ç Mp Yazan: E.D. Hakiki Harbe Pek Benziyor Uzakta patlıyan bombaların gürül- #üsü ve canavar düdüklerinin scı sesleri hafifçe işitiliyordu. Bu ses- İer gittikçe yaklaşıyordu. Radyo Bun korkunç sesi kulaklarımı çın- Mat: Alle! Allo! hava tehlikesi Varşova'da! Dünkü kısmın hulâsast İslâv milletleri edebiyat tarihine sit bazı tetkiklerde bulunmak üze- re Polonyaya davet edilen ve har- bin patlamasından ki hafta önce Varşovaya giden bu eserin müellifi, gerek harbe takaddüm eden gün-| hali, lerde ve gerek harbin başladığı an- larda Varşovada gördüklerini an- Matiyor: “Her yerde harkes Almanca konu» gulmasının aleyhinde, yabancılarla İerciben Rusça konuşuluyor ve Po- Jonyacadan sonra ve belki onun kadar bu hisan kullanılıyor, Muh-İve #wmel bir tehlikeye karm bütün) Sokalarda kucaklaşanlar: 'Allah Polonyalılar mukavemete hazırlan İdualarımızı kabul etti!” diye yor. Memleketin dört bir köşesine| söyleniyorlardı. sığınaklar kazılıyor, siperler, istih- kâmler yapılıyordu. Reisicümhu: run zevcesine varıncaya kadar bü- $ün tanınmış ve yüksek sileye men sup kadınlar bile yalın ayak bü İş- te çalışıyorlardı, Güz markesi te- darik etineyen bir ferde tesadüf etmek hayli müşküldü, Herkes, hü- kümet merkezinde yapılacağı ilân edilen tayyare hücumuna karşı ko- runma tecrübesine hazırlanmıştı!, EE yl Varşovada hava tehlikesi: B” eylül 1939. Sabah. So- kakta: —ıPencereleri kapatın!» diye bağıran bekçinin sesiyle birden- bire uyandım. Saat henüz beşti. Birkaç saniye sonra kapım çalın- di. Yüzü korkudan katılmış hiz- metçi, pencerenin kapalı olup) olmadığına bakmak için içeriye girmişti. — Ne var? diye seslendim, Varşovanın üzerinde tecrübe uçu- şu mu? — Evet... Yalnız radyonun şim- | di haber verdiğine göre; Alman tayyareleri Polonyanın üzerinde- diri — Demek harp var?! — Muhakkak! Urakta patlıyan bombaların gürültüsü ve canavar düdükleri- Rin acı sesleri hafifçe işitiliyor- du... Uyku içinde: «Hakiki harbe pek benziyor» diye düşünerek! yorganıma iyice sarıldım ve. tekrar uyudum. Bomba sesleri gittikçe yaklaşıyordu. Heyecan! içi Çabucak giyinerek oturduğum talebe yurdunun bü- yük salonuna indim. Radyonun korkunç sesi kulaklarımı çınlattı: «Allo! Allo! Hava tehlikesi Var- ovada! Varşovada!» Etrafıma hayretle bakmarak: Mümkün mü? diye söyleniyor dum. Yüzleri heyecan ifade eden Po- Tonyalı talebeler bezden gaz mas- keleri uydurup alelâcele dikiyor- lardı. (Biri yanıma sokularak, sordu: — Korkuyor musunuz? — Fayır, fakat ben de bir yapmak isterdim. Size edebilir İçimde veri bir faaliyet arzusu, hareket etmek, çalışmak ihtiyacı doğmuştu... Salon, polisler tarafından en yakın evlere gönderilen yoleular- Ja doluyordu Herkes hayretle s0- Tuyor; Bu ne? Dün haber verilen hava hücumlarına karşı korunma tecrübesi mi? Yoksa Varşovanın hekiki bombardımanı mıdır? Biraz sonra tehlike bitmişti. Sokağa çıkarak Universite Kü- tüphanesine gittim. Avlusunda, yanında çalıştığım Profesör W.'ye rasgeldim. £ Beni görünce hay- retle; — Hâlâ burada mısınız? Ne ise! Size şimdi de bir iş buluruz. Se- minerimde yardım edeceksiniz. Asistanım... Canavar düdükleri ve uzakta patlıyan bombalar üstadın sözle- rini kesti. Profesörlerle, Univer- sile memurları avludan geçerek p doğru koşuyorlardı. Ben de ari a katıldım. Endişemi gizlemeğe çalışarak: Sizinkiler, bir hava tehlikesi sözlerimi asabi bir sesle kesti: — Ne oluyorsunuz? Sabah sa- bombaların kurbanları tesbit edil. Çeviren: Y.K. nin Varşovayı bombardıman et- tiklerini bilmiyor musunuz? Bazı profesörlerin çenelerinin niye tuhaf tuhaf titrediğini, bö- nizlerinin neden uçuk olduğunu 9 zaman anladım, Harbe alış- manın İlk anları hemen tesir bi- ın geçmişti. Fakat bun- dan sonra sonsuz bir dehşet için- de yaşadım! Hava hücumları durmadan sıklaşıyor; günde beş, hattâ yedi akının yapıldığı olu- yordu. Sokağa çıkmak imkân- Sizd. o Ahali asabi bir sabırsız lıkla İngiltere ve Fransanın yar-| dımını bekliyordu. Bununla be- raber Lehli bir kadının şu söz- lerini işittim; «Hiç kimseye ihtiyacımız yok- tur! Yalnız yaşıyabildik, yalnız öleceğiz'a Uç eylâl pazar günü idi. A» , bomba gürültüsü içinde, muhtelif mabetlerde dua ediyor- du. Sokaklar, birdenbire, te satıcıların heyecanlı sesleriyle doldu: “İngiltere ve Fransa Al- manyaya harp ilân ettiler!” Her- kes sevinçten ağlıyarak kilise, ca- mi ve muhtelif mabetlerden, ev ınaklardan dışarıya fırladı. Radyo, bütün sefarethanelerin önünde büyük mitinglerin yapıl makta olduğunu bildirdi. Polon- yalıların sevincine iştirak etmek üzere sokağa çıktım. Berrak gökyüzü, ancak, müthiş faaliyetini aslâ bırakmıyan düş- man tayyareleriyle dolu idi. Halk kalabalığı, tehlikeye bakmadan, coşkun bir sel gibi, dost selaret- hanelere doğru ilerliyor, milli marşlarını söyliyordu. Nümayişeilerden biri Ingiltere ile Fransanın yardımından şü helenmeğe kalkışarak: şimdi, harbin üçüncü günü mü uyandılar!”diye haykırdı. Bir da- kikâ geçmeden kızgın halk kala- balığı mücrimi kaldırıma atmış ve “Casus'” diye bağırarak döv- miye başlamıştı, Varşovanın düşman tayareleri- nin bombaları altında geçirdiği bu müthiş günlerde, Jinç, sokak- ların mutet bir sahnesi idi. Ha- kiki casuslar da yakalanıyordu Söylendiğine göre, bazıları papaz kıyafetiyle paraşütle indirilmiş ve gizli işaretler yaparken gö- rülmüşlerdi. Halkin heyecanı, dikten sonra bilhassa artmıştı. Bunlar Varşovanın bir sayfiye yeri olan Yuzefovo'nun bombar- dumanı esnasında, tam manasiyle paramparça edilmiş kadın veço- cuklardı. Polonya gazetelerinden birinde vak'ayı anlatan makale: (Bunu bütün dünya öğrensin!) başlığını taşıyordu. Diğer taraftan, radyo, Polon- yanın bütün topraklarını üzerine yapılan yeni yeni hava hücumla- Tı bildirmeğe devam ediyor, a- TAN Dokumacılar Kooperatifi Esnafa Kâr Dağıtmıyor Yalnız İplik İşinde Senede 38,400 Lira Kâr Temin Edilmesine Rağmen Esnafa Zarar Gösteriliyor, Hesap Verilmiyormuş Dokumacılar iplik almak için evvelki gün Kooperalifin önünde bekleşiyorlardı Dokumacıların, azası oldukları | kooperatif hakkındaki şikâyetle- ri devam etmektedir, Bu şikâyet. ler bir kac noktada toplanmakta €n başta da iplik tevziatının bir türlü tanzim edilememiş olması gelmektedir. Bize şikâyete gelenlerin anlat. tıklarına göre, kooperatif her| hafta iplik tevziatından 800 Ji- ra kâr temin etmektedir. Ayda| 3200 lira gibi mühim bir yı na varan bu kâra rağmen esnafa iplik tevzi işi bir türlü tenzim edilememiştir. Her hafta Pazar- tesi günü tevziat yapılması lâ- zımdır. Halbuki tevziat Çarşım- ba günü bile bitirilememekte, esnaf her gün iplik almak üze- re kooperatife (gittiği için tez- gâhları muatta! kalmaktadır. Yalniz iplik işinden senede 38,400 lira kâr temin edildiği halde kooperatif ortaklarına bu güne kadar on para bile kâr tak- sim edilmemiştir. Kooperatifin kârı yalnız buna da inhisar etme- mektedir. Kooperatif, ortakların. dan bir nevi haraç ta almaktı İddiaya göre, bu fuzull kâr şöy- le alınmaktadır. Kooperatif ortakları, mallarını kooperatif vasıtasile satmaya ve satış bedeli üzerinden kooperati- feyüzde ikt komisyon vermeye mecburdurlar, Bu, esnafın işine gelmektedir. Çünkü esnsf imal ettiği malı satmak için müşteri aramak suretile vakit kaybetmi- yecek, imalâtını götürüp koope- ratife bırakacak, satı tif yapacak, yüzde | nunu alıp geri kalan nafa verecektir. Fakat mamaktadır, Esnaf, malı götürdüğü zaman kooperatif o mala bir kiymet biç- mekte, o kıymet üzerinden yüz- de iki komisyon almakta ve ma İli da satmak üzere yine esnafa iade etmektedir. Sikâyet edenler, bu noktaya i- lişmekte, “Kooperatif satış sahi sında bize hizmet yapmş ve ya bir kolaylık göstermiş olmuyor ki bu yüzde iki komisyonu hak jans haberleri ve müzik, sik si hükümet merkezinin tehlikede |* olduğunu bildiren: (Devamı var) ps LE olsun. Bilâkis bu fuzuli ârı alabilmek için bizi fuzuli İcevherata karşı fazlaca npvet İ tarafından 5200 lira kıymet tak- yere Sümbüllü hana kadar yo- diyor... demektedirler, Kooperatifin bundan başka bir geliri daha var ki o da azasından aldığı aldattir. Sövle böyle koo- peratifin senelik geliri 50 bin li- ra hesap edilmektedir, İki bin a- zası olduğuna göre, 18 bin Jira sermayesi bulunduğuna göre de ber yil azasına şöyle böyle ikişer bin lira kâr tevzi etmesi lâzim- dır. Halbuki aza, şimdiye kadar on para kâr tevzi edilmedikten başka, bilâkiş sermayenin azala azala 2 bin lirsya indiğinden bahsetmektedir. Şikâyetler çok şayan, dikkattir ve alâkadarların bu şikâyetlerle meşgul olması faydalı olacaktır. Mücevher Satışı Arttı 1100 Liralık Bir Küpe 9200 Liraya Satıldı Son günlerde sandal bedeste- ninde kıymetli taş müzayedesi bir hayli artmıştır. Yapılan is tatistiklere göre bu artış harpten evvele nazaran yüzde yüz nis- betindedir. Kıymetli taşlarin iştira kabili- yeti de çok yükselmiştir. Bu yük seliş vasati olarak yüzde iki yü- zü bulmaktadır. Bedestende en hararetli alış veriş mücevherat salonunda ol maktadır. Nedense halkta mü- başlamıştır. Dün bedestende beli Baslıtki mücevher satılmıştır. Bu mücev- herlerden — birisi muhamminler dir edilen pırlantalı bir gerdan- lıktır. Bu gerdanlık müzayede neticesinde 6 bin liraya satılmiş- tar. Amerika Sefareti Başkâtibi Amerikanın. Ankara sefareti başkâtibi Mister Kelly birkaç aylık mezuniyetle evvelki gün Nevyorka gitmek üzere şehri- mizden ayrılmıştır. Amerikada birkaç ay kalacak, Mayısa doğru tekrar vazifesi başına dönecek- tir. Gönüllü Hastabakıcı Kursu Gülhane hastanesinde açilan gönüllü hastabakıcı kurslarının 3 üncü devresi 17 Şubat 941 pa- zartesi günü derslere başlıyaca- ğinden isteklilerin bu terihten evvel hastaneye müracaatleri, | Un Fivatına Zam Yapıldı Kasapların Talepleri Yerinde Görülmedi Fiyatları murakabe komisyonu dünkü toplantısında toptan et sa- tan tecirleri dinlemiştir. Kasap. lar fiyatların artırılmasını, komis- yon da mevcut fiyatların muha- fazasını istemiştir. Neticede ko- misyon kasapların fikrini reddet- mekle beraber, Ticaret Vekâleti. nin mütaleasını sörmağa karar vermiştir. Değirmenciler de, Toprak otis- ten yüksek fiyatla buğday aldık» larını iddia ederek ün fiyatlarının yükseldiğini. ileri sürmüşlerdir. bir un “çuvalmın fiyatına20 ku Tüş zam yapılmıştır. Yeni ekmek narhi bü esas üzerinden tesbit €- dilecektir. Milli Piyango Eminönü Halkeyinde Çekiliyor Milli Piyangonun 5. ci Tertip Birinci çekilişi bugün sast 17,30 da Eminönü Halkevinin konfe- rans salonunda yapılacaktır. Selon isteyenlerin çekilişi ta- kip edebilmesi için saat 16 dan itibaren halka açık bulundurula- caktır, Bu çekilişte dört tane 10.000 Uralık büyük ikramiye yardır. Bin lira ve daha yukarı ikrami- ye kazanan numaralar altı küre birden çalıştırılarak her birin. den ayrı ayrı top düşürülmek su- retile tayin olunacaktır. Tramvay İçin Üç Memlekete Sipariş Verildi Üsküdar Tramvayları Belediyeye Geçiyor Vali ve belediye reisi doktor Lütfi Kırdar dün tramvay idace- sinde, malzeme noksanlığı ve bü- nü telâfi için alınmış olan tedbir- ler etrafında tetkiklerde bulun- muştur. Tramvay idaresi Roman- ya, Macaristan ve Amerikaya ol mak üzere üç memlekete banda) Sipariş etmiştir. Bu memleketlerden Amerika vereceği bandaj mukabilinde ser- best döviz, Macaristan ve Roman» ya da ham madde istemişlerdir. Iptidai madde veya serbest döviz temini için tramvay umum mü- dürü Hulki Eren bugünlerde An- karaya gidecek vekâletlerle te- maslar yapacaktır. Macaristanın vereceği bandaj, kablo ve saire de tramvay ve elektrik i iki senelik ihtiyacına tekabül etmektedir. Amerikadan getirilmesi mümkün görülen bandaj ve diğer malze- me tramvay ve elektrik idaresi- nin bütün noksanlarını telâfi e- decek miktardadır, Üsküdar tramvayları Usküdar tramvay .daresinin hesaplarını tetkik eden o komis- yon işini bitirmiş, şirketin ve borçlarının ik del e hususunda da bir anlaşmaya varılmıştır. Şirketin, evkaf idaresine olan 468 bin ve iş bankasma olan 330 bin liraborcu on beşer senede ö- denmek şartiyle 200 biner Braya indirilmiştir. Konsersiyon verile. cek 85 bin liralık bor; da üç tak- sitte ödenecektir. Eski elektrik idaresine verilecek olan 267 bın Tira da (100) bin liraya indiril- miştir, Üniversitede: Ali Şirnevai İçin Yapılacak İhtifal Türk şsiri Ali Şirneval'nin 500 üncü ölüm yılı münasebetile Pa- zartesi günü saat 17 de Üniver. site konferans salonunda bir top- Jantı eplaşaklar. Tep Toplantıda şa- Tin Büviyeti ve hususiyeti teba- rüz ettirilecek, 500 sene evvel ile bugünkü edebi tekâmül anlatıla- caktır. Yarın yapılacak profesör- ler toplantısında ihtifalin progra- mi tesbit edilecektir. SÖMESTR TATİLİ — Üniver- itede esir tatili bu ayın 12 inci gi başlıyacak, 3 marta kadar devam edecektir, Fen fakültesi nebatat asistan- ları tatilden istifade ederek A- danaya gidecekler ve meyva bah- çelerinde tetkikler yapacaklardır. € CAYLARI — Rektör dün de edebiyat fukülte- si son sınıf talebesine bir çav zi- yafeti vermistir. Ziyafette 120 talebe bulunmuş ve rektöre di-| - leklerini bildirmişlerdir. Rektör dileklerin yerine getirileceğini söylemiştir. Bugün de Fen fakül- tesi son sınıf talebesine çay ziya- feti verilecektir. ————— nu 357.192 liradır. 430 numaraya 12.132 liralık teselli mükâfatı ve- rilecektir. EEE ruyor, işimizden, gücümüğden e- Tevzi edilecek ikramiye yekü- Pabuç Pahalıdır gı dünya gazetelerinin sahife leri, İtalyan cephelerinden gelen 'havadislerle dolu, Meselâ aşağulaki havadisler yalnız bir ün içinde muhtelif İtalyan (cephelerin en gelen haberlerin bir kısmıdır: 1 — Tepedelen yaniyor; İtalyanlar, bu şehri de boşaltmak üzeredirler, 2 — İtalya, suğa sola başvurmakta ve sulh imkânları aramaktadır, 3 — Yunanlılar, Arnavutlukta yeni ve büyük bir muvaffakıyet daha kazan- dılar. 4 — İngilizler; Bingazide Siren kale- sini de zaptettiler: İtalyanlar Keren şehrinden çekilmek üzeredir. 5 — İtalyanların Afrikadaki mağlü- biyetleri, müstakil bir Habeşistan ku- rulmasmı mümkün kılmak üzeredir. 6 — İtalyada, bir inhidamın ilk alâmetleri belirmiştir. 7 — İtalyanlar, Libyada vahim vazi- yettedir. $ — Barentu'dan kacan İtalyanların rücati devam ediyor!...” Havadisleri bırakıp resimlere göz m tıyorsunuz; ve içlerinde ya perişan ki- lıklı, perişan çehreli insanlar, ya yi kılmış binalar, yahut da düşmüş tayya- relerle yanmış tanklar görünen bu re- simlerin altlarında şu cümleleri okuyor. sümüz: 1 — Eritrede esir edilen İtalyanlardan bir kısmı 2— avutluk harekâtında düşürü- len İtalyan tayyarelerinden bazıları. 3 — Alrikada İtalyanların birakip kaçtıkları sahra tankları. i — Libyada, İngilizler tarafından zaptolunan İtalyan garnizonlarından Halbuki bu harbi ilân edenler: “— Akdeniz, İtalyan gölüdür!” diyen İtalyanlardı. Ve mütearrız mev- kilnde bulunmaları lâzım gelen İtaly: lar, Yunan milletinin ciğerlerini sök mek iddiasındaydılar. Şimdi o iddialar» la bu neticeler arasında hüyük farka d ya şimdi hayli pişman görünüyor, Ve bayan olduğu, sade Yalmanm teşbihin- den değil, meşhur çizmesinin uzun to- puğundan da anlaşılan İtalya, şimdi © uzun topuklu narin çizmesiyle, tuttuğu 6 çetin yollarda ilerliyemiyeceğini idrak etmiş bulunuyor. Zaten bunun içindir ki, kocasından kalın ve sağlam çizme- lerini istiyor. Fakat Almanya zevcesi- bu ricasını yerine getirmek niye- tinde değildir. Tabanları Polonyada, Belçikada Hol , Nor- veçte hayli yıpranmış bulunan çizmele- rini refikasına iare edemez, ve yalın- ayak kalmaktan korkar: Çünkü gözattı- in pazarda görüyor ki.. Pabuç pa- * Bilet mi, gazete mi? on günlerde bana acayip hir me- rak âriz oldu. Her sabah gözleri» mi açmca: diyor, ve ,.. bir “İkdam” gazetesi alı- yorum. Bir gün bakıyorum ki, boyunu el ilânlarının ebadına ve sahifelerinin sa- yısını sekize çıkarmış... sahifelerini Bir gün bakıyorum ki, azaltıp, boyunu büyütmüş, Bir gün bakıyorum ki hem fiyatı, hem sahifeleri hem de boyu küçülmüş... Bir gün bakıyorum ki fiyatı da. sahi. feleri de boyu da büyümüş. Bir gilin. — Biz cep gazetesi olduk!” diyor. Bü gün: « Biz raf gazetesi olduk!” diyor. Bir gün; lisanını da, değişen kılığına uydurup: Biz Türkiyenin en büvük gazetesi, yiz?” Buyuruyor, Manmafih, tıpkı Avrupa haritası gi- bi mütemadiyen değişen bu refikimiz, »kuyüculara usanç veren mühteviyatını değiştiremediği için, özdiiyen fiyatını, veya boyunu, posunu çi ağrtezz beni Taksime getiren tramvay bermutat hayli kalabalık, ve hayli karanlıktı, yol parasını pek güç- lükle sayıp ödeyen titiz ve miyop bir yolen, eline verilen bileti uzün üzün Kurtuluş ve Yazan: Naci Sadullafi jende otuz gün oturduğun! bir apartımandan cık hattâ içinde otuz dakika seyahal ettiğiniz bir tramvaydan İn: l bile size, bir azaptan kurtulm nın keyfiyle birlikte, henüz te esslise başlayan bir itiyattan 8 rılmanın acısını vermez mi? Ovaları, dağları, tepeleri, kakları, çiçekleri, hanları, b mamları, esmileri, meseitleri, s tıcılarının, kuşlarının sesleri, y murları, karları, rüzgârları, leri, mektepleri; hattâ mezarlafi ve çöplükleri bile bütün bir öm larile dolu olan koske'ği İ. ca bir memleketle, bomboş bir arp Sirel partıman dairesi ve kasvetli bi tramvay arabası #rasındaki fark“ ları düşünürseniz, rılmanın ızturabını İsi'bi hi vatandan ayi” daha derine lke pi B” en berbat sokak, bari buyunü beyenmediğiniz en kötü insan, bugün kokusunu bevenmediğiniz en harcı âlem çiçek, bugün mağ kamını beyenmediğiniz en müp” tezel şarkı, bugün lezzetini beğ yenmediğiniz en yavan yemek bi- Ji le gurbette acısına katlanılmağ bir hasret olur, Ve daussıla insan muhayyilesinde en harap vatani le bir cennet haline sokan enis salsiz bir mimardır. Vaküle ed ben de kaç defalar, kendi ihtiya" rımla gurbete düşmüş, ve yur İli ri da ra duma dilediğim anda kavuşmak imkânına sahip olduğum halde, zalim bir sevda ezasına benziyen memleket hasretini duymaktan kartala, kaç Keli ahaniler eli attım, “Cınarlarında kolan vurdum. “Hiç bir şey gidermez iç sıkın- tımı, “Memleketimin sarkıları, N “Ve tütünü kadar! Şimdi eminim ki, yurtlarma diledikleri anda kavusmak hür- riyetind. ler içi na mahrum kalmıs tali İ Bir , memleket hasreti, im- san yüreğini çok daha derinden dağlayan bir ezedir; “Çünkü onler irin her gönül ca İle ge rutucu hasret, bir gün sifa bula” ' tağından bir türlü emin oluna tir. mıyan bir hastalıktır. biz, Fakat veli gün, hürriyet ve İlitanı y Sadığın uğ- radığı çenli âkıbet, bize öğretti gün bu hastalıktan kurtul heyecanından duyula İmer memleket hasreti cekme- ny nin azabından bile öldürücüdür: Cünkü memleket hasretine tam 21 sene katlanan talisiz bir Mira- bu hasretten kurtul Öl, Beç 21 saat bileda- At aza helâk ve İhracat VE Ofisi Müdürlüğü hiç Hbalât ve ihracat ofisinin h. zırlıklarna devam edilmektedir. B (Ofis müdürlüğüne ziraat bankasi Wtanbul şubesi müdürü Mehmet Alinin getirileceği söylenmekte” girdikten sanra, biletçiye seslenerek; — Evlâdım, dedi, karanlıkta iyi se- çemiyermız . eöciekzmn iyi Mini ettin mi? Sakın bana yanlışlıkla bilet yerine, İkdam gazetesi vermiş olmayasın!” * Himayenin mânası: “Himerei Hayvanat Cemiyeti”, ge- İçen bir sene zarfında 155 hayva- nı insani bir şekilde öldürmüş... Bu havadisi teessüfle karşılamamak mümkün mü? Belli ki, artık limayer kelimesinin, siyaset lügatindeki modern manasını nihayet, “Himayei Hayvanat Cemiyeti” azaları da öğrenmişler. Desenize, bundan böyle, biçare hay- vanlar da, tıpkı insanlar gibi himaye e- dilecekler! * Bombasız kalacaklar! azeteleri dikkatle okuyanlar, ha- fızalarında (okalan Oo rakamları lılar, ve İngi tarafından bügüne kadar esir olunan İtalyanların miktarı, hayli büyük bir vekân tutmaktadır. Şimdi de gazetelerden öğreniyoruz ki, Alman tayyareleri İtalyan esirlerini bombardıman kilde cezalandı, ı, Almanları, harbi kaybedecekleri günler uzak de.|lığı İddinsiyle yakalanmış, adlir ğildir: Çünkü çok yakında Almanlar | yeye verilmiştir. Dün ikinci sor kalacaktır! bomhasız la m imi Öfise 5 milyon lira sermaye ve- rilecektir, Ofis bu sermaye ile dışardan mal getirecek, uzunza- | mandanberi ithalât işleriyle uğ” 7 raşan tacirlere tevzi edecektir. a , Badema Ziraat bankasının yap- 4 tığı ihracat işlerini ofis tedvir €- İ decektir. Ziraat bankası yüksek fiyatla ihraç edilen mallardan  Sebi Fon hesabı diye kendisine bir pay ayırmaktadır. o Şimdiye okadar for hesapları yüzünden 10 mil“ yon hraya yakın bir para temin edilmiştir. DUNKU IHRACAT VEV 17- | HALAT — Dün Almanyaya 50 bin liradan fazla tütün sevkedil- miştir. Üç gündenberi Almanya ya gönderilem tütünün miktari yarım milyon lirayı bulmaktadır. Dün Bulgaristna tiftik, porta- kal, Romanyaya kestane, fındık satılmıştır. Yekün itibariyle dün kü ihracat 300 bin lirayı bulmuş” tür. Son bir iki gün içinde ithar lât hareketleri de artmıştır. Re manyadan demir fıçı, demir Jev- ha, kâğıt, Almanyadan da sigera İn kâğıdı, demiryolu levhaları gek miştir, BIR IHTIKAR VAKASI — Sirkecide elektrik levazimatı sa” tan Salamon Eskinazı düzünesi | . İİ a İ ei rik pillerini 325 kuruşa sat” Ülia 'gu hakimliğinde isticvap edilen