———' .7.939 BUGÜN Yine Danzig Meselesi Yazan: Ömer Rıza DOĞRUL anzig meselesi yine Avrupanın baş meselesi oldu. Almanla - rın Danzige silâh, asker gönderdik - leti ve Danrigin içinde y: bir darbe ile Almanyay rını vermeyi temin etmek istedikleri sırada sulh cephesi bu çeşit oyunla - rın sulh cephesini vazifesini yapmak. tan geri birakamıyacağını bildirerek tecavüzün içten de dıştan da gelse tecavüz sayılacağını ve mukavemet göreceğini ilân etti, Almanların Le- bistana tecavüz vaziyetini o verecek bu oyunları boşa (gittikten sonra Berlin hükümeti namına söz söyle - meğe salâhiyettar bir şahsiyet Al manyanın, Danzigi ilhak talebinden feragat etmiyeceğini, bilâkis bu il - hakın kayıtsız ve şartsız olarak ta - hakkukunu istediğini, fakat bunun sulh şartları dairesinde vukuunu di- lediğini anlattı. Almanyanın bu talebi derhal mu- kabele gördü ve Lehistan hükümeti namına söz söylemeğe salâhiyettar bir şahsiyet, bilâkaydüşart | ilhakın harp çıkaracağını ve mukavemet gö- receğini söyledi. Bu suretle iki tarafın her biri de vaziyeti muhafaza etmekte olduğu - nu göstermiş oldu. Almanyanın, Danzig (meselesini bilâkaydüşart ilhak şeklinde, fakat sulh dairesinde halletmek İştediğini söylemesinin mânası ne olabilir? Mesele, sulhen (| halledileceğine göre, karşılıklı konuşma ile halledi - lecek demektir: Karşılıklı konuşma ile halledileceğine göre şartları pe - şinden ileri sürmenin mânası ne? Fakat şartların peşinden ileri sü. rülmüş olmasma rağmen neticenin bir harple değil, fakat sulhen tahak- kuku istendiğinin söylenmesi, Al - man siyaseti bakımından bir tahav- vül ifade etmez mi? “ yulüyılan Wazi LONGA bu kanaattedir. Ve bu kanaate göre Almanlar bu sözleti" söylemekle ve bu hattı hareketi takip etmekle Dan- zig meselesinin halli için vukubula cak tavassutu kabul hissettirdiklerini anlatıyorlar. Paris mahafilinin bu fikirde ol - madıkları ve Almanların siyasetle - rinde ihsas etmek istedikleri tahav. vülü sahte bir gösteriş (o saydıkları anlaşılıyor. Demek iki taraf da gösterişin ya. pıldığına kanidirler, fakat gösterişin kıymetini tayin edecek © hareketse, bir anlaşma teşebbüsünün göreceği karşılıktır, Onun için İngiliz ve Fran. sız mahafilinin, Almanyayı bir yok- Jamaları, bu yoklamanın O vereceği neticeye göre hareket etmeleri muh. temeldir, Bütün bu ihtimaller, son Alman beyanatının ilhak siyasetinde bir ta. havvül ifade etmesine bağlıdır. Yoksa vaziyet olduğu gibi kalır ve sulh cephesi icabı zamanında va - zifesini yapar, Çekyada Yahudilerin Altınları Toplanıyor Prag, 22 (A.A) — Çek Ajansı, Ya- hudi hakkındaki kararname suretine ilâveten bügün imzalanan bir karar. nsmenin metnini neşretmiştir. Ya- hudilerin vaziyetini bir kat daha vu- himleştiren bu son kararnameye gö” re, Yahudiler, nişan yüzükleri de dahil olmak üzere ellerinde bulunan altın, gümüş, plâtin ne kadar esya a hepsini hükümet makamlarına bildirmiye mecbur bulunmaktadır. Çek Ordusu Kuruluyor Prag, 22 (A.A.) — Milli Müdafaa Nezareti, Çek hükümet ordusu için asker toplamanın rihayet bulduğunu ilân etmiştir. Bil, Çinlilerin Bir Muvaffakıyeti Çungking, 22 (A.A.) — Çin Ajan- sının öğrendiğine göre, Japonlar. bilhassa yiyecek bulabilmek için, Su aleu ile Hongkong arasındakl küçük Sunbue limanma çıkmışlardır. Çinli ler, bidâyette' geri çekilmişlerse de bilâhare mukabil taarruzda huluna- rak mütecavizleri gemilerine almış. lardır. maharili |» edeceklerini | Alman | Himayesine Karşı Çeklerden Vergi İsteniyor Prag 22 (Hususi) — Deyli Tolgraf hususi muhabiri bildi. riyor: Haber verildiğine göre Cümhurreisi Hacha, Çeklerin İ şikâyetlerini bildirmek © üzere Hitlerle görüşmek istemişse de buna imkân bulamadan ters yü. züne geri dönmüştür. Hachanın taraftarları ve ni fuzu gittikçe azalıyor, Ken Almanları hoşnut edemediği gi. hi Çekleri de memnun edeme » miştir. Neşrolunan bazı rakamlara göre: Almanlar altı milyon ster. ing kıymetinde altın, gümüş ve kıymetli evrakı zaptetmişler - | dir ve bunlar kumpanyalardan. i bankalardan ve yahudilerden a. İnmaştar, İ Bundan başka, Çekler Al. ' | man himayesi mukabilinde het | sene 735.000 sterling (o ödemeğe | mecbur edilmektedirler. Fransadaki Siyasi Mülteciler Paris, 2 (A.A) — Relisicümhur Fransada mukim ecnebilerin nüfus. larınm olaruk istihdamlarına . müteallik bir kararname imzalamıştır. wam&ye nazaran Fransada İltica hak- kından müstefit olan bütün ecnebi si yasi mülteciler askeri hizmette bi. lunmıza mecbur tutulacaklardır. Bu mükellefiyet, kendilerini siya- si mülteci addetmediklerinden dole- tahririne ve bunların asker Bu karar- de bulunmıyan ecnebilere şamii de- Bildir, fakat bu ecriebiler Fransa hü- kümeti tarafından, dilediği zaman, hudut harici edilmek tehlikesine ma ruzdurlar ve zikri geçen ütica hakkı ile hiç bir veçhile içtima edemezler. Bu kararname, Fransada ve Cezair- de derhal tatbik edilecektir. Gene buna mümasil başka bir ka- rârname, yakında 'sdar edilecek ve Fransanın müstemlekelerinde meri- yet mevkiine konacaktır. elen Viyanada Bir Nazi Düşmanı Mahküm Oldu Viyana, 22 (A.A.) — Schuschnigg idaresi zamanında Stirya mıntakası.. nın eraniyet direktörü olan eski Ge. ineral Franz Zelburg Zivny, salâhi. İyeti sulistimal ve şantaj suçundan sekiz sene zindan cezasına mahküm edilmiştir. Nazi hareketlerini tenkil etmiş 0- lan Zivny mill sosyalizmin ea bü. yük düşmanı addedilmiştir. yayı rahatsız edecek bir hal en çok fnalivet sarfeden devl nelik sarfiyatı sanın 1,000,000 İngiliz Tiriasıd * üç mahreç vermeği kabul * ya Dansig meselesini konuşmı Avrupada ensus ve mukabil casus teşkilâtı bütün dün- demokrasilerdir. Casus teşkilâtı için Almanyanın se. 4,000,000 İngiliz Tirası, İngilterenin 1.000,00 İnyiliz firası, İtalyanın 2,000,000,. ve Fran. Bir harp vukuunda Polonyanın Baltık denizine yegâne mahrecini teşkil eden Gidinya limanı ka- pandığı takdirde, Romanya hükümeti biri Kara- denizde, diğerleri Tuna üzerinde olmak üzere Hitlerin bugünlerde doğrudan doğruya Polonya hülkü. metine milrncust ederek Danzig meselesini hal için şöyle hir tekiif yapacağı haber veriliyor; Danzig, AL man hududu içine alınacak. Fakat vaktiyle Ren saha. sı olduğu gibi, askerjikten tecrit edilecektir. Hitler bu. teklifi yepmok için fırsat kollamaktadır. Fakat Polon. | Kan TAN N HABER | Amerikanın Bitaraflığı unun Tadili İşi RooseveltlleAyanın Eydepak, 22 (A.A.) — Roosevelt, | bitaraflık meselesi hakkında matbu. at mümessillerine böyünatta bulun- muştur. Müşarünileyh, bu baptaki müza- kerelerin kongrenin önümüzdeki iç- tima devresine taliki kararının işlere zararı dokunacağını söylemiştir. Reisicümhur, daha geyenlerde iş adamlarının kendisine müracaat e- derek kongrenin bu bapta herhangi i bir karar ittihazından imtina etme- sinin işlerin kendisini göstermeğe | başlamış olan kalkınmasını tevkif et- mekte olduğunu söylemiş oldukları. nı tasrih etmiş idi. Roosevelt, iş adamlarının ileride | | kongre tarafından kabul edilecek o- İlan bitaraflık kanununun ne olacağı- ni sarih surette öğrenmeden eyvel hiç bir karar ittihaz etmemek arzu- sunda olduklarını söylemiştir. Roosevelt, bundan sonra bitaraflık meselesini müzakere etmek üzere âde içtimma davet et- iebar edecek olan şe- yin herhalde alelâde buhrandan baş- ka bir şey olması lâzım gelmekte ol- duğunu beyan etmiştir. Ancak Amerika, silâhlara ambax- go konulmasını derpiş eden şimdiki bitaraflık kanunu varken bu gibi ah- val ve şerait dahilinde herhangi bir yardımda Dülunacak vaziyette de ğildir. -- Kam menliet Aynev her he (susu tamamiyle müdriztirier. Roosevelt, bitaraflık möselesi hak İkında karar ittihazı hususunun tehi- İrine kârar vermiş olan âyan özasının harp olmiyacağı ihtimaline istinat et miş oldukların: ilâve eylemiştir. Arasını İyice Açtı. Bitaraflık kanununun tadilini istiyen Amerika Hariciye Nazırı Hull Retsicümhur, bitaraflık hakkmda- ki münakaşa ve cidalin 1940 içtima- ına kadar hitama erimiş olaca yan meclisi kararını nazarı iti almıyarak memleketin reyine caat etmek istememökte olduğunu, çünkü âyandan bazı grupların Ikin- cikânundan evvel her türlü münaka- ön ve müzakereyi imkünsiz Sir hale SUKMUŞ OtauKlarınıs0yietuitir Roosevelt, Hâveten demiştir ki: Infirad siyaseti takibine taraftar olânlarım. bu suretle bitaraflık mese lesinde bütün mesuliyeti yüklenmiş oldukları aşikârdır. * i Paris Gazetelerinin - Büyük Elçimiz Hakkındaki Neşriyatı Paris, 22 (A.A) — Havas Ajansı bildiriyor: Suad Davazın Paristen ayrılmasını bahis mevzuu eden Dor- messön diyor ki: Başka bir büyük elçiliğe tayin olu- nan Suad Davazın Paristen syrtlaca- ğını teessüfle haber aldık. Nezaketi, tecrübesi ve yüksek kültürü ile, Su- at Davaz pek çabuk bütün Fransiz- ların dostluğunu kazanmıştı. Türk — Fransız ittifakının imzası ile vazifesi tetevvüç ettiği bir günde bizi terke- diyor, kendisi, Türk — Fransiz yak- laşmasına çok çalışmıştır. Kendisini unulmıyacağız. almıştır. Casns işlerinde etler totaliter devletlerle etmiştir. ağa hazır olmakla bera» Mısır * Başvekilinin Yakında İstifa Edeceği Söyleniyor Paris, 22 (Hususi) — Mısırdan ge- len haberlere göre şimdiki Başvekil Mehmet Mahmut Paşanın yakında, sıhhatinin müsaadesizliği yüzünden Wtifa etmesi kuvvetle muhtemeldir. Mehmet Mahmut Paşa 57 yaşındadır ve 1938 Nisanımdanberi iktidar mev. kiindedi.r En kuvvetli ihtimal, Mısır Kralının hususi kabine şefi Ali Ma- hir Paşanın yeai kabineyi teşkil et- mesldir. Ayandan Mahmut Kâmil Be yin de yeni kabineyi teşkil etmesin- | şebbüs yapılmış ise de akim kalmış.! den bahsolunmaktadır. nı kazandıklarını şaşırtmıştır. saneleri kumandunlı; falarına iltihakları e: ları 27 temmuzdan ii yapmak üzere emir Macaristanda vazi: hareketi lüzurnu a: tana Slovakyadan miştir. EKR Kraliçe Jeraldinin Beyanatı —5——— Kraliçe, Yakında Tekrar Taç Giyeceğiz, Diyor Londra, 22 (Hususi) — Deyli Eks. presin İstokholm muhabiri bildi. riyor: Arnavutluğun eski &ralı Ah. met Zogo İngiltereye gitmek üzere| buraya gelmiştir. Kral Zogo, istik- İbalden ümitlidir, Ve onun için “Ben hâlü bir siyasi kuvvetim,, diyor. Bugün kraliçe Jeraldin ile iksmet| ettiği otelin salonunda görüştüm.| Kraliçe dedi ki; “İngiltereda yerle. | şeceğiz. İngilizlerin sıcak kalpleri vardır. Ve ben İngilizleri severim. Orada huzur ve bahtiyarlık de yaşıyacağız ve çocuğumuzu yetişli- receğiz.,, Derken kraliçe bu sözlerine şün- ları ilâve etti; “— Bir yerde uzun müddet kala. cağımızı sanmıyorum. Çünkü çok geçmeden Arnavutluğa dönmeyi bek liyoruz. Zevcim, Arnavutluğu yeni- den istiklline kavuşturmak için ça. İişıyor. Yakında geri dönerek tetviç edileceğimize eminim.,, Kraliçe beyaz krepten bir tuvalet giymişti. Bütün mücevherleri mo. dern tarzda yapılmış 'elmaslardandı. Kraliçe anlattı; “— Her şeyimi Arnavutlukteki . |sarsyımda biraktim. Çünkü ancak bir bavulu doldurmağa vakit vardı. * İytücevherlerimi bile alamadım. Fa- kat kocamın bana hediye ettiği bir kaç mücevheri yanıma almağa dik- kat ettim. İlk seyahat fevkalâde zgundum. ve izerinde (hareket ettim. Olanın bitenin far. İkinda değildim. Çocuğum mütema. İyen ağlamaktaydı. Bense, iyiden İye hastaydım. Bir aralık çocuğu- sırasında ir sedye mun tehlikeye uğramasınddan kork. tum. Fakat seyahatin son bulması üzerine çocuk İendini süratle topla. dı.,, Kral ve kraliçeye, kralın dört hem şiresi refakat etmektedir. Kralın muvasalatı üzerine bir bavul gözel çarpıyordu ve bu bavulun krala ait serveti ihtiva ettiği söyleniyordu. Kral yaptığı masraflar mukabilinde Arnavutluk altım ile mücevherler kullanmaktadır. Kraliçe ile tekrar konuştuğumuz zaman bana: “Kral, saraydaki bir kaç antikayı toplamak istedi. Fakat elbiselerimizi bile geride bırakmak mecburiyetinde kaldık., ——— Thetis Çıkarılamıyor Londra, 22 (A.A.) — Thetis karılması için bu sabshta bir te- Çi tır. ber şehri Almanlara vermeğe katiyen yanaşmıyacaktır. A Stalinin daveti üzerine Bulgar Meclisinden 74 mebus sonbaharda Moskovaya gidecektir. 149 mebustan 74 ünün daveti kabul edişi Bulgarista- zanneden totaliter devletleri —.. * Almanya 15 ağustosa kadar bütün seferberliğini ta- manlamak için bizim gelen tedbirleri almakta devam ediyor. Geçen kânunusanide tesis edilen Memel ter ğına, Danzig'in kumandası veril. miştir. Hücum kıtaları efradına 10 ağustosa kadar kı. .mredilmiştir. Alman torpito filo. itibaren Baltık denizinde talimler almışlardır. / vahamet kes- * iyet günden güne bediyor. Berlini ziyaret eden Macar Erkânıhar- biye Reisine, Macaristanın Almanlarla birlikte ınlatılmış, bu takdirde Macaris- bir parça verileceği vâdedil- “FELE Sükün ve Süküt İhtiyacı Yazan: B. FELEK nsan iki kulaklı olmasına'rağ - men sesten © hoşlanmıyan bir mahlüktur. Hayata tam bir sükün i- çinde başlar, Dokuz ay ana karnı sessizliğin ilk nimetlerini ona doya doya tattırır, Doğar doğmaz eğer fer. yat ediyorsa, ses işitmediğinden de - Zil ses” çıkaramadığından dolayıdır. Medeniyet, maalesef insanın bu nimetten istifadede devamına imkân bırakmıyor. © derece ki, sessizlik şimdiki medeni insan için tebdiliha. va kadar lüzumlu bir sıhhat zarureti halini almıştır. Avrupada (istirahat evleri) o İsmi altında medeniyet o merkezlerinden, fabrika bacalarından, © vapur, tren üdüklerinden, otomobil, otobüs pa. tırtısından ve her türlü çalgı çağnak. tan uzak yerlerde, manzarası gözü küneti haşı dinlendiren orman, vâdi kenarlarında müesseseler vardır. Dinlenmek İsteyenler bura « lara can atarlar. Bizde de bu vazifeyi sözüm ona Boğaz, Adalar ve Anadolu yakasının Marmara kıyıları yapacak. Vaktiyle buralarda oturan halkı iz'aç etmesin diye vapurların lüzum. lu lüzumsuz düdük çalmaları olsun yasak edilmişti. Şimdi sükünete ve halkın istirahatine karşı olan bu en iptidai hürmet alâmtei de ortadan kalktığı gibi vapurlarda insanın ak. | şam üzeri şöyle başını dinlemesine bile imkân bulunmamaktadır. Bil miyorum hangi lüzum Üzerine va - purlara konulmuş olan radyolu gra- mofonun hele akşam seferlerinde yolcuların yorgun başlarına döklü - &ü çırlak havalar; hastası, endişesi, elemi, hulâsa sükünete derin ihtiyacı olanları ölçülmez derecede bihuzur etmekte ve bu da . maalesef - yolcu. ları eğlendirmek niyetiyle yapılmak. İtadır. Hani vapurun yalnız güverte - sinde olsa da salon kısmında olmâsa, bu mecburi musiki dinlemek küle. tinden kurtulmak isteyenler, sıcak » ta terlemek pahasına dahi olsa salo. na inip yakalarını sıyırabilirler. Lâ. kin bu musiki ziyafetinin idaresi el- lerine verilmiş olan löstromolar, yol. culara bu imkânı da vermemekte ve her tarafı bu şıllık plâk musikisi âfe. Gine boğmaktadırlar, ' Diyeceksiniz ki; N — Ne yapalım! On beş yirmi da. kika yahut daha fazla bu âzahı çek- tikten sonra köye çıkar dinleniriz. Ne mümkün aziz okuyucular" Musikiyi her İstenildiği zaman a. yağa geçen bir terlik haline getirmiş olan gramofon oralarda da biz fâni. lerin tepesine binmekte ve vapurda. “kine rahmet okutacak hale gelmekte- dir. Meselâ Kısıklıda, meselâ Çengel. köyü iskelesinde, meselâ o Beykozda ne bileyim meydanında bir iki kah. vesi veya gazinosu olan yerlerde her kahve, her gazino ayrı bir plâk çal. mak ve bunu, karşıdaki rakibi sus - turabilmek üzere en yüksek perde. den çalmak suretiyle dünyayı velve. leye vermektedir. Birbirinin ayni olmıyan bu misiki parçaları tabiat kuvvetinden daha fazla bağırmak suretiyle yekdiğerile karşılaştığı zaman kulak için taham. mülü gayri kabil öyle bir (kakofoni) yâni ses curcunasi oluyor ki; — Amanın! Can o kurtaran yok mu? Diye bağırarak kaçmamak için nefse büyük bir hâkimiyet lâzım ge- liyor. Bu kahveellerin musiki babında ednâ zevkleri olmadığı O muhakkak. Yalnız akılları, o muhakemeleri de yok mu ki; birbirinin şarkısını base tırmak için hep daha fazla © şamata nota müzahrefatı müşterileri iz'aç et. mektedir, Ben, her şeyi hükümetten, Bele - diyeden, hulâsa idari © otoritelerden beklemek taraftarı değilim. Ferde de kabiliyetlerinin hududu dahilinde bir takım vazifeler ve teşebbüs hakları verilmesini isterim. Lâkin © izandan 5 derece mahrum adamlar ve man * tıktan şol derece uzak hareketler gö. rüyorum ki zıd kanaatime (rağmen (Lütfen sayfayı çeviriniz) sistemi ile meydanlara döktükleri bu