Yazan: ULUNAY avoyans bunu çoktan anla- mıştı. Fakat bir kaç defa tecrübe ettiği gibi bunun yalnız para biriktirmekle mümkün © lamıyacağını takdir eylediği için masraf kısmını genişletti. Karno caddesinde bir konak kiraladı. Bölmeleri kaldırtarak geniş sa- lonlar açtırdı. En büyüğünün ortasına mermer havuzlar Yâp- tırt, Konağın damını kaldırta- rak oraya bir kış bahçesi kurdur. du. Fakat bu suretle saymadan sar fetmek yüzünden bütçesinde a- «lan büyük rahneyi muntazam varidatla kapayamıyacağını an - layınca günü gününe yaşamak zarureti başladı. Gitgide Klişi bankası kasalarında yöz frank bile bulunmıyan bir dekordan (- baretti. Konağın masrafı dipsiz bir kuyu yahut müthiş bir İza- be fırını gibi mütemadiyen para yutuyor, eritiyordu. Savoyans'ın mükellef yazı 0. 'dasında masasının üstünde altı vedi telefon vardı. Bunlardan ki- mi doğrudan doğruya Londı kimi bankasına, kimi hususi kâti- bine, kimi evine, kimi de zilini kendi çalmak şartiyle kendine bağlı idi. Dalavereye düşürecek paralı bir sermavedar ile konu - surken zil çalar Savoyans hiç bir yere bağlı olmayan telefonu alır: — Allo! Neresi? Londra mı? Bonjur Mister Cenks. üümkün değil. Donogo tah- vilâtı tamamen satılmıştır. — Tabit değil mi ya? Büyük bir tereffâ muhakkak. Size kim söyledi? Jhon Block mu dediniz? Doğrudur. — Ben bu tahvilâtı elimden cıkaramam. Çünkü büyük bir optrasvon yapacağım. — Evet, — Bet Fakat bu fiyata kabil deği — Bir iki saat sonra bir daha telefon ediniz. Söz vermiyorum. Belki... Sermaye sahibini bu kadar te- Tefrika No. 4 çak. Alsceklilara kim meram ân- lstacaktı? Bunu düşündüğü zaman soğuk soğuk terliyor; — Allah saklasın, büyük bir fe- Miket olur! Diyordu. Bazan derdini dökmek ihtiya- cını hissediyordu. Bu ihtiyacı an- cak şoförüyle konuşmak suretiyle telâfi edebilmişti. İzmirden Pa- rise kaçan Garabet isminde bir şoför, şarklılara has bir ferasetle efendisinin derdini anlamıstı, İlk zamanları kendisine gösterilen İ- timada lâyik olduğunu isbat ede- cek derecede hazımlı görünürken bu yumuşak yürekliliğinin kendi. sine, daha doğrusu alacağı maaşa tesir ettiğini görünce o da kafa tutmaya başlamıştı, Uşak. soföre: — Otomobi! hazırlansın! Haberini götürdüğü zaman Ka- rabet, efendisinin karşısına çıkı- yor: — Arabayı cıkartamam, Garsj artık veresiye benzin vermiyor! Diyordu. O zaman yeni bir enai avlamak için randevuya mutlaka mükellef arabasiyle gitmek mecburiyetin- de bulunan Savoyans, bt gibi v: ziyetlerde derhal para bulmak i- cin ani çareler düşünmekte bir tane idi, Meselâ hemen konağının civa- rındaki büyük çiçekçi dükkânına gidiyor; kartını vererek Mistep- get'e yahut Sesil Sorel'e 400 İranklık çiçek gönderiyor ve ka- saya bin franklık (bare) bir çek vermek suretiyle altı yüz frank farkı da kendisi alıyordu. İşte Prensin davetlilerinden ban ker Rober Savoyans yahut Rüpen Sabuncuyan böyle bir adamdı. * * Güionüardz bu kovan vızıltı sı devam ederken Livreli uşaklardan biri Madam Ven den Sen'e sokularak; — Madam, dün size telefon €- den bir adam geldi. Kendisini bu akşam için çı,tırttığınızı söylü- yor. — İsmi nedir? — Yanlış söylemiyorsam, Mös- yö İlan olacak. — Kartı vok mu? —Hayir, İsminin sonu beyle bittiğine göre şarklı olacak zan- lefon mühaveresi tavlamaya kâ-| nederi; fidir. Bu suretle bir tarafta unu- tulmuş kalmış olan tahvilât bin naz ve İstiğna İle satılır. Bir kaç gün sonra yükselme yerine müt- hiş bir sukut sermayedarı şaşır- tir. Adamcağız bankere koşar. Savoyans sinir buhranları için- de perişandır, — Ah dostum! Büyük bir 1e- İâket, Donogo madenlerini su bas- ti. Bütün ameliyat tatil edildi. Ben şahsen tam yarım milyon kaybettim. Şimdi zararı ctkar- mak İçin yüz bin franklık Luba- na kromları alacağım. Size de ay- ni operasyonu tavsiye ederim Fa- kat az mikdarda almayınız. Zira bu tahvilâtın temevvücü ufak farklarla olur. İsterseniz sizin i- çin de yüz bin franklık alayım. Bunda kayıp tehlikesi yoktur. Lubana kromları ufak bir kâr bırakır. Sermayedar bu yemle- meden cesaret alır, yeni bir ope- rasyona girer. Nihayet aklını ba- sına topliyarak “zararın nerösin- den dönülse kârdır,, diyerek işten çekilebilirse kendini kurtarır, yoksa bugün Donogoyu su basar, yarın Lubanada yarıklar, öbür Rün Niangide amele mühendisle- ri öldürür; ve bütün paralar bu suretle Savoyans'ın lüzumlu lük- süne sermaye teşkil eder. im. — Evet hatırladım: Arka mer- divenden yazı odasına alınız. Davetlilerin bulunduğu salon- lari uzun bir koridorla ayıran bir daire Prensin kalem odalarını teş. kil ediyordu. Bir çeyrek sonra Madam Ven den Sen msaroken takımlarla dö- seli yazı odasına girdi, Kapıyı aç- tığı zaman odada kimsevi göre- medi, Dışarıya doğru dönerek ses- lendi: (Arkası var) Sir Cripps Gitti Bir kaç gün evvel tayyare ile Moskovadan sehrimize gelen ve Ankarada İngiltere hükümeti Ha- riciye Nazırı Eden'e mülâki olan İngilterenin Moskova Büvük El- gisi Sir Cripps, dün saat 7,35 de Yeşilköy tayyare istasyonundan Moskovaya hareket etmistir. Se fir İngiliz ve Sovyet konsolosluk erkânı tarafından uğurlanmıştır. Anadoluda Fazla Ekim Yapıldı Köylüler İmece İle Çalışarak Ekilmemiş Yer Bırakmadılar Anadolunun muhtelif mıttaka- larından alinan hebörlöre göre bilhassa geniş hububat merkez- lerinde mahsulün ekim ve inki- şaf vaziyeti iyidir. Gerek hükü- metçe alınan tedbirler ve gerek- se halkım askere gidenlerin arazi" lerini imece ile sürüp ekmeleri büyük semereler vermiş ve ekim normal zamanlardan çok fazla ol muştur. Anadoludan gelen muhtelif kimselerin verdikleri malümata göre bir çok yerlerde halk mev- cut ilşleri el birliğiyle yanmak yolundaki eski ananeyei genişlet. miştir, hemen ker yerde imece suretiyle çalışmak yolunu tut muslardır. Toprak mahsullerinin kıymeti. nin artması, köylünün hüküme'in arzu ve teşvik ettiği gibi sapan başlha Kosmasında belli başlı â- mil olmaktadır. i Seylâptan zarar gören Eskise- hir havalisinin bazı kısımları müs tesna olmak üzere bütün Orta A- nadaluda bilhassa buğday am- barları sayılan Konya ve Polatlı imıntakalarında. mahsul vaziyeti cok iyidir. Av derisi istihsalâlı Bu sene Anadoluda halkın da- ha zivade toprak işleriyle mesgul olması sebebiyle av derisi istih- salâtı az olmuştur: Amerika pi yasaları sansar, zerdeva, kun- duz gibi fozla yer tutmıyan mal lara rağbet etmekte, bu mallar koli postal halinde Amerikaya sevkedilmektedir. İhracatçılar, sansar derilerini 50-55, zerdevaları 35-65, kunduz» ları 15-20 liradan almaktadırlar, Büna mukabil tilki, porsuk, çar kal. yaban kedisi derilerine rağ- bet edilmemektedir. Tavsan'derilerini yerli fabrika- Jar almakta, 20-30 kuruştan müş- teri bulmaktadır. e ADLİYEDE: | Müzayedeye Fesat Karıştırmışlar Mustafa Bora ve Mehmet Tok- sal adında iki fırıncı, dün üçüncü icra marifetiyle satılan bir fabri- kanın müzayedesine fesat karış- tırdiklarından yakalanmıs ve âd- Wyeye verilmişlerdir. İddiaya gö- pe, suçlular fabrikanın pısıf hisse» sine malik olan ve diğer hisegvi de kendisi almak İsteven Anargci- losa müracaat etmişler ve kendi. lerine 400 lira verirse müzavcde- ve istirak etmiyeceklerini bildir. mişlerdir. Anargilos da bu teklif. ten müddeiumumiliği haberdar et tiğinden derhal tertibat alınmış, suçlular parayı alırlarken cürmü meşhut halinde yakalanmışlar» dır. Doğruca asliye 7 inci ceza mahkemesine verilen suçlular hakkında, tevkif kararı verilmis ve avukat tutup müdafaalarmı yapmaları isin duruşma başka bir güne bırakılmıştır. Alinan Edilecek Listesi 'ya İhraç Malların Yapıldı Dün İtalya, Bulgaristan ve Yunanistana 81 Bin Çift Torik Almanyaya ihraç edilecek olan maddeler, tacirler arasında tak- sim edilmiş, ve buna ait Listeler mıntaka ticaret müdürlüğü tara- fından ticaret vekâletine gönde- rilmiştir. Bu listeye göre Alman. yaya 2 milyon liralık balmumu, koyun ve kuzu derileri, peynir ve konserveler gönderilecektir. Şehrimizde bulunan bir Alman ticaret heyeti bu malları satın al- mak için, alâkadar tacirlerle gö- rüşmektedir. Fakat her tacirin ne mikdar mal ihraç edeceği he- nüz Vekâlet tarafından tasdik edilmemiştir. Bir kaç güne kadar ihracat listeleri Ankaradan gel- diken sonra ihracata başlanacak- tır. Dün Alman ticaret heyeti aza- larından bazıları, mıntaka ticaret müdürü Sait Sarperi ziyaret ede- rek Almanyaya yapılacak ihracat hakkında izahat almışlardır. Dün Almanyaya 150 bin liralik hurda incir. 50 bin liralık tütün sevkedilmistir. Balığı İhraç Edildi 438 bin liralık ihracat yapılmış» Ür, En ziyade İsveçe koyun deri- leri, Amerikaya av derileri, İtal- yaya yumurta, Bulgaristana ve Romanyaya da zeytin, Norveçe ham afyon, Holandaya da kuru üzüm gönderilmiştir. Balık ihracatı Dün muhtelif memleketlere . bin çift torik balığı ihrac edil. miştir. Bunun 55 bin cifti İtal yaya, 13 bini Bulgaristana, 10 bi- ni Yunanistena satılmış, şehrin ihtiyacı icin balıkçılara 3 bin çift verilmiştir. Harice satışlar, cifti 75 - B6 ku- ruş arasında yapılmıştır. Bu fi- atlar çeçen seneye nazaran yüz- de elli fazla. fakat ihracat mikda- rı da yüzde elli noksandır. Bu su- retle satış azlığı fiyat fazlalığiyle telâfi edilmektedir. Dün Boğazda ve Marmarada her çeşit balık tutulmuştur. Pe- rakende satıslar, kefal 50-60 bar- Kuru Kahveciler Dün Satışa Başladılar Piyasaya Yakında 2000 Çuval Kahve Daha Çıkarılacak Şehirde mevcudunun tükenme- si üzerine gümrüklerdeki kahve- lerden 200 çuvalı çıkarılarak dün yüz çuvalı çin kuru kahvecilere verilmiş, 50 çuvalı Trakyaya, 50 çuvalı da A-| nadoluya sevkedilmiştir. Şehrimizdeki kuru kahveciler dün sabah satışa başlamışlar ve bunların çoğunda öğleye doğru tevziata nihayet verilmiştir. Haber aldığımıza göre güm- rüklerde daha 2000 çuval kahve vardır, Kahve ithalât birliği aza- larına ait olan bu kahvelerin de piyasaya çıkarılması için vekâle- te müracaat edilmiştir. Bunların da bu günlerde tevziine başlana- cağı ümit edilmektedir. Bundan başka bu günlerde memli gelecek olan 10 bin çuvallık bir parti kahve var- dır. Ayrıca muhtelif ; tarihlerde Brezilya ve ÇCenubi Amerikaya sipariş edilmiş 75 bin çuval kahve mevcuttür. > —.— Alâkadarlar bu şartlara göre memleketimizde bir kahve darlı- #ma imkân kalmıyacağını ve bir ihtikâra ise katiyyen meydan ve- rilmiyeceğini bildirmektedirler, MÜTEFERRİK: bunya 160-200, uskumru 50. sar- — Dilnkli ilrecet dalya 50, hamsi 25-40 torik teki) Dün muhtelif memleketlere! 50 kurustan yapılmıstır. —— ME 2 PİYASADA: | Poliste : Ucuz Satış | Bir Yankesici İş Mağazaları Açılıyor Ticaret Odası halka mahsus u- cuz eşya imeli hakkındaki tetkik. lerine devam etmektedir. Bugün odada ucuz ayakkabı komisyonu toplanacaktır, Komisyona Sümer Bank'ın Beykoz fabrikasının mü: tehâssısları ve ayakkabıcılar ce- miyetinden bir kaç aza İştirak gdeceklerdir. Komisyon reisi ticaret odası u- mumi kâtibi Cevat Düzenlinin i- (adesine göre, ucuz ayakkabı gö- niş mikyasta, halkın ihtiyacını te- min edecek mikdarda imal edile bilecek ve bunları beş liraya ka- sütmak mümkün olacaktır. İtbalât ve ihracat birlikleri y- mumi kâtipliği, halka ucuz esya satılmasını temin için satış ma Mazaları açmayı düşünmektedir. Simdilik manifaturacılar birliği- nin bir satış mağazası açmasına karar verilmiştir. Bu mağaza Valde hanının alt katıntlaki sa- Jonda açılacaktır. KOYUN DERİLERİ — Dün piyasada hükümetçe koyun deri- leri stoklarına el konacağı bek* kında bir şayia dolaşmakta idi Maamafih bunun stok mikdarları hakkında birer beyanname iste- nilmesinden galat olması ihtimali de ınevcuttur. Bu şayim. piyasanın düşük *za- manlarında külliyetli mikdarda mal toplayan tüccarları, ihracat- cılara müracaata ve mallarını el- den cıkarmak arzusuna sevket- miştir. Şehrimizde mühim mikdarda koyun derisi mevcuttur ve söy» Üstünde Tutuldu Zabıta Celâl Cici adında bir sa- bıkalıyı yakalamıs, adliyeye ver- miştir. Celâl bindiği tramvayın kalabalığından istifade etmiş, Os- man adında bir voleunun cebini jiletle keserek içinde 300 lira bu- lunan çantasını çalmıştır, Celâl varalari aldıktan sonra cüzdanın icinden çıkan nüfus kâğıdı vesa- ireyi Kumapıda bir posta kutu- suna atmıştır, Celâl, bundan son Kral Alfons İçin Âyini Ruhani Yapıldı Geçenlerde İlalyada vefat eden eski İspanya kralı 13 üncü Alfon. sun istirshati ruhu için dün şeh- rimizdeki İspanyol konsolosluğu yanındaki kilisede bir âyini ru- hani yapılmıştır. m ik UNLU MADDELER — Beledi. ye, ekmek, francala, çavdar © meği, pide ve simitten başka hi türlü unlu gıda müstahzarları i- cin yalnız ekstra ekstra un kul- anılmasına karar vermistir. Eks. Ta Benziyo adında birinin de ay- ni şekilde cebini kesmiş ve para- Sını almıştır, Fakat bir tesadüf eseri olarak 10 lralıklardan biri ortasından kesilmiş, yarısı Ben- riyo'da diğer yarısı da Celilde' kalmıştır. Polis vakadan haber dar olur olmaz, Celâlin yarım on liralığı Merkez bankasına götü- rüp değiştireceğini tahmin etmiş ve banka civarında tertibat al mıştır, Nitekim biraz sonra Ce- lâl bankaya gitmiş ve yakalanmış tar. Dün asliye dördüncü ceza mahkemesinde yapılan duruşma sonunda, Celâlin tevkifine ve noksan sâhitlerin celbine karar verilmiştir. : BİR MANDA ÜRKTÜ — Dün Sirkeci rıhtımında bağlı bir va- purdan vincle çıkarılan manda- lardan biri ürkmüs, oradan ge- çen Mehmet Uyar ve İsak adında iki kişiyi yaralamıştır. Yaralılar tedavi altına alınmış. güc ha! ile zaptedilen manda doğruca mez- bahaya gönderilmistir. —--— lendiğzine göre yalnız bir firma bir milyon liralık deri stoku vü- cuda getirmiştir. tra ekstra un kullanıldığı halde normal francale terkibine başka maddeler ilâvesiyle hususi ekmek hazırlamak için de belediyeden müsaade istenecektir, i Konvansiyonel Treni Teehhürle Geldi Dün konvansivonel treni altı saat teehhürle gelmiştir. Trenin teehhürü Bulgaristanda kontro- lün uzamasından ileri gelmekte- dir.» Dünkü konvansiyonel ile Bul- garistandan yalnız İngiliz koloni. sine mensup ve coğu kadin olan 12 yolcu gelmiştir. » Avrupa yolcularının Bulearis- tandan gecmelerine müsaade & dilmemesinin öğrenilmesi üzerine gerek memleketimize ve gerekse Yunanistara gelmekte olan yol cular Belgraddan Yunanistan yo- lunu tercih etmişlerdir. Türkiyeye gelenler Dedeaüaç- Pithton yoluyla gelmektedirler Memleketimizden Avrupaya gi denler de ayni tarikle hareket et- mektedirler. tanbulun ihtiyacı İ-| * * Gövorans, daha Zümrütyanla yoğurt ticareti yaptığı za- manlar, kiraladığı odada komşu- su olan bir kadınla evlenmişti. Orta halli ailelerde aşçılık eden Katrin, bir türlü koçasının yasa- dığı hayata alışamadı. Karno'daki konakta verilen müsamerelerde, ziyafetlerde o kadar yabancı kal- dı ki, nihayet bir sinir hastalığı bahane ederek Fransanın cenun tarafında bulunan ailesinin yapı- na çekildi. Bu evli bekârlık ban- kerin çok işine yarıyordu. Ararla alacaklılardan gizlenmek icap et- tiği zaman odasına kapanıyor ve uşaklar gelenlere efendilerinin madamdan aldığı telgraf Üzerine şatoya gittiğini söylüyorlardı. Bazan gece gündüz dalavere üsünmek uğrunda bu mütemadi didismeden yorulduğunu hissedi- yor, kendi kendine: — Ah! Diyordu. Meğer cek çek arabasiyle yoğurt dağıttı”ım va- hu bulvarlardaki kahvede tabak canak yikadığım zamanlar ne ka- dar meşutmuşum! yirmi dört saat bile dinlenmekliğime imkân vok. Azcık vülkün altın. dan cekilsem, her sey birden gö- çecek... Savoyans en ziyade hastalıktan korkuyordu. Ufak bir grine tutul. sn sermayedarlara kim söz anla- tacak, veni membaları kim bula- Müthiş Bir Korku B ulgaristana giren Alman asker- leri Yunan hududuna varmışlar, ve orada Alman neferleriyle Yunan ne- ferleri birbirlerinin ellerini | sıkmışlar. Bugün birbirlerinin ellerini sıkan © insanlara, yarın birbirlerinin boğazları- nı sıkmalarının emrolunmıyacağını kim temin eder? Vaktiyle bir Fransız zabiti, kumanda» sında bulunan bir yahudi nelerinin düş- mana ateş etmedi görmüş, ve yanı” na sokularak sormuş: “— Niçin ateş etmiyorsun? Yoksa Eöriacmlikiiei düşman — olduklarını bilmiyor musun?,, Musevi, sükünetle cevap vermiş: “— Daha yiizlerini bile görmediğim adamlar, bana niçin düşman olsunlar?,, Vika bugünün insanları, o yahndi - nin bu makul cevabım güldürücü bir nükte saymaktadırlar, Fakat şimdi Yu- nan hududunda birbirleriyle ahbablığa başlıyan Yunan ve Alman neferleri bana umumi harbin meşhur hir vâkıasını da batırlattız O zaman Verdün kalesini bekliyen arla, o kaleye hücum edecek ©- lan Alman'ar, uzunca bir istirahat dev- resinde birbirleriyle shbaplığı ilerlet - tikleri için, aldıkları emre rağmen bir- birlerine ateş açmamışlardı:.. Neticede, Fransız fırkalarını a giştirmekten başka lunamamış! Yahudinin cevabı gibi mubayyel bir fıkra olmıyan bu vâkından da belli ki, şimdi Yunan ve Alman neferleri ara - sında teessüse başlıyan uhuvvet, dün » yayı, umumi barptekine benziyen bese- ri bir sürprize bir defa daha şahit kıla- bilir. Eğer Alman şeflerinin Yunanis- tana girmiye de niyetleri varsa, bu ih- ti düşünmekten derin bir endişe aklardır. İnsanların ne bale gel - lerini anlamıya da, böyle bir endi- şenin duyulacağını düşünmek bile kâ - fidir. Çünkü bundan da anlıyoruz ki, artık İnsanların birbirleriyle dost olma- larından, ve birbirleriyle döğüşmeme- lerinden * korkuluyor. Korkuların en korkuncu bu değil midir? La Tek tip papuç T ek tip ekmekten sonra, tek tip çorap, tek tip papuç ta çıkarlar cakmış, Şimdi ihtimal, bazı şıklık düşkünleri günün birinde tek (ip çorap, tek tip pa- puç giyileceğini düşününce, endişe du- lk 'akat onlara tavsiye ederim. Bu endişeyle değil, sevinçle kar - şılasınlar; ve hallerine n E ara yerden “tip,, i de kaldırırlarsa, tada kalacak olan şey “tek papuç, tür. Ve işte asıl o zaman felâkettir: Zira cümlemizin iki ayağı bir papuca girer! aw Uçan hastahaneler çan kalelerden sonr uçan hasta neler de yapılmış. Belli ki, beşeriyet, her gün hiraz da- ha... yükseliyor. Yakında gökyüzüne tiren yolları döşendiğini de görürsek, hiç şaşmıyacağız. Tevekkeli değil, bu harbin bir hava harbi olacağını söyle - miyorlardı. Müstakbel halimizi görünce, biçare kuşların gagaları açık kalacaktır. O takdirde yıkılan yuvaların üzerinde acı acı düşünecekler ve birbirlerine hay- retle soracaklardı: “.- Acaba insanlar bizim yurdümüza niçin tecavüiz ettiler? Bize hiçbir temi- hat vermemişlerdi kit, *» * azetelerimizden birisinde gözü- me çarpan tuhaf hir serlevha da şuydu: gli bakemlerimizin eksikleri ne- ği : lüzum görmedim: Çünkü o cevabı bulmak için, stadyum- larda ikide birde vukubulan hâdiseleri hatırlamak kâfiydi. Eğer, o yazıyı yazan meslektaşa rastlarsum, kendisine: Ayol, diyereğim, futbol hakemle rimizin neyi eksiktir?,, diye soruyor - sun, Bunu da bilmiyen var mı ki? On- ların eksikleri. Zırhlı birer elbisedir! ii Hibarları artıyor Ef viden gazetelerde tanınmış adam: ların gelip gittikleri yazılırdı. Şimdi meselâ gazetenin bir sütununda Şu serlevhayı okuyorsunuz! “— Vali Ankaraya gitti!,, Onun yanı başımdaki sütunda da şu elimleyi görüyorsunuz: “— Çivi, ve lâstik geldi! Öteberi fiyatlarının her gün biraz da- ba yükselmesi, bundan da anlaşılıyor. Gazete sütunlarında büyük şahsiyetler. le yanyana gelmek, birçok O malalarin itibarını arttırdı: İtibarı bu derece artan o metaların kendilerini her gün biraz daha... m salmalarından daba ta- # Çilingir sofrası mı? u satırları da, Halit Fahri Ozan- . bir yazısından alıyorum: yiğı Za sanki Kine U hi zaman, ti . anmış, ba iş, ve lara yükselmiştir!,, Üstadın tarif ettiği şekilde gökyüzü- ne yükselen muharrir “bulut,. sayılaca- ğma göre, e cümlede bahsi geçen masa da... cilingir solrası olneak!.. ? ? ? t Naci Sadullah İL—— —— —. Kk | N 5 hal izli Aradaki Fark Yazan: Naci Sadullah u anda Alman un topraklarına kabul h buunan Bulgaristan, en bü hatayı Dobrucayı Alman mi heretiyle kazandığı gün işlemişti Cünkü bu müzaherete muf günün birinde kendisinden büyük şeyler istenmiyeceğine nanması, gözden kaçmıyacak dar büyük bir gafleti. Görüyoruz ki, tıpkı insanlar gi bi milletler de ekseriya bâtıl Sİ nışlarının seyyiesini çekiyorlafi © Ve Bulgaristanın bu manzarası bu haklkati teyit den en taze vâksddir. Komşumflli zun bugünkü vaziyeti karşısın ti duyduğumuz teessür, bittabi Dun kendi hesabınadır. Çünkü biz kanilz ki, Bul tanın bugünkü yolunu tutmi dan zarar görebilecek olanlar Bi garlardan başkaları değildir. Belli ki, insanlarda, tezvirle kapılmak © istidadı, hakikat kavramak kabiliyetinden çok tün; Eğer böyle olmasaydı, Bul, garlar, on küsur senedir B vahdelinin lüzumunu haykıl sıcak dost seslerine kulakla tıkayıp, hülya besleyici vaati Kapılmazlar, ve bugünkü âkı| lerine uğramazlardı. Fakat artık, Bulgaristan iş işten geçmiştir. Ve Bul tan, durup dururken, kendi raklarını, kendi davalarına yüz aykırı kalması lüzum kavgaların sahası haline sokm! tur. Ne acı tesadüftür ki, ikinci han harbi, birinin hareketi, rinin hareketinin her b İh, yüzde yüz tersi olan iki mi N yanyana getirmekle, yaman tezat şaheseri yaratıyor. Mazlüm bir düşmanı çiğnem, ye gidenlere yol açan Bulgar böle, kümeti ile, boyundan çok bü; bir ikinci düşmanı sarsılmaz : cesaretle karşılamaya hazırlantfİyi. Yunanlılar arasındaki — azameğli vol fark, baş döndürecek derindir. Alman kuvvetlerinin Bulgari tan topraklarında tuttukları YÜğ in bakılırsa, çok yakında, kücl Yunan milleti, yaralı Yunan müflgi leti, zelzeleye uğramış şehirlö'i insafsız tayyarelerin bomba muruna tutulan mazlüm m Yunan milleti, iğ ve kanlı bir imtihana daha gitti.” cek. Ve şimdi 7 milyonluk YEğ" nan mülletinin karşısındaki MĞO İ sımların yekânu, 200 milyon İfğy sanı buluyor, ko İstiklâl için dövüşen küçük boğijei lu büyük Elen milleti ile, günl & birinde muradına kavuşlun hülyasiyle vabancı kuvvetlere çit veren Bulgaristan arasını fark, İtalyanın bu harbin başla; gıcmdaki iddialarından bile yüktür, Bu şartlar içinde Yunan mi tini kıskanmamak, ancak davalar uğrunda döyüşmenin refini tanımayanların harcıdır: hi Bu şereli çok iy? tanıdığımız İğ | cindir ki, sectiğimiz kahreryij* / dostla biraz daha mültehirirz! Kocaeli Tütün | Piyasası da Açıldı. İzmit, 5 (TANI — Bugün caeli tütün piyasası o açıldı, İl) mübayaayı İnhisarlar Vel Yaptı. 35 - 65 arası fiyat Zürra vaziyetten memnundur. Ankara Doğum Evi Ankara, 5 (TAN) — Ankaradf vapılmakta olan doğum evinin # lb a sasının ikmali için bu sene çı ve 400 bin lira konulmruştar “SİN Bu para ile binanin bu sene ikm Bine çalışılacaktır. Doğumevi, bi tün Orta Anadolunum ihtiyacı! karşılayacak bir halde olacaktır. f& ) © Yenicamiin etrafı a kN halde, camiin arkasına ei je Evkafa âit barakalar hâlâ o- (ği radaki manzarayı kirletmekte (fk. devam ediyor. Bunlar niçin or? ; ; ; © Akay idaresine bağlı olan vapurların İçi pislikten geçi miyor. Kadıköy iskel su yüzü görmi . merdivenler yıkanmuyor, | Niçin? Kı Tehi kalede Bakkığami h © Tahtal ve İh rında her şey açıkta satılıyor. ki, Niçin? iç