2 Ağustos 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

p 5 İ — 2-83-9)9) ——— | 2 Ağustos 1939 FIKRA vE ABONE BEDELİ ç A Türkiye Ecnebi aııınln daSİ Bh 1400 Kr. — 1 Sene 2800 Kr. Yazan : Şüküfe Nihal ::g - I? ; :y 1:2: u M illi Şefimiz İsmet İnönü, sanat- 150 * 1 A: $00 * kâr Çallı İbrahim tarafından ; Ş yapılan portrelerini 6000 Jiraya sa- ıwuiıîlıîîmrîğmîîîıgüîğım aîî::eı tın aldılar, böylece, sanate karşı 0. bedeli müddet sırasiyle 30, 16, 9, lan bağlılıklarını, sanatkârı himaye 3,5 liradiır. Abone bedeli peşindir; eden bir devlet reisi olduklarını gös. | Adres değiştirmek 25 — kuruştur. terdiler, Sanat ve sanatkâr adına — KSai gp z b ee pi lli? e: kıymetli Şefimize teşekkür ederiz. : ——— Çallı İbrahim, gözü tok sanatkâr için oldukça bir para olan bu 6000 lirayı sanatkâra lâyık bir şekilde harcamak istedi; yalnız kendine mahsus bir ev yaparak döşeyip, düa« yayıp oturacağı yerde, —meslekdaş- karını düşündü; Burgaz adası karşı- sında; yıllarca evvel dedikodusu o- lan (Kaşık Adası) nı satın alarak, sa- " f AN"Iı Almanyaya Sokmuyorlar ; -,l îllıllll'ıılww Nş . soar $ ğ nat arkadaşlarımın arasıra gelip ir müddettenberi Almanyada a dinleneceği küçük bir sanat yurdu bul bonelerimizden ga - . KerA kurmak sevdasına düştü. 4 zetelerini alamadıklarından dola?'ı ee | *f—*ğş ha ; ; l D Bunu gazetede okuduğum zaman, şikâyet mektupları alıyorduk. Biz Ş gözlerim yaşarmış, çok sevdiğim abonelerimizin gazetelerini gönderi- yotduk.'Posta idaresinden tahkik et- tik, Abonelerimizin gazeteleri mun- tazam sevkediliyordu. Fakat şikâyet- N Cenubi Tirolde Alman - İtalyan hududunu ayırâın geçit ve nöbetçiler ler tevali ediyordu. Nihayet, dün Almanyadan yeni -“Cenubi Tirollerdeki Alman —K RTkalliyeti Tehcir mi Ediliyor? Almanyaya sokmasına müsaade et. kıymetli sanatkâra bir kat daha say« gı duymuştum. Çallı, yalnız krymetli bir sanatkâr değil, büyük bir yurtseverdir; tok gözlü, acık sözlü, karakter sahibi bü- yük bir insandır. Çallı, on beş yas şında Anadolunun ortasından İstan«' bula gelmiş, öz bir yurt çocuğudur. O, bir köy çocuğuyken, bugün tanın. F mış, yüksek bir sanatkâr — olmasını, kendi çalışmasına değil, bu memle.' kete, bu millete medyun olduğunu SURÜşlEr, âdiseleri YAZAN: duğu umümi kararları tatbik ede. |söyliyecek kadar büyüklük gösterir. içü * Her devlet, kendi hududları için. Ge'çen haftan*m âı Hdi ek A ceğine dair bir imza vermiye davet |Çallının o kadar bağlı olduğu Türk de ok ist diği yab SRe er? mya g m Çör Faik Sabri Duran edilmiş değildi. Bununla beraber |toprağını sevmesinde âdeta yüksek z bir teyi lekete sok x| Uyandıranı, hiç şüphesiz, İtal- İtalya önceleri kendini manevi ve |bir şiir vardır. O, normal zamanla-: tedbirini alabilir. Bu, onun hakkıdır. Türk g lerinden TAN'ı seçmiş olmaları bizi müteessir değil, mem - nun eder, TAN Almanları memnun Türkün hak menfaatlerini müdafaa için çıkar. Fakat İngiliz - Türk anlaşmasın. dan sonra bütün Alman Türkiyenin aleyhinde neşriyata baş. lamışlardır ve bu neşriyat hâlâ niha- ssmba neşriyat yapan Alman gazetelerinin etmek için değil, ve gazeteleri —eit » Pece &n TRT Bar memlekete girmesini menetmek te bizim hakkımızdır. Hükümet şimdi . ye kadar bu tedbiri almağa —lüzum görmemişse, Alman — matbuatının neşriyatına ehemmiyet vermediğin - den olacaktır. Hattâ, bizim Bu üöşriyata müsa. mahamız bu kadarla kalmaz. Şehri - mizde çıkan Alman ve İtalyan pro - paganda organları (Türkişepost ve Beyoğlu) Alman ve İtalyan matbua: tının Türkiyeye ait mütalealarını ik- tibas ederek memleketimizde yay « mağa vasıta olurlar. Biz huna da ses çıkarmayız. Fakat, bizce müsamahanın bu de.- recesi fazladır. Alman ve İtalyan ga. zetesi, kendi memleketinde istediği. ni yazabilir. Biz de onlara burada lâ. zım gelen cevabı vermekten geri kal. mayız. Fakat şehrimizde çıkan ve bi. zim misafirperverliğimizden istifade eden gazetelerin Alman ve İtılyan propagandasına âlet olmakla kalmı . yarak, Alman ve İtalyan matbuatı . nın aleyhimizdeki neşriyatını yay . mağa vasıta olmaları, evvelâ neza . kete, saniyen siyasete uymaz. Hukü. met, memleket içinde ecnebi propa. gandasına karşı bu kadar — lâkayt kalmamalıdır. — Kapitülâsyonlar da kuvvetimize güvenerek gösterdiği . miz müsamahadan doğmuştur. Yarın bu neşriyatın önüne geçmek diplo . matik bir hâdise doğurabilir. Bugün. den bunları menetmek, yarın doğa . bilecek mahzurları da önlemeğe hiz. met eder. Türkişepost ve Beyoğlu gazete « lerini de bulundukları ve içinde ya- şadıkları memleketin hislerine ve mukaddesatına karşı hürmetkâr ol. mağa davet ederiz. Müsamahamızı bu derece suiistimal etmelerinin doğru olmadığını hatırlatmayı da va. zife biliriz. Müzeyyen Köyünde Zelzele "Bözöyük (TAN) — Dodürga nahi. yesine bağlı Müzeyyen köyünde, fa- sılalarla zelzele olmaktadır. Haik, korkudan evlerinde yatamamakta- dır. Bir kac evin bacası yıkılmıştır. yanın şimalde Almanya hu - dudları üzerinde ecnebilere karşı almış olduğu şiddetli tedbirlerdi: Brenner geçidin- de ve o civarda Bolzanoda bu- lunan bütün yabancılara 48 saat içinde memleketi terket- meleri lüzumu bildirilmiş. Bu lüzum siyasi ve askeri bir za- ruretten doğuyormuş.. AÇ ; nlacılan Almanıca hüdüdü ü < Azerinde ve cenubi Tirollerde olup bitenlerin yahut yakın bir a. tide olması muhtemel — vakaların mümkün olduğu kadar yabancı gözlerden saklanması icabediyor. Zaten bu karar alınmadan bir iki gün evvel dünya matbuatına akse. den bazı haberler arasında da çok dikkate değer noktalar vardı: Bir taraftan Almanyanın İtalya hudut. ları üzerinde mühim tahşidat yap- tığından bahsediliyor, bir taraftan da Almanya ile İtalya arasındaki son pürüzlü meselenin, cenubi Ti. röllerdeki Germen ekalliyeti işi etrarında senelerdenberi iki hükü. met arasında devam eden müzake. relerin neticelenmiş olduğu bildiri. liyordu. Bulunan mükemmel hal çaresi şuymuş: Her — Hitlerin ve Düçenin bir çok defalar nutukla . rında söyledikleri gibi iki mem - leket aarasındaki hudutlar değiş . miyecek, Brenner geçidi ve bunun ötesinde İtalyanın Cihan Harbin. den sonra Avusturyadan almış ol. duğu arazi yine İtalyada kalacak, yalnız buralarda — asırlardanberi yerleşmiş bulunan ve Germen ır. kından olan Tirollular hemen yürt. larını terkedecekler, isterlerse Al. manyaya göç edecekler, isterlerse İtalyanın başka bir köşesinde ken. dilerine yeni bir yuva arayacak . lar. Ne garip; Südetlerdeki Alman« lara fena muamele ediliyor diye Çekoslovakyayı ortadan kal. diriveren Almanya, senelerdenberi binbir şekilde İtalyanlaştırılmıya çaışılan 220.000 Germenin adetâ tehcir gibi bir muameleye uğra » Masına razı oluyor. Bu fedakârlı. ğa mukabil İtalya Triyeste lima - nında Almanlara bir takım imti . Yazlar verecekmiş. Bu haber doğ- ru İse Almanya Akdeniz kıyıları. na en evvel kendi müttefikinin topraklarında varıyor demektir. Cenubi Tirol Cihan Harbinde Avusturya hudutları içinde idi. O zaman Avusturya ordusunda kan. 18_nnı döken, İtalyaya karşı şiddet. li bir harp yapan Tirollular Ger « menlik davasına — bağlılıklarının mükâfatını böyle mi görecekler? Fakat bugünkü vaziyet Tirollula. rın karşılaştıkları ilk — nankörlük hâdisesi değildir. Tirol halkı vak- tiyle Habsburg efendilerine karşı gösterdikleri sadakat mukabilin - de de onlardan çirkin bir ihanet - ten başka bir şey görmemişlerdi. Napolyonun bütün Avrupaya mey- dan okuduğu sıralarda idi. Şiddetli bir sel gibi akan Fransız orduları« nin karşısiında hiç bir kuvvet tu- tunamıyordu. Tirolların sahibi 0« lan Habsburglar, Fransızları hiç olmazsa Brenner geçidi üzerinde uğraştırmak için ahaliyi ayaklan. dırmak istediler. Milis teşkilâtının başına geçen Andres Hofer ismin- de bir hancı Fransızları fena halde yildırdıi. Bu isyan hareketi onlara çok pahalıya mal oluyordu. Napol. yon Hofer haydudunu yakalayıp getirene büyük mükâfatlar vere « ceğini ilân ediyordu. Tirolluların bu mukavemeti sayesinde Avus » turyanın son ordusu — hezimetten kurtulmuş ve Napolyon Znaim'de İmparator birinci Fransuva ile bir mütareke imzalamıya mecbur ol « muştu. Fakat sulh — müzakereleri yapılırken imparator da Başvekili Metternich de Tirollulara ihanet etmişler ve 1809 Sehönbrum mu - ahedesiyle onlarr Napolyonun ar - zusu üzerine Bavyeralılara bırak. mışlardı. Bu ihanete rağmen mem. leketi düşmanlarına teslim etmek istemeyen Hofer aylarca uğrastık. tan ve Salzburg'da Bavyeralıları yendikten sonra yakalanmış ve Mantuada — Napolyonun emriyle kurşuna dizilmisti. Avusturyanın bu fedakâr evlâdına karsı yaptığı yegâne şükran hareketi, ölümün - den 13 sene sonra cesedini getir - terek İnnsbrükte Hofkirchede göm. mek ve bu Tirol kahramanı namı- na bir heykel dikmek olmuştu. Fa. kat bundan bir asır kadar sonra, 1919 da, yine o Avusturva, bu anı- din yanıbasına cenubi Tirolun İ- talyaya terkini hatırlatan bir ma. tem sütunu dikmek zaruretini gö- rüyordu. Ş imali Avrupa ile Italya ara. sında en kısa, en rahat yol Tirollerde harekât yapan Alman kıtası İ -| Brennerden geçer. Tarihte bütün istilâlar hep bu yolu takip etmiş « -tir; Eski Romalılar bu geçitten a - şarak Tuna havzasına — varmışlar ve şimal barbarları İtalyanın müm- bit ovalarına buradan sarkmışlar. dı. Cihan Harbinden evvel bu ge- çit Avusturyanın elindeydi, hem yalnız geçit değil, bunun çok cenu. bunda ahalisinin ekseriyeti İtalyan olan Trentino vâdisi de Avusturya hudutları içinde bulunuyordu. Bu vaziyette İtalya kendini hiç bir vakit emniyet altında göremiyor- du. Cihan Harbi başlayınca İtal - yanın ilk işi müttefikinden Tirolu istemek olmuştu. Avusturyalılar İtalyanlarla meskün olan yerleri terketmeyi kabul ettiler, fakat İ. talya bunu az görüyor ve germen- lerle meskün yerlerden daha öte- ye geçerek Brenner geçidine yer . leşmek istiyordu, Avusturya buna razı olmadı. Bu vaadi İtalyanlara yapanlar itilâf devleti oldu: Tirol. lerden başka bol keseden verilmiş ikram hülyaları ile dolu olan ve 1915 te Londrada imzalanan gizli anlaşma sayesinde İtalya İtilâfçı « ların safları arasına katılıyor ve harbin sonunda St. Germain mu « ahedesiyle Avusturyadan bütün cenubi Tirolu alıyor, Brenner ge- çidine yerleşiyordu. Yalnız bunun için Germenlerle meskün — olan yerleri de İtalyaya vermek lâzım gelmişti, Sulh konferansını idare edenler kendi koydukları kaideyi kendileri bozuyor ve milletlerin kendi kendilerini idare etmeleri prensibini bir kere daha çiğniyor. lardı. Amerika Cümhurreisi Wil - son İstemiye istemiye bu karara iştirak ederken “yabancı bir halk ile meskün olan bu sahayı” terke sırf İtalyaya karşı beslediği sem - pati sebebiyle razı olduğunu itiraf ediyordu. Paris sulh konferansında, Ital. ya kendi hudutları içinde kalan azlıklara, konferansın ekal. liyetler hakkında kabul etmiş ol. ahlâki bir taahhüt ile bağlı sayı . yordu. 1919 da Hariciye Nazırı o lan Signor Tittoni, bir nutkunda memleketin emniyeti ve selâmeti namına ilhak edilmiş olan yerlerde ahalinin haklarına, âdetlerine, dil. lerine ve müesseselerine ilişme « mek büyüklük şanındandır, demiş- ti. Fakat Faşistler — hükümeti ele geçirdikten sonra böyle düşünme. diler. Tirolluları İtal_vanlaştırmak için çok şiddetli tazyikler yaptılar. Almanca tedris mekteplerden kal. dırıldı, hattâ üçten fazla çocuğa hususi olarak bu dilin öğretilmesi bile yasak edildi. Bütün coğrafya isimleri değiştirildi, aile isimlerin. den bile Germenlik izlerinin silin. mesine teşebbüs edildi. Halkın ru. hunu değiştirmekte güçlüklerle karşılaşınca hükümet buralara İ . talyanların yerleştirilmesi için ça. reler aradı; bir yandan memleket sanayileştirilerek İtalyan amele ge. tiriliyor bir yandan da ağır vergi. ler altında ezilen köylüler elindeki arazinin ucuzca — İtalyanlar eline geçmesi için tedbirler alınıyordu. Bir aralık Avusturya — Başvekili Monsignor Seipel bu tazyiklere i. tiraz edecek oldu, fakat Almanla. rin Anshluss tedbirlerine karşı İtalyanlardan bir yardım - bekli - yen Avusturya Tirolluları bir defa daha feda ederek İtalya ile anlaş. mıya mecbur oldu. Almanya da kuvvetlendikçe hudutları dışında - ki Germenlerin imhası politikası . na karşı vaziyet alıyordu. Nitekim 1926 da Almanyanın müdahalesi üzerine İtalya. Tirol Germenleri . ne bazı müsaadeler vermişti, N aziler Avusturya Başvekili Dollfusu 1934 te öldürttük. leri vakit Mussolini Brenner hu . duduna bir kaç ordu göndererek Hitlerin muhtemel bir hareketine karşı “şiddetli tedbirler almıştı. Halbuki 1938, 12 martında Al. manya Avusturyayı ilhak ettiği zaman Mussolini bu hareketi tek. rarlamıştı, 13 martta Her Hitler Linz'den çektiği bir telgrafta: Mus. soliniye: “Bu jestini hiç unutmı « yacağım, teşekkürler..” — diyordu. Düçe ise bir kaç gün sonra bu hareketine saik olan sebepleri i - zah ederken: “Tarihi bir takım vâ. kıâğlar vardır ki bunların hudusu artık kaçmılmaz bir zaruret şek . lini aldığı zaman, bu hareketle be- raber olmak, herhalde bu hareke . tin size karşı vukubulmasından daha iyidir.” demişti. Yoksa İtal . ya Başvekili şimdi de — Almanlar - nasıl olsa bir gün Akdeniz kıyıla. rına kadar sarkacaklar, iyisi mi Brenneri kurtararak, şu Triyeste, yi onlara kendiliğimizden güzel . likle verelim mi diye düşünüyor. ce, yavaş yavaş rinden, ıztıraplarından, rinden; — milletin Büyük Şeflerin kahramanlığınd bahseder. Bir başladı mı, o volk baştan başa bir duygu, bir heyecan dır; alevi, çevresinde bulunan herkı Sanatin, yurdun; insanlığın . san severim. Evet, Ressam Çallı, Kaşık Adası nı alacak, oraya küçük köşkler bahçeler, havuzlar yaptıracak; d lenmek, hava âlmak, sükün içind çalışmak istiyen sanatkârlar; orad mavi suların bestesiyle uyuyan kü çük toprak parçası üstünde ruhları! dinlemek imkânmı bulacaklar Çallı, her sanatkârın hasretini çe tiği bu küçük cennette biraz saadet yaklaştığını görünce, yYuhunun büyük saadetini duyacak.... b Geçea akşam ona sordum: B — Ne oldu Kaşık Adası? isteyince ada kıymetlendi; müza: deye konuldu, simdiye kadar yed bin liraya çıktı. Benim, o kadar meğe kudretim yok. Başkaları onu alıp ta, ne yapa- cak? Başkaları için yeryüzünde mi yok? Ouu, parası olanlar, bir kapris yüzünden, sekiz bin mı, on bin liraya mt satın alır, ki ama; ne yupmak için? Çallının mütevazı bir sanat köşe, zendiği bu yerde belki bir kâş: kurmak; kumar salonları, zevk, s fahat köşeleri açmak için, değil n Çallı o akşam yine coştu, yine ledi, lâkin, sesinde sanki göklesin. den düşmüş bir kartalın - kırgaınlığı vardı. O, belki son rüyasın. kayb mişti.. , “ İçim yandı; kendi kendime: “Bazu kuvveti göstererek Türl maddi kuvvetini temsil eden Çoban Mehmede, millet, şu ka lira hediye ederken, ruhunda w vi bir kâinat yaratmak kudreti t yan Türk sanatkârının karşısınd A heyecanın en yükseğini göstererel ona da bu küçük adayı alıp hed iye — M Ş Diye düşündüm. Çallının adası bende tedailer ya ef ğ ü » y Kt tı. Çocukken, her sanat seven ins gibi, ben de, böyle bir dünya yar mak hevesine düşmüştüm, — Günli dedikodulardan, tiksindirici mace lardan, küçük heveslerden uzak h iklimde bir şiir ve sanat beldesi (Devamı 8 ıncıda) rında sanatten bahseder; biraz için- tahteşşmurundaki heyecanlar uyanır; şimdi, sesiyle, sö. züyle, jestleriyle baştan başa bir a« levdir; size yurtdan, yurdun dertle. fedakârlığından, artık hiç bir kuvvet durduramaz; Ö se geçer. Herkes susar, o, gürler., ' mâ bir âşığı olan Çallıyı bunun için — Onu başkaları alıyor, dedi. Ben si, küçük bir şiir yuvası kurmıya ö- ) S 4 l

Bu sayıdan diğer sayfalar: