1 Ağustos 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

1 Ağustos 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

görmeli TAN'ın hedefli Haberde, fikirde, her geyda temiz, dürürt, samimi olmak, | karim gazetesi olmıya çalışmaktır. şii ABONE BEDELİ (Mo Kr, 760 Kr, 150 Ke, Cevaplar Yazan: M. Zekeriya SERTEL Geçen hafta, okuyucularımın. ; sucllerine cevap vermek üzete Dir sual cevap sütunu açmış tem. O günden beri okuyucula- rimdan muhtelif sualler aldım. Bu sütunda sorulan suallere ce- vap vermekte devam edeceğim. Okuyucularım içtimai, iktisadi, siyasi veya herhangi bir sahada öğrenmek istediklerini sorabi- lirler. Kendilerine mutlaka ce- vap vermiye çalışacağım, ie Almanya ile yaptığımız ticaret anlaşmasında kontenjan usulünün kalktığı bildiriliyor. Kontenjantman Wsul ne demektir? Harp sonu beynelmilel iktisadi Münasebetler ortaya birçok yeni w- #üller ve yeni tâbirler çıkardı. Kon- tenjantman da bunlardan biridir. Kontenjantman, tahdit demektir. Bir memleket diğer bir memleketle malları alış verişinde bazı tah- “itler koyabilir. Meselâ Almanya *vvelee bizden 18 milyon kilo tütün alırdı. Biz de ona mukabil ondan fa- Taza o miktarda lokomotif alırdık. miktar tahdit edilmişse ve biz tahdit edilen miktardan fazla Pa TY YE YE Yeni aktedilen ticaret muahede. *inde bu tahdidat kalkmıştır. Biz Almanyaya istediğimiz kadar mal *evkedebiliriz. O da bize istediği ka- dar mal gönderebilir. * KLIRING NE DEMEKTİR? e PA! Bir nevi tediye şeklidir. Yahut bir Üiğer tübirle milletler arasında he- tabı cari açmak demektir. Biz Al Manyaya 10 milyon liralık tütün sa- Almanyadan bu miktarda mal Mmak hakkımızdır. Fakat o sırada Almanyanın bize satacağı malı yok- Ji. O vakit bu para hankada bizim | Pisabımıza kaydedilir. Diğer bir e aldığımız zaman mahsubu yapı- e suretle iki memleketin biri- İ ticari münasebeti koli Miş olur, BT * TAKAS NEDİR? Kliring hesaplarında mal olabil. için hesabı carimizde alacaklı Şinak mecburiyetindeyiz. Halbuki atçı hesabın kapanmasını bek- »Üremen, © vaki ithalâtçı ile hra- ii arasında bankadaki sırasını i için takas yapılır. Yal. bu takdirde ihracatçının prim | esi lâzımdır. Bu da malin bir aye satmış elmasının mükâfatı. b Meselâ sizin ihraç edecek bir Dm vardır. Fakat kliring hesa- tig alacağınız yoktur. Halbuki bir Yİ bize sattığı mala mukabil a- hş Alidir. Alacaklıya müracant ede Dele prim verir, malınızı ihraç e gilin en çek kullanılan tâbirle- dag» biri de budur. Döviz, dünya Nia maruz olmıyan öy Para demektir. Her yerde paralara döviz denir. muhafzaa eden, değiş- MELAsYON eşyanın fiyatını paranm kıy- TAN Küçük sanaylin geçirdiği buhrana karşı alınması lâzım gelen tedbirler nelerdir? Bir kısım küçük imalâthaneler, Muamele Vergisi ait for- malitelerden kurtulmak için motörlerini ve tesisatlarını niçin sökü- yorlar? Muharrir, bugünkü yazısında da bu meseleyi tetkik ediyor ve tatbikatta görülen aksaklıkları, saplanılan yanlış fikirleri anlatıyor £ Muamele Vergisi Kanunu Niçin 15 defa tadilden sonraki muamele vergisi kanununa göre muamele vergisi mükel- lifi olmak için 2430 numaralı kanunun birinci maddesine dahil olmak lâzımdır. Bu maddenin birinci fıkrası, “sı nai müesseselerin her nevi ma - mulâtı,, dömektedir. O balde, sanat müesseselerinin kâffesi muamele vergisine tâbi ol- mak lâzımgelir. Sanat müessesele rinin cinsi ve miktarı pek fazla- dır, Meselâ aşçılar da sanatkârdır. Dondurmacılar, bozacılar, maran- gozlar, demirciler, tamirciler, elek trikçiler, bakırcılar, çiniciler, tuğ yolacılar, muslukçular, cilâcılar, terziler, kese- kâğıtçılar, döşemeciler ve saire hep si birer sanat müessesesi sahib: » dirler. Halbuki buradaki sınat müesso- seden maksat teşviki sanayi kanu- nunun birinci maddesine göre şu olmak lâzımdır: “Daimi ve muayyen zaman larda içinde makine ve aletler ve tezgâhlar ianesile herhan- gi bir madde veya kudretin evsaf veyn eşkâlin kismen vaya. damemen.. ANKİStİTİTİN, ,, lu imalât vücude getirilen ve bu maksada tahsis edilen yer- ler bu kanuna göre sınai mü- essese addolunurlar.,, Şu hükme göre Avrupai tabirle fabrikasyon imalât vücüde getiren yerler sınai müessese addolun - mak lâzımdır, müteâmil ve maruf mânaya göre fabrika veya imalât. hâne bir veya birkaç nevi de olsa Ayni şeyi fabrikasyon olarak imal eden yerlerdir. Meselâ çivi fabri- kası, deri fabrikası, tersaneler, tel fabrikası tuğla fabrikası mozayik çini fabrikası mensucat fabrikası vesaire gibi, Bu yerlerde maddel iptidalye ma kine ve tezgâhlar ianesile başka şek le girer ve toplu olarak imal edilir. ve kiymetlenir. ir de küçük sanat erbabı vardır. Bunların işleri sa- natleri sebebile mamul bir şeye mamul veya gayri mamul madde- leri eklemek, değiştirmek ve ssire suretile teker teker ve toplu olmi- yarak emek sarf ederler ve bu €- mekleri mukabilinde ücret alırlar. Bunlar da birer sınai müessese (iş- yeri) olmakla beraber gerek teşvi- ki sanayi kanunu mucibince ve ge rek muamele vergisi kanunu muci bince sınai müessese değildirler. Bir dondurmacı İktisat Vekâleti ne müracaat ederek “sınai müesse seyim,, diye muafiyet ruhsatname- daki bir tütüncü “kuru kahve de- ğirmeni var,, diye muafiyet ruh- satnamesi istiyemez, çünkü teşviki sanayi kanunu mucibince toplu İ- malât yoktur. Bir madde veya kud retin evsaf veya eşkâli kanuni manada değişmemektedir. O halde sınai müesseseler mua- ———————— metini düşürmiye lüzum görürler, O vakit piyasaya fazla para çıkara- rak paranın kiymetini düşürürler. Buna Enflasyon derler, Bazan da bunun aksini yaparlar. Paranın kıymetini arttırarak eşya. nın fiyatını düşürürler. Buna da Deflâsyon derler. “ Bu usul daha ziyade ihracat eş- yasının fiyatları Üzerinde oynamak için yapılır, > Motörleri sökülen bir marangoz dükküninda çalışma mele vergisi noktasından iki türlü- dür. v i 1 — Fabrikasyon imalât ya- pan müesseseler. nilen srmai müesseseler. Bunlardan birincisi muamele vergisine tâbidir. Diğeri tâbi de- Bildir. Büroma gelen bir tamirel 1/4 beygir kuvvetinde motörü ol- duğunu ve bir saatçi gibi ufak te- fek makinelerin aletlerini yaparak geçindiğini söyledi. Bu adamın ne İptidal madde diye bir stoku olabilir ve ne de ayni şeyden fa- raza on on beş taneden fazla ya pacağı şey olurdu. Kendisine: — Sen küçük sanat erbabısın. Toplu imalât vücude getiren bir sınai müessese değilsin, vergiye tâbi değilsin, dedim. Bir tornacı geldi.. Perşembe pa- Zarında ötekinin berikinin getir- diği şeyleri tornada imal ettiğini ve bu imalâtın hiçbir zaman fara- za her gün yüz tane, bin tane ayni şey olmadığını, bugün bir teker - lek, yarın bir mil tornası olduğu - nu söyledi. Kanaatimce bu müessese de mua mele vergisine tâbi olamaz. Son tadile göre küçük sanat erbabından olduğu halde imalâtına göre fab- rikasyon addi caiz olanlar dabi mu amele vergisinden istisna edilmiş Yanlış Anlaşılıyor? Yazan: Avukat Mesut SELEN talimat ve izahat neşrettiği halde muamele vergisi resmi gazetede pek &z izahatına tesadüf etmekteyiz. İtiraf edelim ki, bunlarla da te - raddütlerimisi wa hatâ his sak noktayı bile halletmek imkânı yoktur. DİYARBAKIRDA ; Bir Çocuk Arkadaşını öldürdü Diyarbakır, (TAN) — Ahmet oğ- lu Hüseyin isminde sekiz yaşında bir çocuk, küçük bir kavgadan sonra bıçağını çekip, 12 yaşlarında Ahmedi kalbinden vurarak öldürmüştür. Bu facianın ibret alınacak diğer bir tarafı da, sekiz yaşında katil o- lan Hasanın babası Ahmedin de bir katilden dolayı yedi senedönberi ve! hâlâ hapishanede bulunmakta olma- sıdır. Küçük ketil, bu sebeple sokak- larda büyümüş ve nihâyet babası gibi katil olmuştur. o—— GEMLİKTE: ,Bursadan Marmaraya tir. Hakikaten bir dondurmacı ma kine ve tezgâhlar ianesile bir mad denin şeklini değiştirmekte ve kiy- metlendirmektedir. Bir kuru kah- veci. keza, Hibe kanunun maksadı bü gibi imalât değildir. Ka - nün mümkün mertebe vergide İs- tisnaları tadat etmiştir. Kıyas suretile istisna hakkını ie ra vekilleri heyetine vermiş ise de bu da pek ameli bir tedbir olma- sa gerektir. Bunun yerine muame le vergisine tâbi olan müesseseleri tadat etmek kabildi. Meselâ kazanç vergisinde yazılan sanat ve iş zümreleri gibi muamele vergisine tâbi sanat ve iş züm- relerini de tadat kabildi. O zaman kazanç memurlarının kazanç kontrollerinde o muamele vergisi kontrolü de kabil olurdu | ki, çok muvafık bir usul olabilir. di. Maliye Vekâleti de kazanç vergi 4i için şimdiye kadar 200 e yakın Yeni Bir Yol Açıldı Gemlik (TAN) — Bursadan Gün- doğdu köyüne kadar uzanan bozuk şose tamir edilmiştir. Gündoğdu kö- yünden Kurşunlu köyüne kadar da iki tarafı hendekli bir köy yolu yap- tırılarak sahile kadar uzatılmıştır. Simdi bu yolda otobüsler bile ser. bestçe işliyebileceklerdir. Bu suret le Bursadan Marmaraya yeni bir yol aşılmış bulunuyor. X Gemlik (TAN) — Kizilay ku- rumu şubesi, Yalovaya kadar bir otobüs gezintisi tertip etmiştir. Bu tenezzih güzel ve eğlenceli geçmiş tir. X Gemlik, (TAN) — Kızılay ve Çocuk Esirgeme Kurumları, 30 A- Hustosta fakir ve kimsesiz çocukla- rı müştereken sünnet ettirmek için hazırlığa başlamışlardır. 4 Gemlik, (TAN) — Halkevi Bando muallimi Hikmet Oğretir, güftesi de kendinden olmak üzere Bir cilâcı büroma geldi. Bu e- dam bir beygir küvvetindeki moto rile her nevi eşyayı parlatıyor. Ta biatile bu da muamele vergisine tâ bi olamaz, tâbi olacak olursa 20 ku ruş ücret aldığı bir iş için kıymet Üzerinden vergi vermesi icap eder- se faraza beş lira muamele vergisi ve bazan bin lira kıymetindeki bir vazo parlattı diye 100 lira muame- le vergisi vermesi lâzımdır. Böyle şey olur mu? etice olarak şunu söyliyebi- usun Kİ, kanaatimce piya- “sadaki endişeye mahal yoktur, Sö- külen motörler sebebile erbabı sa- nat birçok masrafa girmiş, para ve vücut sarfile kurulan küçük sa nat şubeleri tarumar olmuş ve ipti dai hale dönmiye başlamıştır. Çar- şıdaki Dökmeciler ocakların vanti- lâtörlerini yine eskisi gibi el ile çe virmiye başlamışlar, Perşembe pa zarındaki tornacılar tornalarını â- yaklarile ellerile çevirmiye uğraş» maktadırlar, Gerek hükümet programı ve ge- rek fırka programı mucibince bu sene devletin yeni vergiler ihdas et mediğini ve muaddel kanunun ye- ni mükellefler bulmak kastinden ziyade esasen mükellef olması icap eden sınai müesseselerin vergiden kaçmak için buldukları çarelerin önüne geçmek maksadına müstenit olduğunu velhâsıl birkaç gündenbe ri muamele vergisi şubesi, elektrik şirketi, avukatlar ve iş sahipleri ve kâletin kâfi izahat vermemesi se- bebile birçok masraflara ve külfet lere uğruyorlar. Bu keşmekeşin ö- nüne geçmek için vekâlet maliye şubelerine vâzıh ve kati emirler vermelidir, Bu emirlerde küçük sa nat erbabının kuvvel muharrike is timal etse dahi vergi ile mükellef bulunmadığı sarahaten bildirilme- Jidir. Mümkün olursa kazanç ver- gisi kanunundaki sanat ve iş sahip lerinin esamisi zikredilmek sure- Ancak kanunun yazılış ve tatbik edilen tarzına göre bu tebliğ icra vekilleri heyetinden yapılmak icap sissağina göre maalesef bu keşme keşin bir müddet daha devam et- mesi mukadderdir. BİLECİKTE : Sebze Bol, Fakat Çok Pahalı Bilecik, (Tan) — Bilecik ve civa- rinda meyva ve Sebze pek boldur; bilhassa Bayır, Vezirhan ve Selbü- kü köyleri külliyetli miktarda bebze yetiştirirler. Bu köylüler | Bileciğe (3 - 4 saat mesafededir. Vezirhan is- tasyonu da köylere pek yakındır. Abbaslık, Başköy, Bektemir ve aşağı köyler de mallarını Blecik islasyonu vasıtasile & sevkederler. Her gün vagonlarla Ankara ve İs- tanbula sevkiyat yapılır. Mal mad- rabazlarının isteğine bağlıdır; böy- halde ucuz bir şey bulun- 'an fasulye ve domates 10, karpuzun kilosu 5 ve yağ 90 kuruş- tur, Daha garibi: Vilâyet merkezi olan Bilecikte bir tek sebzeci dükkân yoktur; halk ihtiyacını pazartesi günleri kurulan pazardan temin eder; sair bazi günlerde bir veya iki tablacının pek mahdut sebze sattık- ları görülür; onun da bulunmadığı zamanlar çoktur. dukça zengindir; fakat yine Bilecik- te iyi bir üzüm yemek imkânı yok» tur, Son yağan yağmurlardan bağ sa- hipleri pek memnundurlar. Bu sene İözümlerin çok güzel olacağı söylen- mektedir. bir Gemlik marşı bestelemiştir. Marş çok beğenilmiştir. Eski Bir Para Bulundu Gemlik (TAN) — Köy kanunu ohkümına göre İmeci sucetile yapıl. | makta olan Kurtul köyüne. yolu ta. mamlanmıştır. Inşaat esnasında, bin lerce #cae «vvele ait ol tuğu tahmir edilen iki tarafı resimli ve yazılı bir para bulunmuştur. Bu para, tetkik edilmek üzere, Bursa Müzesi Direk törlüğüne gönderilmistir. j Bağcılık ethetinden de Bilecik ol-! Propagandayı Yerinde Yapmak Lâzımdır Yazan : Naci SADULLAH “— Sinemalarda, film aralarında reklâm göstermek doğru değildir. Bunun &eyirciler üzerinde bırakaca- ğı tesir, müsbet değil menfidir. Halk, eğlencesine ayırdığı zamanın, Gcari maksatlar güden kimseler ta- rafından çalınmasından hoşlanmaz. Film arasında: “— Kündüralarınızı filanca dük- kândan alınız!,, “— Yüzünüze mutlaka bilmem ne markalı krem sürünüz!,, “— Atmasyonobin, her derde de- vadır!,, “— Her sabah bir Pişmantol yat- mıyan nasırlardan kurtulamaz!,, kas bilinden sözler dinlemiye veya ya- zılar okumıya mecbur kalmak, s0- hiddetin zararını ve cezasını da, bu reklâmları veren müesseseler çeker« leri, * Ben, yukardaki sözleri, birkaç gün evvel, Amerikada tahsil görmüş bir! ilâncılık mütehassısından dinle « mişitm. Bu sözlerden anlaşılıyordu ki, reklâmcılığı bir meslek ve sanat İhaline sokan Amerikalılar, halkın psikolojisini hesaplamakta, hayret ve rici bir dirayet, dikkat, ve İsabet göstermektedirler, t * Dün, bütün bir. haftanın yorgun- | luğunu birkaç saat dinlenerek ve eğ- lenerek gidermek arzusıyle Florya- ya gidenler, Sirkeci garına girer! girmez, dehşetle ürperiyorlardı. He- | le sinirleri gevşekçe bayanlar, göz- lerini gar duvarlarında dolaştırdık- ça, korkunç omanzaralarla karşılaş | duvarlarını baştan başa kaplıyan propaganda afişleri, dilenci, ölü, ya- ralı, bereli, trahomlu, İrengili, has- talıklı insan resimleriyle doluydu. İptidat, ve orta mekteplerin, hattâ | liselerin ve Üniversitelerin dersane- lerinde yadırgıyacağımız bu afişler. © de şu cümleler okunuyordu: I “İçkiden korkunuz... “Frengi bip fâciadır,, “Sıtma, sağlığın düşme. Bıdı Verem nasıl bulaşır?,, “Tra- | hom nasıl başlar?,, $ Ben eminim ki, ihtiyat arzusiyle | uyandıran bu afişler, dün Floryaya; vuşmaktan mahrum bırakmıştır. Bu İlânları tertip edenlerin hüs-| nüniyetlerinden emin olmamak müm | kün değildir. Halka en hayati, en el zem ihtiyatı aşılamak gayesini gü- den bir teşkilâtın, mikroplarla ve #ehirlerle yaptığı bu muharebe, bir istiklâl kavgası kadar asildir. Fakat bir pazar günü, hayattan ve tablat- ten masum ve mahdut nasiplerini Jalmıya koşan halkın neşesini, bu mu- harebede düşmana atılan mermilere hedef olmaktan korumak lâzımdır. dertlerin büyüklüğünü, ve bunlar. dan korunmanın lüzumunu, şeklini, karanlık dimağlara nakşetmek için, her vasıtayı kullanmak farzdır! Bu dertlerin, bu iptilâların hazır. ladığı korkunç zararlı büyük tehli keleri idrâk edememiş bulunanları tenvir için, propaganda afişleri de, hattâ propazanda filmleri de yapa" ilım. Mecmualar çıkaralım, konfe- ranslar verelim. Fakat bu afişlerin asılacağı mahalleri, bu filmlerin gös terileceği salonları, bu konferansla» rın verileceği, hattâ bu mecmunla- rın dağıtılacağı yerleri tayin eder. ken lâzımgelen isabeti gösteremez- sek, alacağımız netice, sırasız sinema reklâmlarının menfi tesirinden pek farklı olamıyacaktır, Ehemmiyetini maalesef henüz kavramıya başladığımız propaganda ve reklâm işini, hiç değilse zarar getirmiyecek bir şekilde başarma- sını öğrenebildiğimiz gin, hayati bir . İsırrın ipucunu ele geçirmiş sayılaca- gız! ——— Bataklık Kurutuluyor (TAN) — Ilhca hamamıs nın suyu İle Ilıcak kaynağının suyu, Denizle ayni seviyede bir araziden geçtikleri için bataetle akmakta, ba- taklık yapmakta ve sivrisinek men- bai olmaktadırlar; Belediye bu iki suyun da hızla akmalarını ve batak- lıkların kurutulmalarını temine ka- rar vermiştir. Bir haftaya kadar işe başlanılacaktır. MR yircilerde haklı hiddet uyandırır. Bu. mış gibi sararıyorlardı. Çünkü, gar” birlikte dehşet, endişe ve vehim dei ğ gidenleri, uzun müddet neşeye kas) Vakıa cemiyeti içinden kemiren Bu *

Bu sayıdan diğer sayfalar: