YY —— m 7 nmın mmm << —————————————————— AN Şu Garip Dünyada : İngilterede Satılan Şehir Markiz Büt, İngilterede Kar- dif şehrinin ya- rısını bir aksiyon ner şirketine 20 , TARİHÇİ GÖZÜ İLE: Mc ven Ee Sofya Mektubu: i Şumnuda Tanassur Eden Çingeneler Bulgarlar Her Nedense Bunların Türk Olduklarını İlân Ediyorlar ek e” nie e e Atmeydanındaki İbrahim Paşa sarayının tam yüz sene önceki hali. (Saray, sağda görülüyor) Umumi Hapishane Binası Yıkılabilir! 0 imdi hapisane halinde ki kullanılan binanın yr- yerine adliye sarayı ku- tk İstenmesi günün mü- meç Pir meselesi oldu. Bu yapı- da Dart ve tarih bakımm- $ok yüksek bir kıymeti ol- ima ileri sürenler var. Fa- Pe Yapıldığı tarih gibi mima- yay; * mimari kıymetini orta- , Koyan yok. Niçin yapıldığı- Mi heye tahsis edildiğini de N mlm Orta- üyeti haiz bir etüt a öremedik. Söylenen ve ya- dir ar ağızdan dolma şeyler- Bu, Kaynaklar gösterilemiyor. in Sinanı talebe olarak o- anlar olduğu gibi, binayı Si Sultanahmet Ağ mesinin mimarı Mehmet du YA Yaptırtanlar da bulun- Arada Bizans bakiyesi gö- de var, fin tamir ve relahi kabiliyeti- hen kaybetmiş olan binayı tey Kusbakışı görelim: Yüzü diğ, 0 eden şimal cephesi üç, ÜÇ cephesi iki katlıdır. Arka ny a üç cephenin üst katları- teka lerinde açık koridorlar ve da odalar vardir. Re- rinin araları sonradan 'müştür. Binanın üstü ya- ha aşık tarlası ve fidan- Jin, dik h. bip, gelmiştir. Kubbelerin ço Yt, »k Ş Böyle »ü dağ eri Asta sağ cenahtakiler - ir. Binada mermer sütun dan etli başlıklar ve taylar- G Sl Yoktur. Kemerler birin- “uy, Üitne yığma taş halinde Mürig, vuştur. o Zelzeleler, vağ- iç sakimısılık binanın hüvi- rengini silmiş gibidir. Bi- an bu haliyle, yalnız İstanbul de Sade yurdun birçok yerlerin- Bi, SIZ emsaline rastlanabilir. eri İstanbulda bu yapıdan daha Şek | Dİr hale gelmiş Sinanın bir Sama leri vardır. - Üsküdarda Yopka Aşa, İstanbulda Şehzade, Kaş la Ahmetpaşa medreseleri Beyi ayak Rösterilebilir. Bun- işi, MP giderken zaten tonoz ha n ve altında 500 günshkâr Ve e Köstebek hayatı yaşatan $u harabenin üstünde bem & hem yurttaşların sıhhati, rin imarı bakımından değildir. Sözü derhal Bin Prakmalıdır. Bu harabe- e. e pırlanta gibi bir eser- Kğ salİYe Hazinel Evrakı - , ar- Miş b, Müviyetini oldukça sakla- Pilimay TAY. aksamı vardır. Ku- üye, Aliye binası bu dede ya- bir ağ tebarüz ettirmek için Raki vazifesini görecektir. N, lerin üstüne titrerim, i, , Mimari kymeti olanların yeğ İâşinin bile oynatılması tai, na PE, Fakat bu harabe Keti biş , © Arkasındeki eserlerin kiye kaç bağ halini almıştır. Bu : Ay ça ötekilerin inel ğ : ortsya çıkmayacaktır. Yazan: İbrahim Hakkı Konyalı Bugünkü adliye sarayının arkadan görünüşü Ve burada düğün alayını seyre Ş binaları tetkik edelim: Üniversite Yıldız kütüphanesin- de 35 No, da kayıtlı Mıtrakçı Na- suhun “Seferi İrakeyn” adlı ese- rinde At Meydanının güzel bir resmi vardır. Burada ipodromun harap halini görmek mümkündür. Başka bir resimde de İbrahim Paşanın Ofen — Budin'den getir. diği tunç heykelleri şimdiki yılan İı sütunun önünde görüyoruz. İstanbul — Lâtinlerin ellerine geçtikten sonra İpodrom tamamen yüzüstü bırakılmış, her tarafı ha- rap olmuştur. Birçok heykeller ve taş sütunların üstlerindeki made- ni kaplamalar eritilerek para ya- pılmıştı. Fatih İstanbula (o girme- den evvel yapılan plânlar da At Meydanının perişan hali görü- Jüyer. (1) Kanwniden sonra yapılan resim lerde ve yazılan kitaplarda ipod- romun kerevet duvarlarının tama- men ortadan kalktığını, dikili taş- ların ve yılanlı sütunun batısında bir At Meydanı sarayı yapıldığını ve bu saraya bazan da “İbrahim Paşa sarayı" adı verildiğini görü- yor ve okuyoruz. Topkapı sarayın- da hazine kütüphanesinde 1526 nu marsda kayıtlı “Hünername" nin minyatürlerinde Kanuni kızı Hati ce Sultanı Parğatı İbrahim Paşaya verirken yapılan mühteşem düğün de kendisi için At Meydanı sarayı önünde müzehheb bir otağ kurul duğunu da görüyoruz. Kanuninin Sadrâzamı tarihçi Lâtfi Paşa bu düğünü tasvir ederken “030 sene- sinde Veziriâzamı İbrahim Paşayı everüb âli düğünler eyledi. Şöyle- kim kalemlerle tahrir ve dillerle takrir olunmaz (2), diyor. Peçeyi'de 18 Recep 930 yılında yapılan bu düğünü anlatırken der ki: “Pes at meydanı bir feleki tasi gibi bir vâsl mahaldir. Ali otaklar ile ve envai ziyb ve Zinet ile tez yin olunup ve Mehterhanei Hüma- yun önünde Padişahı zafer makrün için bir âli tahtı saadet baht ter- tip olundu. (3)” imdi bu harabeyi çevreleyen den Padişaha saray hazinesine saklı (Noşirevan) a sit yekpare pi- röze bir taştan şerbet ikram edil- diğini tumturaklı bir ifade ile an- Yatır. Solak zade de düğünü tasvir e- derken şunları söyler: “Veziri âzam olup İbrahim Pa- şa İsmile namver olan #adrı güzin sünneti seniyei sahibülmiraç üzere izdivaç için icazeti padişahı felek menzilet ile At Meydaninda vâki olan Mehterhanenin köşesinde Şeh riyarı âli tebar hayretlerine tah- tı saadet baht tertip olunup zer- baft ve giranbaha ve girankadir kumaşlar ile tezyin eylediler. Ve aşağı meydanda rengâmiz ve mü- sanna otaklar ve sayebanler kuru" lup müzekheb kaliçelerdeki Uzun Hasan ve Şah İsmail ve Estacaln ve Karahan ve badehu Sultan Gori ve Tomanbay. cenklerinden alınan musanna ve mürakka ve mürtefi otaklar kurulup (4)... eğ me de şunları okuyo TUZ; “Padişah 18 Recep 930 - 22 Mâ- yıs 1524 te At Meydanında mükel- let çadırlar ve Padişah için bir taht kuruldu. Sekiz gün ziyafet verildi. Dökuzüncü gün ki gelinin saray- dan alınacağı günün arifesidir. Pa dişah İbrahimin sarayına gitti. Bü tün hanelerin duvarlarına kıymet- tar, kumaşlar serilmiş olduğu cihet le Sultan Süleyman âdeta altın ve ipekten bir duvar arasından g€- çiyordu. Sultan Süleyman İbrahi- min At Meydanına bu defa insa ettirmiş olduğu saraya avdetle gü- reş, raks, koşu, ok yarışı vesair u- mumi eğlenceleri seyretti, İbrahim Paşanın Ofen kasrı kıralisinden al- waş olduğu üç heykel - dikili taş ve sütun İle tunç yılanlar amuduna tetimme olmak üzere -AtMeydanın daki sarayı önüne konuldu (5), Evliya Çelebi, İstanbuldaki vö- zera, ülema, âyan ve diğer büyük lerin si larını sayarken: . “En büyük saray At Meydanın- da vâki İbrahim Paşa sarayıdır. milyon. İngiliz lirasma © satmış- tır. Bu şehrin yeni sahipleri, şehirde risinde 5 milyon sterling lirası kira üçreti almışlardır. * Futbol maçında itfaiyeciler Buyenos Ay- resde bir futbol maçında İtfaiye- ciler, halkı tes - kin etmek için epey uğraşurak yorulmuşlardır. . Mesele şudur: Oyniyan iki takıma göre ikiye ayrılan seyircilerden bir kismı, hakemi taşa, topaca tutmus- lardır. İşe polis müdahale etmiş, fa kat halk, bir türlü yatıştırılamamış- tır. Bunun üzerine stadyoma çağırı- lan itfayieciler, halka yarım saat su sıkmışlar, birçoğunu sırıl sıklam ede rek dağıtmıya muvaffak olmuşlar - dır. 4 Renkli duman veren sigaralar Amerikada bir sigara fabrikası, muhtelif o renk - lerde duman çi karan sigaralar imal © etmiştir. Bundan sonra bu fabrika, yalnız tü tünlerin cinsıne göre değil, çıkara- cağı dumanların rengine göre de si- garr yapacaktır. Bayanların, giydik- leri elbiselerle ayni renkte duman veren sigaraları . içmeleri şimdiden l e İçok moda olmuştur. Ox Sinekler sarıdan kaçıyorlar “Londrada Ob reçel — imalât; İç Ve Sağ nesi, o reçelleri VE rengini muhafaz edecek bir çare a riyormuş. Bunun için bir çok tec b rübeler yapılmış... İİ Bir defasında da, ımalathaneyeki vu tün pencerelerin camları sarı renge boyanmış. Sarı renkten © geçerek imalâthane dahiline giren ziyanın reçellerin rengini bozmadığı görül- müş, rübe sırasında daha garip bir keşif- te bulunmuşlardır. Pencerelere sarı renkli cam takılması, fabrikada her- kesi rahatsız eden sineklerin de bir- den bire ortadan kaybolmasını te- min etmiştir. Bu suretle, sineklerin sarı renkten kaçtıkları anlaşılmıştır. * Çileği Avrupaya getiren adam Fransada çileği Avrupaya ilk de- (a getirmiş olan captan Frezie'nin hatırası için bir â- bide dikilecektir. Kaplan Frezie 5 17 inci asırda Şi- iide yerli balkan iştahla bir nevi kır- mızı meyva yediklerini görmüştür. O da bu meyvaları çok leziz bulmuş ve aldığı beş tohumu ilk defa olarak Avrupaya getirmiş ve ekmiştir. Bu! 5 çilek fidanı, bu meyvanın Avrupa da üretilmesini kolaylaştırmıştır. —— Bu zat Süleyman Hanın veziridir. Bu sarayın yarısı bölünüb Padişah lara mabsus sarayı hâs ittihaz olu- nup gılmanı hâslan iki bin zülüf. keşan gılamı padişahi ile meskün dur. Saadethansi hümayundan son Ta bundan büyük sarayı âli yok- tur (6) diyor. (0) Faki İstanbul. Sayfa 208 (3) Latfi Payu tarı, sayfa 816 (3) Peçevi tarihi. Cik 1, sayfa Bİ (4) Solskznde tarihi sayfa 446 (5) Hammer tarihi. cilt 5. sayfa 40 ve 63 (6) Evliya çelebi sayahatnamesi. Cik 1, sayfa 323. kiruya verdikleri evlerden üç ay içe- Fakat, İngiliz sanayicileri, bu tec- | mışlardır?,, Bu haberi veren Utro gazetesi, şu satırları da ilâve ediyordu; "Dört kişilik bir ailenin bu de- haleti şerefine milli ve dini bir düğün (!) tertip edilmiştir. Biz, şu anda öğrenmiş bulunu- yoruz ki, bu ailenin İvan adını ak dığı bildirilen reisi Türk değil çin- genedir ve Şumnuda bulunan ye- dinci piyade alayında, mızıka zabi- tidir, Bize bu ikinci haberi veren Şum nu muhabirimiz diyor ki; “Dünyanın bir çok yerlerinde olduğu gibi Şumnuda da çingene- ler vardır. Fakat bu çingenelerle, İ Türklerin uzektan, yakından hiç- bir temasları, alâkaları, münase- betleri yoktur. Bu çingeneler, Şam nü hudutlarından içeri girmezler, Şehrin dışında, bir dağ başında yaşarlar. Yaşadıkları dağın adı da “Çingeneler tepesi,, dir!,. Tekzibile birlikte neşrettiğimiz. bu haber Bulgarların çingeneletle Türkleri dalma ve kasten biribi- rine karıstırdıklarını gösteren i İ haber değildir. Bulgar gezeteleri, bundan bir müddet evvel de Vraca'da, bir çok Türklerin din değiştirdiklerini yaz mışlardı. Ve biz o zaman da, o çingerele- rin Türk olmadıklarını isbat et- miştik. , Bulgaristan muhabirimiz: “Bugün, diyor, değil halis Türk Rodoji Pomak Türkleri bile, din, millet bahs de çok titiz, çök kıskanç, çok mü- taassıptırlar, İçlerinde millizetin- den ve dininden caymış tek İnsan bulmak mümkün değildir, Vaziyet böyle iken, Müslüman- ları koyu türkçü olan Bulgari; tanda, hele Deli ormanın merkezi sayılan Şumnuda bir ailenin din ve milliyet değiştirebileceğine i- İ 'nanılabilir mi? Bulgaristanda bu- | lunan çingenelere gelince, onların | milliyetleri, dinleri zaten malöm değildir. Göçebe hayatı yaşıyan bu biçareler, icabinda Müslüman, icabında hıristiyan. icabında Bul | | rda yaşıyan gar vo icabında'Türk olurlar... Bülün bunlara rağmen bir Türk ailesinin tanassur etmiş gösteril. mesi, gizli ve neticesiz gayeler gü- den bu gazeteyi okuyanları soh de rece hırslandırmıştır. Muhabirimiz diyor kis “Bu haberin şüyuundan sonra, bura Türkleri çingenelere acıma- mayı onlara ekmek, yer, yol. hat- in sadaka vermemeyi kararlaştır- mışlardır. Çünkü bu çingene lesi hıristiyan dinini sevdiği İ- çin değ olduğu için tenassur etmştir. Bulgar gazetesinin, muhabiri. miz tarafından tekzip edilen sılsız havadisinde bir de vardı; Bu resimde, tanassur ettiği bil- dirilen çingene ile karısı ve çocuk ları görülüyordu. Çocuklar, henüz yürüyemiyecek çağda idiler. On- ların resimlerini görünce, bu ha- İ beri veren gazetenin. suiniyetine inanmamak mümkün değildi. Çün kü bu resim, tenassur ettiği bildi. rilen mahlüklerin sade Türk oi - madıklarını, sade çingene oldukla rını değil, idirâk sahibi bile bulun- madıklarını isbat ediyordu. Bu gazete, dört Türkün tanas- sur ettiğini bildiriyor. Halbuki a- dam yerine sayılan bu dört kişiden ikisi henüz yürüyemiyecek yaşta- dırlar, O çağda mahlüklar, din de- ğü, don, gömlek bile değiştiremez- ler, din, babadan evlâda intikal e- den bir miras değildir. Bir çocuk, dinin mânasını, idrak çağına gel- dikten sonra anlar. Ondan sonra a resim a e ya Birkaç gün evvel, Sofyada çıkan Utro gazetesinde şu satırları “Şumnu şehrinde bir Türk ailesi tanassur etmiştir. Aile reisi İvan, zevcesi Radka, çocukları da Mihail ve İsanko isimlerini al- da, ya babası, anasının telkin et- tiği dini kabul eder, yahut ta ki- taplarda okuduğu dinlerden birisi- Bİ seçer, Uç, dürt yaşında bir çocuğun bir din sahibi olabileceğine, hele din değiştirebileceğine inanabilmek gü. lünç değil midir? Binaenaleyh, din değiştirdiği bildirilen dört kişiden Ikisi, henüz idrakten, izandan mahrumdurlar. Diğer ikisi de, idrakten, izandan mahrum bulunan iki sabimin din sahibi olabileceğine, din değiştire- bileceğine inanacak kadar beyinsiz- dir!, e Şu halde Bulgar gazetesinde: “Dört kişilik bir Türk ailesi ta- Bassur etti!,, şeklinde çıkan acayip haberi: “O aile Türk değil, çingenedir!,, cümlesiyle tekzip ettikten sonra, şu sözleri de ilâve edebiliriz: “Bu çingeneler de henüz akıl sa- hibi olmamış, ve akıllarını oynat- mış biçarelerdir!,, * Bize, bü garip tanassur hâdise- sinin içyüzünü resimlerle tevsik ederek bildiren Bulgaristan muha- birimiz diyor ki: “Bulgaristanda, dinini, imanını değiştirebilecek hiçbir Türk yok- tur. Türkler, dinlerini, imanlarını kâinat pahasına (değiştirmezler. Fakat bu kadar scayip, bu kadar mânasız, asılsız ve gülünç iddiala- m, Müraları, isumtarı, okudukları zaman, hepsi de dinde imandan çıkiyorlar!,, Yearrin türây İZMİRDE | | Türk milletine düşman | Bir Kadın Arkadaşını Yaraladı Izmir, (TAN) — Aziziye mahalle- sinde Aşağı Sineklide Irfan arsası numaralı evde bir genç i gibi genç bir kadın arkadaşını yaralamıştır. Aralarında İ ötedenberi geçimsizlik bulunan bu kadınlar biribirlerine iyilik kötülük ismet ederlerken, Emine ismindeki, Fatmayı başından keserle ağır suret te yaralamış ve yakalanmıştır. Nevyork Sergisine Hazırlık Başladı Izmir, 28 (TAN Muhâbirinden) — 1939 Nevyork Sergisinin Türk pav. yonu için şehrimizde hazırlıklara baş mite kurulmuştur Komite ilk toplan tısını bugün yapmıştır. 4 İzmir, (TAN)— İran konsolosu Mahmut Han, başka bie vazifeye ta- yin edildiği «için şehrimizden ayrıl- mıştır. Yeni konsolos gelinciye kadar işleri Vis- konsolos Refet idare ede- cektir. Üzümler Çok Metis Izmir, (TAN) — Üzüm mahsulü bu sene gayet nefistir, Havaların si- cak gitmesine rağmen üzüm piyasa sının bügünlerde açılması mevzuu bahis değildir. Piyasanın ancak 20 | Ağustosa doğru açılacağı tahmin e- dilmektedir. Incir piyasasının da 20 Ağustostan evvel açılacağına ihtimal verilmi- da incir mıntakasında bir tetkik ya- pacaktır. Fuarın açılma töreninde bulun- mak üzere şehrimize geleceği haber verilen Iktisat Vekilimizden. bu pi- yasaların açılmasında . hazır bulun- lanmıştır. Valinin reisliğinde bir ko- * yor. Avrupada bulunan Ticaret Oda- sı Reisi Hakkı Balcı Ağustosun onun 'da şehrimize gelecek, ondan sonra