Yazan; Alfred Fabre - Luce — Çeviren: Ulunay £ Kurnazlar Yanıldıklarını i Anladılar Servetini İngiltereye gönderenlerin paraları orada bloke oldu. İtalyan- lardan korkup mirasma konacağı hasmını Nisten Parise getirten, onu Nantes'de düşmana teslime mecbur öldu. Almanlarm ilerleme busu- sundaki söratleri bütün besapları alüst ediyordu. —43— Buna rağmen kimse kurşuna dizilmedi. Bu daima hükümetin hizamına serkeşlik eden bir kev- me gözdağı vermek için kâfi idi. Herkes hürmetle eğiliyor. — Mersi, Alman askeri efen- dit. Sokaklarda bizim dünyamıza mensup değilmiş gibi sakit sarı devler dolaşıyorlar. Sıcak bul- dukları güneşin altında denize giriyorlar. Sonra kardeşlerinin batırdıkları gemilerin su üstün- de vüzen yağ tabakalarında yüz- dükleri için vücutlarında siyah Jekelerle sudan çıkıyorlardı. Banyolarını aldıktan sonra bi- rer halka teşkil ederek hepsi bir ağızdan memleketlerinin türkü- İerini söylüyorlardı. öbür tarafına, 1914 de Amerika Aarada merakla Gironde'ın kuvvetlerinin karaya çıktıkları noktadaki âbideye doğru bakıyor Jardı. Bir kaç zaman sonra Şampan- yava, kadınlara, havanın letafe- tire kapılacaklar, ve tarihte da- ime tekerrür eden mağlübun ga-| göm ne gulebesi yine tekerrür ede- cek! e. Tandeye, Bordeaux, Vichy Herne hududu geçmek için uzun bir otomobil ka- filesi bekliyor, Bu kârvan zen- ginlerin Massilia'stdır. Bir çoğu hicrete Mayısın on beşinde karar vermişlerdi. O gün uykusuz gecen bir geceden sonra vatandaslar iki sınıfıa ayrıldı: Hicreti kabul edenler! Bunlar yalnız kendilerini düşünen ka- çak'erder. Firari bütün teferrüa- tile inceden inceye hesap etmiş- Ter, bütün tahvilâtlarını numara Yarmı alarak bir ecnebi konsolo- sunun huzurunda yakmışlar, servetlerinin biste suretlerini ec- nabi memleketlere gönderdikien başka emin yerlerde de sakla- mıslar, yanlarına asıllarını almış- lar, vakit vakit helecanlı bir en- dişe ile bu asılların bulunduğu cebi ellerile yokluyorar. Bu ha- reketi o kadar çok defa tekrar etmişler ki artık ihtiyarsız yapı- lan hareketlere benzemiş. Ceplerindeki bu kâğıt parçası daima muhtaç oldukları refahın, servetin bir müjdecisi gibidir. Zizm on beş senedenberi büyük bir sabırla bir tarafa koydukla- rı ası) servet onları deniz aşın yerde bekliyor. Zaten bu kaçışı tâ o zamanlar- danberi hazırlıyorlardı. a * Güzel mazeretler: pa karşı muhacir ismi- ni vermek doğru değil. Zira hepsi Fransız ünvanını mu- vakkaten ancak bankerlerinin müsaalelerile taşıyorlardı. Ah, acaba butedrici tâbilyet düşüklüğünün tarihini hangi psi- koloğ maliyeci yazacak? Bu sermayedarlar servetlerini ecnebi memleketlerine gömmek için güzel mazeretler bulmuşlar. dı: Vergiler çok fazla imiş, s05- yalistlerin Omusadere (tehdidi Yarmış... Servetlerini bir gün olup hü- kümete bildireceklerini söylüyor- Jardı Fakat bir çok defalar böy- Je zamanında yapılmayan mu me'ederi dolayı bir ceza terettüp etmiyeceğine dair müsaadeler ve- rildiği halde yine hepsi süküt et- tiler Düsünemediler ki hariçte bi- riktird'kleri bu eltin külçeleri ağırlığı, onları Fransadan harice çekiyor ve memlekete bağlamı- yor ve bu hal böyle devam ede- mezdi. Ya para kaybolacak ya- hut sahivleri mallarına iltihak e- direk erdi. Bu kıcaklar kafilesini sevks- den Vahudiler başka bir nüfuz altında bulunuyorlardı. Hitler onlar Propa- ganaya başladığı zaman aleyh. lerinde vaptığı ilşaata Isyan ci mislerdi Zaman geçtikçe Hitlerin söyle- diklerine yavaş yavaş benzemeye başladıklarını gördüler. Bu kafile içinde pek çok Yahu- di vardı Filân ressamın metresi Yahı idi, falan gazeteci menfaat dola- yısile Amerikalı Yahudilerle bo- zuşmak istemiyordu. O halde bunların da kafileye takılmakta haxlar: vardı. * * Kurnazlar yanıldı: 'urnazlar son dakikada ya- mıldıklarını anladılar. Ser- vetini İngiltereye gönderenlerin paraları orada bloke oldu. İtal yanlardan korkup mirasına kona- cağı fhtiyar hısmını Nisten Pari- se getirten onu Nantes'de düşma- na teslime mecbur oldu. Almerların ilerleme hususun- daki sivratleri bütün hesapları ait öst ediyordu, Haziranın on beşinde kendile- Tini Rordeaux'da daha emniyet altında sanıyorlardı, Hepsi: — Hükümetle beraber gideriz. Diyorlardı Fakat, hükümet kalmaya karar vermisti Muracirler, ne bu rehineyi be- raber götürebiliyorlar, ne de 0- kikler yapacaktır, Bu ârnda tram- vay idaresinin projesini hazırlar dığı aktarma ve tek biler üsul lerinin tatbik şekli üzerinde iza- hat alacak ve kararın: bildirecek- tir. Aktarma biletleri için etrafın- da saatleri bildiren işaretleri havi yeni biletler £ tabettirilecektir. Yolcüya bilet verilirken bindiği yer ve saat zımbalanacaktır. Bu bilet bir saat içinde ve ayni İsti- kamette (Omuteber (olacaktır. Tramvay idaresi Karabük Fond demiri vermek şartiyle Ruman- yaya 800 bandaj sipariş edecek- tir. Bir kaç gün evvel de İngilte- reye 500 bandaj sipariş edilmiş- tir. Bu siparişlerin dört ay içinde geleceği ümit edilmek*edir. nu gitmeye teşvik edebiliyorlur- b O zaman delirmiş bir halde hu- duda höcum ettiler. Otomobiller yığıldıkça yığılıyor, gümrük me- murlarını şaşırtıyordu. ** Lânet sürüsü: 'alnız Bidossa köprüsünü pecerken milyağgerler bin türlü mahrumiyetler Kinde kıv- ranarak muhacirliğin bütün iztı- raplarını öğrendiler. Halbuki, böyle banknotlara ülmek suretile rahatsızlıktan kendilerini kurtaracaklarını zan- nediyorlardı. Para artık onlara hıyanet ediyor! Zaten Alman taarruzu başla- madan kiymetinin bir kısmını kaybetiişti. Benzini para İle de- Eli ancak kuponlarla elde etmek mümkün olabiliyordu. Şimdi ise kuponlar da bir şeye yaramıyor, işini bilen, irat sahibinden daha| zengin sayılıyordu. Velhasıl bu| dar köprünün üzerinde bir oto- mobil, bir baş belâsı oldu, Hudu- du geçmek için o mükemmel â- rabaları orada birakıveriyorlar- dı, Ceplerinle binlerce franklık banknotlarla yüz franklık iş gör- mek kabil değildi. Zaten İspanya kaçakların k: şısında hudutlarını kapıyordu. Hepsi sanki her tarafa belâ gö- türen bir lânet sürüsüne dönmüş- Terci! Paris Soir'ın hususi muhabiri Gersrd Bauer “Korku payitahtı” ran acip şeklini şöyle tasvir edi- yor: Kilometrelerle lüks otomo- biller. Hudut parmaklığı bir isim seçerek ancak saatte altı, yedi defa kaldırıhyor. Gümük me- murları üzün uzadıya musmele yapıyorlar; arabalarında kıvrılıp uyuyan yolcular şafakla gözlerini açtıkları zaman gördükleri man- zara hep o... Sandık ve tekerlek Dört ay sonra Eğer bandaj gelemiyecek olur- sa dört ay sonra tramvay nakliya- tı yapılamıyacaktır. Tler bandaj beş defa torna edilerek kullanıl- mağa elverişli bir hale getirile ER SAN Tramvay Meselesi Günün Bazı Saatinde Tramvay Seferlerinin bilmektedir. Bu güne kadar 11 araba 5, 38 araba â, 60 araba 3 69 araba da 2 defa torna edilmiş- ir. Bu vaziyete göre nisan ayı #onunda 11, eylül ayı sönunda da 36 arabanın seferden #aldırılma # itabedecektir. Bugün metörlü ve 90 nı mot: üzere 246 araba mevcuttur. Ban- daj getirilemediği takdirde mo- törlü arabalardan 47 tanesi mec- büren depolara çekilscek ve nak- Uyat imkânsızlaşacaktır. z Yapılan tetkiklere göre tram- vaylar cumartesi, pazar ve pazar- tesi günleri eh çok yolcu taşumak- Tatili Düşünülüyor si müdürü tramvay umum mü- dürlüğüne şi ir seklif yap- muştır. Eğer aj yelemez ve diğer ihtiyaçlarımızı temin eve- mezsek bir ay sonra Uramvayları müayyen saatlerde işletmömek mecburiyeti hasıl olacaxtır, Sa- bahları söat 6,30 ile 10,30 arasın- da öğleden sonra da 15.40 dan saat 21 e kadar arabalar çalıştırı- ırsa mevcut tramvaylar bir müd- det daha işleyebilecök ve bü su- retle şehir dört ay sonra rakil vasıtasından tamamen mahrum kalmıyacaktır. Umum müdürlük tadır, Salı ve çarşamba günleri!bu teklifi tetkik ettirmekledir pazartesi gününe nisbetle 25 bin yoleu azalmaktadır. Buaa sebep de güya bugünlerde kadınların tramvaylara az binmeleri imiş. Bu günlerde İngiltereden yay, havai tel ve bir miktar da dingil gelecek, mevcut tramvayların di- ğer ihtiyaçları karşılanacaktır. Tramvay işletilecek saatler Tramvay idaresi hareket daire- Otobüs temin edildi İngiltere Büyükelçimiz Tevfik Rüşdü Aras Istanbul belediyesi namma yaptığı teşebbüsler neti- cesinde 30 otobüs temin etmiştir. Bu otobüsler muhtelif fabrika- lardan satın alınacaktır. Arabala- rın bir kaç ay zarfında Istanbula gelmesi de temin edilecektir. Afganistan İktisat Veziri Şehrimizde Vezir, Türkiyeye Ait İntıbalarını Anlatıyor Afgan iktisat veziri ekselans Abdülmecid Han dün sabar An- karadan şehrimize gelerek Park- ötele inmiştir. Abdülmecid Han, dün kendi- siyle görüşen muharririmize de- yniştir ir “.— Dost ve kardeş Türkiyeyi ziyaretten duyduğum memrüni- yet sonsuzdur. Tedavi edilmek üzere İsviçreye giderken uzaktan çok sevdiğim memleketi- nizi de ziyarete fırsat bulduğum için bahtiyarım. w Bütün şark memleketlerine bir misal nümüresi olan Tü, ye ait çok eser ok'umüş ve gören- İerden birçok izahat almıştım. Fakat burada gördüklerim, oku-| duklarım ve öğrendiklerimden| çok daha manalı ve büyük oldu- ğunu hayranlıkla müşahede et- tim. Bir kardeş memleketin çok kısa bir zamanda başardığı büyük muvaffakıyetleri biz Afganlılar gördükçe, emin olun kendi mu- vaffakıyetlerimiz imiş kadar £e nları... e ' (Devamı var) vinmekteyiz. Türkiye, (şarkın medarı iftiharıdır.” (C GÜNÜN RESİMLERİ |) Algan İktisat Veziri, dün Ankaradan gehrimize gelmiştir. Bu re- simde Veziri Parkotelde Afgan sefiri ile bir arada görüyoruz. Artık Geçmiyor Üzerinde “100 kuruş”. yazılı gümüş bir tiralıklar bugünden i- tibaren tedavülden kaldırılmış- tar. Bu paralar bundan sonra yal- niz malsandıkları ile Cümhuri- yel Merkez Bankası ve şubeleri tarafından kabul edilecektir. Şu- beler ayni zamanda paraları de- giştireceklerdir. Bu karar, piya- sada gümüş lira yeknasaklığını temin için verilmiştir 100 Kuruşluklar İhtikârdan İki Dükkân Kapatıldı Balıkesirde Paşacamii cadde- #inde bakkal Mehmet Tezgelen ile Anafartalar caddesinde bakkal Ahmet Şen kahveyi narhtan yüksek fiyatla sattıkları için yir- mi beşer lira para cezasına mah- küm olmuşlardır. Mahkeme her ikl bakkalın dükkânlarının birer hafta müddetle kapalı kalmaları" na da karar vermiştir Zonguldak Kozlu Hattı Kömür Havzasının Ii Devletleştirilmesi İşi İkmal Ediliyor Ankara, 31 (Tan muhabirin. den) — Bugün bilfiil devlet ta- rafından idare edilmekte olan kömür havzasının devletleştiri- mesi İçin teşekkül eden komis- yon faaliyetini ikmal etmek üze- redir, Havzada evvelce hakiki ve hükmi şahsa ait olan ocakların ve bu ocaklara bağlı bulunan İmenkul ve gayri menkulleri kıymetleri, takdiri kıymet usu- liyle tayin ve tesbit edilmekte- dir. Bu muamelenin :kmalinden sonra bunlardan bazılarına nakit, bazılarına da bono vermek Sur&- tiyle alacakları tesviye edilecek- tir, Diğer taraftan, bu ocaklar- dan bir kısmının tevsi ve tekem- mülü ve ihtiyaca salih olmıyan bir kısmının da işletilmemesi için tetkikler yapılmaktadır. Havza- min bir santralden idaresi için bir müddettenberi yapılmakta olan tetkikler de bitmiştir. Nak- liyatta ve istihsal edilmekte olan kömürlerin mikdarında büyük görülecek olan Zongul- dak - Kozlu demiryolunun istik- şafı bitmiştir. Önümüzdeki aylar içinde inşaata buşlanacaktır, —— Adliye Vekili Şehrimize Geldi Adiiye Vekili Fethi Okyar dün sabahki (o ekspresle Ankaradan şehrimize gelmiştir. Vekil birkaç gün burada kalacak, adliye iş İeri etrafında tetkiklerde bulu- nacaktır. SIGORTACILARIN KON- GRESİ — Türkiye Sigorta Pro- döktörler Birliği senelik kongre- sini, dün milli reasürans bina- #ındaki lokalinde yapmıştır. Yeni idare heyeti reisliklerine Rıfkı 'Tunksir ve Kemal Başaran ve idare heyeti âzalığına Edip, Vedat, Sermet, Hâmit, Varan, İKohen Üreüpolos ve Şuhleyan seçilmişlerdir. esleki hasbihallerden sonra büyüklere tâzim telgrafları çekil- mesi karara alınarak kongreye nihayet verilmiştir. HALKA HAVACILIK KON- FERANSLARI — Türk Hava Ku rumu sinema salonları sahipleri ile anlaşarak halk için havacılık konferansları (tertip etmiştir. İlk konferanslar ayın üçüncü beşinci günleri Kadıköydeki Sü- reyya ve Opera sinemalarında verilecektir. Büyük Viyadük Belediye Imar müdürlüğü Ge- latadan S:raservilere kadar de- vam edecek viyadük için bir pro- je hazırlamıştır. Projeye göre vi- Yadük Galatadaki Karaköy palas yanından başlıyacak, Yüksekkal- dırım örkasından Sıraservilere çıkacaktır. Viyadük en ağır ve- saitin i mukavemette yapılacaktır, Düşürülen Çocuklara Dair B” meslekdaş, anaları tarafından muhtelif zaruretler veya hesap- laria daha öldürülen yavr lardan, barsederken: “— Kavanoz çocukları!” Diyor. İtiraf edeyim ki bu tabir, beni dürdü, Çünkü, o tabiri oku- Şünca gayri ihtiyari, sokaklarda her zaman birçoklarına rastladığım avare ve kakımsız çocukları hatırladım: Birçoklariyle hemen hiç kimse tara- fından alâkadar olunmayan, bazıları, gecelerini çöp tenekelerinde sokak kö- pekleriyle e una geçiren, ekse- xisi kurnaz hocaların nezareti altında dilenen, ve hemen hepsi de perisan, sıhhatsiz bir halde bulunan bu yavru- lar, okumak, ve yetişmek imkinından mahrumdular. Bugün, içinde yaşadık- ları cemiyete zararları vardı. Ve ba gi- dişle bügün olduğu gibi, yarın da hiç- bir işe yaramıyac: Eh.. Hiçbir zaman, hiçbir işe yaramı- yacik olan bu mahlükları dünyaya 2€- manası neydi? Diğerlerini bilmem, fakat yoksul ana- ların yavrularını düşürmeleri, tipki benim gibi, bu suali hatırlamalarından elacak.... Onlar, çocuklarını düşürüp kavanoza koyuyorlar, yani, bir işe yara- tamıyacaklarını bildikleri için... turşu- sunu kuruyorlar... Hem kuzum, çocuk düşürülmesine niçin asabileşiliyor? “Çocuk, düse kal- ka büyür!” diyen atalarımız değil wi? , gk er Kadınların aldanma kabiliyeti! vay idaresi, fevkalâde orijinal » bir istatistik yapmış, Bu İrtatisti- ğe göre, tramvayların en az yolcu taşı- dıkları günler, salı, ve çarşamba günleri imiş, Bugünlerde, tramvaylara, diğer günlerden tam 25000 kişi eksik binmek- teymiş. Alikadarlar, bunun sebebini merak etmişler ve neticede öğrenmiş- ler ki, salı ve çarşamba günleri tram- vuylara binmiyen bu 0) kişi, o gün- lerde sokağa çıkmayı uğursuzluk sayan kadınlardır. Ben, batıl itikatların bilâ- islisma hepsini fevkalâde gülünç bulan- lardanım. Ve batıl itikat besleyenlere de, adeta kızarım. Fakat ne yalan söy- Byeyim, salı ve çarşamba günleri soka ğa çıkmanın uğursuzluğuna iaanmm bu 25 hin bayana kızamadım. Hattâ bilâ- kis, onların öyle bir itikat beslemeleri, bona parlak bir ümit verdi. Kendi ken- iâime: “.— Acaba, dedim, bu bayanları, haf» tanın diğer günlerinde sokuğa çıkınanın uğursuzluğuna da inandırmak mümkün değil midir?” Çünkü bunu becerebilirsek, tram- vayisrın kalabalığını mümkün mertebe azulimiş olacağız. Hem bayanlara bu batıl itikadı telkin etmek sanıldığı ka- dar güç de değildir: Çünkü kadınlarda aldanmak kabiliyeti fevkalâde yiiksek- Görmüyor musunuz? Birbirlerine bile inanıyorlar! * Orijinal bir mukayese! 'vvelki akşam Sadri Ertemle bera- berdik. Sazlı bir gazinoda bulun- .duğumuz için konuşmamızın mevzuları #tusina musiki de sık sık karışıyordu. Bir aralık, bahis, bestekâr Salahaddin Pinarla, bestekâr ve piyanist Şefik ara- sında geçmiş eski ve müessif bir hadise- nin dedikodusuna da intikal etti, İki gunatkâr arasında geçen o münakaşada fevkalâde öfkelenen Salâhaddin Pınar, her zaman zevkle dinlediğimiz tanbu- runu © gün bir kavga silâhı olarak kul- Janmıştı. Şimdi hatırlıyamadığım bir münase- betle açtığımız bu mevzuu kapalışi- muzdan bii sonra, sevimli ve zeki saylavımız Sadri Ertem; “ Bak, dedi, sana fevkalâde şayanı dikkat bir müşahedemi söyliyeyim: Biz, icabında çok sabırlı olmasını bi- len, fukat icabında sırtlan gibi döğüşe- bilen, hakikaten müstesna bir milletiz; Sulh ve sükün içinde yaşadığımız müd- detçe, ve damarımıza ığı tak» dirce, en hırçın olanlarmız bile kuzu kesiliyor. Fakat kavga etmenin hir 28 ruret inandığımız andan iti baren, en mülâyim huylularımız bile €n yırtıcı kavgacıları basdırıyor. Mese- lâ, şu İtalyanları ele al: Bir kavgaya gir- diler, Fakal sırası geldiği halde kavgacı olamıyorlar. Ellerine top, tüfek, tay- yare, süngü, bomba, tank zırhlı verili- yor. Fakat onlar, bütün bu kavga vası- talarını, birer silâh gibi değil, adeta bi- xer müxiki aleti gibi kullanıyorlar. Şimdi, bir de bizi ele ak: . Elimize bir musiki aleti ver. Tabinti en yumuşak olanımız bile, icabında mu- siki aletini silâh gibi kullanıyor. Mısal ararsan, İşte hassas ve sanat- kâr Salâhaddin Pınar: Kuvga etmek lüzumuna inandığı an- da, eline verdiğimiz tamburu, dipçik gi- bi kullandı?” Bilmem Sadri Ertemi haksız bulmak mümkün mü? ğ Bu hakikati ispat eden başka misel. ler de ararsanız çoktur: çünkü tambur tsmbüra, baston bastona,yumenık yum- ruğa, tekme tekmeye gelmiş sanatkâr- larımizın sayısı az değildir. İtalyanla- rın bundan şüpheleri varsa, onların hoksörleriyle, bizim şalrlerimizi döğüş- türelim: Görülecektir ki galebe Babı- âli takımında kalacaktır. Hele eski sayı- bon şairlerimizle, İtalyanların hoksörleri değil, müsellâh askerleri bile başa çi- kumazlar; çünkü bizim “Eski” şairler, sade baston, yumruk, tekme değil, ne- redeyse... top atacaklar!.. k- Otomobil de azar mı? pp gazetelerde garip bir kaza havadisi okudum: Başıhoş bir otomobil, bir direğe, iki dükkâna, ve iki kışiye çarpmış. Bu havadise hakı- lırsa, otomobiller de yavaş yavaş azgın buğalara dönüyorlar. açlığı, mu- İml me m ei dersi- 'oksa, serhoş dükküân- Isra, direklere, insanlara çarpan bu 0- tomobilin benzin deposuna, yanlışlıkla... #lkol mü konulmuştu? Naci Sadullah 1-2-94) Yapılmak Üzere | Sorulması İstenilen Bir Hesap Yazan: Naci Sadullah vwelâ, müsaadenizle, üzerin- de durmak İstediğim ha- disenin bugüne kadar ki seyrini bülâsa edeyim: Maarif Vekâleti, hazırlamaya davrandığı “İnönü Ansiklopedi i” ne “XXinci asır Fransiz . une esas ittihaz etmeye karar verdi Hazırlanacağı bildirilen ansik- lopedinin taşıdığı bu yanlıs karar sasiyeti büsbütün derinleştirdiği içindir ki Türk lisanmın en lenmiş kalemleri, keskin birer kılıc gibi parladılar. Tutular yolun yanlışlığını is“ bat etmek İsteyen meslekdaşlar- dan birisi “Yirminci asır Fran- mz ansiklopedisi, ni tıka basa dolduran hataları birer birer pa- zara çıkardı; Fransiz ai kiyeye sit fas y yüz binlerce insana, büyük Türk şairi”, “En salâhiyetiar Türk müverrihi”, “En hazik Türk hekimi”, “En kudretli Türk Ro- mancısı”, “En kuvvetli Türk Ti- yatrocusu”, ve “En yaratıcı Türk İnkilâpcısı” olarak.. Fenni hitan milellifi doktor Riza Nur'u tan“ tiyordu.. Ben. bu hataların mesulünü merak eden meslekdaşıma, Fran- siz awsiklopedisinin Türkiyeye müteallik faslın, bizzat doktor Rizu Nur'un ığını bildirdim, Bu hökikafın ifsası ise, etrafın- da mütalea yürütülen mevzuun mahiyetini birden bire, ve tama- mile değiştirdi. Ele verdiğim mesulün yakası- na ilk yapışan meslekdaş, Refik / Halid oldu: Onun bu hadise kar- İsisnda duyduğu tabii isyanı, ev- İ velki günkü güzel yazısında oku- müssunuzdür, İ G gün. kaleminde, durulmuş İ sandığımız hırcın ruhunun eski ılığını bulduğumuz Refik e hareket tarihine, Türk kültürüne, Türk inkilâbına inse tesa- hüp edenlerden, bütün bir dünya / önünde muazzam hir hak ve ha- kikat şakaveti yapanlardan he- İ sap sorulmasını istiyordu. Simdi, ayni mevzuda söz alan salâhivettar bir o meslekdaş; bu Hesabın sorulmasma taraftar çi | kıyor ve: “— Fakat, diyor, Riza Nur, İ Basın Birliğine kavıtlı değildir. | Halbuki, Basın Birliği, yalnız as- Mi azalarına taalluâk eden hadise. leri tetkikle, ve bir neticeye bağ- ir, tetkik etmek, nu Basın Birliği dısmda ayrı bir me- kanizmanın işidir, ve işi... olma- hdi izel, Fakat bu hadiseyi iş edinmesi lâzım gelen mekaniz- ma, hangi makamdır?, İslenmis bulunan hata, bugüne kadar benzeri görülmüş hir suç olmadığı için, onu Türk ceza ka- nununa uvdurmayacak ve müde deiumumiliğin müdahalesini bek- lemiyecek miyiz? Ben kaniim ki, müeyyidelerimiz, Türk tarihini dolduran en mukaddes tlerin, şahst bir barı ma edilmesine manidir, böyle olmasaydı, yüz binlerce in- san önünde inkâra uğrayan ebedi kıyinetlerin, ebedi şöhtetlerin, büyük hakların hesabını hangi makam sorabilirdi? Türk inkilâp tarihini, Türk e- dehiyat ve sannt tarihini, ve u- mumi Türk tarihini bekçisiz bir bağ gibi çiğnemek, ve onun top- raklarını süsleyen oem nadide moyvaları aç bir hırsla dişlemek, müstehcen bir masal yazmaktan daha kücük bir suc sayılamaz. Bunun icindir ki, tekrar sormak istiyorum” Rize bunu isbat edecek meka- nizma... hangi makamdır? Denemeye Ait Hakem Raporları Pasif korunma denemelerinde vazife alan kurmay subaylardan müteşekkil 38 kişilik hakem hey- eti dun vilâyette toplanmış ve İ raporlarını vermişlerdir. Bu raporlar selerberlik mü- dürlüğünce tetkik edilecek ve umumi bir rapor haline getrile- cektir. Bu iş salı akşamına kadar mutlaka bitmiş olacağından çar- şamba günü sast 15 le vilâyette bütün kaymakam ve dare mü dürleri ile hakem heystinı de iştirakile büyük bir toplantı ya pılacak, denemede görülen aksak lıklar ve alınması lâzim geler tedbirler müzakere ve münukaşa edilecektir, Tütün Satışları Izmir, di (A.A) — Dün akşam yapılan tütün satişi 50,000,000 kiloyu bulmuştur,