A — 12-1.1959 TAN Gündelik Gazete PN, TAN'ın hedefi Haber- de, fikirde, o herşeyde temiz, dürüst, samimi olmak, o karil gazetesi almıya çalışmaktır. ABONE BEDELİ Türkiye Eenebi 1400 Kr. 1 Sene (2800 Kr. 10 ,, GA O 1500 » 400 , 3AY s0 160 , 1Ay 300 , Miletleraram posta İttihadına dahi iyan o memleketler için abone bedeli müddet sırasiyle 30, 3/5 lrodir. Abone bedeli peşindir Atres değiştirmek 25 (kuruştur. Cevap için mektuplar 10 kürü hik pul Mivesi lâzımdır. İ GUNUN MESELELERİ Gazetelerin Mes'uliyeti per evvelâ vicdanına karşı sonra memleketine karşı, ni- hüyet kantına karşı mesuliyet düy- tusile mücehhez adamdır. Yaptığı iş âmme işi olduğu için, unun elinden kendisini kurlar» Mağa muvaffak olsa bile, vicdaminn *sinden kurtaramaz. Meşhur hikâyedir: Amerikada modern gazetecmiii te»! “is eden ve dünya matbuatında İsmi “aygile anılan Puliizer, Nevyorkta Nk gazetesini tesis ettiği zaman, © Yakit halkı istismar eden büyük şir ketler aleyhine amansız bir mücade le açmıştı. Bu şirketler, büyük sör- Mayelerine dayanarak her türlü ih- kârı yapıyor, parayla hükümet me mMurlarının ağızlarını kapatıyor, ka- Molar işlemez bir hale getiriyorlar- li, Güsetenii âmme menfaatine çalı- Yan bir müessese olduğuna inanan ve bu inancı neşr için ik gazetecilik mektebini kuran Pulitzer, Nevyork- inen büyük e vam Bu kumpanyalarla mücadeleye gis Yişti, Kumpanyalar onu da parayla tatın almağa çalıştılar, fakat muvof. fak olamadılar, Onların bu teş vü Amerikan garetecisini daha de kızdırdı. Neşriyatına daha ziyado kuvvet vermeğe sevketti. Bu neşriyat, ortaya hir çok kirli İşler çıkardı, Şirketlerin soyguncu Yağu, dalavereleri, hileleri birer bi ter teşhir edildi ve bu teşhir borsada Daniklere sebebiyet verdi. Şirketle- Tin borsada tahvilleri düşmeğe baş- ladı, Bir çok şirketler iflâs ederek kapılarını kapamağa mecbur oldular. Bu büyük mücadelenin devam ets; tiği günlerden birinde Pulitzer'e üs- tü bağı perişari bir adam müracaat etti; — Ben, dedi. Haksız neşriyatınız Yüzünden iflâs eden şirketlerden bis tinin müdürtiytim. Dün yüz binlerce Uralık sdamdim. Bugün çotuklarının *kmek parasını teminden öeiz bir müflisim. Akşam evimin ekmeğini Bötürmek için bir kaç para verir mis siniz? Pulitzer hassas ve dürüst. bir â- damdı, Sebep olduğu bu faclâdla hak- h olup olmadığını araştırdı ve bu #- damın göz yaşları içinde anlattığı 2 tıklı hikâyeyi dinlerken birdenbire tecssürden gözlerine (o perde İndi. Kör oldu ve © tarihten sonra bütün hayatını gazetesinden, hattâ Nev Yorktan uzak hir yat içinde deniz ü- Yerinde ve karanlıkta geçirdi. Çünkü vicdanının sesini susture- vnmasta. * Pulitser'i ha feci ükibete mahküm &en hâdise, yaptığı büyük hizmet: ler arasında ufak bir bata yüzünden bir aileyi mahvetmiş olmanin toassü. rüydü, Tayyare kaçakçılığı Tiyat yaparken daima yı hatırladım. Hakikati meydana çıkarmak güzel *6y. Gâzetecin'n en büyük ve ©» mühim vasifelerinden biri de budur. Sahsi menfaati için memleket wen- faatini ayaklar altına alanları teşhir etrafında Mes bu hazin vaka» Muallim Değerindedir . B' yazıları erginlerin okuma- $ı için yazıyoruz. Ancak bu rada düşündüğümüz, erginlerden ziyade çocukların istifadesidir. Bu işin lâyikiyla yapılması için de çö- cukların ruhunu erginlere İyice eh latmak gerektir. Çocuklara karşi gösterilen ihmal, muhakkalki ethaletten, onları iyice anlayama- yışımızdan İleri gelir. Bir ulusun, bir cemiyetin gele- ceği çocukları olduğunu kim bil - mez. © Binsenaleyh, bir ulusun, mukadderatı o bu günün ve ya rinin çocuklarına bağlıdır. Her muvaffakıyetin sirrini yapıl - mak isteren şeyin veya mevzuun İ- yice anlaşılmasında aramak gerek diğine göre, çocukları basit yollarından biri de çocukları oyün oynarken anlar bir gözle sey- retmek ve tedbirler almaktır. Kuşkularmadan diyebiliriz ki, çocuğun ilk terbiyesinde derin iz - ler bırakan ilk dokunduğu ve oy- nadığı oyuncaklardır. Üçüne mış bizim Ülkünün oyuncakları ba na da bir merak sarar, Aksamları eve dönünce ben de onun Yuvar - Jak ve sağlam İâstikten topuna, bü yükçe bebeğine, kedi, ayı ve siça- nına, Ankarada yapılmış sağlam tahtadan ve boyanmış beşiğine, re simli kitaplarına bükar ve kizimin oyunlarım seyrederim. Gece uy - kutuna giden Ülkünün arada Sira- da ağladığı olur, Bir gece ağlaya - Tak uykusundan uyandığını görün- Sai AVANMARAN.. amheiimi — ...irle isini istediğini söyledi ve tek- rar uykusuna daldı. Akşamları âh nesine ve bana anlattığı masallar- da kendi oyuncaklarının isimlerini söyler dürür. “Kedi böyle yapmış, ayı suya taş atmış, cici bebek ağla- mış.. ve daha neler neler...,, anlamanın Dene ki oyunesk küçük çe- cuklarin terbiyesinde derin izler yapar ve bitakir, Oyuncaklar çocuklara bir çok şeyler öğretir. Oyum Oynamasıni, arkadaşlarila hoş göçinmesini, bir nesnenin sertliğini ve yumuşaklı ğini, dilzeni düzensizliği ve konuş- mayı öğretir, Oyuncaklarla çocuk davarın, kuşların, ve başka şeylerin adla - rını öğrenir, onları sevmiye başlar, onların ulusal kurumda yerlerini anlar. Okumaya yeni başlamış bir çocuğun lokomotif ve vağonlarla aynaması bir kaç gün içinde çocuk ta gözle görülür asığlar doğurur. Çocuk makineyi ellemekle gelecek te makineler üzerine okuyacağı bitikleri daha iyi kavrayacaktır. Dördüncü yiliha girmiş genç ve kıvrak Erdeme bir elektrik tram- yayım armağan ediniz. Göreseksi- niz ki Erdem bu tramvayı parçala- miya uğraşacak ve söhra dâ 6 par- çaları bir birine ekleyecek ve tram ——-—————— etmek, bu hiyanetin gizli kalmış tarafları varsa meydana çıkarmak bir hizmettir ve lüzumlu bir hizmet tir. Fakat bu vakadan bahsederken biz takım masum vatandaşların ohaysi- yetlerile oynamuk bizi kanunun pen- çesinden kurtarsa bile, vicdanımızın itabından kurtaramaz. Bu itibarla Başvekilin Parti firu- punda gazeteleri kasteden sözleri bi- xe hizmet ve mesuliyet hudutlarımı- İn da gösterd'ği için ibretle ve dik- katle okunmağa değer. Hesabını ve- İremiyeceğimiz neşriyattan ve ispat İedem'yeceğimiz rivayetleri kayıttan içtinap etmek, hem vicdanımızın, hem de kanunun emrettiği bir mee- burfyettir. Yazan: Iyi Bir Oyuncak Hilmi Malik EVRENOL Ssanaaamenassaseeeasasaaaaseaaasenesseseeküsekkeeeeeeser vayı işletecektir. Tramvayı parça» layıp ekleyen çocuk bu konu Üze- rinde yazılmış beş bitiği okumuş va anlamış ur füme ULU wayaxrolir ve resimli tablolar değerinde ve onla- rın üşiiinde sanıyı “hayali, kamçı- lar ve genişletir. Çocuğu, kırıcıdan ziyade yapıcı, örücü yapar. Bir kukla, bir beşik, küçük bir iskomle kız çocuğuna yapmacık evi, ana babayı andırır. Yapma bir kurt, ayı, arslan, inek, öküz erkek çocuğuna ormanları, dağları, kırları, tarlaları, ovaları sezdirir ve sandırır. Bir kaç metre tahta, kalın kâğıt, tunçla, taş vede, mit çocuğun zihnini açar. Bu res- neler ona tancıyı, sıvacıyı, kiremit çiyi, bağ bekçisini, ırgatı hatırlatır ve bunlara dair sorguları çoğalır Teomanı doğru ve öze yaklaştıra cak ve ısındıracak eli İle oynadığı kum, çamur, alçı, kalın mukavva - lar ve dört köşe tahtalardır. Ele g£ çen alçı ile Teöman Atatürkün bir heykelini yapabilir. mes kum İle Türk yurdunu gösteren güzel bir harita hazırlar, Anafarta, İnönü saveşlerım can sanaırır. anıların evler küufar, Bunlarla uğraşan Atatürkün çocu Bu bir gün benzersiz bir heykeltraş değerli bir general, evrensel bir bilgiç olabilir. Biraz da çocuklara alınacak © yuncaklardan konuşalım. Durgun oyuncaklar çocukları durgun ya - par. Çok oynak oyuncaklar ise ço- cuğa yapacak İş birakmaz. Demek ki ne pek durgun nede pek oy - Bak oyuncaklar almalı. Seçerken ikisinin ortasını bulup O çocuklara vermeli. Burada ayırt edilecek 10- komat!f ve ötomebile benzer oyun caklar vârdir. Bunlar kehdi kendi- he işleyen makinelerdir. Ancak bu makinelerin geçeceği yolları, tarla ları, bağları, örmanlerı, dâğları, tünelleri çöcuğun Yapması gerek - tir, Bu türlü oyuncaklar çocuğun bilgisine, kültürüne çök yarar. Çok ağır ve sert oyuncaklar da kötüdür. Bu çeşit oyuncakları yer Her hâdise karşısında ayakta duran adam İk vk vx sl daş öğe İğ zühd süne lüle hb 'den kaldıramayan küçük bi? Çocuk annesine, bâkıcılarına köğar ve on ları evin bü ve şu köşelerine götü- rüp getirilmelerini ister, Terbiyede amaç bü değildir. Üç «dört, beş ve altı aylık çocuk Tâfın kolları ile oynâdıklarım bili- riz. Ağızlarından çıkan seslerden hoşlanırlar, Bu küçük çocukların el kol ve seslerini kuvvetlendirmek için beşiklerine renkli toplar, kur deleler, çıngiraklar asılır ve bağ * lanır. Kuzu kuzu gitmeğe başlayan ço Vatanperverlik Bir Maske midir? Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel —— Nenize lâzım, yazmayın. Sizin yazmanızla sanki dünya değişecek mi? — Ne yapalım? — Susunuz. Söylemek sizin men- fhatinizi baltalar. — Mer sözlün, her işin, her düşüm- ve yürümesi için renkli lâstik ve yünlü toplar, tırmanarak Üzerine çıkıp oturabilmesi için küçük V& |cenin karşılığı menfaat ise, ne duru. sağlam İskemleler bulundurulur. | yorsunuz, silâh kaçakçılığı, eroin ka: çakçılığı, beyaz kadın tcmreti, İhti- ir yaşına basmış çocuğa İp - lerle çekilir oyuncaklar, de mirden bir tren, el arabası, salla» nan iskemleler, pamuk ve bezle doldurulmuş kuklalar verilir, İki yılındaki çocuk davar ve kuş lardan hoşlanır. Onların yürüyüş lerine, uçuşlarına ve seslerine öze nir, Uçakların uçuşundan yüreği hoplar. Sıcak ve soğuk, sert ve yu muşaktan anlemağa başlar. Dili a- çıhır. İşittiği sözleri ve deyimleri geneler. Üç, dört yılını dolduran çocuk - larda çizmek, yapmak isteği kuv. vetlenir. Bu çocuklara beyaz ve ka lin kâğıtlar, kör makaslar, davar - lar verilir, #ade ve realist hikâye. ler söylenir, Beyine büsmiş çocuğun ulusal ku kâr, murabaha, dünyada ne kürlu iş- ler var, bunlardan birine savasınız. — Yok, canım, o kadar değil, fa- İkat sözü, sazı sizin menfaatinize dı kunmıyacak şekilde kullanıma, “Eş efendi, sen mi kaldın delire vermek- çün nizam? Bu mısraı, çerçeveletip yazi masa- nizm üstüne koyun, size hayatla pusla vazifesi körsün... * Tek çizgi ile hüviyetini sakladığım muhatabım çok beğendiğim Ziya r sanın, hiç beğenmediğim bir mus ile karşıma çıktı. Ey efendi dehee ni- Pon zam verecek olaf ben değ dehrin akışında gel, geç bir katre yim, Su, üzerinden aktığı taşı yıkar, oturduğu toprsği eşeler; insan üzerinde yaşadığı (op- temizler; hayvan, rumda kullanılması gerek alışkan- İıklar (i cuğa verilecek oyuncaklarda özen meyi, temizliğ düzeni, davranma yı ve gerginliği, doğruluğu ve ço- cukta görülen iş yapma yeltenme- si ve bu yeltenmenin büyümesine ve belirmesine yarar songuları (ka biliyetleri) aramak ulusal yönden ana babanın borcudur. Dört beş yaşındaki çocuğa İrki. Ap prensiplerini aşılamanın en doğ hiç bir şey yapamazsa, bir ağaç diker... Ben bir şey isem, güneşten varlıktan hareket, topla hal de yaşıyan cemiyeiten fikir, tabini- ten his alan bir mahlök isem, aşın dırdığım toprağa, verecek bir seyim de var demektir, Eğer yalnız kehdi- miz, kendi ceplerimizi doldurmak i- çin hayat mücadelesine girmişsek ve bu uğurda birbrlerimizin o boğatına sarilacaksak, Robenson Krlizco gibi yalnız bir adaya, tabiatın içine giriş ve saklanış, insahliğn karşı bir isyane dan ziyade, bir insan oluşu ifade e- der, Ben kalabalığın içinde yaşıyo” rüm ve bu kalabalığın içinde İnsan olmak, insan gibi yaşamak iMiiyo- rum. Adada yalnız yaşamak Ltiyen bir «si veya münzevi değlim. Sen, kalabalığın içinde inzivaya (çekil. mek, kendi kabuğunun içinde, gemis yetten aldığın su ile yaşamak, Enkat ona hiç bir şey vermemek istiyor- İsun. Vatanperverim diye yüzüne bir maske, hamiyetliyim diye eline bit eldiven, milliyetçiyim diye üzerine âriyet bir frak geçiriyor, sonra bana her şeyden evel, “Menfaatini düşün,, diye bir hayat puslası peşkeş çekis yorsun. vatler) belirmiştir. Bu ço enerji rü yolu oyuncaklardır. Burun için | ana babanın özenetekleri ri, Türk ulusunun geçirdi derim prsasiplerme ve düşüne rine uygun oyuncaklar seçmektir. (Oyuncakların Türk düşüncesi» ni, Türk devrim prensiple rini canlandıracak ve bu canlılığı çocuğun dirimine aşılayacak yol - da hazırlanmalarını gönül çoktan isterdi, Bilirsihiz ki iyi ve beğenilmiş bir oyuncak güzel bir kitap iyi bir mu allim değerindedir. Çok geçmeden bu çeşit oyuncakların yüksek Türk İşşistnin elinden çıkacağına İnanı - riz. İşte o zaman göğüslerimizi ge- re gere Türk işçisinin (o yarallığı, devrim ruhunu içine kattığı, dev» rimin yurda yaptıklarını, başardık larını andıran ve gösteren oyun - cakları kıvançla arar, bulur ve ço cuklarımıza srmağan ederiz. Anöak okuruna değin eli bağlı kalacağız. Çocuklarımızın düşün - eelerihi açacak ve arttıracak oyun- cakları bulup çocuklarımıza ver. memiz gerektir. —— (İngiliz Karikatürü) Bu sana göre belki realist bir fel- sefedir. Fakut realirmin mânası bu değildir. Realizm hayatin © akışına kendini uydurmuk,' bütün his, fikir, düşünce, hareket, seyir makanizmas sını hayatın içinden çıkarmak de mektir. Sen hayatın üstüne çıkmak, ben hayatın içine girmek istiyorum Bu daha doğru bir realizmdir. Bundan belki zarar gelir, bu daha maskesiz bir vatanpetverlik, daha ele divensiz bir konuşma, daha basit hir elbisedir. Ben bu fetimle insana benzed'ğimi zannediyorum, Yüzüme bir vatanperverlik maskesi, ellerime bir hamiyet eldiveni geçirip, ,fant soygununa cıki yorum, Benim deki söz, kafamdaki men- kalem, dilim» fikir dehirde belki hiç bir şey değiştirmiyecek, fa- kat bana bir cemiyet içinde insan gi- bi yaşamak haklamı verecek, bana insan olduğumu duyuracaktır. Ben vatanperverliği bu şekilde anlıyo. rum, Sağ elimle aldığımı sağ ee ime, sol elimle aldığımı sol cebime İndirmek değil... Ziya Posa bu nmse ram muhakkak bir yeis onında söy- lemiştir. İçinde yaşadığım ve hizla tetakkiye koşan, bü cemiyette hen yeise düşmüş değilimdir. Içimde onu daha İleriye götürmenin ümidi ve neşesi vardır, | O halde, mitsande ette biraz ko- İmsatım o Erenköyde Lütfi Buran Gıda maddelerinin ucuzlatılması vergile. rin munsllane taksimi, odun kömür, ev kiraları, hülâsa şehrin kalkinmas si hakkındaki mütalealarınız doğru- dur, Yeni vali henüz işe büşlamestır. İcraatı hakkında hüküm vermek İi çin zaman erkendir. Beklemek zim,