Yazan: E.D. İnsanlarla Makineler Döğüşüyordu Civarda müthiş bir infilâk oldu, Orada geçenler hızla geriye fır lar, hademelerden biri, “elek- istasyonumuzu bambaladılır., Arkadaşı uğliyarak (istihza ngi istasyonumuzu,, dedi, ellerine ne geçerse villâ, mekisp, Kadın, çocuk hepsini bombardı man ettiklerini bilmiyor musu- nuz?,, Bunun üzerine hetkes ge genlerde olmuş Vakaları anlatmı- ya başladı, —i— İnsanlarla Makineler Döğüşüyor cehennemin içinde kalma- u B ğa tahammül oedemiyen Varşovalılar, henüz Almanlar ta- rafından işgal edilmemiş yegâne yoldan, Lübline gidiyorlardı, Düşman tayyareleri, zavallıları müthiş bir bomba ve yaylım ate- şi yağmuru le karşılamışlardı. Kaçanların büyük bir kısmı, he- yöcana kapılarak, perişan bir hal- de geriye doğru hücum €tmiş- ti Varşovaya dönmeğe muvaffak olanlardan biri, bu kaçışın tafsi- Iâtını bana anlattı. Kendisinde kadın ve çocukların paramparça olmuş cesetleri büyük bir tesir birakmıştı. O heyecanla anlatıyor du: “Hiç unutmam! uzaklan onu bir çocuk balonu zannetmiştim, halbuki... Saçları ile telgraf teli- ne takılmış bir kadın başı idi! Bir kadın çocuğunu battaniyeye sarmış götürüyordu. Birdenbire battaniyenin boş olduğunu gör- dü. Kaçanların müthiş dalgası al- tında muhakak ezilmiş olan çocu- ğu aramak mânasızdı. Bir gün, sokakta bulunduğum sırada yapılan bir hücümdan son- ra, eve dönüyordum. Birdenbire gong sesi işitildi, Bu hususi işa- retlerin en korkuncu idi; aheli- ye gaz hücumünu haber veriyor- du. Korkudan yaptıklarını bilmi- yen izsanlar sokaklarda heyecan- İn şuraya buraya koşarak “gaz var. Gaz” diye bağrıyorlatdı. Maskem olmadığından eve gilme- ğe acele ettim; orada alârmın yanlış olduğu anlaşılmıştı. Her halde birisi ahalinin heyecanını mahsus büyütmeğe çalışıyordu. Halk bu müthiş anlarda gezler- den ölmek korkusunun bütün heyecanını geçirmişti. Evde beni fena bir haber bekliyordu. Oturduğum talebe yurdu binasında bir hastahane ya pılacağından bütün talebeler bir kaç saat içinde yurdu terkelme- ii idi. Nereye gideceklim? Ro- manyaya dönmek artık imkânsız. di. Hattâ trenle dahi olsa git- meğe cesaret edemezdim. Mütkiş bir izdiham içinde ezilip boğul maktan veya tren ve istasyonları pike uçuşu yaparak takip eden tayyarelerin bombaları öltında ölmektense Varşovada kalmağı tercih ederdim. Sokakta tek bir otomobil veya araba yoktu. Ba- vullarımı tutarak şaşkın şaşkın bakıyor, ne yapacağımı düşünü- yordum. Kğ e Müthiş Bir İnfilâk İ Seriye güzel bir fikir gel di. Yurdumuzdan yakım bir yerde, daha Bükreşten bildi- ğim Polonyalı bir kadın oturu- yordu. Bu arkadaşım, vaktiyle her hangi bir müşkülâtın zuhu- nda kendisine müracaat etme- yi rica etmişti. Güçlükle evine kadar gittim. Bana kapı aşan hiz- metçi bayanın Varşova civarın- daki villâsına gittiğini söyliyerek oraya gitmemi tavsiye etti. Vak- tin geç olmasına rağmen son ban- Jiyö treni ile oraya gitmeğe ka- rar verdim. Ancak gece yarısı bayanın villâsma varabildim. Ar- kadaşım geldiğime candan sevi- erek villâsının Varşovaya naza- Tan çok rahat olduğunu ve hiç korkmadas uyuyabilecöğimi söy» ledi. Bombardımanın başlangı- cından beri ilk defa soyu Barik Oyatlım ve uyudum. Sabaha kadar rahat Uyuya- sağımdan emindim. Heyhat, çok POLONYANIN “BAŞINA a GELENLER. Ar a £ TES Çeviren: Y. K. İyanılmıştım! Güneş doğmadan köpeklerin havlamaları v6 tayy relerin mutat gürültüleri ile u- hş Hizmelçiler heyecanla: Sığınağı! Siğınağa!,, diye bağ riyordu. Gece entari ile bahçeye fırladım. Korkunç siyah kuşlar çok aşağılara inerek villânm ü- zerinde uçuşuyorlardı. Arkadı- şım da geceliği ile, korka korka 0- dasından fıriadı. Hepimiz çalılar arasında saklı, tahta ve dallarla örtülü ufak sığmağa koştuk. Ça- murlu ve rütubetli bir çukur dör- dümüzü zorla aldı. Korkudan ve sabah ayazından titriyor, sessiz pbir heyecan içind imize ya- pişarak sıkıntılı bır vaziyette du- ruyorduk, Hademeler titriyen dudakları ile dualar fısıldıyorlar- di. Nihayet soğuk kemiklerime kadar işledi, ayaklarım biçimsiz vaziyete tahammül edemedi, di- şarı çıktım. Tam bü sırada ci- varda müthiş bir infilik oldu. Hızla geriye fırladım. Hademe- lerden biri: “Elektrik istasşyonumuzu bom- balıyorlar,, diye fısıldadı. Arka- daşı ağlıyarak istihza ile: “Hangi istasyonümüuzu,, dedi, “Ellerine ne geçerse, villâ, mektep, kadın, . |çocuk hepsini bombardıman et- tiklerini bilmiyormusunuz?,, Iki kadın bana, geçenlerde olmuş bir vak'ayı arlatmağa başladılar: “Bulunduğumuz yerin civarın- meşguldü. Oralara hücüm eden tayyareler zavallıları yaylım ate- Şi altına aldılar. Bir çok işçiler bulundukları yerde öldürüldü; diğerleri yakında duran bir ara- banin altına koştular. O zaman hiç kimseyi diri bırakmak istemi- yen tayyarelerden biri alçaldı. (Devamı var) Ali Şır Nevai'nin 500 üncü Yıldönümü Yarm saat 17 de : Üniversite Konferans Salonunda Büyük Türk Şairi Ali Şir Nevai''nin 500 üncü yıl dönümü münasebe, tiyle bir ihtifal yapılacaktır, Bu akşam saat 2030 dada Eminönü Halkevinde bir ihtifal yapılacaktır. İzmirde Değirmenderede Zelzele Oldu İzmir, 8 (TAN) — Değirmen. derede beş saniye süren şiddetli bir zelzeleden birkaç binanın du. varları çatlamış, bir dam çök. müş ve iki ev harap olmuştur, Adliye Vekili Yarın Teftişlerde Bulunacak Bir müddettenberi şehrimizde bulunan Adliye Vekili Fethi Ok. yar, yarın Adliyeyi ve Tevkifha. beyi teftiş edecektir. Vekil, sah günü Ankaraya döneeektir. Maaşsız Bırakılan İhtiyat Zabitleri u anda, vatan vazifesini $ görmekte buluna bir ihti yat zabitiyim, Vazileye davet o- lunduğumuz günlerde mensup bulunduğum müessese, 3867 numaralı okanun o mucibince Zonguldak - Ereğli kömürleri işletmesine devredilmişti. Zon- guldak - Ereğli kömürleri iş- letmesi ise, vatani vazifeleri- ne koşanbiz subayları 1-12-1940 tarihinden itibaren memuriyeti. ne kabul etmiş, ellerimize de bi- Ter taahhütname vermişti, Biz askeri vâzifemizin deva - mı müdetince, (3041) numa- ralı kanunun ihtiyat zabitleri- ne bahşettiği haktan müstefit o- larak rütbe maaşımızı Milli Mü- dalan Vekâletinden, farkını da Zonguldak » Kozlu kömür işle ri Türk anonim şirketinden al- maktaydık, Halbuki, bu mües- sese “Etibank, a geçince, yine (3041) numaralı kanun müci - bince maaşlarımızı tamamiyle Etibanktan almamız lâzım ge Byordu. Bu itibarla, Milli Müdafaa Vekâleti ile maaş hususundaki alâkamızı kestik. Bu keyfiyet, mensup bulunduğumuz birliği komutanı tarafndan Etibank'a da resmen bildirildi, Fakat, E- tibank'm Ereğlikömürleri işlet- mesi, Ankaradan aldığı emre da kadınlar toprağı kazmakla| Birliklerde Stajiyer Talebeler Kırka Yakın Talebeye İş Bulunabilecek Ihalât ve ihracat birliklerinin umumi heyet içtimalarına devam edilmektedir. Evvelki gün, Tek. nik Ihracat Birliğinin senelik - İtoplantısı olmuştu, yarın da Ma. nifaturacılar toplanacaktır, Ticaret Mektebi, fakir talebe. nin birliklerde stajyer olarak çalışması için, Birlikler Umumi Kâtipliğine müracaat etmişti. Talebe, öğleden sonra birliklere gelecek, ayda da 20 lira maaş alacaktır, Teknik Birliği toplan. sajyer olarak çalışmasına karar verilmiştir. Manifatura, kâğıt ve mukavva, çay ve kahve, demir ve madeni eşya, deri, çuval birliklerinde de beşer talebe çalıştırıldığı takdirde kırka yakın fakir talebenin tah- sil hayatı temin edilecektir. i Onuncu Yıldönümü Hazırlığı Yapılıyor Istanbul Üniversitesinin 10 un- cu dönümünün merasimle kutlulanması kararlaştırılmıştır. Bunun için yapılan hazırlıklar bitmek üzeredir. Bu münasebet. le Üniversitenin on senelik me- saisini tebarüz ettirecek bir ki. tap ta tertip edilmektedir. MÜZELERDEN ISTIFADE Üniversite talebesinin mü: den daha esaslı şekilde istifade edebilmeleri için müzelerde tale. İbeye mahsus çalışma odaları te. sis edilecektir, Bilhassa Tarih ve Coğrafya Fakültesi talebesinin eski eserlerden istifade edebilme- leri temin olunacaktır. REKTORUN SON ÇAYI — Dün, Rektör Cemil Bilsel tarafın. dan Fakültelere pek iyi derecede yazılan birinci sınıf talebelerine çay verilmiş ve talebenin dilek- İeri üzerinde durularak kendile. ileklerinin yerine getirilece lenmiştir. Bu suretle Rek. törün çayları dün sona ermiştir. Dolmabahçe Stadı İnşaatı İlerliyor Dolmabahçede yapılmakta o- len İnönü stadyomu için şimdiye kadar #7 bin lira sarfedilmiştir. Sladyomun toprak ve ahşap İnşa at işlerinin ikmali için daha 15 bin bira sarfı icap etmektedir. Üç ay“sonra demir inşaat başlaya- caktır. YEŞİLAY TOPLANTISI Yeşilay cemiyeti dün Eminönü Halkevinde senelik toplantısını yapmıştır. Tonplantıda profesör Fahrettin Kerim, cemiyetin me- saisini anlattıktan ve gayelerini izah ettikten sonra yeni azanın ant icme merasimi yapılmış, mü- teakiben de Eminönü Halkevi gösterit kolu tarafından verilen temsil seyredilmiştir. BE tısında bu birlikte altı talebenin TAN Kuleli Askeri Lisesinde dün yap Diploma Kuleli Askeri Lisesini mu. vaffakıyetle bitiren talebeye dün merasimle mükâfatları tevzi edil. miştir, Merasimde Istanbul Ko- mutanı, Askeri Liseler Müfettişi, Askeri Mektep Müdürleri ve tâ. lebe velileri bulunmuşlardır, Merasime, Konferans Sslonun- da hep bir ağızdan söylenen Is.| tiklâl Marşiyle başlanmıştır. Bu.| nu, Mektep Müdürü Albay Ekrem Atasel'in hitabesi takip etmiştir. Müteakıben yeni mezunlardan. Cahit, ateşli bir nutuk söyliyerek mezun arkadaşlarının . hislerine Teşkilâtı Kalkacak Dahiliye Vekâleti, Mahalle mü- messilliklerinin halk için faydalı olup olmadığını tetkik ettirmiş ve bu teşkilâtı halka kâfi dere. cede faydalı olmadığı neticesine varmıştır. Bu tetkikat sırasında munha- sıran köy muhtarlarına nit ol. ması icap eden Yol Vergisi tahsi. âit ikramiyelerinin, mahalle mü. messillerine de verildiği anlaşıl. muştur Bilhassa mümessiilerin fazla ikramiye almak gayretiyle birçok yanlışlıklara sebep oldük- ları da tesbit edilmiştir. Ya ekle mahalle mümessillik. lerinin kaldırılması ve halka fay- Mahalle: Mümessil | GÜNÜN RESİMLERİ ilan merasimden bir intiba Kuleli Lisesini Bitirenlere Dün Verildi tercüman olmuştur. Buna ikinci sinif talebesinden bir genç cevap İvermiştir. Nutuklardan sonra mükâfat tevzli işine geçilmiş, mektebi birincilikle bitiren tale. İbeye altın, ikincilikle bitiren tale. İbeye gümüş saat ve üçüncülükle bitiren talebeye de bir dolma ka. lem verilmiştir. o Bundan boşka Edebiyat ve Lisan birincilerine İde ayrıca mükâfatlar verilmiştir. Merasim bu şekilde bittikten sonra davetliler yarının kuman- danlariyle birlikte, evvelce hazır. lanan büfede Izaz ve ikram edil. İ mişlerdir. Hikmet Münif Beraet Etti Afrodit davasi safahatını ya. zarken Müddeiumumi Hikmet Onat'ı tahkir edici cümleler kul- landığı iddinsiyle aleyhinde dava açılan Cümhuriyet gazetesi riyat Müdürü Hikmet Münif U gen, evvelce 7 ay hapis cezasma mahküm edilmişti. Temyiz Mah. kemesinin nakız kararı üzerine tekrar görülen dava, dün 6 me Asliye Ceza Mahkemesinde bera. etle neticelenmiştir. dalı yeni bir teşkilât kurulması için bir lâyiha hazırlamaktadır. Lüks Mağaza İşi Hal Edilemiyor Ticaret aret Vekâletinden Bir Karar Bekleniyor Fiatları Murakabe Komisyonu, şehrimizin birkaç maruf mağaza. İsın: «Lüks Mağaza» olarak kabul etmiştir. Masrafları diğer mağa. zalara nisbetle yüzde 30 nisbetin- de yüksek olan mağazalarda Lüks mağaza addedilmektedir Evvelce Komisyon tarafından ve. rilen bir kararda Lüks addedilen mağazalarda yalnız yünlü ve i. ipekli malların yüzde 50 kârla satılması kabul edilmişti. Son karara göre, Lüks diye kabul! edilen büyük mağazalarda her nevi eşya yüzde 50 kârla satıla. caktır, Fiatları Murakabe Komisyonu âzası arasında, Lüks mağaza ka. rarı hususunda ihtilâf vardır, Ba. zı âzalar, Lüks mağazaların bü. yük mağazalar olmadığını, bilâkis bu mağazaların ekseriyetle ucuz şya sattıklarını iddia etmişlerdir. | Azadan biri de Lüks mağı ğazaya| misal olarak Galatada bir te dükküni göstermiştir. Bu dükkü.! inin masrafı az olmakla beraber, içinde 7 liraya boyunbağı, 3 bu. çuk liraya çorap satıldığını, bu malların yüksek Gümrük resmi tediye edildikten sonra hariçten getirilen Lüks mallar olduğunu| ileri sürmüştür, Ticaret Vekâletinin Lüks ma. ğazalar hakkında yeni bir karar vermesi beklenmektedir. — Tahkikat Açıldı Mıntaka ticaret müdürlüğü, dokumacılar kooperatifi hakkın- da tahkikatacbaşlamıştır. Koope- ratifin hissedarlarmdan bazıları mıntaka ticaret müdürlüğüne da- vet edilmiş, ifadeleri alınmıştır. Ticaret müdürlüğü bu ifadeleri kâfi görmemiştir. Tahkikata de- vam edilmektedir. BİR İHTİKAR İŞİ — Fiyatları| / mürakabe bürosu memurları, Şiş- ide Hürriyet Abidesi caddesinde, sabun ihtikâr! yapan üç bakkalı yakalamıstır. SABUNCULARA İPTİD — Mıntaka Ticaret sabun fabrikalarma kim yevi maddeler tevzi etmektedir. Fabrikaların istihsal kabiliyetleri milli sanayi birliğinden sorul- muştur. Kira Bedellerini Tesbit Eden Formül Ankara, 8 (TAN) — Milli Ko. runma Kanunu mer'iyete konul. duğu zaman kirada bulunmıyan gayri menkullerle inşaatı bu müddetten sonra ikmal edilen ve. ya tadilât gören gayri menkulle- rin kira bedellerinin nasıl tesbit edileceğini gösteren kararname projesi hazırlanmıştır. Bu proje. ye göre, bu bedeller gayri safi irat üzerinden hesap olunacak. tır, 'Karilerin Dilekleri! Kar istinaden askere giden memur- lara maaş veremiyeceğini bil- dirdi. Bize de, manş için, as- kere alınmadan evvel çalıştığı - mız müesseseye baş vurmamız tavsiye olundu. Halbuki biraz evvelde yaz» © dığım gibi bizim askere alınma- dan evvel mensubu bulunduğu» muz müessese, Elibank tara- fından satin alınmıştır. Bunun ir ki, şimdi tasfiye halinde- i mevcut değildir. Bü- tün tesisat ve gelir kaynakları hükümetin tahtı mülkiyetine geçmiştir, Ve ellerimizdeki ta- ahhütnamelerle de sabittir ki, o müesseseyle birlikte bizler de Etibank memuriyetine geçmişiz dir, Nitekim, satın alınan © müessesenin askere alınmamış bulunan memurları da Etibank- ta çalışmaktadır. Şu halde, bi- zim ayni haktan mahrum bira kılmamızın hikmeti şayanı me- rak değil midir? o, Sormak istiyorum; bizim gü- nahımız nedir? Yoksa hudutla- 7 beklemiye koşmak bir suç mu sayılıyor? Hatırlatmak isterim ki, bu ba- riz haksızlık yüzünden, bizler hudutlarda, ve ailelerimiz mem- Jeketlerinde çok müşkül mev- kidedirler. Bunun içindir ki, va- ilerin ziyetimizin, bu müşkülâta uzun zaman katlanmamıza meydan bırakılmadan düzeltilmesini is- temek en ve Mami, Radyodan “bir Temenni adyo dinleyenler görmek” tedirler ki hemen bütün dünya radyolarında, ve günün muhtelif saatlerinde, milli marş. lar çalınmaktadır, Halbuki bi- zim radyomüz, kendi milli marş larımızı çalmadıktan başka, bi- xe nedense arasıra, başka mil. etlerin marşlarını dialetmekte- dir, Halbuki, bizim bir çok mil- Wi marşlarımız var. Meselâ, Bin- gazinin sukut ettiği gün, bir ce- zayir marşı dinlemek, her Tür- ke, mazinin kahramanlık des - tanlarını hatırlatmaz, derin, sı- cak zevkli bir tehassüs duyur- maz mı? Temenni edelim ki, halkın bir çok temennilerine kulaklarını Ukıyan, ve gürültüsü içind dışarıdan yükselen sesleri işite - miyen Ankara radyosu, bu dile- ğimizi olsun nazarı itibara al- sınl,, * * al çocuklara mektep? lan gazetesinin Z - 2 - SAL tarihli nüshasında: “bün- yeleri zayıf çocuklar ii baştıklı bir havadis vardı. Biz, bundan bir kaç ay evvel, hepi- mızı tatlı ümitlere düşüren bu havadisi, yine “Tan,, sütünla - rında bir defa daha okumuştuk. Hiç şüphe yok ki, Maarifin, bün yeleri zayıf çocuklar için hu- susi mektepler açmayı karar- laştırması bir çok vatandaşlara büyük bir sevinç duyurmuş- tur: Çünkü bünyeleri, mevcut mekteplerin ağır tahsil şartlâ- rına dayanamıyacık variyetle bulunan çocukların miktarı az değildir. Meselâ, yorucu bir id- man dersinden hasta dönen zü- yif bünyeli çocuğum, uzun müd det yataktn kaldı. Ve şimdi ha- yatını korumak için onu mekte- be gönderemiyorum. Ve ya rumun cahil kalmaktan kurtu! ması ümidini, gazetenizde oku- duğumu yazdığım havadisten a- İiyorum., Ayni havadisin bir an evvel tahakukunu benim kadar dar sabırsızlıkla gözliyen bir çok vatandaşlar bulunduğundan da eminim. Bunun içindir ki, te mennimiz. Maarif Vekâletinin bizi sukutu hayale uğratmama « $ıdır. Fakat eğer o kararın fat- bikat sahasına konulması, çok uzun sürceekse, bünyeleri zayıf bulunan bir çok çocukların tah- sil çağları geçi olacaktır!,, İ lekleri | İ Talebe maaşları: B” ğgen yabancı yancı diller mektebi talehelerindenim. Devlet | belediye, bize, - ileride muallimlik etme- miz karşılığı olarak - ayda otuz lira vermektedir, Ve biz de, bu yardım sayesinde tahsilimize devam imkânmı bulabilmekte - yiz. Fakat şahsen kendim, mekt be girdiğimdenberi, hiç bir ay, bu parayı zamanında alamadım. Kendileriyle görüştüğüm arka- daşlar da bu tediye intizamsızlı- dından müştekidirler, Meselâ Künunuevvel maaşını, &ncak Kânunusani ayının son günle- rinde alabildim, Kânunusani maaşını ise, hâlâ alabilmiş deği- lim, bu yüzden bir hayli borca girmek mecburiyetinde kuldığı- mı lasavvur edersiniz. Fakat benim vaziyetimde bir talebenin bulabileceği kredinin ne kadar mahdut olduğunu da düşünü- nüz, Nihayet, kredi menbalarım da kürümüş bulunduğu içindir ki, bugün büsbütün müşkül va- ziyettetim, Daha türkçesi açım! Acaba devletin vadettiği hu yardım, niçin zamanında yapı" lamıyor? Ve acaba bu işin, gördüğü - müz yardımın .burunlarımızdan gelmesine meydan bırakmıya - cak bir intizama kavuşturulma- sıda hallolunamıyacak kadar müşkül hir dava mıdır?;, 9-2 941 eri Lİ rae Haline Gelen Konfor Yazan: Naci Sadullah ilmem şu “Konfor,, dan ne“ ler çektiğimizi hiç düşün- dünüz mü? Bir istatistik yapılırsa, görüle- çektir ki, vakitsiz ölen vatandaş- ların çoğunu “Konforzede,, ler teşkil etmektedir. Bozük kaldırımlar, en Miks oto» mobilleri birer işkence vasılası haline sokmadı mı? Ankara radyosunun program, radyonun bir zevk vasıtası olarak İ kullanılmasına imkân bıraktı mı? Otobüsler, tasıdıklarından faz» İla insan çiğnemiyorlar mı? Tramvaylar, hergün yavaş yar vaş öldürdükleri insanları aheste aheste ahrete taşıyan birer “Na kil vasıtası, haline girmedi mi? Sıkışık zamanlarımızda kulağı- mıza uzun uzun düdük çalan te- Üileton, tepki gelip geçenlere ma- İ'nik çeken şımarık mahalle çocuk ları gibi bizi alaya almıyor mu? İ Prijidere güvenip, az bayat ye- mek mi yedik? Elektriğe güve nip ax karanlıkta mı kaldık? Ka- orifere inanıp, az civi mi kes- tik? Tayyareye binelim derken, az tren mi kaçırdık? Trene bi- he te, menzili maksudu şâşıran- İllar, ve hiç niyetleri olmadığı hal de “tahtalı köy” e gidenler az mı? Medeniyetin, temiz ışığa, bük yük sürate, taze gıdaya, bol Ta- hata, çok kolay ke kavuşmuk ibin icat ettiği bu E vet... Nedir bu Konfor'dan çek- tiğimiz? Daha doğrusu, nedir bu Konfor'un bizim elimizden cek» tikleri? Otobüsleri sarhosa, otomobilm leri serseme çevirdik: Birisi, yo- lanu şaşırıp apartmana, öteki garajı bulamayıp kahveye gi- riyor. Radyonun babaları tut- muş gibi homurdanıp parazit ya- pişi, e doldurduğumuz çeşitli »slerin ahenksizliği o karşısında uyduğu isyanı ifade etmiyor mu? Yazın frijidere efendisinin papuçlerını yerleştiren ferasetli hazanlanın az mı? Ve medeniyetin diğer vasıtalar rm kullanmakta ayni meharet gösteren vatandaşlarımız. yok mu? Bugün Konfor'um bu hali karşı- «nda isyan duyuşumun, ve hava varı sohasr gibi parlayısı mn €n taze sebebi, hemen her ay bir kaç vatandaşın başını yakan havagazı facialarıdır. Tepebaşında patlayan boru, $ ki ocağı söndürdü. Tophane ha- vasınr zel rına dak Ko mouza veladaiek bir GRİ ha göz açtırmayan havağazı de- gil miydi? Cağaloğlunu ani düş- man hücumuna uğramış gafil bir mahalleye çeviren telâş, bomba gibi patlayan havagazı borusun- dan haşka bir şey miydi? Evvelki gün, yemeğini ısıtmak üzere mutfağına giren talisiz va- tandaşı diri diri yakan faciayı yine havagazı doğurmadı mı? Acaba birer işkence âleti ha- line soktuğumuz bütün konfor vasıtaları gibi, havagazını da xe- hirli gaz seklinde kullanışımızın sebebi nedir? Ben, fsız meslekdaslarım gibi, bü bunların hepsinden mesul tutamıyacağım. Ve diyeceğim ki; “.— Bütün bu huzursuzlukla” rın, bütün bu facinların hepsin- den kurtulmamızın bir tek çare- si vardır: Vatandaslarımızın bilâ istisna hepsinin biraz daha ted- birli ve biraz daha dikatli olma- “., Polisti Dört Otomobil Kazası Oldu Kadıkövde Moda caddesind geçmekte olan beş yaşında Al met isminde bir çocuk, sürücü Kâmilin arabasının altında kala rak ve Tahtakalede oturan Lüsi isminde bir çocuk ta Galatad» Okçumusa caddesinden gecerken soför Alinin idaresindeki 206? numaralı otomobilin altında kala rak yarslanmışlardır. Albert is minde bir çocuk ta Salkımsöğüt- ten geçerken şoför Ahmedin ©- tomobilinin altında kalmış ve va ralanmıştır. Ahmet cocuğu çiğ nememek icin manevra yaparken bir/köfteci dükkânma carpmıştır Nuri ismindeki bir şoförün $ daresindeki 4157 numaralı kam- yon Bahçekapıda Hamidiye cad- desinden gecerken Yervantın dük kânının vitrinine çafpmıstır. Vit. rinin wa camları kırılmmetır. | | i