mâl ve İstihsali Kabil Olmıyan İspirto Ve İspirtolu İçkiler Ankara, 11 (TAN) — İspirto ve İspırtolu içkiler inhisarı hakkindaki kanunun tatbik suretine ait talimat- namenin sekizinci maddesi şu şekilde değiştirildi: “İnhisarlar idaresince imal ve is. tihsali kabil olmıyan ispirto ve ispir- tolu içkiler inhisar idaresinin müsa- adesile memlekete sokulabilir. Mecmuu bir kiloyu geçmemek ve konuldukları şişeler açıx bulunmak suretile yolcuların beraberlerinde ge. #irecekleri ispirtolu içkilerle ispirtolu kokulardan inhisaz resmi alınmaz. Gelen miktar bir kilodan fazla ise, fazlası ve miktari ne olursa olsun is- pirtolar inhisar resmine tâbidir, Şu kadar ki, yolcuların beraberle- rinde memlekete sokacakları miktar- lar, şaraplarda on ve diğer içkilerde iç kiloyu geçemez. Yakılacak ispir. tonun miktarı ne olursa olsun itha- line izin verilmez. Kolonya sularile kınakınalı sular ve bunlara mümasil ispirtoyu havi ıtriyat ve ziraat ve sa. nayi müesseselerinde kullarılan ve terkiplerinde İspirto bulunan 'müs- tahzarlar, mühtevi oldukları alkol derecesine göre, inhisar resmine tâbi olmak şartile memlekete sokulur.,, Nüfus Tahriri Tecrübesi Ankara, 11 (TAN) — Önümüzdeki aym ilk haftasında Hataya tâbi İs- ile İstanbula bağlı Bakır. köy kazalarında tecrübe mahiyetinde nüfus tahriri yapılacaktır. Umumi rüfüs sayımı önümüzdeki birinciteş- rin ayında yapılacaktır. Tapu Müdürleri Arasında Ankara, 11 (TAN) — Diyarbakır tapu sicil müdürlüğüne Konya mü- dürü İbrahim Hakkı, Konya müdür- lüğüne Samsundan Fuât; Samsun müdürlüğüne ikinci sınıf müfettişler- den Talât, ikinci sınıf müfettişiiğine, üçüncü sınıf müfettiş Refik Halid ta- yin edilmişlerdir. Nafta Vekili, Tetkik Seyahatine Çıktı Ankara, 11 (TAN) — Nafra Vekili. yanında sular umum müdürü Salâ- haddin ile hususi kalem müdürü bu- lunduğu halde bu akşam Adanaya hareket etmiştir. Vekilin bu seyahati on gün kadar sürecek ve bu müddet zarfında Tar- sus, Konya, İzmir, Aydın ve havalisi. ni de ziyaret edecektir. | İktisat Vekili Şehrimize Geliyor İ Ankara, 11 (TAN) — İktisat Vekili Hüsnü Çakır, 19,25 ekspresile İstan- bula hareket etmiştir. | Ticaret Vekâletinde Tayinler | Ankara, 11 (TAN) — Ticaret Ve- kâleti, dış ticaret dairesi reis muayi- ni Cemal Ziya Andal, Paris ticaret ataşeliğine, ayni daire rels muavin. lerinden Ahmet Cemil Conk, dış ti- caret reis muavinliğine tayin pi ler. İ mm ralarda Berline “ordu daha 48 saat bekliyemez,, diye telgraflar çekiyor. du, 5 Teşrinisan'de General Groener Ludendorf'un yerine geçti. pi meclisi huzurunda Alman ordusunu “mevcut yokluğu, ihtiyat yok- Tuğu, bitkin firkalar ve bozuk maneviyat" diye anlattıktan sonra “vatiyet gitgide daha vahimleşmişlir. Mukavemetimiz ar- tık üzün sürmez” demiştir, 11 Teşrinisanide de mütareke âk- di için müttefiklerin ileri sürdükleri bütün şartlarr"“Almanlar kabul etti. ğinden muhasamat tatil edilmişti. Müttelik orduların tazykinden kurtulmuş olan Almanlar bir aralık “tekrar mukavemet hevesine düştü- ler. O zaman fikri sorulan Hinden. burg şu cevabı verdi. “Garpla adet tefevvuku ve elleri altın- daki vasıta bolluğu sebebile mütteğiklerin bizi iki cenahian sarmalar İmikâmı mevcut olduğundan © taraftâ cida! bir Yâarruzda muvaffakiyet ümit edemeyiz. Lâkin bir seker sıfatle ben, alçakça bir sulh yap- maklan Ise mahvolmayı tercih ederim.” İhüyar Mareşalin bu sözleri de Almanyanın ümitsiz bir şekilde mağ. lâp olduğunu göstermekte idi. Bütün bunları Alman münevver- leri bilmekte ve sükütla geçiştir mektedir. Halk kütleleri ise bu haki- katlerden tamamen uzakta tutulmus ve muttasıl kanları oynatılarak, mil. W hisleri tahrik edilerek yeni bir har- be sürüklenmiştir. Bu yazdığımız hakikatleri Her Hit. ler de pek âlâ bilir. Lâkin çok dah İyi hazırlanmış, daha zengin, daha mükemmel bir orduya malik ve daha İyi şartlar altında Almanyanın girdi. ği geçen harbi kaybetmiş olmasını ka bul etmek, bugün daha fena şartlar. la daha İyi hazırlanmış müttefiklere daimi 4 hk 1.3.0409 Londra zı Nevyork 0419 Paris 29720 Milâne 6855 Cenevre 29.105 Amsterdam 601611 Brüksel 22.094568 Atina 0989 Sotya 1.5025 Atndrlâ 1336 Budapeşte 2349 Bükreş 05123 Belgrad 310 Yokonama 31.045 Sitakholm 308215 ESHAM VE TAHVİLAT Sıvas-Prrurum II. Sıvas-Errurum € “ Rİ Müsamere Tehiri Haydarpaşa Lisesini Bitirenler Cemiye- tinin bu akşam için Kadıköy Opera sine- masında teçtip ettikleri müsamere, bir ar- üzlin hastalığı yüzünden 25 Mart Sah akşamına tehir edilmiştir. — — — karşı girişilmiş olan harpte Alman- ların kazanması - ihtimalinin küçük. lüğünü göstermek olurdu. Her Hitle- rin yapamıyacağı nadir şeylerden bi- ri de budur. Kimseden korkmıyan bu cüretkâr zat, bizzat hakikatten çok ürkmektedir. Onun için sözlerinde hakikat nisbeti az ise bunu hakikatin | | Beyazttta Yeni inşa edilen İstanbulun en muhteşem, en mo. dern sineması Cumartesi günü memleke. tin en yüksek münevver. leri, hükümet ricali ve en güzide halkımızın huzuriy. Ie açıldı ve binada bütün teferrüatma kadar gösteri. len itina ve mükemmeli. yet son derece beğenildi. İSTANBUL HALKI Akın akın hayranlıkla yeni ideal sinemasını görmeğe gidiyor. Bugünkü program BRODVAY GÜLÜ Mümessilleri : ALİCE FAYE - TYRON POWER Dikkat : (MARMARA) man programı bun. Şİ dan böyle her hafta PERŞEMBE GÜNLERİ Matinelerden itiba. ren değişecektir. Gündüzleri: — 4—6—,Ge celeri: 8 buçukta Cumartesi 1 den , Pazar 11 den itibaren ma. #ineler İN German a amana MEVLÜT Şiz ŞAKGİLİNI” Kiya şübevi TME SİRİ talebesinden oğlumuz merhum Sacit Un- panın ruhumu iâziz için 14 Mart perşembe günü öğle namazını müteakip Fatih cami- inde mevlidi şerif okunacağından skraba ve dostlarımızın ve arzu edenlerin teşrif- leri rica olunur, Ömer Ungan HALKEVLERİNDE:; Kadıköy Hafkevinden: 17 Mart Pazar günü sabahleyin Bi? kır koşusu yapılacaktır. Müsabaka sant 10 de Fenerbahçe sladından başlayıp yine ayni stadda bitmek üzere 3000 metrelik bir mesafe dahilinde olacaktır. Koşuya her İs- teyen girebilir. Birinci, ikinci ve üçüncü- ye spor eşyası hediye edilecektir. Müsaba- kaya işlirnk etmek İsteyenlerin 17 Mart Pazar sbahı seat 9.30 da Fenerbahçe sta- dında hazır bulunmaları. KAYİP — İstanbul Darülfünunu- nun Dişçi mektebinden almış oldu- ğum 1341 tarihli ve 193/488 numa. ralı şahadetnamemi kaybettim. Yeni. sini alacağımdan eskisinin bükmü kluğuna değil hakikati kabul et. ek cesaretinin fıkadanına hamlet. meliyiz. yoktur. Diş doktoru Ali oğlu İbrahim Abdulah İstisnasız bütün münevver İstanbul halkının büyük bir takdir ve hayranlıkla —— <<< beğendiği en büyük Reiisör ve en büvük San'atkârımız —— m ———— ERTUĞRUL MUHSİN'in bizzat çevirdiği ilk Şaheseri . ŞEHVET KURBANI MİLLİ ve ALEMDAR Sinemalarında YARINDAN İTİBAREN ” Parisin en parlak Güneşi... Güzel DANİELLE DARRİEUX BAŞLIYOR. San'at âleminin sönmez yıldızı İstanbul Ufkuna yaklaşıyor, K Bu senenin biricik ve eşsiz süper filmi olar ALB AĞRISI Bu Perşembe Akşamı LÂLE Sinemasında Bütün İstenbulluların kelbin! zevk... Neş'e ve heyecanla ağrıtacak . 1 ZARA A, Yarın 4 ÇEMBERLİTAŞ! “5 FERAH Sinemada, Tel: 22513 İtibaren Sinemada, Tel: 21359 Bp e Mevsimin en büyük Aşk ve İhtiras Şahesri Sabahsız Bir Aşk Gecesi Charles Boyer FERAH — ÇEMBERLİTAŞ sinemasında ayni zamanda gunum Marmpa İstanbulun en büyük 2 İrenne Dunne ÇOCUK Bilmecemizde Kazananlar 26 Subat 040 tarihli (ÇOCUK) sayfa- mizdaki (Bilmece - Bulmaca) yı doğru haliedenlerden hediye kazananların Hstesi; DOLMA KURŞUN KALEMİ KAZANANLAR ç Besiktaş 18 inci ükmektep la rakaye GERLİRUŞ Uzmana. mektebi 223 Melâhat Onaran, Pendik bi- riici #iektep' $ inci sınıf Ahmet Avni Başar. MÜREKKEPLİ KALEM KAZANANLAR Beşiktaş ikinci kır ortamektebi Nuran Doğan, Gelata Kuledibi Mavi Han 5 No. da Mahir, Kabataş erkek lisesi 1151 Orhan Bekmen, ALBÜM KAZANANLAR Balıkesir sıhhat müdürlüğü kâtibi kızı Semanur, Güzlentep Duy: Ahmet ağa ilk- mektebi 587 Gülsen, Burss Hisar İsabey mahallesi Devrim sokak 2i Noda Doğan Yel, RESİM MODELİ KAZANANLAR Tavşanlı İstiklâl mektebinde 487 Zafer Köksal, Uşak Sabah mahallesi Yeni mek- tep karşısı 4 Noda Binbası oğlu Engin Sürek, İstanbul Şişli Hanımoğlu sokak 63 No.dn Güler. SULU BOYA KAZANANLAR İzmir Karantina 142 nel sokak 18 Node Koray Usberk, İnegöl ilkmektebi 8 Nevin Ergun, Hadımköy ükmektebinde 4 İbra- him Aytekin, KALEM BOYASI KAZANANLAR : Ceyhan berber Nazif yanımda Ömer Ya- 48, Çotlu Cümhuriyet mektebi 320 Nusret Arol, Ayvalık İstiklâ) mektebi 98 İkbal PERGEL KAZANANLAR İstanbul Tophane Kapıiçi 6 Noda Mu- | rök | TİYATROLAR Şehir Tiyatrosu öram Kumında 8 O KADIN Halk Opereti (PİPİÇA) Z0ZO DALMASLA — ğe Konservatuarın Üçüncü 4dieye MOnseri Konservatuar © Talebe — orkestrasile 18 mart cumartesi günü saat 17 de Fransız Tiyatronunda bir konser verecektir. Halka ve mektepler talebesine tahsis e- dilmiz olan bu konser paramız olup daveti- yeleri sıra iiibarile alâkadarlara ve bü- hassa meğteplere dağılılmakladır. Tıbbiyeliler Bayramı Her yl yapılmakta olan Tıbbiyemler Bayramı, bu sene de 14 Mart Perşembe günü saat 14 de Üniversite konferans sa- Wwnunda merasimle kutlulanacaktır. Ge- vesi de Tokatlıyan salonlarında bir balo tartıp edilmiştir. Bütün doktorları bir araya getirecek 0- lan bu toplantının fevkalâde olması için lim olar, hazırlıklar tamamlanmıştır. ———— e — tahhar, İstanbul Beşiktaş diş hekimi Baha kızı Günre Koptagel, İstanbul erkek Msesi 267 Süleyman Taner oğlu. KART KAZANANLAR Karamürsel merkez lkmektebi 420 Kur- tuluş Gökmen, Adapazarı Ulus caddesi 30 No.da ilkmektep müfettişi Eşrefin kızı En- gin Gönenç, Samsun odun pazam Deppoy sokak 10 Xoda Samuel Murat, Kers güm- müdürü kırı Necmiye Soydinç, ANKARA RADYOSU Türkiye (o Radyodifüzyon (o Postslf Türkiye o Radyosu Ankara Radyf Dalga Uzunluğu LAP $sijm weke mf MR m Orm a0 Salı, 12. 3. 1940 12,10 Program ve memleket ssat aj” 1235 Ajans ve meteoroloji haberleri, Müzik. Çalanlar: Vecihe, Cevdet Kos (Neşat Erer. Okuyan: Necmi Riza Ahışkak, 1 — Arif Bey: Hicazkâr şarkı (Güldü! çıldı yine gül yüzlü yar), 2 — Arif Hienzkâr şarkı (Açıl «ey göneni sadbefi 3 — Lütfi Bey: Hicaskâr garkı (Sans | oldu gönül), 4 — Rakım: Hicazkâr (Bekledim fecre kadar), 5 — Hilesi sarkı (İzmirin içinde vurdular beni). 13,10 Müzik: Halk türkülerinden ö: ler. Okuyanlar: Müzeyyen Senar, Aİ Tözem:; Çalanlar: Sarı Recep, Sadi Yi 1330 Müzik: Karışık hafıf #k (PL), 18,00 Program ve memleket saat aşi 18.05 Müzfk: Bir konçerto (PL), 1540 X nuşma (Çiftçinin saati), 18.85 Serbest © at, 10.10 Memleket saat ayarı, ajanı” meteorolaj! haberleri; 19,30 Müzik: radyosu kadınlar küme heyeti; İdare Mesut Cemil; 20,00 Müzi: Saz ile havaları: Sadi Yaver Ataman; 20,18 B nuşma (İitrsat ve hukuk susti), 20,30 Mİ zik: Fasıl heyeti; 2115 Konser & İ Halil Bedii Yönetken; Müzik: Radyo kestrası (Şef H. Ferit Alnar) ci 1 —V. A. Mozart: Senfoni re (Hattner serenadi). İ 2 —1 Ven Beethoven; 3 üncü Ledi Uvertiiri, 3 — P. Taehalkomekr: oreo ve Pİ ! | (Senfonik parça), i İ 3218 Memleket ant ayarı, ajans babi "leri; ziramt, esham - tebvilM, kam i | aukut borsası (Fiyat), 2235 Müze G | band (PL), 23:28 - 23,30 Yarınki prosff | Ve kapanış. ! Ecnebi İstasyonlarında : Türkçe Neşriyat : İ Uendra Si ve 19 metre üzerinden Hi | 18.58 de; Paris 40 metre üzerinden 20.35 de; Roma 3 metre üzerinden ve # #algada Rama ikiden saat 21 de - Çöken Yurda Sisli bir gecenin e kör gözünde Açılmaz #eherin yıldı vardı Karanlık mehtabin saklı yüzünde Bü aci malemin bir hızı vardı. O çılgın rüzgürin gamlı sesinde Ecelin dirilmez vadesi vardı Can veren dillerin son nefesinde (| REAL MN amman pm Ne se bir andı tab uykuda Gençliğin onulmaz körpe çağında Gömüldü emeller kaldı kuytuda Baykuşlar yer aldı bep kucağında | Tipi, kar, fıtna Âni bir zulüm Ok gibi saplandı girdi bağrına İ Kıydı da öcaldı felekten ölüm | | Demedi bu ecel kalsın yarına, İ rebel afili Gi Yinfel yerl Dök Öksüze yurdunda kucak kalmadı Su oldun gönülden gönüle aktın Göz yaşı dökmedik bucak katmad. Evvelce saraydın, şimdi viransin, Kanlara boyandın seni kim vurdul Uyan da tarihte yerin aransın, Yetimler mamba, şehitler yurdul ga NN Malemin her yeri yasa bağladı, Yıkıldın temelden, çöktün nihayek | Garibin boynunu büktün iha: Şehitler anıtı, güzel Erzincan; Bin gözden bin katrs döktün 11.3. 940 Yazan: ZEKİ OUYGUL Mekmet söylediği sözlerden, ne, maksatla uy- durduğunu bilmediği yalandan o kadar uzakta idi ki, bir saniye anlamadan Ayşeye baktı. Genç kizın göz. leri gece karanlığında bir çift yıldız gibi parlıyordu. —Pveniyor muyum? Ha, evet... Kendisini ta- nımazsın yavrum. Otuz, otuz beş yaşında, sarışın, mavı gözlü bir hanım. Iyi yemek pişiriyor, güzel âi- kiş dikiyor, Evime tam manasile bir kadın, çocukla. rıma bir ana olacak... Ayşe nefes nefese koşarken bu sözleri dinlemi- yordu. Varlığında müthiş bir fırtına kopmuştu; fa- kat hiç beklemediği bir dakikada genç kızın kendi. sine sorduğu bu sual, yaşlı ve tecrübeli Mehmet için yeni bir ufuk, parlak bir güneş tesirini yaptı. Birkaç ay evvel genç kızın kendisine söylediği “yirmi sekiz yaşındak' delikanlı,, sözlerine nazire yapmak için uy- durduğu bu “otuz beş yaşındaki kadın,, masalını din- lerken, onun yüzünde esen kasırgayı görmüş, onun dudaklarının titrediğini, kirpiklerinin ucunda yı parladığını farketmişti. , Demek... Demek... Hayır, tekrar bu çılşm bulya. ya kapılmak doğru değil, beklemeli. Fakat bu dala sabır ve ümitle. Ayşe. vapurda baş ağrısını bahane ederek hiç konuşmamıştı. Mehmet kendi kalbinden taşan saadeti bazmetmiye, başının içinde kaynaşan düşünceleri yer leştirmiye cÜlişarak onunla meşgul olmuyormuş gibi göründü. O dakikada söyleyeceği her sözün, yapa- cağı her hareketin çok büyük bir ehemmiyeti oldu. unu anlıyordu. eği “© Köprüye geldikleri zaman sordu: * Yazan: MUAZZEZ TAHSİN BERKAND — Hayr, hemen şuradan tramvaya bineceğim. — Biraz yorgun gibi görünüyorsun. Seni otomo- bille götürmeme izin verir misin? — Ne münasebet? Ufak bir baş ağrısını; mühim- seyecek kadar nazlı değilim ben... — Fek, yavrum, nasıl istersen öyle yap... Gele. cek hafta Bostancıya gideceksin değil mi? — Hayır; çok işim var, gidemiyeceğim. — Bir gün benimle beraber yemek yemeği ka- Dul eder misin? a — Oğle saatlerinde serbest kalamıyorum. Te şekkür ederim. Uzaktan bir Beyazıt tramvayı görünmüştü. Genç kiz alelâcel: Mehmede elini uzattı, — Allaha ısmarladık. Fakat Mehmet bu eli bırakmak istemiyordu ş'm. di, Her ne sebeple olursa olsun onun islirap çekme sine :ahammul edemezdi. — Ayşecik, bir kaç saat evvel sana benden şöphe etmemeni rica etmiştim, cevap vermedim dosuğuma itimat ediyorsun değil mi? Mutlaka bana cevap ver No. 5I tahmin etmiş olsa hiçbir şey söylememeği, onu ra. hat bırakmağı tercih edecekti. Genç kız aiç bekle pnediği bu cümleleri işitince kendisine hâkim olamı. yarak sert, snirli bir tavırla ona bakmış ve: — Kızınız yerinde insanlarla alay etmek size yz. kışmaz Mehmet Bey, beni rahat bırakınız! Diyerek koşa koşa tramvaya binmişti. Mehmet tramvayın arkasından bakarak dakika- larca orads diredik durdu. Sabahtanberi o kadar müh telif hislerin ve düşüncelerin tesiri altında hırpalat- mıştı ki, artık bir şey düşünecek kuvveti kendisinde bulamıyordu. Ayşeye gelince, o gece sabaha kadar öfke İle va. tağında bir teraftan bir tarafa döndü. Annesinin hatırasın. ve kendi. varlığını hiçe sayarak sarışın, mavı gözlü, mânasız ve yemek pişirmekten, dikiş duk- mekten başka bir işe yaramıyan yaşlı bir kadınla ev. lenecek olun bu alelâde duygulu adamı beğendiği ve sevdiği için kendi kendisini affedemiyordu. Fakat cnu asıl üzen nokta, Mehmedin İki yüz- Tülüğü idi. Evleneceği kadını Ayşenin tanıdığını ba. tırlamanıasına imkân var mıydi? İk tesadüf ettik- unutmuş olabilir miydi? Sonra, o kadınla evlenec&f kadar onu seviyor idiyse, niçin bütün bir yaz onda uzak yaşamış, geçen mevsimi Suadiyede bir oteldf yalnız yeç'rmişti. Acaba yalnız mıydı? Belki o kadın ve çocuğu 8 beraberdiler. Belki hep birlikte otelde yaşamışlard” Fakat hayır öyle olsa, bir defa olsun tesaduf etmi ler miydi? Halbuki ne ona ne de küçük çocuğa lamamıştı. Acaba o kadını, çocuğunun anası olduğu mi alıyordu? Vakit vakit yüzüne, gözlerine düşe” ıstırabın sebebi bu muydu? Daha bugün bile, evi# neceğinden bahsettikten sonra bahçeye çıktığı zamsf! çök meyus bir hali vardı. Bunun sebebi ne idi? Yok” sa kendi arzusile evlenmiyor muydu? Bu tadakârlığ çocuğu için mi yapıyordu? Genç kız. şayet onun bir çocuğu varsa, bu izd” vacı yapmıys mecbur olduğunu takdir etmekle b rabe: içinden büyük bir isyanın taşmakta oldu; v duyuyordu. Mademki böyle bir bağı ve mecburiye” vardı, o halde neden kendisinden kat kat genç ol “le kızın aklını başından almak için bütün silâhlar kullanmıştı? Bir taraftan bunları düşünürken, diğer tara"t# bütün kahahati kendisine yüklüyordu. Mehmet B€ yin kerdisini annesine benzettiği için enteresun bU duğunu bildiğ halde niçin istiyerek bu ateşe arılm ve hayallere kapılmıştı? Niçin vaziyetin ümitsızlıği! takdir ettiğ' halde ümide düşmüş, bünunla av! muştu? Niçin onun müşfik tavırlarını ve sözi muhayyelesinde değiştirerek Mehmedin sevebileceğini tasavvur etmişti? m A e EFE LASSESEEEM2İZ