Yazan: ULUNAY Telfrika No, — Allah bu güvür aşifteleri- | kaydetti. hin gözleri hemide kör olsun Paşlenimizi burada da rahatına bırakmazlar. Damat pasa verzi memurunu nasıl kovduğunu önüne gelene te- fahürle anlatıyordu. Herife kantarlıyı sevurunca *» iheyet bir sabah siyah) bir gifiyor amma. Rüzgürma se N bombe şapkalı, iâstik ya, X İlikal, yağı setreli bir adam kok buğunun altında muşamba bir İicüzdanla villâya geldi. Paşayı inin üstü- miş oldu- Düğmele, mavi filtekos örünüyor paçalarından bağlı beyaz donu bir pantalonu gibi terlikleri- İnin üstüne dökülüyordu. Henüz sabah keyfini * yerine getiremediği için karşısında reve İranslar yapan kırçıl saçlı. traşlı İM adama sert bir nazarla baktı, Fransızcayı bir türlü öğrene , bele müzekkerleri, wü- #nnesleri birbirinden ayıramadı- Bı için kendi kendine bir kalde 1. Kadınlı görüşürken her kelimenin başına müennös bir harfı ta'rif getiriyor. Erkekle konuşursa bütün isimleri kelime- İleri müzekker yapıyordu. Vergi memuru maroşallara mahsus e)- £abi kullmarak kselâns! Dedi. Ben vergi İdaresi tarafından gelivorum. Sim diye kadar bir cok defa yazılar. İimektuplara cevap ulamadığımız gihetle bizzat şahsen zatıdlinizle İsmas etmeyi münasip buldük Verniye olan borcunuzun mikdar Mmalümunuzdur. Bunun ne suretle tedivesini muvafık görüyorsanız © sekli kabule hazırız. Pasa hic bir kelimesini anlaraa. ğine rob dö şambrini İiğu halde « a girdi len İ hüser dığı bu sözleri kovun kaval dinler) n Ribi dinledi, Ondan sonra: 8 — Müva Pasa, Muva pa parl? #ranse, Muva domestik yapacak tercüman. Katalavis? Bu sefer anlamamak nöbeti Memura geldi, Muhntabı kendisi hin hem nasa, hem de domestik Yani uşak olduğunu söylüyordu Hele son cümleleri hic kavrıya- mamuıstı. Tekrar söz söylemek is tedi. Paşa eliyle sabretmesini fs Yet etti: zile dokunmaya lüzum Rörmiverek gür sesiyle bağırdı — Hristo! İstanbuldan maşanın arkasinö takıh» gelen rum usak elendisin- #len bir kac misli fazla zeki oldu. Hu icin Fransızcayı öğrenmisti Zaten vücudüne ihtivac hissedile. beğini takdir eylediği eihetle ka Pının dısında duruyordu. — Efendim — Bu herif bir haltlar karıstır. di, Anlıvamadım. Sor bakalım $u İerese, Ne istiyor? Vergi memuru cümlesini bir daha tekrar etti. Hristo tercüme etti. Meselenin vergi borcu oldu- Bunu anlayınca, hele borcün mik- farını öğrenince pasanın öfke to. buğuna çıktı. — Bir santim vermem! Diyor- du. Vergi de ne imiş? Ben her ay bü memlekete avuc dolusu para birakiyorum. Ev kirası, kasabı bakkalı, tiyatrosu, gazinosu dün yanm parası gidiyor. Bir de üste. lik vergi vereceğim ha. Avcunu yalasın! 4 * Hs» şaşırmıştı! — Ne diyeyim efendim? Bu arada memur damat paşa, nın öfkelendiğini anYvarak teskin | maksadiyle bir söz yerleştirmek! * Paşa... Paşa... Diyordu. Mareşal: — Pasa kadar kafana taş düş ibün asa kıyafetli kâra Uşuk, ne diyeceğini bilmiyor. du; sordu: — Ne cevap vereceğiz Paşam? — Ne ctvap mı vereceğiz? A- Bassını belleyim. Böyle söyle, — Aman paşam, Nasıl söyliye yim? — Söyle ulan. Uşağım değil mi- sin? Emrediyorum. Hristo, kızardı, yutkundu. Pa- Sanın verdiği cevabi avnen tercü- me edemdi. Memura Fransızca — Efendim. dedi. Paşa hazret- leri söylediğiniz sözlere cevap 0- larak valdeniz madamla beraber Yatmak arzusunda olduğunu söy. Yüyor! Memür sasırdı. Muhatabinin lâkırdı daha söyle. e etmeyi düsündü r hir reveranstsn sonra — Ekselânsın, valdem cariye- niz hakkında gösterdiği iltifattan pek mütehassis oldum. Fakat bi Gare kudin hem yetmisi geçmis hem de kötürümdür. Zânneder. sem Maresali memnun edemez! Pasa cümlenin sonunu bile bek İemeden odadan fırladı cıktı. Memur, hemen oracıkta cüzda-| Aly hından cıkardığı matbu kâğıtlar- dan birini doldurdu. (Mülâhazat! hanesine altını cizmek sartiyle mükellefin “mecnun” olduğunu van tası vetişmer. A irlenden bazıları paşsy” uklamak içim: Acaba söylediğinizi anladı Diye soruyorlar. O da: — Hristoya tereüme ettirdim Hemde kelime bekelime... Divor du. Makul düşünenlerin: — Siz bilirsiniz ama bize kalır. sa bu vergi meselesini bir suref- le halletseniz iyi olur. Mademk her türlü tesviye tarzını kabul €- diyorlar, Her av bir mikdar nars verilse siri rahatsız etmezler. Gibi nasihatleri paşarım hic bp suna gitmediği icin kulağına bile xirmiyonda, O, vergi mefhumunu #mlamı- vor, bunu “prensip” itibariyle ka. bul etmiyordu. x** ir kaç ay sonta ikinci memur geldi. Hristo, Dassnın yeni küfürleri ne teremanlık etmemek irin or- adan kavbolmustu. Bu sefer ter. “ümanlık vazifesini nasanın toru vu ifa etti, Büyük babasının emr üzerine bütün O küfürleri eynen *ercöme etki Memur yazdığı vordu Maresalla herkes gibi ke- nuşmak imkân harieindedir. Bir yandan meslekdasımın valdesine: âsık olduğumu ve onunla yatmak istediğini söylerken, diğer taraf- tam benim ve tevefin pederi- m bir raporda söyle #a yasından ümit edilmedi 1e, bütün selmiş ve vermis siler #fradiyle dahi vatsrnfmı beyan *diyor. Oturduğu villâda konfor. lu helâlar meveut iken, bu tabü| di ihtiyacın izalesi icin benim ii vesyiizilmi istimal edereğini sarahaten söyledi; unu müteakip sağ elini vumruk sekline soktu ve Kolunu bana doöru uzatarak sal. tadı ve öc aderlinden hangisini tercih edeceğimi sardı (Arkası var) ————— BELEDİYEDE. Şehirde Yeni Yapılan İstimlâkler Son günlerede tasdik edilen plârlar o mücibince dün Unka panında yeniden alt dükkân ve Yeni cami arkasında da bes bi- manın İstiyelâk muamelesi bitmiş ve yiktırılmasına basİsnmistir Bevkoz - Akbaba kövü - Anadalır feneri valunun yapılmasına 8 Ni sanda, Tlekrilar mrefamın tan- zimine de 14 nisanda başlanacak tar, Mesan YOL TAHDİDATI — Beledi. ve, Dolmahahesder ü .a. Avascasadlar da yolların mahsul” V olduğ unu gözönünde utarak bu yollardan demir te kerlekli nakil vasıtalarını sec'r. memive karar verm'etir. Demir *ekerlekli nakil vantaları bun. Dalmabhahenden Tas a kan yolu *»kin edecek. er. Taskıslayı pectikten sonra, - | 'ükenmiyen bir kuvvet lâzımdır /Cümhuriyet Halk Partisinin Konferansları m i Şemsettin Günaltay 4 üncü Konferansını Dün Verdi Büyük Millet Meclisi reis ve- killerinden Semsettin Gü: dün gece “Mülü Birlik” andak: dördüncü konferansını s. 2030 da Kadıköyünde Süre: sa Pasn sinemasında kalabalık bir $inlevici küt önünde vermiş- tir. Hatip bundan önceki konle- nslarında olduğu gibi dünva va- in aldığı son seki: etrafiy- 16 izah etmis ve Türk milletinin t klâl savaşında gösterdiği eşsiz kahramanlığı hatırlatmıs ve milli birliğin lüzum ve ehemmivetini| *ebarliz ettirmistir. Harici tehlike nin emniyet sahamıza girdiği: vakın şsarkta sulhün muhafazası icin Türk milletinin gösterdiğ” faaliveti anlattıktan sonra Türk milleti için gidilecek ven go sövlemis ve demis- *enildiği gön yakın serk bir harp hası olacaktır, Türk milleti &- “in gidilecek tek yol. son ferdimi. »e kadar ana yrdir atalarımıza lâ- vik bir kahramanlıkla müdefan voludur, Siddetle alkıslanan bu cümle-| »rdan sonra Semsettin Günaltay Türkün büyük mzmini yine şid- detle alkışlanan şu etimlelerle an- | atmıstır: İ “Bügün bütün dünya tarihin en zorlu zamanlarından birini, bt vük bir haile devrini yasıyor. Her sün, her saat böyük yelvelesi milletleri tehdit edin Auruyor. Bunu sarsılmaz bir me-) anet ve suurlu bir irade ile kar- alamak iein bize eksilmeven, hic Ru kuvvet büvlik azmin kuvvet dir, Milletin kendi bitüm den doğan kudretin! hissetmesin. ten mütevellit cengâverlik Yurdün her tarafında verilmek 8 olan konföranelar kazalarımız- a balk hatinleri tarafı r ektedir. Cümhurivet Halk Partisi idare heveti * reisleri ve Halkevlerinin edebivat ve tarih kolu mensupları ke mıntakala rında her gece i birlik mev. zuu üzerinde konferanslar ver- mektedirler Belediye Kooperatifi Kongresi Geri Kaldı|;: tep müdürü kurmay albay nir, mezun olan talebeye diplo- malarını vermiştir. Deniz Tisesini bitirerek d iplomu alan genç mezunlardan bi r grup dünkü meresimde Töreni Bü sene Deniz Lisesini bitire- rek Deniz Harp Okuluna geçen 83 talebeye dün merasimle diplo maları verilmiştir. Merasimde do bir dünya İnanma komutam #miral Şükrü Okan da hazir bulunmuştur. Merasime mektebin deniz ke- narındaki bahçesinde tam saat 16 da Istiklâl marşile başlanmış ve bütün talebe bir ağızdan gür bir İsesle marşı söylemiştir. İstiklâl marşını müteakip mek Mü- Diploma tevzlinden sonra ami- ral Şükrü Okan talebeye bir hi- tabede bulunarak onlara vazife- lerinin dolayısile nasıl bir şekilde çalış maları lâzimgeldiğini ve muvaffakiyet temennisinde bulunmuştur. ehemmiyetini ve ahval anlatmış Mektep müdürü de talebeye güzel bir nutuk söylemiş, bundan sonra resmi geçit yapılmıştır. Geçt resminden sonra davetli- ler hazırlanan büfede izaz edilmi, rdir, Genç bir mezun da bu: Deniz Lisesinde Diploma Verme Yapıldı Yarın da Yedek Subay Okulunun 14 üncü | Devre Mezunları Diplomalarını Alacaklar ida güzel ve heyecanlı bir nutuk söylemiştir. Mezunlar Hamidiye mektep gemisine uğurlandıktan sonra me rasime nihayet verilmiştir. —— » Yedek Sırbay Okulunda Yarın saat 10 da Yedek sübay okulu 14 üncü devre mezunları nin diploma tevzii merasimi yapi lacaktir. Bu devre mezunları yarın sabah Saat 10 da Taksim abidesine çelenk koyacaklardır. Bu merasime İstiklâl marşı ile başlanacak, devre mezunların dan bir yedek subay tarafından nutuk söylenecek ve merasime bütün mezunların iştirâk edecek leri geçit resmile nihayet verile cektir. Oğleden sönra mektepte diple ma verme töreni yapılacak ve bu tören okul komutanın bir sö, tevile başlıyneaktır. » Bu nütkü müteakip büfün ye- dek subaylar andiçecekler, bün- dan sonra da diplomaları verile- cektir. Saat 16,90 da da bu töre- ne davet edilenlere Örduevinde bir çay Ziyafeti verilecektir. Dün sast 17,30 da Istanbul be- lediyesi memurları kooperatifi şir ketinin 1940 yılı kongresi yapıl « mış, ekseriyet olmadığı için kon- gre başka güne bırakılmıştır. Fa- kat yine mevcut âzaya koopera - tifin vaziyeti hakkında izahat ve- rilmiştir. en izahata göre; Koopera- lökanta servisi bir senede 34300 kişiye yemek vermiş vel 12117 lira 48 kuruş ciro yapmış- tır. Mağaza servisi bir senede 1887 kredi muamelesi yaparak 20487 lira ciro yapmıştır. Otuz bin kilo mangal kömürü ve iki bin çeki odün satan kooperatif bir “Melbusat,, servisi ihdasına karar vermiş ve faaliyete geçmiş- — Yağ işlerinde kooperatif 7500 lira varidat temin edeceğini zan- Bettiği halde 4900 liralık safi kâr emin edebilmiştir. e Kooperatif ılından 940 yıhna 38567 ira | ki Belvü bahessi arkasından Harbi, veve cıkacaklardır “Sm Se borç devretmiş ve bunun 17183 Tirası ödenmiştir. Bütün Asansörler Muayene Edilecek Belediye makine O müdü Rü, şehrimizdeki bütün asansör- lerin muayenesine karar vermiş ve İnaliyete geçmiştir. Her asan- sör sahibi nisanın 15 ine kadar İs- tida makamında bir beyahname ile müracaat edecek ve asansörü- hün plânı da üç nüsha olarak) give tali beyannameye bağlıyacaktır. müracaattan sonra murlsr asansörün muayenesini) yapacaklar ve bir rapor halinde tanzim edecek- let ve bu raporu kaymakama gön dereceklerdir. Bu| lâikadar me-| noksanları varsa Kaymakamlar belediyeden g£6- lecek rapor üzerne mıntakalarda asansörlerin noksanları ta / Şehir Meclisi Bugün Toplanıyor Şehir meclisi bugün saat 14 te Vali ve Beleciye reisi doktor Lüt- fi Kırdarın riyasetinde toplana- caktır. Bugünkü toplantıda kim- 8€siz çocukları kurtarma yurdu doktorlarının vüzifelerini göste- ren talimatname ile zabital bele- imatnamesine ait yeni hü. kümler müzskere edilecektir. Pansiyonlu ilk okullarda vilâ- yet hesabına okutulacak talabe- nin kabul şekli hakkındaki teklif te bugün tetkik edilecektir. —— — — —— rilmiştir. Henüz müracaat etmi- yen otuz kadar asansör sahibi de on beş gün içinde belediyeye £&- mamlıyacaklardır. Büzüne kadar| lerek muamelelerini yaptırmış 6. 170 asansör için bevannalhe ve- lacaklardır. Üç İhtikâr Suçlusu Dün Mahküm Oldu Bir Devlet Memuruna Hile Yapılmış Dün İkinci Asliye ceza mahke- mesinde Milli korunma kanuna mubalif hareket edenlerin tmuha- kemeleri yapılmış ve suçlular muhtelif cezalara çarpılmışlardır. Bunlardan Osman Sayman atlın- da bir taksi şoförü çift murmaratı taksilerin çalışması lâzım gelen Subatın 19 uncu günü tek numa- alı taksisini çalıştırmış ve Mili | korunma kanünuna muhalefet et- miştir. Mahkeme sucu sabit gör- muş ve Osman Saymanı 50 lira para cezasına mahküm etmiştir. Nişantaşında Teşvikiye cad- desinde bakkallık ypaan Kostan tin de mercimeği narhtan fazla sattığı için 25 İira para oözasına mahküm olmuştur. yoğlunda Ağa hamamı le kömürcülük yapan Ö- İ altı buçuk kuruşa satacağı yerde yirmi para fazlasiyle yedi küru- sü satmış ve mahküm olmuştur, X Galatada Perşembe pazarm- da Mahmüdiye caddesindeki nal- bur Nikolaki Maarif Matbaası mü bayas memurlarına kilosu 40 ku- | ruşa olan çivileri 144 kuruşa sat- zaış ve iki buçuk kiloluk çivi pa- ketlerini sekizer kiloluk paket di. ye vermiştir. İhtikâr suçundan mahkemeye verilen Nikolski ih- tkür yaplığı iddiasını kabul et memiş ve yanlışlıkla küçük paket verildiğini söylemiştir. Mahkeme Nikolakinin gösterdiği şahitlerin celhi için duruşmayı talik etmiş| tir, Kocaelindeki Derelerin Taşmaması Temin Ediliyor İzmit, 3) (A. A.) — Vakit va- kit taşarak Arifiye köy enstitüsü nü, Arifiye istasyonunu ve Elma fdanlığını sular altında bırakan Açmalar ve Hacimercan derele- rinin Sakaryaya i su işleri müdürlüğünce bir proje timlâk muamelesi ikmal olunmuş. tür. Bu projenin tatbiki icin lü Yumlu tahsisat Maarif Vekâletin. ce gönderilecektir. kes tarafından Ne Demeli, Ne Dememeli ? Ünkü ( refiklerimizden birisinde gözüme çarpan bir serlevha da şuyduz “— Divanı lüyatit Türk tereümesi,, İşte size bir cümle ki, “ne demeli dememeli?,, Sütunemun o muharririni, en az bir hafta geçindirebilir. Çünkü: “Divani,, dememeli, “Dı « demeli, “lügat-it,, dememeli, “lügatüt,, de meli, Ve nihayet, “tercümesi, deme - meli, “tercemesi,, demeli. İşin daha tuhaf cihetine bakınız ki, yalnız serlevhasında üç tane hata bülu- nan 0 Yaz - Divanü fügnt Ut Türk,, terceme « sinin hatalarından bâhisti. Ne diyeli Bu cesur meslekdaşın elindeki zararlı kalemi lügat ve “Türk, kelimeleri afasma lüzümsuz yere sok- tuğu o “İt,, kapsın inşallah! *-» Ders alması lâzım! azetelerde okuduğum ilânlardan A ema e bişey Üçüncü tahı herkese lâzım on kut- Tuş, Bu kelimeler arasına virgül konulma- dığı için, “herkese Jâzım,, denilen şeyin “üçüncü tabı,, ima, yoksa “on kuruş,, mu olduğu pek anlaşılmıyor. nedir biliyor Fakat işin tuhaf tarafı musunuz? İlân bu şekilde yapılan eser bif.. “Noktalama kitabı,, dır? Belli ki, “yazıda kullanılan işaretler,i öğretti ve “Maarif Vekâleti tarafın - don bütün mekteplere tavsiye olündu- "ğu,, iddia edilen o kitaptan ders alması İâzimgelen ilk vatandaş... bizzat eser müellifidir? *» Mütevazi patronlar: u satırları da “Tasviri Efkâr,, re- fikimizde okudum: “— Açık muhabere: Bayan R. yan Nevi Bayan Hüsniye Akçay, ve Bayan Muh se Taran “Istediğiniz. © n,, Jar, adreslerini- 26 gönderilmiştir efendim!,, Acaba, “Tasviri Efkâr, refikimizin çar » li VAM 'bâhis havadislerinden birisine serlevha olarak, şu suali koymuş: , İtalyan donanması niçin açılmış, İtiraf edeyim ki, ben, bu suale, bir türlü mâna veremedim: Denize açılma- — sında fevkalâde bir sebep arandığına gö denize izim Refik Halid'in oğlu, bir çörük mecmuasının bilmecesini hallet - © bilineceyi balledenler arasında çektiği kur'ada ise, bizim Re miş. Mecmua fik Halid zadenin kısmetine bir kart çık- “Takat Retik Halid, bir kart almak için, «â Şişliden kalkıp Beyoğluna gel. meyi, bir hayli masrafa, ve külfete kat- lanmayı göze alamadığını yazıyor, Ben kendini haksız göremedim: oğ - Tunun çıkan şey , maş. Fakat acaba mahdumunun time çi. kan şey bir kart değil de, bir... taze ol. saydı, üstat yine ayağına üşenir miydi dersiniz? Hem Refik Halid, gençliğinde Yerinde Bir Cevap Yazan: Naci Sadullah Aik ürtive Dünya” met muasında okuduğum kıy metli yazıların en şayanı dikkat leri arasında, bayan Mediha Ber “Düzk köyümün tedkikine başlarken”, “Köyü ma ulayorlar?” ve “Köyü nasıl tanıdım?” başlıkları altnda yazıl mış bulunan makaleler var. Devam edeceği anlaşılan bir serinin ilk kısımlarını teşkil eden kayese yaparken, Yakup Kadri- nin “Yaban” romanını ele alıyor. Ve Türk köylüsünü suratsız, fesat kalpli, pis, cimri, nankör hatta yarı yabani gibi gösteren bu ese- rin bariz ve heybetli hatlarını bi- rer birer tebarliz ettiren Mediha Berkes, “Yaban” müellifine şu isa betli teşhisi koyüyor: “Yakup Kadri, köylüye yak- laşmak istiyen, lâkin yaklaşmak için her adımı attıkça ondan uzak laşmak, kaçmak arzusu duyan, köylünün yanma burnunu trka- imadan yaklaşamıyan ince kültür. lü şehir münevverlerinin mümes- silidir!” Sağlam görüşlü meslektaşmı- xn “Yaban” isimli eser kadavra- İni yapan güzel yazısı tüsüne verilen şu sami- mi ve müessir tarsiyeyle sona eriyor: “— Yazımızı bitirirken , -”Ya ban” ın kahramanı olan - Ah met Celâlin, romanın sonlarında köylü hakkında söylediği şu cüm leyi hatirladık; — Ey kari..Ben onları affet- n de affet!” N Hakikaten bu fikri tersine ç0- virip şu şekle soksak, daha doğru olmaz miz , y köylü, biz bu muharri- ! Sen de affet!” İ Bu vesile ile tekrar adı geçen İ“Yaban" romanı, müstahak bu lunduğu asıl akibetine, memle- ket kütüphanelerinden büsbütün bir kilo mangel kömürünü | kovulduğu gün kavuşmuş olacak İtir. Çünkü Türk köylüsünden ve İTürk köyünden “Yaban” daki 20 lira 80 kuruşa(gibi lisanla bahsedilmesine kat- tanmamiz için hil bep mevcut değildir. Eger, birisi çıkar müdafa etmek gafletini gösterir se, bize şu kabil sözler söyliye- taymeti, hele. bulanduğu, ya bancı memleketlerde kıymeti bi linen sayılı eserlerimiz arasinda yer alabilmesinden de | bellid Eğer “Yahan” da, beynelmilel sanat eseri sayılmasını mümkün kılabilecek bir kiymet olmasaydı Almanlar onu kendi lisanlarma İtereeme ederler miydi.” Yapılmasını muhtemel gördü- güm böyle bir müdafaaya bizim vereceğimiz cevap ta şudur: '—Almancaya terceme edil mesi, “Yaban” in beynelmilel ol muş bir “Sanat eseri” sayılması- na delâlet eylemez, Hatta bilâkis bu esere karşı beslediğimiz çok hakla antipatiyi artliran sebep akıtılması İcin (lerden birisi de Almancaya terce me edilmesidir. Çünkü “Yaban” hazırlanmış ve güzeryâhtaki İs-'m Almancayâ çevrildiği zamanın | Almanyası, sanat eserlerini cayir cayır yakmış bulunan Almânya- dir. MAARİFTE; 19 Mayıs Gençlik Bayramına Hazırlık 19 mayısta kutlulanacak > lik bayramı için şimdiden hazırlık lara başlanmıştır. Beden terbiye- si öğretmenleri dün bir toplantı yaparak statlarda yapılacak şen liklerin programını tesbite devam etmişlerdir. Fenerbahçe stadı met kez olerak kabul edilecek ve ora © epi klüpleri de gösteriler ya- aklardır. | OLM hakkı — Maarif Vekâleti orta tedrisat müessestle rinde öğretmenlik yapacak üni versite mozunlarının ancak fen ve edebiyat fakültelerini bitirmiş ol maları lâzimgeldidği hakkında bir karar vermişti. Bu karar Şu ir. Orta tedrisat mücsseselerind: da ta- | niyetim, | , bir su- bu! sayın Bay e Nact Sadullah | maksatla aldım: Malüm sis; “San'at altın bileziki ti. | öğret k olacak üniversite me zunlarndan evvelâ fen ve edeb | yat mezunları tayin edilecek, lü zum görüldüğü takdirde diğe fakülte mezunlarından istifade © Gilecektir. Çocuk Sayımı — Maarif Veki- leti her sene Birinciteşrinin son gününü okuma çağındaki çocük- ların sayan günü olarak kabul et miştir,