1-8-939 Yerli Mallar Sergisinde Hatay Pavyonu Bp de, şu Galatasaray lisesi için: “— Memleketin en mahsuldar mektebidir!,, Diyenlere sınız. Bundan hâlâ şü; sa, gidin bakın: Mübarek mekte- bin avlusu bü sıcak tatil aylarında bile böyle harıl harıl faaliyet gös- teriyor ve arı kovanı gibi işliyor. Berce, faal mektep böyle olur. talebe, yazın da y ha okutur! Fakat maalesef bu hummalı gi e rağmen, bu mekti ii halka yine yaranamiyor: inanmaz» li ma. imdi de, oraya girecek olan- lardan birer ek istenil- mesine aleyhtar davrananlar var. Halbuki, bana sorarsanız, ancak bu sayede, Galatasaray lisesine kir fukara da girel ranin kışlık dühuliyesi i mek, her babayiğitin değil- dir. Bu itibarla, hazır elimize fır- sat geçmişken, girelim. Hiç olmaz. sa gezmiş oluruz. Hem, çok gezen, her hâlde, çok yaşayandan olduğu gibi, çok okuyandan da fazla bilir. Ve bu hesapça, bir ziyaret orada bir sene okumanın yerini tutar. Dün, mektebe girerken, kapıda rastladığım bir tanıdık, kendisine de anlattığım bu düşüncelere iti- raz etti, vet “ — Bence, dedi, Galatasaray li. sesinin tedris sistemini kuvvetli bulmıyanlar haklıdırlar: Görmüyor musun? Bununla, tam on birinci sene... Her yaz, muntazaman de- n ediyorum: Daha bile sökemedim., ps benim mektebe girdiğim sırada, on birinci yerli msl- Yar sergisi, büyük bir kalabalık ta- rafından ziyaret edilmekte bulu- nüyordu. Halbuki, bazı gazeteler, istenilen"beş“kurüş dühu züpden, serginin bu sene'çok ten- ha kaldığını yazmışlardı. Bereket ki, imdadıma yetişen bir arkadaş, beni, serginin o andaki vaziyetile, © gazetelerin yazdıkları arasındaki tezada bir mâna verememekten kurtardı ve: “.- Sen, dedi, davetiye ile gir- diğin için, farkında değilsin. Hal buki, şu anda içeri girenlerden dü» huliye alınmiyor.,, “— Kaldırıldı demek?, .— Hayır. Tamamen kaldırıl. madı. Fakat saat on ikiden on ü- çe kadar öğle tatilidir. Sergiyi bu sırada gezenlerden dühuliyo alın- maz, Güldüm ve: “.- Demek, dedim, gişe tatil o. lunca halk faaliyete geçiyor? “— Evet... Sergiyi gezmek isti yenlere, öğle tatilinden fedakârlık etmek, beş kuruşu feda etmekten daha kolay geliyor!,, Biraz dikkat edince inandım ki, hakikaten, o beş kuruş dühuliye, yüzünden, yerli mallar sergisi, yal. nız tatil saatlerinde bir milessese haline girm çılır açılmaz, ziyaretçiler, i lacaklarına, dışarı boşalıyorlar. Bu tezadı görünce, kolları kırmızı şe. ritli sergi müstahdemlerinden biri sine: “. Bari, dedim, siz Içeri giren- lerden dühuliye değil, dışarı çıkan- lardan “huruciyc,, alın: Çok deha kârlı çıkarsınız. M çen yılı dukça aamafih, sörgiyi * geze: görülüyor ki, bu ı tecrübelerinden eki ziyaret, Mahmutpaşa çarşısına b lerdi. Halbuki bu sene, ha terakki Sergi Beyoğlu n4 andırıyor. yonlar, gayet sanatkâ- röne ış. a dimağlar tarafından tasarlandıkları ve usta eller tarafından kuruldukları kâr, Fakat buna rağmen, sergi sa. hasının dağınıklığından ve müsait olmayışından mıdır, yoksa orasmı ötedenberi bir mektep gibi görmi ye alışmış bulunmamızdan mıdır, bira; u ma- aşi- kan katın altın. jtündeki katlarda İ yangın, bütün asa İmerdivehleri kesmiş ve yukarı kat. İlara da sirayet etmeğe başlamıştır. İmiş, Halep Ve Şam Tatlıları Nesriyat Sergisi bilmem, otrafır bakmdığımız Iduğumuza ka- Meselâ, içine, şehrine olduğ de bir kapı var ki, ziyare tenbulu anlatm mi hazırlanmış mi 1 pavyon, hiç yük bir emeğin, ve or!. buluşun mahsulüdür ve şüphe yok ki, ayni pav- erde teşhir rde daba büyük bir takdire ve rağhete lâyık gp Fakat yarı aydınlık bir mektep yemekhanesinin mukassi dekoru bel Istanbula bak- istikbali kapkara bir sıkıntısını rile bu yok ki şüphe ülür. insana gözlükle s4 veriyor. Meselâ bu pavyonda, 1şik azlığı yüzünden, yazılardan bazi- ları okunamıyor bile. Bu İşi, bir kibrit. çakarak ta göremezsiniz: Zira, bir elinizle, - vantilâtörlere rağmen, insünı bunaltan #x fetmek yor ht allamak Şu Garip Dünya: Paraşüt Vazifesi Gören Şemsiye Geçen hafta Nevyorkta 50 kat yükseklikte bir binanın orta kısımın. da büyük bir nğın — çıkmış tir. Yangın çi da bulunan kat. ların < sakinleri kolayca yere İ- merek canlarını kurtarmışlar, fa kat bu katın üs- rılması çok güç İtfaiye ve polis artık binanin kur. tulacağından ümidini keserek, su sıkmaktan vaz geçmiştir. Yangının bir bir üstünde bulunân 30 uncu katın penckresinde kalan bir kadın! erkek, çıktığı kadar bağırıyorlarmış ye, bu kadar üstünde olan bu karı kocayı kurtars kurtarılmaları için İfsi- yüksekte ve yangının maktan öciz kalmıştır. Bu vaziyette erkek, ansızın alevler içerisinde o. lan yandaki bir odaya girmiş ve o. radan elinde bir şemsiye olduğu halde çıkmıştır. Bundan sonra, karı koca birbirle. rine sarılmışlar ve paraşüt gibi aç-| ları şemsiye ile beraber kendile-| Yere ere atmışlardır. düşme key eti, normal şekilde seyred muş; yalnız yerden 14 imetre bir ir. tifada kadın telefon hatlarına takıl. buradan da, kurtarmışlardır. onu İtfaiyeciler Kocası ise, şemsiye elinde hiç il İârızaya uğramadan yere inmeğe mu- vatfak olmuştur. tinizi mutlaka üf- Bu inde, O $i tn rüzgâr, leyip söndü dır ki; o dekor i tav o karanlıkta, Eminönü meydanının, Topkapınm, Sultanahmet msn, Florya pi müstakk ektir: itibar meydi stadını 1 ve man. allerinden Ve bu his ki torunları- stak. anbula zaraları, size, bügünkü k iyor ir, bi nbuldan, şimdiki T: m) salesef, Hatay va undan bah de, sergiyi zırlıyanları hoşnut edebilecek bir lisan kullanamıyacağım: tayın bütün mahsulleri, « o pav- yonda görüldüğü gibi - sadece çâ- rıktan, deri çizmeden, âdi ipekten, ve süslü şaldan ibaret değildir. Meselâ, hiç değilse, Hatayın nefis portakalları, bütün dünyanın ağ. sulandıran emsalsiz şeftalileri, ayvaları, incirleri, muzları, - An. karadaki daimi sergi binasında ol- duğu gibi - birer fotoğrafla gös Zira Ha- ben, bu fakir pavyonun kapısı 4. zerindeki koskoca Hatay kelimesi- nin sonundan usulca Köldiriiak mecb rum! harfini duyuyü- | İ Noşriyat tereddütsüz söyliyeyim ki, bu pavyon, kendisini tenkitle; den koruyabileöek kadar muvaffa- kıyetle kurulmuş bir eserdir. hem vâkıfane, hem de büyük emeğin mahsulüdür. Bu itibarladır ki; ben, yerli mallar sergisine tığım ziyaretin en lezzetli intibasnı bu pavyonu gezerken duydum, Iyi olunmuş kitapların, okuma ahını arttıran çekici manzarası aretçilere ka ve dikkat uyandırı" Meselâ, benim, bu İstatistikler. den öğrendiğime göre, son on yü içinde, muhtelif mevzularda basıl- miş olan on binden fazla kitap 4- rasında, 6524 tanesi, Ciddi ve içtimai eserlerin ka- zanmış bulunduğu bu ümit verici rekoru.öğrenmek bile, bu sergiden derin bir sevinçle ayrılabilmemize kâfidir, kanaatindeyim. İkincilik: 2634 rakamile edebi, ve üçüncülük te, 1496 yekünile ta- rihi eserlerde. Bu istatistik! ayrı b Şiirin sona kalışt, sevinç vesilesidir; Demek halk kötü hulyaya me. telik vermiyor! ken, önünden n pavyonlardan X nde okuduğum şu k meler bana hayret ve merak ver. — Halis Şam ve Halep tatlıla Bu da ne demek? Eğer var on birinci yerli mallar s0 rk dahilindeki lâtin Benim yabildiğ yorsam, gisi, ıdutları mam dir m mâna budur. Aca. ve Halep tatlılarının da yerli mallarımız arasına karış" masının hikmetini merak edenlere ne söylenilecek? Evet... Onlar da “yer,, lidir: Helep ve Şam tatlıları gökyüzün- de yapılmaz .Cevabinı mı verecekler dersiniz? Japon parlâmentosunun 300 âzası içinden seçilen şu on mebus hava nümayişlerine halkı daha alâkalandırmak üzere bu harp tayyaresiyle uçuşlar yapmışlardır. Kral Zogo ile Kraliçe Jeraldin'in Londraya hareketlerinden evvel Stokholmde otellerinin önünde çekilmiş resimlerinden.. Hollandalılar bitaraf kalmak azimlerine rağmen muhtemel taar- ruzlara karşı şark hudutlarını Majino hattına benziyen böyle beton bir müdafaa hattiyle tahkim etmişlerdir.. Bülger Mebysin Relii Müzane: fan son Londra seyahatinde e mi Londra sokaklarına yeni asılan “siperlere,, ihtarlı bu lâvha hava taarruzlarına karşı halkın gizle neceği yerleri gösteriyor.. Cehistanın İngiltereye gönderdi. Zi mali kaşetin vole Al Koh (solda)