asa *N 15 EAaY 7? Almanya, Edeb ö & ii < © > - w a > 3 a w E — e: — > - ZI a “ vr ” a - © R N in ——- YAZAN: utulan hesaplara göre, Al Yaş, Tanya bugün, İlalyanında ane harbe girişecek olursa, k ki, hezimete uğrar. Al- YE SYanın iş başında bulunan lider Mülyye bir çokları da bunu anla. dırlar, yaş der bir harbin en çok ihti- tol a österdiği şeyler demir ve pet- A, 5 Bugün Almanyanın elind A Harpten önes-Almanya ve” alanya - Macaristan elinde bu- aa irin ancak beşte biri bu- Üni iktadır. Mareşal Göring ise, Müzdeki bir kaç yıl içinde de- Mag getihsalini dört misline çıks- taşma söylemişti. Alman demi- tali, dan, kâlitesi düşüktür. Alman tı, İsveçten veya Lapland'- Retirttiği demire bağlıdır. Imanyanın bugün stihlâk ettiği petrol, senede beş al- Yon ton tutuyor ve bu ihti- Daniş Smadiyen artmaktadır. Al- » bin bir gayretle suni pet- a alin bir milyon tona çı on İma Rüy, lardır. Bunlara birde bir Mahya, onluk alkollü, benzollü, dagy Sat ile, yerli kuyulardan is- nz petrol ilâve ei epsi Alman istihlükinin ink Üçte birini tutar. Skat harp zamanında istihlâk, Mig, manmdaki istiklâkin bir kaç “lacaktır. Motörlerle müceh- iy odern bir ordunun senelik ih- mel İl milyon ton benzin, alkol ir, m Milizlerin yaptıkları tecrübele- İt "e, 11 milyon ton sun! benzin *p 7 milyon ton kömür istihlâkl, Şi &melenin çalışması ve bir daş milyon dolar sarfı, bundan, bir kaç sene sürecek İnşaat le , Eetirmek lâzımdır. Bu su- bip *tihsal olunan sum! petrol, ta- #l,, trolün dört misli fiyatına mal Yor, âüçük ve pamuğa gelince, Tp, Vaziyet Almanya için ayni i, Jedir. Almanya, bugün, ka- Ya |, tlyacının dörtte birini Bu- İsmi, verdiğ? suni kauçuk ile Sap, Sahsyor. Bu mahsul, kau- Bahgy, YEFİNİ tutuyorsa da üç misli 1,8 Mal olmaktadır. manya pamuk ihtiyacımı, ke İp, den İstihsal ettiği ipliklerle te- Galışıvor, Bu istihsal iki Gıkarmak mümkündür. Fa- Unun icin de ormanları imha ) 9 Ve son dernce zayıf bir mah» Mak lzımdır. teli, Yİ sıra mda maddelerine h ağ İmanyanın unutamıyaca- lay varsa. gecen harpte ge- aelık sıkıntısıdır. — Alman “rg #tlerinden © Franko © Fürter Misi kaş he “in »ı maka. a, Harp lir mi? — Harp Maddeleri İmal Etmek, İstihlâk Edilecek Maddeler Bulmak, Gıda Maddeleri Temin Etmek ; : Willson Woodisde (iktısatçı ve beynelmilel meseleler mütehassısı ) Zelntung, geçenlerde neşrettiği bir makale ile, bu hakikati, unutanlar ra hatırlatmıştır. Bu gazete yazdığı makalede di- yor ki: “Bugünün gençlerine Ak manlarm ruhlarındaki , aksaklık yüzünden geçen harpte muvaffak olmadıklarını söylemek, ancak çıl- ginlik eseri sayılır. Çönkü 1914 — 1918 senelerinde harp eden Ak manlar, tarihte eşi görülmiyen en büyük askeri gayreti göstermişler ve bunlar ancak açlık yüzünden muvaffakıyetsizliğe | uğramışlar - Po Bu kıssadan almacak hisse şu dur: Almanların bugün de kendi- lerini besliyecek gıdaları yoktur. Onun için büyük bir harbe giriş miye cesaret edemezler! 932 denberi Amerikada eki- 1 len arazi mütemadiyen ek- siliyor. Bununla beraber Almanya Ziraat Nezaretinin en yüksek me- murlarından biri Almanyanın her sene 450 bin artan nüfusunu besli- yebilmesi için her yıl 84 bindö- nün ekilebilir araziye muhtaç ol- duğunu (söylemiştir. Avusturya dağlık, kereste memleket! olduğu için Almanyanın bu gıda ihtiyacını temin edemez. Hekikatte bugün Almanyada gi- da meselesi, bir veya iki senelik harpten çıkan bir memleketin vazi- yetindedir. Memlekette tereyağı ve yağ vesika ile dağıtılıyor. Hit- ler ile Göringin mutuklarından ek- pr aaeaeseesesaaaeaas 1... meğin de vesika ile dağıtılması ih- #imalı olduğu anlaşılıyor. Kaymak ve yumurta hiç bulunamıyan mad- deler arasmdadır. Et te ayni vazi- yettedir. Tereyağına zeytinyağı ka- rıştırilıyor ve bu şekilde her gıda maddesinin kalitesi düşürülüyor. Demek ki, Almanya, harp mad- deleri imal etmek, istihlâk edile- cek maddeler bulmak, gıda mad- delerini temin etmek “bakımların- dan çok fena vaziyettedir. O hak de Almanyanın büyük bir harbe girmiye cesaret edeceği söylene- mez. Buna mukabil Alman Ilderleri, Avusturyada yaptıkları gibi kuv- vet gösterişlerile merama ermek fikrindedirler. Küçük milletleri bi- ribiri ardınca korkutmıya muvaf- fak oldukları ve bunlara boyun eğ- dirdikleri takdirde, Fransa ve Rus- | ya gibi büyük devletlerle boy öl- | çüşmiye çıkmadan'evvel vaziyetle- rini bir hayli sağlamlamış olurlar. Nitekim Alman siyasetinin bu yolu tuttuğunu son Çekoslovakya hâdiseleri de teyit etmiştir. F akat Almanya, bundan son- Ta da bunlara benzer hare- ketler yapabilir, Meselâ Macaris- tanı ve gıda kaynaklarını ele ge: | çirerek Romanyanın petrol kay | maklarile aralarındaki (mesafeyi 200 mile indirebilir. Diğer taraf- tan Lapland'ın zengin demir ma- denleri Almanyadan bin mil mosa- fededir. Fakat Alman donanması Baltık denizine hâkimdir. Almanya, ancak bunları ele ge- girdikten sonra büyük bir harbe | girişebilir. Yalnız o zaman da Lap- land'dan başlayan ve Karadenizde | son bulan bir muvasala hattımı kurmak lâzımdır. Fakat bu takdir. | de Almanya aleyhinde yeni bir blo- | kün teşekkülü beklenir ve bu hlo- ka Rusyanın iltihakı, muvazeneyi Almanyanın aleyhine çevirir. Italyanın Almanya tarafında &- çılacak bir harbe iştirak edip etmi- yeceğini şimdiden kestirmek müm- kün değildir. Almanyanın bundan emin olması İçin İtalyayı, önceden harbe sürüklemesi, sonra harbe Iş- tirak etmesi daha çok muhtemeldir. Nitekim 1913 te de Avusturya — Macaristana karşı ayni şekilde ha- reket etmişti. Fakat Ttalyanın bu harbe iştirak ettiğini kabul ettiği- miz takdirde onunda demirsiz, petrolsüz, hattâ kömürsz olduğu- nu nazarı dikkate almak lâzımdır. Bunlardan mahrum olmak İse bir memlekete harbi kazandırmaz. Gerek Almanya, gerek Italyanın bu günkü vaziyetleri bu merkezdedir. Almanya bugün büyük bir harbe girecek vaziyette değildir. TAN kekin. Son Hafta emar Tahlil ve Tenkit | İçinde Çıkan Kitaplar FRANSA TARİHİ - İNGİLTERE TARİHİ Tercüme eden: Hüseyin Cahit Yalçın Basan: Kanaat Kitaphanesi H yin Cahit Yalçının Jacguc Bainville'den terrüme et. mekte © olduğu Fransa ve An- drö Maurois'dan türkçeye çevir. neğe o başladığı Ingiltere tarih- lerinin ikinci ciltleri de çıktı, Bu eserlerin birin- ci ciltleri çıktığı vakit te söy miştim: Bizde herhangi millet veya devlet tarihini şöyle bir çırpıda ve bir kitap içinde okumak - hemen hemen - mümkün değildir. Me- selâ Fransa veya Almanya tarihi- ni umumi tarih ciltleri arasında parça parça okumıya mahkümuz. Gerçi Ahmet Mithat efendi “Kal nat” adlı eserile bu mahzuru gi- dermek istemiş ise de emeline ta- mamile muvaffak o olamamıştır. Şimdi Hüseyin Cahit her devletin tarihini ayrı bir veya iki cilt için- de okuyucularına sunmayı emel edinmiş görünüyor ve Fransa ile Ingiltere tarihlerini de i i me etmiş bulunuyor. Tarih külli- yatı ve hattâ tarih tedrisatı bakı- mından bu, gerçekten şükran ile karşılanacak bir himmettir. Çün- ta- n kü büyük bir noksanımızın mamlanacağını müjdeliyor. B dan ötürü her ıki eseri okuyucu rımıza tavsiye ederiz FİKİR VE SANAT Yazan: Sadri. Ertem Basan: Semih Lütfi Kitabevi er çiçekten bal devşirmekte mahir ve temas ettiği mev- Zzuları renkli bi- rer çiçeğe çevire- tek okuyucnla- rına seve seve »ıkutmakta çekten seçkin bir yazıcı olan Sadri Ertem arkadaşımız, fikir ve Sanat dünyası içinde sik sık yap- tığı cevelânlar sırasındaki inliba- larını gelişi güzel toplamış ve ki- tap halinde bastırmıştır. Sevimli muharrir 170 sayfa (u- tan kitabının 26 sayfasını roman mevzuuna hasrediyor ve (Türk ro- manı nasıl olmalıdır) sualine ce- vap araştırmakla söze başladıktan sonra romanların her çeşidi hak- kında birer bend yazmak suretile çerçeveyi genişleterek okuyucula- rma pek faydalı sayfalar okutuyor. Fakat kuvvetli bir bilgi tebarüz ettiren bu uzun yazılar arasında Türk romanının nasıl olması lâzım geleceği yine anlaşılamıyor. Eserin roman bahsinden sonra gelen kısımları hep fikir ve sanat mevzuuna temas eden ince ve de- rin tahlillerdir. Ben bunların to- punu zevk ile okudum, müstefit ol. dum, Yalnız “Bizde filozof neden yetişmiyor” ve “Şiirde aşk niçin gülünçtür” gibi bir ikisini bilgile rime ve kanaatlerime uygun gör- medim. Türklerin bir hayli yüksek filozof yetiştirdikleri muhakkak olduğuna göre şimdiki kısırlıktan mahçup veya meyus olmamıza ma- bal yoktur. Bugün türkçeyi yanlış- $ız yazar ediplere, eserleri haz ile okunabilir şairlere dahi malik de- ğiliz. Filozofumuz neden olsun ve bu yokluk dünyasına filozof nasıl yakışsın! “Şiirde aşk niçin gülünçtür” ya. zısı da, dediğim gibi, kanaatime uygun değil. Zira sevimli müte- fekkirimizle fikrimi birleştirirsem Mevlânaları, Ali Şir'leri, Fuzulile- ri, Nedimleri ve hattâ bütün dün. ya klâsiklerini gülünç görmekli- ger- ieremeesesemesemareeee. ; Yazan: ş M. Turhan TAN yi MA a EEE REP ğim lâzım gelecek. Bu. limden gelmez, gelemez. Bununla beraber i nat” adli kitap, —... geaaesseneames. benim e- Fikir ve Sa- Esrçekten ince dü- şünceleri ve kuvvetli tahlilleri ih. tiva etmektedir. Okuyanların say fa sayfa haz ve kazanç elde eğ ceklerine şüphe yoktur. z AŞK RÜYASI Tercüme eden: Âli Ediz Basan: Remzi Kitabevi R Hasan us edebiyatını ve ediplerini bize sadık veehliyeşı; bir tercüman he- yocanile tanıtan Hasan Ali Edi son haftalar on beş hikâye tercüme ederek bunları (Aşk Rü- yası) adı altında bastırmıştır. Putkin'i, Turgenlev'i, Gogol'u, V. Katayevi tercüme ederken yap- tığı gibi bu tercümesinde de oku- yucularına hikâyelerini © sundu- k k Rus muharririnin ha- Bu bi yatını dahi tanıtmayı ihmal miş ve kitabın başıma müker bir hal tercümesi ilâve eylemiştir. Bu hal tercümesi okunurken anla- şılıyor ki Aşk Rüyası başlığı altın. da toplanan on beş hikâye, sim Gorkinin hiçbir kitabına gi memiş ve bu sebeple başka bir di- le de henüz tercüme edilmemiştir. Şu halde Hasan Ali Ediz, Maksim Gorkinin tazeliğini, tur fandalığını - yaşlılıklarına rağmen - muhafaza eden hikâyelerinden on beş tane- sini Türk okuyucularına takdim etmiş oluyor. Maksim Gorki'yi yeryüzünde bilmiyen yok. Hasan Ali Edizin de rusçadan eser tercüme etmekte ye- gâne mütehassısımız olduğu malümm. O takdirde Aşk Rüyasını okuyan- ların heyecanlı birkaç saat yaşıya- caklarına itimat etmek pek tabi idir, ATALAR SÖZÜ Toplıyan: Sadi 6. Kırımlı Basan: Kanaat Kitabevi talar sözü, herhangi milletin dilile söylenmiş olsa o mik * let içtimaiyatı- h nin kelimeleş- miş özü demek- tir. Çünkü (Ata- W Jar sözü) diye a- mlan ve tanılan vecizelerle ifade olunmamış hiçbir içtimai mevzu yok gibidir. Atalar, ahlâktan siya- sete, emelden eleme kadar maddi ve manevi her şeyin kıymetini bi- rer sözle âdeta tesbit etmişlerdir. Ekseriya realiteye uygun oldukla- rından bu sözlerin inkılâplardan zarar görmesine, yani kıymetleri. nin zaman zaman değişmesine de imkân yoktur. Çünkü su uyur, düş man uyumaz diyen atalar, yalnız kendi devirlerindeki bir hâlete de- Bil, insanlığın her devrinde yaşı- yacak bir hakikate işaret etmiş lerdir. El, elin eşeğini türkü çağı- Tarak arar, demiş olan ataların or- taya koydukları hakikat te zaman ile, mekân ile mukayyet değildir, beşeri ve ebedidir. İşte bu kıymet ve ehemmiyetin- den dolayıdır ki her millet atalar sözünü derlemekte büyük bir ihti- mam göstermiş ve o sözlerin eda- sında, müeddasında kendi mazisi- ni, kendi karakterini, hattâ kendi tefekkür tarihini aramak istemiş- tir. Biz Türkler de, ata sözlerine bol miktarda malik bir millet ok duğumuz için ayni yolda yürümür şüz, atalar sözü olarak dillerde ge- zen, kitaplarda serpili duran veci- zeleri toplamıya çalışmışız. Dostu- muz Sadi G. Kırımlının şimdi bastırdığı kitap, asırlardanberi ü- zerinde yürünülen bir yolun yeni bir merhalesi oluyor. en Sadi Kırımlının bu kitabı hazırlamak ve altı bine Ya- kin atalar sözünü toplamak için ne kadar zahmet çektiğini gözümle gördüm. O, aylarca ve aylarca muhtelif kitaplar arasında muka- yeseli araştırmalar yaparak bu leri toplamıya çalıştı. Fakat şimdi görüyorum ki zahmeti heder olme- miş ve kitap, bu mevzudâ basılan eserlerin güzel sayılabileceklerin- den biri olmıya hak kazanmıştır. Bu kitabın kendine hâs bir kıy- meti daha var ki o da Selim Nüz- bet Gerçeğin yazdığı muksddeme- den doğuyor. Sayıları üçü. dördü bulmıyan bibliyograflarımızın €n seçkinlerinden biri şüphe yok Kİ Selim Nüzhettir. Bu haysiyetle 0- Bun Şu yeni kitaba yazdığı mukad- demenin de başlı başına bir kiy- met ifade etmesi tabii idi, Yalnız muhtetem Selim Nüzhetin Atalar sözle uğraşmış muharrirlerden bahsederken ayni mevzu üzerinde çalışmış, fakat €serlerini bastıra- mamış muharrirleri v de zavalliların Kitaplarını kağdet- memesini - müsamahalarını pia ederek söylüyorum - doğrü bulma. dım: Ak Şemsettin zade Mehmet, Hanif Ibrahim, Davutpaşa camii hatiplerinden Mustafa, Üsküdarlı Fodlacı züde Rasim ve henüz yirmi yıl evvel ölen Manisalı Fevzi Ah. met efendilerin de Atalar sözü top. Yyan ruharrirlerden olduğu riva yet olunuyor. Ustad bize. onların, da adlarını tanıtmak lütfunu bil. mem neden esirgemiştir? Derli toplu surette Atalar sözü dinlemek, ayni zamanda Atalar çö. xü hakkında etraflı bilgi elde et. mek isteyenlere bu yeni kitaptan birer tene edinmelerini tavsiye e. derim. YENİ NEŞRİYAT; Türk Çocuğunu Nasıl Yaşatmalı ? e dolayısile (Pücrikültür) Yazan: Dr. Besim Ömer Akalın Kıymeti odekter; çecük yetiştirmek fenni ve sanatı Üzerinde geniş galihiyet le yazdığı (Pi ir) tin ikinei iğ. dini de 290 sayfalık büyük bir eser haz Hinde neşretmiştir. Ana ve babanın san. detini, vatanın selâmetini temin © #decek sağlam gürbüz evlât sahibi olmak için lâzim gelen şartları, ana ve babanın ç0- cuğa karşı göstereceği ihtimam, gebelik- ten çi büyüyünciye kadar tâbi olaes- &ı sihhi kaldeler bu kıymetli eserde saz Ahiyetle izah edilmiştir. hanede satılmaktadır. Fiyatı 100 kuruştur. Kaynak ve Kaynakçı Yazan: Mi ek maksadiyle yazılmış vç Devlet Demiryolları neşriyat serisi #inds neşredilmiştir. Kolomba Tercüme eden: Saracettin, (ikinci basılış). Marul Fransız muharriri Prosper Meri. in en kıymetli eserlerinden bir! olan top merkum muallim Saracettin ta- rafından Türkçeye çevrilmiş we Hiirai ki. töperi tarafından neşredilmiştir. Romanın kahramanı Kolomba isimli bir Korsikalı genç kızdır. Hâdisede Kör. sikada afleler arasında sürüp gelen kan gütme an'anesini ve bundan doğan facia. lar anlatılmaktadır. Prosper O Merlmenin bu en güzel kitabında kahramanlığı, an* anelere sadakatle bağlınışı ve. sadece toprağın, göğün ve suyun insanlarındaki #af ve kahramanca İnanısları vardır. ör