ASONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1400 Kr. xw.” we w » 1 Sene SG Ay 3 Ay 1 Ay 200 Kr. Milletlerarası posta itibadını dahil olmiyan memleketler için abone bedeli müddet srasiyle 30, 14, B, 35 liradır. Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 28 © kuruştur. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi Yâzımdır. Ekmek Meselesi E ütü Kırdar İstanbul Belediye- sinin başına geldiği günden. beri bir ekmek meselesi vardır. Lütfi Kırdar, şehrin iktısat işle rini tetkik etmek üzere eski iktisat komisyonunu faaliyete sevketmişti. Bu komisyon her şeyden evvel ek- mek meselesini ele aldı, ve ekmek fi- yatlarını kırmak için İkinci nevi bir ekmek tipi vücude getirmeğe çabşi Fakat bu teşebbüsler müsbet bir me. tice vermedi, Bir taraftan Belediye ekmek işi. ni radikal bir şekilde hal için, istan. bulun muhtelif semtlerinde üç dört asri fırın kurmayı düşündü. Tetki . kat yaptırdı, Talipler çıktı. Bu teşeb. büs fırıncıları telâşa dü ellerinden gidecek diye korktular ve Belediyeye muhalif bir Vaziyet aldı. lar, ' Bu sırada bir taraflan da imaliye ücretlerinde tenzilât yaparak ekmek fiyatlarında bazi tenzilât yapılabile. ceği fikri ortaya atıldı. Bu meselede fırıncılarla Belediye arasında bir ta- kım ihtilâflara sebep oldu. Eski İktı. sat komisyonu imaliye teretini 106 kuruştan 153 kuruşa indirdi, Firm - cılar buna itiraz ettiler ve 175 kuruşa imaliye indirilmesini n bu meselelerin münakaşa. sından şimdilik yalnız şehir halkının zarar gördüğüne şahit oluyoruz. Belediye ekmek (meselesini iki safhaya ayırmıştır. Düyümleli “vazi yette ekmeğin nefasetini ve ucuzlu - ğunu temine çalışıyor. Yarın için de asri fırınlar tesis ederek bu mesele. Şiesaslı surette halletmeyi düşünü. yor. Fakat bu arada fırıncılar ekmek. lerin kalitesini bozdular, Halka nok. san ve bozuk ekmekler yediriyorlar. Geçen gün yapılan ani teftiş bu hakikati bütün çıplaklığı ile meyda. na çıkarmıştır. Bu teftişe rağmen de ekmeklerin kaliteleri düzelmemiştir, * Bugün yemekte olduğumuz ek - mekler, eskisine nisbetle, çok bozuk. tur, Anlaşılıyor ki Belediyenin bu meselede biraz daha ciddi ve şiddet, li davranmasına ihtiyaç vardır. Fı rıncıların hilelerine meydan verme. mek, halkın ekmeği üzerinden istiş. mara müsuade elmemek o zarureti vardır. Ana mesele (o halledilinceye kadar Belediye ekmeğin kalitesini bozan fırıncılara karşı amansız dav. ranmalıdır. ve w * ingiliz - Japon Anlaşması Tien - Sin şehrinde bir Japon as. kerini öldüren Çinlilerin İngilizler tarafından teslim edilmemesi yüzün. den doğan, ve sonra bütün Çin sahil, lerindeki İngiliz menfaatlerinin teh. didine kadar varan hâdise halledil miş, Japonya ve İngiltere yekdiğeri.| nin haklarına riayet etmeyi kabul 6- derek anlaşmışlardır. Bu anlaşma totaliter devletler İ- çin bir kayıplır. Çünkü Almanlar bu hâdisenin büyümesini, / İngilterenin Uzakşarkta meşgul bulunmasından istifade ederek Danzig meselesini hal etmeyi istiyorlardı. Bu anlaşma İngiltereyi Avrupada serbest bırak - mıştır. Totaliter devletler artık Ja - ponyanın hâdiss çıkarmasma güve - nemiyeceklerdir. İngilizler için bir mıktar fedakârlığı istilzam etmiş ol- mayına rağmen, bu anlaşma Avrupa- nın sulhü hesabına büyük bir ka zançtır. İNGNÜNÜN Lozanda Kazandığı Büyük Galibiyetin 16 ncı Yılı ili Şef Ismet Inönü, bundan 16 sene evvel bugün, milli Türk devletinin heyeti murahhasası reisi fatile, Lozanda istiklâlimi vesikasını imza etmişti. B aşkumandan Atatürk Garp Cephösi Kumundanlığını; en çok güvendiği en y liyetli arkadaşı Mirliva Ts saya tevdi etmişti. 30 Ağustos 922 de harp cephesinde kazanılan bü- yük davanın ehemmiyetliş ve Türk- lüğün şerefile mütenasip bir sulhün, yeşil musa başımda © verilecek si- yasi muharebeler neticesinde k: zanılması lâzımdı. Garp Cepbesi- zin muzaffer Kumandanı bu ağır işi de üstüne aldı. At sırtından inip, Mudanyada Mütareke Konferansma giren Bü- yük Asker, oradan bir büyük dip- Jomat olarak çıktı ve bu iki büyük galibiyetle üçüncü zaleri elde et. mek üzere Lozan konferansına gi- Givardu. r'de kaybettiğmizle Lo- n zanda kazandığımızın arâ- sında herhangi bir mukayese im. kânı mevcut değildir. Arkasındi. altı asırlık bir mazi taşıyan impa- yatorluk Sevr'de Türkü idam hük- mü imzaladığı altın kalemi, bir edecek ccnebi müessesine erimi kadar alçı Bini kazandıran Loran muahedesi Düyeli Muszzamaş, ya, İsmet Inönünün dikte ettirdiği bir istik- Jâl vesikası idi. Mahiyetleri tama- men bara; yı mukayese edemeyiz. Fekat her iki muahedenin hükümlerini kısa. cn kaydetmekle kazandığımız bü- yük davanın azametini imkân nis- betinde ânlatmiış olacağız: evr munhedesi ile Trakya. Ss da, Çatalca hattından biraz ilerde bulunan Kalikıratya Bodi. na hattı, Garbi Anadoluda İzmir minlakası, Kuşadası, Odemiş, Sa- lihli, Akhisar ve Kemer iskelesin- Gen bir hattın garbında kalacak yerler Yunanistana terkediliyordü. Izmir mıntakesı Türk hâkimi- yetinde kalacaktı. Fakat Türkiye, Lozan Müahedesinin imzalandığı gün Türk Heyeti Murahhasası Reisi İsmet Paşa diğer konferans özası arasında OE em anasinin birsr serese Türkiyedte ayırmak, istediği yerler. Sevr ve Lozana göre Türkiyeyi gösteren haritalar Jandatması da yine Telât Devlet lerinin emri altında olacaktı. Dü- veli itlâfiye, bu mıntakada aske- ri imaksatlara yarıyasak yol ve şimendifer İnşaatına müsaade ei- miyeceği gibi mevcutlarını da #ah- rip edebilecekti. Kürdistanda, Firat nehrinin şar- kında ve Ermenistan, Irak ve Su. riye arasında kalacak runtakada bir Kürdistan hükümeti teşkil edi. lecek, Itilâf Devletleri murahhas. larından mürekkep bir komisyoj bu mevhum yeni hükümeti ihzer edecekti, Bunlardan başka, Suriye hududu ile takriben Adana vilâye- bu hâkimiyeti istimal fieknu Yu. namistana devredecek, Türk hüki- miyetinin bekasına alâmef olârak Izmir şehrinin harlei istihkâmla- rından birinde Türk bayrağı bulu. nacaktı, Bu mıntakanın idaresi su. reti daimede Yunanistana verile- bilecekti. Suriye hududunda Fühilde Ka- rataş burnundan başlıyarak Osma- niye, Bahçe, Gaziantep, Urfa, Mar. din ve Nusaybinin cenubundan ge- çecek hattın alt tarafında kalan yerler Fransaya, Irak hududunda Urfadan sonra Musul vilâyetinin #imelinden geçecek hattın cenu- bunda kalan mıntaka, İngilterenin vesayeti altında olmak üzere teşek- kül eden Irak”krallığına, Kafkas. yada, Amerika Reisicümhuru Vil- sonun direktifi üzerine, Karadeniz sahilinde Giresunun şarkından baş- lamük üzere Erzincanın Garp ve Cenubundan Elmali, Bitlis ve Van gölünün Cenubundan eski Osman h « Rus hududunu kadar uzanacak hattın kavsi içinde kalacak mınta- kalar, teşekkül edecek olan Erme- vistan hükümetine, İzmir minlaka. sının şimal hududundan başlamak üzere Manyas gölünün cenubun- dan, Bursa ve İzniğin biraz şima- Jinden've Sabanca gölünün garbın. dan dolaşarak Ahayası deresinin mansabına kadar devam edecek hattın dışında kalacak mıntakalar, Boğaz mintakası adüediliyordu.Bu mıntakada âsker (o bulundurmak hakkı siri Itilâf Devletlerine sit olacaktı. Mezkür mıntakadakı Türk - Kendini Tenkit m Yazan: Hasan - Âli Yücel s — En cesur adam kimi — Kendine hücum edebilendir. Bu soru ve bu cevap hizi derin derin düşündürse yeridir. — İnsan oğlu, başkalarında kusur görmek- te, binbir dedikoduya moyzu ara yıp onu etrafızda bulmakta hiçbir canlı imahlükun varamadığı ke male ermiştir. Ya kendisi Kendi, o mukaddes varlıktır ki, oha toz kondurmıya kıyamaz. On- da en küçlik bir kusur bulmiya ta. hammül edemez. Eksiklik, fenalık. hattâ ahlâksızlık, hep başkeların. dadır. Mükemmellik, iyilik, fazilet mi; onlar ancak kendisinde bulu- nar, Bu umumi hükmü toptan ka- bal etmek lâzım gelse, herkesin kendi hakkındaki kanaati dışta kalmak üzere, dünyada doğru dü- ! rüst bir adam olmamak İkliza © der. Bence Kemali ımsan, kendisini de bir başka insan gibi mütalea ve tetkik kudretine yükselendir. Böy- lesine, “Kendi kendisini tenkit e. den adam., diyebiliriz. Kendi ken- disini tenkit; bu ne güç şey! Fa. | kat unutmamalı ki, hangi kiymet. li iş kolaydır? Başkasına çuvaldızı batırmadan önce iğneyi kendiniz. de deneyin; o zaman bunun giiç. Jüğünü anlarsınız. Benliğimizi hicbir tenkide tâbi | farzetmiyecek hale gelmemeğe ça. lışmalıyız. Gözlerimizin ışığını bi. | raz da kendi hareketlerimize ve bu hareketler için emir veren iç <ephemize çevirelim, o Başkalârı hakkında duyduğumuz cesareti hir parçacık da kendimiz hakkmda gösterelim, Denilecek ki, “İnsanda kendini beğenmek bir yaradılış işidir; bun- riz?,, Evet a , ma insanın kendisini heğenılecek hale getirmesi neden tabii, hattâ (0) Hasan Âl Yücelin İçten — Dış- tan adlı eserinden. #inin Garp ve Şimal hududundan geçerek, Kayseri ve Sıvasın Şima- linden dohiştiktan sonra, Muş Tür- kiyede kalmak üzere Cezirci Tbni Ömere giden bir hattın dahilinde kalan mmtaka Fransız hüfuz min. takası olacaktı. İzmit körfezinden çıktıktan sonra Afyon Karahisari- na kadar, Anadolu şimendifer hattı ve sonradan da Kayseride Erciyeş dağına kadar uzanan hatla Izmir mıntakası, Adalr denizi, Bahrisetit ve Fransız mıntakası arasında ka- lan saha da Italyan nüfuz mnta- kası olacaktı. Sevr mnahedesi ay. nen tatbik edilmediği takdirde 1s- tanbul da elimizden almacaktı; Tabiiyet meselesinde, geçek fi lâf Devletlerinin, gerelese yeni te- şekkül edecek olün devletlerin ta. biiyetine geçmek istiyen Türk tı bassından hiç kirsseye Türk bü metince mümanaat edilmiyecek ve bunların yeni tabiiyeti kabul edi- Jecekti, Fransa, Ingiltere, Hâlya ve Jsponyanın temsil ettikleri dört a- zadan mürekkep bir komisyon, ka» pitülâsyonlardan istifade eden sair devletlerin mütehassıslarile birlik. te tanzim edecekleri yeni bir usul le Türk adliyesini idare edecekler. di. Türkiyenin ordusu 700 kişi, maiyeti seniyye, 35.000 kişi jan- darma, 15.000 kişi jandarmayı tak- viye için kitaatı mahsusa olmak ü- zere 50.7000 kişiyi tecavüz etmi. yecekti. Türkiye harp esnasında ken- disine hıyanet etmiş oşhası, teczi- ve etmiyecek, tehcir işlerine karı- şan Türkleri, talep vukuunda alâ, kadar hükümetlere teslim edecek- ti. Türk maliyesini idare etmek ü- zere, İngiliz, Fransız ve İtalyan murahhaslarından mürekkep bir maliye komisyonu teşekkül ede- cek Türk Meclisi Mebusanma tev. di edilecek bütçe bu komisyon ta- rafından kabul edilmedikçe meri olmyacaktı, Ismet Inönü, Lozanda müzakere masasına oturduğu zaman, mureh- haslar, Sevr muahedesini tadi) et- mek üzere toplandıklarını söyledi. ler, Ismet Paşa: — Kemalist Türkiyenin Sevr ile hiçbir slâkası yoktur. Müzakereler ancek Mudanys Mü esasları dairesinde cereyan edebi- lir. İk eses, müğakerelerin tam müsavat dairesinde yapılmasıdır, Yoksa... Diyerek söze girişti, Murahhas- ları şaşırtan bu hitabesile, harp cephesinden sulh masasına gelen Büyük Kumandan, muzalfer bir Türkiye devletinin bülün haklarını sonuna kadar müdafaaya ve şanlı galibiyetinin şerefli netlessini al mıya azmetmiş olduğunu ecnebile. Te anlatmış oluyordu. Ismet Paşi, devrin söz ebesi dip- lomatlarıma karşt, maksadımızı e çıkça izah geti. , İktisadi, 3s keri istiklâli olan bir, devlet ku caktık. Bütün itirazlar, dolambaçlı ma- nevrelar, onun sert ve ince zekâsı ve kati kararları karşısında par- galanip eriyordu. Müzakereler, o- ninde, sonunda mukadder neticeye vardı: Türk istiklâli bütün dünya. ya kabul ettirildi. Nat mukad. derdi, çünkü Türk devletein baş- muzahhası, tuttuğunu koparmakla taninan İsmet Paşa idi. * Garp.Cephesinin müuzsffer Ku- dü rekenamesi : mandanı Milli Şefin, Lozanda İs- tiklâl böccetimizi de imzaladığı günün on beşinci yıldönümünü ya» $yoruz. Bu büyük günde Atatür- Kün aziz hatırasını minnetle snar- ken, onun buşarıcı arkadaşı ve Tür. kiyenin bütün davalarında galip gelen Kumandanı Ismet İnönüne sonsuz şükrunlarımızı candan du- yuyorüz. Sırası geldikçe : Köylüyü Tanımak Bir Sır Değildir Yazan: Aka Gündüz — Büyük mevzzun Dir fasıl bağı — ir takım oyuncak demir halka- lar vardır. Biribirinin içine öyle karışık geçirilmiştir ki ömrü. müzce uğraşsak nafile, açıp ayıra- mayız. Fakat püf taral bilirsek $ıp diye tane tane ayırabi Mi budur. Çöcükluğumuzda ibrişimle, kor- delâ ile yaptığımız düğümleri bir tu- tuşta çözebilmek, pek kolay olan ma- rifetini bilmiyenler için ne kadar zordu. Bildikten sonra hu derece ko. laylığa şaşakalırdık. Köylü böyledir. Şimdi zavallıların harpten, felâ- ketlen baş aldıkları yok ki gelsinler, fakat eskiden Çinli gezgin satıcılar çok gelirlerdi. Sepetlerindeki bon- cukları, cıncıkları arasında bir de (Esrarlı kutu) satarlardı. Meselâ on kuruşa sattıkları bu kutuyu müşte- ri, kendi açabilirse bedava verirler. di. Açamaz da açmak marifetini de öğrenmek İsterse üste beş kuruş daha verirdi. Her kutunun açılma marifeti başka başkaydı. O kadar ko. Tay şeylerdi ki inanılmaz, Açıldık » tan sonra da içinden güzel kokular, şık şeyler çıkardı. “Köylü öyle bir kapalı kutudur. Müzikten çakmayan bir adam, na- sıl deve aynaya bakar gibi notaya bakarsa, köyü bilmeyen de köylüye öyle bakar. Hiç ummaz ki o köylü asker ocağına girdiğinin altıncı a; alay bandosunda havaiyen tangoları- na vürınerya kadar her havayı kendi notası mucibince calı çalıverir. Köy. Yü bu kabiliyettedir. Köylüyli kafası yontulmamış sa- nan kafasızın eline bir eski bicim mikroskop veriniz ve altı ay mühlet koyünuz. Yedinci ayın başında sma- va çekiniz. Göreceksiniz ki söküp ta kamıyacak. Fakat o köylü en son sis- tem, akıl sır ermez hesaplı, binbir ince parçalı bir tayyare dâfi topunu üçüncü ayın ortasında ağızlığına si gara takarcasma — kolaylıkla kul Janıkullanıverir. Küt aklı, yon. tulmamış kafalı (91) köylü işte bi le bir köylüdür. Askeri doktorlarımız. ve bilhassa demiryollarımızı yapan yerli ve değerli mühehdislerimiz. köylüyü pek bilirler. Demiryolunun manlk sbr dsulhrdulkrdihrdlumföy Ankaradan Kırıkkaleye gittiği 2n- man kadar bir zaman yetti. Binlerce kilometre üstündeki en çetin, en w- zun tünelleri, köprüleri, yarmaları dolmalar ya Hasan Çavuş açtı, ya Mehmet Onbaşı çatlı, ya Satılmışla Durmuş yaptı, Nasıl yaptı? Atatürk Dumlupı. nardan döndüğü gün Mecliste zafe- ri ve Mehmedi anlatıyordu. Bir me- bus sordu: — O kat kat geçtiler? Ebedi Şef, kürsüde sağ hacağını hiraz kaldırıp bu cevabı verdi: — Şöyle geçtiler! Bumu örnek edinerek (Nasıl vap- 117) sorusuna da hu cevabi verelim: — Kalemimin ucunu bu noktaya nasıl koydumsa, çekicini aldı, kaya- ya koydu ve yaptı! Sekiz yasındaki köy çocuğu sek. sen baç öküzü seksen dereden tepe- den aşirır, yayar, aksam tane tane, İyerli yerine teslim eder: Ve komsu- nun dağda kalrsıs hasta koyunu var. İsa gece yansı gider, »rar, tarar, bu- lur, sırtlar, getirir. İhtiyar komşu. İ su ona hir mükâfat w İ — Eksik olma Ahmet! der. Ve Ahmet hu kevifle yattığı va- lin kat döşeğinde “dağları dümdüz ettiğinin. rüyasını görür. Ona bu rü- yayı gördüren ktyvet ne bir sırdır ne bir mucize. Sadece Türk ki olusudur. Bu oluşun ne olduğunu bulmağa çalışalım. İki böyük Türk, iki büvük ha- İemediler mi? Atatürk ne telörgüleri | nasıl ün içinde öyle hir cev- her vardır ki onu bulup çıkarmak gerek. İsmet İnönü de bunu demedi mi — Her köyde bir Başvekil var. dır. Simdi bir an için, bitin bunları bir tarafn saygı ile bırakalım da asıl soruya geleli — Köylüyü nasıl tanıyalım? İşte Çinlinin kutusu, oyuncak (Devamı 8 inelde)