Sulh Ümidinden Sonra Taarruza Sıra Geliyor! (Başı, 1 incide) Fİ hiç te arzuya lâyık şeyler değil. dir, Fakat Avusturyanın ortadan kalkması, daha sonra Çekoslovakya. nın işgali, Polonyanm Sovyetlere birlikte taksimi, İtalya için arzu edi- lir neticeler değildir. Almanyanın İ. talyanın yanıbaşında pek büyük bir kütle halini alması, ilk gününden iti. baren İtalya için bir mesele halini al- mıştır. Avusturyanın ilhakını, İtalyanm şimal ve Almanyanın cenup hudut. larının yeniden tayini şeklinde mü- talâa edenler hata etmiş değildirler. Çünkü Avusturyanın yaşamasını se- nelerce müdafaa eden İtalya, Avus. tarya sağ kaldıkça kendi hudutları. Bin Brenerden değil, fakat Bavyera- nın cenubundan geçtiğini tasavvur e. derdi, Çekoslovakyanm - işgali, AL manyaya, İtalyan son nüfuz mınta- kalarından biri olan Macaristan üze. rinde daha nafiz olmak imkânını ver. mişti. Polonyanın taksimi de Sovyet- lerin merkezi Avrupaya yaklaşmala. rı, Macar hudutlarına dayanmaları mânasını ifade ediyordu. Macaristan hudutlarına kadar dayanan bolşevik. ğin, Almanyadan sonra, İtalyanın Macaristandaki nüfuzuna Karşı küv-. vetli bir başka nüfuzun teessüsüne hizmet etmiştir. İtalyanın Tuna siya. #eti, ve Balkan politikası bu vaziyet. ten müteessirdir. Bunun için merkö zi Avrupada büyük, kuvvetli ve her şeye hâkim olabilecek devletler ye- rine daha küçük hacimde, az nüfus. lu, tesire tâbi kalacak devletlerin bu- Junması, İtalyaya göre, tercihe lâyık bir haldir. P apalik makamına gelince, Pa. palık, son senelerde naziliğin açtığı mücadelelerden mânen muzta. riptir. Son seneler içinde katolik kli- sesi 50 milyon katolik heristiyanın dinsiz nazi rejiminin eline esir düş- tüğüne kanidir. Avusturya, Çekoslo. vakya, Polonya, katolik heristiyanlı. ğın kaybettiği kalelerdir. Bunları bu dü lan kurtarmak hususun. da yapılacak teşebbüslere Papanın müzahereti tabiidir. Amerika için Avrupada her mille. tin kendi mukadderatına sahip olma- sı, hürriyet ve İnsanlık şiarı olarak Polonya ve Çekoslovakyanın kurta. rılması tezi böylece dört dünyevi ve bir ilâhi devleti bir nokta etrafında anlaşmıya sevkediyor. Fakat Almar- yanın bu esaslara yanaşmaması sulh ümitlerini kırmaktadır. Almanyanın harbin başlamasına sebep olan meselelere sımsıkı bağlı kalması, ve fedakârlığa yaraşmaması harbin ancak harple nihayetlenebile- ceği hakkında şüphe bırakmamakta. dır. Bazı Avrupa neşriyatı da bu dü- şünceyi takviye edecek mahiyettedir. Avusturyayı, Çekoslovakyayı mart ayında işgal eden Hitlerin yine bu meri ayında taarruzlara geçeceğini tahmin eden askeri mütehassıslar id- dinlarında ısrar ediyorlar. Almanya. num taarruzu ancak bir yıldırım barbi olabilir, Belki de bununla son kuv. vetini deneyecektir. Yıpratma harbi olacaksa taarruza ne lüzum Vardır? Taarruzun nerelerden yapdabileceği de Almanyanın dost münasebetler i- 'dame ettiği Moskova ve Roman menfaatlerine halel vermriyecek bir saha olabilir. Bu saha, Garp Cephesi, Felemenk ve Belçikadır Bulgar Tütünlerine Dair Bir Müzakere Londra, 6(A A) — Muhalif me. buslardan Marder, hükümetin niçin Bulgar tütünü satın o almadığını Cross'dan sormuş ve Bulgaristanın Cross verdiği cevapta, böyle bir neticeye varmağı kabul edemiyece- ğini, Sovyetlerin Bulgar .tütününün ancak yüzde yedisini satın almakta olduklarını ve buna binden mesele. nin Mander'in atfetmek istediği ka. dar mühim olmadığını bildirmiştir. İngilterede Harp “Masrafları Londra, 6 (A.A.) — Yeni bir istik. raz aktedileceğini haber veren Ma. liye Nazırı, harp masraflarının, rü. sumun arttırılması ve tasarruf sa. yesinde kapatılmış olduğunu söyle. Irak, Sâdabat Paktına Sadakat Gösteriyor — İran Hariciye Afroditten Doğan Matbuat (Başı 1 ineide) beşinci sayfalarda çıkan üç aynı yazı, müddeiumumilik tarafından da- va açılmasına sebep olmuştur. Bunlardan birinci sayfada çıkan Yazı, bir gün evvelki Afrodit davası. nin havadisini veren yazı, ikinci say. feda çıkan yazı Salâhaddin Güngö- rün yedinci dava münasebetile yaptı. Kı röportaj, beşinci sayfadaki yazı da yine ayni dava dolayısile Peyemi Sa. fanın Server Bedi imzasile Pazardan Pezara sütununda yazdığı yazıdır. Iddianame Bu yazılara taallük eden 81 sayıh iddianame dünkü celsede okundu. İd. dianamede kısaca deniliyordu ki: Birinci sayfada çıkan havadis yar zısında: Müddetumuminin iddianame sini okurken zırıl zırıl terlediği, Vic- tor Hugo'dan Viktor Hogo, diye bah- settiği, Soviyet kelimesini Süvyet di- ye telâffuz ettiği, müddelumumi Hik. wet Onatın bir kısım sözlerinin mâ. nası bir türlü anlaşılamadığı, Hikmet Onatın, mahkeme salonuna toplanan fazla kalabalığın tahfifi yolunda ver- diği bir emrin umumi bir kahkaha 1. le karşılandığı yazılmıştır. Salâhaddin Güngörün yazısında, “İddinname © kadar uzun sürdü ki, salonda hâkim, müddelumumi ve maz nunlardan başka kimse kalmamıştı, sözleri yazılmıştır. Peyami Safanm Server Bedi imza. sile çıkan yazısında da, fransızcayı bilmiyenlerin, fransızcayı arapça zan nedip uydurup uydurup söyledikleri yazılmıştır. Bütün bu sözler, müddelumumiye ifa ettiği vazifeden dolayı hakaret e- diel ve müddelumumi aleyhine hal. kın husumetini tahrik edici mahiyet. te görülmekte ve bu sebeple maz- nunlarm (o cezalandırılmaları İsten. mektedir. Müdafaa vekilinin talebi İddianamenin okunuşundan sonra, müdafaa vekili İrfan Emin söz aldı: “.— Anlaşılıyor ki, dedi, bu davada da müddelumuminin şahsi talebi seb. kat etmemiştir. Yine şahsi talep me- selesine dönüyorum. Dava, Matbuat kanununun 30 uncu maddesine has- ren rüyet edilmelidir. İddia makamı, talebin reddini iste. di. İrfan Emin devam etti: “— Ceza kanununun 273 üncü mad desi çok geniş bir mâna İle tefsir e. dilmelidir. Yüksek mahkemeniz tale. bimizi redderese, bir şey diyemeyiz. Fakat böyle bir karar, halka, devlet memurlarının sözünü ağza almıya tövbe ettirebilir. Çünkü artık hiç kimse, bir tapu memuru, bir maliye memuru veya sair herhangi bir me- mur, meselâ bir evkaf memuru hak. kında ağzımdan bir şey kaçırıverece. ğim diye, devlet memurunun Tâfmı ağıza slamıyacaktır. Birisi böyle bir şey söylerse bir hafiye, bir muhbiri sadık, bunu yetiştirecek ve haydi, hemen bir dava açıhverecektir. “Bence şahsi dava meşrut değildir, fakat şahsi talep şarttır. Müddeiumumi, bu talebin reddi bususunda ısrar etti ve mahkeme, bundan evvelki davalarda olduğu gi- bi yine talebin reddine karar verdi. Dava edilenlerin sorguları Bundan sonra dava edilenlerin sor. Busuna başlandı. Söz alan Peyami Safa, kısaca şun- ları söyledi: “— Pazardan Pazara sütunumuzda çıkan yazımın müddelumumi ile hiç bir alâkası yoktur. Biz (Arapçadan başka dil bilmiyenler) dedik. Hik- met Onatın arapça bildiğini zannet- MEM, Salâhaddin Güngör de şunları söy. ledi: “.- Benim yazım, günün meselesi olan Afrodit davası dolayısile, adliye. -İnin o günkü havasını röportaj şek » Jinde tesbit etmektedir. Bu yazıda müddelumumiye hakaret kastı yok. tur.Bu yazıda da hakaret varsa, artık hakaret kelimesine bir başka medlül aramak icap eder.,, Hikmet Münif; “ Peyami Safanın ve Salâhaddin Güngörün kendi yazıları hakkında söylediklerine ilâve edecek bir şeyim yoktur, dedi ve devam etti: “Afrodit davasının havedisini ve- ren yazıya gelince, bu yazı o günkü Afrodit davasını nakletmektedir. Ga. zetemiz aleyhine açılan davaların mevzuu olan bütün yazılarda olduğu gibi bunda da tenkit mahiyetinde ba. zı cümleler vardır. Fakat hakaret Davaları dedi ki “—Röportaj başka, tenkit başka, bir hâdisenin tahkiyesi yine başkadır. Bunlar ayrı ayrı yazı tekniklerine dayanır, Muhtelif yazı nevilerini bir araya getirip bunların hepsine bir. den yazı deyip işin içinden çikmak doğru olamaz. Bir yazının teknik ta- rafları tetkik edilmeden karar veri- lemez. Bunun için ehli vukuf tayini lâzımdır.,, Hâkim, İntişar eden yaz'lırm ne ilmi, ne de bedii bir maksatla yazıl. madıkları için (yazıların ehli vukuf marifetile tetkikine lüzum olmadığı. na göre, vâki talebin reddine karar) verdi. Konyalının davası Bundan sonra 84 sayılı iddianame okundu. Bu ddlaname, Konyalı İbrahimin şabsiyeti ve mâzisi hakkında neşre- dilen vesikaları ihtiva eden yazıya taallük ediyor ve Konyalının mad. dei mahsusa ile tahkir ve halkın hu. sumetine maruz birakıldığını iddia ettiği bildirilerek Cumhuriyet neşri- yat müdürü Hikmet Münifin teczi. yesi isteniyordu. Müdafaa vekili İrfan Emin, Kon. yalının istidasının suçlulara tebliğ edilmediğini söyledi. Hâkim bu isti. dayı okudu. Konyalı İbrahim, kendi hakkında neşredilen vesikalar için (sahte) diyor ve Cumhuriyet gazele. vi 10 bin lira tazminat istiyor. vu. Bundan sonra da 83 sayılı iddiana- me okundu. Bu iddianamede Cumhu. riyet gazetesi Ankara muhabirinin Afrodit kitabının mütereimi Nasuhi Baydar ile yaptığı mülâkata taallâk ediyordu ve bu yazıda müddelumu- mi Hikmet Onatın : umum! mânada geri fikirli, cahil ve mutaassıp ola- rak gösterildiği ve gördüğü vazife. den dolayı hakarete maruz kaldığı iddia ediliyordu. Ankara muhabiri, Ankarada bu. lunduğu için istinabe suretile mah. kemeye devama Karar verildi. Neticede hâkim Helil, Cumhuriyet gazetesi sleyhine acılmış olan birden fazla dâüvanm tevhidi le mahkemeye 13 mart Çarsamba günü saat 16.30 da devam edilmesine karar verdi. TAN Balkan Mektupları (Başı 5 inelde) ken politikaya saptım. Mazur gö- rünüz, çünkü sözde mütehassıslar. dan canımız o kadar yandı ki, ve- sile olsun olmasın, biteviye bu mevzua dönüp dayaniyorum. Jen - Reviski dostumuz; İlk defa ayak bastığım Bu. dapeştede İlk tanıdığım zat mat- buat müdürü Bay M. Antoine UL lein - Reviezky dostumuz oldu. Boğaziçi Kandillisinden evlen- diğine göre aşağı Yukarı güveyimiz de sayılır. Macar sempatisini ve Macar davasını yürütenlerden biri de bu yakın dostumuzdur. Altı yıl, paya pay, Ankarada ve İstanbulda Macar sefareti memurluğunu ya. par da yakın dost olmaz mı? Ulen - Reviski, Umumi Harpte tahsilini yarıda bırakarak oir sah- ra bataryasında ihtiyat zabieliği et. miş ve harp yararlığı madalyasını almıya muvaffak olmuş bir Ma. car vatanperveridir. Harpten son- ra kılıcı duvara, kitapları koltuğa, demiş yüksek tahsiline devam ede. rek hukuk doktoru olmuştur. Bir müddet sonra çıktığı Debrecen ü. niversitesine privat doçent ne de- mekse ona geçmiştir. İhtısası bey. nelmilel hukuktur ve ihtisası üze. rine Macaristanda ve Fransada bir çok eserler telif etmiştir. Viyansda, Pariste, Cenevreda, Türkiyede, Yugoslavyada diploma» tık memüriyetler veren dostumuz iki yıldanberi Macar Hariciye Ne. 7.3. 940 Hikâye POSTRESTAN — Bana yazacaksın, değil mi? — Tabit, sevgilim. Alina, yanına sımsıkı sokularak: — Ne de tuzun olacak? — Ama bilirsin ki, Alina, ka- bahât benim değildir. Yaz tatille. ri bizi birbirimizden uzaklaştırı. yor. Sen kocanla Normandiyaya gidiyorsun; ben bazı arkadaşla” rımla Bask sahillerine gidiyorum. Ama sonbaharda tekrar buluşaca- gız. Meyus olma! Genç kadın, bir çocuk sesi ile tekrarladı: — Bana yazacak mısın? Öbürü, bu sefer, bu ısrardan bi. raz sinirlenmiş gibi, omuzunu kal, dırarak: — Evet, evet.. Tabif, dedi, Post- restan yazacağım. İhmal edip sor- mamazlık etme! Halbuki onun ihmal etmesine imkân yoktu. Onun bu aşk romanı gök taze, çok tatlıydı. Bedbaht bir zevce değildi; ama çocukken tanıdığı ve öyle evlen. diği Ruccero, onun için kâfi dere. cede mevcut bir varlık değildi. Öyle a2 konuşurdu ki... Ötekin- den ne kadar farklıydı!. Tatlı tat lı bir teviye konuşuyor, sözlerile kadınların kuğu kuşu boyunları. nı kendine doğru eğiyordu. zaretinin matbvât kısmını iiyakat. le idare etmektedir. Maksadını ko- layca anlatacak kadar türkçe bili, yor ve bildiğini iyi konuşuyor. Aklıma yine Balkan enstitüsü geldi. Bay Gafenkonun bana dedi. ği gibi, böyle bir enstitü kurulur. #a çok faydalı olacak. Fakat biz, şimdiden daha pratik bazı şeyler yapabiliriz. Meselâ Balkan dilleri. ni öğrenmek için talebe veya kabi. Niyetli gençler mübadelesi gibi: Bi- ribirimizin dillerini bilenlerimiz ne kadar çoğalırsa o kadar daha çabuk anlaşacağız. Atinaya hafta sonu gideceğim £ çin oradaki dostlardan varınca bah sederim. Tercüme İşleri Etrafında Yeni Hareketler Ankara, 6 (A.A) — Tercüme işleri zere bir mecmua çıkarmıya karar vermiştir, Tercüme mecmuasında dünya ede. biyatının ana kitaplarından dilimize nakledilmiş parçalar -icabında metin leri beraber olmak üzere - tercüme hakkında umumi ve tarihi bilgiler, yapılmış tercümelerin tenkidi ter. cüme (o tenkitleri (hakkında baş ka dillerde çıkmış etüdlerin türkçe. leri bulunacaktır. Lise ve yüksek tahsil gençlerini müteaddit Avrupa dillerinde tercü. meye çalıştırmak ve esasen tercüme- si güç olan metinler üstünde bu işle meşgul mütehassısların alâka ve him metini çekmek üzere müsabakalar ya pılacaktır. Mecmuanın her nüshasında tercü- meye ait esaslı bibliyografik malü. mat bulunacaktır. Mecmuanm gaye. si, bu mevzulardaki ciddi ve objektif yazılarla bizde ümenist kültür hare- ketinin doğup beslenmesine ve Türk irfanının bu kaynaklardan gıdalanıp kuvvetlenmesine hizmet etmektir. "Tercüme bürosu önümüzdeki iki ay zarfında bu esaslar dahilinde çalışa» rak ve memleketimizin kültür saha- sındaki hizmet ve kıymet sahiplerin. den İstifade ederek mecmuanın ilk nüshasının neşrini temin edecektir. de Birkaç Defa Zelzele Oldu 8 (AA) — Dün gece saat 20.10 da iki saniye süren, 22 de de dört saniye devam eden şiddetli iki zelzele olmuştur. Bu sabah ta 2.55 de ve 4.30 da iki şiddetli zelzele daha oluştur. Hasar yoktur, 14 sa. attenberi devam eden kar ve fırtı. nadan Kop ve Zigana dağları kapan. Atina, 6 (A.A) — Dün Yunanista. nın cenubunda Patras'da fki zelzele olmuştur. Biri 17 ve diğeri 3 saniye sürmüştür. İnsanca zayiat yoktur. HIRVAT LİDERİ Zagrep Hâdiselerini Tel'in Ediyor Belgrat, &(A.A.) — Bir kaç ün evvel Zagrep'de altı telefon kabine. koridorunda hasebetle Başvekil ” dün bir beyanname neşrederek bu gibi tethiş harektlerinin aleyhinde bulunduğunu ilân ve müerimlerin lâyikile tecziye edilmelerini talep et. miştir. Matchek, bilhassa bu gibi ha. rekâtın ihtimal ecnebilerden para al makta bulunan bazı eşhas tarafından yapılmakta olduğunu beyan ve bu eşhasın Sırp ve Hırvatların düşman- ları olduğunu ve memlekette siyasi hayatın normalleşmesine mâni olma. ğa çalışmakta olduklarını ilâve ct. mektedir. e Belçika Meclisinde Şiddetli Bir Hâdise Çıktı Brüksel, 6 (A.A.) — Milli müesse- selerin müdafaası projesinin meclis. te müzakeresi esnasında Rexiste'ler. den Degrelle'in harptenberi takip 6- dilmekte olan sosyalist siyasetine hü. cum etmesi üzerine şiddetli bir hâdi- se çıkmış ve celse tatil edilmiştir. Bulgar Matbuat Müdürlüğü Sofya, 6 (A.A) — Bulgar ajansı bildiriyor. Bulgar gazetecileri federasyonu reisi Jordan Maşkarof matbuat mü- dürlüğüne tayin edilmiştir. Tk ee kN ORSA 0.3.0940 Londra 52 Nevyork 130.19 Paris 210 Milâno 6.8275 Cenevre 20278 Amsterdam 691611 Brüksel 22.04 Atina oo Sotya 1,6075 Madrid 1335 Budapeşte 2355 Bükreş 08175 Belgrad 3.0023 Yokohama 314875 Stokholm 31.005 ESHAM VF TAHVİLAT Türk borcu I peşin 1875 Krgani 190 Anadolu Demiryola 1 ve 1 peşin 10.— - i Ona, bir arkadaş kadının evin. de rastlamış, hemen de daha o gün onun esiri olüvermişti. Hiçbir şey düşünmemişti: Ne kötü tesadüfle- ri, ne bir rakiple karşılaşmayı, ne de kocasının haber alması ihtima- lil... v İşte şimdi binlerle kilometre 0. nu kendisinden ayıracaktı. Bu hal de nasıl yaşamalı? Bereker versin mektuplaşabilirlerdi. O, bir çok dela okunacak ve öpülecek olan mektuplar, kendisini avutacaklar- dı. Bu mektuplaşma tesellisi, onu seyahat hazırlıkları sirasında, se yahat sırasında ve ilk ayrılık gün. lerinde ayakta tutabilmişti. Postahanenin bulunduğu köy- den az uzakta bir kır evinde koca- sile oluruyordu. ir sabah, bir basbayağı vesi- le ile köye gitti ve bütün ü- mitlerİnin toplandığı gişeye yak. laştı. Köcuman ve karanlık yüzlü posterestan memuru kadın, bir mektup demetini karıştırdı; sonra: sz Bir şey yek! dedi. 4 duydu; sonra, “seyahat uzun, yorgun düşmü: Hem daha ân- cak 5 gün oldu, diye düşünerek, sevgilisinin özürünü ksndi buldu. Tekrar gelip, sormak için bir ta- rih tesbit etti; ama o güne kadar dayanamadı. Bu defa, gişeye yak- laştığı zaman, içinde bir hafif sar- sılma vardı. Memur, mektup de- metini aldi; karıştırdı; sonra göze koyarken, yine: — Bir şey yok! dedi. Alina, az daha ağlıyacaktı. Tatlı bir eda ile rica etti; — Emin misiniz bayan?.. Hani belki... Memurun yüzü buzlaşmıştı. A. Hna çekilip gitti. Bu sefer önce kilerden birkaç gün fazla bekledi, Artık mutlak bir şeyler bulacaktı. Onun hiçbir şey yazmaması, uu muş olması mümkün değildi. arıl, pırıl bir güneş, ortalığı şenlendiriyordu. Memur ka- dının sert, karanlık yüzü, bugüz daha yumuşamış gibiydi. Genç ka. dını görür görmez, artık tanınmıy bir müşteri olduğu için, o daha bir şey söylemeden, mektup des. tesini karıtşırdı ve hemen; — Bir şey yok! dedi. Alina, oradaki banka oturma ğa mecbur oldu. Demek bitmişti. Madem ki, yazmıyordu, demek w- Dutmuştu. Mekanik adımlarla evine dön. dü; odasına kapandı. Ağlamıyor. du: içi paralanmıştı. Bir kaç feci günden sonra, “ya basta ise7.. Ya başına bir felâket gelmişse?... Belki, şimdi iyileşmiş ve yazmıştır, dü başını sardı. Kalktı; ümitsiz olmakla be- raber, postahaneye yine gitti. Hiçbir ümidi olmıyan memur kadın, paketi karıştırdı ve bir mektupta bir an durakladı; sonra bunu ayırıp verdi, Mina, zarfın üzerinde kendi adını gördüğü zaman da, hâlâ bu saadete inanamıyordu. “Tanrım, mümkün mü? Nihayet mektup, o kadar beklenen mek. tup....., diye düşünüyordu. Hemen dışarı fırladı; güneş al. tında pırıldayan patikaya doğru gitti. Mektubu açacağı sırada, bir titreme ile durakladı. Bu, onun yazısı değildi. Daha fecii, bu yazı- yı da tanıyordu. Bir ölü gibi sok gun, mektubu okudu: #5“Benim Alinam, bu, bu sana yazdığım Yetm, “senrlen beğie dilerim. Biliyorum, sen başkasinı bekliyordun; artık eline değmeye. cek olan başka bir mektubu, O. nun, seni artık hatırlamadığını, senin İse, pek bedbaht olduğunu biliyordum. Sana söylemeyi gi: si? uşamam Alina, ama $i verim; her şeye rağmen seviyo- rum. Artık o benimkinden dabs iyi bir sevgi beklediğin postaha neye gitmiyeceksin. Bu mektubu yırtma! Ben, onu yazarken, senin n fazla ıstırap çek- tim. Evine dön, ve sana hiçbir şey söylemiyecek olan adama hiç, bir şey söyleme! — Ruccero,. md Fin Mukavemeti (Başı 1 incide) “Diğer bölgelerde şayanı kayıt hiç bir hâdise yoktur. “Sovyet hava kuvvetleri düşma. nın askeri hedeflerini bombardıman etmiştir. Hava çarpışmalarında 21 düşman tayyaresi düşürülmüştür.” Finlanda, müttefiklerden askeri kılalar istiyecek İskandinavyada bulunan İngiliz gazetecileri Finlandanın her revi harp malzemesine şiddetle ihtiyacı olduğunu yeniden tebarüz ettirmek. tedirler. Daily Herald gazetesinin Oslo mu. habiri, İskandinavyada gittikçe sa- rahat kesbeden bir intıbaa göre, Fin- landa hükümetinin yakında İngiltere ve Pransadan askeri kıtalar gönderil. mesini İstiyeceğini ehemmiyetle kay- deylemektedir. Ayni muhabirin yaz- dığına göre, İngilterenin daha şim- diden Norveç ve İsveç toprakların. dan asker geçirmek için bu iki mem. lekete müracaat ettiğine dair Stok- holmda bir rivayet dolaşmaktadır. 'Times gazetesinin Helsinki muha- biri diğer cihetten Fin mahfillerinde memleketn tayyareye, topa, cephane. ye ve insana ihtiyaçı olduğunu mü- temadiyen tekrar edilmekte olduğu- nu yazmaktadır. : Fakat düşmanın bombardıman tay- yarelerine karşı koymak ve Ruslarm dahilindeki Pajala mevkiinin Sovyet tayyareleri (tarafından bombardı man eğildiğini teslim etmektedir. Moskovadaki İsveç sefareti tarafın- dan buraya gönderilen bir telgrafta Sovyet hükümetinin bu hidise hak. kında teessürlerini bildirdiği kayde. dilmektedir. Üç hastahane bombalanmış Stokholmden verilen malümata gö re, dün Sovyet tayyareleri tarafın. dan Finlândanın üç büyük bastanesi şiddetle bombardıman edilmiştir. 15 hasta ölmüş ve bir çok hastada ağır surette yaralanmıştır. Finlandanın merkezinde bir hasta. ne bombardıman neticesinde hemen hemen harap olmuştur. Bir çok kim. seler ölmüş ve yaralanmıştır. görmeye Amerika Yeni Kruvazörler Yaptırıyor Vaşington, 6 (A.A) — Amerika Bahriye nezareti her biri 25 milyon dolar kıymetinde 11 bin tonluk iki kruvazör sipariş etmistir. Bugün inşa halinde bulunan Ame. rikan harp ve muavin gemilerinin sayısı 113 tür, TİYATROLAR Şehir Tiyatrosu