Serbest fikirler * Köylünün ve Köyün İstekleri Şeflerimiz Türk ulusuna her sa- hada ilerleme ve yükselme yolunu gösterdiler ve az zaman içinde Türk varlığınt ve Türk kabiliyetinin de- recesini dünyaya tahittıltr. Bugün de şimmdiye kadar yaprlandan daha ileri ve cezri bir hareketle köy da« vası ele alınmış bulüunuyor. Bence inkılâpçı ve halkçı cüm- huriyetimizin memlekette açtığı re fah ve saadet yolu köy kalkınma- sınm yegâne istinatgâhi olan köy maarifinin yükselmesile tamamla nabilir. Çok zarurt bir ülke ve ülkü meselesi ölan köy ve köylerimizin pl ziraat kon- gresinde daha esaslı ve etraflıen ko kalk sön t nuşulmuş, görüşülmüştür. Artık cümhuüriyetimiİzin, memle- ket ve millet İşlerinde ayrılık gay rilik gözetmeksizin şehir ve köy far kt t dan bir kül olarak terak kisinde devam ettiğini biliyoruz. A- sil ve büyük kütlemiz bulunan köy lü ve köy yani bu büyük dert ve dava için çarpan kalp her Türk mü nevverinde mevcut olmalıdır. Sayın suylavlarımız, doktorlarımız, avu - kat ve hâkimlerimiz, idare âmirler! miz, mimar ve mühendislerimiz, İn- zibat memurlarımız hattâ Ziraat Kurumu Eti Zararına Veriyor Son zamanlarda Ziraat kürumü et meselesile alâkadar olmağa başla- dıktan sonra, dağlıçı ve karaman sa- tışlarında toptancı ve perakendeci esnaf zarara girdiklerini iddia et - meğe başlamışlardır. Bunların iddi- *|alarıma göre vâziyet şudür: Piyasaya gelen tanlt hayvanla - rin yüzde yirmisini Ziraat kurumüu ve yüzde seksenini de toptancılar a- lıp kestitmektedir. —Canlı hayvân satışı kilo üzerinde 20.5 kürüşâ git- tiğine ve bir hayvan anctak yüzde -|elli et verdiğine göre kilosu 41 ku- rüşa mal oluyot demektir. Hayvan -|iyi olur da 4 kilo fazla et, kendi ta- birlerindce randımân, vetirse kilosu 37 kuruşa iner, Asgari 37 kuruşa mal olan karamari etinin kilosu Zi- raat kurumu tarafındatı perakende- ci esnâfa 31 kuruşa ve zararma ve- rilmektedir. Narh da buna göre be- İ|lediye tarafından 36 kurüş ölarak tesbit edilmiştir. Ziraat kurumunun kâramanı 31 kuruşâ- vermesine rağ raen, töptanctlar ziyan etmemek |- çin 37 kuruşa veriyorlar ve narh mu cibince bir kuruş eksiğine satmağa mecbur oldukları için de peraken- deci esnaf karaman almiyorlar, Hal- buki piyasada en çok sürülen et ks ramandır. Kurumün kestiği et mik tarı, ihtiyaer karşılyabilecek nisbette değildir. Kurum şimdiye kadar gün de en fazla 420 koyün kesmiştir. Normal olarak bu miktar 180 - 200 arasmdadır. Halbuki şehrin günlük ihtiyacı 8000 dir. Diğet taraftan perakendeciler 3! küruş mezbahadâ teslim olduğuna göre dahi 36 kurüş narhi az — bul- rmmaktadırlar. Yaptıklart hesaba gö - re kilo başında bir kuruş nakliye, bir kurjş İğ yağı ve bir kuruş da fi« reye gittiği için etin maliyeti 34 kü ruşa yükselmekte ve kilo bâşıma an cak iki kurüş kazantlabilmektedir. mensubini ve yüksek tahsil gençliğ köye ve köylüye doğru bu cehalet sö i| MÜTEFERRİK : foerberliği akmına yurdumuzdaki bu büyük derdin davası için biz köylü lere imdada gelmeleri sırası gelmiş- tir zannediyorum. Seferde ve hazar da çok feragatkârane çalışan garni- zon mensubini iİle köye doğru gele- cek mühevvet Türk gencçliği ve bil hassa maaârif mensubini bayâan öğ - retmenler leketin irfan Vali Kırdar Esnat Hastanesini Gezdi Vali ve belediye reisi Lütfi Kır - dar dün sabah Cağaloğlundaki es- «|naf hastahaftesini gezmiş, müessese- nin ihtiyaç ve noksanları hakkında Terinde birleşmelidirler. Gerçi bun- lar hakikatte birleşmişler fakat biz- ler bunları köyümüzde görmeliyiz. Bu dileklerim kanuni mileyyideler- le her Türk münevverine mecbüri bir şekil vererek teyit edilmelidir Yurt ve ulus tereddi ve tealisinde mesuliyet mil- lette ve yurtta değildir. Bu mesuli: yet yalnız Türk münevverlerine ra- tidir. Hem kendi kafalarımda meni leket,ve millet sevgisinin kayna - makta olan bir aşk ve İmanını zevk ve heyecanını duymiyanların kendi- lerine münevverim demeğe haklart yoktur. Eğer münevverim diyorlar- sa halkm içinde, köye ve köylüye yani bu cehalet seferberliğine gönül. lü iştirak etsinler. Şunu tmnütmasri lar ki ayağı carıklı, eli nasırlı, kıs tağ çocuklu kara sıcakta memleke- H kurtaracağım diye büyük ve ebe- di şefinin verdiği İlk hedefe varan- Jar iste bu köylülerdir. Bu eski e- mektar ve kahraman köylülerimizi şimdi münevverlerimiz bir de geliğ köyünde ziyaret etmeli ve görmeli- dirler yine ayni köylülerimiz köyle- rinde kendilerine münevverim di « yenlere ayni sıcakta (ho kara öküz ho ölene kadar geçim gerek) diye rek İiçinden gelen bir sesle ekmek kazanmakla meşguldürler. Elele verip biraz da hasbiliği göze terek bu büyük varlığı Türk cilm- huriyetinin ve Türk ulusunun demok rat şeraitine en uygun ölan medeni seviyesinde yükseltelim. Bunun icin de bütün vekâletler elele vermek suretile Maarif Vekâletinden bu işi organize etmek suretile halledecek- tir, kanaatindeyim. Ve bü büyük |. şi ulu şeflerimizin aman vermez bir elddiyetle takipte bulundukların « dan emin olarak milli duygularım itibarile müsterih ve mesudum. Tarsus: Cavit Sayköylü Uç Gündür Aç Dolaşan Bir Genç Evvelki akşaâm sâaât 17.30 da Rü- miz isminde ve 25 yaşlarında bit adam, edebiyat ve fen fakülteleri « nin bulunduğu eski Zeynep hanım könağı önlerinde açlıktan bayılmış- tır. Ramiz, derhal Beyâzit polik mer kezine götürülmüş ve burada bele- diye doktoru yâptığı muâyene neti cesinde Ramizin âğliktan bayildiği nt tesbit etmiştir. Ramiz, ayıldıktan sönra üç gündenberi aç öldüğünü, yazın yapı işlerinde çalıştığını ve bir müddettenberi de işsiz ve parasiz olduğunu söylemiştir. işlerinde bir ulusun alâkadar memurlardan İzahat almiş tır. Esnaf hastahanesinden, çıkan Lütfi Kırdar Esnaf Birliğine uğra- mış Ve esnafın dileklerini dinlemiş- tir. Lütfi Kırdar Esnaf birliğinden aytıldıktan sonra İstanbul kız lise: sini de gezmiş ve bilâhare belediye- ye gitmiştir. Bir Çok Yerlerin Kadastrosu Tamamlandı Kâdastro faaliyeti ilerilemeakte » dir. Bitinci mintaka kadastro mü « dürlüğünün hududu dahilindeki- E- minönü kazasının kadastrosu mâamlanmış, yalnız yangın yeri ö« lan iki mahalle kalmıştır. Elde müun tazam bir harita mevcut olmadığı- için bu iki mahallenin kadastrosüu geri kalmıştir. Mesih Paşa yarıgın yerlerinin tahdidine bu ay sonların- da başlanacaktır. ta- Adaların kadastrosu bitmiş, yal- hiz Kınaliada kalmiştir. Fenerde Ha raççı Karamehmet ve Kasap Demir han mahalleleri bitmiştir. Yakında sicil muhafızlığına devredilecektit. Haydar ve Küçük Mustafapaşa- da faaliyete başlanmak üzeredir. Kadıköyünde yalnız Osmanağla mahallesi kalmıştır. Bu da bitiril « mek üzeredir. Üçüncü mıntaka hu- dudu dahilindeki mahallelerden bir çoğunun kadastrosu bitmiştir. Sanayi Birliği Umumt Heyeti Yarın Toplaniyor Milli Sanayi Birliği senelik umu- mi heyet toplantısını yarin saat 13 de, Birliğin dördüncü Vakif hanm: daki merkezinde yapacaktır. Toplaxi tıdâa senelik mesâi ve hesap raporla- fi ök d k ve nizam 3512 numaralf kânuna göre bazi tadilât yaptlataktır. BELEDİYEDE Birinci Sınıf Caddeler Tamir Ettiriliyor Belediye, kazalarda tamir edile- cek birinci smıf caddeleri, tek bit Mütethhide İhale etmek — süretile yaptırmağa karar vermiştir. İlk pat tide tamir edilecek caddeler şunlat dır: Erenköy « İcerenköy caddesinin katranlanması, Beyoğlu kazasmda keşfi yapılan Pangaltı - Şişli pazat mahallesi, Kumbaracı yokuşu, Ga- latada Tülümbaci sokağı, Beytül « malcı yokuşu, Sakızağacı caddesi ile Kumbaracı yokuşu, Yüksekkaldırım Hamalbaşı, Aynalıçeşme, Sakızağa- er, Valde çeşmesi, Hlma dağı, Yeni- şehir- caddesi, İcadiye, Kazancı yo- kuşu, Şişli Pazar sokağı, Şişlide Kıt sokağı mecrasile Şişliden bostan « lara akan mecralar da tamir edile- cektir. Butilardan başka Adalar kazastin da Büyükadada Lalahâtün — sokağı, Ali Yaver sokağı, Çarhifelek — ve Cevizlik sokaklart da şöseye tahvil edilecektir. Ekrem Sevencan Bodruma Gidiyor Rahatsızlığına binaen henüz va- zifesine gidemiyen yeni Bodrum kay makamı Ekrem Sevencan iki güne kadar yeni vazifesine gidecektir, Kömür Stokları Arttırılacak Belediye, muhtemel bir havağa- zi buhranma karşı tedbir almak t©maksadile kömür şirketlerine bir tezketre göndermiş, son fırtınalar dolayısile İstanbuldaki kömür sto- kunun azalıp azalmadığını sormuş- tur, Belediye, her ihtimale binaeh İs-« tanbulun iki âylık ihtiyacına teka- bül edecek stok kömür buluündür - maları düzumunu dâ şirketlere teb-« liğ etmiştir. TAN Haydar Cinayett Faili Katil Rifat Nerelerde Saklanmış 17 gün evvel Çırçırda mektebi talebesinden Manisalı Ha- sarn Usmanı öldüren Rifat, nihayet evvelki gece Beyazıtta gezerken ya- kalanmıştır. Emniyet ikinci şube direktörlüğü Sanatler Lisan Dersleri İçin Yeni Tamim Gönderildi ' Vekâlem;îceden Memnun Değil Maaftif Vekâleti, lise, muallim mektebi Ve ortâ Mekteplere bir tâ- mim göndererek lisan tedrisatından iyi neticeler alınamamasının Bebep- lerini sormuştur.. Anıkara hatiç ök mak Üzere memleketin her taralinda lisan derslerinden tam bir istıfade görülememesinin sebeplerini tetkik etmek üzere, Vekâletin bu tamimiln- deh sonra lisan müuallimleri töplan» tmağa başlamıştır. Lisan muallimilerinden birisine gö- re, bu muvaffakıyetsizliğin sebepleri şunlardır: Muallimler, öğrettikleri lisanlara hâkim değildirler ve mes- lekten yetişmemişlerdir. Zaten bu- nuüfi için de bir kaç sene evvel İstâhn- bulda lisan muallimlerine — mahsus bir kurs açılmışti. Sonra öğretme u« sulü iyi değildir. O küursta ders ve-« ren Foset'in usulünü tatbik edenler daha iyi neticeler alıyorlar, Diğer taraftan Maarif Vekâleti ot- ta tedrisat mekteplerine gönderdiği bir tamimde yeni ıştılahların öğre- tilmesinde bir zorluğa tesadüf odilip edilmediğini ve alâkadar muallimle- rin bu hüsustaki fikirlerini sörmüş- tur. ÜNİVERSİTEDE : dün sabah Rifatı müddei viliğe göndermiş ve müddeilumumi Hikmet Onat tarafından bizzat isticvap edil- dikten sonra, tahkikatın derinleşti- rilmesi ve suç âleti olan bıçağın bu- lunması için tekrar ikinci şube di rektörlüğüne gönderilmiştir. Rifat cinayeti işledikten sonra Fe- riköyüne kaçmış ve orada iki gün şo- för Süleymanın ötomobili içinde yat mış, dört gün Ösmaniye telsizi diva- Ytındaki harap kulübetarde, dört ei de Galatada eskiden firar etiği mer- kez kumandanlığı karşısındaki ha- mamda kalmiş, daha sonra da İstan« bul tarafında serseriyane dölaşmiş tir. Rifat poliste ve müddelumümilikte suçuhu İtiraf ederken:! — ©Ö Hasan Ustnanı, benim — ölen kıiz kardeşimin nişanlısıydı. Oradan tanışırız. Hâdise günü bana! — Sen de arkamızdan gel.. dedi. Biz de onü takip ettik. Fakat Çırçır da bana hakaret etti. Ben de kendi- sini yaralamak istedim. Fakat bıça- Bim nazik noktasina dokundüğü için ölmüştür. Ben öldürmek istemiyörs dum, demiştir. Polis evvelce tekvif edilen Üç ar« kadaşını da alarak dün bazi muvace. heler yapmıştır. Bugün de kendisine yataklık yapanları dinliyecek ve bi çağı Çıkardıktan sonra kendisini müddei iliğe teslim edecektir. Polis Rifatın evvelce adam öldür- meye teşebbüs suçu ile 10 seneye mahküm olduğu hakkındaki dosyayı dâa alâkadarlardan istemiştir. Bir Çocuğa Kamyon Çarptı Şoför Salâhattinin idaresindeki 3783 numaralt kamyon Nöecataibey taddesinden geçerken 6 yaşında Da ritiya çarnarak bacağından yaralır tıştir. Bir Arkeoloji Heyeti Hataya Gidiyor Üniversite Arkeoloji Enetitüsü ö« nümüzdeki sömesir tatilinde cenü- bi Anadoluya ve bu arada Hataya kadar bir tetkik gezisi tertip etmiş- tir. Bu tariht ve arkeolojik araştır- malarla üzak ve yakın mazisinin bü Sle n Werrrt ben haslarai — den Antakya, İskenderun, - Adana, Tarsus, Mersin, Antalya, Manisa ve İzmirdeki mühim eserlerin ayni Za- manda neşriyatı da yapılacaktir. Bu seyahate bir profesör, iki asistan ve bir Kaç talebe de iştirak edecektir. Kafile önümüzdeki pazar günü pro- fesör Bossert'in idaresi altında has rekat edecektir. Rektörün Çayları Başladı Üniversite rektörü Cemil Bilsel dün akşam Üniversite merasim sa- lonunda edebiyat fakültesi son sınıf talebesine bir çay ziyâfeti vermiş - tir, Dekan ve profesörlerin de işti- rak ettiği bu çayda Cemil Bilsel ta- lebelerle hasbıhalde bulunmuş ve temennilerini tesbit etmiştir. Bu akşam da fen fakültesi son sı- nıf talebesine bir çay ziyâfeti veri-« lecektir. Atpazarının Yeri Değiştirildi Fatihteki Atpazarı, dünden itibâ- ten, Râmi ile Töpkapı ârasımda bü- lunân Topçülara nakledilmiştir. Va ü Lütfi Kırdâr vazifeye başladığı zamanda Fatihliler bit Mazbata ile müracaat ederek Atpazarının bu semtten uzaklaştırılması temenni « sinde bulunmuşlardı. Bu dilek kabul olunmüş ve yeni Atpazarı dün Topçularda, açılmıştir. 1 «« Vali ve Belediye Reisi Lütfü Kırdar, esnaf hastanesinden çıkarken.. 2 — Üniversite Rektörünün Edebiyat FMIM talebesine verdiği çaydan bir intıba.. 12-1. 1939 F” DUAL İK EYAP| Yeni Vapurların İsimleri Ne İfade Eder? 8 — Dnizbank şimdiye ka- dar kaç tane yeni vapur getir di? Bunların adlarını anlamt yoruz. Ne manaya geldikleri- ni de İzah eder misiniz? € — Şimdiye kadar gelen veya gelmek üzere olan vapurlar şunlar - dir: Karadeniz hattında işleyecek bü- yük vapurlar: Amür, Hamusas, iç de- niz, Orta boy vapurlar: Kadeş, Et * rüsk, Tirhan, Salon. Bu — vapurlar Mersin hattında işleyecektir. Küçük vapurlar: Trak, Marakaz, Akay İçin getirtilen: Suvat, Ulev. İzmir körfezi için getirtilecek e- İan: Sur ve Efes. Bu vapurların isimlerinin mana larını aşağıya yaziyoruz: SUVAT: Suğ kelimesi aktivite ifade eden (V. - t) elemanını alınca (tam ve müayyen büyük su olan) manasında bir hüsüsiyet kazanır. Onun içindir ki, Türkler Anadoluda havuza Suvat derler. (Dergi ve Bianchi lügatı). SUVAK: Buğ kelimesi “K,, ile taayyün e- dince muayyen ve malüm bir su an- lamı verir, Radloff'a göre Teleüt leh- çesinde Suvak kanalı demektir. Bu kelimenin lehçemizde de su veren yer olduğunu savak ve savacak bi - çimleri ile süyün bir yerden diğer bir yere gitmesini temin eden mecra olduğunu biliriz . Üı a & A İz imiz n ta- ayyün etmemişi ülev halinde söyle - nir, Geniş su, büyük kudret ve şahıs olmayan büyüklük anlamları verir. Yalnız öl ve ul derya, rutubetli, büyük su Ve deniz (Pavet de Courte- %ı:'ühıü%;w% -prFAĞStark mânı âlıkcâ'Bu gehiş mana mülcerret likten maddiliğe intikal ederek bü - yük sü ve derya anlamı alır, AMÜR: Moğolistandan çıkan onun şilke ve Argün nehirleri Amur suyunu teşkil ederler. Bu su, bir müddet Mançuko yu çevreledikten sonra Sahalin ada - sının şimaline Japon denizine dökü - ür, Türkler, bu suya Amur derler. A- mur şekli, Mançu ve Moğol lehçele- rihe göredir Türklerin avlandıkları bir çok bü yük sular, bu nehir adındaki manayi ve aslinı muhafaza ederler. Aralâ akan Amuderya ile Karamutan suyü bunlardandır. Türk Trakyasının Meriçine evvelce “Amuz diyorlardı. Bu su ile berâber Tünaya akan Morava, merkezi Avrupadaki Moravya arazisine âdını vermiş olân Moravya nehri hep türkçe ad * taşı - yorlar, Moravya'nın kıyılarında - ön- eceleri, Kaf ve Avar denilen Türkler oturuyorlardı Oralarda Slavların gö- rünmesi ancak 548 dedir. Diğer vapur isimlerini de yarın verecağiz. — FT? TAKVİM ve HAVA 12 İkincikânun 1939 PERŞEMBE 1 İhdi ay Gün: 8l Kâsım: 60 Arabi 1257 Rumi: 1854 Zilkade: 2i Birincikânun 30 Güneş: ?128 — Öğle: 12,22 İkindi: 1447 — Alkşam: 18,00 Yatsı: 18,97 — İmsâk: 5,39 Yurtta Hava Vaziyeti Yeşilköy Metearoloji — istasyonundan alınan malümata göre, Havâ yurdün Do- Bu Anadolu bölgesi ile Karadeniz kıyı- larında açık, Trakya, Kocaeli ve Orta Anadolu bölgelerinde sidli, diğer yerlarde at bulutlu. geğmiş, tüzkârlar Doğu Höl- gesi ile Orta Anadölüda sdâkin — kalmiş, Katadeniz kKıyıları ile Trâkyada — garbi diğer yerlerde şimali istikametten hafif olârak esmiştir. Dün İstanbulda hava açık geçmis, rüz gât cenubi garbiden saniyede 2—4A Met- ve hızla etemiştir. Saat 14 de hüvâ târ- yiki 768,2 milimetre idi. Suhunet en yük sek il,â ve en düşük 7,6 santigrat ola- rak küydedilmiştir.