28 Ocak 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

o0 « a— vzv GA | BUGUN Britanya İmparatorluğunda Yazan: Ömer Rıza DOĞRUL torluğunda vuku bulan iki hâdise göze çarptı. Hâdiselerin bi- rincisi, Cenubi Afrikada Almanya ile harbe devam etmek İlehinde olan grup ile harbe devam etmemek ve sulh lehinde olan grup arasındaki mücadeledir. İngiltere ile birlikte Almanyaya karşı harbe devam le. hinde olanlar, bugün Cenubi Afrika. da iktidar mevkiinde bulunan Gene- ralş Smuts'un taraftarlarıdır. Harbe son vermek istiyenler ise, General Smuts'tan önte iktidar —mevk'inde bulunan General Hertzog'un taraf. tarlarıdır. Cenubi Afrika Birliği Par. lâmentosu, son beş gün zarfında bu iki tarafın şiddetli münakaşalarına sahne oldu. İki tarafın kanaatleri çarpıştı ve çarpışma neticesinde, İn. giltere ile birlikte harbe sonuna ka. dar devam lehinde olan Smuts gru- pu ekseriyet kazandı. Münakaşalar hakikaten enteresan. dı. Çünkü Britanya İmparatorluğu- nun teşekkülü ve bu teşekkülün ma- hiyeti hakkında sağlam bir fikir ver. mektedir. Cenubit Afrika Birliği, Britanya- nın dominyonları arasındadır. Ken- di rıza ve ihtiyariyle imparatorluk manzumesi dahilinde yaşamaktadır ve İngiltereye her hareketinde uy- mak mecburiyetinde değ'ldir. İngil. tere, filân devlete harp ilân etti, di. ye o da İngılterenın ırknsındnu sü- Tükl Cait İsterse, ve İngilterenin hareketini kendi menfaatlerine uygun bulursa, © da bu harbe iştirak eder, yahut bi. taraflığını ilân eder. Nasıl ki İzlanda serbest devleti bu şek. ide hareket et. miş ve bitaraf kaldığını bildirmiştir. İngilterenin Almanyaya harp ilân ettiği sırada Cenubi Afrikada, Gene. ral Hertzog iktidar meyvkiinde İdi. General Hertzog, Almanyaya harp ilân etmemek lehinde idi. İng'ltere. den ayrılmamayı ve onunla birlikte harp ilân etmeyi Cenubi Afrikanın menfaatlerine uygün bulan grup da- ha kuvvetli olduğu için, General Hertone tetifa etmic va varini Cane. ral Smuts'a bırakmıştı. — General Smuts, Parlâmento ekseriyetine da- yanarak Almanyaya harp ilân etti. Fakat General Smuts'un o zaman kazandığı ekseriyet 13 reyden iba- retti. Son hafta iç'nde General Hertzog tekrar faaliyete geçerek, Almanyaya ikarşı ilân olunan harbe nihayet ve. rilmesini İstey'nce, Cenubi Afrika mümessilleri bir kere daha çarpıştı- lar. General Hertzog, Cenubi Afri. kanın Almanyaya harp ilân etmesi. ni, Almnnyayı abloka altına almıya iştirak et i lü Ve zararlı telâkki ediyor, Cenuhı AL rika menfaatlerinin harpten çıkmayı gerekleştirdiğini anlatıyordu. Buna uyor. S on günlerde Britanya İmpara- ' CHURCHILL İngiltere, Kati Zaferden Emindir, Diyor Lordra, 27 (Hususi) — Mister Çurçil bugün bir nutuk daha söyli- yecek kati zafer nakkında sarsılmaz kanaatini anlatmıştır. Mister Çurçil, bu nokta üzerinde z2rr> kadar şüp- he teslemiye imkâa bulunmadığını zab ettikten sonra İngiliz milletinin kıçbir harbe bu derece fikir birliği içinde girmediğini izah etmiş. daha sonra deniz harbine geçerek “donan- ma vazifesini yapmıştir ve yapmak. tadır,, demiş ve beyanatına şu şekil- de Gevam etmiştir “Harbin ilk aylarında düşmanın mevcut tahtelbahirlerinin yarısı im- ka edilmiştir. Onun inşa kuvvetinin is> tahmin edildiğinden çok geri ol duğu anlaşılmış, mayin meselesinin hasledilmez meseleler atasında — ol. madığı tavazzuh etmiştir. Mister Çurçil, vesika usuilinü tat- bik etmek iİcap ettiğini söylemiş ve ancak bu sayede donanmanın vazi- fesinin kolaylaşacağının, donanma. nın denizleri tararken sivillerin de toprağı tarayarak istihsalâtı arttır. rıaları icap ettiğini söylemiştir. Çurçil, büyük- hâva harplerinin vuku bulmaması sayesinde İngilte- renin tayyare istihsalinı azami dere- ceye vardırdığını anlatmış ve daha sonra şunları söylemiştir: “Nazist hava filosunun Polonyada yaptıkları, bunların eline düştüğüu. müz takdirde Alman pençesinin bi. ze neler reva göreceğini göstermiye kâfidir.,, Çurçil, Fin - Sovyet harbinden de Sovyetler, Bu Son Taarruzlalstedikleri Hedefe Varamadılar Mukadderatına Londra, 27 (Hususi) — Finlanda- da Ladoga gölünün şimalinde altı gündür devam eden muharebeden sonra Sovyet taarruzunun katiyetle püskürtülmüş olduğuna inanılmakta, ve Sovyetlerin burada binlerce za- yiat verdikleri bildirnmektedir. Sov. yetlerin buradaki nedefi, Manner. heim hattını arkadan vurmak ve bu suretle bu hat ile uğraşmaktan kur- tu'maktı, fakat bu hedef tahakkuk eltmemiş olup Manaerheim hattı bü- tün ziymetini muhalaza etmektedir Finlere göre vaziyet Helsinkiden gelsn bir telgrafa gö. re, Fin kıtaları Ladoga bölgesindeki rauharebeler esnasında 109 kadar Sevvet tankı ele gerirmişlerdir. Bundan başka Fislerin eline bir çok otomatik silâh da düşmüştür. Şimdiye kadar imha olunan Sovyet taaklarının 500 i bu'duğu da bildi. rilmr ektedir. Bugün bir Savyet tahtelhahirinin Fin mayin sahasında batlığı haber veriliyor. İsveçlilere göre Stokholm gazetelerinden Tidningen ta- fından bu şu ma- lâmat verilmektedir: taâhmin olunmaktadır. Sovyetler cesaretle çarpışmaktadırlar, fakat kâfi —miktarda cephaneleri yoktur. Ladoga taarruzunun Sovyet Kareli cephe- bahsetmiş, alınan neticel emni- yet ve itimadını takviye ettiğini söy. ledikten sonra “komünizm istibdadı. nazizm istibdadının daha kötü bir şeklidir,, demiş ve sözlerini şu şekil. Ada bitirmiçtir" “Hak kazanarak ve ınzunlar daha fa:'a Lürriyet, daha geniş adalet içinde yaşıyacaktır.,, Amele liderlerinden Atlee ile Her- bert Morrison da bugün birer nutuk söylemişlerdir. Atlee: “Hitler, sulh istiyorsa, sulh hazırdır. Yalnız, mil- letleri tehdit siyasetinin bırakıldığı. nı" ameli bir surette ispat etmesi lâ. zımdır,, demiştir. Mister Morrison da, harpten nef. ret ettiğini, fakat harpten başka çÇa. re kalmadığını, ve büyük, küçük bü. tün milletlerin emniyet ve nizamı korumak için birleşmeleri lâzım gel. diğini söylemiştir. *“Sovyetlerin beş bin kişi kaybettikleri | İskandinav Devletlerinin Akıbefî. Finlandanın Tâbi Görülüyor sinde uğradıkları müşkülâAttır. Kitela —mintakasında Sovyetler evvelâ bazı istinat kadar lerdir. Bu işgali Finlandalıl için tıhmıeli olabilirdi. Finler bu vaziyet bil taarruza dir, Bu mıntakada pek Ârızalı olan araziyi tanımaları, Finlerin bu taarruzda muvaf- fak olmaları imkânını vermiştir. Fakat bu mımtakadaki Sovyet yüksek da heyeti hezimetin tekerrürüne mâni olmıya kati- yetle karar vermiş olup, bu tecrübeden istifade etmek istemektedir. Sovyet hü- cum dülgaları öldürücü bir ateşin karşı, sında şiddetle birbirini takip etmiştir.,, * İsveç Hariciye Nazırı Guünther Deyli Telgraf gazetesine beyanatta bulunarak demiştir ki: “— Finlandanın davası bizim da- vamızdır. Bu hakikati saklamıya ve. ya izaha teşebbüs etmek beyhudedir. Çünkü İsveç'in istikbali geniş mik- Yvasta Finlandatım taliine bağlı oldu. ğu.herkesçe malümdur..,, Şimal memleketleri arasında şsim- di mevcut olan işbirliğine telmih e. den nazır, İsveç'in son seneler zar. fında daima bu işbirliğinin takviye. sine çalıştığını söylemiş ve şunları ilâve etmiştir: “— İskandinavya — memleketleri dünyada bitaraf ve müstekil olan mevkilerini muhafaza etmek için müttefikan çalışmaktadırlar, Tarih, bu memleketlere siyasi, iktisadi ve- sair sahalarda bir mütekabil yardım siyaseti takip etmenin kendileri için bir zaruret olduğunu göstermiştir.,, Norveç Veliahdinin sözleri Oslo, 27 (A.A.) — Veliaht Prenses Martha radyoda bir nutuk söyliye. rek Norveç kadınlarını son günletde vücude getirilen iki teşekküle kay- l göre, bu | ipe JAPONYA Berlin - Moskova Mihverine Girmek İstemiyor Londra, 27 (A.A.) — Budapeştede. ki Japon büyük elçileri konferansı. nın başlıca müzakere mevzuu, Times gazetesinin hususi bir kaynaktan öğ- rendiğine göre, Balkan devletlerine karşı Alman ve Sovyet tehditlerinin Japon dış siyaseti üzerinde husule getirdiği tesir olacaktır. Almanyanın, Sovyetler Birliği ile Tokyo arasında bir yaklasşma temini için muazzam gayretler sarfettiği ve bunun kendi endüstrisi istihsalâtı ile Siberya yolundan nakledilecek Japon ham maddelerinin ve bilhassa ğin ve soya fasulyasının mübade. lesini temine matuf bulunduğu bil. dirilmektedir. Japonlar; böyle hir tesebbüse gir. miye çok mütemayil görünmemekte, Avrupanın dikkati Doğu — Cenup Avrımasma - müteveccih bulunduğu müddetçe, Batı devletlerile olan 'mü. nasebetlerinin tâlikini ve Şarkta nü- fuzlarını yaymayı tercih eylemekte. dirler. Diplomatlar, hâdis olan bir nevi Roma — Beriin — Moskova — Tok- yo Mmihveri yüzünden Japonyayı içinde bulunduğu sıkıntılı vaziyetten kurtarmak için toplanmışlardır. Cenubi Afrika, İngiltereden Ayrılmıyor Capetovn, 27 (A.A.) — “Almanya ile rarp halinin nihayet bulması za- manının geldiğini,, bildiren Hertzog takriri cenubi Afrika birliği parlâ. mentosu tarafından 59 reye karşı 8l reyle reddedilmiştir. dedilmeğe davet etmiştir. Bu teşek- küllerin gayesi erkekler silâh altına alındığı takdirde kendi arzusile on. ların yerine çalışmak istiyen kadın. ları kaydetmektir. Prenses, Norveç milletinin sulhü sevdiğini ve bugün bile milletler arasında doğan ihtilâf. ların sulh yolu ile halledilebileceği- kanaatini muhafaza ettiğini söyle. miştir. ya girmiştir. HADİSELERİN © Mareşal Göring ile, Almanya Hariciye Nezareti arasındaki ezeli ihtilâf, bu dela yeni bir safha- Alman erkânıharbiyesile hemfikir olan Mare- Almanya, Sovyet ordusunun petrol davasının ehemmi. yetini idrak ederek, bu yolda Fınlıııdıdın daha iyi, da- ha muvaffakıyetli yürüyebil ktad O Sovyet erkânılıarbiyniııin gazetesi olan “Kızıl mukabil General Smuts İle taraftar. ları, bu harbe girmedikleri, yahut bu harpten çıktıkları ve İngiltereye yardım etmedikleri takdirde Alman tecavüzünün Cenubi Afrikaya da si- rayet edeceğini ve o zaman Cenuhi Afrikanın bu tecavüze karşı gelemi. |yeceğini anlattılar. Beş gün devam eden münakaşalar neticesinde Gene. 'ral Smuts yine kazandı ve bu defa lekseriyetini 13 reyden 21 reye yük. iseltti. Yani Cenubi Afrika, İngiltere ile |birlikte harbe devam edecektir. | © | Diğer hâdise, Kanadada vuku bul. muştur. Kanadanın hukuki vaziyeti de, Cenubi Afrikanım vaziyetinden farksızdır. Kanada da İngiltere ile birlikte Almanyaya harp ilân etmiş- tir. Fakat orada da dün umumi se. çim yapılmasına karar verilmiştir. Bu kararın mesnedi, harbe devam e- dip etmemek meselesi değildir. Har. bi azami şiddetle idame edip netice. lendirmek için milletten salâhiyet istemektir. Bu hâdiseler, Britanya İmparator- Tuğunun vaziyeti hakkında bir fikir vermekte ve onun kolay kolay yıkı. hr bir müessese olmadığını göster. mektedir. Belçika - Almanya Hududu Açıldı Opon, 27 (A. A.) — Bu sabahtan. 'beri Belçika - Almanya hududu Ha. vset karakolunda tekrar — açılmıştır. Cenuptan hududa giren tramvaylar tekrar işlemeğe başlıyacaktır. Piya- de seyriseferi başlamıştır. Otomobil- lere gelince bunlar Liege - la Cala- mina yolundan geçeceklerdir. şal Göring, Sovyet Rusya ile ittifaktan bekle- nen faydanın, ancak bu devletin iktısadi saha- da Almanyanın kontrolü altına girmesile temin olunabileceği kanaatindedir. İki devlet arasında, ne zamandanberi sürüp git- mekte olan ikltısadi müzakereleri Almanya na- mına idare eden Moskovadaki Alman Elçisi Karl Ritter ise, Haciriye Nazırı Von Ribben- trop'un adamı olduğundan, bu gayeyi temin ede- bilecek bir şahsiyet sayılmıyordu. Bir hayli mücadeleden sonra, Mareşal Göring, nihayet elçiyi bu müzakerelerin başından uzak- laştırmaya, ve bu işe kendi yakın adamlarından Wohltat'ı memur etmiye muvaffak olmuştur. Bu tebeddül, ayni zamanda, Nazi rüesasının ar- tık arzularını Sovyet Rusyaya kabul ettirmek mecburiyetini duuduklarını göstermektedir. Nazi başları, Fl 'A_: ğ Sovyet Rus. yayı, Büyük Aleksandrın yolunda yürütmek arzusun. dan vazgecmiş değillerdir. Popolo di Roma gazetesine Berlinden çekilen bir tele grafta: (Witler muhitinin hâlâ Şarka bakmakta oldu. ğu,, bildirilmektedir. Ayni telgrafa göre, harp harekâtımn, Karadeniz, Kaf. kasya, Irak, İran, hattâ Arap yarımadasına yayılması zamanı yaklaşmıştır. Irak ve İran petrollerini ele geçirebilmek için Nazi rü. esası tarafından, Kafkasyanın ve Hazar denizinin Ce :n:ll:unı doğru bir Sovyet akını projesi hazırlanmak. üdır, Sovyıtnum—l' ya h ilk günlerindi mevzuubahs olduğu söylenen bıı hareket tahakkuk et. medikçe, İngiltere ve Fransayı ellerinde hıılu.ııdurdıık. ları en mühim petrol biinden mahrum edebil imkânı olmıyacaktır. Almanların kanaatine göre, Sovyetleri, Finlandada uğu radıkları muvaffakıyetsizliklerin acısını çıkarmak üze. re Şarka doğru yürütmenin zamanı gelmiştir. Yıldız”, İngiltere ile Fransanın Mısır, Suriye ve Filistinde yaptıkları tahşidattan bahsederek, (FELCK Müsamaha Lâzım ! Yazan: B. FELEK ert görüşüyoruz. En basit mü- nakaşaları hamiyet, milliyet, irtica, inkılâp esaslarına irca ediyo« ruz. Mevzu ne kadar edibâne edaya müsait hattâ muhtaç olursa olsun yekdiğerimizi fena teşhir ve telvis için eski ve yeni sanayii lâlziyenin hiç birini ihmal etmiyoruz. Bu yol ile aradığımız hedefe vara. mayız. Ne eski yeninin, ne yeni cs« kinin meziyetini bulur, noksanını düzeltebilir! Bilhassa, unuttuğumuz bir nokta var. ü Hep biribirimize vuruyoruz. Başkasını — dövüyoruz — zannında isek büyük gaflet! Sadece dövün- mekteyiz. Halbuki daha mülâyim gorüşebi. liriz. Sinirl den ve k ga- lerinin alkışına yahut kelimelerin çapkınlığına feda etmeden pek âlâ münakaşa edebiliriz değil mi? Bunu da mutlaka müsamahakâr olmakla ynpnbınrıı. Hıısmımıza, rakibimize, küçüğümüze hattâ büyüğümüze kar- Şi Çunku ne küçük olmak, üstün bir meziyete sah'p olmıya mânidir, ne büyük olmak tashihi lâzım bir ku. sur taşımıya. Ben bu satırları, şuna buna bir ö- ğüt vermek için yazmıyorum. Bizzat şahsımda hissettiğim bir ürkekEğin seheplerini araştırırken ya fikrimi öldürmek ya beni sindirmek içim karşımdakilerin bana cahil, aptal,/ yerine göre, kâh muhalif kâh libe-, ral, kâh ihtilâlci, kâh mürteci hattâ. kozmopolit gibi biri diğerinin zıddı sıfatlar İsnat ett'klerini ve bu yüz-. den ürkerek haysiyetimi ve âsabrme korumak için belki de faydalı olacak: münakaşalara artık girmekten çe-. kindiğimi müşahede ett'm. Gençliği ateşli ve müsait şartlar! altında inkişaf edebilmiş bir adam. olduğum halde ben —hattâ kendimi. en salâhiyetli sandığım mevzular ü- rinde bile— rastgele bir münak: şaya girmeyi tehlikeli ve benim için. üzüntüyü mucip bir ihbtimal olarak görüyor ve böyle hir rizikoya girmi. yorum, Bu tarzı değiştirmel'yiz. En kuv-. vetli fikirlerimizi bile iddianın kes. kin ve hırçm - bağırtılariyle değil de yüksek bilginin emin, fakat müsa- mahakâr edalariyle ifade etmiye ve bilhassa karşımızdakine hıtap eder- ken en az kendi seviyem'zde oldu-. ğunu kabul etmek nezaketinde bu- lunmıya alısmalıyız. Yoksa, o kadar zevkli, o kadar faydalı ve şüphesiz medeniyetin en yüksek kıymetlerin.. den olan fikir taatısi ve münakaşa n'metlerinden küfür, iftira, itham korkusiyle istifade edemez hale ge- liriz. Daha beteri var. Meydanı, bu korku kendilerine vız gelen bir ta- kım tasasız ve pervasızlara bvrnkır, Jecek nesillere münak si diye bu d'dişmeleri meşskettiririz. Bu tehlikeli seydir. Mütefekkir ve münevver geçinen herkes icin bu tehlikeyi bertaraf etmek ve şimd'ki ||ıyı'|ıı'rmvı hılâfına da olsa müna. bunların hedefi hkakkında mütalâalar yürüt- mekte ve “Bu tahşidat, maksadın, Yakın Şark- taki İngiliz, Fransız arazisini müdafaa olmadı- gını gösteriyor. Sonra bu tahşidat, Akdenizde ve Balkanlardaki İngiliz - Fransız blokuna bil- kuvve hasım sayılanları tazyik etmeyi istihdaf etmekle de kalmıyor. General Weygand ile Ge- müsamahakârlığı ilk kavsa olarak göz önünde tutmak Türk fikrivatr icin kazası çok zarar- h hir farzdır, hir vaz'fedir. Almanya İle Bitaraflar Arasındaki Münasebat Paris, 27 (A.A.) — Alman hudu- neral Wavell'in kumandası altındaki bu k E- ler, hakikatte, Almanyanın cenup cenahını teh- dit ediyor. “Gerçi Balkan cephesi henüz mevcut değildir. Fakat bu cepheyi teşkil etmenin İngiliz, Fransız plânlarına dahil olduğu apaşikâr bir şekilde göze çarpıyor. İngiliz - Fransız blokunun Yakın Şarktaki askeri hazırlıkları ve bu askeri hazır- lıklarile muvazi giden diplomatik hazırlıkları, bizim, mahiyet itibarile mahdut askeri tedbir- lerle değil, fakat çok geniş stratejik plânlarla karşılaştığımızı gösteriyor. x- Karnecinin beynelmilel sulh müessesesi, Avrupadan aldığı raporları neşretmiştir. Bu raporlarda, İngi'tere- nin istihsal ettiği bütün silâhlara muhtaç olduğu anla- şıldıktan sonra, yalnız Amerikanın Finlandaya yardım edebileceği izah ediliyor ve daha sonra şu sözler söy- Teniyor: “Gizlenmemesi Tâzım gelen bir uoktı, Finland. Yl. dundan bildiriliyor: Bitaraf memleketlerin harp kar- şısındaki hattı hareketleri nazi mat- buatını işgalde beıdevamdır .Berliner Bü Zeitung g. muha. biri, bitarafhnn, İngilterenin bu harbi küçük milletlerin hürriyeti i- çin yaptığı hakkındaki İngiliz iddi. asına itiraz etmediklerini meraretle kaydetmekte ve müteakıben bitaraf memleketleri Cenevre teşekkülünde kaldıkları için muaheze ederek, Mil. letler Cemiyetine hücum eylemekte. dir. âr. Londra, 27 (A.A.) — Almanyanın Deutschland cep kruvazörüne Lüt. zow adının verileceği ve Deutsch- land isminin de daha büyük bir ge- miye tahsis edileceği hakkındaki Al. man tebliği gazetelerde büyük bir a- lâka uyandırmıştır. Hinland * 8200 tonluk Mamura kıli dan sonra İsveçe geleceği, onun Al. man kontrolüne düşeceğidir. Avrupada hissolunduğu- na göre, Amctika uzaklarda olduğu ve İngiltere ile Fransa ve Al daki mücadele ile doğrudan doğruya alâkadar olmadığı için Finlandaya başka her milletten fazla yardım edebilir. Amerika yardımını esirgediği takdirde, İskandinavya memleketleri bir. biri ardınca düşecektir. Finlandanın mukavemeti ise, ©n hafta daha devam edebilir..; petrol vapuru Downs yakınında ma- yine çarpmıştır. Vapur, infilâka rağ- men batmamıştır. Ve kendi vesaitile Downse varmıya çalışmaktadır. —— Eski Belçika Başvekilinin Yeni Seyahatleri Brüksel, 27 (A.A.) — Van Zeland, Madrid ve Lizbona hareket etmiştir. Oradan cenup Amerikasına gidecek- tir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: