Cümhurreisimizin Dün Geferi oi Verdiği Ziyafet Cümharreisimiz muhterem Bayan İnönü ile beraber misafir Romanya Hariciye Nazırı şerefine verdiği ziyafette davetliler arasında (Başı 1 incile) başta olmak üzere kalabalık hir hex yet ve bir polis müfrezesi İle halk misafirleri sahilde ayni samimi he- yecanla istikbal ettiler. fenko ile refikası ve refa- katindekiler kendilerine tahsis edilen otomobillerle doğruca Terrsal oteli. ne indiler, Reisicümhurun huzurunda Otelde bir müddet istirahat ettik- formasını giyen 130 da oto- ile Riyası r köşküne gi derek, Cümhu tarafından kabul edilmiştir. Saat on biri kırk elsimiz rem refikaları, Bayan Gafenkoyu ka- bul etmiştir. Ismet Inönün, saat on üçte, misa- firlerimiz şerefine köşkünde bir öğ'e afeti vermiştir. Bu ziyafette, Cüm cisimizle refikası, Ekselâns Ga- refikası, Hariciye Vekili kası ve heyetle, Yalova a giden zevat hazır bulunmuştur. Yemek esnasında Riyasetiçümhur orkestrası güzel parçalar çalmış, ve çok samimi ve neşeli bir ha- Yali ayrılış Ziyaletten sonra, Cümhurreisimi- ze veda eden aziz misafirimiz, refa- katindeki zevatla birlikte köşkten ayrılmış ve Yalovaya dönmüştür. O Sırada, misafirimizi ve refakatinde- kileri Pireye götürecek olan Dacia vapuru, Yalova iskelesinin biraz açı- ğında demirlemiş bulunuyordü. Yalova iskelesinde Hariciye Veki- limiz Şükrü Saracoğlu ve refikasi, Hamdullah Suphi Tanrıöver ve refi- kası, İstanbul valisi ve refikası, mih- mandarı, Romanya büyük elçisi ve Rumen konsoloshanesi erkânı tara- fından teşyi olunan aziz misafirimiz, refakatindekilerle birlikte Sakarya motörüne binmiştir. Yalovanın iske- ine halkla doluydu. ie, Bayan Gafenkoya, Yalo- valilar namına, güzel bir buket ve- miştir, Sakarya motörü, teşyicile. ları arasında, Ru donatıl- mış olan Yalova iskelesinden Dacia vapuruna doğru (uzaklaşırken, Ga- fenko ve refikası, türkçe olarak ve çok güzel bir şiveyle haykırdılar: - Allaha wwmarladık... Çok te- şekkür ederiz!” BULGARİSTAN Yahudileri Toplandılar Sofya, 14 (Hususi) — Sofya Ya-| hüdbleri, ayın Ti inde Solyadâ Röne sans. tiyatrosu salonunda toplanarak Yahudi devleti tesisi gününü mera- rdir. simle kutlamış Merasimi açan Yahudi mühendis Marsel Bekiş, evvelâ Yahudi devle- tinin teessüsü uğrunda ölen kahra- man Yahudilerin hatırası için s3 ni ayağa kalkmıya ve süküt İ etti, İlk hatip Ruben Frankonun bir saatlik nutkunda, Filistinde gizli Ya- hudi teşkilâtı, Yahadi devletinin İs- | tiklâli uğrunda sonuna kadar müda- deleye devam edeceği hakkındaki söz İleri tekrar tokrar sürekli alkışlarla karşılandı. Ikinci hatip Yosif te Filistinde Ya- hudi devleti kurulması uğrunda bü- tün Yahudilerin ittihadını temenni ederek merasime nihayet verildi. Cümhurreisimiz, Gafenko, Bükreş Selirimiz Hamdullah Suphi Cümhurreisimizin misafir Hariciye Nazırı Gafenko ile görüşürlerken alınmış resimleri Cümhurreisimiz misafir Hariciye Nazıriyle beraber havadisleri tetkik buyuruyorlar TAN (Başı 1 incide) Bu da 25 milyon kadar tutmakta» dır. Barem bu memleketin muamelâ- tında tasarrufu temin ve memu ın gidecekleri yolu çizdiğine güre herhangi bir adama bundan se müaşım budür, denirse artik ona ç maaşı ifade edildiği miktarda ver - nek zamanı gelfniştir. istiyorum ki,“bu cet jtutarlar yerine maaş! run eline geçen para miktarı olarak tesbit edilmelidir. Birinci dereceden bir 433 lira olarak göste Refik Şevket için ilâve * —Hiçbirimiz aklımızdan geçir- miyelim ki buhran, kazanç vergisi kalkacaktır. Biz bu ge- miyi vürütmek mecburiyetinde kal- dıkça Türkiye 25 ilâ 30 rallvon küsür bir varidattan fedakârlık etmiyecek- tir, edemiyecektir. Birinci barem kanunu Meclisten çıkarken o zamanki Maliye Vekili Saracoğlunun bu kürsüden söylediğ sözleri hatırlatmak isterim. Maliye Vekili diyordu ki: “Barem memurla muvâzene ve Romanya Matbuatında Akisler Bükreş, 14 (A.A.) — Bütün Ro manya matbuatı, Gafenkonün Tür- kiyeyi ziyaretine husust bir ehemmi- yet vermekte berdevamdir. Gazete- ler, Ankara görüşmelerini yakindan takip etmekte ve bu görüşmelere mü teaddit sütunlar tahsis oeylemekte- dirler. Timpul gazetesinin gönderdiği hu- susi muhabirinin diplomatik mahfil- lerden elde ettiği intibaa göre, An- kara görüşmeleri Türk - Rumen mü- Basebetlerinin müsalemetperver ma- hiyetini ve Avrupa ve Balkan muva- zeneleri için çok lüzumlu bir teş kül olan Balkan antantının kati bir. liğini, istiklâlini ve kuvvetini teba- rüz eftirmeğe imkân babşeylemiştir Türkiyenin ve Romanyanın, Balkan antantının Bulgaristana dildiği vechile, değişiklik yoktur Saracoğlu söylediği nutukta mut- duğundan, bundan Bulgaristan bugünkü şartlar dahilinde antan- ta girmesinin çok İyi karsılanaca» ğında bütün antant devletlerinin mutabık olduğu neticesini çıkar- mağa cevaz vardır. Balkan antantının (genişletilmesi meselesine gelince, Gafenko meclis- te söylediği nutukta toprak terkine imkân olmadığını kati surette tasrih etmiş olduğuna göre, bu genişleme şimdiki statükoya riayet esası dahi linde arzuya şayan bulunmaktadır. Yan, birisi aşağı 'Tunanın, diğeri boğazların hürriyetini müdafaa ile mükellef olan iki memleket arasında bir benzerlik tesisi suretile bitmek- tedir. Romanya gazetesi, Ankara görüş- melerinin siyasi mahiyetini ve çok samimi bir hava içinde cereyan etti- ğini tebarüz ettirmektedir. Gazete, aşağı Tuna ile boğazla. rın hürriyetini müdafaa eden iki memleket arasındaki görüş ve menfaat birliğine işaret etmekte ve politikalarmdaki o müsalemet- perver mahiyeti bilhassa kaydey- ledikten sonra Bulgaristan ile kar- şılıklı hürmet ve riayet prensi! dayanan dostluk münasebetleri tahakkukunun çok arzuya şayan olduğunu bildirmektedir. Gazete muhahirinin diplomatik mahfillerden - öğrendiğine göre. Gafenko. antantın bu devre reisi ve Atinada sempati ile karşılan muştur. Gazete, Balkan antantının bugün- kü hudutlara riayet edilmek şartile bütün Balkan memleketlerini içerisi- ne almağa âmade bulunduğunu bil dirdikten sonra, yazısmı şu sözlerle bitiriyor: “Ankara ziyareti, Tuna ağzının. hürriyeti lüzumlu olan boğazlı derecesinde mühim bir nokta ol- duğunu isbat eylemektedir.” sıfatile, dörtlü ittifakın birlik ve| istiklâlinin muhafazası lüzumunu | müdafaa etmiş ve bu da Belrad | Barem Müzakereleri rın bundan sonra her ay başı elleri- ne geçecek parayı katiyetle bilmele- rini temin edecektir. Tekaüdiye ve| diğer vergi gibi herhangi bir kesinti yapılmaksızın.” Fakat biz o zamanın Maliye Vekilinin vermiş olduğu sözü birçok zaruretler karşısında kestik, boyuna kestik. Eğer biz maaşları ha kiki miktarda tesbit edecek olursek Ma'iye Vekâleti memur miktarından da kazanacaktır. Bu hesapları tut- mak yüzünden elbette ki:fezla me- mür kullanılmaktadır. Bütçe'encü meninden rica ediyorum. Bize geni: ersinler, Eğer teklifimde ma- arsa bu mazarratı, © izahat görüyorlarsa bu menfaati lütfen te barüz ettirsinler, (Alkışlar). Bütce encümeni namına izahat Bütçe encümeni reis vekili Faik | Baysal (Kayseri) İleriye sürülen mü- talenlara cevap verdi ve emsallerin hangi esasa göre hesap edildiği sua- line encümenin (kıstasının umumi bütçe vaziyeti ve eldeki cetvellere göre her derecede bulunan memur- ların adedi bulunduğunu iade ede- rek şu sözleri söyledi: “.— Proje 1929 da tatbik mevkli ne konan barem kanununun bazı hü kümlerini ıslaha matuf bir projedir. Yoksa muayyen derecelerdeki me- murların daha da terfihini temin id- diasile ortaya konmuş bir eser de- k Baysal bundan sonra maaş lardan kesilmekte olan tevkifatı da gözönünde tutarak maaş tutarları- nın ona göre tesbiti hakkındaki tek- life cevap vermiş ve demiştir kiz “— Böylece hareket etmek ben- denizce muvafık değildir. Zira şu hissi verebilir: Devlet hizmetinde müstahdem olanlar hiçbir vergiye tâbi değildir. Kaldı ki hükümet prog ramında da İşaret ettiği gibi birçok vergiler üzerinde tevakkuf etmekte- dir. Ben kabul etmem ki filân vergi ebedidir, hiçbir zaman kalkmıyacak- tir, veya azalmıyacaktır. Vaziyetin müsaadesi nisbetinde hükümet ver- gileri tahfile gidecektir. Nitekim gitmiştir de, Yarın dahi bu vaadini ETTE TERK Tİ BOYAR rn aşın tutarını ya çıkarılması teklifin bi de teklifine gelince karşı vaziyetlerinde, Gafenkonun | oynıyacağı rolü düşünmek lzımdır. | meclisteki nutkunda da tasrih €-| Ve heyeti celile teklif hakkında ka- rar verirken bunun portesini gözö- nünde tutmalıdır. lak Türk - Rumen tesanidünü bil- | temenni ediyörüz ki önümüzdeki se- hassa kayıt ve işaret eylemiş ols nelerde ita miktarları çoğalacıktır. Bunun için çetvelde ita miktarlarını gösteren bir sütun teşbiti sakat mu- amele olur.” Bundan sonra Refik İnce tekrar kürsüye geldi. Encümenin verdiği izahat etrafında söz söyledi ve eski mütalealarında israr etti. Maliye Vekilinin izahatt Maliye Vekili Fuat Ağrah ayni münasebetle kürsüye gelerek arka- daşlarının mütalealarını ehemmiyet. le dinlediğini ve izaha muhtaç bazı noktalar bulunduğunu söyledi, ilâve etti: “— Şayet memurlara verilecek maaş miktarları net olarak cetvel. de tesbit edilecek olursa birkaç se- ne sonra bu cetvel tanzim edilirken vergi tutarlarının kesilmiş olduğu unutulacak. ve bir varidat manbat a. tanırken “Memurlar vergi vermi- İyorlar, onların maaşları üzerinden vergi alalım” diye ortaya bir teklif çıkabilir” dedi. Maliye Vekili yine Refik Şevkete cevap olarak dedi ki: “ — Meselâ Milli Müdafaa bütçe- sini tanzim ederken bu bütçeye o se- ne gümrüğe ödenecek resimler için de tahsisat konuyor, madem ki bu resim ödenecektir, o halde peden bir taraftan masraf bütçesine tahsisat olsrak koyuyoruz, diğer taraftan da varidat bütçesinde bunu gösteriyo- yuz. Keza muhaberatı resmiye için posta ve telgrafa ödenen paralar bütçede gösteriliyor. İki taraftan da tenzil yapalım, bu mütalea yerinde | olur mu?” Maliye Vekili kürsüden ayrılma: dan Refik İncenin bütçe müzakere leri sirasinda hükümetin vergi ten- ziline gideceği hakkında kanaatini izhar eylediği halde bugün vergiler indirilmiyecektir demiş olmasına ve bu sözlerindeki tezada işaret eyle- miştir. Refik İncenin cevabı Refik İnce, Maliye Vekilinin #za- , | çaktı. Halbuki 15.6. 939 Türk - Fransız Müzakereleri Neticeleniyor (Başı 1 in dostluğunu artık hiçbir ku bozamıyacaktır.” buyurmuşlardı. Bunu Fransa da bizim kadar tak- dir ediyordu. Onun için Türk « İngi- liz anlaşmasına kayıtsız ve şartsız İş- tirak etmiş ve Türk - Fransız müza- kerelerinin de bir an evvel bitmesini temine çalışmıştı. Yalnız iki taraf ta bu vesileden istifade ederek, bir defaya mahsus olmak üzere, aralarında ileride ihti- 1âf doğurabilecek bütün pürüzlü noktaları halletmek ve tam bir dost- luk tesis etmek istiyorlardı. Fransa, Suriyede mandater bir devlet olarak kaldıkça, Türkiye ile hemhudut ola- hududunda bizi rahatsız eden bazı hâdiseler ve vaziyetler vardı. Bunları da temizle» mek zaruri idi. Türkiye elini dost ve müttefik olarak sıkmak İstediği dev- letle arasında hiçbir ihtilâfh mesele bırakmak istemiyordu. İşte müzakerelerin kismen tuza masını icap ettiren sebeplerden biri İde bu olmuştur. , vet . ER may ei Fırkada tebşir ettiği habere göre artık bütün bu ihtilâflı meseleler halledilmiş ve müzakereler bitmiştir. Türk - Fran- sız ittifakının ilânı, ve bunun tabii neticesi olarak Hatayın Türkiyeye ilhakının tasdiki artık bir gün, hat tâ bir saat meselesidir. Bu anlaşmanın iki mesut neticesi olacaktır: 1 — Senelerdenberi anavatanı İltihakı Obekliyen Hatayın bir 'Türk vilâyeti olması ve misak! İ milli ile tayin edilen hudutlarımı" zın tamamen teessüsü, 2 — Türk - Fransız ittifakını? dünya sulhü ve bilhassa Balkan lar Üzerinde yapacağı mühim te Bu iki mesut ve mühim netice bi?” İleri olduğu kadar sulh sevenleri d€ sevindirecektir. Ve bu muvaffakıyetten dolayi Mil Şef'e ve hükümete derin mis net ve şükran hislerimizi söylerken bütün Türk milletine tercüman ok duğumuza eminiz. —— hatmın bir realist olarak kendisini tatmin etmediğini beyan etmiş, bub” ran ve müvazene vergilerinin ihdas! sıralarında devlet bütçesi 185 milyon lira iken bugün bu miktarın 261 mii yon liraya baliğ olduğunu ve buns rağmen mükelleften alınan-vergide tenzilât yapılmak için teşebbüslef yapılmadığını söyledi. Dahiliye Vekilinin izahatı Dahiliye Vekili bu cetvelin kay amları maalesef mutazarrır et tiğini ifade etmiş. Fakat bu esasa uy” mak ıztırarını tebarüz ettirmişti. Bu münasebetle demiştir “— Barem esaslarını mahfuz tuf“ mak suretile kaymakamlara duha re“ fahlı bir bayat temini için teğbir # lacağız ve karşınıza öyle geleceğiz» Recep Peker — Birinci maddelere bağlı cetveller arasındi tatbik bakımından hissettiği taaru” Zu İfade etmiş ve meselâ lisan bile” yüksek tahsilli bir gencin idare mes leğine girmek için nahiye müdürlür güne tayin edilemiyeceğini, bu mev“ kide kendisine hakki olan maaşm ve" rilemiyeceğini, halbuki nahiye mü" dürlüğünde bu güzide gencin öğrene“ ceği çok işler bulunduğunu söylemi$ ve encümenin bu bakımdan tatbi$ kabiliyeti olan bir formül bulmasın! temenni etmiştir. Recep Pekerin teklifi üzerine İkinci madde tadil tekliflerinin naz#” İri itibara alınması İçin encümene i#“ de edilmiştir. Uçüncü maddenin müzaketesi s* rasında müstakli gruptan Fuat Si” men projenin dil bilen vatandaşlar? büyük bir kıymet atlederek onlar” orta, lis& veya yüksek mektep me İzunları olduklarına bakmıyarak bif İ derece, yükarı bir farkla tayinlerini” çok yerinde bir hareket olduğunu 40” cak bunlar içerisinde yüksek tabsil yapıp ta ihtisas yapan ve bu sureti9 İdil bilenler için bir kaydın mevcuf olduğunu, bu gibilerin vaziyeti 19 diğer dil bilen memurların arasında bir farkın mevcut olması lâzım gel diğini söyledi ve maddede yapim” sını istediği tadilâtı gösteren bir tah” rir verdi.