1 Ağustos 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

1 Ağustos 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ie Feridi Kaçırmak Için Bir Teşebbüs.. Biz, ölünciye kadar ağalar gibi var- Si içinde görüşmeler de vam ederken Balta limanın a, tâşocaklarının üzerindeki ih- lamurun altında da iki kişi başba $a vermiş koflüşuyorlardı. Bunlar- dan biri Damat Forit yalısının bek çibaşısı Mustafa, diğeri de Anadolu hisarında kahveci Rizeli İlyas idi, Bekçibaşı Mustafa başı önünde dü şünüyor ve dinliyordu. İlyas müha tabini Kandırmak için didiniyor, terliyof ve dil döküyordu: —Hiç düşünme; Mustafa... Bun Yarın gidişi iyi bir gidiş değil, Al - Jsh korusun saraylılara, yalılara ve konaklara düşmanlar girip kurula çak, padişahından tut ta çöpçüsü - ne varıncıya kadar hep Yurttan kovulacak,, bekçilik ve kahvecilik ile geçinmek değil, dilenip bir lok ma ekmek bile bulmak bizim için güç olacak. Sen benim dediğimi yap. Hem kendimizi, hem milleti mizi bu belâdan kurtarırız. — Ne düşünüyorsun?.. fikrini açıkça söyle. — Yalnız bizim paşayı Anado - Juya kaçırmakla bu işler hal olmaz ki... Millete karşı bütün ihaneti ya pan padişah... Asıl onun vücudü- nü ortadan kaldırmalı ki, işler dü- zelsin, — Bak, şu düşündüğün şeye... Damat Feridin Anadoluya aşırıl - ması geride kalanları süt dökmüş kediler gibi birer tarafa sindirive- Tir. Bu kadarcık şeye aklın ermiyor mu? Kızdırma adamı, Allahını se- versen... Bunu anlamıyacak kadar kafasız mısın, sen be yahu? Mörtatanin yere dikilen gözle ri birden kalktı ve Rizeli- nin yüzüne takıldı. Onun son sözü gururunu okşâmıştı. Memnunluk- Ja: Sen de öyle amma, dedi. bilmem Ki, iyilik yapacağız diye bu İşin «0 munda bir belâya uğramıy, — İstanbulda kalan kim ki? Ta ——— bil damat Ferit ile beraber biz de Anadoluya gideceğiz. Ve Allahbi- | Jir ummadığımız rahata erece - Tikla ömür süreceğiz. “ Şu iş nasıl olacak? Bana bir daha anlatsana bakayim... | — İşin nasıl olacağını yapıldığı zaman görür ve anlarsın. Sen ken- di yapacağın işe bak: Baskından #yvel bize iç kapının anahtarıni ve receksin. Bir de yalının dışından | paşa ile muhafızlarının yattıkları odaları göstereceksin. Baskın gece $#i de deniz tarafındaki büyük ka- Pıyı açık bırakacak ve söylediği - miz saatte telefonların tellerini ke seceksin. Dünyada bundan kolay iş olmaz. —E sonra? — Sonrası senin Işin değil, Biz içeriye dalarken sende eşyalarını sırilar, motörlerden birne atlarsın ve rahatına bakarsın. — Ya tütulürsak? İşin aksi tara- fını da düşünelim, değil mi ya? — Sen çeneni tutup kimseye bir gey söylemezseni bü işi kim duya - erk ve bizi kim tutacak? Düşün hele... — Bu işte senden başka kimler var? — Kaçtır bunu soruyorsun... Ge çen gün de sana söyledim: Böyle şeyler bana sörma, — İyi amma, tabii onları da ta- #ımak İsterim. — Baskın gecesi hepsini birer bi Ter görür ve tanırsın, dedim ya. Şimdi onların isimlerini sana söy İsmek için bana izin yok. — Haber verir diye mi korkuyor sun yoksa?.. — Korkan adam buraya gelmez. Hem bize hainlik edersen yanına mi kalır sanırsın? Alimallah demir sandık içinde saklasalar yine se- ni yok ederler, Bünu böyle bil. Hem Yazan : M. SIFIR B ekçi Mustafa yine derin bir düşünceye dalmıştı. Anahta Fi Verip vermemek için nefsi ile mücadele ettiği halinden besbelli oluyordu, Kahveci İlyas binu far- ketmiş ve yine dillenmiştiz — Ben seni akıllı uslü bir adar sanıyordum, Mustafa. Meğer sen ço cuktan beter mişsin ya. Senin on #p çabalayıp kazanağa - ğın parayı bir tahtada önüne saya- caklar. Daha düşünülür mü? Hay- di kalk şu kâfir şeylanın kır baca Zını da bana şu anahtarı ver. Mustafa da korkmuyor değil, korkuyordu. fakat, çoktanberi ah baplık ektiği, çok dürüst ve erkek bir adam tafıdığı İlyasın vâdeşis Bi paraları da elden kaçırmak İste miyordu. Düşünliyordu. İlyasın vâ dettiği büyük: bir. serveti gözünlr önüne getiriyor, çoktanberi hasre- tini çektiği çoluk ve çocuğuna kd vuşacağım hatırlıyor, hele köyünün zengin ağaları arasına katılıp ku- rulmak pek keyfine gidiyordu. Bun lar öyle kolay kolay her kula na- sip olacak şeyler değildi. Taliin ö- nüne serdiği bu firsati kaçırma - mayı ve uzattığı bu nimeti öpüp başına koymayı menfaatine daha uygun buluyordu. Zaten Damat Fe ridin bekçiliği de ona pek ağır gel miye başlamıştı. Ahbapları, mem leketlileri bu hizmetini hoş görmü yorlardı. Sirasi geldikçe kendisile alay etmekten bile çekinmiyor - lardı. İlyasın dedi bir taş ile iki kuş vurmak gibi faydalı ve zevkli geliyordu. Bu düşüncelerin sonunda niha- yet kararını vermişti, Başım kal- | dırdı, gözlerini İlyasın sabırsız - hktan kitişan Yüzüne dikti: — İlyas, dedi. Bu anahtarı ve- receğim. Yalnız bir şartım var. Bu işi çeviren Bey ile bende konuş - apmak ona POLİSTE ; 72 Yaşında Bir Yankesici Yakalandı de Arif isminde bir yankesici ya- kalanmıştır. AFİf, Yerli Matlar Ser gisinin en kalabalık bir noktasında Pazant isminde «bir adamın yanı- | na yaklaşmış, büyük“bir maharetle | udamcdağızın cüzdanını çarpmıştır. Pözant. ilk önce bunun varmamış, fakat sergide vazife bı Şanda bülünan sivil polisler bu ki çük haylazın marifetini görüp ken- disini, yakalarışlar; Pozantı'da iş- teh haberdar etmişlerdir. Pozani an- cak O zaman eüzdânının çarpıldığını farketmiştir. Cüzdanın içinde 353 kürüş çıkmıştır. k Arif İBeyoğ-| lu müdde'umumiliğine teslim edil. miştir, Masa Örtüsünü Çaldı Kadıköyünde Yeldeğirmeninde ©- türan Doktor Süleymanın muayene hanesine evvelki gün oldukça işık duğunu, doktora > görüneceğini söy- lemiş, hizmetçi Aleksiya da kendi- sini intizar odasına almıştır. Şık kadın biraz oturup da oda bo- şalınca masanın üzerinde duran kıy- mettar bir örtüyü toplamış ve ya- vaşça odadan sıvışmışlır, Hizmetçi Aleksiya gelen “hastanın | doktora görünmeden gittiğini far. ketmiş, odaya girip masa örtüsünün de ortadan kaybolduğunu görünce arkasından koşup kadını yakalamış- tır. Bu kadının hüviyeti tahkik edilin- ce Mediha isminde biri olduğu anla- şümiştır.. Hastalığının OKleptömani olup olmadığı tetkik edilmektedir. Otlar Yandı Nişüntaşinda Muradiye “dere so-| Pi hada Bemar se El san İsminde üç çocuk, Dere sokağın- daki. kırlıkta kuş totup pişirmeğe mak İsterim. (Devamı ver) başlamışlar. Bu esnada steş otlara Dütikü gün Yerli Mallar sergisin- || farkma |) giyinmiş bir kadın gitmiş, hasta ol- | Maktu rr Usulü İçin Hazırlıklar P azarlıkle alış verişi yasak eden kanunun o eylülde kismen tatbik edilmesi kararı özerine bele diye bir liste hazeliyarak Vekâlete ir, Pazarlıksız satış yasağının der hal bütün maddelere teşmil doğru görülmediği için ilk olarak bir kı- sım hububat İle belediyeye bağlı hallerde, musmele gören baz Müd deler maktu fiyatla sattırılacaktır. | Belediye kontrolde kolayığı tes min için halle maktu satışa töbi tutularak olan mı delerin müğodatile satış fiymtıns gös teren listeleri çoğaltırscak, Bunları | bu işi tetkik ve Konteole mem ur 0- larisra dağitacaktır. Bu suretle el. de mevcut İlştelere göre perakenda- sinin koyduğu. fiyat” karşılaştırılü cak, Aymi zâmanda allkadartarın ancak bu maddeler üzerine koydu. ları etiketlerde yazıl fiyatlara göre #ahş yapmaları temin. olumacaktır. Hububat için de zahire börsesinden usulü ber iki veya | | te. ayda bir bu usulün diğer bir kağ ddeye teşmil süvetile ve tedrid zi yandıktan sorira dan söndürülmüştür. Bir Kayık Parçalandı Inhisarlar idaresine âit ve Osman kaptanın idaresindeki “3 numaralı motor, Kabataşa doğru giderken Gü- zel San'atler Akademisi önünde san dalcı Halidin idaresindeki 3289 nu- maralı sandala çarpmıştır. Sandal parçalanarak batmış, san- dalın İçindeki karpuzlar da denize dökülmüştür. ilalye taratm- Güneş Çarpması Kazliçeşmede Demirhane cadde- İsinde 106 numaralı evde oturan ve | Vedat Nesim. Dabağhanesinde çalı- Hg uş İayaşe AR liğin İmiş, uzun müddet kalmıştır. Deniz- de Süleymana güneş çarpmış, bay- | gınlık geçirmiş, boğulmak üzere iken İsirayet etmiş, iki dönüm kadar sra- | yetişilerek kurtarılmıştır. üamele | gören ve İl) | BELEDİYEDE ; : Kurtuluşla Istiklâl Caddesi Arasında Yol Müstakbel şehir plâm tatbik edil imiye başlanınca şehrin Beyoğlu ya- || kasında yapılacak yeniliklerden biri İde Kasımpaşa, Kurtuluş ve Taksimi en kısa ve gayet müstakim bir yol ile biribirine bağlamak olacaktır. Bunu temin için Kasımpaşa kol- lektörünün .üzerine çizilmiş bulvar, dereyi takip ederek Taksim ve Kür- tuluşa rampalar vasıtasıyla irtibat İl temin edecektir. Diğer * taraflan . Kurtulüştan da Kurtuluşla Taksim arasındaki dere tanzim edilerek bu derenin üzerine muntazarı bir ” köprü... yâpılağak ve İbu suretle Kurtuluşa yaya ve oto- İmobil yolcuları için kestirme bir yol In“İstiklâl caddesine bağlanmış ola- i caktır. Ancak tramvaylar yine bü- günkü caddeleri takip edecektir. Beyoğlu yakasının diğet husust - yetlerinden biri de Cihangir ve e£ varının Gazi köprüsü yasıtasiyle Ga- zi bulyarına ve dolayisiyle Yenika- pıda kurulacak yeni limana en kısa bir yolla bağlanması olacaktır; Bu- DU temin için de Cihangirden Okçu Musa camii hizasından Gazi köprü- süne viadük ve tünellerle yeni bir yol yapılacaktır. Bu yol Beyoğlu yakasının ente- resan yollarından birini teşkil ede- cektir. Topkapıda Geniş Bir Meydan 'Topkapıda gayet geniş bir mey- dan vüdüde getirilecektir. Bu möy- dan, şehrin birçok nöktalarına giden anayolların telâki noktası olacaktır, Bu itibarla meydan ehemmiyetli ve İrüti- için “ropkağir raeyelarrledir. Ju. çıkış kapılar: açılacaktır, Bu kapılar mezarlikların gösterdiği karakteris- tik dekor gözönünde tutularak açı- ilacaktır. İSTANBUL HALKI PAZARLARINI NEREDE GEÇİRİYOR Floryada 60,000 Kişi Nasıl eke ban Evvelâ yirmi EE denildi. İkinci hafta bez kisa EMRE Nihayet geçen hafta, altmış bini bulduğunu yazdılar, Bu ra- kamlar, - yazımın serlevhasından da anladığınız gibi - her Pa- zar,'Floryada eğlenenlerin gitti Insan, zamanın yokuşunda yuvar- landıkça, kartopu gibi büyüyen bu rakamlarla karşılaştıkçaj güyri ihti- Yari: , “ — Acsba, diyor, Florya, bu ka- dar insanı nasıl alıyor? Biçare ida Te, bu seyyar mahşeri döküp saçma- dan götürüp getirmek için, o gün kaç tren işletiyor? Floryada, 100.000 in- san barındıracak büyüklükte bir plâj mı yapıldı? * Elimde bilet, koca trenin Tokomo- tifine kadar gidip döndüm. Fakat bütün dikkatime rağmen, gözüme, | oturücak değil, ayukta duracak bir yer bile ilişmedi. Treni” başına ka- dar dönmeyi basit bir zahmet san - mayın! Çünk” yirmi küsur vagon- luk trenin boyu, yarım kilometreye yakın!... Insan onun başına kadar gi- dip dönünce, Floryanın varı yolunu yayan katetmiş kadar yoruluyor! Hele bu yorgunluk mukabilinde, bir saat sonra kalkacak olan diğer treni beklemek vecburiyetinde bulundı- ikçe kabaran yekünlarıdır. Çünkü halk, trene öyle kahramanca saldırdı ki, yer bulamayışımı değil, ezilmeyişimi kâr saydım! Yirmi kişilik kompartımana, 60 kişi dolunca, bizim tramvaylar gö- zümde tüttü ve rakam hakkındaki #ikirleri; yirmi kişilik “kompartızna- na, 60 bilet satacak kader karışan zevatın. bilet hosaplarını tamam tu- tabilişlerine şaştım! 'Trenimizin Bamulesi, ara istas- yonlürda «biraz daha zenginleştiği icin, Floryada, kendimizi toprağa Idar attık! Flotyanın nildemma, Avrupal bir çehre vermişler. Plâj kapısına kadar gelen geniş asfalt yol, gazino, | kabineler, ilk bakışta göz doyuru- yor.: Hele kızgın kumlar ortasında yükselen yemyeşil ağaçlar, plâja, cazip bir hususiyet veriyor. Insan, bu ağaçlara bakıp da, güzel kumsalı hayalen uzatıp büyütünce, kendisini bir çöl ortasında, bir vaha başında sanıyor! tinden bile kesiliyor. Bunu öğrenince, adım atmak takı İnsan, bütün bunlara, kumsalın, denizin ve güneşin vusletinden do- İ Florya plâjında salmeakta sallananlar Fakat, trendeki yer buhranı, plâj-flerde doksanar kuruşa kiralanatilen da biraz daha artıyor. Üçer kişilik |kabinelerin pazar günleri pldaja te- |Saat 14 te hava tazyiki 7504 1-8-938 Ankaradan Telefon ve Telgrafla Ankara Talebeleri Kamptan Döndüler Ankara 31 (TAN Muhabirindeni— Ankara erkek lisesinin Alaçeşmede kurduğu kamp sona ermiştir. Yirmi gok faydalı geçiren talebeler son ge- celerinde hocaları şerefine bir »iya- fet vermişler ve muhtelif eğlenceler tertip etmişlerdir. Saat 20'de Al birleşen davetli iştah verici bir hava içinde yemek yemişlerdir. Ye- mekte kamp komutanlariyle mektep müdür ve muallimlerinden başka yüksek rütbeli bazı komutanlar, hal- kevi başkanı ve diğer birçok zevat bulunmuştur. Yemek samimi musa- habelerle geçmiştir. Yemekten sonra mektep müdürü davetlileri talebenin hazırladığı müs samereye davet etmiştir Genç as- kerler, sırtın eteğinde büyük bir halka çevirmiş ve sahayı fenerlerle aydınlatmış bulunuyorlardı. Halke- vinin müzik kolu bir yanda mülcem- Ankara radyosundan da bazı artist ler davet olunmuşlardı. Temiz ve gü zel dekoru içinde bu manzara eid * Gençler, yirmi günlük vazifelerini yapmış olmanın gönül ferahlığiyle bu toplantıya neşe kat yorlar, eğleniyorlardı. Toplantı talebenin komutanlar! hakkında samimi tezahürlerine de vesile teşkil etmiştir. Oyunla, şar * kiyle, ve müzikle geçen geç vakit * lere kadar devam eden müsameredef sonra talebe istirahate çekilmiş ve sabahleyin de mümeyizler heyeti hü- 'urunda nazari ve ameli imtihan vef miştir, İZMİRDE : Yeni Otobüsler İzmire Geldi Izmir, 31 (Tan muhabirinden) — Belediyenin Almanyaya ısmar! tır. Bu otobüsler, Du pazartesi gü *. nünden İtibaren İzmirde işlemi”? başlıyacaklardır. Bu modern otobüf lere, şöförün bir düğmeye basmasi” le açılan, ve bir düğmeye basmasil8 kapanan otomatik kapılardan girili? çıkılacaktır. Kampı Bitiren Gençler * Döndü İzmir, 31 (TAN) — Askerlik kar” pını bitiren gençler, bugün, komut3# larının, hükümet erkânının ön parlak bir geçit resmi yapmışlar, Atatürk heykeli önünde ant içmi$ lerdir. yi Binlerce gencin, “Burnova” di askerlik ocağından ayrılmalari, e heyecan yaratmıştır. Bu gençler h3' tarafından, büyük tezahüratla lanmışlardır. Cümhuriyet meydanı” da büylk bir intizamla yapılan g#* çit recmi, yarım saatten fazla sür” müştür. Bu geçit resmi esnas! meydan, gençlerimiz! alkışlıyan lerce insanla dolmuştu, RE MAAS NN 1 Ağustos 1938 PAZARTESİ inci ay Arabi 1387 1930 İatsr: 2119 — İmstkı 24) YURTTA HAVA VAZIYET Yeşilköy meteoroloji istasyon"; dan alınan malümata göre bugün va yurdun doğu Anadolu ile #” denizin şark kısımlarında bulut. il mevzii yağışlı, Trakya ve bölgelerinde bulutlu, diğer palet lerde umumiyetle açık geçmi$ girlar Trakya bölgesile kısmö”. Egede kuvvetlice, diğer yerleri? ta kuvvet esmişti Dün İstanbulda hava az bU geçmiş, rüzgâr şimal istikam' saniyede 4—8 metre hızla mel bir saz takımı vücude getirmiş, 'eşmenin sırtında İ 10 otobüs gelmiş, 4 tanesi gümrük * Wi ten çıkarılmıştır. Arabaların teğrüb8 günlerini askeri bir disiplin altında, ne diye böyle tatsız tuzsuz şeyler konuşuyoruz ya?. Benim çok vak | tim yok..Ne diyeceksen de... Nasıl bugün anahtarı verecek misin? emtre idi. Suhunet en yüksek Beşte 65,1, gölgede 31 ve en 20,5 santigrat kaydedilmiştir. 350 - 400 kuru; yi Ben, bütün dikkatime, atik davra-| ğan cazibeyi de ekleyince, halkın | gözlere, sekizer, onar kişi sol e prim şa a rağmen, bir saat sonraki|rağbetini her hala biraz daha art-| Buna mukabil, herkes kırk kuruş) yül iş i irende de oturacak yer bulamadım: | tıran sırra da eriyor! veriyor. Ve bu suretle, alelâde güp- LArkası Sayfa 4, sütün 4 de)

Bu sayıdan diğer sayfalar: