17-5-939 17 Mayıs 1939 TAN i ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1400 Kr. (1 Sene O 2860 Kr 1. » say 0 * 400 say m * 10 Tay 3 » Milletlerarası posta #tihedına dahil olmıyan © memleketler için” eböne eli müddet . sirasiyla 30, 16, 9, | 345 liradır. Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. Cevap” için mektuplara 10 kurugtuk pul ilâvesi lâzımdır. ij ANIN Türk - İngiliz Anlaşmasının Neticeleri Trkiye ile İngiltere © arasında Akdeniz emniyetine ait anlaş- manın ilânı havadaki kara bulutları dağıtmağa hizmet etmiştir. Bu anlaşma ilân edildiği gün Lon- dra borsasında derhal salâh emarc- leri görülmüştür. İngiliz gazeteleri - nin City muhabirleri bu salâhı Türk - İngiliz anlaşmasının ilk hayırlı ne- Gecesi olarak kaydetmektedirler. Ayni salâh bizim piyasamızda da görülmüş, tereddüt zail olmuş, ve ticaret hayatında bir hareket başlar mıştır. Türk - İngiliz anlaşmasının ilk hayırlı neticesi miş oluyor. * Türk - İngiliz anlaşmasının ikinci neticesi, harp ihtimallerini azaltmış olmasıdır. Türkiyenin sulh cephesi - ne iltihakı terazinin sulh o gözünde derhal kendisini hissettirmiştir. Bü- gün ellmize geçen Avrupa matbuatı baştan başa Türkiyenin sulh cephe- hakının tevlit ettiği memnu - fade eden yazılarla dolu. Bu yazılar Türkiyeye verilen kiymet ve ehemmiyeti ifade ettiği için pek mii- himdir, Bu yazılar bize Türkiyenin uozmuzu sıulan, Ve uaşmanlızindan kaçınılan bir kuvvet olduğunu bir daha isbat etmeğtedir, * Harp İçin Sarfedilen Para Fransiz mecmualarından biri me- rak edip milletlerin harp için sarfet- tikleri parayı hesaplamış günde 40 milyon Türk lirası sarfedildiğini hul- muş. Yalnız İngiltere günde yon İnğiliz lirası sarfetmektedir. Ya- Bİ aşağı yukarı bütün © milletlerin harp için sarfettikleri paranın yarısı kadar bir şey, İnsanlar bu para ile harp silâhi Yapacak yerde faydalı işler görseler- di, dünyanın alacağı şekli şu aşağıki mukayeseden tahmin edebilirsiniz: Bir günde silâhlanma için sarfe- dilen para ile her üç ayda bir Cenev- re şehri gibi, hastaneleri, mekteple- #ri müesseseleri, müzeleri, evlerile modern bir şehir yapılabilirdi, Bu para İle iç günde bir Süveyş *analı gibi bir kanal açılabilir. Bu para ile hergün Normandi ayarın- İn 70 bin tonluk bir vapuru de aİze indirmek mümkün olurdu. Bu para ile bir ayda İstanbul baştanbaşa yeniden yapılabilir, Bu rakamları ve bu imkânları Bördükçe, dünyayı harbe sürükle - Mek isteyenlerin insanlığı yaptıkla- N günahın büyüklüğü daha İyi anla- #lıyor, Onun içindir ki İngilizler bugün- dünyaya deliler dünyası adını takmışlardır. Fenerdeki Yangın Dün akşam saat 20.30 da Fenerde Yıldırım caddesinde Adil isminde bir kömür tüccarına sit depodan yangm Sikmış, bir baraka tamamen yandık- Sonra ateş söndürülmüştür. Yan- Sinin sebebi tahkik edilmektedir. Karabükte Feci Bir Kaza Sufranbolü (TAN) — Karabük is- Onunda manevra yaptırmakta 0- lin İstasyon manevracılarmdan Hü- *€Yin, iki vagon arasında kalmış, başı Ve göğüs kemikleri ezilerek hemen ölmüştür. Hüseyinin kendi dikkatsiz. iğine kurban gittiği, tahkikatla sa- bit olmuştur. u suretle elde edil” İ a Ş Anlaşmayı Mecliste ilân eden Başvekilimiz Refik Saydam B aşvekilin Türk İngiliz anlaşması o hakkındaki beyanatının Oo parlâmentoda gördüğü hüsnükabul, bü - tün İngiliz efkârı umumiyesi tarafından hararetle tasvip ve teyit edilecektir. Mister Chamberlain dün öğleden sonra İngiltere ve Türkiye hü kümetlerinin milli emniyet - leri namına kati ve uzun va- deli bir anlaşma yapmağa | karar verdiklerini. söylemiş- ti anlaşma yapllıncaya kadar, Türkiye Başvekili de Ankarada toplanan Kamuta-da mümasil be- yanatta bulunduğu için iki taraf ta Akdenizde harbe sebep olacak bir tecavüz vukuu takdirinde iş beraberliği yapmağa ve ellerinde- ki her yardımı birbirine gösterme- ğe hazır olduklarını ilân etmiş. lerdir. Bu karşılıklı taahhütlerin Giliyata geçmesile diğer meselele- re ait şartlar, anlaşmanın ikma- linden evvel tetkik edilecektir. Akdeniz anlaşması kimse aleyhinde değildir ister Chamberlain © tarafım. dan hiçbir kimse aleyhinde olmadığı, ancak lüzumu takdirin- de Türkiye ile İngilterenin birbi. rine karşı mütekabil yardım te. min ettiği ilân olunan esaslar bun- lardır, Her iki memleket te birbi. rine muhtaçtır. Ve her müşterek müdafasya, hem siyasi, hem stra- tejik mahiyette yardımlar temin etmektedir. Türkler, tarihlerinin hiçbir devrinde görlilmiyen birlik ve beraberlik içindedirler. Türk- lerin büyük askeri an'aneleri var- dır. Akdenizin üç kapısından biri, yani Akdenizi Karsdenize bağlı yan geçidin muhafızları Türkler. dir. Türkiyenin herhangi suretle ihata edilmesine İmkân yoktur. Türklerin Ege denizi üzerinde bir- çok kıymetli Jimanları bulunmak- tadır. Şekil baktmından otoriter görünen, fakat esas itibarile en ge- niş ölçüde halkın müzaheretine dayanan Türk hükümetinin harici siyaseti, senelerdenberi, tedbirli, realist ve sulheü bir siyasettir. Türkler kendi memleketlerini i- şaf ettirmekle meşguldürler. Türk- lerin İngiltere ile tedafül bir pakt yapmaları, büyük bir denizci, sa- Baylel ve maliyeci devletin müza- hetetini temin etmektedir. Bu mü- zaheretin tecavüz vukuunda te- min edeceği maddi ve manevi yardım son derece geniştir. İngil- terenin İse, Türk menfaatlerini tehdit edecek ideolojik veya arazi ihtirasları yoktur. Geçen on sene- de yenilenen ve canlanan karşılık- lı menfaat ve dostluk, paktın sağ- lamlığını garanti etmektir. mar ile, kendi kaynakların! inki- | «TAN Türkiye - İngilt cre Anlaşmasının Teymis İki hükümet Balkanlarda da emniyetin tesisini istiyor akat anlaşmanın yalnız Ak- denizde sulhü ve arazi sta- tükosunu idame ettiğini söylemek kâfi değildir. Çünkü daha başka istifadeleri de vardır. Başvekilin dediği gibi iki hükümet Balkan- larda emniyetin tesisi lüzumuna kanidirler ve bu maksadı müm- kün mertebe sür'atle tahakkuk et- tirmek için istişarelerde bulun- maktadır. Balkan devletlerinin dostluk dairesinde iş beraberliği yapmakta Türkiyenin alâkası, ga- yet sarihtir ve gayet tabiidir. 'Tür- kiye aşağı yukar: ittifak sayılacak bağlarla, Yunanistana . bağlıdır. Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya ile Birlikte “Bülkan sıdır. Ru.antant b sene evvel Atinada, bu dört dev- letin Balkan hududunu «tecavüz- den korumak için yapılmıştı. Mak- sat, budört devletin hududunu, Bulgarların arazi istirdadı harek tinden sıyanetleri, Fakat bu antan' Türk - Bulgar münasebetlerinin mütemadiyen salâh bulmasına mâni olmadı, Geçen temmuz ayın- da Selânikte imzalanan ve Bulga ristanı Nöyyi muahedesinin ka- yıtlarından kurtaran pakt, daha ziyade Türk diplomasisinin eseri idi, Ve İngiliz müzaheretini haiz- di. Bulgaristanı Balkân antantma almak imkânr, Ankaraca ihmal 6- , İunmamakta ve Bulgarların şikâ- İyetlerini bertaraf edecek ameli bir çarenin bulunması, bir takım güçlüklere rağmen İngiltere ve Türkiye hükümetleri tarafından ümit edilmektedir, Türkiye - Fransa anlaşmasının sön engeli de kalkacaktır “T örkivenin itidal ve istikrar veren tesiri, ( Balkanlara münhasır değildir. Türkiye, Asya- Ir bir devlettir de. Balkan paktı gi- bi. bugün Türkiyeyi Londrada temsil eden mümtaz “Türk diple- matı Doktor Rüştü Aras tarafın dan müzakere olunan Südâbât Büyük Kıymeti Taymis'in Başmakalesi gazetesinin Türkiye - İngiltere anlaşmasının ehemmiyet ve şümulünü teba- rüz ettiren başmakalesini aynen alıyoruz. Türk « İngiliz anlaşmasını Avam Kamarasına bildiren İngiliz Başvekili Chamberlain paktı Türkiye ile İran, “Afganis- tan ve Irak arasında siki ve sami- mi dostluk içinde yaşatmaktadır. Türkiye, Arap âleminde gittikçe arlan prestij sahibidir. Menüz Fransa mandası altnda bulunan ve kendisile hemhudut olan Suri- yede de Türkiyenin vaziyeti bu merkezdedir. İskenderun Sancağı» nm çok geçmeden Türkiye ile bir- leşeceği, emniyetle ileri sürülecek bir kehanettir, Bu dai Londra ile Ankara arasında müzakere edil- mekte olan anlaşma esasları dal resinde Fransa ile Türkiye ara- sında bir anlaşmanın yapılmasına karşı gelen en son engeli ortadan kaldırağaktir. Yapılacak devamlı anlaşmanın şümulü ve mahiyeti apılacak anlaşmanın bir cep- hesi daha vardır ki, İngiliz | i Bütün Avrupada ordular kuv- vetlendirilmesi için mesai ve faa- Diyet sarfedilmektedir. Her devlet ordu yekünunu arttırmakta, silâh alina yeni smiflar çağırmaktadır. FRANSADA: Anavatan ordusu bir milyon tahmin edilmekledir. Bunun 500 bini faal ordudur. Si- lâh altına çağırılan 1936 sınıfı 250 bin kişi tutmaktadır. Şahsan davet edilen mütehasseslarm ye- künu İse mahrem tutulmaktadır. İNGİLTEREDE: Mecburi a8 kerlik kanunu tatbik mevkiine konulmuştur. Evvelke iki yüz bin kişiden ibaret olan İngiliz ordusu hu sa- yede birkaç misli yükselecektir. LEHİSTANDA: Ordu yekünn Avrupa Orduları Kuvvetlendiriliyor 400 bindir. 600 bin kişi de ihtiyat olarak silâh altına alınmıştır. ROMANYADA: 500 bin kişi lâh altında bulundurulmaktadır. ALMANYADA: 1.500.000 kişi silâh altında bulundurulmakta ve her istikamette askeri harekât y pılmaktadır. İhtiyat efrat ile silâh altında bulundurulan asker mik- tarı 2 milyonu geçmektedir. İTALYADA: Bir milyon asker İSPANYADA: İyl tâlim görmüş İSPANYADA: İyi tâlim görmüş ve mükemmel techizatlı 500 bin asker silâh altıydadır. * Görülüyor ki bütün devletler normal zamanlardaki hazeri kad- rolarının çok fevkinde askeri si- lâh altında bulundurmaktadırlar. münekkitleri tarafından nazarı dikkate alımmağa değer. Türkiye ile Rusya de son dere- ce dostturlar ve Asyada komşu- durlar ve ikisi de Karadenizin methalini korumakla hayati bir surette alâkadardırlar. Türkiye ile Rusya, milli kültürleri ve idealle- | ri birbirinden çok farki. olduğu halde, ciddi bir ideolojik kavgaya girişmekten sakınmışlardır. Tür- kiye ile Rusya arasındaki bağlılık, İngiliz - Türk anlaşmasını, İngi- liz - Rus anlaşmasına bir temel teşkil edecek ve Şarki Avrupada bir tecevüz vukuunda Rusyanm infirat halinde bırakılacağına dair Ruslarca beslenen şüpheleri ber- taraf edecek, bu suretle İngiliz diplomasisi tarsfinden — kazanılan muvaffakiyet, Sovyet - İngiliz ko- nuşmalarının ilerlemesine yardım edecektir. Bir Fransız . Sovyet an- lasmasının bulunması da Fransız Türk paktım ilerletecek ve gecik- tirmiyecektir. Almanyanm Cenubu Sarki Av- rupada tutacağı siyaset, temin o- lunduğu gibi sulhcüyane ise, An- karâdaki Alman diplemasisinin anlaşmaya karşı gösterdiği husu- met, tamamile mânasız kalır. Şa- yet İngiliz - Türk taahhütleri, iha- ta siyaseti sayıltyorsa verilecek et sarihtir. Bir kere ik- , bahis mevzuu değil dir. Türkler, Almanya ile İki ta- rafm istifedesini temin eden şekil- de ticarete devam edeceklerdir. erki Avrupanm diğer mem- leketlerinin de ayni şekil- de hareket edecekleri şüphe gö- türmez. Sonra İngiltere İle Tür- kiyenin, komşu milletlerin hak ve hürriyetlerine vuku bulacak her tecavüze muhalefetlerini, siyasi ihata saymağa da yer yoktur. Türk - İngiliz anlaşmasının, diğer | mmm Jeğer faşizmin aleyhinde İlanıyor demektir. Sanki istilâ onla - | Yaman Hırsız Ev Sahibini Bastırır Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel u stalar sözüne izafe edilen hi- küyeyi şöyle unlatmışlaydı.! Hırsızın biri bir eve girmiş, Ev sas hipleri farelere karşı kapı arkaları. na kapan kurmuşlar. Hırsız karanlık» ta farkına varmadan ayağı ile kapa- na dokunmuş, parmağını o kapana kaptırmış. Can acısı ile bağıran hırsi- | «ın sesinden ev halkı uyanmış, gel- mmişler, hırsız ev sahiplerine kapanı böyle münasebetsiz yere koydukları için çıkışmış, ev sahipleri de hirsiz- dan özür dilemişler. * Son zamanlarda faşizmin taktiği budur. Almanya Avusturyayı ilhaka ka- rar verdiği zaman, Şuşnig Avustur. ya istiklâlini müdafan etti. Faşistler derhal Şusnig'in göğsüne bir vatan haini yaftası yapıştırdılar. Ve mesul” ettiler. Çekoslovakyaya karşı o harekete başladıkları zaman Benes, Çek ha « dutlarını tahkime, ve müttefikleriy- le müzakereye girişti, Almanyadan hemen bir ses yükseldi. “Ne, sen benim aleyhime hudutlarını tahkim ediyor, hana tecavüze hazırlanıyor. sun, kendine müttefik arıyor, hudut larını müdafaa cesaretini gösleri - yorsun.” Faşizmin mantığını göre memleket ve istiklâl müdafaası bir cürümdür. » İspanyaya İtalyan, Alman asker- leri çıktığı zaman, Cümhuriyetçiler Franko ile beraber ecnebi istilâ or. dularına karşı koydular. İçinde de mokrat, sosyalist, anarşist her meyi içtihadı güden İspanyollar göğsü - ne bir komünist yaftası yapıştırdı: | lar, İspanyada komünizmi imha için © | harbettiklerini ilân ettiler ve cüm - İhuriyetçilere taraftar olan herkesi | jde komünisi telâkki ederek hücuma geçtiler. İtalya “Arnavutluğu işgal “etti, Bahrisefitteki adalarında | tahkimat yaptı, bundan kuşkulanan Türkiye, İngiltere ile tamamiyle dedafü ma « hiyette bir anlaşma yaptı, bütün İ. talyan ve Alman gazeteleri, demok - rasiler bize karşı birleşiyor, bize kar- $ı bir tecavüz çemberi hazırlıyorlar diye hücuma ve tehdide geçtiler. Roosevelt, Polonya hâdisesi müna- sebetiyle, totaliter derdiği mesajla, bu devletleri sulh anlaşmasına davet edince, Roose « | veltin komünist olduğunu iddia etti. ler. Faşistler, mütemadiyen demek- rasilere hücum ettikleri, düşmanları- nın komünistlerden fazla demokrasi. ler olduğunu ilân ettikleri halde. de mokrasilerin tedafüi mahiyette bir -” leşmesi, cürüm oluyor da, şimdiye kadar hiç bir devlete karşı düşmen- lık beslemediğini söyleyen demokra. | siler açık istilâlar karşısmda birle- şince neden cürüm ve tecavüz olu - yor? Yaman hırsız ev sahibini bastırır, sözü, sanki faşizmin taktiğini iade | için söylenmiştir. Bir memlekette? matbuat, faşizme ka geldiği za- man, faşist gazeteleri hemen hücuma geçerler, bunlar fasizme taan edi yorlar, binaenaleyh komünisttirler, Gazetenin siyasi mezhebi demokrat, anarşist, sosyalist, reformist olabilir, yazarsa mutlaka komünisttir. Bir memleket, devletlere gön - birler alırsa, mutlaka tecavüze hazir. rın mukaddes hakkıdır, buna kargı her memleket hudutlarını açık hira | kacak, korunma tedbirleri çak, onlar istedikleri gibi yaya harbetmeden paylaşacaklar, ve Bu suretle sulhe hizmet edecekler, Bu mantığı göre tecavüz bak, müdafaa cürümdür. Müdafaaya geç- tin mi, derhal tehdide başlarlar. Da- hilde silâhları, muhalifleri komünist göstermek, hariçte, mütecavir gös- termektir. Bu faşizmin taktiği ve âmentüsüdür, —ğ—ğğ mız milletlerle sulhü takviye için an- laşmalar yapmağa mâni olmadığı | hakkında Başvekilin — söylediği | sözler bu gibi tevillere imkân bi- rakmıyacak mahiyettedir.