11.5. 94) 1 MAYİS 940 ASONE sepEL! Türkiye Ecnebi 1 Sene say 3ay TAY Milletlerarası posta ittihadına dabi Slmiyan memleketler için AbOD€ bedeli müddet sarasiyl .. * Abone bedeli peşindir değiştirmek 25 kuruştur. Cevap içi 3S liradır. A Salgın Hastalıklar azetelerde okuduğumuz hava- dislere bakılırsa, şehrimizde Arasıra, bazı hastalıklar ani olarak Salgın * halini almaktadır. Halbuki, unun sebeplerini araştırmak ve ö- Düne geçmek (o imkânsız değildir. telif tetkik ve tecrübelere ist. haden söyliyebiliriz ki, bu hastalıkla" önlemek gayesiyle alınabilecek birler arasında, bilhassa küçük 0- erin vaziyetlerini ıslah etmenin müessir bir rolü vardır. Hasta- Melerimizden birine yatabilmek ü. Midiyle, vakit vakit şehrimize taşra. ah hastalar gelir. Bunların pek ağır Olanları bile, bir hastaneye yerleşin- “iye kadar, bir kaç gecelerini © otek rde geçirmektedirler. Hele, hastanelerde yer bulamıyan talar, bazan, bu otellerde uzun müddet kalmaktadırlar. Bunun içindir ki, bu yüzden birer 4 Bari hastalık yuvası halini alan bu > tellerin yaziyetlerini çok sıkı bir si hi kontrole tâbi tatmak şarttır. Bu- Rün, İstanbulda, yirmi iki buçuk ku- Tuşa kadar otel (1) vardır. Yataklarını Onar, on beşer kuruşa kiralıyan han odaları da başka. Şehirde mevcut bulunan 133 otelin Yetmişten fazlasını, bu beşinci, ve al- İnci sınıf oteller teşkil etmektedir. Otelciler o Cemiyeti, otelleri altı sınıfa o ayırdığına, ve şehrimizde bi- Tinci ve ikinci mel leş Tire dığı kanaatini iğine göre, mev. cat 18 otelden, ancak 50 kadarı, ü- çine ve dördüncü sınıf otelleri teş- kil ediyorlar demektir. Meselâ, Sirkeci muhitinde ve PE Yi de vardır, pisi de. Bir çoklarında, $arşaflar, havlular muntazaman de. Üştirilmemektedir, Bu yüzden, bir Kece evvel içinde bir hasta yatmış 0. İn yatağa ertesi gece bir başka va- tandaş girmekte, ve, bittabi hastalan. maktadır. Bu vaziyetten de anlaşıl maktadır ki, şehre hastalıklar, bu ©- tellerin yataklarından da yayılmak. İadir. Bunun içindir ki bu otel. lerin, bugünkünden çok daha sıkı bir Ohtrole tâbi tutulmasını, ve pis © mlarının : kapatılmasını temenni €- İyoruz, o Şoförlerin Bir Dileği En nl ee Meal, ün, bir çok şoförlerin İmzasını havi bir mektup aldık. Bu Mektupta, şu satırlar yazılıydı: > “— Bügün, bir çok taksilerin, Ü- Ser, dörder yüz lira borçları var. Bu borçlar, çok ağır olan taksi vergisinin “seri şoförler tarafından ödeneme- esi yüzünden birikmiştir. Şimdi, tçlu şoförlerin arabaları satılma hlikesine maruzdur. Halbuki, tak- tilerin satılmasiyle bile bu borçlar miyle ödenemez: Çünkü im tilerden çoğu, borca tekabül edebile- Sek kiymette değildir. va ugün bizden istenilen vergi ayda 8 buçuk liradır. Maltepe, Kartal Be- diyeleri ise, vergi olarak yalnız iki a alırlar, Şehirdeki hususi taksi- İerin —yani sahipleri zengin olan taksilerin — yüzde doksanı Maltepe *e Kartal Belediyelerine kayıtlıdır: âni zenginler ayda iki lira verir. #r, halbuki bizler, on ikişer buçuk İra ödemiye mahkâmuz. Üstelik bu- yüzde 25, parçala lâstiklerin fiyatları ise yüzde Yüz fırlamıştır. Bütün bunlar da na- tarı itibara alınırsa, o ağır vergiyi Ödeyemeyişimiz mazur görülür XA- taatindeyiz. Bunun içindir ki, sayın #lediye Reisimizden üç ricamız Var; 1 — Taksi vergisini, verebileceği Miz bir hadde indirmesi. 2 — Bugün borçlanmış bulundu. umuz parayı taksitle ödememize Müsaade etmesi, Her otomobil sahibini, ikamet mahallin belediyesine kaydo- lunmiya mecbur tutarak, kaçakçılığa Meydan bırakmaması!,, e Biz, şoförlerin (tercüman olduğu. .ka Belçikalılar, Muz bu temennilerinin belediyemiz tarafından mâkul görüleceğini umu- Yoruz. Bunun içindir ki, onların öz. erine fazla bir şey ilâve etmiye lü- Yum görmüyoruz! Züviderze körfezini Şimal denizinden ayırarak bir göl haline getiren 30 kilometre uzunluğundaki sed... Holanda Ve Belçika Dayanabilirler mi ? H rp, nihayet Holanda Belçikaya da siray i Harbin bu sahaya sirayet etmesi, en ciddi ve en kati safhay si, muharip tarafların bütün kuv. vetlerini kullanarak harbi netice. lendirmek istediklerini ar Almanyanın Fransayı vurmak i. çin takip ettiği plân, 1907 de Al, man erkânıharbiye reisi Fon Sehli. etfen tarafından hazırlanmıştı. Bn âna göre Almanlar Holanda Belçika yoluyla Fransaya taarruz edecekler, ihtiyat kuvvetlerini 801 cenahlarında ve ordularmın bütün kuvvetini sağ cenahlarında kulla. nacaklardı, Sağ cenah bir ay için- de Paris civarına varacak ve bütün Fransız ordusunu ihata edecekti. Almanya, 1914 harbinde, bu plâ- nın muaddel şekli dairesinde hare. ket ederek Belçika yolu ile Fran. saya taarruz etmiş, fakat ordusu. nun sağ conahmı zayıf bıraktığı sin önünde durdu Va Alar muharebesinde darbe yemişti. imanların bu defa da ayni plâ. nı tatbik etmek emelinde oldukla. rı Holanda ile Belçikayı teşebbüs etmelerinden anlaşıl Holandanın seferi kuvveti 600 bin, Belçikanınki 800 bindir. Tay. yare kuvvetlerinin miktarı son za. manlarda arttırılmış olduğu İçin meye baliğ olduğu malüm değildir. H olandanın en kuvvetli mü. dafaasını deniz temin edi. yor. Holanda arazisinin mühim bir kısmını su altına alarak şark vilâ. yetlerini müdafaa edecektir. Su ol. tına alınan sahalar Alman taorru. zundan korunacak ve bu Sayede Amsterdam, Lahey, Rotterdam, Legden, Utrecht ve Hasrlem gibi Holanda şehirleri istilâiya uğra. maktan kurtulacaktır, Belçika bilhassa müstahkem mev kilerine güveniyor. Geçen Büyük Harp sırasında Nemur mevkil, al tı Alman fırkasını ve 500 topunu beş gün durdurmuştu. Bundan baş. Albert kanalını taşırarak Alman ilerlemesini dur. ler, Beçikalıların en sor çareleri, garp sahiline geriliyerek Alman cenahını ve sicat hatün tehdit etmektir. > Holandanın Uzak Şarkta, Şarki Hint adaları namile maruf adaların sahibidir. Bunların bilhassa kau- cuk, çay, şeker, teneke ve petrol mahsulü meşhurdur. İngilizlerin 100 milyon sterline varan serma. yeleri burada işlemektedir... Holandanın kendisi küçük bir memleket olduğu halde imparâtor. luğu 70 milyon nüfusludur. Sarki Hint adaları, Singapur ile Avustralya arasındaki hava yolu ü- zerindedir. Bu da İni ii mukadderatı ile alâki sebep oluyor. ye em ek harbe girmesi mea ısile Şarki Hint adalarınm wa Tie fından istilâya uğrama. gösterdiğinden In- bu mesele ile Uzak Şarkta hemmiyet İmaş ağu bir gilterenin bu adaların adar olması. teri kadar olmakta ve tükoyu muhafazaya © ektedir. ai ğ “ tolandalıların Alman istilâ or. ina karşı istimale başladıkları anin giştemi hakkında an e malümat ve! 4 fayda ki kü Züviderze yarığı ugün! B Ti senesinde bir gerke pan müthiş bir fırma esnısında 8- Belçika ordusuna mensup kıtaat bir manevra sırasında... çilarak 72 ki ve 10 bin olmuştu, Altı yüz seneden fazla bir müd- det 220 kilometre uzunluğunda ve 75 kilometre enindeki bu boşluk korkunç fırtınalara sahne olup git- (i.Bu müddet zarfında fennin müto. rakki vasıtaları, denize hatmış'bu yurt parçasının kurtarılması im- kânlurını hazırladı. ayette bu dehşetli körfezin rün harap olmasına in de telefine sebep GENÇ Bizim gazetenin geçen gün pek canlı bir surette anlattığı ve iki kadın arasında paylaşılamıyan zat, doğrusu, tebrike lâyıktır. Erkekle. rin pek çoğu daha altmışına gel. meden bir tek kadını kendilerin. den nefret ettirdikleri halde sek. seninden sonra ikisinin birden te. vecetihnü o muhafaza edebilmek elbette bir muvaffakıyettir. Fakat yaşlılıkta o gençlikle ve kadınlarla o alâkayı Oo kesmemeyi büsbütün müstesna addetmek te doğru olamaz. Bu zamandaki mi. sallerini bilmek kabil değilse de tarihte meşhur misalleri vardır. En başta, büyük Hâkan Atilla, 124 yaşında yeniden evlenmişti, He- men o gece göçmesini düğün ziya, fetinde çok yemek. yemiş olduğu. na atfedenler varsa da —Hâkan ile atı arasında teşbih saygısızlık ola. mıyacağından— arpayı çokça ka. çırdığına hamletmek, belki yanlış değildir. O kadar eski ve o kadar yüksek yerden misali hesaba katmak is- temezseniz, daha yenileri: XVI ın. & asırda İngilterede Tomas Par yüz iki yaşında iken genç kızların peşine düşmüş ve hepsine kendi. sini beğendirerek onları biribirle. rine düşürmüş olduğundan bir mahkemede mahküm, fakat mem. leketin en meşhur adamı olmuştu. Nihayet böyle çimlenmekle geçin. mek kabil olamıyacağını anlıya rak 120 yaşında iken kendisine düşkün kızlardan biriyle evlenmiş ve bu derece muvaffakıyetine bü. tün dünya şaştığından, orada en büyük şerefe, hükümdar sarayına davet edilmek şerefine nail ol. müşte. Göze çarpan misallerden birl de meşhur hekimler arasındadır. Hekimlikte Homöopati usulüntü ku- ran Hahneman yetmiş sekiz yaşın. da iken genç bir kadınla evlenmiş, İHTİYARLAR ağzın: kapamayı düşündüler ise de oraların pek kuvvetli med ve ce Zirleri körlezin. ağzina yapilacak seddin inşasına mâni olacağı arla. şılarak bu fikirden vazgeçildi ve Züviderze körfezini taş donu koca- man küfelerden yapılmış duvarlar. la dahilen ördüler, Oralarda tesa- düf edilen bir nevi killi çamur ve kumla harçlanan bu duvarların böldüğü körfezin içinde hasıl olan küçük, küçük gölcüklerin sularını fakat genç kadın o yaştaki eşine karşı fazla kıskançlık eseri göster. diğinden evlendikten sonra kocası hasta muayene ettiği zaman dalma ında bulunmuş ve reçetelerin. den bile şüphe nın kütipliğini de kendisi yapmış. Büyük tabiat âlimi Buffon'un da, oturduğu köyde hağlice ilerle, miş bir yaşta iken köyünün en gü- zel kızlarını yazı odasına çağıra. rak onlardan hayvanlar hakkında bilgiler almak âdeti olduğu meş- hur, fakat oihtiyarlıkta bir genç kızla evlendiğine dair hiç bir kayıt yoktur, Gönül işleri, galiba, daha zi de edehiyat ve güzel sanatlara lüka verdiğinden şairler ve artist. ler arasında misaller daha çoktu: En çok tanınmış eseri hususi bir tarzda biftek pişirmek olan Şato- briyan şairin altmışından sonra, hayatının sonbahar mevsimine e. rişmiş bir kadına gönlünü kaptır. dığı meşhurdur. Gene şair Viktor Hugo'nun da yetmişinden sonra bir hizmetçi kıza âşık olduğu ona verdiği hediyeleri cep defterine kaydetmiş — olmasından © anlaşıl, maştı, Bu meşhur şairin ihtiyarlıkta gençliğe fazla yer bırakmış oldu. unu, kendisini tedavi eden hekim anlamış, fakat şair hekimin tavsi. yesine karşı: — İhtiyarlikta gençlik insana zarar verirse tabiat bunu haber vermeli değil miydi? Diye güzel cevap vermişti. Vâ- kii şairin hakkı var, tabiat bunu haber vermemekte haksızdır, Ba. | nunla beraber İhtiyar yaşta genç- liğe devam etmek zararlıdır. Gençliğin böyle zamanından da. ha ziyade devamı, ac: İarın çokluğuna delâlet eder mi? O da başka bir bahis... Holanda, kanalları açarak bütün memleketi su altında bırakmıştır, da büyük tulumbalarla boşalttılar, Bu tulumbaların bahçelerimizdeki tulumbalarla nisbet edilemiyecek kadar muazzam şeyler olduğunu söylemiye - hacet yoktur. Meselâ Medembilek isimli su basma mer. kezinde üç büyük elektrik motori. le çevrilen tulum daki 400 ton suyu 6 metre yüksekli atarlar. DenOe merkezinde Di. zel motörile müteharrik tulumba. lar da dakikada 250 ton suyu beş buçuk metreye iter. Altı asırdanberi miş olan bu arazinin tuzunu akar sular ve yağmurlar bir kaç ay içi de alıp götürdü. Buralara evvelâ patates ve yonca diktiler. Sonra hububat ekmiye başladılar. Böyle. ce Holanda yeni bir vilâyet fethet. miş oldu. imdi Holandanın bu kıs. Ş mında bir takım alçak ka- nallar vardır ki, araziden süzi suları çekerler. Bu sulaz, Hol nin alâmeli fa, rikası olarak resimlerini gördüğü. müz yeldeğirmenleri vasıtasile iş. liyen tulumbalarla çekilerek bun. lardan daha yüksek, fakat deniz. den alçak seviyede ikinci ve geniş kanallara dökülürler, Bu ka. nallarda ağır ağır giden yük ma naları (penişler) o arazinin nakil. yatını yaparlar ve nihayet | lar da muazzam tu r vasıta. szlu suyu em. “su. sile (tuzlu kanallarla dökülmek su. | retile denizden aş eki bu arazi Holandaya en mümbit ve en verimli bir mer'a ve tarla ak hizmet eder. İşte bütün bu tertibata hâkim o. lan tulumbalar har bir emrile çalışmıyar gelen suları boşaltınadı w zarfında bir çok y Tur, 24 saatte de birinel derecede $u basma âmeliyesi biterek ğı tankların ağırlığına nmül edemiyecek ve motörlü kıtaatla topcunun hareket! lacak kadar çamur ve batak hale getirir. Üç gün sonunda da feye. zan tumam olarak düşman, önünde engin bir bataklıktan başka birş bulamaz. Ji Holandalıların bir isülâ ordusuna karşı istimal et. mek azminde oldukları müdafaa Sisteminin esas noktası bu suretle memleketi suya boğmaktır. Tarih. te bunun geçmiş emsali vardır Bilhassa 14 üncü Lüi'nin orduları bu basık ve yayvan memlekette su. ler yüzünden büyük zorluklarla karşılaşmıştır. Bundan baska Ü. güncü Hanrinin kardeşi Dük ju'nun ordusu böyle bir su baskını âfetile mahvolmuştur. Üç asır ev- vel bu. usul İspanyollara karşı da kullanılmış isede muvaffakıyet nisbeten zayıf olmuştur. Çünkü dehşetli bir kış, suları dondurduğu için İspanyollar buz üzerinde yürüyerek | ilerlemiye muvaffak olmuşlar, Fakat Holan. delilzr bu ağır askerleri, ayakla. rma taktıkları patenlerle kovala. muşlardır. «Ne gemi ile, ne de kara vas rile ilerlemiye müsaade stmiyec şekilde hesaplı tertip edilmiş olan bu “üç gün baskını” bir tatir su feyezunıdır. Eğer fevkalâde bir ih. tiyaç hasıl olursa, “tuzlu kanallar” tn denize olan kapakları da açıl bilir. Lâkin bu suretle suya bo; muş olan arazi, sı nara avlarca tuzlu toprak ola'ek İGOPYSLEP 20 Mayısa "Dikkat, Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel iman soliyesi “yecelerdiz bağli riyor: 20 Mayısa “dikkat, Bunu herkes bir türlü tefsir etti, Harbin Balkanlara | incceğine delil sayanlar, Romanya otellerini istilâ eden Alman seyyahlarmı, Avustur” İ yaya akın eden vakitsiz yolenları 15 şom habercileri telâkki ete Iyanın Akdenizde harekete geçtteğine inananlar oldu. Holanda- da yakalanan casuslara bakıp, har. bin 6 tarafa sirayet edeceğini tahmin edenlerle beraber bunun bir biğt ol. | öyliyenler de oldu. Fakat 15 Mayıstan evvel, bugün Holanda ve Belçika harp ateşinin içine girmiş bulunuyorlar, Harp, üç ay evvel, on ay sonra bil. İtün Avrupa milletlerini kucağına ak mak istidadını artık tamamiyle ve as İsık açık göstermiştir. Dikkat ede ceğimiz 20 Mayıs, 30 Eylül veya bir | Teşrin değildir. Harbe dikkat. Küçük devletler. bugüne kadar ne aralarında birleşip bir kuvvet, ne de İharbe giren devletlerden biriyle iz fak yaparak cephe tayin etmek yolu. nu tutmadılar, Zaten bir kasırga gi. bir taun gibi Avrupa siyasi ve İçe | timai tarihinin üzerinden geçen em- peryalizmin büyük balıklara kma olacak bu, küçükleri, KüçüNü lüklerine rağmen İmparatorluk olan ülkeleri daha kanal sularını koyu. İ vermeden evvel basmıştı. Her mille. (tin içinde çarpışan içtimai cereyan. etleri bir vahdet yapamadığı gi Iletler arasındaki iktısadi rekabetler de milletlerin biribiriyle eşip vahdet yapmalarına mâni ol. Şimdi çarpışan büyük menfant. İler, büyük kuvvetler arasında, biri. birinden ayrı, müttefiksiz ve yap dımsız bitaraflar silkilmiş bir ağaci Jarmutları gibi bu kükremiş istilâmin ağrna düşüyorlar. l İ Bir devirden bir devire geçiyo. ruz... Âlemin haritasını, dünyanın veçhesini değiştirecek olan bu badi rede harp tarihlerine değil, harbin seyrine dikkat gerektir. Ne Rooses velt'in sulh duaları, ne Papanın düne ya kiliselerile ittihadı bu seli dar. duramıyacaktır. Nereye gidiyoruz? Küçük milletleri istiyerek veya İse |temiyerek harbin içine sokan bu sel nerede duracak, büyüklerin bu çar, pışması sonunda esir milletlerin yes künu kaça çıkacak, bilmiyoruz. Esa. retten kurtulmak için senelerdenberi cidal açan milletler daha kurtulmaz Jdan, daha korkunç bir esaret devree | İsine mi girecek?... Yoksa, bir kasır, 5 ga gibi, bir taun gibi Avrupanın siz yasi ve içtimai tarihi üstünden akan bu sel, esareti kökünden mi kazıya" İcaktır... Asırlardanberi esarete isyan © eden insanlık bir daha boynunu esa- retin bu geniş halkası içine mi soka. caktır?.. Zannetmiyorum... 20 Mayısa değil, kkat gerektir, seli, İ az bir halde garkolwuş ovaların or! rada, burada küçük a linde tabiyeler, kaleler ve isti. kâmlar göze Burlar bir tank kolunu ve; tü müfre. zeyi dehşetli silâhlarile biçmiye memurdurlar. Bunları tahrip için ağır top lâzımdır. Ağır t bu derya içinde yürüyer i toplarile t yaklaştırmazlar. Hulendada böyle su baskını esasına dayanan müdafaa hatları cenup ve şark hu dutlarına karşı olduğu kadar, ne. hirlerin mansaplarını tehdit eden düşmana karşı da küvve! U bir şe, kilde mev ttur. se Holandanın su baskım esa. Sina istinat eden müda faa sist aa sistemi budur.