5-1:1939 AMERİKADAN MEKTUPLAR: Kırmızı Salip Çalışır, Neler LE YAZAN: < | Belkis Halim | İmananasanaamsa Boston, Kânunuevvel YA beraber Bosto- nun en güzel yerindeki bi- nanın merdivenlerinden çıkarken yarı asker, yarı şoför kıyafetli bie kadın da iniyordu. “Buda kim?,, demek ister gibi arkadaşımla biri- birimize bakıştık ve içeri girdik. tıpkı ev gibi döşenmiş bir bina, yalnız temizlenmiş, yerleştiril - miş, süslenmiş ve misafir bekliyen bir ev gibi değil; Her odasında ha“ ril harıl çalışılan bir ev. Çalışan» ların hepsi kadın, yalnız. müdür erkek. Hepsinin üstünde çalıştık- larını hatırlatan uzun kollu, önden düğmeli, eflâtun renkli beyaz ya- kalı önlükler. Bizi gezdiren genç bir kız anlatıyor: “Böyle benim gibi önlüklü gördüklerin hepsi me mur, yani yaptıkları işe kâtşilik pa ra alanlar, ötekler, bayağı elbise ile gördükleriniz de fahri çalışan- lar. Fahrilerin sayısı sonradan bak- tığırı istatistiklerin de teyit ettiği üzere paralı çalışanlardan çok faz- Ja... Hemen her odada önlüklü bi- Tinin başına toplanmış beş,on önlüksüz var.. Kimi dikiş dikiyor. Kimi sargı hazırlıyor, kimi dakti- lonun başında. Öteki bir kendi elile henüz yıkayı; diği perdelerini asmakla meşgul. Sanki konu komsu toplanmış, ev - leyecek genç kızın cihazımı hazır lıyorlar. Öyle bir sevinçli, İten gelme ve gayri resmi bir çalışma hali var. İk girdiğimiz oda “Fy yar- dımı,, kısam.. İşi, erkeği askerde olan ailelere, harpte yahut herhangi bir işte sakatlananlara yardım etmek. Mektaplarinı yaz- mak, çocuklarının mektebe girme- sine yardım etmek, çalışabilecek gibi olanlara iş bulmak. Hastalan - dıkları zaman hasta tiyarları varsa para verm hâsıl aile babasının eksikliğini ya- hut sakatlığını duyurmamak için ne lâzımsa yapmak.. Ayni zaman- da askerdeki baba ile sile srasın- da irtibat yapmak... Uzun zaman çocuklarından, karısından haber 4- lamıyan asker baba, kırmızı soli- be mektupla soruyor. Kırmızı s8- Mbin bu komitedeki fahri aza he- men faaliyete geçiyor ve ona İste- diği malümatı veriyor. Aileleri, çocukları gidip gören, onlara lâ - zım olan nasihati, bilgiyi (o veren ihtiyaçlarını gelip Tesmi haber veren hep bü gü: Jar... Mektup yazanların, daktilo başında oturanların çoğu bu oda- da. İkinci girdiğimiz yer İlk yardım v6 can kurtarma bürosu: Bu bire kazalarda yahut ani hastalıklarda doktor gelinciye kadar neler ya - 3 Boston şehri nelere, ev bakımına, çocuk baki » mına dair senede bir kaç kurs ver- mek. Hastaya nasıl baktlacağını, doktor gelinciye kıdar rirler yap- mak lâzım yeldiğini öğretmek. dolaşıp bu kursları annelere, ev kadınlarına verenler gönüllü iş- çiler.. Beşka bir odada gönüllü işçiler toplanmış sargi bezi hazırlıyorlar. Her ay 24 bin tane hazırlanıyor. Boston hastanelerine yotlanıyor - muş, Böylelikle hastane de sargı he zi hazırlamak için sdam tutmak» tan kurtuluyor ve o parayı daha başka bir yere sarfetmiye fırsat kazanıyormuş. Diğer bir odada on hes, yirmi kişi toplanmış dikiş diktyorlar. Ço cuk elbiseleri, büyük elbiseleri, genç elbiseleri, Thtiyar elbiseleri, bebek giyecekleri, gecelikir, hay - ramlıklar, neler dikmiyorlar &i.. Bu dikiş kısmını idars eden önlüklü bayan anlatıyor: “Bu kısımda ây- hik yalnız bir ben varım, Kumaş- larımızın çoğunu dükkânlar kedi- ye eder. Çoğunu ben bicerim. Gö: pılması lâzım geldiğine dair gerek nüllü yardımölar. a Ki merkez binada, gerek şubelerde an (Oda gördüklerin! en "Goğ dikişle nelere, genç kızlara, öğretmenlere £ rinde dikenler de Var: kurslar veriyor. Bir şehirden bir — me elin şehre giden yollar üstünde ilk yar- G AZETELER dim istasyonları kuruluyor. Eflâ - tun önlüklü genç kız diyor ki: “Bun . dan başka şehir içinde buzı evle aze havadis ipe iç rin penceresinde kırmızı salip işa. Son Porta retikimiz: reff görürsünüz. Bir kaza filân ol- du mu, eczaneden de uzaksanız he- men işaretli evlerden birine girin. Onlar size lâzım olan yardımı ya- parlar.. O da tadli gönüllü.. Bu ev- «Biz diyor, Eipinönü meydanı e) b daha en eşağı 20 yıl aktumlitesini kaybetmiyeceğine İ- nanıyoruz!u * rafa Sakılırsa, Son leri temin etmek de'yine bu büro- zin iti Bun İşidir. Bu BAR yirmi sene, aktüel mve- K se ii vi havadis? duymak- e onra bu büro yazın deniz | © alacak! ümidi kesmiş «1 kenarlarına, göllere, kışın | ©” dikimizin kulağına ârız olan yüzme havuzlarına kırımzı salip, can kurtarma imtihanını vermiş 0 lan kimseleri gönderir. Bunlar da oradaki yüzücülere can kurtarma dersi veriyor. Bn şekilde de deniz, ve boğulma kazalarının önüne geç mwiye çalışıyor. Can kurtarma işin- de çalışanların çoğu senenin bir - kaç ayı için tutulmuş aylıklı me- murdur... Ev hıfzıssıhhası ve hastaya bak- ma şubesi; Bu şubenin de İşi hem merkezde, hem de şubelerinde an- bu müzmin hastalıktan daha Şa - buk şifa bulmasını dileriz. o Ame yemekleri gazetesine göre, İngilizler, | Piravunun mezarında 5100 söne ev İ veki yemekleri bulmuşlar. Bu ye- meklerin tazeliği, o zamanki çini kaplarla muhafaza nAilmişi Bu havadisi okuyunes İnsan, yemekleri iki günde kokutan be Vakit Yapar? , mak, gidip ailelerini görmek, kli- TAN Nasıl Şu Garip Dünya: Şehri Aydınlatan Lâmba | en İngiliz mühen- f z rini evine götürür. Sonra bir çok | ğislerinin Londre- NA i dikişlerimiz de mekteplerde diki- | da aktettikleri kon © 2 lir. Dikiş dersi için öteberi alamı | grede bütün bir 2 Şİ *. yan çocuklar bize gelirler. Biz ön- lara kumaş veririz. Onlar hocala - | lecek bir elektrik vının yardımile biçerler, dikerler | Jâmbasi teşhir edilmiştir. Bu Jâmba, ve bize getirirler. Böylelikle hem | tekniğin hakiki bir mucizesi olarak önların, hem de bizim işimiz görül- İ ilân edilmiştir. Lâmba 1500 metre müş olur.,, yüksekliğe asıldığı takdirde şehri ta- Bizim mekteplerimizde dikiş | mamen aydınlatabiliyormeş. Fükat lâzım olan şeyleri ala - | tek kusuru ampulünün çabuk yan - İ ehri aydınlatabi madığından kıvranan kaç çocük bi- | ması imiş. rim, Usul hoşuma gitti. o Bu elbiseler sonra ihtiyacı olan- Eski bir köpek iskeleti lara, yahut hastanelerde yatanlara '.. <> imanyanin Frankfurt şehri ei- varında bir bizon ile dünyanin en ski köpeğinin is xaleti bulunmuş - tur. Bn köpek 10 bin yıl evvel yaşamıştır. Danimarka- da bulunan köpek iskeletleri !se bu memleket köpeklerinin sekiz bin yıl evveli yaşadıklarını göstermiştir... | Keşfedilen Frankfurt köpeğinin 1s- keleti, şimdiki köpeklere nazaran i dağıtılıyormuş., G lerin en çok İşe ya - radığı bir de gri bayanlar teşkilâtı var... Bu bayanlar gri renginde üniforma giydikleri için adları gri bayanlardır. İşleri bas - #nelerdeki hastalara gazete, hi - kâyel okumak, mektuplarını Yaz- — nikte musyene olmak için sıralar- ni bekliyen çocukları oyun odasin- da eğlendirmek, muayene olmak 1- | misli kadar büyükmüş. ein gelen enrelerin çocuklarına . bakmak. Yine kliniğe gelen hasta- ilk kâğrt paralar Verini tesbit ları kaydetmek, şik: etmek... Bu isi yapma! y bayanın evvelâ yine kırmızı salip hestahakıcıları tarafından merkez binada, hastane işlerine dair ve - rilen kursa devam «mesi ve İrmti- hana girmesi lâzım. Gri bayanların (bi işlerle slâ- kası yok. Fakat hastane yardımcı- ları denen bir gönülüü beskilitı da ha var, Bunlar gri bayanları veri- len kurstan manda hasta bakımya'| © Bankanotların en aşağısında, sah- ve hıfrıssıhhaya dair verilen Kurs- | şe banknot yapanların ne suretle ce- lara devam edip bir diploma alı - | zalandırılacakları yazıldıktan sonra yorlar. Hastanelerde hastabakıa- | şöyle deniliyormuş: “Ne mel çıkarır ların idaresi altında günde bİr Kaç | san, çıkar. fakat iktısatla barca. sast alışıp iziili çıkan, yahut has | Bu çeşit çok eski parslardan biri talanan hastabakıcıların * yerlerini Gömün ba “Selesi yarı şoför. yarı âsker kı yafetli bayanların odasma geldik.. Meğer bunl Yapılan tetkik. lere göte, ilk kâğıt paralar, Milâttan 2697 yıl evvel kul lanılmıya başlan mıştır. Bu banka notlarda, kâğıt pa- / Sa NN imzası bulunuyormuş. Paranın kıy- meti de, meveut bakır paralardaki resimlerin tersile göste ber zaman dolu ve hemen hareket edecek halde., Felâket zamanında hiç vakit geçirmeden hemen yar- dıma koşabiliyor. Kırmızı salibin bir de körler şu- besi var.. Bu şubeyi idare eden göz lerinden mahrum oir bayan. Su - benin işi çok okunan faydalı ki- tapları Brail denilen kör lisanına nakletmek..Yine gönüllülere kör ba yan körlere mahsus alfabeyi öğ - retiyor. Sonra onlar İstenilen kitap ları bu sana naklediyor. Kitaplar basılıp kör mekteplerine, yahut evlerdeki körlere gönderiliyor. Bütün bu işleri yapmak için üç yüz otuz kişi çalışıyor. Bu üç yüz otuz kişinin de yalnız otuz ikisi ay- lıklı, ötekilerin hepsi gönüllü... Sordum: Bu gönüllü ordusunu yetiştirmek, intizama sokmak zor değil mi? Ve arada sırada yaptık- ları işleri bozanlar olmuyor mu? “Evet,, dediler. “Fakat Kârları zararlarından o kadar fazla ki, ra- zı oluyoruz. ŞUNDAN ar evden hastanelere, &li yahut klinikten hasta- neden eve otomobillerile hastaları taşıyan gönüllü bayanlarmış. Has- ta taburcu olmuş meselâ. Fakat her gün gidip yarasına baktırması lâzım. Yahut herhangi bir klinikte ayakta tedavi olan bir çok hastalar var. Yol parası epey tutuyor. Za- ten tramvaylara, trenlere binmiye halleri yok... O zaman bu bayan şoförler otomobilleri bu hastaların Imdatlarına yetişiyorlarınış.. Bi - zim kapıdan çıktgını gördüğümüz bayan da meğer bunlardan biriy- miş. ğe kırmızı salibin birde felâket bürosu var.. Yan - gin, sel yahut her hangi bir âfet çarptığında çarpılanlara ev, yiye- cek, elbise, ilâç temin etmek için. Bu büronun yiyecek (Amerikada konserve bolluğu olduğu için müm- kün) elbise, ilâç ve saire sandıkları ARASINDA dolaplandan buz mu? Meğer, “Kablelmilât modeli çini kaplar,, 1939 model! buz dolapla” rından daha “modern,, miş! . 1 çay,, mı denilecek? Aradaki küçük farl soğümuyor | Tascanini eşhur musiki üstedı Toszani ni bir aralık Milân şehrinde çalışıyor ve buranın en belli baş- lı sanat müesseselerinden olan La Scala'yı idare ediyordu. Bu sıra - larda zekâsı kıt bir bestekâr hazır ladığı bir opera ile bir müsabaka- ya iştirak etmiş ve eser, hakemlik yapan Toscanini'ye verilmişti. Üs tad, eseri beğenmemiş ve reddet - mişti, On yıl sonra bestekâr ile Tos- canini Nevyorkta karşılaştılar. Ve konuştular. Bestekâr anlattı: — Mayestro! Geçmişe mazi der ler, ama eserimi niçin reddettiği « nizi anlamak isterim, Toscanini cevap verdi: — Eserinizi beğenmedim. akat bestekâr itiraz etti: — Ben, dedi, eseri okumadığın za İnanıyorum. Okumuş olsaydınız Aşağıdaki satırları da, Vakit de Hikmet Münir yazıyor: “Amerikanın Vobur şehri bele- diye reisi, ay ışığını elektrik lâm- bası yerine kullanıyormuş: Meh- taplı gecelerde, caddelerin bütün €- lektrik lâmbalarınıa söndürülme - lerini emrediyormuş!, . Desenize, Amerika da ara sira bize benziyor? İstanbu! sokaklerin- dan çoğunu mehtap aydınlatmaz mı? Yalnız, arada küçük bir fark: Bizde bu işe belediye karışmaz! raları piyasaya çıkaran memurun) v ai pd Güzellik Yine Doktora Yardım Ediyor: 8 veli Mütehassıslar hastalara kadın süsünün bütün teferrüatı üzerinde izahat veriyorlar Kadın Hastalar Bir Usulle Çarçabuk İyi Ediliyorlar gün ziyaret etmekte ve kadın süsü nün bütün teferruatına ayrı ayrı & bemiyet vermektedir. Bu mütehss sıslar dudak boyasını, ruju ve saire yi nasıl kullanacaklarını ve hasta- ların ruhunu nasıl heyecanlandı racaklarını çok iyi biliyorlar. Bir küçük boya cizgisi adeta harikula- ra vesile teşkil ediyor, j Kadın hastalara, kuru şampu - vanlar yapmak adettir Elektrik ile işleyen bir makine ile kadının sâç- ları temizlenmekte ve bununla ma saj ve saire yapılmaktadır. Ayr makineye bağlı bir takım ateller - Je kadının saçları taranıyor ve kıv- .- mlıyor. Vesbütün bunlar Hastanın sıhhatli görünmesine yardım edi —.— eee jen zaman yatmak, saçlarının sıhhati üzerinde tesir eder. Hasta yatan kadının 84 ları ile uzun uzadıya meşgul ğa imkân bulunmadığı için, n nelerden istifade olunuyor ve makine hastayı rahatsız muhtaç olduğu her şeyini yap Elektrikle işliyen bir makine vasıtasıyle masaj yapılıyor merika hastahaneleri, kadın hastalari tedavi sırasında ka dınların güzelliğine de itina ede - rek yeni ve mühim muvaffakıyet- ler kazanmağa başladılar. Çünkü hastahanede tedavi sırasında, gü - zelliklerine de İtina olunan kadın- lar, kendilerini üstelik güzelleşmiş görerek daha çabuk iyileşiyorlar. Hastahanede kadın yüzü ile, saç kıvırması ile, yüz boyası ile iştigal edilmekte ve bu her kadına neşe vermektedir, Ruhiyatçıların anla- tışına göre ruhan zayıf, yahut ma neviyatı düşük olan hastalar, bu i- tina sayesinde kendilerini süratle toplamakta ve çarçabuk iyileşmek tedirler. Bu işlerle meşgul olan hastaneler- de bir mütehassıs bütün güzelleşme vasıtalarını taşıyarak hastaları her nerhalde beğenirdiniz. 'Toscanini, kısaca: — Yanılıyorsunuz! Demiş ve pi yanonun başına geçerek on yıl ev vel reddettiği opera bir çok pa - sajlarını çaldıktan sonra: — Görüyorsunuza, demiş, eseri- nizi beğenmemekte haklı imişim. Eserin eler tutar yeri yok! ların da işine yaramakta ve erkek lerin saçları dökülmüşse bu maki- nelerden istifade edilerek yapılan saç tedavisi neticesinde saçları dö külen erkekler yeni saçlarla ortaya çıkıyorlar. Yüzlerin güzelliğine yardım. çin bir çok mayi müstahzarattan İstifade olunmaktadır. Bunlar de- riyi temizliyor, güzelleştiriyor ve ona güzel bir renk veriyor. Hastahanelere bu güzellik mües seselerinin *lâvesi, esaslı bir dü şünceye dayanmaktadır. Bu düşün. €e, kadının kendini güzel gördük - si maneviyatının kuvvetlendiği - Hastahanelerin bu düşünceyi te bika başlamaları ise en iyi neti - celeri vermiştir. Onun için yakın- da bütün kadın hastahanelerinin. ayni tesisat ile techiz olunmaları Boçka Bakır Madeninde Faaliyet * Bayan Roosevelt merika Cümhurreisinin ka - rısı bayan Roosevelt'in Be- yaz saraydaki yatak odasına bitişik bir mutfağı vardır ve bu mutfak bir hava gazı ocağı, bir sövuk ha- va dolabı, çanak, tabak, çatal, ka- şık ve sair şeylerle mücehhezdir. Bayan Rooseveltin bu mutfağı kur masının sebebi, yemek pişirmek - ten zevk almasıdır, Keridisi bu zev kini, yığın yığın aşçı ve hizmetçi- vi madenin'bütün tesisatı rap olmuş bulunmaktadır, Yeni tesisat ikmal edildikten nra pek zengin olan bu madenden yük istfadeler temin edilecektir. Madende Türk amelesi ile -