ö İşin -Şakası: * Bizim Korkumuz Yok! ! â ezeldenberi koca bir topaç gibi fı- | rıl firil dönen gu dünyanın ne ça- buk zihniyet ve telâkki değiştirdiğini gö- rüyorsunuz ya? Daha bir yıl evvel, dünyanın her köşe- sinde bir devlet kuşüu gibi dört gözle bek- lenilen mahlük, “seyyah,, tı. Halbukl son aylarda, “seyyah,, denllin- ce, dünyanın her köşesinde gözler — dört açılıyor, ve İnsanlar, yılan bahsi duymuş gibi ürperiyorlar. Daha bir yıl evvel, dünyanın her köşe- sinde, “seyyah propağandası,, yapılırdı. Halbuki s#on aylarda dünyanın her kö- şesinde, “seyyah propagandası,, yapılmı- yor, bilâkis, seyyahlar propaganda yapı- iyorlar. " O zâmanlar, “seyyah,, hayat, ve-refah | getiren Uuğurlu ve itibarlı bir misafirdi. Milletler, bu misafirlere yaranmak gay- Petile paralanırlar, her fedakârlığa katla- nırlardı. Ve daha fazla beğenilmek emell- le, tıpkı görücüye Çıkan kızlar gibi Itina ile süslenen Memleketler ortasında üdeta nereye gideceklerini şaşıran © — bahtiyar seyyahlar, mlilyonlarca cariye içinden bir tanesini seçmekte tereddüt geçiren şıma- tık ve müstağni hükümdarlara benzer- lerdi. Halbuki bugün fotograf makineleri ve dürbünlerile tabiatin zevkini değli, sırrını Ççalmıya çabalıyan ve cüzdanlarında dövliz yerine şifre, bavullarında smokin yerine bomba taşıyan seyyahlar, adam soymak için geceyi bekliyen birer hırsızdan fark- sızdırlar: Bugüni “Seyyah geliyor!,, de- mek, “düşman gellyöri,, demektir. Bugün | seyyah sürüleri, düşman ordularının piş- tar alaylarıdır. Ve bunun İçindir ki, her * girdikleri yerden kapı dişari olunuyorlar. VA S e d eei Yazan : Naci Sadullah Esklden! “— Seyyah gelmiyori,, diye telâişlanan milletler, şimdi: “— Seyyah geliyor!,, diye giriyorlar. Eskiden; şöyle ilânlar görürdük: “— Cenneti görmek istiyen seyyahlar, yurdumuza buyursunları,, Şimdi, şöyle makaleler okuyoruz: “— Seyyah mi? Cehenneme kadar yol- ları var!.,, Geçen gün, tramvayda, bir vatandaş ar- kâdaşına başından geçen biİr vakayı an- latırken! —- Birader, diyordu, fena halde içer- ledim. Neredeyse gidip çatacaktım: Fakat gel gör ki, herif tıpkı seyyah gibi, dişin- den tırnağına kadar müÜsellâhtı!,, birbirlerine Eskiden seyyahlarâ hürmette kusur e- denler vatan halni muamelesi görürlerdi. Şimdi ise, seyyahlara yol gösterenler va- tan halnl sayiliyorlar. Hele Noörveç macerasından sonra, dün- yanın her tarafında hümmalı bir “sey- yah temizliği,, başladı. Ve bu işi yapan milletlerin yerden göğe kadar hakları da var: Çünkü seyyahları temizlemiyen mil- letlerin Akıbetlerini görüyoruz? Netlcede, seyyahlar onları temizliyorlar! Fakat, be- reket ki, bizim seyyahtan korkumuz yok: Çünkü şaşırıp ta gelecek ölanları kaçır- mak İçin Jandarmanın, polisin zahmete girmesine bile lüzum kalmaz: Bizim di- lencilerimiz, lokantalarımız, tramvayları- miız, ötellerimiz, otobüslerimiz sonları pa- buçsuz kaçırmıya bol böl yeter: Bunlara rağmen oturuyorlarsa, günah bizden — gl- der, ve onları mutlaka yere serecek olan sön ellâkhımızi kullanıp.4. Hesap pusulala- rını dayarız! T Resmi Otomobiller Lâyihasının Dün İlk Müzakeresi Yapıldı #yor) — Millet Meclisinin bugünkü toplantısında resmi daireler VE Yrt- Esseseler ile devlete ait idare ve şir. | ketlerde ve menafli umumiyeye hâ- Pdim müesseselerde — bulundurulacak ğ'nakliye vasıtalarına ait kanun lâyl. #hasının birinci müzakeresini yaptı. | (lk sözü alan Emin Sazak bu me- İsele üzerinde geçen eski müzakere. Ölerin dairelere bir kaç otomobil ver. #mek veya vermemek işi olmadığını, yen mühim işin hususi olsun, devlet ıdaîmlerine ait olsun petrol istihlâk Den nâfi şekilde kullanılması olduğu. * nu söyledi. Bu hususta hükümetin ne | düşündüğünü ve bütçe encümeninin 'mebusluın mütalâalarını niçin na. Ozarı itibara almadığını sordu ve: — Yoksa döviz bolluğu mu var? Ö dedi. Bütçe encümeni mazbata muharri- Öri Salâh Yargı cevap vererek bu lâ.- Ö yihanırn geçen müzakerede kabul e- dilen takrir üzerine tanzim edildiği- ni, yoksa petrol istihlâki bakımmdan Ştetkikat yapılmadığını ve böyle bir $ mesele olmadığını söyliyerek dedi ki: “—. Yalnız bu kanun bu kabil mas. rafların ve sarfiyatın istilzam ettiği © ve memlekete hariçten gelen benzin vesair mahrukat maddeleri dolayısi- Ü le ödenecek döviz miktarını azaltmak Ü için tedbir alınmasına âmil olabilir.” 4 Ötomobillerin yıpranma : müddeti Izzettin Arıkan, lâyihaya bhağlı i- kinci cetvele konan 2500 liralık oto- Mmobil fiyatımın indirilmesini :stedi. Fiyatların daima mütehavvil olduğu. nu ilâve ederek şöyle devam etti: #.——. Otomobilin istimal müddeti lâyiha- “dâa tasrih edilmiştir. Bir otomobilin da- #yanması, katedeceği mesafe ile seyrüsefer edeceği yola tâbidir, Ankarada 10 sene gider, taşrada bu kadar tahammül etmez. Bilhassa memleketin müdafaası ile alâkalı kolordu kumandanlarının otomobilleri i- iiçin müddet konulmamalıdır.,, Salâh Yargı cevaben fiyatların had di âzami, müddetlerin haddi asgari Folduğuru, tetkikler neticesinde tes. bit edildiğini söyledi. Daha $onra Emin Sazak, petrol is- tihlakimizin ne miktarının hüsusi 0- tomobillere sarfedildiğini sordu ve: # — Bütçe encümeni şimdiden — ağzın! büktüğüne göre, bunun ehemmiyetini müdrik olmadığını görüyorum. Eğer döviz sıkıntısı çekmeden petrol ve benzin te- darik edebileceksek, —tek vatandaşımızın keyfini bozmıyalım.,, Hatip, bu işin tanzimi lüzumunda israr etti. Salâh Yargı cevap vererek memlekette benzin çıkmıyor diye motörlü vesaitten müstağni kalamı- Makam Otomobilleri Ankara, 10 (Tan Muhabiri bildirı_l | eden vasıtaların azami tasarrufla ve | Kaldırıldı ketin iktısadi vaziyeti üzerinde mü. him tesirler yaparsa Milli korunma Kanenuna teVriRan NÜRÜMTETN SAA hiyetini kullanabileceğini söyledi ve şöyle devam etti: “YVekâletlerin emrinde 12 binek o. tomobili vardır. Hizmet otomobili de 111 i sivil hizmetlerde 109 u askeri de olmak üzere 220 dir. Bundan baş. ka 45 otobüs, 137 kamyonet, 34 kam. yon, 82 hasta nakliye arabası, 2 mo. torbot, 2 bi/klet vardır. Bu rakam- lar içinde belediyeler, hususi idare. ler dahil değildir.” Birinci müzakere tamamlandı Lâyiha görüşülürken Refik İnce, İstanbul defterdarlığına tahsis edilen otomobile itiraz etti, tayyinı istedi. Mazbata muharriri müdafaa etmek istedi ise de salonda “Taksi ile teftiş. leri yapsın!” sesleri yükseldi. Netice. de Refik İncenin teklifi kabul olun- du. Mütcakıben Nafıa Vekili General Ali Fuat Cebesoy kendi vekâletine ait olan iki binek otomobilinin bira. kılmasımı istedi. Kendi işlerinden baş ka milli müdafaaya ait bir çok işle. rin görülebilmesi için buna zaruret olduğunu ifade etti. Teklifi kabul e- dilmedi. Lâyihanın birinci müzake- resi tamamlandı. Yeni Sıhhiye . . Tayinleri Ankara, 10 (TAN) — Antakya memle- ket hast inden Zihni S Konya Ereğlisi hükümet tabibi Salih Anamura, İsparta hükümet tabibi Mehmet Ali Si- lifkeye, Anamur tabibi Galip İspartaya, Çivril tabibi Necmettin Tireye, Manisa sıtma mücadelesinden İsmail Çivrile, Ve- kâlet hıfzıssıhha işleri düiresinden Ah- met Uşaka, Balıkesir memleket hastane- sinden SalâhattinAntalyaya, Ankara Nümu ne hastanesinden Osman Erzuruma, Mar- din memleket hastanesinden Halit Kırk- lareline, açıktan asabiye mütehassısı İz- zettin Şadân Erzuruma, Diyarbakır kuduz müessesesi müdürü Salim Sıvasa, Erzin- can hükümet tabibi Fazıl Cerrahpâşaya, Samsun sıtma mücadelesinden — İlhami Mesudiyeye, Gebze hükümet tabibi Emin Ereğliye, Malatya eski belediye tabibi İskenderuna, Silifte tabibi Edip İzmire, Uşak tabibi Refik Haydarpaşaya, Tıp Fakültesi mezunlarından Bedri —Uşaka, Eyüp tabibi Kemal Mardine, Osmaniye memleket hastanesinden Sadık Bileciğe, hudut ve sahiller müfettişlerinden Edip Çoruma tayin edildiler. —H Temyiz Dördüncü Ceza Reisliği Ankara, 10 (TAN) — Temyiz mah- kemesi birinci hukuk azasından Üe- vat Gücün dördüncü ceza dairesi Te« Lvacaâımm. benzin meselesi memle« isliğine terfian tayin edildi. TAN Şerde i SnBi TürlüTamirEdilemiyen Fırınlar da Varmış! Bütün kaymakamlara kazaları dahilinde kapalr bulunan fırınların ve kapanma sebeplerinin tesbit edi. lerek süratle belediyeye bildirmeleri tebliğ edilmiş ve her kazada İün sa. bahtan itibaren faaliyete geçilmiştir. Fırın tamiri bu kadar zor mu? Belediyenin takibatı henüz netice. lenmediği için ne kadar fırının kapali Bulurduğu kaymakamların işarine dan sonra anlaşılacaktır. Biz, bunların bir kısmını, mufas- sal adreslerile beraber, dünkü nüs- hamızda yazmış bulunuyoruz. Cemiyet reisinin belediyeye söyle. diklerine göre, gerçi 52 firın kapalı bulunuyor. Fakat bunlar yeni değil, senelerce evvel ve tamirat dolayı- sile kapanmışlardır. Dört beş senedenberi kapalı oldu. ğu iddia edilen bu fırınlarda tamira. tın hâlâ devam etmesi nazarı dik. kati celbetmiştir. Bir senede beş al- ti katlı apartman inşa edilirken ale- lâde bir fırın tamirinin bu kadar u« zaması bir hayli garip görülüyor. Dert pek eskidir Istanbulun ekmek derdi maalesef, pek eskidir ve bir türlü kökünd Bir Dükkânın, Bir Apartıman İnşasına Bile Yetecek Müddet İçinde Tamir Edilememesi Hayli Garip! Bir!:gç zengin fırıncının şirket teşkil ederek rekabete mâni olmak için sahiplerini aylığa bağlayıp birçok fırınları kapama- ları keyfiyeti üzerindeki tahkikat devam ediyor. Kapanip Açılmasının Müessir:*Olmadığı Anlaşılıyor. 11 vatandaşın ölümü ile neticelenen Dolmabahçedeki izdiham | hâdisesinin istinabe şahitlerinden üçü Ge dün İkinci Ağırceza mahkemesinde dinlenilmiştir. RUMEN MİLLİ BAYR T Rumen milli bayramı münasebetile dün akşam Rumen Kon- soloshanesinde bir kabul resmi tertip edilmiştir. Merasimde Rumen Başkonsolosu ile Romanya kolonisi hazır bulunmuş- lardır. Resim, resmikabulde bulunanları gösteriyor. halledilememektedir ve ne gariptir ki, sık sık hamüur ve ekşi ekmek ye. miye mecbur kalan İstanbul halkın. dan evvel şikâyeti, yaygarayı fırın. CNAr Bestirmiş Beteğiyokm Rapısını aşındırarak ikide birde narhin yük- seltilmesini istemişlerdir. Nihayet bir seneden fazla bir zamandanberi, a- ralarında da üç şirket kuran bazı fı. rıncılar, altmışa yakın fırını kapayıp ekmek satşını üzerlerine almışlardır. Rekubet meydana çıkmadıkça ve fı- rıncılar böyle kâr yolunda serbest kaldıkça bu gayri tabili teşekküllerin çalışmaya devam edecekleri anlaşılı. yor, Belediyenin elinde fırıncıları şir. ket kurmaktan menedecek kanuni müeyyide mevcut değildir. Maamafih, belediye, uygunsuz ha- reketlerin önüne geçmek için en mü- essir tedbir olarak ekmek fabrikaları açacaktır. arıyorlar. istilâ Hareketlerinin Enterşanjabl takas muamelelerine ait tediyat gecikmiş, siyasi vaziyetin aldığı son şekil üzerine de ihracat muamele- leri tamamen durmuştur. Yalnız İngiltere, İtalya ve Maca- ristana iki yüz bin liralık ihracât olmuştur. Holanda ve Bel- çikaya satılıp yüklenecek mallar istilâ hareketlerinin başla- ması yüzünden durdurulmuştur. İhracatçılar bu iki memle- ket için yaptıkları satışları anüle etmişlerdir. Belçika ve Ho- landadan ithal edilmek üzere sipariş verilmiş malların da bundan böyle gelemiyeceği anlaşılmıştır. İthalâtçılar ayni cins malları başka memleketlerden getirtmek imkânlarını AMI | nan kızının hayalile pek müteellim vaziyette bulunuyor, göz yaşlarını tü tamıyordu. Kanaati soruiduğu “zak man; saydı, ve yahut kapandıktan sonra a« di. Kapıların kimin emrile kapanıp miştir. İkinci şahit Aziz Nami, hâdise hak kında hiçbir fikri ve kanaati olma» dığını söylemiştir. Üçüncü şahit, Beşiktaş kaymakamt Rıza da hâdiseye halkın gösterdiği tehalük ve tehacümün sebep oldu- lğunu anlatmıştır. - Bunu müteakıp istinabe evrakımmi *Lzînğt ağır ceza mahkemesine gönde« rilMlesina karar verilmiştir. İstinabedefi vomra hâdise mahallin de dört gün evvel yapilar-bosif ra« poru okunmuş, ehli vukuf İsmailk Hakkı Gümüşayla, Ethem Uygur ve Refetin hâdisede saray kapılarının kapanıp açılmasının müessir olmadı. ğına dair rapor verdikleri görülmüş. tür. Bir Cürmü Meşhut Davası de bir cürmü meşhut davasına ba- Şoförü Döven Memur Bundan bir müddet evvel Sirkeci gar koömiseri Necati ile Hulüsi ismin- de bir şoför arasında bir vaka geç- miş, şoföt zabıtaya hakaret suçu ile mahkemeye verilmiştir. Mahkemede gar komiseri Necatinin şoförü döv- düğü tesbit edilmiş, bu yüzden şo- före verilen ceza ıskat olunmuş, id. dia makamı da komiser hakkında ta. kibat yapılmasını istemişti. Komiser hakkındaki evrak sekizinci asliye ce- za mahkemesine verilmiştir. Yakın- da muhakemeye başlanacaktır. Kayınpederini Kesmiye | Uğraşan Damat Çubuklu Paşabahçe caddesinde bir kulübede oturan Çoban Mohmet oğ- lu Mehmet, evvelki gece, damadı Mehmet ile bir alacak meselesinden kavgaya tutuşmuş, damat kayın pe- derine kızarak bıçağını çekmiş, ba- şından ve ensesinden kesmiştir. Hâ- diseyi müteakıp kaçan damat Meh- met, bir müddet sonrâa zabita tara- fından yakalanmış, çoban Mehmet te ağır yaralı olarak Haydarnaşa Nü« mune hastahanesine kaldırılmıştır. Kahve Buhranı Var ve Devam Ediyor Piyasada kahve buhranı devam €- diyor. Alâkadarlar gümrüklerde kirk bin çuval kahve bulunduğunu ve bir senelik ihtiyacımıza kifayet edece- ğini söylüyorlar. Fakat kahveciler, gümrüklerden çıkarılarak piyasaya kahve verilmedikçe buhranın devam edeceğinde israr etmektedirler. Yap- tığımız tahkikata göre bu kahvelerin gümrükten çikarılması için hiçbir hareket yoktur. lıdır. İlyas mevkuftur. Tahkikat ev- rakına nazaran İlyas, Betül ile ev- lenmek istemiş, Betül razı olmadıği için de tehditte bulunmuştur. Bune dan dolayı sekizinci asliye ceza mah- kernesinde hapse de mahküm olmuş: fakat sevi vazgeçmemiş, pera şembe günü öğle vakti Betüle sokak- ta rastlamış, Üzerine hücum ederek, kal ak istemiştir. Betülün iddiası da bu şekildedir. Mahkemede bir düzüneye yakm şahit dinlenmiş, bu şahitlerden bir kısmı Betülün söylediklerini, bir kıs- mrt da İlyasın söylediklerini teyit et nu'şlerdh' e Betül fazlaca konuştuğu için bir kaç defa mahkemenin ihtarına ma- ruz kalmıştır. Duruşma başka güne bırakılmıştır. Dayaklı Maç Davası Bir futbol maçı esnasında hakem Tarığı dövmekten suçlu kaleci Nec- detin duruşmasına dün Üsküdar as« liye ceza mahkemesinde devam edila miştir. Güzel Sanatlar Akademisi profesörlerinden heykeltraş Hadinin raporu okunmuştur. Raporda, hakem Tarığın yüzünde kalan sabit izin gü- zelliğini ihlâl eder mahiyette olma« dığı yazıldığı görülmüş, iddia —ma«s kamı kaleci Necdetin bir sene müd- detle hapse konulmasıinı istemiştir. | I geçen seneye kadar taş, moloz... ilh, çok değişmiş bulunacaktır. İstanbulda bir köşe stanbulda, Türbe karşısında, Bele. diye köşesindeki bu çiçekli köşe, göz tırmalıyan çirkin ve boş bir arsa idi. Biraz toprak ve çimen, ne büyük fark ya. pıyor! Bunun gibi misallere şehrin her tarafında rastliyoruz. Bu gidişle pek ya- kın zamanda şehrin umumi manzarasi risin güü g SAA Idi? B Ne Ola Beşiktaşta bir tepe eşiktaş tepesindeki bu Abbasağa parkı geçen seneye kadar metrük, insana hüzün ve ümitsizlik veren bir cak ? KA çi E S AM dolu | mezarlıktı. Simdi | ile gönül açan bir parktır. Tâzımdır $ bir köş cukların meserret âvâzeleri ile çınlıyan ve denize nezareti Bu büyük patkı ve ocivar halkının sevincini görmek n, oynayan Ç0s ei * lâk Yazan : V. BİRSON Nişantaşında bir yol Hnrblyedeu Nişantaşına giden hu ye. Şİl ve girin Valikonağı caddesinin geçen seneye kadar genişliği, bu resimde cadde ortasında görünen ağaçlara kadar. dı. Bu genişlik ve güzellik, hiçbir istim- parası vermeden Harbiye mektebi arsasından temin edilmiştir. Bu zümrüt yeşilliğin ilerisinde de mezbelelikten çı- karılan cocuk_ bahçesi göze çarpmaktadır. — Eğer saray' kapıları. kapanmas | çılmasaydı bu facia husuüle gelmez. açıldığını katiyetle bilmiyorum, des Dün ikinci ağır ceza mahkemesin. | Te (Y | dej li Ddi | d ı y Yi Şe| Tir fşİ İşi PN Izdiham Hâdisesine Ait . Keşif Raporu Dün Mahkemede Okundu Bu Rapora Göre, Hâdisede Saray Kapılarının # '©: '0 B EEE 1işı İlk dinlerlen şahit Lâhika Manyas, | nı #|hâdise kurbanları meyanında bulu« | lâ ') Tu DBi E kılmıştır. Davacı: Betül isminde ©o« | , ettiği de İlyas İsminde-Bitdenküne İ h ı h ş -— Hi el e b0