sararırırmm e rarırzzil sira zan 2z : “manyanın nikanlar klardan gelen ha -oğlebi ihti- bir 4 “İ hazırladığı hizsini vermekte- Salkanlarda: Büiraristan ziraat nazırı İL Bagriyanof'un istifası, si- i mahiyeti bakımından haizi iv Mezkür nazır, |? kaç ay evvel, Almanyaya ve « İhilyaya yaptığı seyahatlerde, ve Mussolini ile gö Almanyada harp cephele- İ, harp sanayii müesseseleri İç rai ve sınai teşkilâtı ederek memleketine dö ten sonra Almanya ile B hm yeni nizam prensip- i de, sıkı bir işbirliği sını temine çalışmıştır. iyanof, Sobranyada söyle- verdiği beyanatta da, tek- rinin kabine tarafından red mesi üzerine istifa ettiğini lemştir, Londra kaynaklarından gelen r bir habere göre de, sor. İnlerde Almanya, mihvere ili etmesi için Bulgaristan ü- tindeki tazyikini arttırmıştır. İ|* bu günlerde Sofyada bir şma vardır. Bir çok Almanlar, seyyah st İle Bulgaristanda bulunmak- dırlar. İ Almanya, Yugoslavyadan as- gecirmek talebinde bulun- We, fakat bu talebi zeddedi sir, iğer eihetten Atinn, Bulga- da çıkan Zora gazetesinin, Yustralya askerlerinin Yuna- ma çıktığı hakkında ve: haberi tekzip etmekte i, Bütün bu (haberler, hyanın -ağlebi ihtimal. garbi Mdenizde büyük bir tanrruza İşmek üzere bulunduğu bu si- irda, Balkanlarda da hareke- #eçmek imkânlarını ve vesi- rini hazırladığı hissini ver- tedir, bulgar ziraat nazırmın böyle Zamanda istifası, Bulgar hü- in ” İletinin bir maceraya sürük- AV istemediğini gösteren iy hadise olmak itibarile sava dikkat ve memnuniyettir.,, İulgaristanda : e hadiselerin müstakbel inkişafı hak- yapılacak tahminlerde şu AE Gebelikte Şeker Hastalığı? da çene Bayan Nadide'nin inden: Gebelikten insana ya, hastalığı gelir mi, diye $0- a ebelerin idrarı tahlil edil 'İ eker bulunduğu —bereket hag çok değilse de— arada si- “lur, Fakat idrar raporu 56 lunduğunu gösterince he- te eker hastalığına hilkmedi- Gerçekten şeker hastalı- hükmetmek için kandaki ih nisbetini anlamak üzere , S0S tecrübe yapmak lâzım- stiklere göre gebe bayan- igPüzde üçüne yakın kısmın. te für tahlil edildiği vakit şe- Mlunur, Onlara biraz glikoz vi yedirilince, yüzde 27 si Kagından şeker çıkarır. Halbuki ee, aki şeker nisbeti normal "gede kalır, Böyle, kanda şe- n İSbeti artmaan yalnız idrar- e eker çıkması, gerçekten şe- stalığından ziyade böbrek- Keyozulduğuna delâlet eder. yle böbreklerin az çek yo- ni klarını da kimse iddi et- ir, lığelikte gercekten şeker has- . Pek nadir O zamanda ğer hastalığının gebelikten ay, İhe hemen hökmolunamaz. ONE B8DeLi Esnebi esasları göz önünde bulundur. mak faydalı olur; 1 — Başta Kral olmak üzere hükümet, Bulgaristan macera- ya sürükleyecek bir siyaset ta- kip etmek istemiyor, 2 — Bir kaç gün evvel beş demokrat mebusun meclise ver- dikleri istizah takririnden, daha evvel mülga Bulgar partilerinin (kanunu esasi kuvvetleri itti kı) imzasile neşrettikleri be: nameden sarahaten anlaşılıyor i, si şahsiyetlerin büyük ekseriyeti de Bulguristanın bir maceraya sürüklenmesine Şid- detle muhaliftirler. — Daha ziyade Sovyet Bus- yaya karşı sempatisi olan bel kın büyük ekseriyeti ise, sulh, istiklâl ve bitaraflık esaslarına kuvvetle bağlıdırlar. 4 — Almanya ile tic: nasebetlerde bulunan tüc ve ithalâtçılarla, Çankof, isti eden ziraat nazırı gibi mazist unsurlar ve her devirde şuriş Amili olan, kin ve intikam b lerile meşbu bulunan komita- cılar, Almanya ile işbirliği ya-| parak Bulgaristanın arazi ia leplerini harp vasıtasile tahak- kuk ettirmek ve Bulgaristanda yeni nizam denilen $eyi tesis etmek için faaliyette bulunmak- tadırlar, 5 — Unutulmaması lâzım ge- ühim bir nokta da, Bulgar milletinin, siyasi terbiye bakımından Romanyaya benze- mediği keyfiyetidir. 6 — En nihayet, İngiltere ve Amerikanın, Almanyaya karşı mukavemetinde © Bulgaristana ceklerini vande hakkak gibidir. 1 edilecek olursa, Bulgar hükümetinin Alman tazyikine sonuna kadar mukavemet ede- hık ve istiklâli yecek talepleri kabul etmeyece- Zi kuvvetle tahmin olunabilir. Diğer cihetten Almanları da, bu cephede harekete geçmeye karar vermişlerse, Bulgaristan da da Romanyada olduğu gibi, mazist unsurları iktidar mevki ine geçirecek komplolar tertip etmelerine intizar edilebilir, Fakat muhakkaktır ki, bu komplolar Romanyada olduğu gibi kolaylıkla muvaffak ola- mıyacak ve nazist unsurlar, çok büyük muhalif kuvveflerin Hi ve müsellâh mukavemeti ile karşılaşacaklardır. M. ANTEN İzmirde Yine Bir Kahve Muhtekiri Yakalandı İzmir, 6 (Tan) — Çadırvan al- tında Bakkal Ibrahim çekirdek kahvenin kilosunu 280: kuruşa satmış ve evinde de 7 kilodan fazla kahve bulunmuş, adliyeye verilmiştir. ALIRKEN b ğını düşünmek “lâzımdır. Önce- den varsa gebeliğin bunda bir ka bahati olamaz. Önceden şeker hastalığı bulun- mayıp ta gebelikte meydana çi- karsa, bu da birinci, ikinel, üçün» eti annelikte çıkmaz. Ancak be- sinci, altıncı annelikten sonra... O kada çok çocuk annesi olan ba- yanlar da pek çok olmadığından olabilenlre madalye verilir.. Bir de, çocuk doğmadan iki veya üç hafta önce, annesinin id- rarına süt şekeri karıştığı olur. Bayağı tahlillerde süt şekeri de üzüm şekeri gibi kimya —tea- mülü verdiğinden— bir gebe ba: yanın idrarı tahlile gönderilir. ken gebeliğin kaç aylık olduğu haber verilmezse — tahlil raporu | sekerli gelir. Onun icin gebelikte idrar tahliler önderildiği kaç aylık olduğunu haber ver. melidir. O zaman tahlili yapân| lâhoratuvar da şekerin ne türlü; seker olduğunu mahsus usulünde ayırt edilir... Zaten bu süt sekeri cocuk doğduktan sonra süt em- dikçe devam eder ve çocuk süt- fen kesilince o da kaybolur. Görülüyor ki gebelikten insa- na seker hastalığı geli mi, diye endişe etmiye yer yoktur. Şeker! İngiltere üzerine ya; erenya hariciye nazırı, General Çan - Kay - Şeke sulh teklif ediyor. Ve diyor ki, eğer Çan - Kay - Şek isterse, Japon mamulâtından olan Pe- kin kukla hükümetine derhal yol verilecektir. Dört sene harp, milyonlarca insan, kurban, Milyarlar, soka- ğa atıldı. Arkasından, bu hari- kulâde teklifler, Tevekkeli değil, bu beyanat- tan bir kaç gün önce, Japon başvekili prens Konoye Çin har binin bütün kababatini kendi ü- zerine almıştı... Ve bu çıkmaz. dan Japoryayı kurtaracağım va- adederek, bununla, memleketi- ne son bir hizmette bulunaca- ğını beyan etmişti: Demek ki, o esrarlı beyanatın arkasında, bu varmış. Neden Japonya, Çin ile ba- rışmak istiyor? Yaptıklarına pişman mıdır? Ne gezer? Ja- ponya, müselles'in kuvvetli bir rüknü olmak ve icabında Ame- rika ve İngiltere ile daha iyi dövüşmek için o Çin'den çekil mek istiyor. Nasıl ki, İtalya keza daha kuvvetli olmak k rile, Afrika ve Arnavutluktan çekilmektedir. Bir Almanya var ki, cekilme- sini bilmiyor, Birde o öğrense, “Müselles”i, tekrar politika leh- çesinden çıkarıp ait olduğu il- me, yani hendeseye, güzelce cik iade etmek kabil olacak. #8 leşhur müselles'in bir dıl'ı Afrikada kırılırken. ikin- ci dı Uzak Şarkta, Çin'in ce- sim gövdesinin altında iki bük- lüm olmuştur. Buna rağmen üç müttefik devletin propagandası, istikba- lin getireceği zafere toz kondur- mamaktır. Buna rağmen, bu propagandaya verilmiş olan ci- han fatihliği edasında. zerre ka- dar tevazu yoktur: Yarınki ei- han bu iki dili daha simdiden bu hale gelmiş olan Müselles'- indir! Ml İtalyan radyosuna göre, Al- man radyosu, Yunanlıları Av- Tonyayı, İngilizleri de Bingazi- Yi o alamadıklarından dolayı mağlüp sayıyormuş. Telefon Ücretini melerinden birinde cereyan Rİ eden garip bir künde iri yarı, göbekli, kısa boy Davacı mevkiinde Londra tele - fon şirketinin avukatı Mister Hu- nur. Telefon şirketi Mister Mori- sonu üç aydanberi telefon ücre- dir; — Bizim sirket telefon verdi- sın veya kullanmasın, şirkete her ay muayyen bir ücret öder, Hal- ısrar ediyor. Hâkim bir defa da Mister Mo- — Bay hâkim, bundan üç ay evvel benim evime bomba İsabet kızım da öldü. O gündenberi aile perişan ol Eda gebelikten önce seker inin bulunup bulunmadı. hastalığı düşüncesi çocuk annesi olmıya mâni değildir. Kim Ödeyecek? vaka: a ih Ta bir adam otur. go yer almıştır. Gni ödemekle itham ermektedir. âi her müşteri ile bir mukavele buki Misler Morison tam üç ay- risonu dinler. O da vaziyeti kısa" etti. İçindeki eşyam tuzla buz du, Hepimiz bir tarafa dağıldık, şte size İngiltere muhake- Maznun mev- maktadır. Bu Mister Morisondur. Hâkim davayı açar, zabıt oku- Mister Hugo şöyle demekte - yapar. Müşteri telefonu kullan - danberi bu parayı ödememekte ca şöyle anlatır: oldu, ev yıkıldı ve bu esnada bir arkadasların, dostların evlerinde yeleri yere böyle iniyorlar,,, Müselles'in İÇYÜZÜ Japonya, Müselles'in kuvvetli bir rüknü olmak ve icabında Amerika ve İngiltere ile daha öyi dövüşmek için, Çinden ce- kilmek istiyor. Nasıl ki, İtalya, keza daha kuvvetli olmak ka- rarile Afrika ve Arnavutlak- tan çekilmektedir. Bir Alman- ya var ki, çekilmesini bilmi- sinden çıkarıp ait olduğu ilme, yani hendeseye, güzelcecik ia- de etmek kabil olacak! YAZAN aa. Burhan Belge | Bu bir züğürt tesellisi midir, yoksa tesesllinin züğürülemesi mi? Jules Romain, Fransız facla- sından bir kaç ay önce baş b mandan, General Rörüşmüş. Diyor ki: “Fransanın eline muknddera- tını teslim ettiği adam, geleceği biliyordu, fakat onlemek için hiç bir şey yapmıyordu. Bize bir serdar lâzımdı. Biz ise, or- dularımızın başına, dalgın bir filozof getirmiştik.,, Jules Romain, bu müşahede- lerini, şu sıralarda, Amerikan mecmünlarında neşrediyor, Ya bugün dahi böyle bir hü- kümde bulunmasın; yahut © zaman gördüğünü, neden o ze- man yazmamış, bunun hesabını versin. Zira, Fransa, eğer bir kazaya uğrar gibi, herkesin gö- zü önünde, kapaklanıp gitti ise, bu hadiseyi, bas kumandan mevkiine bir filozofun oturtul- ması, tek basına izah edemez. Fransada, yıllarca devam eden ideolojiler kavgası, anlasılan öylesine muazzam bir “köşe kapmaca,, oyununa İnkilân et- miş ki, neticede, hiç kimse he- kiki yerini işgel edememiş. ebe mevkiinde de, Fransız inkilâbı- yapılan iIk "talyan hava hücumu esnasında acele İle susıran bir pilotumbaşına gelenler. Bu resmi neşreden bir İnçiliz mecmuası altına şöyle yazmıştır; “Italyan hücum Sayya- nın bizzat kendisi bırakılmış- tar, Ben, kendi hesabıma, bu kö- #esiz kalmış ve “ebe,, ilân olun- muş Fransız inkilâbına bir sine- mada rastgeldim: Onun 150 ii ci. yıldönümü idi, Halbuki Champs Elvses sinema salonla- rından birinde, inkilâbı tahrif ve tehzil eden bir film ovnanı- yordu. İnkilâbın 150 inci yıldö- nümünde ve bu harbe üç dört ây kala, Paris halkı, böyle bir faciaya müsaade ediyordu. Bit- tabi “hürriyet, namma' Ya bu sefer, arabada Gulllotine'e götürülen ve “Hürriyet! bahane ederek ne zülümle niyor!,, diye haykıran Madame Rolland değil, Fransız inkilâbı- nın bizzat kendisi idi, * * Mi propagandası, han- Hi istikamette konuşu yorsa, o istikametteki akıllara göre bir mantık kullanır. Berlin radyosunun sön Arap- ça neşriyatından bir kaç cümle- okuyalım: “Doktor Göbbels,“Das Reich,, macmuasında, Churehill'i tav. sif eden bir yazı neşretmisi Bu yazıda ezcimle şöyle diya, “— Tek mevkiini muhafaza etmek İcin, milletini uçuruma yuvarlayan bu adamın ahlâk ve evsafı hakkında müsbet hir sey denemez. Çünkü bukalemun gi- bi her renge girer... Arabın bilmesi lâzımdır ki, Churchill, Norveç elden gittik- ten sonra başvekil olmustur. İn- giltere namına harbi ilân eden başvekilin adı Churchill değil, Chamberlain'dir. Bu zat ise, bahsi geçen uçurumla karşılaş- mamak için, Kanossa'ya gider gibi, Münieh'e gitmiştir. Buna mukabil Göbbels'in, ar- kadaşları ve şefleri için, 8 vıl- danberi devam eden bir iktidar mevkii ve bunun muhafazası, filvaki mevzuu bahistir, AN Yine ayni akşamki Arapca peşriyatta, İngilterenin hali şöy- le tasvir edilmektedir: “İngiliz hükümeti, ne yapaca- Zını şaşırmış bir haldedir ve müstakbel Alman hava hücum- ları korkusu ile tir tir titremek» tedir. Fakat bu belâden kurtul GÖZÜME ; İNN Yazan: Sevim SERTEL yaşıyoruz. Ben artık kullanama- dığım tuz parçası olmuş bir te- lefon için ne diye ücret ödeye - yim? Mesele mühimdir. Kanun bu gibi vakalar karşısında sarih de- ğildir. Neticede hâkim vaziyetin hususiyetinden dolayı daha yük- sek bir makamdan izahat almıya karar vermiştir. Fakat bu gibi vakalardan do- layıdır ki, İngiltere kenunların- da bugünkü hayat şeraltine uy - mak üzere değişiklikler yapmak üzere değişiklikler yapmak Jü- zumu hissedilmektedir. ** ister ve Misis Reeves ismin- de henüz sekiz haftalık yeni evli bir çif tin evlerine bir bomba İsabet e- der. o Zavallılar sokakta kalırlar, Reeves'in bir arkadası, büyük bir binanın ze min katında olan garajını bu çif- tin sığınak olarak kullanmaları- na müsaade eder, Genç adam ka- risiyle beraber geceyi oradaki o- tomobilir içinde geçirmek üzere yerleşirler. Kısmet bu ya, o geceki bom- bardımanda bu binayada bir bomba isabet, eder. Zavallılar yi- ne enkazın altında kalırlar. Tah- lisiye smeleleri vakanın vukuun- dan 17 sant sonra Reeves'i canlı çinden çıkarırlar. Fakat onun ya- n başında oturmakta olan karısı olarak garajdaki otomobilin i- ölmüştür. Reeves'in yaraları ağır olmak- la beraber hâfızasını hiçbir za man kaybetmemiştir. Kendisini derhal hastaneye kaldırmışlar» dir, ** Atlar, Eşekler ve Köpekler yük hava hücumlarına uğ: Tamekta olan İngilizlerin İnsan tarafları o kadar o kuvvetli- dir ki, içinde bu- lundukları eden bile geri kalmıyorlar. İngilterenin muhtelif: yerlerin» masına imkân yoktur. “Geçen haftanın en mühim) Hitlerin son nut ku olmustur, Bu nutuk, İngiliz propagandasının çanına Ot ti- kamış ve bütün İngiliz ümitle- rini kırarak maneviyatını ber- bat etmistir. “Alman ablokasının güne artıyor, tesiri Büyük ında her şey pek — i kıt ve et gibi bazı gıda ma deleri tamamen mefkuttur.,, Eğer İngilteredeki maneviy: denildiği sekilde olsa, Aran, rafına bakınıp demez mi ki: “ — Peki ama, neden ö Afrikada, baştan başa, İtaly imparatorluğu! şahit oluyoruz?,, Hitlerin son nutkuna gelince, bu birinei Kıtlık ve et hakkındaki ha- beri ise, bizzat D N. B. nin bir telgrafi ile tevsik etmek kabil- dir. Bu telgrafta, içinde 10 mil soğuk et bulunan bir Alman denizaltıları ta- batırıldığı bildirilivor- du, fakat ayni hafta zarfında İngiltereye ayni mikdarda et getiren diğer vapurlardan bah sedilmiyordu. Arap demez mi ki: — Almanlar neden o canım etleri denizin dibine gönderi- yorlar da, vapuru yakalayıp kendi limanlarına çekmiyor-| lar? Bütün bu gibi lâflara, prova ganda adı veriliyor. Ve sanılı- yor ki. kendi dili ile yapılan neş riyatı dinleyen Ara. bunlara f nanacakt Berlinde oturan pronagandacılar bilmiyorlar ki Arabın da bir aklı vardır ve bu akıl, bu gibi sözlere gülmekte- dir. Girin “Bar, "nun Arapça ne “Churehili soy ğuz gi ter Willkie'ye hara beleri gösteriyor ve Portsmouth ta, utanmadan halka: “. Nasıl ve ne zaman olac ğını bilmem ama, mutlaka mi zalfer olacağız, diyer, Biz de, bekliyoruz. Bak: ım nasl ve nerede muzaffer olucak!,, İ Arap, Churehill'in soytarı bir kılağuz olduğunu bilmez ama, “Bari, radyosuna, şu cevabı ve- reb ** radyosu seni tasfiye etti. Nasıl mı? İki), bin ölü've yaralıya mukabil, senin 120 bin askerini esir ede- rekt,, Arap, bu cevabı kolaylıklal;. verebilir. Çünkü bütün bu ha- diseler, hep kendi civarında, yani gözünün önünde cereyan ediyor. Churchill'in “Nerede ve ne zaman bilmiyorum ama, mut- lake muzaffer olacağız!,, deme- sine gelince: 1 — Muharebe bitmeden, z- ferden, 2 — Zafer elde edilmeyince yeni nizamdan, Bahsetmek, yalnız mihver lehçesine has bir hususiyettir. Hülâsa edelim: Mihver propa-| gandası, bilhassa Arabın aklına hürmet etmelidir, cünki kesin kulağı ile işttiğini, Arap, gözü ile görüyor: On binlerce İtalyan esiri ve Derneden Agordata kadar, İtal. yan esaretinden kurtulan bir Afrika! İ de, yaralanan ve bombardıman- lar dolayısiyle yersiz, yurtsuz ka-| lan hayvanlara mahsus istirahat yerleri. açılmıştır. Bunların ade- di bugün 81 i bulmaktadır. di Greenwich civarındaki istira- hat evlerinden birindebir za manlar bir hokkabazın yanında çalışan bir eşek vardır. Bu hay-| van ustasından öğrendiği üzere) ikide bir bahçedeki büyük kam- 5 panayı çalmaktadır. İşin kötülüğü şu ki, ayni yer- de bir zamanlar bir itfaiye bölü günde araba çekmiş olan bir at ta vardır. Şimdi eşek coşup ta çalgı çalmıya başladı mı; at hırçınlaş- makta, yangın yerine gitmek için tepinmiye başlamaktadır. Bu hâdiseler bertaraf, bu ev- lerdeki hayvanlara büyük bir iti- na ile bakılmaktadır. | İzmirin Deri İhtiyacı Izmir, 6 (Tan) — Hükümetin vereceği döviz mukabilinde dört aylık deri ihtiyacımız Türkiye de- ri İthalâtçıları birliğince deruhde edilmiştir. Almacak deri miktarı 720 bin kilodur, İ HALKEVLERİNDE: “ Kadıköy Halkevinden: Kadıköy Hal- kevi Besini Resim Sergisine iştirak etmek istiyen Kadıköy ressamların Halkevine müracaatları, suretle Tisnnamiz: makla affolu mis değildir. da bu mesele matbi alesef (Geçer akre) olmustur. Bunun için maya lüzum yok.Bundan ötesini eseri telif diye antoloji'ye sokan düştinstin, Eskiler: : Sirkati şi'r edene kat'ı zebân l1â- 'AXYViMDEN | S33iR yaprak Aşırma Meselesi pa kelimesi tikli bir harflerden yazlırsa düpedüz eserini aşırıp a gelir. Noktalı ile yazılınca intihap etmek, seç- mek demektir. Bu sefer math atta ortaya atılan asırma key gayet lâs- benzemiyor. Hadiseye bir tevarüd damga- sı da vurarak işin içinden cıka- mayız. Cünkü teverild iki şsir İrasında ancak bir beyitte ol: lir. -Heş o da bal gibi asırma i ak öyle söylerler. Yoken hütün bir gazel rüd olahilir? Nevresi Kadim'in mer- Hayretinden baş açik daj çıktı hurşid Beyit doğrudan doğruya Muh. tesemi Kasani'den alınmıştır. F: kat bu beyite tevarüd denebi Cünkü Muhtesem Farisi yazmış, Nevres onu Türkçe ifade eyle- mistir, Kos koca hir roman, mevzuile ile pek ufak değişiklik. nakledilince buna tevariid denemez, noktalı ba ile intihal de denemez, dense den ementuni,. denir. Eski arkadasım Ercüment Ek- rem, Dubamel'in eserini bu nakletmiş ol- bir suç isle- son zaman- atımızda ma- ex Kitapçı camekânlarında bda hususunda bu kolay aş vurmayorlar. Orasını Acaba bunun sebebi nedir? Bir eseri doğrudan doğruya tercüme etmek bir bu kusur deği mede muvaffak olamamak kor- kusu var. O halde bir ecnebi ro- manın; alıp, Madlen'i Mediha yapmca, artık tercüme güçlüğü mıştır. Kimse çıkıp ta bu tercü- menin şurasında kusur vardır di- yemez. Üstelik edip () sadece hir eseri dilimize tercüme eden bir nâkil mevkiinden çıkmış ve bir mudur? Belki , ir. Fakat tercü- Alfred'i Ahmet, ortadan kalk- müellif olmuştur. Duhamel'in yeşilli kadınım, sa- rı çarşafa sokan Ercümend'in şimdi ne renge girdiğini görmek sterdim. Fakat tekrar ediyorum. kızarmaya, morar- Zımdır. Diyerler, Eğer ayni eZrim nis- bet dairesinde bir hikâyeye, bir romana tatbik edilirse hiçsre es- ki dostumun vay başına gelecek- lere! Takvimei teferrik: İnönü Gezgisinin Tanzimine Başlandı Taksimde yapılması kararlaş- tırılan İnönü gezgisinin tanzimi. ne başlanmıştır. Şehircilik müte- hassısı Prost gezginin iki tarafın. da yapılacak binaların şekil ve irtilslerını tayin etmiştir. Saha- nın toprak tesviyesi bu günlerde bitecek ve yeşil sahslarla gezin- etrafına ağaçların Jı cereyan verecek kab- tefrişine başlamıştır. Gez- Ride inişli, çıkışlı yollar ve elek trikli tezyinatı havi havuzular olacaktır. BALIKÇILARN (İSTEKLE Rİ — Balıkçılar cemiyetinin yıl lık köngresi dün Eminönü Hal- kevinde yapılmıstır. Azalar, ihra- cat mevsimi olduğu halde buz bulamadıklarından, ağ iplikleri- nin perde imalinde kullanıldığı dan ve halat tedarik edemedi lerinden şik: mişlerdir, YANARAK ÖLDÜ — Kalyon- cuda Saffet bey apartımanının 2 numaralı dairesinde oturan Zi ya Eroğlu evvelki gece gaz oca. ğı yakarken ocak birdenbire pat Tamiş, elbiseleri tutuşup muh lif yerlerinden yanmıştır. Z derhal hastahâneye ks) ise de biraz sonra ölmüşti set morga kaldırılmıştır. TALEBı VELİLERİ — Bur- dan böyle talebe velileri mektebe davet edilmiyecek, talı kın» daki dilekler tezkere ile kı rine bildirilecektir. ”