18 Ocak 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

18 Ocak 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fethiye Gittikçe Güzelleşiyor deler pek güzel bir şekil almıştır. Yayalara mahsus yolun iki tarafında ki okaliptos ağaçlarının arasından üç otomobil yanyana geçebilmektedir. Fethiye toprakları, okaliptos ağaçına dört senede on metre boy vermekte, bütün Fethiyeliler ve köylüleri bu ağaca büyük bir itina göstermekte « dirler. Kasabamıza, yedi kilometre uzak- tan bol içme suyu getirilmiş, bu te- sisat yirmi beş bin liraya mal olmuş tur. Limanımıza gelen vapurlar da bu sudan almaktadırlar. Fethiyenin haritası yaptırılmış, elli senelik imar plânı da hazırlan - mıiştır. Yeni elektrik tesisatı da ya- pılmıştır. Ay sonuna doğru bundan “stifadeye başlanılacaktır. İnhisar Deposundan Sigara Çalındı Ğ Yalova, (TAN) — İnhisar idaresi *tütün satış deposundan, yüz seksen Hira değerinde elli beş kilo köylü si- — garası çalınmıştır. Polis ve müddel - — umumilik tahkikat yapmaktadır. — tanbuldan bir inhisar müfettişi de gelmiş, tahkikata başlamıştır. Parti Kongresi Toplandı Yalova, (TAN) — İlçemiz C, H, /" Partisi kaza kongresi, köylerden ge- len mümessillerin ve — İstanbuldan gönderilen müşahitlerin — iştirakiyle 3 toplanmış, münakaşalarda bulunul - — Mmuştur. Parti başkanlığına belediye dok - — toru İrfan, azalığa eczacı Ziver, tüc- — cardan Mazlum, meclisi umumi aza - /— sından Ömer ve muhasebel hususiye saxr / Ketenciliğin Islahına Doğru İzmit, (TAN) — yaptırdığı güzal bir keten dokuma tezgâhını buraya göndermiştir. Tez- /" gâh, Halkevine konulmuş, İstanbul - dan gelen Ali Güneş usta, tezgâhı — gşletmeğe başlamıştır. k 'T0 santimetre eninde keten bezi — dokuyan bu tezgâhtan daha bir çok — yaptırılacak ve bunlar, keten istihsal — eden köylülere dağıtılacaktır. Gn nn Ortamektep İhtiyacı Fethiye (Tan)— Burada ortamektep — ihtiyacı şiddetle hissedilmektedir, Ço — euk baabları, Maarif Vekâletinin bu ğ yılortımokfepıçmumıpokıiyıdo 'dir. Fethiye, (TAN) — Buradaki cad| - Memuru Zeki Civelek seçilmişler - İktisat Vekâleti, | - ÂAğustosta İzmit, (TAN) — İkinci kâğıt fabri- kasile Sellüloz fabrikasının inşaatı çok ilerlemiş, çatıları bitirilmiştir. Makinelerin yerlerien konulmasına başlanılmıştır. 500 amele alabilecek bir lokanta- da inşa edilmektedir. Bütün bu fab- rikalar ağustos iptidalarında ıçı.lıcak tır. (A ) Köylüye Ycrdıııı Ediliyor İzmit, (TAN) — Ziraat müdürlü- “| Bü, elinde bulunan kalbur makinele- rini ve selektörleri, İzmit, Adapazarı, Geyve ve Kandira kazalarında halkın Izmıttekl F abrikal;; Açılıyorlar istifadesine arzetmiştir. Şimdiye ka- dar 538149 kilo tohumluk buğday kalburdan geçirilmiş, 377511 kilo to- humluk da ilâçlanmıştır. Vilâyet mücadele komisyonunun kararına göre bu sene İzmitte550,Ada pazarında 405, Hendekte 383, Kandi- rada 521, Gölcükte 135, Geyvede 433 yaban domuzu öldürülecektir. Hususi muhasebe ,muhtaç köylü- Terimize tevzi edilmek üzere tek te- kerlekli pulluklar getirtmiştir. Bun- lar, Ziraat müdürlüğü yasıtasile köy lüye verilmektedir. Beherinin flyıtı 18,5 liradır. hemen ittihaz edilecek tedbirleri ve bütün meurların hangi vazifelere ko- şacaklarımı tesbit etmek üzere vilâ « yetçe bir talimatname hazırlanmış - tır. Bu talimatnamenin ne şekilde tat- bik edildiğini görmek üzere valinin ani bir emri üzerine, geçen gece bu- rada zelzele olmuş gibi bir tecrübe — temenni etmektedirler. yapılmıştır. Tehlike işareti verilir ve- Kırşelıırde Zelzele Tecrubesı " Kırşehirde zelzeleden sonra yapılan yeni evler Kırşehir (Tan) — Zelzele vukuunda | rilmez, bütün zabıta kuvvetleri, me- murlar, doktorlar, hastabakıcılar, yar dım kolları, teçhizatlı amele, mevcut bütün motörlü ve motörsüz nakil va- sıtaları çok kısa bir zamanda, emni- yet âmirliği önünde toplanmışlardır. Toplantı mahalline vali de gel- miş, alâkadarları icap eden yerlere sevketmiş, ve alınan neticeden dola- yı teşekkürlerini bildirmiştir. Tecrübeyi gürmek istiyen merak T Izmıtte V Şap Hastalığı Çıktı İzmit, (TAN) — Kandiradaki hay vanlarda şap hastalığı çıkmış, fakat önlenerek şifa safhasına sokulmuş - tur. Adapazarınin Süleymaniye, Tarap zonlar, Kadrizli, Güneşler ve Akme- şe nahiyesinin Dere köylerinde, Ka - rasunun Taşlı geçit, Taşlı kışla, Yeni- köy, Diyoktar — köylerinde de şap vak'aları görülmüş ve tedbirler itti - haz edilmiştir. Baytar müdürü Ziya Tan, Hen - dek, Karasu, Kandira ve Adapazarı mintakalarını teftişe gitmiştir. Şehrimiz baytar müdürlüğünde, baytari bir laboratuvar tesis edil - miştir. İzmit, (TAN) Halkevi Köycüler şubesi, Yarımcada bir sürek avı ter- tip etmiştir. S- Yılmazsporun Muvaffakıyeti 938 İzmit grup birinciliklerine iş- tirak edilmek üzere her bölgede maç lar başladığı sırada Tekirdağ bölge- sinde de Çorlu gençleri, Halkspor, Tekîrdağ ıpuı- Yılmazspor klüpleri yapılmış, bunlardan | finale kıhn Yılmamporlıı « Halk- spor arasında yapılan çetin maç ta 2-2 beraberlikle neticelenmiştir. Bu sene geç kalındığından grup , birinciliklerine iştirak edilememiştir. | Gelecek sene için daha şimdiden ha- zırlanmaktadırlar. — Askere Davet Fatih Kaymakamlığından: 1 — 316 - 329 (dahil) doğumlulardan henüz sekvekedilmemiş İslâm piyadeler- den yoklama kaçağı, bakaya, saklılar ve fumarasız, . 2 — Bu doğumlular kâfi gelmediği tökdirde 330 doğumluların piyadelerin - den küra mımar'ı—z.vle ikmal ed"lr»cnkhr bedenerı 20 TI. Kânun 939 Cuma gunn kadar al: iktır. 4 — İçtima ve sevk günü 21 hdncfkn— nun 939 sabahı saat 9 dadır. 5 — Tayin olunan içtima gününde Mükelleflerin şubede buülüunmaları meş - ruttur. Gelmiyenlerin askeri mahkeme- ye verilecekleri ilân olunur lı bir halk kitlesi de orada toplan - miştir, Vali, halka hitap ederek, hü- kümetin vatandaş hayatile yakından alâkadar olduğunu, zelzele vukuun- da alınacak tedbirleri kontrol için bir tecrübe yapıldığını söylemiştir. Garip bir tesadüf eseri olarak, tecrübeden bir kaç saat sonra, 3 sani 18-1.1939 Cep Kitaplarının uncusu bugün çıktı. v Bindıy voğndo M bu meraklı hikâyesini Adreı y » D .. .. .. Ka okuyunuz. f” CNT Cep Kitaplarına Abone Olunuz İ Bıı I(âgıdı Doldurup Gönderiniz. Bir senelik abone bedeli olan 84, Altı aylık abo- ne bedeli olan 44 lirayı gönderiyorum. SENELİK ABONELERE * ı Kitapları muhafaza için küçük bir kütüphane hediye edilir. Adres: Ankara caddesi Reşit efendi hanı, birin- ti katta Cep Kitapları idarehanesi, Kitaplarımızı müvezzilerden ve kitapçılardan arayınız, 2 41N Ç Ki Bir kaşık ZAMANIN HASTALIĞIDIR. GAkire SİNİR AĞRILARI © ASABI ÖKSÜRÜKLER & BAYGINLIK © BAŞ DÖNMESİ e& ÇARPINTI ve SİNİRDEN- ileri" gıloıı 'İÜTÜN RAH'ATSİZLİKLAR! NERVİN. 4'âlLl DİINR UlDnU “TMİN EDER İlgazda Kar Fırtınası Kastamonu, (Hususi) — Ilgazda kar fırtınası, bütün şiddetile devam etmektedir. Üç gündür, Ilgazdan ge- çebilmek mümkün olamamıştır. Fırtınanın şiddeti yüzünden yol- lar kapanmış, posta nakliyatı da sek teye uğramıştır. Ilgazda beş köylü - nün soğuktan dondukları söylenmek ye süren bir zelzele olmuştur. tedir. Cezalılar Çağırlıyor Beyoğlu Yabancı Askerlik Şubesi re< lsliğinden: Yoklama kaçağı olarak — şubemizde muayene gören ve henüz askerlik yap - mıyan yabancı piyade sınıfına mensup cezalı İslâm çeratın 316 - 333 doğumlu mükelleflerin askere sevkedilmek üzere 21.1.939 Cumartesi günü saat 9 da nü- fus cüzdanlarile birlikte şubede bulun « malarının ve 18. Haziran 936 dan evvel asker edilmişlerden bedel vermek isti -| yenlerin 21.1.1939 akşamına kadar mü-, racaat etmeleri ilân olunur. ? Ay Vurgun ortada. Sol kolunda Dallı, sağ kolunda - Meli. Bir şey için değil, sırf kayıp düşmemek mak- M sadile koluna girmişlerdir. Birkaç dakika konuşulmadı. Ya konuşacak mev- zu bulamadılar veya heyecanlarını belli etmemek - için ses çıkarmadılar. Zehra bir iki defa kalunu sık- t. Memnun musun? Demek istediğini hisseti. Çün- kü kendi keyfini saklamıyordu. Vurgun söyliyecek bir şey bulamıyordu. Uzağında iken ciltler dolusu söz bulduğu halde, işte şimdi eli kendi kolunu tut- müşken bir tek kelime aklına gelmiyordu. Meli söz açmış olmak için söyledi: ÜTenem — Şu Sürpagop sırasındaki binaların hali ne ha- zindir. Gündüz olsun, gece olsun, her geçişimde ba- na melankoli verir, Her birinde, her gün dayak yi- yen öksüz bir beslemenin pancar yüzünü görürüm. Ne kadar an'aneci çatılar, dünya değişiyor, onların gdökülmüş aşi boyaları, sarkmış pancurlar yerli ye- . rinde. — Paraları olsa ne yapacaklarını bilir ama, ol- mayınca neylesinler? — Parasız olan, yerini paralıya bırakmalı. — Bravo Meli! Öyle bir içtimat düstur ki piraz kurcalasak zengin olmıyanın yışımnğı hakkı yok gibi bir mâna çıkaracağız. — Realite o, fakat ben onu demek istemedim. TEFRİKA No. 16 Paralı bir şirket çıkar bu hazin binaları satın alır, yıkar, garajdan tâ Harbiye önüne kadar en modern, kolosal bir şehir parçası kürar. Her iki cephesi gü- neş altında bir parça şehir... — Sizi Mösyö Prosta muavin yapmalı Hanımes fendi, — Asla! Asla! Ben çalışkan bir insanım, öm- rüm de kısadır, bin yılda bitmiyecek bir plân üze- rinde uğraşamam! (gülüşmeler) — Ya karşısındaki lığa ne dersin Meli? — Buraya katiyen bina yapmamalı. Burası Taksim bahçesinin bir imtidadı olmalı. Çocuk bah- çelerile, havuzlarile, alangle tarhları ve bodur ağaç- larile bir park. Halk daha geniş nefes alır, — Tepebaşını ne yapalım — BSiz Tepebaşının ölçüsünü, cephe manzara- sını bilir misiniz? Tepebaşını Perapalas köşesinden öbür ucuna kadar yıkıp dümdüz etmeli ve oraya da modern bir şehir parçası kurmalı. Bunu da bir şir- ket yapmalı. Böyle şeyler artık belediyelerin vazi- feleri dışına çıkmıştır. Garden-Bar denilen o bina güzel İstanbul için ne çirkin bir lekedir. Bereket versin yazın güneş fazla sert değil, biraz daha yâk- sa çıra gibi tutuşacak. Hele o Tepebaşı tiyatrosu denilen salaş eskisi büsbütün gözler acısı. O iki bina bir başkasının malı olsaydı, belediye hemen mühen- dislerini, doktorlarını gönderir, yıkar ve ertesi gün övünürdü: Bir harap, mikrop yuvasını yıkıp şehrin ııhhatlne ve estetiğine hlzmet ettım, dıye Bari ye- di sekiz liralık tahan boyası alsalar da dış yüzünü boyasalar! (gülüşmeler) Fakat Vurgun gülümsemedi. Düşündü. Bu ka- dın şehir işlerile niçin bu derece alâkalı. Adetâ her yer ıçin hazırlanmış bir plânı var, Biraz kurcalamak istedi: — İstiklâl caddesini genış]etmell. — İstiklâl caddesi mi? Edilen iftiraya siz de İş- tirak etmeyiniz,rica ederim. İstiklâl mukaddes, mu- azzam bir şeydir. O kelime bir caddeye konmak için o caddenin o ada lâyık olması lâzımdır. O, olsa olsa beşinci sınıf kasabaların bir sokağı olabilir. En doğru adı, Beyoğlu Uzun sokağıdır. Onu genişlet- mek şöyle dursun, sadece asfaltlayıp kendi haline bırakmalıdır. O ne feci sokaktır öyle! Onun yerine Tar'abaşını baştan başa açıp cadde haline sokmalı. Dedim ya, bunlar belediyelerin işi değil, Kredifons siyelerin işidir. Memleketim değil mi? Elbette alâ- kadar olurum. Nedir şu Sipâhi ocağının manzara- s1? Teneke mahallesinin hırpani kadınlarına benzi- yor, elli kuruşluk kireç alsalar da yüzünü gözünü temizleseler. Daha doğrusu burasını bir şirkete ver- meli de modern bir hale sokmalı. Işte, bakınız, bu böyle mi olmalı. Mektebin önündeki bu güzelimsi Atatürk heykeli böyle avuç içi yerde mi durmalı, Karşı sıradaki evlerden birkaçı yıkılarak burası güzel bir Subay Meydanı olamaz mı? Meydanın et- rafına bir şirket tarafından binalar kurdurulamaz mı? Vurgun sözünü kesmeseydi daha söyliyecekti. 'Yapı ve belediye işlerinden söz açılır açılmaz bül- bül kesiliyordu. — Sizi tanımıyanlar sanırlar ki siz bir iş ada- mı - şirketçisiniz. — Kadın olan şirketçi olamaz mı? Vurgun tuhaf bir şüpheye düştü: Acaba bele- diye fencilerinden birisile mi sevişiyor? Öyle ya, bu işler hakkında o kadar çok bilglsı, fikri var ki.., Dallı şaka etti: — Hadi bunlar için bir şirket kuralım. — Hiç gülme Zeri! Neden kurulmasın. Yeter ki karşımızda iş bilenleri görelim. Fakat bir kurma- mağa kalkışmız, bakınız ne zorluklarla karşılaşır sınız. — Şirket sermaye ister hanımefendi. — Öyle demeyiniz üstad. Sermaye bulmak ko- lay. Böyle bir şirket sermayeden önce nüfüz ve ar- ka ister. En büyük sermaye bu. — Öyleyse biz böyle bir şirketi bir milyon yıl daha kuramayız!. © ne! Meli birdenbire kolunu sıkti ve pek hafif bir sesle fısıldadı: — Bunü sonra konuşuruz. Vurgun bü hususi görünüşten bir ürperti his- setti, fakat kendisine karşı ilk defa gizli davran- şından mı, yoksa... — Ben evime geldim! Dedi Dallı, El çantasından bir kâğıt lira çıkarıp gösterdi: — Demir anahtar kapılar için.. Kâğıt anahtar da kapıcılar için, Bu kapıcılar âlemi öyle bir âlemdir ki üstad, siz bunu tetkik etmelisiniz. ' Karabıyıklı, karakaşlı, esmer kapicı don paça denecek bir pijama taklidi kıyafetile, gözlerini oğuş- turarak kapıyı açtı. Bir eli kapının mandalında, öbür eli, acık avuç halinde kâğıdını bekliyor. Son selâm- lar. Kapıi kapandı. Ikisi de birdenbire gözgöze gel- di. Bu gözgöze geliş bizbize kaldık mı demekti, biz de evlerimize dönebiliriz mi demekti? Büu sefer Vüurgun Melinin koluna girdi. Bir da- kika önce uyanan merakını hemen gidermek isti- yordu. — Şimdi serbestçe şehircilik edebiliriz. ——— Ben şehircilik etmiyorum, işten bahsedi- yorum. Bunuü sonra konuşuruz demekten müksa- dım da bu idi. Şehir beni hiç alâkalandırmaz, ben şehir içinde yapılabilecek kazançlı işleri düşünü- yorum, — İş adamı tabirini değiştirmeli, iş kadını de- meli (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: