17.8 - 939 11 Ağustos 1939 TAN ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1400 Kr. 701 Sene 8 Ay say ŞEN 1Ay Mililetlersrasi post: 2800 Kr. 10 * sw » “ ” #tuhadına dahil olmıyan o memleketler için abone bedeli müddet sirasiyle 30, 16, 8, 8,6 Hradır. Abone bedeli peşindir. Adres değişirmek 25 kuruştur. Cevap “çin mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lizımdır. Mihver Propagandası Balkanlarda Tesir Yapmıyor Yes manevraları münasebe- üle mihver propaganda mer- kezleri, bilhassa İtalyan matbuatı Bulgaristanı korkutmak, Türkiye a- leyhinde tahrik etmek hevesine düş. tüler. Bu maksatla bir çok neşriyat yaptılar ve Bulgaristanın komşuları ile arasını açarak, onu kendilerine çekmiye çalıştılar, Bakat bu propagandaların Bulga- ristanda umdukları tesiri yapamadı. İını Sofya matbuatının neşriyatın. dan anlıyoruz. Bu mllnasebetle Bulgaristanın ma- ruf muharrirlerinden Grigor Vasi- leb'in Zora gazetesinde çıkan bir ya. zı bilhassa dikkate şayandır. Bul. ger muherriri, Türkiye — Bulgar münasebatini bozmak için mihver devletlerinin tekrar faaliyete geçti. dinden bahsederek diyor ki: “Haddi zatında Türk — Bulgar münasebetleri sadece şu hakikatten ibarettir: Türkiye ve Bulgaristan iyi iki dost ve komşu olarak yaşamak- tadır. Ve bu, dostluğu inkişaf ettire. cektir, Bu iki memleket, kendi düş. manlarının yabancı ve tehlikeli tal, imlerine Yarilememannlir Mas He devleti idare eden yüksek rical, bu- nun kuvvetli bir garantisidir. Bun. dan manda bu büyük devlet adam. larının düşünceleri her Iki milletin emellerine tamâmen uygundur. Ge. rek Türkler ve gerek Bulgarlar ba- rış içinde ve biribirlerine itimat ede. rek müşterek bif hayat yaşamak e. melindedirler. Şayani memnuniyet. tir ki her iki memleket basını bu düşüncelerin sarih bir örneğini teşkil etmektedir. Maraf Türk gazetecileri ve bu meyanda Türkiye haric siya- setini yakından tanıyan muharrir. ler, bir'çok defalar Bulgaristanın mühim dertlerine temas etmiş ve hele son zamanlarda bütün Balkan milletleri için vücudü zaruri bulu. nan Balkan solidaritesinden büyük bir hararetle bahseylemişlerdir. Biz bu büyük fikir ve politika adamları. na müteşekkiriz. Çünkü; bunların Balkan milletleri arasında mevcut anlaşmazlıkların bertaraf edilmesini! bütün bir ciddiyet ve samimiyetle istediklerini görüyor ve böylelikle Balkan milletleri arasında yakm bir istikbalin en kuvvetli mesnedi ola- cak kuvvetli bir anlaşma ve birlik için çalıştıklarını derin bir muhab- bet ve minnetle müşahede ediyoruz. “Ankara ile Sofya srasındeki sa. mimi havayı bulandıracak ve dast- Yuğu sarsacak hiç bir kuvvetin mev- cut bulunmadığı kati olarak bilin. melidir.,, Bulgar muharririnin bu yazısı, Bulgaristanm mihvere karşı olan PR de açıkça göstermekte. Onun için geçen gün de kaydetii. #imiz veçhile, İtalyan propagandası. na yardım edecek neşriyattan çekin. mek lüztmdir. ———— İlk Parti Fındık İhraç Edildi Trabzon, 16 (A.A.) — Dün, ilk par- ti olarak yeni mahsul 60.400 kilo iç fındığın Aksu vapuruna yükletilme- si münasebetile burada büyük teza. hürat yapılmıştır. Bu fındıklar Yugoslavya, Fransa ve İngiltereye gönderilmektedir. ! ngilterenin Korkusu Yoktur! altada askerler ve bah- riyeliler arasında hü- küm süren kanaate göte, Mihverciler ile demokrasiler arasında bir harp çıktığı tak- dirde İtalya, üç ay geçmeden sulh istemek mecburiyetinde kalacaktır. Bu kanaat, bir arzunun ifa- desi değil, fakat İtalyanın stratejik vaziyetini hesapla- mak ve Akdenizdeki İngiliz, Fransiz ve İtalyan kuvvetleri- ni ölçmek neticesinde verilen hükümdür. Evvelâ deniz meselesini gözden geçirebiliriz: Akdenizde yalnız Fransız donanması İtalyaya karşı gel- miye kâfidir. Belki de İtalyan gemilerinin tonajı, Fransa- nınkinden biraz üstündür. Fakt Fransızların denizciliği ve manevi kuvveti İtalyanla- rınkine faiktir. İtalyanların deriz © topçuluğu zayıftır. Son deniz manevraları s1. rasında Prens Pole İtşlyan ağır toplarının 17,000 yardâlık mesa- feden isabetle atış yaptığı temin o. ınmuş, fakat bilaraf müşahitler bu toplara nit menzilin 8000 yar- dayı geçmediğini görmüş ve İtal. yanların atıcılığını da beğenme- mişlerdir. Benim müşahedelerime göre, İ. talyan donanmasının personeli iyi- dir. İtalyan denizcilerinin çoğu Şimali İtalyadan geldikleri için sarı saçlı ve mavi gözlüdürler ve İtalyanın kara askerlerinden daha yakışıklıdırlar. Fakat İtalyanların deniz inşasti ekseriyetle kusurludur. Zırh ve si- lâh, sürat uğrunda feda ediliyor, İtalyan donanmasında #ik sik vu. ku bulan çarpışmalar da İtalyan denizciliğinin olgun olmadığını Fransız donanmasmın İlalyan donanması ile meşgul olmasının mânası, İngiliz donanmasının ser. best geçerek taarruza geçmesidir. B ir harp çıktığı takdirde bu. nun böyle olacağına şüphe etmeyin. Siyasi bedbinler İngiliz İmparatorluğunun zaafından bah. sederek hareketsiz bir siyaseti müdafan edebilirler, hakikat şu merkezdedir ki Akdenizde hâkim olan donanmanın İngiliz donan. ması olduğudur. Benim gibi Akdenizde uzun se. yahatler yapanlar İngiliz donan. masınm saf harp o gemileriyle, saffı harp kruvazörlerile, tayyare zırhlılariyle her takipten kat kat kuvvetli olduğunu görürler. Sonra İngiliz #ilosunun Başku. mandanından eh yeni nefere ka. dar bütün personeli de bu faiki. yetin farkındadır. Ve taarruz psi, kolojisi ile meşbudur. İngilizlerin Akdenizde yapacak. ları fik hareket, ihtimal ki, Süveyş Kanalını kapamak ve bu süretle İtalya ile Habeş İmparatorluğu a. rasındaki rabıtayı kesmektir. İkinci hareket, İtalya İle Libya arasındaki yolu kesmek olacaktır. Bunu da tahtelbahirler, muhripler, Maltadan hareket eden torpido. — Yazan: Sir Anthony Jenkinson botlar yapacaktır. Çünkü Malta, her hsva taarruzundan masun bir hale gelmek üzeredir. Libya ile İtalya arasındaki irti- batın kesilmesi üzerine Tunusteki Fransız kuvvetleri buraya kolay. Tıkla yürüyebilirler. Bu Fransız kuvvetleri daha şimdiden (200000)e varmış ve yalnız müdafan vaziyeti slmaktan çıkmış O bulunuyorlar. Fransız zabitleri sekiz gün içinde Libyayı ele yeçirebilirler. arbi Akdenizde İngiliz ve Fransiz donanmaları Cebe. literik Boğazını ve deniz yolunu açık tutabilecek o kuvvettedirler, Bu yüzden Fransa ile miistemle- keleri arasındaki muvasalat de. vam edecektir. Çünkü İngiliz gemileri, İtalyan. Jarın her deniz hareketine taar- ruzla mukabeleye kadirdir. Harp vukuunda İtalyan gemile- rinin bir kışmı da, Korfoya yerle. ştcek, İngiliz gemileri tarafından Adriyatik denizi içinde hapse mah küm olacaktır. İlalyanın Arnavut. luğu isen! etmis olmas huna mâni olamaz. İngilterenin Akdeniz donanması taarruz lehinde olduğuna göre, bunlardan bir kısmının, İtalyanın açık sahil şehirlerinden bir kismı. nı bombardıman etmeleri kuvvet. le muhtemeldir. İngiliz ordusunun Akdenizdeki rolü, ilkönce, tedafiiidir. Onun va. şifesi Cebetitarıkı Malta ve Mısırı müdafaa olacaktır. Fakat İngiliz tayyareleri teda. fül değil, taarruzi bir vazife ifa e- deceklerdir. İngiliz tayyareleri İtal- yaya ait, sanayi, enerji, deniz, hava Sırası Seldikçe: TAN Bu yazı, Akdenizde aylarca tetkik gezintisi yapan bir İngiliz muharriri tarafından yazılmıştır. Harp vukuunda İtalyanın Akdenizde düşeceği vaziyeti izah etmesi bakımından şayanı dikkattir. Akdenizde Bir harp vukuunda İngiltere, ilkönce Süveyşi ve Cebelitarıkı İtalyaya kapayacaktır. Bu resimde, Cebelitarık şehrinin tarihi anahtarlarını görüyoruz ve askerlik merkezlerini kolaylıkla bombardıman edebilirler. Toren, Ceneve, Milân, Roma ve Napoli bu İtalyan merkezleri srssmdadır. Harp başlar başlamaz İngiliz ve Fransız bombardıman tayyareleri bu İtalyan merkezlerine taarruz edecek ve bunun için Cenuhi Fransa, Korsika, Tunus ve Malta. dan hareket edeceklerdir. Gerçi Malta; Sicilya ve Pantel- y hava $ a fakat bunlar da Tunus Jaryadaki İta yi yakındır, vesair yerlerden vuku bulacak tayyare taarruzlarına son derece yakın bulunmaktadır. Ye zamana kadar On İki Ada, İngiliz menafiini teh. dit eden bir âmil teşkil ederken; İngliz — Türk pakt buna nihayet vermiştir. Çünkü adalar, Türk toplarının menzili içindedir. Son- ra Mısırdan vesnir yerlerden hare. ket eden İngiliz bombardıman tay. yareleri de İtalyanın bu adalarda. ki vaziyetini tahammül edilmez bir hale getirebilir. Burdan başka İtelyaya karşı si. yasi bükımdan da taarruza geçmek mümkündür. İtalyan efkârı umu. miyesi ile: yakından temas eden Malta, İtalyan halkınm, bilhassa Cenubi İtalyanın, hükümet siye. setine muhalif olduğuna kanidir. Hattâ Maltada dolaşan ve Paris. teki İtalyanlar tarafından hazırla. nan bir risalede Sicilyanın İtalya. dan ayrılması teşvik olunmakta. dır. Bu risale Sicilyada geniş öL çüde dağıtılmıştır. Çünkü burada Mussol aleybtarlığı bir hayli Yakında Maltada bir radyo is. tasyonu yapılacak ve bu da mü. him bir propaganda merkezi ola. caktır. Bir harp vukuu takdirinde Fran. sız İayyatelerinin İtalyaya yalnız bomba değil, beyannsme * yağdır. maları da bekleniyor. Bu dö de. mokrasilerin hem siyasi, hem as. keri taarruza birden geçeceklerini gösteriyor. Sözüne güvenilecek bir mskam bana şu sözleri söyledi: “İtalyanın deniz, kora ve siya. sİ vaziyeti o kadar fena ki, onun İngiltere sleyhinde bir harbe gi. tişeceğini sanmıyorum. Fakat Al man tazyiki ile bu harekete cüret ederse üç aydan fazla tahammül edemez.,, aza! Kaza! Kaza — Beyşehir - Ağustos — PHrrü bir “Türk dili lögati yoklur. Nedense yapmı; lar. Ne zaman meydana geleceğini de Tanrı bile o kadur kestireme?. Bununla beraber ben, İki elimi a- şıp dua etmekten vazgeçmiyorum: — Ey, Türk dili lügatini tasal- lüttan kurlarıp meydana getir- mekten çekinmiyecek meçhul kah. raman! Sana el açıp yalvarırım: Kitabına (Kaza) kelimesini koy- ma! Müsveddesine koydunsa, bi- çak ucu ile söküp af! O ne müptezel, o ne hain, o ne dizginsiz, o ne haydut * kelimedir öyle! Kaza! Kaza! Kazanın kendi ci- Zerine bit üşe, kendisi kazaların kazasına düşe! Vaktile «şimdiki Ulus. Hâkimi- yeti Milliye gazetesinde polis ke. limesi için de böyle bir hayır dua etmiştim. Türk dili lügatinden bu kelimeyi kazıyıp defedin, demiş tim. İnkılâp ve aklı selim yetişti, (polis) i (emniyet) e çevirdi. Em- niyet memuru, emniyet âmiri, em. niyet müdürü, emniyet dairesi ol. du. Ne iyi değil mi? Herkes tarihi ve ananevi bir üzüntüden kurtul. du. Kaza da böyle. Parçalayıp atsın- Yazan: AKA GÜNDÜZ Tat da yerine ne koyarlarsa koy. sunlar. İhmal desinler, dikkatsiz. lik desinler, suikast desinler, ci. nayet desinler, ne derlerse desin- ler de kaza demesinler. Çünkü kazanın ardından taksirsizlik ge. lir, teksirsizliğin peşine eshabı mubaffife takılır, onun izini ya tecil tutar ya tüy siklet bir ceza, Kaza! Kaza! ÖL, yeter artık! * Kamyon dağda giderken ka- za oldu. Kaza ile freni tutmadı, devrildi. Kazaya uğrıyanlardan beş kişinin kafası kazara patladı, üç kişi eceli kaza ile öldü. Olubüs yamaçtan inerken kuzaya tutuldu, kaza ile uçuruma uçuyerdi, Yolculardan bir kadının karnındaki bebo kazara anasun rahminden pencere yolu İle hen değe fırladı. İki delikanlı parça. landı. Kaza bu! On bir kişi vara. landı: Kazaya rıza gerek! * Otomobil kazası. Falan mi- maralı otomobil falan şehirden fi, lân kasabaya yiderken Kuşuçmaz tepesinde © veya © Kervangeçmez Köprüsünde kazaya uğradı. Ge. çenki kamyon kazası gibi bunun da direksiyonu bozukmuş. Yolunu şaşırmca kazara ön tekerlek ko- pup fırlamış. Kaza bu suretle şid, detlenince kazaya uğrıyan şolü- rün beyni dağılmış, kazaya kı ban giden yolculardan ikisinin belleri kırılmış. Vesaire, vesaire... Bilhassa köyler, kasabalar, şe. hirler arası münakalelerdeki kaza- lardan bahsediyorum. Bu kanlı kazalar oluyor da yan mı çiziliyor?” Viz mı geçiliyor? AL dıyış mu edilmiyor? Cezasız mi ka- hiyor? Mâyır, hiç biti olmuyor. Ak ki- tap, kara kitap, mor kitap, toz pembesi kitap ne diyorsa hepsi ya pılıyor. Oralarda dolaşan çoban çocuğu en yakın karakola koştu. ruluyor. Onbaşı hemen kaza yeri- ne seğirdirken arkadaşı heinen na. hiyeye telefon çekiyor. Nahiye müdürü atına atlıyorken kâtibi kazaya telefon çekiyor. Kayma kam bir taraftan hükümet dokto. runa haber ediyor, heri taraftan kaza yerine can atıyor, öte yan- dan viliyet o müddeiumumiliğine, hastanesine telefon tşürüyor, En çok, en çok bir iki saat sonra her. (Devamı 10 uncuda) ş << FIKRA "Ekmek Sefaleti,, Yazan : Şüküfe Nihal | | ize en önemli gıdayı veren ek. meğin, ayni zamanda en kötü mikropları da aşıladığım düşünü. yor muyuz? Geçen yıl. Köprünün Kadıköy İs- kelesindeki büfede gözlerime i Al vitrinde bir yığın ekmek; ta yanlarında bunlara sürüncu kirli, kara hir eaket, Büleci ile şöyle görüştük! — Bu caketi buradan kaldırınız, ekmeklerle yanyana koymayınız. — Caketim temizdir, bir ziyan ol. muz kil — Caketiniz temiz değil, temiz de olsa, giyilen şer, yenilen şerin ya. rına konamaz. Üzerinde toz, mikrop olabilir. — Caketi koyacak başka yerim yok, ne yapayım? — Nereye koyarsanız koyunuz, beni alâkadar etmez, yalnız buradan kaldırınız. Vapur gelmişti, oradan ayrıldım. Bir halta sonra, Kadıköy iskele. sinden geçerken, ekmek yığınlarının yanında yine tozlu, yakası yağlı, ka» ra caketi görünce aklım başımdan gitti; bu defa bütün hiddetimle bü. feciye çıkışlım: — Ben size bunu buradan kaldı. rın, demedim mi? Neden dinleme. diniz? i Sesim o kadar hiddetli, o kadar kati idi ki, adam şaşaladı, ve galiba beni belediye âzası filân gibi resmi | bir memur sanarak âdeta ürktü; — Peki efendim, — affedersiniz, şimdi, şimdi kaldırıyorum. Çaket kaldırıldı; artık bir daha da onu orada görmedim. Çok defa hüsnü niyet, karar, bap: lavış bir şey ifade etmiyor; takip Kizim, Ekmeklerin bu sefaletini her yer. de görmek mümkündür. Kirli sokak aralarında ekmek arabasının içinden yere yuvarlanan somunlar, tozlar içinden alınarak arabaya atılır, ve evlere dağıtılır. | Sabahleyin bakkal | çırağı ekmeği kimbilir nerelere süzülen elleriyle tutarak bir çok evlere sargisiz, kâğıt. siz getirir, Evinin ekmeğini kendi taşıyan &r- kekler veya çocuklar, onu kirli, terli koltuklarının altına sıkıştırarak yü. rürler. Bir çok evlerde ekmek tnt. mak, ekmek kesmek, dağıtmak için hiç bir sıhhi itina gözetilmez. Böyle bir şeyden bahsolünsa: — Aman, ona göre daha ne yiyoruz, gözümüz görmeden! Diyenler; ne sıhhi, ne de hissi bir ttzlik gösterenler az değildir. i Geçenlerde bir sabah, telefon et-. mek için, Eminönünde bir lolmıfaya girdim. Gördüğüm 'manzara tüyleri. mi ürpertti. ? Telefonun bulunduğu küçük, yağ» lı bir odanın ortasında, büyücek b devrim üstünde dizi dizi france ede, yıkanırken suları hemen İrancalaların üstüne sıçrıyabil kirli yalaklı bir musluk. Duvarda kirli bir havlu, bir taraf. ta yağlı bir önlük... Odanın açık kapısı karşısındaki merdiven altmda dolu bir süprüntü. tenekesi ve konup kalkan sinek sü rüleri... Çıldırmak işten değil. Bu lokanta ve ona benziyenler, de- mokrat bir memlekette hepimizin. uğrıyabileceği bir yerdir. Yemek manında, tabakler içinde dilin rarak, bir dereceye kadar olsun hi kı, umumü sıhhati korumak gibi bir v çare düşünemez mi? Dek İşçileri Vazifelerinden Ayrılmadılar İ İstinye doklarında çalışan bir sım İşçi ile müessese arasında resinin gönderdiği müfettişin b Bu bir formül ile her iki taraf den ayrılmamışlardır.