Türk Safosunun Hayatı: TEFRİKA No. 118 “Bizi Mia mı?,, Padişah Gayzına Mağlüp Olup ta "Evet,. Deseydi Muhakkak ki Hemen Böğmznd Sarılacaktı Boyz Osman, kollarını kevig turarak sordu: — Bizi boğacaklar mı, kesecek. ler mi? Padişah, gayzına mağlüp olup ta: "Boğacaklar!,, deseydi, mu- hakkak ki, ölüme mahküm adam ileri atılacak, bütün köleleri de. virerek hünkârın boğazını yaka. lıyacak ve kendinden önce, onu boğacaktı, gözünde bu müthiş ka. rar, ruha ürküntü veren bir ba- kış halinde parlıyordu! © © Fakat Sultan Mehmet, böyle bir » balilenin vukuuna meydan verme. © di, başımı yana çevirerek mın, dandı: — Başınız kesilecek, ihyet taşı. . ne konulacak! N Bej, on dakika sonrr, Poyraz Osman beyle' Öküz Mahmut, cel- © lâtların müsaadesiyle kucaklaş. » muşlar, hellâllaşmışlar ve bir lâh. a içinde başsız birer ceset hali, © ne münkalip olmuşlardı". ” » emişçi Hasan Paşa; gün ba- şına artan bir gurur içinde © sipahi ocağının temelini yıkmıya — çalışırken, bütün dikkatini Kâtip Cezmi üzerinde kümelendirmişti. Çünkü sipahiler içinde mukabil taarruz imkânlarını arayacak, ye. ni bir isyan zemini hazırlıyacak yegâne kafayı Kâtip Cezmi taşı. yordu. Fakat İstanbulu, fars de. İliklerine kadar, taratan yi — vezir, bu İuwwekli, © kendini, ne izini bulabilmişti. Cezmiyi her hunç, hem de hirs #le aratmakta, dediğimiz gibi, ve- zirin hakkı vardr. Çünkü o, tek durmıyacak ve mutlak bir fitne © uuyandıracaktı. Nasıl ki, — vazi- © yetin kendilerine asla müsait ol- © mamasına rağmen — böyle bir hulyaya sapmış ve kendince derli toplu bir plân da hazırlamıştı. Cezminin plânı Anadoluda bir — sipahi isyanı uyandırmak temeli. ne dayanıyordu. Yeniçerilerin İs. tanbulda çokluk teşkil etmeleri- bir bin alı yüz timar vardı. Dört bölükte mukayyet sipahilerin sayısı yirmi binden ârtıktı. Gerçi — ulâle cetvellerinde yazılı isim. lere bakılırsa — yeniçeriler de kırk binden aşağı değildi. Lâkin bir savaş vukuunda o ocağın ve- receği asker on beş bini bulamaz- dı. İşte Cezmi, bu hesübu güvene- rek ve Anadolu şehirlerindeki mn. hafız yeniçerilerin sipahilere nis- betle yirmide biri bil& dolduramı- yacağını düşünerek, bir ayaklan- ma plânı çizmişti. Celâli adı altın. da /Anadoluyu baştan başa viran len Deli Hasan, Karabaş, uzun bölük başı, Kalenderoğlu, Canbo- lat zade gibi sergerdelerin hak. kında gelemiyen sarayın ve kub- be altının nizam ile, intizam ile hareket edecek, halki incitmiye- cek olan Sipahilere karşı tamami. le âciz vaziyete düşeceğini ve bu arada yeniçerilerden mükemmel surette öc alınacağını umuyordu. Yalnız bir müşkül nokta vardı: İstanbuldan çıkmak!.. Yemişçi ve. tir, şehrin bütün kapılarını kapat. miş, her kapıya kendi adamların- dan birer, ikişer gözcü koymuş olduğu için Cezmi gibi şekli, şe. malli hemen herkesçe belli bir ih. tilâleinin değil, gelişi güzel bir sipahinin bile :-tanınmadan«payi. taht dışına çıkması mümkün do- güdi. ezmi, “işte buvimkârisızliği yenmek için bir yal aradı, ölü'rolü oynamıya karar verdi. Çünkü kapıların ilk kapandığı günlerde cenazeler içeride kaldı- ğından halk homordanmıya, vezir aleyhine atıp tutmıya başlamıştı. Yemişçi vezir, sipahilerle uğraşir. ken, bir de halkın gayzına ve hü. cumuna uğramaktan korktu, ce. nazelerin kapılardan geçirilmesine izin verdi. Tabutları açmak, için: miya teşebbüs edeceğini hatırına a, Cezmi bu haletten veya gaflet- ten istifade etmek istedi. Memle- ketin dört yanından bir iş bul. mak, bir baltaya sap olmak ülkü. siyle İstanbula gelen ve yetmiş iki buçuk millete mensup olan â. varelerin yatıp kalktıkları han » lardan birine — kıyafetini değiş- tirerek — gitti. Hizmetçi olarak yedi adam seçti, onları syrı ayri günlerde kendi sığınağına getirdi, her birine birer avuç altın verdi: — Sizin, dedi, açlıktan nefesi. niz kokuyor, Barındığınız handin, ben olmasaydım, belki ölünüz çı. kacaktı. Şu halde size büyük bir iyilik etmiş oluyorum. Karnınızı doyuruyorum, sırtınızı çıplaklık- tan kurtarıyorum, elinize de bir küme altın koyuyorum, Halbuk! size yapacağım iyilik bundan ibs- ret değildir. Siz eğer, istediğim küçük bir hizmeti yaparsanız, bi. rer avuç altın daha slacaksınız Eğer benden hoşnut olup ta, hiz. metimde kalırsanız, — çok geç. meden — birer ağa Olacaksınız, © bolluk içinde yaşıyacaksınız. Ve sonta kendilerinden istediği hizmeti anlattı, Söylemeğe hacet olmadığı üzere bu hizmet, görü“ » müşte, gayet basit olup Kâtip Cez- miyi bir #abuta koymaktan, o ta. butu bir kayığa starak Usküdarâ iletmekten ibaretti, Her biri belki bir ayrı millete mensup olan ye. 4i hizmetçi, ellerine konulmuş al. tınlardan büyülenerek, bu işi o- muzlarına aldılar, üstelik heyece- na kapılıp, canları tende oldukça, yeni efendilerinden ayrılmıyacak. larını — haykıra haykıra — söy. lediler, bol bol da and içtiler, ezminin plânı, € engele uğramadı ve biz. metkârlar kendisini Üsküdara a- Şırabildi.. Lâkin güçlük o yakaya geçtiklen sonra yüz gösterdi. Çür- kü cenaze taşımak, mezar başın. ilk safhada! ne mukabil sipahiler de Anadolu. da ekseriyet vücüde getiriyorlar. dı. O tarihte — timar defterleri. “ne göre — Rumelide yetmiş dört “bin altı yüz, Anadoluda doksen © muna girip te , —3— İçinden biraz evvel çıktığı yatağını düzeltirken şarkılar söyleyişinden belliydi ki, Benli Melâhatin neşesi yerindeydi: Zira o, artık kendisini, her mu. radına kavuşmuş mesut bir insan sayabiliyordu: Bu dört odalı dayalı döşeli apartımanın üç aylık ki. rasını birden vermişti. Esvapları, kombinozonları, papuçları, kendisine bir yıl yetecek kadar boldu. Üstelik te, biriktirmiş bulunduğu paralar, kendisi- ni aylara, hiç kimseye muhtaç olmadan yaşata- bilirdi. Kendisine hiç bir hayrı dokunmıyacak sünepe bir herifin kanuna zıt hareketlerini polise haber vermek mukabilinde, eline oldukça para geçmişti. “Safa,, meyhanesinin sarhoş ve kokoz müşteri. lerinden, bayli kahır çekerek ve gizli gizli hayli fedakârlık ederek sızdırabildiği paraları da, kırk parasını harcamadan biriktirmişti. Fitilden kopar. dığı hediyeler, esvaplar, kaçak kumaşlar, ve para. lar da yanına kâr kalmıştı. Bu sayede, artık, ay- larca, hiç kimseye muhtaç olmadan yaşiyabilecek vaziyetteydi. Üstelik te, hiç kimseye, Hiç bir hare- ketinin hesabını vermek mecburiyetinde değildi. Bilhassa bu hürriyet onu, kavuştuğu bu basit ve muvakkat refah kadar mesut ediyordu: Simdi, €s- ki günlerini bir kâbus görür gibi hatırlıyordu: O zamanlar, en müşterisiz umumhene evindeki ms. manın azâadolunmaz kölesi halindeydi. Zira umum. © hanede işe başlarken, her sermaye gibi, o da ma- maya bir hayli borçlanmıştı. Bu borcu ödemek için, © kazancının yüzde ellisini, hattâ yüzde altmışın o kadına veriyordu. Buna rağmen, üzerine mütema- “diyen faiz binen o garip borç, bir türlü bitmiyor, o hattâ eksilmiyordu. Melâhatin hesabina akıl erdi. remediği bu borç, tükenmez bir cezadan farksızdı. , bir aralık yakaladığı bir hastalığı, yine ma. isdan aldığı paralarla geçirdikten sonra, borçtan kurtulabilmekten büsbütün ümidini kesmişti. Bu borç yüzünden, kendisini, mamanın her emrine #© mecbur tutuyordu: Mamanın yat dediği yer- dekilerin gerçekten ölü olup ol- madığını araştırmak vermiş değildi. Zira sipahi eleba. şılarından hiç birinin ölü duru . payitahttan kaç. da kuran okumak veya amin de. mek yolile o gecinen düzünelerle serseri, Kâtip Cezmiyi taşıyan ta. butun da ardına takılmışlardı. (Devamı vari için emir BULMACA Dünkü bulmadamızı» halledilmiş şekli 1234567189 10 Bir ka memurların lemlerinde delaşan yü icap eler, Keyfiyet 10 — Dik « Tereke Bir Kamyon Devrildi 7 Yaralı, ve 1 Ölü Var Sıvas (TAN) — Gökmedrese ma- hallesinden Osman oğlu Halilin şo. förlük ettiği kamyon, içinde eğya ve 18 yolcu olduğu halde giderken, Nümüne çittliği ile Söğütlühân ara. sında, çimento fsbrikasına kum gö- türmekte olan Yusufun arabasına çarpmış, arabanın okunu kırmıştır. Şoför, kamyonu durdurmak iste |. miş, fakat kamyon devrilmiştir. Se çekiyarur. hastanede ölmüştür. Diğer bira. dın ile bir kız çocuğunun Yaraları da çok ağırdır. nekledir. Halbuki duğu iç Yatak, yemek ve çalışma odalariyle salon takımları velhasıl hernevi mobilyalar ; BAKER (ezki HAYDEN) mağazalarında teşhir edil- mekte ve her yerden ucuz fiat ve müsait şartlarla sa- tılmaktadır. sılamamaktadır. bir varidat s05 da hal dam yanılıyor klör, son senelerde görülmemiş bir jüdetle deyer eli yon Feri ih erarel de vecesi bit deh #rtmaktadl; Kar ve'buz kiz yolcu muhtelif yerlerinden ya. | sartiyatı pek ziyade “çoğalmutlır. ralanmıştır.. Yarslılardan bir kadın | büz buhYarı hüzedilektedir” uha Bitola burbdaki iki sene 'evvel Ödemişiiler tarafından sa- fan alınıp ovaya nakledildiğindenberi şeh- iz baz ihtiyocum İzmirden teda ihsaltı mahdut ol ir Belediyesi şehir baricine tkdit eylemistir. Bu yüzden ekte ve ihtiyâcı kar- Belediye Manisada bu İ fubrikan uçacak olursa, hem hal yacını temin etmis, bı bat ele geçirmiş olacakdır. Uk ikramiye hukkında ihtişar Yazıda bu İşin tetkik edilmekle olduğu de esasen altı aylık ikramiye mu ( Bundan baska, sabik Nafia Vel tereci Ali Çetinkuyanın brzasile idare İcat bir 4 ünl geçmemek şartile ikremiye nin kabul edildiği memurlara btldirilmi- tir, Şu halde 1938 senesine alt olup Nalın Vekâleti turafından verilmesi kabul İ edilen iktamiyenin, idareye 1 - 7 - 39 terihinde vazıyet eden Helediye tarafı dan tekrar tetkiki mevzu n ik. Be şikâyetimiz yemek bahsinde kântrolünü ümit ederken ertesi gün İşe gittiğimiz za- wan Dişiğimizin kesildi, tabii müteessir olduk, Nuri Paşa Fafrikasi İşçilerinden Ahmet Mutku * Manisada sıcaklar ve buzsuzluk Bir mezarlık hikâyesi #önesi o Aradolühisarındaki fabrikası sahipleri Belediyeye o Müracaat | ederek fabrika ile Hisar köprürü #rasın- inen-500 metre uzunluğundu bir Elektrik Memurları i Için Ikramiye Elektrik şirketi | & 1 yapmak istediklerin! bildirmiş- olan #ene. İller, rüheat istemişlerdir. Bunun üzerine Gden bir) bir fen heye Hisura gelerek Kar tanzim etmiş, keşirler yapınıştır, Faktit 33 | rilmüştür. Halbuki bu işim tetkike muh- Kİİ taç taraf yoktur. ha bir türlü sühsat verilememiştir. Nİ İAİLİ Elektrik “Şiriteti Nefis Vekâleline bil-| vet 936 de, yolun geçmekte olduğu we HİAİLAİ İsi 38 tarihinden İtibaren geçmiş. ığın mubafızat üdiri ailka komisyo- SUGÜAKÜ BULMACA tir, fakat Batın alınma keyfiyeti 1-4 - g£ ca kesilmesine muvafakat o edilmedi 1234567180 10 rihinden itibaren olduğundan memur #inden istenilen suhsatın verilemiyeeeği it bulunan #lk aylık ikramiye bede- | bildirilmiştir. M aynen yeni teşekkül eden idareye mef- | Halbuki 4620 geçen bu mezarlıkin tek şuh şirket tarafından veriimiştir. Şu hal- | bir mezar taşi ur, Ve içinde de mcak yirmi Kh ! Fabrika tin bu teşebbüsü fe yüz ko ur Ve dan kurtulacaklarım haber alan İHise İsr buna çok sevinmişler ise de bu m cevap karşısında ne yapacaklarını Şaşir- oışlar ve halihazırda mezarlıktan ziyade bir mezbeleye benziyen bu mahallin, köylerinin imarına mâni olduğunu görerek hayretler içinde kalmışlardır. Bütün sarlıla» bu işte bir yanlışlık olduğuma İa- nidirler, Keylizetin bir dela da gazeteniz- le yazılmasını rica ederim. tümimle kazanem ve hs olmaması kere de bu ba- ikımdan tetik Ve tri etliriknesi adi X SOLDAN SAĞA VE bi raziye YUKARDAN AŞAĞI; Jin i bie baseatı ol: Açık muhabere 1 — İçilir © Düz olur. * — Beyan © Namaz kıldırır. Patlıcan uğruna Reşat imzaslie serbest Iskâna tâbi mu- | 3 © Yaş değil, hacirler için mektup gönderen okuyucu” ye ©, erkân, usul, edepii g Bir(işten çıkarılmışlar yak l ri © Bir harf, y d — Mektubunuzu nesredebilmemiz İçin ğ H 3 viyetinizi bi M- 5 — Kabul etmemek © Evin ds © tinbutnunda Nuri paşa fabrika, | saril! adres ve hüviyetinizi bildirmenlr Jâ sında çel i gün yemekte ded 8— © Put © Bir haci, | umeleye veriler patlıcen kızartma Sy memurlarından N, İsyankâ işirii ğini, gayet inte dilimler balin- z <9 eya Ml Manila mim gün yölüruz İstanbula düşerse B — Bir uzyumuz © Bir millet, gidi “kesildiğini, bunların örer nu gördük. Al karlar matbasmıza uğrayınız. süsl ve cevap MU- 9 — Yok değil © Bir zamir g Zevk ğun g0 * İ harririni ziyaret ediniz ve onun musa- sında size ikram edilecek bir kahveyi İçi- niz. Bir kahve İçinceye kadir geçecek ki- a müddet zarfında susl ve cevap mMü- İ harririne kaç mektup geldiğini ve neler sorulduğunu bizzat görür, tahmizininde ne kadar yanıldığınızı ve zehabınzn ne Kâ- Mi öğrendik Velar yanlış olduğunu bizzat görür ve se” sracağını Müvaköi size anla- |: dikkat nasarlarım Erbaada Tütün Mahsulü İyi Erbaa (TAN) — Çok yağmurlu ge- çen günleri fırtına takip etmiş, bun. dan sonra hayalar ısınmıya baş'a- İnıstar. Yağmurun devam etmemesi, mah- sulüü çürümekten kurtardığı için iyi olmuştur. Tütün zeriyatı mükemmel vaziyet. tedir. Bu sene mahsulün fazla olaca- ği umulmaktadır. İki Çocuk Kuyuda Boğuldular Izmir (TAN) — Borgamanın Ko- zak ahiyesinden dört yaşında Bus. tafa oğlu Ali, evinin bahçesindeki kuyuya düşerek boğulmuştur. Ödemişin Kiraz nahiyesinde de bir boğulma vakası daha olmuş, Meh. met oğlu Mustafa adında bir çocuk, ün çardağının yarında öynarken, orada bulunan su kuyusuna döğ. müş, ölümüştür. Fakat biz fubrikası rik et- de halat vi TEFRİKA No. 44 de yatmak, mamanın * tut dediği adama sarılmak, mamunın bırak dediği erkeği atlatmak, sevmediği müşteriye yaltaklanmak, hoşlandığı bir delikanlı- Yy, kovmak, Melâhat için, her gün, her gece tekrar- lanılması mecbüri olan ağır birer vazife gibiydi. Ve Melâhat, hürriyetinden, hapishanelerdeki mah. kümlardan fazla mahrumdu. Uzun süren bu hayat, onu çökertmişti. Nihayet günün birinde, anlaşılan borcu ödendiği, ve Melâ- hat te, kendisine yeniden börç para verilebilecek kabiliyette görülmediği için, kapı dışarı edilmişti, "Topkapıdaki “Safa, meyhanesi, onun için bir devlet olmuştu. Ve Melâhat, o meyhanede, belki daha «z paralı müşteriler bulmuş, fakat daha faz. la itibar görmüştü, Hele şimdi artık, kendisini tamamen toplamış bulunuyordu. Sıhhati de yerine gelmiş, on yaş bir- den gençleşmiş gibiydi. Yüzünde, istirahatsiz geçen gecelerin yorgunluğu, sarılığı, perişanlığı ve bit- kinliği kalmamıştı: Artık erkeklerle, yeniden mü. cadeleye girişmeğe hazırdı. Hem bu seler, kendisi. ni, onların altlarında kalmıyacak derecede kuvvet. lenmiş, olgünlaşmiış, dolgunlaşmış ve dinlenmiş bu- luyordu, *Bir aralık, gözleri aynada, kendi yüzüne ilişti. O zaman, dudaklarında memmun bir tebes- süm belirdi. Zira Melâhat artık kendisini, her er. keğin fikrini celebilecek kadar parlak buluvordu. Kendi kendine “— Bundan sonra görürler onlar!,, Dedi. Erkeklere karşı, hem zâafı, hem de acaip bir ki. ni verdı: Zâafı da, kini de, kendisini onlara muh. taç buluşundan doğuyordu. Niyeti, bundan sonra kendisini “ağır satmak: Dört odalı, banyolu, kalöriterli, ve iyi döşenmiş bir apartımahı vardı. Bir radyo, hattâ bir telefon al mayı da düşünüyordu. Çünkü bütün bunlar da, bir sermayenin serma- yesiydi. Erkekler, kiraladıkları kadının fiyatını, içine kabul olundukları odaya, yatağa, eve, eşyaya göre biçerlerdi! Hangi erkek, dört tane odası, ka. löriferi, radyosu, telefonu, kat kat esvabı olan bir kadına sıkılmadan, utanmadan Iki üç lira vetebi. lirdi? Binnenaleyh, Melâhat, her mal gibi, satılık kadının da, iyi bir vitrinde teşhir edilmesi lüzumu. na kenidi, Bu vitrine harcanacak paranın boşa gitmiyece- ğinden emindi: Masrafsız orospuluk edilmiyeceği- ne inanmıştı. Hattâ, müşteriler indindeki itibarını arttırmak için, apartmanın duvarlarına, Mahmut. paşadan, veya Yüksekkaldırımdan alınmış eski pa. sa resimleri asmayı bile düşündü.. Rahala kavu. şunca, kadının zihnine bir küşayiş gelmişti: Ne ğü belirsiz bir kadınla, bir paşa torununun ayni fi. yala geçemiyeceğine bile akıl erdiriyor ve bir de asalet Lakınmayı düşünüyordu. Aynanın karşısına geçcrek, kendi hayalini bir müşteri farzetti. Ve o. na kendisini takdim etti; “— Bendeniz, Cafer Kanber paşa hafidesi Melâ. hat! Bu İren yaptıktan sonra, uzun bir kahkaha savurmaktan kendisini alikoyamadı: Kendi kendi. siyle mi, yoksa muhayyel, ve müstakbel müşterile- riyle mi eğlendiği belli değildi. Evin içinde, mayhoş ışıktan, baygın kokudan, keskin içkiye kadar, bir erkeği başlan çikerabile- cek her türlü silâh mevcuttu. Melâhat, bunları düşünürken, tan Mürüvveti de hatırladı: “— Ah, dedi, hele o.. O ışık gibi kız, hangi erke. Kin başına bir güneş gibi vurmaz ki? Yeter ki, bu. dala, ağlamaktan, sızlamaktan, düşünmekten, tü- şınmaktan vaz geçse de, aklını başına toplasa!. Sonra, ümitli ümitli gülümsedi: “— Maamefih, gitlikçe yola giriyor!.. Biraz geç te, zor da olsa, eninde, sonunda anlâşabileceğimiz muhakkak... Eğer onunla da çlele verirsek, bize karada ölüm yoktur. Hem bu sefer, ben artık o es- ki Melâhat te değilim. Iki apartıman dikinceye ka. dar, meteliğin hesabını tutacağım. Bir kere sırtımı. 71 v öpartımanlara dayadık mıydı, ondan sonra ke- ka, Eğer o zaman beğenmediğim erkeğe, eski.p&- pucumu verirsem, yuf desinler bâna... Bu sabah, Melâhatin basit muhayyilesi de, kese- si kadar zengindi. Hulyadan hülyaya dalıyor, beş gün sonra değil, beş sene sonra yapmayı düşündüğü işin leferrüatı. nı bile tasarlıyor, hesaplıyordu. Galiba hulyaya da. ha rahat dalmak için yeniden düzeltiiği yatağma uzandı; Biraz sonra, tavana dikilen gözleri açık ol. duğu halde, uyuyormuş gibi hiç bir şey görmüyor- du: O kadar ki, Mürüvvetin odsya girdiğinin bile farkına varmadı. içeriki odada ya. « — (Devamı var)