© künden çok daha üstündü. ? Heyecan Uyandıran Bir Kitap J Almanya Harbi KAZANAMAZ Mis yeni bir harpte ne Mx unsurların rol oynıya. cağını tetkik etmekteyiz. Bundan evvelki bahislerimizde işaret etti. ğimiz şeyler ve Alman kuynakla- rından İktibas ettiğimiz parçalar gıda meselesinin ne kadar ehemmi- yetli olacağını meydana çıkarmış. tır. Burada, yeni bir harpte Al. manyanın zirai mahsulât ve gıda işlerinde karşılaşacağı müşkülât yine kendi ağızlarından tetkik e- deceğim. İlk dikkate alacağımız şey, lerin 30 kânunusani 939 da söyle. diği büyük nutukta alenen itiraf ettiği noktadır. Hitler gıda husu. sunda yapılan bütün tahdidata rağ. men Almanyanın kendi kendini besleriye kifayet edemediğini ve beslenmek üzere harç ettiği -mik- tarın ecnebilere nazaran bir kaç fazla olduğunu cihana bil dirmişti. “Almanyanın mevaddı gıdalye i. gin sarfettiği miktarın ayni madde- ler için ecnebilerin sarfettiklerile mukayesesi, adlı 1935 de tamam- lanan ve resmi rakamlara, istatis. tiklere istinat eden eserde Doktor 1. Decken Almanyanın gıdası me. #elesini inceden inceye tetkik ot- miştir. Mütehassıs Doktorun bil hassa kalori bahsinde vasıl oldu- ğu netice bütün Almanları derin, derin düşündürecek mahiyettedir. J. Decken, sarfiyatın eskisine na. zaran birkaç misline çıktığı halde alınan kalorinin harbi müteakıp se- nelerden daha düşük olduğunu İs- bat etmektedir. i. Vaziyeti yakinen. bilmiyenler, #htimal — Almmemyamın karti noksanı telâfi etmek üzere çareler büldüğunu ve kitabın neşir tarihi olan 935 den itibaren gıda mad. deleri ve zirai mahsulât işlerinin « düzelmekte bulunduğunu zanne. derler. Halbuki Almanyanın kredi ofi- sinin raporlarına istinaden zirai - mahsulâtın ahalinin artmasile ma- küsen mütenasip olarak azalmakta 5 olduğunu gösteriyor. u meselede de Almanya çok müşkül bir halde bulunu. yor. Alman iş bürosu relsi Doktor Syrup'un raporuna nazaran, 938 de Almanya 200 bin kişilik büyük bir zürra ordusuna muhtaçtı. Ta- biatile bu 200 bin kişi mevcutlara ilâve edilmesi lâzım olan miktar. dı. Bu adet ayni senenin sonlarına doğru 383 bin kişiye kadar çıktı. Almanyadaki zürra buhranı, kö; lerdeki halkın daha iyi maişet te. mini için şehirlerdeki fabrikalara hücumundan doğuyordu. 839 senesi kânunusanisinin "7 inci günü Alman zürrelarının lide, ri sayılan Darrâ köylülerin şehi lere hicretini şiddetle protesto et- miş, hükümeti buna mâni olama. makla itham eder şekilde lisar kullanarak Almanyanın yaşamak için behemehal 800 bin zürraa ih- tiyacı olduğunu haykırmıştı. Almanyanın zirai vaziyetinin git tikçe bozulduğunu, zürra buhranı- nin çok endişe verici bir hale gel diğini isbat için mevcut Alman e. serlerine ve diğer raporlarına mü- racaat etmiye lüzum görülmese de olur. Çünkü zürra buhranını karşı- lamak üzere Alman mekteplileri. nin köylerde, tarlalarda çalıştırıl. dığını, askerlerin mahsulâtı kaldır. mıya yardım ettiklerini her hafta çikan resimlerle de anlamak müm- ündür, Esasen bunu Almanlâr da inkâr etmemektedirler. “Sunu hatırlatmak gerektir ki, Alman kumandanları 1914 te or- dunun havuç ve sade suya patate. se muhtaç kaldığı günü beklediğini itiraf ediyorlar. O zamanki zirai mahsulât ve Zürra vaziyeti bugün- Yazan: Almanyada zürra buhranını telâfi için tarlalarda . çalıştırıdan askerler. SONA feirirlehati tolalen krleges,, in 112 ve 134 üncü say- falarında Possony, yeni, harplerde yereyetm Sarar! ve sanayi bakımından olan sebepleri- ni şu şekilde izah eder: üstakbel harpte, galibiyeti te- min edecek anasırın en başında gelen şartlardan sanayi mesele. sini bidayette verdiği randıman yeküniyle ölçmek hiç doğru de- gildir. Bu itibarla şu veya bu hükü. metin, şu veya bu grupun har be başlarken, malik oldukları esliha ve mühimmat ile talileri- ni ayarlamakta ziyade, harbin devamınca — hissedecekleri ihti. yaç miktarının ne şekilde dol durulacağıni hesaplamak gerek. tir. Ayni zamanda müttefikle. rinden veya bitaraflardan ihti- yaçlarını ne şekilde temin ede. eeklerine bakmalıdır. Filhakika Alman sanayii bugün. &ü vaziyeti itibarile Avrupanın en kuvvetli sanayilerinden biridir. 937 senesinde 300 milyon marklık ihracat yapabilmiştir. Bu bir kuv- vetin ifadesidir. Tıbbi ecza ve bü- tün ilâçlar bakımından dünyanın en kuvvetli sanayii Almanyada. dır. Cebri bir çalışma metodile Al. man sanayii sulh devrinde harp za- manlarının verimine ulaşmıştır. İşte asıl meselenin ruhu bu nok» tadadır. Alman sanay denberi harp halinde işlemesi ame. nin seneler. Je ve makine bakımından acaba taketin son haddine vardırılmış ©- Jan bir halde değil midir? Bu hayati sualin cevabını Alman- yada son zamanlarda yükselen ses. leri dinliyerek verebiliriz: “Deutsehe Allgemeine Zeitung, martta neğrettiği bir makale ile, Alman sanayiinin çok gergin, sinir- li ve seferber haldeki gayretinin devam edemiyeceğini ve İstihsalâ- tın ayni yekünları tutamıyacağını bildiriyordu. Erkânı harp kumandanlarından Beutler “Harp ekonomisi, başlıklı makalesinde bu vaziyete İşaret ©. derek şu hükmü v “Ekonominin esas prensiplerini inkâr eden bir milli ekonomi, bidayetteki nisbi rüchanını mu- hafaza edememeğe ve harp ba- linde diğer milletlerin ekono- misi tatafmdan geğinmeğe müh- apar, TR üTeNASF18 0ssonev se daha ileri giderek 938 de neşrettiği meşhur eserinde, Kanaatlerini ga. yet kati ve Alman taraftarlarının boş ümitlerine imkân vermiyecek şekilde tesbit ederek diyor ki: “Yalnız, çok sağlam sermayele- re istinat eden bir sulh sanayiidir. ki, iyi anlaşılmış bir barp sanay nin esaslarını teşkil edebilir.,, İman sanaylinde mühim vâ. kıalardan biri de mütema. diyen artan amele ihtiyacıdır. Bu ihtiyaç o kadar artmıştır ki, 933 se- pesinde verilen: “Bütün Alman ka- dınları aile ocaklarına ve evlerine avdet edeceklerdir,, emrinin ifasi. na imkân kalmamıştır. Çünkü er. keklerin adedi, Alman sanayiinin talep ettiği kadar amele temin ede. miyor. Kadınların erkeklere katılmaları da kâli gelmemiştir de serbest ve seyyar amelenin icabında, seferber bir halde çalışan Krup ameleleri. ne iltihakları bir kanunla temin e. dilmiye çalışılmıştır. 25 kânunuev- vel 937 de resmi gazetede neşro- lunan bir kanunla serbest amelenin lüzumunda şu veya bu grupta ça. lışmıya razı olmaması elindeki iş. çilik vesikasının istirdadını mu cip olacağı ilân olunmuştur. Bu gibi tedbirlerle şimdilik kar- lanan âmele kadrosundaki açığın bir harp halinde ne kadar büyüye. ceğini tahmin etmek kabildir. Zi. ra yatan hizmetine çağırılacak es- nan arasında, elindeki iş vesikası. nin istirdat edileceğinden korka. rak istemediği grup ameleliğine ra- zı olacak binlerce amele bulmak mümkün olacaktır. Bu olsa olsa cephedeki asker 2- dedinden tasarrufla kabildir ki, o zaman Alman ordusunun çıkaraca. ğı asker adedinin hayli eksilmesi ve ihtiyar elemanlara istinat etme- si mevzuubahis olacaktır. “Gelecek makülede; Almanya en mübzem ihtiyacı olan. petrolü nasil te- darik edebilir? Ve sun! petrole bir harp idame edilir mi? suâllerinin cevabi ve- rilecektir. Bu bihiste Macar profesörü Almanyanın vaziyetini fevkalâde açık olarak meydana koymaktadır.” TAN YUN Sedat Çetintaş Değil, Çetinbaş Yazan: Naci SADULLAH Sedat Çetintaş adında inatçı bir mimar var: Senelerdenberi: Sultanahmetteki (o hapishane | bönas tarihi bir saraydır: Onu yık- İmamalıyız!,, Deyip duruyor. Ona cevap verenler de: İ “— Hayır. Diyorlar... Orası saray | değil, ahır Ve yıkılması kâzim- dari, | Sedat Çetintaş, — daha doğrusu, İ Çetinbaş — bu münakaşayı kazan; bilmek için, haş vurmadık çare bı. cakmadı; Vekillere açık mektuplar yazdı, Makale üstüne, makele kara. ladı, Tarih kurumundan imdat iste- di, Fakat, gösterdiği bütün gayret- lere rağmen, münakaşayı kazanamas dı: Zira, nihayet, hapishane binasi- dın temeline kazmayı vurdular. Çok yakında © moloz yığınını ortadan kaldırıp, yerine adliye sarayını da kuracaklar! Bana sorarsaniz, Sedat Çetinlaş'ın bu münakaşayı kaybedişi , memle. ket hesabına bir kazanç sayanlarda. cım. Zira ben, bugün bir ahıra da benziyen manzarasiyle bize hiç bir iftihar vermiyen harap bir binanın, “Tarihi, dir diye muhafaza olunma- sına taraftar değilim. Hattâ, daha i-| İleriye giderek, diyehilirim ki, yeri- de çok daha mükemmelini kura! leceğimiz başka sarayların yıkılı sı da umurumda de; Tarihin, bize iftihar, ve gurur ve. ten hatıralarına, eserlerine gelince, onlar zaten, mimar Çetintaş gibi çü rük desteklere muhtaç olmadan a- yakta durabiliyorlar: Hem de bütün azamet ve ihtişamlariyle!,. Misal istiyorsanız, işte Süleyma- İşte Ayasofya.. İşte Sultanuh- Bu arada, tarihten bize miras kal. mış öyle hatıralar ve öyle eserler var ki, Tonları muhafaza etmemek vazifesiyle mükellefiz. Misal istiyor sanız; işfe medreseler... İşte tekke- ler... İşte çarşaflar. İste kalexler, Ve nihayet işte şu mahut saray be ması ahır, veya ahır benzeri saray! Hem, bence, açılan münakaşada dat Çetintaşı matedenler, yerden göğe kadar haklıdırlar: “ Ve bugün yıkılmakta bulunan o bina, — fava mahal — saray bile olsa, ahır sayı lir; İnanmazsanız, vaktiyle içinde 0- turanlara bakın! ————— Bir Genç Liyejden İstanbula Kadar isikletle Geldi Suat YASA Liyejde tahsilde bulunun talebele. rimizden Suat Yasa, tatil mevsimi dolayısile Liyejden Istanbula bisik. etle gelmiştir. Suat Yasa bu seya- hatte Almanyayı, şimalden cenuba kadar katetmiş, eski Avusturyadan, | * Macaristandan, Yugoslavya ve Bul- garistandan geçmiştir. Seyahat 24 gün sürmüş, 2700 kilometre yol ka tetmiştir. Bu müddet zarfında'da Exlachapel, Oskürşen, Goblens, Ems, Visbaden, Frankfurt, Linz, Pasane, Regensburg. Nurenberg, Vürlenberg Keşkant, Budapeşte, Giyver, Viyana, Sempolten, Milk, Sekt, Belgrat, Nis, Sofya, Filibe, Edirne, şehir ve kasa. balarından geçmiştir. Suat Yasa Sü- merbank hesabına Liyejde kimya tah sil eden gençlerimizdendir. Mailler ki ay Yereli! İ Işka hükmünü icra eder, 29-8-939 Oyma Fuar Kupası Güreş Müsbakasını Istanbul Muhteliti Kazandı 19 Puvan Kazanan Takıma Merasimle Güzel Bir Kupa Verildi Ankara 2 İzmir, 28 (Tan Mühabirinden) Kültürparkta, açık hi rostn- da İzmir, İstanbul, Ankara şehir & kımları arasında (Fuar kupası) gi müsabakaları tertip edilmiş ve gün devam etmiştir. üç Bu göce yapilan son müsabakalar. rinciliği kazanmıştır. takıma, Belediye R. Dr. Behcet Uz ve Beden Terbiyesi Genel Direk- törü Cemil Taner tarafından fuar &- &ına çok zarif, büyük (bir k rilmiştir. Umumi tasnifte 13 puvanla Ankara takımı ikinet, 8 puvanla İz. mir takımı üçüncü gelmiştir. Birinci gelen pa ve. Bu geceki müsabakaların metice- leri de Mare Ni düş da İstanbul takımı 19 puvan ile bi.| i amme kararlaştırı inci, İzmir Üçüncü Oldu Güreş müsabakalarında birinciliği kazanan İstanbul takımı.. | 56 kiloda İzmirli Şefik Arikarah Niyaziyi tuşla, 81 kiloda İstanbullu İYaş şar, İzmirli Rebii maç yapmadığın dan hükmen, 61 kiloda Ankaralı Do- İst İzmirli Bekiri taşla, 72 kiloda | Arkaralı Celâl İzmirli Nuriyi tuşla, 79 kiloda İstanbullu Hasan, İzmirli İsmaili maç yapmadığından hükmen 87 kiloda İstanbullu Ali Ahmet, İz- mirli Nuriyi tuşla, ağır siklelte İz. mirli Mehmet, Ankaralı Satılmazı tuşla yendiler, * Ankara, İzmir ve İstanbul muh- telitleri arasında fuar kupası futbol maçlarının bir, (ki ve tiç eylülde ya- Vicdan Eğer böyle bir uyku “ikide. bir nun iki sebebi vardır, durumun bozukluğu, insanın o günlük bir halt olması, ikincisi de iylemiş Nasıl târif edeyim? Meselâ o gün insan bilerek bil miyerek bir kötülük eder; mese- 1â milleti soyar, yatanı Bay pede- rinden miras kalmış çiftlik zanne- der; meselâ iyilik yapabileceği bir kimseye hem iyilik yapmaz hem üstüne üstlük kötülük eder vesa- ire vesnire, İşte böyle bir insan ix- terse tahtadan olsun isterse öküz- inde mutlaka den, gecenin bir va) uykusu kaçar ve o gün yediği na- nenin ne olduğunu düşünmeğe başlar, üzülür, içten içe söylenir, Yine yatar, yine uyanır, Bir daki. ka gelir ki ettiği maskaralıktan kendi de utanırda hu biçimsiz uykusuzluğa başka sebepler arar; Fırında makarnayı çok yemiş ola. cağım da, siyah havyarı fazla ka. çırmışım galiba, bu seferki zeytin- yağın asidi çokmuş falan filân, Fakat ne yaparsa yapsın nafile Uykusunu bozan o görünmez dür. tüş, içinden gelen o sessiz ses mut- Bu ses var oldukca o gin için nafiledir o insan, O ses yicdansızlığın sesidir. Fakat uyku deliksiz olunca, o seş yok demektir. Yani vicdansızlık işlenmemiş demektir. Ve netice $u olur: Vicdan demek deliksiz uyku demektir, Nedir? a seyre meymnrinne gri SECNAN- sızlıkla, vicdansızlıklarla karşıla şan insan ne yapmalıdır? Lâhavle çekmek faydasızdır. Hemen soğuk su ile ini başını iyice yıka- malıdır. Kan beyne sıçramaz, hiddet Ve teessür geçer. Viedan- sızlığı yapan da vicdansızlığile ka- hır, Şimdi bana soracaklar bulunur: — Bunları nerden biliyorsun? Başına gelmiş gibi kesin, kesin söylüyorsun. | Neye gizliyeyim? Tanrımn bik diğini kuldan mı saklıyacağım? Benim de arada bir uykum kaçar da ondan bilirim, —— — — Kayıp Odacı Meydana Çıktı Konya, (TAN) — Ansızın ortadan kaybolan ve aranmalara rağmen bu- lanamıyan hususi idare odacıların. dan Zakir, yine ansizin ortaya çık. mış ve vazifesine başlamıştır. Zakk- rin kimseye haber vermeden Anka- raya gittiği anlaşılmıştır. aaaananasasaaseeasemsameen İstiklâlini dişile tırnağile dövüşerek kazanmış bir mil- letin çocuklarında, milli za- ruretleri önceden kavrama hassası vardır. Bu his seviye ederek başarılması lüzumlu olan işleri milli zaruret ha- line getirir: Türk Hava Kır rumunu böyle bir zaruret ğer ammelar. ).aessensesemierieüeeeeeeei ; ş ; ; ; ; ve bilgi farkını ortadan yok ş Senaeeeseseemesaeaaaeeaeeie hir. Tuş yatıracaklardır. * Bandırma Belediye Hastanesi Baştabipliğinden : 1 — Bandırma Belediye Hastanesi için 1027 lira 80 kuruş muham- men bedeli ile (103) kalem eczayı tıbbiye ihaleye konulmuştur. 2 — Buna aid şartname ve listesi bedelsiz olarak hastaneden veri. 3 — İşbu ihale açık eksiltme usulile yapılacaktır. 4 — Açık eksiltme 7 - 9 . 939 tarihine tesadü? eden Perşembe günü Saat 14 de hastanedeki komisyonda icra edilecektir. 5 — İhaleye girecekler muvakkat teminat olarak (77) lira (93) ku. (6563)