamıştır. “İDün ilk parti olarak Yugoslavye ya pamük kırpıntısı satılmıştır, Teneke tev — Mıntaka ti caret müdürlüğü evvelce gelen teneke ve kauçuk partilerinin tex zatına devam etmektedir. Fabrı katörler zeytinyağı tacirleri her sene ne miktar teneke kullandık- larına dair ticaret odasından ve- sika almaktadırlar. İngiltereder son gelen 13 bin sandık e petrol kumpanyalarına veril tir. iş Peşte Sergisi — Beynelmilel Peşte sergisinde açılacak olan İ Türk pavyonuna ait hazırlıklarda bulunmak üzere dün Ankaradar şehrimize bir heyet gelmiştir. Çorapçılar toplanıyorlar — Ar karada bulunan çorap fabrikatöı lerinin mümessili şehrimizdek! çorap fabrikatörlerini Ankaraya davet etmiştir. Bugün Iktisat Ve- kili Hüsnü Çakır, bütün çorapçı ları kabul ederek bugünkü yaçlara göre, çorap imali he