ayet Bizce, daha Misların İngiliz kuvvetlerine xar- Mkdenizde ciddi ve şümullü bir mette büyük taarruza ge- *ğini kat'i olarak yalnız Al ü genel kurmayı bili Norveç ve Danimarka is- ida olduğu gibi öğrene- Hakat, istilâ taarruzuna karşı ten bir kale haline gelmiş nan İngiltere adasına kar Yapılacak bir tanrruzda mu: yet ihtimali çok az gibi iyor. Bir kaç yüz bin as- ÜN hayatına ve bir kaç tayyarenin tahribine mal o- böyle bir taarruzun hezi- peticelenmesinin, her İ bir harbi kaybetmeye iyeceği muhakkaktır, Söyle bir hezimetin, sıkıntısı todişesi gittikçe artan Al- milleti üzerindeki tesirini Ayrıca hesaba katmak lâzım- Diğer cihetten, böyle on bin- *€ tayyarenin, harp gemileri- motörbotlarının hareketi esi yapılacak benzin sarfi- da ihtiyatları azalmakta ©- Almanyayı düşündürecek larını en ulak teferriiatına hesaplayarak, muvaffa- Petten emin oldukları zaman 'ket ettikleri ve hiç bir seyi fe bırakmadıkları göz ö- Me bulundurulacak olursa, eti meçhul ve tehlikeli bir za teşebbüs edeceklerin- #üphe edilebilir. ze, daha büyük bir İnal, Almanların İngiliz kuv “erine karşı Akdenizde Mirullü bir taarruza geçme- ii Hu hareketin gu sekilde inki- *deceği tahmin edilebilir: ya, Mareşal Petain'in afakatini slmak için bir tuvizat vermeye razı ola , Hattâ, harbin neticesini meksizin şimdiden Alman İle Fransa ve İtalya ile Fran- #tasmda, her bakımdan Fran- tatmin edecek bir sulh yap- kabul edecektiz, Bu tak- şeker hastalığı dan ziyade erkeklerde dliye bilinirdi: 8 erkeğe kar- 3 tane şekerli kadın.. Asrın başındanberi Ameri- Mekimlerin e tuttukları ista- ır o nisbeti pek çok değiş- İr, Orada 1905 yılındanbe- Ne hastalığından gi gittikçe, artmakta» â 1932 Yılında er- rin iki misli, £ Amerikalı hekimlerin arı nisbet her memlekete dik mez, Cünkü seker has m imemleket nüfu- Mikbetle sayısı, bir memle- A, Paskasıma göre, çok deği- yinerika Birlesik Devletler »rKetinde bin kişiye 2,5. 3 İ basta düştüğü halde Av. ylemleketlerinde binde 1,5 sip olur. En ziyade Al şa , sonra İngilterede, da- #a lâtin ırkından deni etlerde, İs- N ndan sayılan memleket- en sonra di tk İçin seker (hastalığının Münmebeti var diye zan- leselâ Almanyada büy Yahudilerin el ahaliden altı la bisbette seker hastalı. ia ulduğunu haber vermis Yil yikalılar da oradaki Yahu- h 424 defn fazla tutuldukla il ederler. 0, gerek Almanyadaki, Amerikadaki Yahndilerin çi » | hastalığının bütün nüfusa ni: İ k | den ve şarktaki yüksek yavl ABONE Türkiye BEDEL! Ecnebi 140. Kr, tsene o 2300 Kr e « Ay 1600, “00 3 Ay 800 w. 1Ay 200 dirde, Fransa ile beraber müt- tefik iki devlet gibi işbirliği yapacak ve bittabi Fransız do- nanmasından ve üşlerinden İs- tifade edecektir. at Mareşal Petain'i ikna edemediği takdirde, bu plânını nlardan biri yeni teşekkül eden Bazi partisinin müzaheretile 7 riste bir hükürşet teşkil edecek, onunla anlaşacak; Yransanın ce- nup kısımlarını Akdeniz kıyı rına kadar, İspanyayı Cebel rık'a kadar işgal edecektir. Bu istilâ hareketine karşı, ne silâl larından tecrit edilmiş Fransanın, ne de General Fran- konun mukavemet edeceği dü- şünülemez. Afrika ve Balkanlar u hareketin birinci safha- sı, Almanların Fransa. nin ve İspanyanın Akdeniz ve Atlantikteki deniz ve hava üs- lerine sağlam bir surette ver. leşmelerile başlıyacaktır. Alman hava kuvvetleri tahsisen Stuka tayyarelerile Garbi Akdenizde seyrüsefer eden İngiliz gemile- rine taarruza başlıyacaklardı İki üç yüz kilometre dahilinde taarruza geç reler, Cebelitarık üssündeki İn- giliz harp gemilerini taciz ede- eekleri gibi, Atlantikle Akdeniz arasında nakliye gemilerinin lışacaklardır. bütün İtalyan donanmasını, İn- giliz deniz kuvvetlerinin en bulunduğu tarafta -arkt veya Garbi Akdenizde toplayarak burada İngiliz donanmasına bas» kın yaptırmaya çalışacaklardır. İk Alman hava kuvvetleri, talyan donanmasının le bu teşebbüslerind muvaffak oldukları ta Cebhelitarık'ı zorlayıp İspanya Fasına asker geçirmeye, diğer cihetten, Simali Afrikada © za- mana kadar İtalyanın elinde kal mış olan yerlere de asker ve tayyare | sevketmeye teşebblis edeceklerdir. Almanyanın Garbi Akdeniz- deki bu barok esnasında, nayutluk cephesine de kuvvet göndererek e üslerini ele geçirmeye çalışmasi da mübte meldir, Şüphesizdir ki, Mareşal Pe- tain'e rağmen ve onu çiğneye- rek yapılarak bir hareketin Fransız müstemlekelerinde u- yandıracağı aksülâmeller, Al- manların lehine olmıyacaktır. Fakat Hitler düşünebilir ki, bu takdirde de General Weygand, İngiltere ile birleşerek Almanya aleyhine harbe girmek istemi- yecektir, Fakat, her şeye rağmen mu- hakkak gibidir ki, Almanyanın Akdenizde büyük mikyasta ya- pacağı bu taarruz hareketi, İn- giltere adasının istilâsı kadar â- kıbeti meçhul ve tehlikeli bir| hareket olmıyacaktır. M. ANTEN dukları isbat edilememiş olduğu gibi, ırk nazariyesi de pek karı- şık bir şey olduğundan şeker has tahığının ırktan ziyade iklim ve yaşayış tarzlarile münasebetleri» ni aramak daha doğru olur, ” Bizim memleketimizde şeker isbet- le ne kadar olduğuna dair ista- tistik bulunduğunu bilemiyorum. Fakat Amerika Birleşik Mevlet- ler memleketinde şeker hastalı- Zının çok olduğuna ve Nevyork sehrinin İstanbulla ayni arz de- recesi ve bütlin memleketimizin Amerika Birleşik Devletler mem- icketile hemen hemen ayni dere- eelerde bulunduğuna bakarak, bizde de bu hastalığın çok oldu- iruna hükmetmek doğru olamaz. Cünkü bizim memleketimizde ik- lim Amerikadakinden büsbü başkadır. eaktan yüzlerce insan telef olur.| İstanbulda ve Anadoluda yazın herkes ferahlar. İstanbul ve bü tün memleketimiz -Toros dağla- rının cenuhunda bulunan kısım müstesna olarak- havasını şim, dan alır, Onun İçin memleketi- iklim bakımından. şimal miz, memleketidir: Niteki; İstanbu» lun bir yıl içinde v. i iklimi <imalde Kopenhag sehri iklimine muadildir. Su halde memleketi. mizi İslâvların yaşadıkları iklim- le mukayese etinek daha doğru olur, ul Ar! YENİ DÜNYA İÇİN YENİ HARITA: Dem okrasi muhalifi, totaliter devletlerin vücmde getirmiye çalıştıkları yeni dünyada, ticâret, münferit milletler arâsmda yapılacağı yerde, her biri bir tek muazzam askeri devlet tarafımdan idare olunan büyük kıtalar arasmda yapılacaktır, Bu Yeni Dünya haritasında 1) Siyahlı ve beyazlı çizgilerle gösterilen Endustriel (amal) mmtakalardır. yoruz? gunları görü- 2) Yalnız siyah olarak gös- terilen ve Ham madde veren mımtakalardır. 5) Yalmz beyaz olarak gösterilen kısım da dünya ekonomi işlerinde rol oynyacak kadar daha terakki etmemiş mıntakalardır. Az harbe girecek mi? Tahminler yapacağımıza Amerikalıları dinleyelim, Ame- rikalıların düşüncelerini öte- denberi pek iyi ve salâhiyetle i- fade eden meşhur Amerika mu- harriri Walter Lippmann'ın“Bir Alman muzafferiyetinin vere- bileceği iktisadi neticeler,. baş- lığı altında neşrettiği makale- sinde bu süalin cevabını bul- mak mümkündür. Maalesef bu mühim ve çok uzun makalenin burada ancak sna hatlarına i- şaret edebileceğiz. Mr. Lippmann' a göre dünya- m üç kısma ayırmak mümkün- ür: “1— Büyük sanayi mıntakala n, 2 — Sanayi mıntakalarına ham madde veren mıntakalar, 3 — Dünya ekonomi işlerin- de mübim rol oynıyacak kadar terakki etmemiş mıntakalar, Büyük endüstri mıntakaların- dan maksat, gerek kendisi için ve gerek başkaları için vapur, zırhlı, lokomotif, tayyare, oto- mobil, tank, makine, top, tüfek ve her türlü silâh yapabilen yer- ler ve şmemleketlerdir ki şun- lardır: 1 — Birleşik Amerika Cüm- huriyetleri, 2 — Garbi Avrupa, 3 — Rusya, 4 — Japonya, Bu dört sanayi mıntakesın- dan üçü -İngiltere adaları müs- tesna olmak üzere- daha şim- diden bir pevi kollektivist s0s- yalizm gayesine göre diktatör- ler tarafından idare olunmak- tadır... Bu fikrini, yazımın arasına koy duğumuz harita üzerindede tesbit ettikten sonra muharrir büyük tehlikeye şöyle işaret e- diyor: Yapan Kadın! Ge gün Greenshir'li Misis Kristina Fich'e bü- yük bir kalabalık kütlesi önünde bir kral Core madal- yası verilmiştir. Bundan bir ay kadar evvel Dover'den Londrâ- ya gelmekte olan bir tren, Gre- enshire eclvarında patlamamış bir bombanın ansızın infuâki neticesinde büyük bir kazaya uğrar. Vagonların bir kısmı hendek- lere yuvarlanır. Kaza yeri imah- şer yerine döner. Yaralılar, ölü- İer.. İnliyenler... Koşuşanlar.. Fener tutanlar. Kaza mahelli- ne en yakın olan Greershire ga- yet ufak bir kasabadır ve oda küçük olmak üzere bir tek oteli vardır. Mevcut bir iki doktor hemen kaza mahalline koştuğu gibi tekmil kasaba halkı da ka- dınlı erkekli yardıma koşarlar. Otelelnin Karısı olan Kristina kasabada tek başma kalmıştır. O otelin kapılarını hastalara a- çarak küçük evini bir hastaneye çevirir. Zaman gelir; yaralılar için kullanılan bandajlar kâfi gel- mez. Bunun üzerine Kristina birer birer çarşaflarını, sofra örtülerini yırtar gelen yaralılara bandaj olarak kullanır. Si Kanadadaki Norveçlili Morina. Untaryo nehri- nin kenarında yeni bir T kamp © açılmıştır. Burada muhtelif vasıtalarla mem- leketlerinden kaç- b mağa o müvaffak olan Norveç ve Danimarkalı AMERİKA HARBE Girecek mi? İngiltere mağlüp olur ve Al- manya tarafından istilâ edi se Avrupa, Asya ve Afrika taları Berlin, Moskova ve Tok- yodan idare edilecek, Ameri- ka bütün dünya pazarlarını, hattâ Amerika kıtasındakileri bile kaybedecektir. Amerika- daki pazarları serbest müh: leye açık tutabilmek için tilâl tohumunun buralara atıl- masına mani olacak derecede kuvvetli bir Amerika lâzımdır. İngiltere mağlüp olursa! ngiltere mağlüp olursa ve Almanya tarafından istilâ edilirse Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları Berlin, Mosko- va, ve 'Tokyodan İdare oluna- caktır. Serebest ticaretle idare olunan Büyük sanayi mıntakası yalnız Amerika kalacaktır... Aradaki farkı göstermek için de Mir. Lippmann önümüze İki tablo koyuyor: “Biri Şimali Amerikadaki Birleşik Cümhu- riyetleri. Burada hususi mül- kiyet, kanunu esasi ile geran- ti edilmiştir. Gerek şahisla ve gerek şahısla devlet arasında olsun oOmükaveleler (kanuni müevyidelere istinat etmekte- dir, İş ve ticaret serbesttir. A- gençlere askerlik ders- leri verilmektedir. Burasi bir kamp olduğu kadar da bir mek- teptir. Zira, burada tayyarecilik, ma- kinistlik, radyo operatörlüğüne ait dersler verilmektedir. Ve buradaki gençlerin hepsi düş. mandan intikam alacakları gü- nü düşünerek canla başla çalış- maktadırlar, Bunların hiç birinin ismini öğrenmek mümkün değildir. 7: ra birçoklarının aileleri istil. ların elindedir. Bu gönüllüler arasındaki gençlerin maceraları çok erteresandir. Bunlar dünyanın dört bir bu- cağından çıkıp gelmiş, vatanla rmı kurtarmak için bura'ia top- lanmışlardır. Iki sene evvel bir balıkavına çıkp geçenlerde dön- dükleri memleketlerini düşman elinde bulan Norveçli balıkçı kafilesi şimdi bu kamptadır. Bu kampın kumandanı istilâ esnasında izinli olarak Osloya gelmis olan bir subaydi. Tam o anda istilâ olunca kendisi evinde nezaret altıma alınmıştı. Bir gün namlsa mubhafızlarından karisiyle birlikte bir yelkenli gezintisine çıkmak için İzin ko- pardt, Gezinti Tsveçte hitam buldu. Isveçten Bükreş, Paris, İngiltere yoliyle Kanadaya geldiler. Amerikadaki oNörveçliler de bu kampa yazılmışlardır. Ami- ral Bird'i cenup kutbuna götü- GÖZÜME . Nİ Yazan: Sevim SERTEL mele birleşmiş bir kuvvet ha- linde çalışma ücretini, çalışma müddetin! kendi menfaatine pö- re müdafaa edebilmektedir. Ti- caret ve sanayi o kadar serbest- tir ki, Henry Ford gibi büyük sanayi erbabı, memleket müda- faası bakımından hükümetin lü- zum gördüğü tayyare motörle- rini “Yapmam,, diye reddede- bilmektedir, “Diğer üç sanayi mmtakası- ” nın bulunduğu Avrupa ve As- yaya hükmedecek demokrasi mubalifi Totaliter rejimlerde şahıs hakkı yoktur. Mülkiyet hakkı devlet ve hükümetin em- rine tâbidir. Hükümetin değiş- tiremiyeceği ve feshedemiyece- ği mukavele yoktur. İşçi ücreti, calısma müddeti hükümet tara- fından tesbit olunur, Ticaret serbest değildir. İthalât ve ih- racat hükümet kontrolü altın- dadır, Bu kontrol de hükümetin si- yasi maksatlarına göre tesbit o- lunur. Muvaffakıyetsizlik, zarar ve ziyan hükümet tahsisatı ile kapanır, Halk farkında bile ol- maz. Sanayi ise silâhlanmek ve dışarıda siyasi nüfuz temin et- mek gayelerine göre idare olu- ur, Amerikadaki serbest reka- bet, serbest alış veriş sistemi- nin aksine olarak buralarda mü sellâh devlet kuvvetlerine da- yansn muazzam hükümet mo- nopolu (inhisarı) hükümran ola- caktır.,, * * Diğer mıntakalarda görece ii muhalif Gepbe- ye ayrılacak olan dün- yanın müstakbel ticari müna- »—-3 ren möşhür Norveçli tayyareci Bernt Balehen de bu gönüllü ler arasında bulunmaktadır, A- merikadaki Norveç sefarethane- si gerek nakten gerek manen bu gönüllülere çok büyük yardım- lar yapmaktadır. ANLA Yeni Hava Teşkilâtı: Tük bu harbin mühim A “ınsurlarından Dizinin de tayyare olduğun- dan şüphe kalma- mıştır. İşte bu an- layıştır ki, İngiliz milletinin U içinde yeni yu cereyan yanmasına sebep olmuştur. Şimdi, Ingilterede yeni bir havacılık teşkilâtı kurulmuş- tur. Bunların maksadı şudur. Resmi tayyare mekteplerine ya” zılmak ancak, muayyen bir yaş- tan sonra mümkündür. Halbuki, şimdi gençleri küçükten yetiş- tirmek istiyorlar. Bununşin de bu teşkilâtın en laleli kasaba” larda bile şubeleri olacaktır. Bu teşkilât lise ve ortu mek- tep talebeleriyle çalışmakta 0- lan işçilere, hulâsa herkese mah- sustur. Bu gençlere burada ha- vactlığa ait umum! maiümat ve- rilecektir. Böylelikle yaşları do- up da hava mektebine girdikle- Ti zaman işi çabuk kavrıyacak- lardır. sebetlerini de Mr, Lippmann söyle tasvir ediyor: “Diğer üç sanayi mıntakasını idare edecek olan diktatörler, kendilerinde mevcut olmayanı yapabilinceye kadar serbest ti- caretli Amerikadan mal slma- ya mecbur kalacaklardır. Fa- kat buna mukabil tedive şartı olarak ya zorla çalıştırılan işçi kuvvetinin vücude getirdiği u- cuz mamülât veya, istilâ edil miş memleketlerde zaptedilmis İve artık isine yaramıyacağ, içir Amerikanın toprağa gömmeye mecbur olacağı) Avrupa altın veyahut harpte harap olmus mantakaların tamiri için İnsani yardım namına talebedilecek fakat hiç bir zaman ödenmiye- cek ve ödenemiyecek olan borc ve kredi tarzlarından başka bir| sey gösteremiyeceklerdir.,, Mr. Lippmann'a göre Birleşik Amerika Cümhuriyetleri Cenu bi Amerika ile de is yapamıya caktır. “Cünkü,, divor: “Cenubi Amerika ihracat ti caretinin 9475.ini Avrupa İl yapmaktadır. Buna mükat Avrupadan mamül esya almak- tadır. Cenubi Amerikanın ihraç ettiği emtia ham madde ve &i- ral mahsulâttır. Bunların ayni bizde bol bol bulunduğu i bu malları zaten alameyı: sak da mukabilinde vereer mamül emtia Avrupa emti nisbetle pahalı olacağı ici rine gelmez. yükseldiği medeni seviveye gö- re ücret alarak calısacağı halde diktatör memleketlerindeki is- çi açlıktan ölmiyecek kadar u- cuza çalıştırılacak ve böylece vücüde getireceği ucuz emtia yı hükümet isterse dısırıya da- ha da ucuza verecektir... * * Nelice ne olacak? uhürrir, Amerikanın dün- M3 bazarlarnı sani Kay bedeceğini gösterdikten sonra $u acı neticeye varıyor: “Böylece, Amerikaya, serbest ticaret esasları üzerine iş yapa- bileceği ancak Kanada ve ce- nuptaki Antil (Cuba, Haiti Martinigue... İlâh) adaları ka lacaktır. Bu pazarları da ser- best mübadeleye açık tutabil mek için baskaları tarafından istilâ edilmesine ve ihti 10 humuhun buralara da atılması- na mani olabilieek 'derecede kuvvetli ordulara ve büyük si- lâhlanmava lüzum vardır.,, Mr. Lippmann. İngilte mağlübiveti takdirinde Ameri- kayı bekleyen tehlikeli istikba» lin karanlıklarına doğru yoluna devam edivor. Fakat biz bu- rada durmaya ve kalmaya mec- buruz. Yalnız şunu ilâve etmek lâzımdır; Mr. Lippmann'ın bu yazısı bundan yedi sekiz ay evvel in- tişar etmiştir. O zaman işaret ettiği bu tehlikenin şimdi bü-| tün Amerika tarafından anlaşıl- dığinı görüyoruz. Simdiye ka- dar yapılanı göz önünde bulun- durarak, tehlikeyi karşılamak için Amerikanın daha nerelere kadar gidebileceğine dair bir fikir edinmek kabil değil midir? Londra Kokuyor: ondranın ne kadar sisli ve dumanlı bir şehir oldu- ğunu bilirsin. işte bütün 6! mürlerini Londra- da geçiren bir aile, en nihayet daha emin bir yer olan sayfıyelerden birine gitmeğe ka- rar verirler.. Böylece düşman bombalarından uzaklaşırlar, Bir gece oturdukları evin 80- bası tütmeğe başlar. Duman git- tikçe bütün odayı sarar. Göz gözü görmez bir hal alir. Ev halkı bunun önüne geçmeğe uğraşırken sekiz yaşındakı Lu- ey'nin neşeli neşeli şarkı söyle- diğini duyarlar. Bu vakitsiz sevincin sebe- bini soran ağabeğsine Lucy: — Ne yapayım ağabey der, hoşuma gitti. Böyle ortalığı du. man kaplayınca burnuma Lon- dra koktu. Miralay Sadık Memlekete Gelir Gelmez Öldü Yüz elliliklerden eski Hürriyet ve İtilâf fırkesı reisi Miralay Sadık aftan istifade ederek ev- velki sabah Romanyadan İstanbu la gelmiş, fakat ayni günün ak- sami kaldırılığı hastahanede öl müştür. Miralay Sadık, Vapur boğaza girdiği sırada bir kriz geçirmiş, esasen hasta bulunduğu için der- hal hastahaneye (kaldırılmasına lüzum görülmüstür. Fakat, teda- viye rağmen bir müddet sonra velat etmiştir. Cenazesi bugün ( Haydarpaşa nümune hastahanesinden kaldı- rılacaktır. eri ayn “ZİRYAPRAK Atatürk Seni Unutmayız , an” da Pazar müsahabe si olarak neşredilen “Üc nesil — Üç hayat,, serisi mevzu üslüp, ahenk, sadelik, şive, edö ka, büsbütün ayrı bir noktaya te mas eden dikkate şayan bir ve sikadır. Üstadın menfada yazdığı “DE. Lİ,, piyesi Atatürk'e arzedildiğ zaman kadirşinas Dâhi eserin hü viyetini bir sözle tahlil ederek: İnkilâbımızı tebarüz ettiri yo, Demişti. Hiç bir millete inki lâbının semeresini, bizim kada az zamanda toplamak nasip ol mamıştır. Bütün tekâmül mer le | haleleri beş on sene içinde kate nisbetle beş on sene İnkılâp, o kadar muazzam saf haları ihtiva ediyordu ki, mazi nin bizi olduğumuz yere köstek leyen bağlarına şimdi hayretk bakıyoruz, Bir memleketi ileri. ye doğru yürüyüşten meneder isle. | âmllller “an'ane,, değil hürafat- Cünkü bizde işçi| 0”: Refik Halid yazılarile ağır, il mi, çetin doktrinlere temas et meyerek, sıkmadan okutmak su- ile inkılâbın büyüklüğünü an- latıyor. Bu itibarla inkılâbı an- Uyan ve anlatan en yüksek mu harir odur diyebiliriz. Bizde evvelden beri mevcut 0- lan bu kanaati bir kere daha kuvvetlendiren bilhassa “Üç ne- sil « Üç hayat,, ın ikincisini teşkil ,Jeden “mektep, tir. Bu üç hayatın iki evvelkilerini idrak edebilenler henüz mevcuti de o satırları o- ik? Ne olduk? Dememesine imkân yoktur. Mesele bununla da bitmiyor: Refik halid bu seri ile yalnız hir “şaheser,, yazmış değildir. zamanda çok kıymetli do- mter bir senaryo mevdane zetirmiştir. Bunların bir filmde le yeni nesle gösterilmesi, ona pek tabii olarak memleketin tekâmüle doğru at- tığı geniş adımları daha açık su- rette anlatacaktır. Padisaha zoraki bir dun yaza- bilmek için senelerce uğraşan Türk çocuğuna, bir ayda, Atatür- küne karsı ciğerinden taşan, yü- reğinden doğan hürmet ve min- net duygusunu yazdırmak ne mu- zram bir istir. Daima inkişaf halinde bulunan enç nesle bu mukayese imkânını film kadar hangi ihi temin €- #ebilir? Genç nesil, vaktile hep hir ağız- 4an ders dive okunan: Ba beyli bala bili bumburlfli bor bop! Ta teyli tala til tambarliiki top! Gibi acaip kelimeleri isittiği »aman hem gülecek, hem eğlene- cek. hem de düşünecek ve anlı- vacak! O zaman evine gelir gelmez, “iitün bir halin ve bütün bir İs- #kbalin minnetini (tekrarlayan vu cümleyi bir daha tertip ede- sek: Atatürk! Seni unutmayız! Takvimci Memleke' Sukran 9 Kişi Donarak Öldü Samsun, (TAN) — Soğuktar bir kaç donma hadisesi olmustur Kavak yolunda iki ün Akdağın Erikli mahallesinden bii kadın ve bir erkeğin, Hacı İsma il köyü civarında bir, Kirezlik civarında iki, Bafra volunda 3 ki sinin donarak öldükleri ve bi! köylünün de kurtlar tarafındar narçalandığı haber alınmı dun yüklü bir çok hayvanlar de yollarda ölü olarak bulunmuş tur. Sahipleri aranmaktadır. 12 Yaşında Bir Çocuk Bir Adamı Öldürdü Samsun (TAN) — Devgeriş kö- yünden Debrelinin 12 yaşındaki oğlu Hüseyin ayni köyden Mah- mudun oğlu Feyzullahı üç yerin. den tabanca ile vurarak öldür müstür, Maktül Feyzullah, bundan iki sene önce katil "İ: inin hemşi resiri kaçırmış, bi ni tarafından geri alınan ku zullahın biraderi öldürmüştü Bundan müğber olan küçük ka- til köyde gaz dağıtılırken teda- rik ettiği tabancayı çekerek Fey- zullahım üzerine atılmış ve attığı üç kursun ile Feyzullahı ye miştir. inherleri İ